1641.
ah kimselerin vakti yok
durup ince şeyleri anlamaya
(gülten akın)
devamını gör...
1642.
atımı bir yerde durmamanın güzelliğine bağladım.
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...
1643.
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...
1644.
...
tekrar duyduğun gün sesimi gök kubbede
hatırlaki mahşer günüdür
ortalığa düşmüşüm seni arıyorum. cahit sıtkı

"ortalığa düşmüşüm seni arıyorum"
devamını gör...
1645.

gözlerin gözlerime değince
felaketim olurdu ağlardım
devamını gör...
1646.
ne talihsiz adammış
imanı gevremiş parasızlıktan
devamını gör...
1647.
bir bozuk saattir yüreğim, hep sende durur.

zamanı durdururum yüreğimde,
sensiz geçtiği için,
akrep yelkovana küskündür.
şu bozuk saat çalışsa benim için ölümdür.
devamını gör...
1648.
bir saçlarımı esti yıllar
bir çenemi yordu sakallarım
neden ona bu kadar sorular
sana hiç cevaplar bıraktığıma
(bkz: faysal soysal)
devamını gör...
1649.
ne zaman mutlu kalksan böyle yatağından,
ne zaman evinin duvarlarını sevmeye başlasan, hayat yine aynı yerden vuruyor sana.
yine aynı karın ağrısı başlıyor.
yine aynı bıçakla,
yine aynı yerden,
inatla kesiyor seni.
devamını gör...
1650.
tabii bilge pişman olacak, ama iş işten geçecek. beni çok arayacak.
size çok önemli bir şey söyleyeyim mi albayım: bu bilge akıllı değil albayım.
burası çok önemli. ben ondan akıllıyım, birçok insandan akıllıyım.
mesela bilge, benim gibi sözler bulup söyleyemez duruma göre.
beni sevseydi, onun çok yararına olurdu. onu adam edebilirdim albayım.
tabii akıllı olduğum için bana dayanamadı.
belki de akıllı insanlar yalnız kalırsa daha iyi olur. kim bilir?
bilge de bunu çok söylerdi. yalnız kalırsam daha iyi olurmuş.
üşüyorum albayım, aceleden ceketimi giymeyi unutmuşum.
sokağa nasıl çıkılacağını bilmem mesela.
bende hayat bilgisi zayıf albayım.
bilge bunları bilir, bu bakımdan akıllıdır; birlikte olabilseydik, insanlık çok yararlanacaktı bundan.
yazık oldu. şimdi yanımda olsaydı, böyle üşümezdim albayım; beni bir arabaya bindirirdi hemen.
devamını gör...
1651.
"kaç yol, ağlamaklı olmuşum geceleri..
asıl bizim aramızda güzeldir hasret,
ve asıl biz biliriz kederi..
*
devamını gör...
1652.

1-farandole

tozun içinde töz, tözün içine toz vardır ?!?
hangi bulutların göklerinde efrâsiyâb
çorak teslimiyetlerin hangi kavşağında çemâne
“ben” olabilmen için tanrısamalısın kendini
ayva tüyü,,, ben(!)
itiyorum onu kendi sınırlarımdan
kainatın bilinmezliklerine atılan bir üfürük gibi
füüüüüü…, füüüü
hazır olduğunda dön!!!
kırmızı başlıklı erkek
farandole harmonisi kaotik keklerin
bir çek-yat huzuru yuvasız sokak şiirlerine küfür
üfür…üfffff...üfffff… küfür(?!)
inanırım gözlerine
aşkın eytişimi çok naif
ölümden bile yaşlı
silme(!)
bu postmodern bir şiir kendince iç, oku!
dördüncü duvarı da yıktım (?) !
imgesiz tiyatro yazarım ya da öykü (zzz)
serendib-cidde
vuslatın gölgesine yağmur getiren sıcaklar bıraktım.
yalnızım… çooooook!!!
selim savaş karakaş


selim savaş karakaş’ın “farandole” isimli şiirinde postmodern ögeler;

1- üst kurmaca özelliği: şiirin sonuna doğru şair şiirin postmodern bir şiir olduğunu şiirseverlere duyuruyor. okuyucuyla iletişime geçiyor;

“ bu postmodern bir şiir kendince iç, oku!
dördüncü duvarı da yıktım (?) !”

ayrıca postmodern şiirin; çokyönlülük, anlam genişliği kişiden kişiye değişen algılama ve yorumlama olanakları sunduğunu da şair ifade ediyor. postmodern düşüncede okuyucuya düşünme ve kendince yorumlama penceresi sunulur. aslında yazılanlar okuyucuya daha çok sorumluluk verme amacı taşır. şair okuyucuya bu şiiri kendince yorumla kendince anlam yükle derken imgelerin ne olduğunu da araştırmasını istiyor.
“dördüncü duvarı da yıktım” ifadesi tamamen üst kurmaca anlayışın yansımasıdır. özellikle tiyatroda dördüncü duvarı yıkmak sahnedeki oyuncunun oyundan kopup seyirciye olayların kurmaca olduğunu anlatması veya sezdirmesi demektir.

2-postmodernizmde kalıpların yıkılması olması gereken özelliklerden biridir. şair bazı dize sonlarında alışılmış noktalama işaretlerinden daha farklı işaretler kullanmıştır. belki de noktalama işaretlerini şekiller üzerinden değerlendirilmesini istemiştir.

3-“kırmızı başlıklı erkek” dizesi metinlerarası yönteminin parodi bölümüne daha yakın gözükmekte. alışılagelmiş formların dışına çıkmak postmodernizm için hayati önem taşır. alışılmış olan “kırmızı başlıklı kız” olması gerekirken şair burada erkeğe kırmızı başlık giydirerek hem parodi hem de ironi özelliğini kullanmıştır.

4-“ben” olabilmen için tanrısamalısın kendini
ayva tüyü,,, ben(!)
bu dizelerde şair postmodernizmin diğer her akımla iletişime geçebilme görüşüyle karşımıza çıkmıştır.
ilk dizede varoluşçuluk ve benlik bilinci ki insanın tanrı ile özdeşleşmesi gerektiği vurgulanmış ve böylece kişinin “ben” olabilme yolunda ilerlemesi de buna bağlıdır denmiş. ikinci dizede ise “ ayva tüyü,,, ben(!)” yine ironi yapılmış yani benlik bilinci ile insan yüzündeki “ben” karıştırılmasını vurgulanmış. veya bana göre divan edebiyatındaki sevgililerin özelliklerinin anlatılmasına telmih yapılmış. sevgilinin ayva tüyü ve yüzündeki bene aşık olan maşuklara gönderme yapılmıştır. aslında her iki durumda da ironinin dibine vurulmuş.

5- tozun içinde töz, tözün içine toz vardır ?!?
hangi bulutların göklerinde efrâsiyâb
çorak teslimiyetlerin hangi kavşağında çemâne

toz ve töz kelimeleri, okyanus ve damla kelimelerini çağrıştırıyor bana
yani bir damla suda tüm okyanus yok mu? her zerrenin içinde bir cevher, her cevherin içinde bir zerre toz yok mu?
cevher olabilmek efrâsiyab gibi adını tarihe yazdırmak ve diğer tarafta çorak kelimesi ile yokoluş ve bir yemyeşil ovanın kurutulması ve kurutanların isimlerinin silineceği anlatılmış


6- şiir edebi sanatlarla bezenmiş, imgeler gerçek ve mecaz anlamın ikisini de kullanılacak şekilde. aşkın eytişimi, serendib, cidde gibi imgelerde neler anlatılmak istenmiş okuyucunun hayal dünyasına bırakılmış. varoluşculuk felsefesi aşk ve yalnızlık şiirde hakim duygular.
devamını gör...
1653.
sonunda sevdiğimiz bir şiir ve sevdiğimiz bir şair: ah'lar ağacı- didem madak.

ne diyecektin, ne söyleyecektin
şairlerin şahı olsan,
bir ah'dan başka.
bana yıllarca, bunca sözü boşa söylettin.
ah!

ama söylemiş, hem de çok güzel söylemiş. imgesine sağlık.
devamını gör...
1654.
"beni kurtaracak biri yok hazırda
ölümün takibi henüz çok geriden
mihneti esvap gibi geçirip sırta
yel değirmenlerine hücum yeniden"

behçet necatigil, yel değirmenleri.
devamını gör...
1655.
“zamanımız apayrı bize göre
yanyana olduk mu elele
aç kalsak ağlamayız biliyorum.
içim güvercinleri okşamış gibi rahat
sen yanımdayken ister istemez
geniş meydanlarda akşam üstleri
üstüste üç kere deniz üç kere çınarlar
sen yanımdayken ister istemez
uzak ırmakları hatırlıyorum...”
turgut uyar| senfoni
devamını gör...
1656.
"yufka mıdır
yufka mıdır benim bakışım dünyaya
ki acılarıyla başlatırım insanları
derimi yalayarak geçen mevsim
beni alır şehirden yıpranmış bakışlarla
her askere gidenin, her tören yorgununun
kondurur kemerinin kaşına.
böylece ben, o küskün, o karışmayan dehliz
koca bir tomruğu yüklenirim arkadaşlarla
koca bir tomruğu kaldırıp kaldırıp
kümbetlere, bitkinliğin bordasına..."

ismet özel, kan kalesi
devamını gör...
1657.
beni senin gibi
bir de annem terk etmişti
ki göbeğimde durur
onun yokluğundan
bana kalan
çukur

(bkz: giderken - sunay akın)
devamını gör...
1658.
kenetlenmişsin kalbime ilmek ilmek.
işlenmiş gibisin hasretinle yüreğime.
nereye böyle bileyim söyle.
devamını gör...
1659.
şimdi sen gidiyorsun ya,

herkes sana benzeyecek.

(bkz: yılmaz erdoğan)
devamını gör...
1660.
matematik, bunu açıklayamaz.

küçük iskender/ mayıs giremez/ s/ 105
devamını gör...

bu başlığa tanım girmek için olabilirsiniz.

zaten üye iseniz giriş yapabilirsiniz.

"sevilen şiirin en vurucu dizeleri" ile benzer başlıklar

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim