sözlük yazarlarının takıntıları

potansiyel seri katilsiniz lan, geçmiş olsun.

allah kurtarsın arkadaşlar.

çok var ya, kıl-tüy takıntım vardı vücudumun hiçbir yerinde kıl olsun istemezdim,sürekli tüy dökücü kremler,tıraş makineleri vesaire en son lazer yaptırdım tüm vücut,duştayken suyun üzerinizden akıp gitmesi muhteşem bir his,model araç takıntım vardı (bkz: diecast) kazancımın çoğunu ayırırdım pahalı ve zaman isteyen bir hobi çok şükür azalttım,yemek yerken tek yemeyi daha çok seviyorum, toplu yemeklerde kaşığı,çatalı tabağa sert vurma,ağız şapırdatmak vesaire beni rahatsız ediyor, birşey alacaksam yada yapacaksam hep en iyisi olsun istiyorum yada tam olsun,mesela telefon aldım fakat kılıf 1 hafta sonra gelecek,o kılıf gelene kadar o telefonu kullanmam,herşeyi dalgaya alma huyum var olabilecek her türlü kötü durumdan dalga geçerek sıyrılıyorum,yarın bir yemeğe davetliyim diyelim o gün için siyah şort,beyaz tshirt ve haki renk bir şapka kombinledim, bunlardan biri kirli diyelim ya o yemeğe gitmem yada onu hemen temizlerim,herşeye çabuk alışma durumum var, o yüzden arkadaşlarım hep, seni hapise atsalar oraya da alışır çıkmak istemezsin derler, temizlik takıntım var,yüzüm yada saçlarım yağlansın hemen duş alırım,bu bazen gün içinde 2 kez oluyor,herşeyim temiz olsun istiyorum,giyim,kıyafet,ev,araç bla bla bla. daha aklıma gelmeyen çok şey var sanırım gerçekten deliyim.

yastık koklama gibi bir huyum var, temas bağımlılığı da var yanına tripofobi ekle ve tripofobi olduğu halde gene de bakmaktan kendimi alamıyorum delikli şeylere. kusuyorum terliyorum korkuyorum ama gene bakıyorum. sanırım ben meraklıyım.

içecekleri sol elimle içmek. kolyeyle uyuyamamak. bir elime su değdiyse mecburen diğer elimi de ıslatmak. vs.

elimi sürekli yıkamak, temiz olduğunu hissetmek.

eğri şeyler....

kitaplarımın boy sıralamasına göre dizilmesi


ve daha bir sürü şey..

arabayı kilitlediğimden asla emin olamıyorum. iniyorum kilitliyorum, merdivenlerden dönüyorum kilitliyorum yetmiyor pencereden bir daha kilitliyorum. kurtulamıyorum bu lanetten.

evden çıkarken elektronik aletlerin fişini çektiğimden emin olamamak. o yüzden buzdolabı dışında her yerin sigortasını kapatıyorum.

whatsapp grubunda doğru fotoğrafı mı paylaşıyorum diye defalarca kez kontrol etmektir.

... yakında çöp ev olacak evim, her şeyi saklıyorum, anlam yüklüyorum, kağıt parçalarından paketlere, iplere, bir ara her şeyin koleksiyonunu yapıyordum, kürdan dahil, o ne be hepsi bir mi demeyin şahane paketliler bulmuştum, eve bir geldim, ablam eşyalarımı toplamış, masamı falan da... 13 poşet çöp atmış, koştum baktım, ulan kürdan koleksiyonum dahi duruyor, peki sen ne atıın, 20 küsür sene oldu halen ne attı bulamadım ... nerede çan ve kukla görsem son kuruşuma kadar verip alıyorum, tolkien ve küçük prens ile ilgili her şey ama her şey benim olsun istiyorum, evde sonsuz eşya vs oldu böyle... el yıkama takıntım ağır obsesyon... pandemide herkes beni anladı... 9 takıntım var... bir ara çizgilere basmadan yürüme, adımlarımı sayıp 3ün katı değilse olana dek yürümeye devam etme takıntım da vardı... çok küçükken de camda durur taksilerin plakalarını ezberler uyumadan tekrar ederdim, o plakalardaki harflerden sözcük üretirdim, bir özel eğitimci arkadaşım aspergerli çocuklara gönüllü hikaye ve fotoğraf atölyesi yaptığımda, sen de aspergerlisin demişti, geçmişte göz kontağım da baya sıkıntıydı, neden olmasın her şey ve hiçim...

odamın kapısı açıkken uyuyamam, evin herhangi bir odasında ışık açıksa uyuyamam, karşımda bölmeli bir şey var ise onu muhakkak sayarım ve hayali olarak s, o, s yazıp sos yaparım. daha çok varda bu tam safiye dersiniz diye hepsini yazmıyorum.

evden çıkmadan önce buzdolabı hariç tüm fişleri çekip öyle çıkar ve her odanın prizlerini fiş takılı mi diye tek tek kontrol ederim. bir de odamın kapısı kapalı asla uyuyamam. evin her yerine uyurken bile hakim olmam lazım .

yatarken perdenin azıcık aralık olan kısmından sızan ışık.gözüme gelmese dahi varlığını biliyor olmam rahatsız olmama yeter.mecbur kalkıp çekeceğim perdeyi.

cüzdan,kart ya da paralar mutlaka sol cebe. telefon ve anahtar mutlaka sağ cebe. asla ama asla şaşmaz.her eşyamın bir yeri vardır ve mutlaka orda bulmalıyım.
beyaz atlet giymem.
yatağın her zaman karşıdan baktığınızda sağına yatarım.solda uyuyamam.
güne vivaldi dinleyerek başlarım .sonuncu şaka tabi. öyle basit şeyler işte.

meselam, ıslak bir nesneye dokunmayı sevmem ben. bulaşık yıkandıktan sonra tam kurulanmamış çatal, bardak, bıçak vb. şeylerin elimde ıslaklık yaratması hoşuma gitmez. her şey kuru olmalı.

meselam, koku. kötü kokuya tahammülüm yoktur, sası kokan şeylerden nefret ederim, kimse kötü kokuyu almaz ben alırım. bardak ve bıçağı şöyle önceden çaktırmadan koklarım. kötü koku olmamalı.

çift sayılardan ekseriyetle kaçarım.
televizyonda ya da bilgisayarda sesi açıp kısarken illa ki 33, 55, 77 gibi rakamlarda tutarım.
müzik olmadan maksimum bir iki saat dayanabilirim.

parmaklarımın hepsini tıklatmadan işe başlamayamiyorum

şimdi okb tedavisi gören biri olarak buraya koca bir liste çıkarabilirim ama çoğunu artık yapmıyorum (tedavi samimiyetle önerilir) bir örnek verecek olursam parayı manava fırına vs verdikten sonra birkaç kez verdim mi diye sormak veya ayakkabının üstüne dokunamamak, her yere ayrı ayakkabı ile gitme zorunluluğu musluklar dokunamamak falan filan

benim de takıntım bu 'üslup'!!önemli.

güzel yemek yeyip az para ödemeyi çok seviyorum. bakın param yok değil, var.
ama aşırı hoşuma gidiyor indirimdir şudur budur takip etmek. takıntı oldu, seçim yapamıyorum kafayı yiyorum bazen.

takınamam ki üşenirim.