sözlük yazarlarının takıntıları

kendi boyuma bakmadan( 1.76 boyum) karşı cinste min 1.70 boy kriteri. daha aşağısı ile hiç ilgimi çekmiyor nedense. sebebi güçlü görünmeleri sanırım.

soğuk olduğu için kapanan yayla.

en az 3 milyon eder net.

kardeşim yayla dediğin soğuk olan bir olgu değil mi ya? bürücek yaylası'nda arsa yok arsa, millet para veriyor da bulamıyor.

abicim yaylaya soğuk olsun diye gitmez miyiz ya? yayla şu an soğuk. gelme gelme.

takıntı sayılır mı bilmiyorum ama ben yemek yediğimde tabağı yıkamadan diğer yemeği koyamıyorum,o tabak sudan geçecek.

. her ay mutlaka üç resim sergisine yanıma boyalarını alıp giderim, eksik resimleri tamamlarım. ressamları serginin orta yerinde döverim.


yaz kardeşim, not al, felsefe edin, bara damsız girerim, damsız çıkarım
damlı girersem yine damsız cıkarım
barda içki içmem içki ısmarlarım
sabahları anadan üryan balkonda yatarım
sonra banyoya girer 7 saat çamasır suyunda kendimi bekletirim.
sabah erken uyanırım 2 gibi, bi dene çay goyarım, 2 şeker atarım, menemen bişittiririm onu yerim, ekmek banarım, 3 e gadar beklerim 3len 5arası gadınlarlan gonuşurum, günde 5 gadınlan gonuşurum, her agşam eve gelince televizyonu açarım, 7 dakka izlerim, daha sonra televizyonu bozarım, sabah uyanınca televizyonu yaparım,7 dakka daha izler gapatırım...gece yatarken doğalgazı açarım, perdeleri tutuştururum, 3 gibi uyanıp söndürürüm... taksiye binmem. binersem yolcu olarak gitmem. ben sürerim. ayda dört kez senfoni orkestrası konserine giderim.
en ön sıraya otururum konserin tam ortasında ayağa kalkıp ismail yk. şarkısı söylemeye başlarım
kendimi yaka paça dışarı attırırım
sonra evime gider mustafa sandal'ı ararım
ağır konuşurum bunu 28 gün tekrarlarım
sonra tekrar arar daha ağır konuşurum
sinirlenir cevap verirse alttan alırım, özür diler telefonu kapatırım.
buradan

yan yana yürüyen iki insan karşımdan geliyorsa aralarından geçip küfür yemeyi seviyorum. bide uzaktan konuşarak geliyorlarsa içimden saçma bir konuda konuşturup dış görünüşlerinden nasıl bir hayat yaşadıklarını tahmin ediyorum.

odamın kapısının açık kalması. azıcık bile açık kalsa dayanamıyorum. sinirden geberiyorum, uykum kaçıyor. bir keresinde annem bir şey almak için odama girmişti o ara tam dalmak üzereydim neyse çıkarken kapıyı kapatmadı resmen gözümü adile naşit gibi açıp "anne şu kapıyı kapat!" diye bağırmıştım hshshshsh

sanırım tekli koltuk takıntım var herhangi bir ortamda şayet bir tekli koltuk varsa direkt onu seçiyorum evde dışarıda otobüste akla gelen heryerde gözlerim tekli koltuk arıyor, resmen itiraf oldu ama neyse.

açık gardrop kapağı varsa uyuyamamak

bilgi içerikli tanımlarımı saat başında yayınlamak.

illa saat başı olacak.

antin kuntin herhangi bir işi mükemmele yakın hâle getirene kadar uğraşmak. sorumluluklarım konusunda ne kadar umursamazsam bu tip konularda da bir o kadar işgüzarım. bünyem resmen angarya seviyor. maddi manevi herhangi bir karşılığı olmayan işlere motivasyonum yüz üzerinden bin beş yüz şaka gibi.

birkaç gün önce meslektaşlarımın dahil olduğu whatsapp grubunda gönüllülük esaslı bir çalışmadan bahsedildi. milyon tane materyal atıldı vs derken kimse de iplemedi. ben konuşmaya dahil bile olmamışken iki gündür tek başıma ortaya bir şeyler çıkarmaya çalışıyorum. gönderdikleri her şeyi okuyorum deli gibi, notlar alıyorum. bilgisayara bakmaktan gözlerim yuvalarından fırlayacak djdjdj hayır bir şeyler yapsam tutup paylaşacak da değilim. sadece içlerinden birisi bir fikirle geldiğinde "hahah ben daha iyi iş çıkardım" diye düşünmek için yapıyorum bunu.

zamanım mı çok? hayır. uykum mu yok? fazlasıyla var. aptal mıyım? sizi hiç alakadar etmez. neyse gideyim de powerpoint sunumumun renklerini şey edeyim.

bir filmi muhakkak orijinal diliyle ve altyazıli, ve mümkün mertebe en geniş ekranda, en yüksek çözünürlükte izlemek. bana bu konuda takıntılı olduğum söylenir ama ben deneyimden ne anladığım, onun kalitesine, keyif duzeyine ne kadar önem verdiğim gibi yerlerden okunmasını isterim bunun. hevesim kaçıyor, valla izleyemiyorum.

ikici kez kontrol etmek . ütü, araba ,anahtar her neyse.

plan program yapmadan adım atmam çok zor. kanka biz geldik neredesin, olayı bende geçerli değil. bir hafta önceden haber edeceksin.
dakiklik. söylenen vakit için 5 dakika daha beklerim sonrası çeker giderim.
oda. çorabımın teki yatakta, teki kitaplıkta olabilir. beni ilgilendirir.
kitap. ödünç kitap hayatta vermem de almam da.
bilgisayar, tablet, telefon. kullandırmam.
gürültü. hiç sevmem.
öyle işte.

kadınlar da uzun boy ve kısa saç takıntım. 1.70 altında ki kadınları ciddiye alamıyorum maalesef.

kadın dediğin misler gibi kokmalı.
sigara içmemeli.

açık çekmece takıntısı. nerede olursam olayım açık kalmış bir çekmece görünce kapatmak istiyorum. yattığım yerden kalkıp çekmeceyi kapatıp ardından tekrar yattığım bile oluyor.

temizlik konusunda bazen çok hassas olabiliyorum neyse ki her zaman öyle değilim yoksa çevremdekilerin vay haline

insanlık dışı şeye gelemiyoru'm, laflara vs.

temizlik. hayat kalitemi düşürüyor, bazen hayattan keyif almamı engelliyor. kafanızda sürekli tilkilerle gezmeye sebebiyet veren takıntıdır ki şu anda beni anlayanlar gülümsedi bile :)) örneğin dışarıda bir fincan kahve içmek bile bazen zulüm olabiliyor. tam içerken “ fincanlar iyi yıkandı mı acaba? mutfak temiz mi? çalışanların el yıkama alışkanlığı ne durumda? “ vs vs bu en basit örneği.

televizyonun ya da radyonun ses ayarını en son ben yapmalıyım. ses çizgisi çift rakamda kalmalı. aksi halde içim rahat etmiyor.