birkaç yıl evvel, internet cafe işletmeciliği yapan bir arkadaşım vardı. genellikle yolumun üzerine denk geldiğinden fırsat buldukça dükkanın önüne sandalyeleri çeker, çay falan içerdik. bir gün, baktım dükkanın içinde 16-17 yaşlarında bir delikanlı geziniyor, işte masaları temizliyor, isteyen müşterilere içecek servisi falan yapıyor. kıç kadar dükkan, elemana ne gerek vardı dedim, çocuğun babası akrabalarıymış uzaktan, çocuk da sessiz sakin çok içine kapanıkmış, rica etmiş babası da arkadaştan, öyle para falan da gerekmez, maksat biraz insan içine çıksın demiş. arkadaş da ne demek .....amca, tabii ki gelsin, bana da eleman lazımdı zaten, başkası gelip çalışacağına yiğenimiz çalışmış olur fena mı? derken başlamış işe bizim eleman.
günlerden bir gün, ben yine dükkanın önünden geçiyorum ama oturacak zamanım da yok. arkadaşıma selam verdim, çocuk gülmekten selamı alamadı. yanına gidip iyi misin diye sordum, yok konuşamıyor gülmekten. alla alla... neyse dakikalar sonra gözlerindeki yaşı sile sile anlattı. bu çocuk, fırsat buldukça boş bilgisayarlara oturup malum sitelere falan giriyormuş, arkadaş da ses etmiyormuş çocuğu utandırmamak için. neyse bu çocuk, o sitelerde rastladığı penis büyütücü reklamlarındaki ürünlerden birini sipariş etmiş. birkaç gün sonra dükkana büyük bir kargo paketi gelmiş, kutunun içinden küçük bir büyüteç çıkmış, bildiğimiz mercekli olanlarından. yanında da bir not: bakar bakar, büyütürsün...
tabii insan gülmekle kalmıyor, parasını almasına rağmen, ince mizahını da esirgemeyen dolandırıcının böylesine saygı duyuyor. böyleleri, tokatladığı her bir kuruşu sonuna kadar hak eden incelikli adamlar.
devamını gör...
alacak karşılığı 93 model mavi bir skoda felicia araç almıştım. uzun yol yaptıktan sonra satmaya karar verdim ve arka camına satılık yazısı yapıştırdım. evet eski kafalıyımdır. neyse öyle kullanıyorum uzun zaman.

birgün eve gidiyorken markete uğrayayım dedim a101 in önüne çektim arabayı. indim arabanın yanında durdum, marketin kapısında aktüel ürünleri inceliyorum. lipton ice tea 2 lt 4 lü paket indirimde o sıralar damacanası olsa alır içerim öyle tüketiyorum. fiyatta o zaman 45 lira mı ne baya ucuz. alsam mı almasam mı şekerli bu beni mahvediyor aslında diye düşünürken marketin oraya bir araç yanaştı içindeki bana seslendi kardeş kaç para? abi dedim 45 lira. dalga mı geçiyorsun? yooo valla 45 lira kaçmaz bu fiyata bence. lan t...k mı geçiyorsun benimle arabayı diyorum araba 45 lira mı? lan ben ona satılık yazdığımı unuttum ya. satmıyorum ben araba falan benim değil o dedim.
devamını gör...
avukat bir arkadaş hırsızlık suçuna teşebbüs olmayacağını söyledi komik baya iki gündür gülüyorum. avukatınızı iyi seçin.
devamını gör...
bi gun otobuste arka besliyi uclemisiz ben 5linin ortasindaki koltuktayim. cantamla montum kucagimda sarilmis oturuyorum. en kosedeki arkadas bi sey anlatti. ben de egilmis dinlerken otobus bir fren. kollarim cantamjn altinda birbirine bagli. dizlerimin ustunde düşüşüm.. kafami birinin dizine çarpışım.. sonra utancimdan kafami kaldiramayisim ve o kisinin iyi misin demesi... yani gerek yok tekrar boyle bi olaya bi kere yetti.
devamını gör...
insanın başına gelmediğinden okuyunca komik gelmeyen olayları barındıran hede.
(bkz: çok komik kanka bi daha olmasın)
devamını gör...
işi acil teslim almaya gelen müşterinin işinin hazır olmaması, bizim ise o esnada kola çekirdek yapıyor oluşumuz. olayın aslı müdür bize sormadan hazır gel al demiş.
devamını gör...
...
ben ilk oscar alışımı anlatayım o zaman. çokta hazzetmediğim uçak yolculuklarımdan biriydi. fiziğine göre, epeyce ağır olduğu anlaşılan iki çantası ve koltukaltına zorla sıkıştırılmış klasörleriyle, minyon da sayılabilecek çıtı pıtı zarif bir genç hanım, sanki son anda yetişmiş telaşında, koridordan ilerleyip geldi ve yanımdaki koridora yakın koltuğa çantalarından birini bırakırken, klasörlerden biri yere biri yanımdaki koltuğa düştü. nezaketen kalkarak yardım etme girişimime de, sevimli bir teşekkür ve kalkmamam yönünde bir el işaretiyle ihtiyaç duymadığını belirtti. (her halinden yoğun bir işgünü geçirdiği ve yorucu bir toplantıdan ayrılarak uçağa ancak yetiştiği anlaşılabilecek bir iş kadını olduğu tartışmasızdı.) ben okumakta olduğum kitabıma dönmüş, o'da çantalardan birini başucu bagajına yerleştirmek için zorlanarak uzanmışken, ilk korkunç anons! duyuldu. ön arka ve yan koltuklarda oturanlardaki refleks gülüş ve tepkiler öldürücüydü. ben bütün ciddiyet ve kitabına odaklanmış dalgınlığımla! orada yok olduğumu hissettirecek, oscarlık ilk rolümü başarabilmenin gururunu yaşarken, hamfendi de ancak oturabilmiş ve kucağında kafasını gömeceği klasörler altındaki kemeri takmaya çalışırken, en az ilki kadar münasebetsiz bir anons! daha duyuldu. çevrenin tepkileri acımasızdı ve ben en az gözgöze geldiğimiz hamfendi kadar zorda kalmıştım. oyuncuların nasıl zor bir iş başardıklarını o an anladım ve yaşadım inanın. ve oscarı anamın aksütü kadar helaliyle aldım. (geçirdiğim en uzun ve zor uçak yolculuğuydu. kıpırdamadan ve kitabıma gömülü ve orada yokmuşçasına bin yıl yaşadım.!) bu nedenle uçaktan inen son yolcu bendim. otoparkta arabamı ararken "afedersiniz" diye arkamdan seslenene döndüğümde, yeniden gözgöze geldik hamfendiyle.. tabii ki tanımıyordum.! ilk kez görüyordum.! benim buyrun bile dememi beklemeden "çok utanıyorum inanın" dedi.. kıpkırmızı bir yüzle.. "çok naziksiniz.."
"efendim, anlayamadım.." dedim.. arabamın iki araç ilerde olmasına bu kadar sevindiğimi de hatırlamıyorum.. otobana ulaşana kadar da gülemedim inanın.. 'rolden çıkamamak' denilen bir şey varmış.. sonradan öğrendim.. hatta bir süre, ya yeniden karşılaşırsak endişesi yaşadım inanın..
...
devamını gör...
gülmedim.
devamını gör...
oyle 1 olay yok. ben kendim varligimla komigim zaten.
devamını gör...
böyle yine indirim zamanları, mağazada her yer her yerde. bende kıyafet yığınının üzerinde bir ceket gördüm ve çok beğendim. ceketi denemek için hamle yaptım tam bir kolumu geçirdim derken sahibi geldi. satılan bir ürün değil direkt kadının ceketiymiş. allahtan tatlı biriydi güldü geçti. o hengamede kim neyi tutarsa alıyordu ne bileyim be ben.
devamını gör...
(bkz: gülmeyi unuttuk be hüseyin)
devamını gör...
tebessüm ettirmek ayrı şey, güldürmek ayrı şey. güldürene sen aşıksındır mesela, tebessüm ettiren de sana aşıktır. konuyla alakası yok ama aradaki farkı anlayın diye şaaptım.
devamını gör...
ortaokul yılları. sınıf başkanıyım. sınıf defterinde dünden kalan imzaları attırmaya gittim müdür odasına. sonra sınıfa döndüm. defteri masaya koydum ve sandalyeyi geri çektim. oturur oturmaz sandalye bir anda yan yatarak yerin içine vakumlandı sanki. kıç üstü yere düştüm. bütün sınıf bir anlık şaşkınlık ve sessizlikten sonra kahkaha attı.

zemin ahşap ve bazı yerlerde irili ufaklı delikler vardı. sandalyenin bir bacağı o deliklerden birine denk gelmiş. gerisi zaten yukarıdaymış..
devamını gör...
babam ciddiyetle telefonuna bakıyor. böyle yeni nesil oynaklı şarkılar çalıyor izlediği videolarda. sonra kafasını kaldırıp diyor ki 'kuzu göbeği çıkmaya başlamış'. ardından başka video ve bir o kadar oynak bir şarkı. kaydırmaya devam ederken diyor ki 'eppur zencefil dök bak zeytinyağına ve öyle ye her gün. çünkü çok yararlıymış'. sonra diyor ki 'yusuf güney kim?'. diyorum 'şarkıcı, noldu?'. diyor ki 'ölmüş'. alla alla diyorum, bakıyorum internete ama öyle bir haber yok. diyorum 'yok be, yaşıyor adam'. diyor ki 'ölmüş'
yani ne diyebilirsin ki
ne diyebilirim ki
devamını gör...
gece yarısına kadar dersimin olduğu bir gün o kadar yorulmuştum ki eve gelince beş dakika muhabbet kuşum uçsun istedim, o da sıkılmıştır düşüncesiyle kafesi açtım. bir süre sonra onu kafesine koyup uyuyacaktım. kuşu tuttum, çöpe götürdüm kapağı açtım atmak üzereyim, kuş bi' cik etti. sonra kendime geldim napıyorum ulan ben diye. benim için komik ve tuhaf bir anı.
devamını gör...
yaren hanımı tanımam etmem kimse de bilgi vermemiş bana zaten sarı çizmeli mehmet ağa.. mail atmam gerekti hanım hanımcık hitaplar yapıldı. yaren hanım mailime cevap vermedi, aramam gerekti.
-sanırım yanlış oldu ben yaren hanımla görüşmek istiyordum kusura bakmayın.
(en basından erkek sesi) tüm yılgınlığı ile
- benim.
1 dk saygı duruşu.
-kusura bakmayın yaren bey.
elbette yaren bey için komik bir an değildi. sonradan duydum adamın başına gelmeyen kalmamış ama yine de yaren den vazgeçmemiş. yaren beye saygılarımla..
devamını gör...
komik mi emin değilim ama sonrasında çok güldük arkadaşlarla.

ekşi sözlükte biriyle tanışmıştım. uzun boy sevdiğime dair entry atmıştım öncesinde (ben 1.60(u: ehehe)). neyse, sohbet ilerledi, telegram falan derken 10 gün sonra görüşme kararı aldık (doğum günümdü). tabi o 10 gün içerisinde 1.88 olduğunu söyledi, sonra askerlikte 1.86 ölçtükleri söyledi. fotoğraflara bakıyorum, ablama diyorum ki "sanki en fazla 1.80" :d neyse, görüştük... ablamın erkek arkadaşı 1.94, bu çocukla eniştem arasında 8 cm yok, en az 15 cm var diye düşünüyorum. düşüncelerimi dile getirdim, "gel eczaneye girip ölçelim" diyor, ısrarla min 1.86 olduğuna ısrar ediyor. neyse :d akşam evde bi şüphe duydum, "ölç at" diye darladım. 1.80... ben boya takılan biri değilim. benden uzun olmasını isterim tabi ama zaten ben de kısayım, 10-15 cm bile kafi benim için. "boyundan değil, yalan söylemenden rahatsız oldum" diyip konuşmayı kestim. hâlâ ısrarla "1.88 olduğuma inanmak istemişim" diyordu fhjsjdjsjd sinir krizi geçirdim, salak yerine koyulduğum için. doğum günümde yaşadığım şeye bakın! hem ilk buluşma, hem doğum günüm... en azından çiçekle gelebilirdi. zaten kaybedeceği varmış. o günden sonra sözlükten flört yapmamaya karar verdim. 3,5 ay geçti bunun üzerinden. güzel ders oldu benim için :d
devamını gör...
psikiyatristime su siralar kotuyum demistim
31 demisti
dasdaassdaas
evet.
devamını gör...
resmi bir yazıda "zor" olan soyadı "zort" olarak yazmıştım.

yazı en büsbüyük müdüre gidiyordu ve de gitti. sıradan bir işti. gün içinde birçok aynı içerikte yazı böyle gönderilirdi. beni bu yanlış yazdığım yazı sebebiyle yanına çağırdı müdür. gittim. gülmemek için kendimi sıktım da sıktım. sonra müdür meğer bu yazıdaki personelin hep bu yazıdaki gibi durumuyla karşılaştığı için sıkıntıdaymış. çözüm arıyormuş hajshsjsbsjs. ben ilk başta sözlerine alttan alta gülerek cevap verdiğim için istemsizce zort yazısı gözümün önünde çünkü hajsha müdür de benim hain planlara mantıklı baktığımı düşünmüş olacak ki dozu daha da artırdı personele ceza vermeye kadar gitti olay ve ben yüz seksen derece dönüp birden öküz gibi ciddileştim müdüre yazık evet hazjah. dedim yok. bir tek o mu böyle yapıya yoooo dedim onun şusu busu osu nedeniyle o beyleyken beyle.

içim gidiyor ama ikna edemeyeceğim de zortun başına bir iş gelecek diye kızın da zaten psikolojisi zort. allahın işi gibi kısa sürdü, müdür insafa geldi zortu kurtardık. sebebi de şey he, bu zortu çekemeyenler işliyor müdürü, ben de çekemeyenleri gömdüm tabii hajdbajsb. yırttık neticede.

şu an hala kayıtlarda zort olarak geçiyor soyadı sadece hajshsjks.
devamını gör...

bu başlığa tanım girmek için olabilirsiniz.

zaten üye iseniz giriş yapabilirsiniz.

"yazarların yaşadığı komik olaylar" ile benzer başlıklar

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim