461.
14 yaşına kadar mükemmel bir ilişkimiz vardı. çok eğlenirdik. istanbul'un bütün tarihi yerlerini birlikte gezer bana anlatırdı. çok bilgili ve muzik zevki inanılmaz bir insandır kendisi. ne olduysa 15 yaşından sonra oldu. sürekli kavga eder hale geldik. öyle hakimiyet kurma gibi bir huyu yoktu ama onun istediği kararları vermediğim zaman tepkileri çok ağır ve agresifti ve çatışmalar başladı. hala tedavisini gördüğüm öfke kontrol sorununda payı maalesef çok büyük. 19 yaşında annem ile boşandıktan sonra resmen roller tam tersine döndü. o zamanlar bu kadar kötü durumda değildim. mantıklı bir karar verip evlenmesine vesile oldum. eşini istemeye ben gittim düğünü vs birlikte yaptık. evlendikten 6 ay sonra hayatımın akışının içine eden ve komple karakterimi değiştiren bir hastalık yaşadım. taburcu olduktan sonra ki süreçte destek sağlamadı bana maalesef. kardeşim doğduktan sonrada zaten artık kopma noktasına geldik. babamın dinleme huyu pek yoktur ve direkt suçlamaya geçer. 2.5 ay önce hayatımın 2.dönüm noktasını yaşadım ve kendisi ile irtibatı kestim. bugün tekrar aradım ve artık bana karşı daha hassas ve ne yaşadığımı anlayarak tepki vermesini ve biraz daha yapıcı olması gerektiği konusunda kendisinden rica ettim. bakalım bundan sonra ne olacak merak ediyorum. eskisi kadar agresif değilim. benim için bu son 3 gün psikolojik olarak çok zor geçti. konuşmak biraz iyi geldi. ölümlü dünya çünkü kimse ile dargın gitmek istemiyorum bu dünyadan. annem ile ilişkim toparlandı hatta en iyi dönemimizi yaşıyoruz. bu ayrılık süreci umarım ona ders olmuştur.
devamını gör...
462.
kartından harcama yaptıktan sonra vicdan azabı çektiğim için kendisini arayıp hal hatır soruyorum..
devamını gör...
463.
bir iyi bir kötü. insanları dinlemeyi pek sevmediği için bende genelde konuşmuyorum kendisiyle. aramızda telepatik bir iletişim var resmen.
devamını gör...
464.
465.
mezar ziyareti.
devamını gör...
466.
merdiven gibi inişli çıkışıdır
devamını gör...
467.
babasıyla sağlıklı ilişkisi olan insan sayısı bu ülkede yüzde 1 bile değildir. hele kızsa cok cok daha dusuktur.
devamını gör...
468.
yavaş yavaş onun çocuk benim ebeveyn olmaya başladığımız ilişkidir. iyi ki vardır.
devamını gör...
469.
aklıma geldikçe ruhuna fatiha...
devamını gör...
470.
+ baba beni bu adresten alır mısın?
- özel şoförün müyüm ulan ben, o kadar para verdik. kendin gelirsin.
5 dakika sonra,
+ adresi ver eşşoglueşşek.
severim babamı. iyi adamdır.
- özel şoförün müyüm ulan ben, o kadar para verdik. kendin gelirsin.
5 dakika sonra,
+ adresi ver eşşoglueşşek.
severim babamı. iyi adamdır.
devamını gör...
471.
babamla olan ilişkim hep kötüydü, genel olarak mizacını sevmiyorum. ama ortalıkta o kadar çok “daddy issues” muhabbeti geçti ki bu durumdan tiksindim, normalleştirdim. artık büyüdüm galiba, baya normal geliyor bana aslında çok da normal olmasa da. salla gitsin demek işe yarıyor, her şeyi travma haline getirmeyin.
devamını gör...
472.
hayatımda en sevdiğim en değer verdiğim ve kaybetmekten en çok korktuğum insan.
devamını gör...
473.
bir gün küçüğüm kardeşimle evin kilerini yaktım, ateşler sardı her bir yanı anasını satıyım kardeşime diyorum ''koş su getir'' falan, o da küçük, mutfağa koşuyoruz, babamla annem salonda film izliyorlar, camda ateş yansıması görmüşler de sıkıntı olduğunu öyle anlamışlar.
biz kardeşimle su bardağıyla müdahale ediyoruz yangına, bizimkiler itfaiyeyi mi arasak diye düşünüyorlar..
evde öyle bir koşuşturmaca çıktı ki görmelisiniz..
babam iki tane sandalye çekti koridora, oturdum ilkine, kardeşim de diğerine oturdu, bir yandan yangını söndürüyorlar annemle, bir yandan da bize dayak atıyor, ilk ben sonra kardeşim şeklinde ilerliyor kervan..
ateşi izleyerek dayak yiyiyorum anasını satıyım*
biz kardeşimle su bardağıyla müdahale ediyoruz yangına, bizimkiler itfaiyeyi mi arasak diye düşünüyorlar..
evde öyle bir koşuşturmaca çıktı ki görmelisiniz..
babam iki tane sandalye çekti koridora, oturdum ilkine, kardeşim de diğerine oturdu, bir yandan yangını söndürüyorlar annemle, bir yandan da bize dayak atıyor, ilk ben sonra kardeşim şeklinde ilerliyor kervan..
ateşi izleyerek dayak yiyiyorum anasını satıyım*
devamını gör...
474.
benim bir türlü istediğim noktada olmayan ilişkidir hata ben de mi babamla mı bilmiyorum her ikimize de birer miktar var sanırım
devamını gör...
475.
mükemmel af politikalarım sayesinde sanırım uzun vaadeli tramvatik zarar görmekten kıl payı kurtarmış olduğum ilişkidir.
ebeveynlerin de en nihayetinde hayalleri içinde ukde kalmış gençler olduğunu düşününce sessizce affetmek daha kolay. en önemlisi size olan ağırlığı da hafifliyor.
ebeveynlerin de en nihayetinde hayalleri içinde ukde kalmış gençler olduğunu düşününce sessizce affetmek daha kolay. en önemlisi size olan ağırlığı da hafifliyor.
devamını gör...
476.
eğer anlayışlı bir baba ise cenneti tattıracak ilişkidir. bana nasip olmadı.
devamını gör...
477.
ulan ben seni kıtır kıtır kessem seni adam yerine koyup bana ceza verecekler. gençliğimi yakacaklar. ne kadar şanslısın be. ne kadar şanslısın.
devamını gör...
478.
479.
fotoğrafları üzerinden kurulan tek taraflı ilişki bizimki. ilişki denmez, soru; cevap yok, cümle; tepki yok şeklinde, daha çok monolog biçiminde.
bir de özdeşleştirmeler oluyor arada bir; kaşlarımı çattığımda, duymak istemediğime başımı çevirdiğimde, anımın anıma uymadığı zamanlarda, kah müşfik/sevgili kah kızgın/öfkeli dalgalanmalarımın sık aralıklarla peşpeşe gelişlerinde...
bizimkisi zarif bir ilişkiydi, asla yüzgöz olmamış, sert ama sevgiden yeteri kadar payını almış, saygı/korku karışık, tampon bölgeye * muhtaç, güvenli.
"gittin artık seni ben nerde bulup yalvarayım?"
bir de özdeşleştirmeler oluyor arada bir; kaşlarımı çattığımda, duymak istemediğime başımı çevirdiğimde, anımın anıma uymadığı zamanlarda, kah müşfik/sevgili kah kızgın/öfkeli dalgalanmalarımın sık aralıklarla peşpeşe gelişlerinde...
bizimkisi zarif bir ilişkiydi, asla yüzgöz olmamış, sert ama sevgiden yeteri kadar payını almış, saygı/korku karışık, tampon bölgeye * muhtaç, güvenli.
"gittin artık seni ben nerde bulup yalvarayım?"
devamını gör...
480.
tam ensest var diye baskın yapacaktım ki: yok, o bu değilmiş. yanlış geldik amirim. neyse. şimdi benimkine gelince. benim babam komünistti ve ömrünü bu saçmalığa adadığını iddia eden bir ahmaktı. hepte öyle kaldı. son nefesine kadar. bu açıdan azmini takdir etmedim değil. babam insanlar üzerinde sevecenliği, yardımları ve işte bu komünist edebiyatı ve geçmişte bunlar yüzünden işkencelerden geçmesi cart curt zırvalıklarla hüküm kurmaya çalışırdı. bu arada adam tam bir alfaydı. bayağ ikna kabiliyeti doruk noktalarında geziyordu. ben hayatım boyunca ondan daha ikna kabiliyeti yüksek insan görmedim de duymadım da. ve eski komünist örgütlerden birinin de başkanıydı. adam hükmetmeye gelmiş dünyaya yani. ve öyle güç kullanarak falan değil, soft power lan adam. birçok milletvekilini, eski siyasetçiyi falan tanırdı. deniz baykal bile chp'nin başındayken ne zaman sivas'a gelse ve o chp lokaline uğrasa, masasına uğrar, selam verip oturur, sonra da çay ısmarlar muhabbet ederdi. sevilen, sayılan bir adamdı doğrusu. ben hariç. sebebi ise otorite altına alınmaya karşı kabiliyetlerimin doğuştan eksik bırakılmış olması. onun o pis sevecenliği, haddini aşan ilgisi, her şeyime böylece karışma hakkının olduğu sanrısı hiç hoşuma gitmedi. bana hiç kötü davranmışta değildi üstelik. hayatım boyunca sadece bir kere tokat atmıştır. her istediğimi de anında yapardı. bana prensmişim gibi davranırdı. bütün maaşını bile çoğu kez her kuruşuna kadar alıp harcamışlığım vardır. komünist edebiyatla da kafamı çok ütüledi. benim de kendisi gibi komünist olmamı arzuluyordu. eh. dedim bir bakayım bu neymiş, ne değilmiş diye. aldım marx, engels, lenin ne yazmışsa okudum. başlarda biraz sardı. inanmak anlamında değil tabii, eğlenceli olması anlamında sardı. sonra gittim örgütlere falan baktım, legal, illegal hepsine baktım. komünistlerle takıldım, sohbet ettim, yaz kamplarına gittim falan. ben meraklı bir insanım sonuçta ve öyle arada derede yüzen, yüzeysel bir şekilde de değil, her şeylerini bilmek isterim. hayatımda her işi sonuna kadar götürürüm. o sebeple de oradan oraya bayağ eğlenceli vakit geçirdim. hızlı yaşa, genç öl, benim olayım bu. ama bu komünistlerin devrim yapmakla falan alakası yok. onlarda benim gibi eğleniyorlardı işte. sanki bütün hayatlarını bu işe adamış gibi nutuk atıp, sonra da yaz kampında konser yapıp, bira içiyor, dans ediyor, çaça, salsa falan yapıyor, gece de çadırlara gidip düzüşüyorlar altı üstü. ha düzüşecek kadın bulamayanlar da eli mahkum ozbir çekiyorlar. yani sonuç olarak o kadar da komünist değiller henüz. yazık lan adam orada tek başına... neyse. hah. babam diyordum. kendimden uzak tutmak üzerine bir ilişkimiz vardı. hayatım boyunca ondan sadece kurtulmaya çalıştım. sonunda da başardım. hayattaki en büyük başarım bu olabilir. bence bu. sülük gibi yapışkan bir şeydi ve ruhumu emmeye çalışıyordu. her istediğimi yaparak beni boyun eğdirebileceğini sanan bir gerzekti işte. yani o bende yok ki be babam, olsa senden esirgemezdim valla, en çokta sen hak etmiş olurdun ama olmayan şeyi nasıl verem yahu? o yüzden onun hükmetme gayesindeki ilgisini, sevgisini, yardımseverliğini falan hep itici bulmuşumdur başkalarının aksine. gitsin mezarda solucanlarla komün hayatı yaşasın artık. amen.
devamını gör...