301.
orhan veli kanık şiiri bırakayım:
yalnizlik şiiri
bilmezler yalnız yaşamayanlar,
nasıl korku verir sessizlik insana;
insan nasıl konuşur kendisiyle;
nasıl koşar aynalara,
bir cana hasret,
bilmezler.
yalnizlik şiiri
bilmezler yalnız yaşamayanlar,
nasıl korku verir sessizlik insana;
insan nasıl konuşur kendisiyle;
nasıl koşar aynalara,
bir cana hasret,
bilmezler.
devamını gör...
302.
yağmurlu günlerde seviş benimle
kuşlar çinko damı gagalarken
tenimin kokusunu değiştiren yağmurlarda
sıcak öğlesonlarında seviş benimle
buhurlar tüterken tenimden
yanan toprağın buğusu soluğumken
bahar günleri dereboylarında seviş benimle
kestane saçlarında kelebekler asılıyken
yaz geceleri kurumuş dere yataklarında
sıcak kumlar yatağımız , söğütler çatımız , duvarımızken
ne olursa olsun sabahları seviş benimle
dinlenmişliğin gücü kaslarında
içinde ne varsa dökmenin hazzıyla saran
sonra ilk kez görür gibi algılaman için
her sabah öylece bırakayım seni dünyaya
kol kıvrımımdan öp beni
tüylerimin arasında yollar açan dudaklarınla
mavi damarlarımdan
bileklerimden öp beni
nabzımın tıpırtısı tavşan dudağını titretsin
öpüşten bilezikler kollarımda
parmaklarımın ucundan öp beni
soyulmuş yumurta beyazlığındaki etimden
öpüşlerin yanıp geçen bir ışık değil
uzun yazların güneşi gibi kalsın tenimde
asma bahçelerde gezerken omzuna değen elim
kristal taneler gibi döküverir seni toprağa
basma entarinin çıplak altı ter ter istek
altımda canlı , bulunmaz bir yumuşaklık
sırtımı göğe dayayıp beni ezen
memelerini emerken , bacaklarını kıstığında
solumaların volkanik lavlar
sen bitersin başlar asmalar
açıp kollarını dans etmeye
neyimi beğenir bilmem
bırakmaz beni
yeşil , filiz dudakları
geniş yapraktan elleri
dönerken çevremde
sürünür boynuma
göğsüme
sallar memelerini salkım sal
-kım
hangisi tatlı , bir de bundan em bakalım!
devamını gör...
303.
304.
ay karanlık
maviye
maviye çalar gözlerin,
yangın mavisine ,
rüzgarda asi ,
kösem,
senden gayrisina yoksam ,
bozuksam,
can benim , düş benim,
ellere nesi?
hadi gel,
ay karanlık...
itten aç,
yılandan çıplak ,
vurgun ve bela,
gelip durmussam kapına,
var mı ki doymazligim?
ille de ille
sevmelerim,
sevmelerim gibisi ?
oturmuş yazicilar
fermanımi yazar
n'olur gel ,
ay karanlık ...
dört yanım puşt zulasi ,
dost yüzlü
dost gülücüklu,
cigaramdan yanar ,
alnım operler ,
suskun,hayın, çiyansı.
dört yanım puşt zulasi,
dönerim dönerim çıkmaz,
en leylim gecede olesim tutmuş,
etme gel,
ay karanlık...
maviye
maviye çalar gözlerin,
yangın mavisine ,
rüzgarda asi ,
kösem,
senden gayrisina yoksam ,
bozuksam,
can benim , düş benim,
ellere nesi?
hadi gel,
ay karanlık...
itten aç,
yılandan çıplak ,
vurgun ve bela,
gelip durmussam kapına,
var mı ki doymazligim?
ille de ille
sevmelerim,
sevmelerim gibisi ?
oturmuş yazicilar
fermanımi yazar
n'olur gel ,
ay karanlık ...
dört yanım puşt zulasi ,
dost yüzlü
dost gülücüklu,
cigaramdan yanar ,
alnım operler ,
suskun,hayın, çiyansı.
dört yanım puşt zulasi,
dönerim dönerim çıkmaz,
en leylim gecede olesim tutmuş,
etme gel,
ay karanlık...
devamını gör...
305.
yaşamak bu yangın yerinde
her gün yeniden ölerek
zalimin elinde tutsak
cahile kurban olarak
yalanla kirli havada
güçlükle soluk alarak
savunmak gerçeği, çoğu kez
yalnızlığını bilerek
korkağı, döneği, suskunu
görüp de öfkeyle dolarak
toplanıyor ölü arkadaşlar
her biri bir yerden gelerek
kiminin boynunda ilmeği
kimi kanını silerek
kucaklıyor beni metin altıok
"aldırma" diyor gülerek
"yaşamak görevdir bu yangın yerinde
yaşamak, insan kalarak"
devamını gör...
306.
ne içindeyim zamanın
ne de büstün dışında...
ne de büstün dışında...
devamını gör...
307.
tut ki gecedir
karanlık sıvaşır ellerine camlardan
birden kırmızıya döner
trafik ışıkları
kükürtlü dumanlar yükselir
korkuya batmış
camkırığı adamlardan
tehlikeye büyür sakalları
tut ki gecedir
ihbarlar birer sansar
bir telefondan bir telefona atlar
yeraltı örgütleri tetik üstünde
adres değiştirmiş silah kaçakçıları
fahişeler birbirinden kuşkulanıyor
tut ki gecedir
katiller huzursuz
hırsızlar sinirli
hainler ürkekçedir
elleri telefona kendiliğinden uzanıyor
ihanete gece müthiş bir gerekçedir
ihbarlar birer sansar
bir telefondan bir telefona atlar
ihanet bir bilmecedir
attila ilhan.
karanlık sıvaşır ellerine camlardan
birden kırmızıya döner
trafik ışıkları
kükürtlü dumanlar yükselir
korkuya batmış
camkırığı adamlardan
tehlikeye büyür sakalları
tut ki gecedir
ihbarlar birer sansar
bir telefondan bir telefona atlar
yeraltı örgütleri tetik üstünde
adres değiştirmiş silah kaçakçıları
fahişeler birbirinden kuşkulanıyor
tut ki gecedir
katiller huzursuz
hırsızlar sinirli
hainler ürkekçedir
elleri telefona kendiliğinden uzanıyor
ihanete gece müthiş bir gerekçedir
ihbarlar birer sansar
bir telefondan bir telefona atlar
ihanet bir bilmecedir
attila ilhan.
devamını gör...
308.
kırka yakın
ayakı vardır
kırkayakın
ayakı vardır
kırkayakın
devamını gör...
309.
gün doğmadan,
deniz daha bembeyazken çıkacaksın yola.
kürekleri tutmanın şehveti avuçlarında,
içinde bir iş görmenin saadeti,
gideceksin
gideceksin ırıpların çalkantısında.
balıklar çıkacak yoluna, karşıcı;
sevineceksin.
ağları silkeledikce
deniz gelecek eline pul pul;
ruhları sustuğu vakit martıların,
kayalıklardaki mezarlarında,
birden
bir kıyamettir kopacak ufuklarda.
denizkızları mı dersin, kuşlar mı dersin;
bayramlar seyranlar mı dersin,
şenlikler cümbüşler mi?
gelin alayları, teller, duvaklar,
donanmalar mı?
heeey
ne duruyorsun be, at kendini denize:
geride bekliyenin varmış, aldırma;
görmüyor musun, her yanda hürriyet;
yelken ol, kürek ol, dümen ol, balık ol, su ol;
git gidebildiğin yere...
devamını gör...
310.
en güzel gülüşünle karşıla beni
işte geldim yanına yorgun ve yitik
yılmışım, yıkılmışım kahrolmuşum
içimde tarafsiz bir gariplik
anlamaya çalış bir şey sormadan
yaklaş yanıma, gözlerime bak
dağıt şaçlarını çoçuklar gibi
sonra başını omuzlarıma bırak
dertliyim, kahırlıyım, efkarlıyım
ağır, çaresiz hüzünlerle geldim sana
işte geldim yanına yorgun ve yitik
yılmışım, yıkılmışım kahrolmuşum
içimde tarafsiz bir gariplik
anlamaya çalış bir şey sormadan
yaklaş yanıma, gözlerime bak
dağıt şaçlarını çoçuklar gibi
sonra başını omuzlarıma bırak
dertliyim, kahırlıyım, efkarlıyım
ağır, çaresiz hüzünlerle geldim sana
devamını gör...
311.
seni düşünmek
seni düşünmek güzel şey, ümitli şey, dünyanın en güzel sesinden en güzel şarkıyı dinlemek gibi birşey...
nazım hikmet
devamını gör...
312.
uzun yağmurlardan sonra / gülten akın
sen yağmurlu günlere yakışırsın
yollar çeker uzak dağlar çeker uzak evler
ıslanan yapraklar gibi yüzün ışır
ışırsa beni unutma
alır yürür sıcak mavisi gökyüzünün
kuşlar döner uzun yağmurlardan sonra bir gün
bir yer sızlar yanar içimde büsbütün
her şeye rağmen ellerin üşür
üşürse beni unutma
yeni dostlar yeni rüzgârlar gelir geçer
yosun muydum kaya mıydım nasıl unuttular
kahredersin başın önüne düşer
düşerse beni unutma.
devamını gör...
313.
"varlık nedir sormaksızın, yaşanmaz mıydı?
bu sırrını faş etseydin ruh kanmaz mıydı?
gönül uyur olsaydı hiç uyanmaz mıydı?
gözlerimi bir dağılmaz dumanda buldum."
ziya gökalp- kızıl elma
bu sırrını faş etseydin ruh kanmaz mıydı?
gönül uyur olsaydı hiç uyanmaz mıydı?
gözlerimi bir dağılmaz dumanda buldum."
ziya gökalp- kızıl elma
devamını gör...
314.
gör ki ne haldedir “ey türk gençlik ” in
gör ki ne haldedir “bu yurdun efendisi”
gör ki ne haldedir ” bursa'da dediklerin “
sen hep samsun 'a mı çıkarsın ay oğul, ay kemal'im
hele bir de oralara
çık hele bir
çık hele bir
kemal'im
kimi kurşun sıkar, kimi cop sallar
kimi akar okulların kapılarından
defteri kan, kitabı kan, günaydını kan
böyle mi doğmuştu güneş samsundan?
ekmeksizler okul diye meleşir
bir kalemi yedi kardeş üleşir
ölen ölür, ölmeyenler ağlaşır
bu muydu beklediğin kurtuluş'undan?
sen hep samsun'a mı çıkarsın
ay oğul, ay kemal'im
hele bir de okullara
çık hele bir
çık hele bir kemal'im.
pamukta, tütünde neler dönüyor
demirden, petrolden kimler vuruyor?
millet ucun ucun akmış gidiyor
'benim bu gidişe aklım ermiyor'
vahdettin döküntüsü fetva veriyor.
derdim çoktur, hangisine yanayım?
hangi bir kurbana ağıt düzeyim?
ne yöne gittik ki geldik bu yana?
kemal'im kemal'im tatlı kemal'im,
kılıcı belinde atlı kemal'im.
sen hep böyle heykelde mi durursun?
sen hep böyle nutuk'ta mı durursun?
sen hep böyle samsun'a mı çıkarsın?
ay oğul, ay kemal'im.
hele bir de kahvelere ırgat pazarlarına
hele bir de zindanlara
çık hele bir
çık hele bir kemal'im
yazın gel, güzün gel, zemheride gel
zemheri soğuk dersen kemal'im
azıcık beride gel,
gel de anlasınlar sen kimin kemal'isin
ağanın mı, beyin mi, beyoğlunun mu?
gel hele bir
gel hele bir
gel de anlasınlar sen kimin kemal'isin.
gel de bir gör hallerimizi
kimler çalıp çırpar ellerimizi
yunuslu, pirsultanlı dillerimizi.
sen hep samsun'a mı çıkarsın?
ay oğul, ay kemal'im
hele bir de her yere
çık hele bir
çık hele bir kemal'im.
çık ki her yer samsun olsun kemal'im
çık ki her yer samsun olsun kemal'im…
devamını gör...
315.
yeminimiz var hayat
ne kadar inatlaşırsan inatlaş,
yine de seni en güzel yerinden
yakalayacağız.
(bkz: nazım hikmet)
ne kadar inatlaşırsan inatlaş,
yine de seni en güzel yerinden
yakalayacağız.
(bkz: nazım hikmet)
devamını gör...
316.
sebeb-i telif bu günlerdeki şiirim.
evet evet başkalarının aşkıyla başlıyor hayatımız.
evet evet başkalarının aşkıyla başlıyor hayatımız.
devamını gör...
317.
hoş geldin!
biz bıraktığın gibiyiz.
ustalaştık biraz daha
taşı kırmakta,
dostu düşmandan ayırmakta.
(bkz: nazım hikmet)
biz bıraktığın gibiyiz.
ustalaştık biraz daha
taşı kırmakta,
dostu düşmandan ayırmakta.
(bkz: nazım hikmet)
devamını gör...
318.
şekerim çıkmış diyorlar, külliyen yalan..
tadı damağımda kaldı sadece birkaç aşkın
ve sevdiğim kadının ten tadı, hepsi bundan.
çok sigara içiyorsun cemal “diyorlar.
oda yalan!
ben hayallerimi dumanlı kuruyorum.
he birde çok çay içtiğimi söyleyenler var.
ne diyeyim.
ah be kadınım sen söylenenlere inanma!
ben senin o kekremsi ter kokunda uyurum her gece.
her gece sıcaklığındır bana sobaya atılan bir odunun ısısı.
ben seni bahara aldanmış erik ağacı kadar
utangaç severim haberinde olsun.
bana “şiirlerin neden mısır çarşısı gibi kalabalık ” diyorlar.
senden canım hepsi, senin yüzünden
bende tarçın, sende ıhlamur kokusu.
(bkz: cemal süreya)
tadı damağımda kaldı sadece birkaç aşkın
ve sevdiğim kadının ten tadı, hepsi bundan.
çok sigara içiyorsun cemal “diyorlar.
oda yalan!
ben hayallerimi dumanlı kuruyorum.
he birde çok çay içtiğimi söyleyenler var.
ne diyeyim.
ah be kadınım sen söylenenlere inanma!
ben senin o kekremsi ter kokunda uyurum her gece.
her gece sıcaklığındır bana sobaya atılan bir odunun ısısı.
ben seni bahara aldanmış erik ağacı kadar
utangaç severim haberinde olsun.
bana “şiirlerin neden mısır çarşısı gibi kalabalık ” diyorlar.
senden canım hepsi, senin yüzünden
bende tarçın, sende ıhlamur kokusu.
(bkz: cemal süreya)
devamını gör...
319.
…
düşünmedim ne başını
ne sonunu
düşünmedim ne kendimi
ne de senin kim olduğunu
yalnız
senin için çok güzel rüyalar gördüm
uyandım
karşımda seni buldum
dosttan daha dost
güzelden daha başka içimden sevindim
içimden sevdim
içimden.
(bkz: asaf halet çelebi)
(bkz: içimden)
düşünmedim ne başını
ne sonunu
düşünmedim ne kendimi
ne de senin kim olduğunu
yalnız
senin için çok güzel rüyalar gördüm
uyandım
karşımda seni buldum
dosttan daha dost
güzelden daha başka içimden sevindim
içimden sevdim
içimden.
(bkz: asaf halet çelebi)
(bkz: içimden)
devamını gör...
320.
devamını gör...
