301.
alnını
dağ ateşiyle ısıtan
yüzünü
kanla yıkayan dostum
senin
uyurken dudağında gülümseyen bordo gül
benim kalbimi harmanlayan isyan olsun
şimdi dingin gövdende
uğultuyla büyüyen sessizlik
birgün benim elimde
patlamaya sabırsız mavzer olsun
başını omzuma yasla
göğsümde taşıyayım seni
gövdem gövdene can olsun
söyle bana ey
ölümün açıklayıcı pervanesi
hangi yavru tek başına yiğittir
hangi yangın bir başına söndürülür
ah herkes susuyor
hiçkimse bilmiyor içimin yangınını
ah herkes mi susuyor
kalbimi kalbine bağladım dostum
ah herkes mi susuyor
kalbi kalbimize benzeyen dostlar
bir çarmıh gibi bırakıyorken kendini dünyaya
hayatın ateş renkli kelebekleri
bir bir tutuluyorken korkunç koleksiyonlar için
ah herkes mi susuyor
bağırsam içimdeki dehşeti
hırsım deler mi toprağı
beni
acısıyla onduran
dostumu
aşkla vurduran hayat
sana
yaşananla harlanan bağrımın sevdasını akıttım
dünyanın yeni baharına
çatlarken kadim güneş
bağrım delinirken fidanların kanıyla
anamın doğurgan karnıdır diye
sevgilimin sütlenecek göğsüdür diye
dostumun üretken gülüdür diye
sana bağlandım
sana sarıldım
beni umutsuz koma
tarihle avutma beni
çünki aşkla sınanmışım sana
sana yangınla, suyla, ateşle
ölümle, yaprakla, şiirle sınanmışım
ey yaşarken kanayan acı
şimşekli gök, tufan, kan fırtınası
uçurum kıyısında hızla büyüyen ot
yapraksız bir ölümün anısı için
körpecik kuzuların derisi için
beni tarihle avutma
umutsuz koma beni
akıtsam deliren sevdamı
köpürür mü hayatı besleyen su
ey benim
yedi başlı kartalım
her başını
bir dağ başlangıcında koyanım
senin
böyle diri bir akarsu gibi kıvrılan gövdendir
bizim aşkımızı solduranların korkusu
çünki elbette bir su
kendi akacağı toprağın sertliğini bilir
ve suyun gövdesiyle yırtılınca toprak
artık ırmak mı ne denir
işte devrim
ona benzer bir akışın hızına denir
yarın ne olur bilirim ben
bahar gelir, otlar büyür
ölüm de yapraklanır
bir dağ bulur uzun uzun bakarım
bir çam ağacı gölgesi
güzel kokular veren
bir damla güneş görünce
sana da gülümseyeceğim yarın
şimdi senin uzanıp yattığın otlarda
yarın yeni bir yeşillik büyüyecek
devamını gör...
302.
iki güneş geçti bir gece,
biraz yağmur yağdı bana,
biraz ben yağmura...
sevdiğim bir şarkı çıktı radyoda,
yarısına ben eşlik ettim.
yarısına gözlerim...
anlatmak istemiyorum ama,
ben seni burada çok özledim...
güzel günler olacak.
yağmur da yağsa, ıslaklık paylaşılacak.
kendinden başkasını düşünmeyenlerin dünyasında,
seni düşünmek;
ödül kalbime...
biraz yağmur yağdı bana,
biraz ben yağmura...
sevdiğim bir şarkı çıktı radyoda,
yarısına ben eşlik ettim.
yarısına gözlerim...
anlatmak istemiyorum ama,
ben seni burada çok özledim...
güzel günler olacak.
yağmur da yağsa, ıslaklık paylaşılacak.
kendinden başkasını düşünmeyenlerin dünyasında,
seni düşünmek;
ödül kalbime...
devamını gör...
303.
orhan veli kanık şiiri bırakayım:
yalnizlik şiiri
bilmezler yalnız yaşamayanlar,
nasıl korku verir sessizlik insana;
insan nasıl konuşur kendisiyle;
nasıl koşar aynalara,
bir cana hasret,
bilmezler.
yalnizlik şiiri
bilmezler yalnız yaşamayanlar,
nasıl korku verir sessizlik insana;
insan nasıl konuşur kendisiyle;
nasıl koşar aynalara,
bir cana hasret,
bilmezler.
devamını gör...
304.
yağmurlu günlerde seviş benimle
kuşlar çinko damı gagalarken
tenimin kokusunu değiştiren yağmurlarda
sıcak öğlesonlarında seviş benimle
buhurlar tüterken tenimden
yanan toprağın buğusu soluğumken
bahar günleri dereboylarında seviş benimle
kestane saçlarında kelebekler asılıyken
yaz geceleri kurumuş dere yataklarında
sıcak kumlar yatağımız , söğütler çatımız , duvarımızken
ne olursa olsun sabahları seviş benimle
dinlenmişliğin gücü kaslarında
içinde ne varsa dökmenin hazzıyla saran
sonra ilk kez görür gibi algılaman için
her sabah öylece bırakayım seni dünyaya
kol kıvrımımdan öp beni
tüylerimin arasında yollar açan dudaklarınla
mavi damarlarımdan
bileklerimden öp beni
nabzımın tıpırtısı tavşan dudağını titretsin
öpüşten bilezikler kollarımda
parmaklarımın ucundan öp beni
soyulmuş yumurta beyazlığındaki etimden
öpüşlerin yanıp geçen bir ışık değil
uzun yazların güneşi gibi kalsın tenimde
asma bahçelerde gezerken omzuna değen elim
kristal taneler gibi döküverir seni toprağa
basma entarinin çıplak altı ter ter istek
altımda canlı , bulunmaz bir yumuşaklık
sırtımı göğe dayayıp beni ezen
memelerini emerken , bacaklarını kıstığında
solumaların volkanik lavlar
sen bitersin başlar asmalar
açıp kollarını dans etmeye
neyimi beğenir bilmem
bırakmaz beni
yeşil , filiz dudakları
geniş yapraktan elleri
dönerken çevremde
sürünür boynuma
göğsüme
sallar memelerini salkım sal
-kım
hangisi tatlı , bir de bundan em bakalım!
devamını gör...
305.
306.
ay karanlık
maviye
maviye çalar gözlerin,
yangın mavisine ,
rüzgarda asi ,
kösem,
senden gayrisina yoksam ,
bozuksam,
can benim , düş benim,
ellere nesi?
hadi gel,
ay karanlık...
itten aç,
yılandan çıplak ,
vurgun ve bela,
gelip durmussam kapına,
var mı ki doymazligim?
ille de ille
sevmelerim,
sevmelerim gibisi ?
oturmuş yazicilar
fermanımi yazar
n'olur gel ,
ay karanlık ...
dört yanım puşt zulasi ,
dost yüzlü
dost gülücüklu,
cigaramdan yanar ,
alnım operler ,
suskun,hayın, çiyansı.
dört yanım puşt zulasi,
dönerim dönerim çıkmaz,
en leylim gecede olesim tutmuş,
etme gel,
ay karanlık...
maviye
maviye çalar gözlerin,
yangın mavisine ,
rüzgarda asi ,
kösem,
senden gayrisina yoksam ,
bozuksam,
can benim , düş benim,
ellere nesi?
hadi gel,
ay karanlık...
itten aç,
yılandan çıplak ,
vurgun ve bela,
gelip durmussam kapına,
var mı ki doymazligim?
ille de ille
sevmelerim,
sevmelerim gibisi ?
oturmuş yazicilar
fermanımi yazar
n'olur gel ,
ay karanlık ...
dört yanım puşt zulasi ,
dost yüzlü
dost gülücüklu,
cigaramdan yanar ,
alnım operler ,
suskun,hayın, çiyansı.
dört yanım puşt zulasi,
dönerim dönerim çıkmaz,
en leylim gecede olesim tutmuş,
etme gel,
ay karanlık...
devamını gör...
307.
yaşamak bu yangın yerinde
her gün yeniden ölerek
zalimin elinde tutsak
cahile kurban olarak
yalanla kirli havada
güçlükle soluk alarak
savunmak gerçeği, çoğu kez
yalnızlığını bilerek
korkağı, döneği, suskunu
görüp de öfkeyle dolarak
toplanıyor ölü arkadaşlar
her biri bir yerden gelerek
kiminin boynunda ilmeği
kimi kanını silerek
kucaklıyor beni metin altıok
"aldırma" diyor gülerek
"yaşamak görevdir bu yangın yerinde
yaşamak, insan kalarak"
devamını gör...
308.
ne içindeyim zamanın
ne de büstün dışında...
ne de büstün dışında...
devamını gör...
309.
tut ki gecedir
karanlık sıvaşır ellerine camlardan
birden kırmızıya döner
trafik ışıkları
kükürtlü dumanlar yükselir
korkuya batmış
camkırığı adamlardan
tehlikeye büyür sakalları
tut ki gecedir
ihbarlar birer sansar
bir telefondan bir telefona atlar
yeraltı örgütleri tetik üstünde
adres değiştirmiş silah kaçakçıları
fahişeler birbirinden kuşkulanıyor
tut ki gecedir
katiller huzursuz
hırsızlar sinirli
hainler ürkekçedir
elleri telefona kendiliğinden uzanıyor
ihanete gece müthiş bir gerekçedir
ihbarlar birer sansar
bir telefondan bir telefona atlar
ihanet bir bilmecedir
attila ilhan.
karanlık sıvaşır ellerine camlardan
birden kırmızıya döner
trafik ışıkları
kükürtlü dumanlar yükselir
korkuya batmış
camkırığı adamlardan
tehlikeye büyür sakalları
tut ki gecedir
ihbarlar birer sansar
bir telefondan bir telefona atlar
yeraltı örgütleri tetik üstünde
adres değiştirmiş silah kaçakçıları
fahişeler birbirinden kuşkulanıyor
tut ki gecedir
katiller huzursuz
hırsızlar sinirli
hainler ürkekçedir
elleri telefona kendiliğinden uzanıyor
ihanete gece müthiş bir gerekçedir
ihbarlar birer sansar
bir telefondan bir telefona atlar
ihanet bir bilmecedir
attila ilhan.
devamını gör...
310.
kırka yakın
ayakı vardır
kırkayakın
ayakı vardır
kırkayakın
devamını gör...
311.
gün doğmadan,
deniz daha bembeyazken çıkacaksın yola.
kürekleri tutmanın şehveti avuçlarında,
içinde bir iş görmenin saadeti,
gideceksin
gideceksin ırıpların çalkantısında.
balıklar çıkacak yoluna, karşıcı;
sevineceksin.
ağları silkeledikce
deniz gelecek eline pul pul;
ruhları sustuğu vakit martıların,
kayalıklardaki mezarlarında,
birden
bir kıyamettir kopacak ufuklarda.
denizkızları mı dersin, kuşlar mı dersin;
bayramlar seyranlar mı dersin,
şenlikler cümbüşler mi?
gelin alayları, teller, duvaklar,
donanmalar mı?
heeey
ne duruyorsun be, at kendini denize:
geride bekliyenin varmış, aldırma;
görmüyor musun, her yanda hürriyet;
yelken ol, kürek ol, dümen ol, balık ol, su ol;
git gidebildiğin yere...
devamını gör...
312.
en güzel gülüşünle karşıla beni
işte geldim yanına yorgun ve yitik
yılmışım, yıkılmışım kahrolmuşum
içimde tarafsiz bir gariplik
anlamaya çalış bir şey sormadan
yaklaş yanıma, gözlerime bak
dağıt şaçlarını çoçuklar gibi
sonra başını omuzlarıma bırak
dertliyim, kahırlıyım, efkarlıyım
ağır, çaresiz hüzünlerle geldim sana
işte geldim yanına yorgun ve yitik
yılmışım, yıkılmışım kahrolmuşum
içimde tarafsiz bir gariplik
anlamaya çalış bir şey sormadan
yaklaş yanıma, gözlerime bak
dağıt şaçlarını çoçuklar gibi
sonra başını omuzlarıma bırak
dertliyim, kahırlıyım, efkarlıyım
ağır, çaresiz hüzünlerle geldim sana
devamını gör...
313.
seni düşünmek
seni düşünmek güzel şey, ümitli şey, dünyanın en güzel sesinden en güzel şarkıyı dinlemek gibi birşey...
nazım hikmet
devamını gör...
314.
uzun yağmurlardan sonra / gülten akın
sen yağmurlu günlere yakışırsın
yollar çeker uzak dağlar çeker uzak evler
ıslanan yapraklar gibi yüzün ışır
ışırsa beni unutma
alır yürür sıcak mavisi gökyüzünün
kuşlar döner uzun yağmurlardan sonra bir gün
bir yer sızlar yanar içimde büsbütün
her şeye rağmen ellerin üşür
üşürse beni unutma
yeni dostlar yeni rüzgârlar gelir geçer
yosun muydum kaya mıydım nasıl unuttular
kahredersin başın önüne düşer
düşerse beni unutma.
devamını gör...
315.
"varlık nedir sormaksızın, yaşanmaz mıydı?
bu sırrını faş etseydin ruh kanmaz mıydı?
gönül uyur olsaydı hiç uyanmaz mıydı?
gözlerimi bir dağılmaz dumanda buldum."
ziya gökalp- kızıl elma
bu sırrını faş etseydin ruh kanmaz mıydı?
gönül uyur olsaydı hiç uyanmaz mıydı?
gözlerimi bir dağılmaz dumanda buldum."
ziya gökalp- kızıl elma
devamını gör...
316.
gör ki ne haldedir “ey türk gençlik ” in
gör ki ne haldedir “bu yurdun efendisi”
gör ki ne haldedir ” bursa'da dediklerin “
sen hep samsun 'a mı çıkarsın ay oğul, ay kemal'im
hele bir de oralara
çık hele bir
çık hele bir
kemal'im
kimi kurşun sıkar, kimi cop sallar
kimi akar okulların kapılarından
defteri kan, kitabı kan, günaydını kan
böyle mi doğmuştu güneş samsundan?
ekmeksizler okul diye meleşir
bir kalemi yedi kardeş üleşir
ölen ölür, ölmeyenler ağlaşır
bu muydu beklediğin kurtuluş'undan?
sen hep samsun'a mı çıkarsın
ay oğul, ay kemal'im
hele bir de okullara
çık hele bir
çık hele bir kemal'im.
pamukta, tütünde neler dönüyor
demirden, petrolden kimler vuruyor?
millet ucun ucun akmış gidiyor
'benim bu gidişe aklım ermiyor'
vahdettin döküntüsü fetva veriyor.
derdim çoktur, hangisine yanayım?
hangi bir kurbana ağıt düzeyim?
ne yöne gittik ki geldik bu yana?
kemal'im kemal'im tatlı kemal'im,
kılıcı belinde atlı kemal'im.
sen hep böyle heykelde mi durursun?
sen hep böyle nutuk'ta mı durursun?
sen hep böyle samsun'a mı çıkarsın?
ay oğul, ay kemal'im.
hele bir de kahvelere ırgat pazarlarına
hele bir de zindanlara
çık hele bir
çık hele bir kemal'im
yazın gel, güzün gel, zemheride gel
zemheri soğuk dersen kemal'im
azıcık beride gel,
gel de anlasınlar sen kimin kemal'isin
ağanın mı, beyin mi, beyoğlunun mu?
gel hele bir
gel hele bir
gel de anlasınlar sen kimin kemal'isin.
gel de bir gör hallerimizi
kimler çalıp çırpar ellerimizi
yunuslu, pirsultanlı dillerimizi.
sen hep samsun'a mı çıkarsın?
ay oğul, ay kemal'im
hele bir de her yere
çık hele bir
çık hele bir kemal'im.
çık ki her yer samsun olsun kemal'im
çık ki her yer samsun olsun kemal'im…
devamını gör...
317.
usandım taş basması günler yaşamaktan
yalnızlığımı büyütüyorum korkunç
yani bağırmak sana sulardan.
her gün yeniden ölmek
elinden karanlık adamların
yalanla, ekmekle, silahla.
üstümüze bakarken çağlar
her çocuk başı okşadığımız
suçlu bizmişiz gibi
büyüyor avcumuzda.
gözlerinde bile
deniz dibi gözlerinde ölüler
askerler ve gemiciler halinde.
ihtiyar yüreği toprağın
buğdayı, elma'sı
korkuda.
suskunluğum, utancım büyük
sıkıntım kara.
gel dağıt mavini
kör kuyular uykuma
devamını gör...
318.
yeminimiz var hayat
ne kadar inatlaşırsan inatlaş,
yine de seni en güzel yerinden
yakalayacağız.
(bkz: nazım hikmet)
ne kadar inatlaşırsan inatlaş,
yine de seni en güzel yerinden
yakalayacağız.
(bkz: nazım hikmet)
devamını gör...
319.
sebeb-i telif bu günlerdeki şiirim.
evet evet başkalarının aşkıyla başlıyor hayatımız.
evet evet başkalarının aşkıyla başlıyor hayatımız.
devamını gör...
320.
hoş geldin!
biz bıraktığın gibiyiz.
ustalaştık biraz daha
taşı kırmakta,
dostu düşmandan ayırmakta.
(bkz: nazım hikmet)
biz bıraktığın gibiyiz.
ustalaştık biraz daha
taşı kırmakta,
dostu düşmandan ayırmakta.
(bkz: nazım hikmet)
devamını gör...