141.
hocanın çizgisiz defterde yazmaya zorlaması ve tüm gece ağlayarak düz yazmaya çalışmak ve ertesi gün hocanın "yamuk yazmışsın. bir daha yap." demesiyle böğürerek herkesin önünde ağlamaya başlamak.
devamını gör...
142.
bedava süt ,fındık dağıtılılan senelerdi.nerden nereye.
devamını gör...
143.
sınıf başkanıydım. herkesi tahta cetvelle döve döve yerine oturturdum.
devamını gör...
144.
3’lü bir arkadaş grubum vardı. aralarından biri (bu kişiye x diyelim) beni diğer arkadaşımızdan (bu da y olsun) beni kıskanıyordu. yazmayı tamamen sökmemiz sonrası x bir kağıda ben sütlü tarhana çorbası *, y’den de x’den de nefret ediyorum. arkadaşsız kalmamak için onlarla arkadaşım yazıp sonrasında y’ye gösterip sütlü tarhana çorbası bizi sevmiyor demiş ve y buna kanmış. 2 sene küs kalmıştım y’yle bu nedenle.
devamını gör...
145.
1. sınıfta kurdele töreninde birinci olan kıza kırmızı ve ikinci olan bana mavi olması dışında herkese pembe kurdeli takılması, sınıfın tüm erkekleriyle dalga geçmem..
devamını gör...
146.
yağmur yağardı, sabah soğuktan okul binasının önündeki sular buz tutardı üzerinde kayardık*
devamını gör...
147.
sınıftan bir çocuğun babasının şans kapıyı çalınca programına katılması. kazanınca "en büyük show tv" diye bağırması. ertesi gün çocuğun sınıfta rock star gibi davranması. gerçi düşünce bütün evi sıfırdan döşetip araba almışlardı. çocuk haklı da olabilir.
devamını gör...
148.
okul sütü.. süt tüketemiyorum bebeklikten beri okulda zorla içirirlerdi bende çıkartırdım
devamını gör...
149.
okul bahçesindeki parkta oynadığımız kumu başkası oynamasın diye posete koyup sinifa goturmustuk. diger teneffüs tekrar aynı yere gidip oynamistik.
hocanın sınıfta dedikleri hala kulağımda :)
devamını gör...
150.
okulun ilk günü beslenme çantama komşularımız tarafından hediye edilen yaş pastanın, okula getirmek yasak sen bilmiyor musun? seni öğretmene söyleyeceğim..! baskılarıyla gözyaşlarımla yememdir.

ahh güzelim; o zaman öğrenmiştin; insanların ulaşamadıkları ve kendinde olmayan şeylere nasıl haset ettiklerini...
devamını gör...
151.
ilkokul dördüncü sınıfta sınıf öğretmenimiz emekli olmuştu ve beşinci sınıfta hiç hoşlanmadığımız bir kadın öğretmen gelmişti. tahta pergelle sebepsiz yere bizi döverdi.ellerimin şişkinliğini annem görmesin diye saklardım. onun yaşattığı travmaların meyvelerini öfke nöbetleri olarak yaşıyorum. hakkım zehir zıkkım olsun, öğretmenler gününde hep aklıma geliyor, beddua ile anıyorum.
devamını gör...
152.
2 ya da 3. sınıftayken sınıfımızda bir arkadaş yanağımdan ısırmıştı. benden 2 yaş küçük kardeşim de sınıf arkadaşımı dövmüştü
devamını gör...
153.
okulun ilk günü herkezi işemeli pisletmeli ain yapıp yavru inekler gibi ağlayarak annesini araması çıkmıyor aklımdan .
devamını gör...
154.
öğretmenimden kara tahtanın önünde soluksuz yediğim dayak...
beslenme saatleri
devamını gör...
155.
bunu yazdığım için büyük ihtimalle çok narsist olduğumu düşüneceksiniz ama küçüklüğümden beri yetenekli ve bir takım şeylere yatkın bir insandım ve resim, şiir, dans gibi bir çok alanda başarılıydım. bu yüzden çok fazla kıskanıldığımı yaşıtlarım olan çocukların baskısına ve şiddetine maruz kaldığımı, okulda 23 nisan için dans seçmelerine seçilmeyen iki kız çocuğu beni sokak ortasında kıyafetimi çıkarıp dövdüğü için günlerce okula gidemeyip psikolojik tedavi aldığımı ve yatağımı ıslattığımı hatırlıyorum sadece.
devamını gör...
156.
mahallede ki tüm araçların siboplarını söküp okula götürmüştüm sonra da hepsini satmıştım. mahalleden birinin çocuğu görmüş abisiyle ertesi gün önümü kesip paranın hepsini istemişti. bende paranın yarısını yediğim için yarısını verip hepsi bu demiştim ve yemişlerdi enayiler. ama hala anlamadığım nokta okulda o sibopları neden almışlardı. kimse de yok demedi arkadaş.
devamını gör...
157.
sevdiğim çocuğun sevdiği kızın boyalarını saklamıştım. resim dersinde hocanın o kızcağıza kızmasından korkup yine o anlamadan geri koydum. dünya empati kuran insanların cehennemi sanırım.
devamını gör...
158.
başladığım ilk gün, yenilen ilk sıra dayağı, ışıl ılık süt iç, kompozisyon, müze gezileri, tatilya, ankara ve çanakkale gezileri, 23 nisan'lar, karne günleri, istiklal marşı ve kapanış.
devamını gör...
159.
köyün tek öğretmeni olan babam; sabah erkenden kalkar ,okula gider,sobayı yakar ,okulun kapısında öğrencileri beklerdi.o zamanlar üç dört yaşlarında olan ben ve kardeşim de uyanır uyanmaz okula koşar babamla birlikte öğrencileri beklemeye koyulurduk.zira lojmanda kalıyorduk, evimiz okulun bahçesindeydi ve o okul en çok bizimdi.

birazdan ellerinde yakacak odunlarla öğrenciler görünürdü bahçe kapısında.mavinin her tonunda önlükleriyle köy çocukları.kimisinin küçülmüş,kimisinin solmuş,kimisinin güneş'ten mora çalan önlükleri vardı üzerlerinde.coğunun önlüğünün sağında solunda soba yanığı izler ...son ana bırakılan kurutma telaşı ya da ısınma çabası neticesinde ateşe yenik düşmüş gazi önlüklerdi bunlar.

babam günaydın'a,iyi aksamlar'a falan çok önem verirdi.o yüzden sınıf kapısında parola söyler gibi 'günaydın' der öyle geçerdi çocuklar içeri.

okulda tek sınıf vardı.tüm öğrenciler aynı yerde eğitim görürdü.

babam "birler şu fişi yazsın,ikiler resim cizsin,üçler sessiz okuma çalışması yapsın,dörtler şiiri defterine yazsın, beşler problemleri çözsün "şeklinde ders işlerdi.kardeşim ve ben de sınıfta dolaşır, çoğu kardeş ya da akraba olan çocuklar arasında silgi taşırdık ondan ona.ben küçülen tebeşirlerle tahtanın köşesine çiçekler çizmeye bayılırdım.

bu şekilde geçen bir kaç yılın ardından benim de birlerin sırasına oturma vaktim gelmişti.kardeşimin ise daha iki yılı vardı.ben sıkıcı fişleri deftere geçirirken çaktırmadan ortalıkta dolaşan kardeşimi izler, içimden okumak hiç eğlenceli değilmiş diye geçirirdim.ama akşam eve gidince kardeşime uyuyana kadar birinci sınıfın nasıl güzel,nasıl keyifli olduğunu anlatırdım.nasıl abartarak anlattıysam çocuk altı yaşında okula başladı.

o günleri düşündüğümde aklıma diğer öğrencilerden babamı kıskandığım,babamın ilgisini kazanmak için çok emek sarf ettiğim,sadece kendi sınıfımı değil diğer sınıfları da dinleyerek en iyi olmaya çalıştığım ve çok uğraşmama /içimden defalarca tekrar etmeme rağmen babama "öğretmenim"diyemeyişim gelir.

şimdi ise artık emekli olmuş babama baktıkça onun ne kadar iyi bir öğretmen olduğunu hatırlarım ama hala bütün "öğretmenim"ler "baba"sözcüğünün içinde saklı.
devamını gör...
160.
aslında birkaç anım var bazıları travmatik bazıları komik:

1. üst sınıflardan olan arkadaşım yanımda yanlışlıkla bıçaklanmıştı. kan gölünün ortasında kalmıştım, inanılmaz travmatikti. donup kalmıştım ve sarsmaları gerekmişti.

2. bir arkadaşımı benimle yangın merdivenine gelmesi için ikna etmiştim, oranın çok gizemli ve eğlenceli bir yer olduğunu düşünüyordum lol. arkadaşımın ayağı demirlerden birine sıkışmıştı, sakinleştirip çıkarmaya çalışmıştım başta ama bağırmaya devam edince korkup kaçmıştım. servisle eve gelmeyince endişeyle okula gelen annesi bulmuştu kızı.

3. kantinde kafama kaynar kahve dökülmüştü ve ne alakaysa okuldaki öğretmenler beni beyin cerrahına göndermişti her hatırladığımda gülerim aoowosqodoqwdoqwdoqwodwoqodwoq
devamını gör...

bu başlığa tanım girmek için olabilirsiniz.

zaten üye iseniz giriş yapabilirsiniz.

"ilkokuldan akılda kalanlar" ile benzer başlıklar

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim