201.
kendisini sevmediğim için taşlanmayı çayıma şeker atmam sebepli taşlanmaya denk bulduğum yazın türü.
ikisini de ortalık yerde ansızın belirtip linçlenesim geliyor, geçiyor sonra.
ikisini de ortalık yerde ansızın belirtip linçlenesim geliyor, geçiyor sonra.
devamını gör...
202.
kafiyelerle büyü yapmaktır.
çünkü gerçek şiir akıldan bir an bile çıkmayandır. etkisinden kurtulamadığımızdır.
içimizden atamadığımızdır.
yazarların şiirleri başlığından alınmış bir büyü
çünkü gerçek şiir akıldan bir an bile çıkmayandır. etkisinden kurtulamadığımızdır.
içimizden atamadığımızdır.
yazarların şiirleri başlığından alınmış bir büyü
devamını gör...
203.
mübalağa sanatıdır.
devamını gör...
204.
zeka işidir; hem yazmak hem anlamak.
kendim yazdığım için söylemiyorum yanlış anlaşılmasın doğrusunu söylüyorum.
kendim yazdığım için söylemiyorum yanlış anlaşılmasın doğrusunu söylüyorum.
devamını gör...
205.
akıl işi değil be...
devamını gör...
206.
hölderlin seviyesinde bir şairimiz yok...
bakıyorum da... niçe'nin hölderlin'e duyduğu hayranlığın etkisiyle henüz 15 yaşındayken yazdığı şiirler bile muhteşem. yuh abi yuh. insanı alıp götürüyor..
yahya kemal diyoruz da... hölderlin gibi bir adamın yanında nedir ki?
yalnız şu var, bizimkilerin güfte şairliğinde başarılı oldukları bir gerçek. çünkü burada durumu özetleyici bir şairlik tarzı söz konusu oluyor. bu yazma üslubunun çerçevesi ve kaldırabileceği şeyler belli olduğu için güftelerin dili oldukça temiz, açık ve aynı zamanda da yeterince derin olabiliyor.
klasik türk müziği besteleri için konuşuyorum.
klasik ev keki nasıl yapılır? sorusunun cevabı gibi. tarif açık ve belli.
ne zaman ki sen bir şeyi zenginleştireyim, renk, farklılık olsun diyorsun işte o zaman o sadelik, doğallık, güzellik bozuluyor.
türk şiiri de aynı böyle.
bakıyorum da... niçe'nin hölderlin'e duyduğu hayranlığın etkisiyle henüz 15 yaşındayken yazdığı şiirler bile muhteşem. yuh abi yuh. insanı alıp götürüyor..
yahya kemal diyoruz da... hölderlin gibi bir adamın yanında nedir ki?
yalnız şu var, bizimkilerin güfte şairliğinde başarılı oldukları bir gerçek. çünkü burada durumu özetleyici bir şairlik tarzı söz konusu oluyor. bu yazma üslubunun çerçevesi ve kaldırabileceği şeyler belli olduğu için güftelerin dili oldukça temiz, açık ve aynı zamanda da yeterince derin olabiliyor.
klasik türk müziği besteleri için konuşuyorum.
klasik ev keki nasıl yapılır? sorusunun cevabı gibi. tarif açık ve belli.
ne zaman ki sen bir şeyi zenginleştireyim, renk, farklılık olsun diyorsun işte o zaman o sadelik, doğallık, güzellik bozuluyor.
türk şiiri de aynı böyle.
devamını gör...
207.
duygunun şişelenmiş hali.
devamını gör...
208.
bir delinin kuyuya attığı taştır. düşerse kuru, düşmezse yaştır.
devamını gör...
209.
“saatlerin aynalara yansıdığı andayız
aynaya yansıyan görüntünden aynayı kırmak isteyeceğin saatlerdeyiz
çirkinliğe üzüleceksin, bazen saçların güzel gelecek gözlerine
sevgilinin bir sözüyle kırılan gururun parçalanacak aynanın içinde
sen düşünürken güzel günleri
oturup düşünmekle yetineceksin
okuduğun raflarca kitapta kalacak sevinçlerin
sen hikayelerin sonuna notla koyamayan cinstensin
ve bilinir ki her nokta, yeni hikaye demektir
oysa çirkin görüntün aynadayken, senin hakkın sadece virgül diye düşünürsün.”
denemeler falan işte.
aynaya yansıyan görüntünden aynayı kırmak isteyeceğin saatlerdeyiz
çirkinliğe üzüleceksin, bazen saçların güzel gelecek gözlerine
sevgilinin bir sözüyle kırılan gururun parçalanacak aynanın içinde
sen düşünürken güzel günleri
oturup düşünmekle yetineceksin
okuduğun raflarca kitapta kalacak sevinçlerin
sen hikayelerin sonuna notla koyamayan cinstensin
ve bilinir ki her nokta, yeni hikaye demektir
oysa çirkin görüntün aynadayken, senin hakkın sadece virgül diye düşünürsün.”
denemeler falan işte.
devamını gör...
210.
bir duvar var aramızda
dün yokken, bugün örülmüş
ve yarın ayakta duracak olanbir duvar var aramızda
benim bir adım yaklaşmak istedikçe
senin onlarca adım kaçtığınbir duvar var aramızda
senin bir tuğla daha ördüğün
benim ise tamamını yıkmak istediğim
dün yokken, bugün örülmüş
ve yarın ayakta duracak olanbir duvar var aramızda
benim bir adım yaklaşmak istedikçe
senin onlarca adım kaçtığınbir duvar var aramızda
senin bir tuğla daha ördüğün
benim ise tamamını yıkmak istediğim
devamını gör...
211.
kalbin ne denli şeyler kaldırabileceğini şiirler dahi ölçemedi.
devamını gör...
212.
bir dünya saçma sapan tanıma inat;acıdır, yalnızlıktır,mahremdir şiir. hiçbir şey demeden her şeyi anlatmaktır. ece ayhan'ın "şiirimiz mor külhanidir abiler,erkek emzirir" demesidir. var mı bu dizeden bir şey anlayan? ama keyif alan üç beş kişi vardır. laf aramızda muhteşem bir deyiştir. bir şairin en mahremidir. utanctir kederdir. mutluluğun şiiri olmaz. mutlu anlar yaşanır. acı unutulmaya çalışılır. deliliktir şiir sevgilidir,annedir.
devamını gör...
213.
şairlerde ressamdır bir bakıma. şu var ki, fırça yerine kalem, boya ve renk yerine sözcükler, tuval yerine sizin zihninizi kullanarak oluştururlar resimlerini.. okuduğunuzda algıladığınız resimdir şiir. kazılır belleğinize.. kimi kez kendi müziğini de duyarsınız okuduğunuzda..
devamını gör...
214.
asla bir rap degildir.
siir yalandir, anlamsizdir.
garip gurup metaforlarla suslenmis, ici bos suslu cumleler dizisidir.
siir yalandir, anlamsizdir.
garip gurup metaforlarla suslenmis, ici bos suslu cumleler dizisidir.
devamını gör...
215.
can yücel,
20 yaş 35 yaş 40 yaş ve bugunki ben
-şunları bir araya toplayayım. bir güzel muhabbet edelim- diye düşündüm.
mutfak işinden de anlarım.
donattım sofrayı.
bayağı uğraştım.
hepsinin, ayrı ayrı ne yemekten, ne içmekten hoşlandığını iyi bilirim.
bayağı da para gitti.
birinin yediğini öbürü yemez.
ötekinin içtiğini beriki içmez.
dört kişilik sofra kurdum.
mumları da yaktım.
bak hepsi, erick satie severdi.
hatırladım.
müziği de ayarladım.
geldiler.
20 yaşında ben,
35 yaşımda ben,
40 yaşımda ben ve
bugünkü ben dördümüz.
birden 20 yaşımı, 35 yaşımın karşısına oturttum.
40 yaşımın karşısına da, ben geçtim.
yirmi yaşım, otuz beş yaşımı tutucu buldu.
kırk yaşım ikisinin de salak olduğunu söyledi.
yatıştırayım dedim.
-sen karışma moruk- dediler. büyük hır çıktı.
komşular alttan üstten duvarlara vurdular.
yirmi yaşım kırk yaşıma bardak attı.
evin de içine ettiler.
bende kabahat.
ne çağırıyorsun tanımadığın adamları evine…
can yücel
20 yaş 35 yaş 40 yaş ve bugunki ben
-şunları bir araya toplayayım. bir güzel muhabbet edelim- diye düşündüm.
mutfak işinden de anlarım.
donattım sofrayı.
bayağı uğraştım.
hepsinin, ayrı ayrı ne yemekten, ne içmekten hoşlandığını iyi bilirim.
bayağı da para gitti.
birinin yediğini öbürü yemez.
ötekinin içtiğini beriki içmez.
dört kişilik sofra kurdum.
mumları da yaktım.
bak hepsi, erick satie severdi.
hatırladım.
müziği de ayarladım.
geldiler.
20 yaşında ben,
35 yaşımda ben,
40 yaşımda ben ve
bugünkü ben dördümüz.
birden 20 yaşımı, 35 yaşımın karşısına oturttum.
40 yaşımın karşısına da, ben geçtim.
yirmi yaşım, otuz beş yaşımı tutucu buldu.
kırk yaşım ikisinin de salak olduğunu söyledi.
yatıştırayım dedim.
-sen karışma moruk- dediler. büyük hır çıktı.
komşular alttan üstten duvarlara vurdular.
yirmi yaşım kırk yaşıma bardak attı.
evin de içine ettiler.
bende kabahat.
ne çağırıyorsun tanımadığın adamları evine…
can yücel
devamını gör...
216.
senin dudakların pembe
ellerin beyaz,
al tut ellerimi bebek
tut biraz!
benim doğduğum köylerde
ceviz ağaçları yoktu,
ben bu yüzden serinliğe hasretim
okşa biraz!
benim doğduğum köylerde
buğday tarlaları yoktu,
dağıt saçlarını bebek
savur biraz!
benim doğduğum köyleri
akşamları eşkıyalar basardı.
ben bu yüzden yalnızlığı hiç sevmem
konuş biraz!
benim doğduğum köylerde
kuzey rüzgârları eserdi,
ve bu yüzden dudaklarım çatlaktır
öp biraz!
sen türkiye gibi aydınlık ve güzelsin!
benim doğduğum köyler de güzeldi,
sen de anlat doğduğun yerleri,
anlat biraz!
ellerin beyaz,
al tut ellerimi bebek
tut biraz!
benim doğduğum köylerde
ceviz ağaçları yoktu,
ben bu yüzden serinliğe hasretim
okşa biraz!
benim doğduğum köylerde
buğday tarlaları yoktu,
dağıt saçlarını bebek
savur biraz!
benim doğduğum köyleri
akşamları eşkıyalar basardı.
ben bu yüzden yalnızlığı hiç sevmem
konuş biraz!
benim doğduğum köylerde
kuzey rüzgârları eserdi,
ve bu yüzden dudaklarım çatlaktır
öp biraz!
sen türkiye gibi aydınlık ve güzelsin!
benim doğduğum köyler de güzeldi,
sen de anlat doğduğun yerleri,
anlat biraz!
devamını gör...
217.
sözcükler sanatıdır.
devamını gör...
218.
şiir
güneşin ışığı yüzümü okşarken,
rüzgarın sesi kulaklarımda çınlar.
gökyüzü mavisine boyanırken,
kalbimde senin adın yankılanır.
aşkın ateşi içimi yakarken,
gözlerindeki ışık beni sarar.
bir gülüşünle dünya güzelleşirken,
seninle olmanın tadı damaklarımda kalır.
lord megatron
güneşin ışığı yüzümü okşarken,
rüzgarın sesi kulaklarımda çınlar.
gökyüzü mavisine boyanırken,
kalbimde senin adın yankılanır.
aşkın ateşi içimi yakarken,
gözlerindeki ışık beni sarar.
bir gülüşünle dünya güzelleşirken,
seninle olmanın tadı damaklarımda kalır.
lord megatron
devamını gör...
219.
gönlün dilidir.
az sözle çok şey anlatmaktır.
az sözle çok şey anlatmaktır.
devamını gör...
220.
çizgisiz bakma sanatı.
devamını gör...
"şiir" ile benzer başlıklar
şiir kitabı
17