21.
tespih(مسبحة/misbaha); her semavi dinde olan, duruma göre 33 ya da 99 boncuktan yapılmış bir el aletidir. tespihin başındaki o uzun şeye imame denilir. tespih aynı zamanda dinde "allah'ı tüm eksikliklerden tenzih etmek" demektir. tesbihat falan... sübhanallah zikri de etimolojik olarak tespihle bağlantılıdır. tespih; kehribar, oltu taşı, kuka ya da diğer değerli yeraltı madenlerinden yapılır.
33'lük tespih
99'luk tespih


devamını gör...
22.
mevzu itlik olunca alpin dine döndü...işte omurga budur....
devamını gör...
23.
emevi saltanatının partizan ve apolitik toplum yaratma stratejisinin materyali.
devamını gör...
24.
doğa ile aramdaki en somut bağ.
devamını gör...
25.
koleksiyonun yaptığım bir aksesuarimdir. insanı sakinlestirir iyi gelir. bir ara fotoğrafını salarım şuraya.
devamını gör...
26.
1 ara ben de koleksiyonunu yapiyodum.
namaz kilarken tesbihat sirasinda kirildi cogu.
namaz kilarken tesbihat sirasinda kirildi cogu.
devamını gör...
27.
tekrar eden dini ritüellerin sayısının akılda tutulmasına yarayan bir nevi abaküs.
anlamadığım bir husus var, anlamadığın bilmediğin bir dildeki bir pratiği 32 kere tekrar etmiş olsan ne olacak, 34 kere tekrar etmiş olsan ne olacak? samimi ve içten bir yakarışla zaten bunu yapıyor olman yetmez mi?
konuyla ilgili güzel bir anekdot var;
bir gün yaşlı bir derviş, bir kucak dolusu elma ile bayırlar aşan bir genç kıza rastlamış... bozkırın sıcağında yorgunluktan al almış kızın yanakları.
"nereye gidersin? ne doldurdun kucağına?" diye sormuş derviş. uzak bir tarlayı işaret etmiş kız. "sevdiğim çalışıyor orada. ona elma götürüyorum." "kaç tane?" diye soruvermiş baba derviş.
kız şaşkın: "insan sevdiğine götürdüğü şeyi sayar mı hiç?"
usulca kırıvermiş elindeki tespihi derviş!
anlamadığım bir husus var, anlamadığın bilmediğin bir dildeki bir pratiği 32 kere tekrar etmiş olsan ne olacak, 34 kere tekrar etmiş olsan ne olacak? samimi ve içten bir yakarışla zaten bunu yapıyor olman yetmez mi?
konuyla ilgili güzel bir anekdot var;
bir gün yaşlı bir derviş, bir kucak dolusu elma ile bayırlar aşan bir genç kıza rastlamış... bozkırın sıcağında yorgunluktan al almış kızın yanakları.
"nereye gidersin? ne doldurdun kucağına?" diye sormuş derviş. uzak bir tarlayı işaret etmiş kız. "sevdiğim çalışıyor orada. ona elma götürüyorum." "kaç tane?" diye soruvermiş baba derviş.
kız şaşkın: "insan sevdiğine götürdüğü şeyi sayar mı hiç?"
usulca kırıvermiş elindeki tespihi derviş!
devamını gör...