61.
intihar acizliktir, insan her şeyin çaresini bulabilir.

psikolojik sorunları olanları bilemiyorum onları anlayamam ama onun da bir çaresi vardır illaki. genelde bu tarz psikolojik sorunlu olup intihara meyleden insanlar için ilaçlarını almıyormuş birkaç gündür falan derler. demek ki bu insanların iyi bir gözlemlenmeye ihtiyaçları var.

insanların en büyük korkusudur ölüm. nasıl buna karar verebilirler anlamıyorum nasıl bir ruh halidir. 5 dakika sonra öleceğinizi hayal edin, insan ne yapacağını şaşırır.

üstelik bizim dinimizde bu en büyük günahlardan biridir. canı allah verir ve sadece allah alır zamanı gelince.
devamını gör...
62.
çoklukla düşünülen ancak yapılamayan. belki bir godot gelmez mi ki umudu. biraz da korku. bilinmeyen yere gidişin, acının korkusu. yaşamak illa hayattan keyif almak değil işte, sadece yeni şeyler yapmaktan o kadar uzak kalmak ki, intihara bile cesaret edememek esas olay. biz kimiz de intihar edeceğiz, o insanlar ki -intihar edenler, kutlu insanlardır.
devamını gör...
63.
gün içerisinde içime gerçekleştirebilecek cesareti yeniden yerleştirmesi için tanrıya yalvardığım eylem. bir yandan diyorum ki, lan ölmek isteyen ölür kolayca, sen istemedin mi acaba? bilmiyorum. geçmişe özlem yok, şimdi huzurlu değil, gelecek korkunç. akla düşmemesi garip olurdu herhalde bu şartlarda. aslında söyleyecek çok şeyim var sanırım ama keseceğim burada.
devamını gör...
64.
yapması fiziksel olarak zor olduğu için yapılamayan eylem. bir böcek bile kolay ölmüyor. üstüne terlikle bastırıyorsun, kuvvet uyguluyorsun, çıtır çıtır sesler çıkıyor. kaldı ki bu insan bedeni, çok daha zordur. ölmek bir düğmeye basmak kadar kolay olsaydı, çok fazla insan intihar ederdi.
devamını gör...
65.
intihar üzerine gelişmiş analiz yapan toplumbilimcilerden bir tanesi ((bkz: durkheim)'dir. durkheim intiharı 4'e ayırır. 1) bencil intihar 2) özgeci intihar 3)anonim intihar 4) kaderci intihar

1) bencil intihar: birey içinde bulunduğu gruptan kopma derecesine gelmiş ve kendini yalnız hissediyorsa bu intihar çeşidi görülür. topluma bağlılığını kaybettiği gözlemlenir.

2) özgeci intihar: bireyin topluma aşırı bağlı olması ve onunla aşırı bütünleşmesi durumunda görülür. kişi bu durumda yerine getirmesi gereken toplumsal bir görevle karşı karşıyadır. toplumun gelenekleri ve adetleri onun üzerindedir. bu amaç uğruna kendini feda eder. durkheim, bu türe örnek olarak kocası öldükten sonra intihar etmeyi bir görev bilen hint kadınlarını anlatır. ordudaki asker intiharlarını da istatiklerle yine bu kategoriye koymuştur.

3) anomik intihar: toplum düzeninin ve birliğinin bozulduğu, birtakım norm ve değerlerin kaybolması sonucu görülür. durkheim,bunalım olarak gördüğü ekonomik krizleri bu tip intihar çeşidiyle birleştirir.bu krizler sonucu bireyin yaşamı değişir ve onu intihara sürüklemesi olasıdır.buna ek olarak boşanmanın da anomik intihar sebebi olabileceğini düşünür.

4) kaderci intihar :katı kuralların altında ezilen, baskılanan bireylerde görülür. bireyin davranışlarının başkaları tarafından aşırı düzenlenmesi durumundan kaynaklanır. birey hayatını kontrol edemediğini düşünür. ona göre o grubu tarafından belirlenen kurallarla yönetiliyordur. ağır çaresizlik yaşar. durkheim, köleleri bu gruba koymuştur.
devamını gör...
66.
anlam genişlemesi yaşamış bir sözcük. nişanyan sözlüğe göre, arapça sözcük n-h-r kökünden türemiş ki asıl kaynağı da aramice nahara sözcüğü. nahara da bir hayvanı boğazlamak, boğazını kesmek anlamına geliyor. lügat-ı osmani'de de intihar kendini boğazlamak olarak tanımlanmış. sanırım sözcük yıllar içinde, daha da çeşitlilik kazanan kendi ölümüne sebebiyet verme eylemlerinin bütününe verilen ad olmuş.
devamını gör...
67.
basitliktir. yapanlara zerre kadar saygı duymam.
devamını gör...
68.
aklıma mehmet pişkin ' i getiren.
devamını gör...
69.
*iyi veya kötü bir eylem mi bilemiyorum ki bence bunu yargılamak da intiharı düşünen kişiden başkasına düşmez. yine de etkilendiğim iki üç intihar var. ilki beşir fuad mesela. önce bedenini uyuşturuyor, daha sonra kendi iç organlarını inceliyor, son kelimelerini de kanıyla yazıp ölüyor. ikincisi, kimliğini vermeyeceğim, ömrü boyunca kitap okumuş, yalnız yaşıyor ve evinin duvarları boydan boya kitaplık. bir gece daha fazla dayanamıyor, üstüne benzin döküp odasının ortasındaki sandalyeye kendini bağlıyor ve ateş! üçüncüsü mehmet pişkin, o kadar ince bir insan ki birazdan öleceğini bile bile sigarasını küllükte söndürüyor, etrafı dağıtmıyordu. sonuç olarak hep iyiler gitti, biz kaldık.
devamını gör...
70.
hayattaki bütün meseleleri bir kenara, intihar kavramını bir kenara konup değerlendirmek gerekir. umutsuzluk, çaresizlik, acı, ölüm, yokluk, vazgeçmek ve ''son''.
tek bir kelimeye nasıl da sığabiliyor bu kadar anlam ve kendi içinde ne kadar geniş açıklamaları var bu anlamların...
hangimizin aklından geçmemiştir ki bu illet? kimi daha aklı ermemişken yan sınıftaki kızın bir erkeğin elinden tutmasıyla iter kendini buna, daha aklı ermezken... ne garip değil mi?
bu yüzden intihar kavramının insanın yaşadıklarıyla değil doğuştan gelen bir şey olduğuna inanırım.

doğuştan vardır her insanın benliğinde. bir öğreniş, bir duyuş, bir kıvılcım tetikler bunu. kimisi yenik düşer kimisi galip gelir bu olayda.
ve çoğu kez galip gelir insan, işin ucu ''cana'' dayanır.
devamını gör...
71.
kendi renkleriyle dünyaya olağan dışı bir bakış atan van gogh basit miydi? şahane hikayeleriyle dünyanın acayip bir taslağını çıkaran zweig ve karısı? bunlar basit insanlar değillerdi. deleuze basit bir insan mıydı? kalem tutamayacak noktaya gelmiş yüce filozof kendini pencereden aşağı bıraktığında neler geçiriyordu aklından? "buraya kadar her şey yolunda--"

biri normal insanın cesaret edemeyeceği eylemde bulunuyor ve her şeyi, tüm varlığı geride bırakıyor. bu cesaret ister. bunu cloud atlas'da da gördük, intiharın ne kadar zorlu bir eylem olduğu orada söz ediliyordu. hem, intihar eden kişi sizin saygınızı ne yapsın? ya ateş gölünde sörf yapmayı yeğlemiş ya da hiçliğe seçmiştir. ki ben, ateş gölünde sörf yapmanın mümkün olduğunu bilseydim katlanılmaz acılar labirentine girer ve etlerim birbirinden ayrılıp tekrar birleşene kadar orada kalmayı seçerdim hiçliktense.

hiçliğe seçen biri, inançsız biri ne kadar yüce bir eylemi gerçekleştiriyordur oysa. program dediğiniz şey, genlerinizi reddetmek o kadar kolay değildir. hem bu zihinsel bozukluk durumunda bile böyledir, çünkü genler materyalistler tarafından sürekli olarak zihin üstü olarak görülüyor yıllardır. açıklayın o halde, nasıl olur da biri programını reddedebilir? yapabiliyorlar işte. bu noktada susmaktan başka yapabileceğiniz bir şey yokken, birinin seçimine, burada bulunma sürecine boyun eğmeniz gerekirken o noktada konuşmak yerinde geliyor çünkü her şey hakkında bir şey söyleyebileceğimizi düşünüyoruz.

robin williams'ın kitleleri üzen intiharına baktığınızda dışarıdan neşeli görünen adamın beklenmeyen ölümü de bizi şaşırtmıştı. sayısız intihar örneği var... ah, mehmet pişkin*? üzerine bir şey söylemem gerekir mi? söylediysem bu kadar, ona da söyleyim: ahmağın tekiydi çünkü bir şey üretmedi, bir şey yaratmadı ve öylece gitti. üzülmemi gerektiren bir tarafı yoktu, sadece bir çok kişinin depresyonunu simgeliyordu ve simgeyle beraber basitliği kutsadı ama da vinci basitliği değildi bu.

intiharı kolay bir eylemmiş gibi algılamak saçmalık. bunu algılayın. yaşamın şahane bir yapı olduğunu bilen biri, bilinmeyeni seçtiğinde akan sular durmalı. ama eğer intihar bir ayrılığın sonucu, bir sefaletin ya da türevi şeylerin sonucuysa bilemiyorum... iğrenç gelebilir. ama basitlik değildir, bireye bakın bunu söylemek yerine. genellemelere bu kadar da sığınmayın, çünkü yerinde değil. okey? --key.
devamını gör...
72.
bir orhan veli kanık şiiridir.

kimse duymadan ölmeliyim
ağzımın kenarında
bir parça kan bulunmalı.
beni tanımayanlar
"mutlak birini seviyordu" demeliler.
tanıyanlarsa, "zavallı, demeli,
çok sefalet çekti.."
fakat hakiki sebep
bunlardan hiçbirisi olmamalı.
devamını gör...
73.
insanlık hakkıdır. dünyevi zevkler sonucu üzerinde hiçbir karar verme ehliyetimiz olmadan dünyaya getirildik. ismimizi, dinimizi-dinsizliğimizi, ırkımızı, dilimizi, ten rengimizi ve bir dolu şeyi seçemeden doğduk. ben intihar kararı almış ve uygulamışlara saygı duyuyorum. herkes bu "zulme" katlanmak mecburiyetinde değil!
devamını gör...
74.
amerikan askerleri arasında tahmin edilenden çok daha fazla yaşandığını duyduğum hede.
devamını gör...
75.
--- alıntı ---

hayatlarımız biz mutlu olduğumuz için değil, bilinçli olduğumuz ve sonuna kadar da çaba göstermeyi bırakmadığımız için geçerli ve meşrudur. ruhun mükemmelliğini arzulayabildiğimiz kadar değerliyiz. kendimizle karşılaşmaktan, kendi yaralarımızı görmekten korkmadigimiz kadar da cesur.

--- alıntı ---
devamını gör...
76.
'istemeden geldik,isteyerek gitmek gerek.'
ben buna gerçekten inanıyordum. bir gün geçirdiğim atağın da etkisiyle her şey çok farklı bir yere evrilene kadar.
öyle olmuyormuş o işler. en çok korktuğum şey başıma geldi. 'ölemedim' ama çok güzel süründüm aylarca hastane köşelerinde,insana yaşam algısını yitirten yoğun bakımda.
yaşam aslında en büyük intiharmış bunu deneyimleyerek öğrendim ben. her gün her an umudunun ölme ihtimaliyle yaşamak,bunu kaybetmek ve her an yeniden kazanmak zorunda kalmak o kadar fazla yürek istiyormuş ki.
gitmenin garantisi, bıraktığı acılarınsa tarifi yok.
hele insanların o acıyarak yanaşmaları... acımak ve acınmak en çok canımı acıtandır halbuki. ama bana en büyük kazığı atan ben oldum.
mantıklı herhangi bir karar alamayacak durumda ve kendimi tamamen kaybetmiş bir halde bunu yapmaya yeltenmem bana kendimi affedecek bir kapı araladı.
üstelik aynı 24 saatlik dilimde ben bu hayatta en sevdiğim insanı kaybet(mişim)tim. aynı anda farklı yoğun bakımlarda can çekişirken o beni bırakıp gitmiş. çok uzun zaman sonra öğrendim bunu ki en acısı buydu.
umut bittiği an yaşamın çok büyük bir kısmı da bitiyor. bilmemiz gerekense o umudu tekrar tekrar var edecek olanın biz olduğu gerçeği. bu kolay değil ama imkansız da değil.
ölmekle kaçılmıyor,yok olunmuyor. sadece yok ediliyor. özellikle geride kalanları.
bazen geride kalan bir çöp bile ait olduğu insanın acısıyla kavurmaya yetiyor bizi.
insanın kendisine verdiği acıyı anlarım ama bir başkasına verdiğini an-la-ya-mı-yo-rum.
bir başkasının bana verdiği acıyla bu kadar derinden kavrulurken aynı şeyi bir başkasına nasıl yaşatır 'insanım' diyen/diyebilen?
eğer bir insan enine boyuna ölçüp bir karara varıyorsa saygım sonsuz. özellikle yaşama ve ölüme.
ama 'yaşayamayanlar' olarak biz "yaşatmanın" kıymetini bilip ona göre adım atmalıyız. bu o kadar kıymetli ve yüce ki.
hem "artık yaşamaktan öte bir yol kalmıyor" bize de...
devamını gör...
77.
durkheim tarafından bir kaç sınıfa ayrılmıştır. son zamanlarda ülkemizde en çok görülen türü (bkz: anomik intihar) dır. ekonomilerin çöktüğü kriz dönemlerinde insanları bir arada tutan toplumsal normlar erozyona uğrar aile ve arkadaşlar arası bağlar zayıflar hatta kopar herkes kendi hayatta kalma savaşını verir. bu savaşta kaybedenler olacaktır.

intiharların çoğunda bir kişiye veya kişilere karşı bir suçlama , bir cezalandırma vardır. benzer bir durumu eski sevgilisine sinirlenip önüne ilk çıkan kişiyle evlenenlerde de görürüz. burada da bir kişiyi cezalandırma arayışı vardır ama asıl cezayı çeken sizsinizdir.

çoğu insan hayatının bir döneminde intiharı düşünür. etrafınızda böyle bir şey düşünen dillendiren birisi olursa lütfen onunla konuşun bu düşüncesinin sebeplerini anlattırın emin olun sadece dinlemeniz bile çok işe yarayacak zira ölen kişi ardında bir cehennem bırakarak gider. bunları kız kardeşini bu şekilde kaybeden biri olarak söylüyorum. ölen kişi öldüğünün farkında değildir, ölüm geride kalanlar için zordur.

dünya hassas kalpler için bir cehennemdir...
devamını gör...
78.
intihar sadece nefes almanın durması değil birçok hayalin, umudun, duygunun ölmesidir. intihar bedenen ölmek değil, ruhen ölmektir.
devamını gör...
79.
intiharın tarihi kitabında , fransız tarihçi (bkz: georges minois) batıdaki intihar anlayışının evrimini incelemiştir .

"insan, şu ana dek yaşamda kalmasını sağlayacak nedenler bulduğu için bugün insanlık hâlâ vardır. ama belli bir kısmı, bu yaşamın artık yaşanmaya değer olmadığına karar vermiş ve hastalık, yaşlılık ya da savaş tarafından kovulmadan kendi isteğiyle çekip gitmeyi tercih etmiştir.
bazıları onların deli olduğunu söyleyecektir. cato, seneca, montherlant, bettelheim ve daha birçok kişi de, tam anlamıyla insana özgü bir edim olan istemli ölümün, özgürlüğün, varlığına ya da yokluğuna karar verme özgürlüğünün en büyük kanıtı olduğunu düşün­müştür.
onların tercihi karşısında, insan, raymond aron gibi kendine şu soruyu sormalıdır: kendini öldürmek, felaket karşısında pes etmek midir, yoksa en büyük egemenliğin, insanın kendi yaşamı üzerindeki egemenliğinin kazanılması mıdır?"
devamını gör...
80.
kısaca : nur içinde yatılamayacak insan davranışıdır.
devamını gör...

bu başlığa tanım girmek için olabilirsiniz.

zaten üye iseniz giriş yapabilirsiniz.

"intihar etmek" ile benzer başlıklar

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim