181.
lise 1, ilk edebiyat dersi. en arka sıranın bir önünde oturuyorum, arkadaki sırada emre özçelik isimli arkadaş var. bütün ders saçma sapan ergen şakaları yapıyor, konuşuyor güldürüyor beni. sınıfta ses yok bizim taraftan sürekli bir ses uğultu. neyse artık öğretmen dayanamadı hedefi yanlış saptayarak benim yanıma geldi. lise 1 ilk gün, ilk ders saati yahu. neyse kadıncağız beyaz önlük ve elinde cetveliyle geldi 'niye gürültü yapıyorsun, ne gülüyorsun' vs. ben de hocam ben değil bu huzur bozuyor diyeceğime (ilk günden satmayayım arkadaşı) gürültü yapmak istemiyorum ama kendimi tutamıyorum demeyeyim mi? salaklık işte. o gül yüzlü öğretmen bir anda canavara dönüştü. tırnak, cetvel beni nasıl dövüyor ama. üstüme çıktı oturdu, ağzıma yüzüme çakıyor gelişine. bir 5 dk kadar baya bi dayak yedim. arkadaki piç de gülüyor hala. neyse elimde kalem vardı fırlamış gitmiş gömlek falan yırtıldı öyle bir efsane dayak yiyorum. hoca yorulup bıraktı beni. ders falan kalmadı tabi. herkes bana bakıyor. sonra döndü geri geldi, ulen dedim hırsını alamadı yine dalacak bana. bundan sonra hiç bir dersime girme dedi tekrar gitti. ulen daha ilk ders ilk saatten edebiyattan kaldık bile.

neyse ağzım burnum şiş, zil çaldıktan sonra öğretmenler odasına gittim.
öğretmenim aslında ben gürültü yapmıyordum arkadaş yapıyordu, beni de güldürüyordu, ispiyonlamamak için bir şey demedim diye açıkladım. kadın tir tir titriyor hala sinirden, gününü de mahvettik kadıncağızın, neyse bana baktı baktı ve hayat dersi niteliğinde şu cümleyi söyledi. oğlum sen gerizekalı mısın?

siniri de geçtiği için öbür arkadaşı dövmedi. herif kurtardı paçayı.

okulda salakça bir popülerliğim olmuştu o efsane dayak yüzünden.

öğretmenim affetti sağolsun. seni seviyorum öğretmenim :)
devamını gör...
182.
onuncu sınıfa gidiyordum ve okulumun ikinci senesiydi; yolları yapılmamıştı, her yer inşaat kaynıyordu ve kimse bu duruma el atmıyordu, okulun içi de fazlasıyla kötüydü.

biz sınıfça toplanıp birkaç yeri aramıştık, şikayetlerimizi dile getirmiştik. bu olayın başını çeken de üç kişiydi, içlerinden biri bendim. sonradan okula müfettişler geldi. odasından hiç çıkmayan müdür, sınıfımıza gelip "bir şeye ihtiyacınız var mı?" diye sordu, bizi okuldan atmakla tehdit bile ettiler.

müdür yardımcısı bizi odasına çağırdı; arkadaşlarımın babalarının mesleğini sordu, onlar da biraz eli ayağı uzun insanlardı ve bazı kişiler de bunu öğrenince "okulumuz yetersiz ama hallediyoruz, kıyafetleri de değiştirmek istiyoruz hangi renk istersiniz?" diye sordular bize. sonra biz okula dar pantolon olayını getirdik. gerçi biz öğrenciler olarak pek bir şey yapmamıştık sadece arkadaşlarımın* babası çok zengindi... bize pano falan süslettirdiler, "çorba projesi yapacağız," dediler ve nedense hepsinde de üçümüzün olmasını istediler. malum seçimler olduktan sonra bizim belediye değişti, bir kez daha aradıktan sonra direkt yolumuzu yapmaya başladılar. kemal deniz bozkurt'a buradan teşekkür ederim. gerçekten kral bir adam.

her şey gerçekten parayla dönüyormuş, bunu çok iyi anladım. sonra müdür yardımcısı tacizci, küfürbaz olduğu için okuldan atıldı ve müdürü de değiştirdiler. öğretmenlerden kalan da olmadı, ben de o seneden sonra okulumu değiştirmek için uğraştım ve hallettim de. bu olayı uzun bir süre unutamam gibi geliyor. düzen çok kötü, insanlarsa fazla kirli. umarım bir daha böyle iğrenç kişilerle karşılaşmam...
devamını gör...
183.
lisede efendi adamdım, örnek öğrenci belgem var. çok okuduğumdan mütevellit öğretmenlerle bazen fikir tartışmaları yapabiliyordum. ama bir tanesinde neredeyse millli kahraman ilan edilmiştim.
3. derste milli güvenlik dersiydi. yarbayımız yunanların megalo idea ve enosis hedeflerinden bahsetmişti. kitap da önümde duruyordu.
4. ders ise psikoloji dersiydi. hoca önyargı konusunu anlatıyordu. "türklerin yunanlara, yunanların türklere karşı önyargıları var. isterseniz bunu kırmak adına (bkz: dido sotiriyu)'nun (bkz: benden selam söyle anadolu'ya) adlı kitabını okuyun" dedi.

parmak kaldırdım ve söz aldım.
-hocam, yunanların ülkemizde halen hedefleri ve kirli planları var. vakti zamanında kıbrıs'ta türklere karşı zulümleri var. bunları önyargıyla basitleştirmek ne kadar mantıklı??

psikoloji hocası:
-sen önce bir kitabı oku, bak göreceksin. önyargıların değişecek.

bende milli güvenlik dersinin kitabını hocanın yüzüne sallayarak:
-hocam siz de bu kitabı okuyun sizin de önyargılarınız değişecek"
dedim.

sonrası mı? bütün sınıf dediğimden etkilendi, hoobaarey oldu. bir arkadaşım ayağa kalkıp beni omuzuna aldı. alkışladılar. o gün kendimi bir (bkz: rauf denktaş) gibi hissetmiştim.

eve geldiğimde akşam yemeğinde bunu aileme gururla anlatıyordum. babam, "oğlum ne gerek vardı, vatan mı kurtardığını sanıyorsun, yalnızca fikirlerinize katılmıyorum hocam desen yeterli olmaz mı? hocaya kitap sallamak ne demek? ukala mısın sen ?" diye serzenişlerde bulundu.

annem ise "aferin oğlum, bazen o kitabı sallamak gerekiyor. olsun iyi yapmışsın, bazen bunlara böyle muamele etmek gerekir" dedi.

bu da böyle bir anımdır.
devamını gör...
184.
yıl 2005 lise 1 bitmiş. fizik dersinden büte kalmışım. canım sıkkın, yaz günü memleket yanıyor. küfrede küfrede okula geldim. bizim fizikçide hırtın teki hiç sevmiyordum.

ben ve büte kalan diğer zeki* arkadaşlarımla sınav saatini bekliyoruz.

o zaman renault clio yeni çıkmış ve bizim fizikçide almıştı geldi park etti önümüze ve pis bir gülüşle bize bakıp girdi okula.

bende arabalara meraklıyım camdan baktım içeri fizikçi el frenini çekmemiş. lan dedim mal unutmuş el frenini çekmeyi ben ve iki arkadaş aracı aldık okulun bir başından diğer başına kadar ite ite götürdük. gülme krizine girdik hocanın yüz halini çok merak ediyordum.

sınava girdik iki hoca var bizim fizikçi camdan dışarı baktı rengi attı araba yerinde yok. bir hışımla bahçeye koştu. biz tabi koptuk. gitti arabayı park etti geldi. suratı kıpkırmızı nasıl sinirli kim itti lan arabamı dedi. kimsede çıt yok görürsünüz dedi çıktı.

bizi gören ispiyoncu bir çip kapıdan beni gösterdi bu itti diye. fizikçi geldi kulağıma yaklaştı. çöz çöz iyi çöz sen bu dersten nah geçersin dedi. müdüre şikayet etti sınavdan sonra da müdürümüz odasına çağırıp 5 tane farklı sopa gösterdi özellikle istediğiniz bir sopa var mı dedi farketmez dedik. bir güzel dayak yedik.

sonuç olarak dersten yine kaldık. sonra ki sene tayini çıktı gitti. öyle geçebildik. bu da böyle bir anım.
devamını gör...
185.
dört yıl boyunca dışlanmak.
devamını gör...
186.
atletizm madalyası alan arkadaşa madalya verilecekken meşale yakmamız, sağa sola giden parçaların arkadaşların kafasını gözünü yakması. istiklal marşını duymayıp "eyeeoo eyeoo" diye anırdığımız için dövmeye gelen muavine "bizim alakamız yok hocam" diyen arkadaşın o sırada naylon yağmurluğunun yandığını farketmemesi. hoca niye sessiz? diye 15 saniye mal mal baktıktan sonra "yanıyom" diye koşuşturması.
devamını gör...
187.
merdivenin başında durup her 10 dklık teneffüste bana bakan o çocuk. hiç gelip konuşmadı ama.
devamını gör...
188.
okulumuz 3 4 tane daha okulun ortak hazırladığı bir 19 mayıs programına katılmıştı. hocanın beni zorla seçtiği yetmiyormuş gibi sabah akşam gösterinin provasını yapıyoruz haftalarca sürdü böyle. genelde 400 kişi falan gemi şeklinde dizilip bizi çalıştıran hocayı bekliyorduk. bi arkadaşımla geç kalmıştım üstümüzü değiştirirken tabi yüzlerce insandan sıra zor geldi. herkes kendi yerine geçip sıra olmuşken biz görünmeden yerimize geçmeye çalışıyoruz ama sahanın diğer ucu. git git bitmiyo. böylee ilerlerken hoca bi elinde mikrofon diğer kolunu yana açmış "oooo hoşgeldiniz, biz de sizi bekliyorduk, çay kahve içer misiniz..." falan diyo gerisini duymadım utançtan bilincim durdu galiba. bütün millet de bok var gibi bakıyo salaklar sanki keyfimizden geç geldik. hoca da bu lafları şaka maiyetinde değil, bilerek azarlar gibi söyledi, hiç şaka yanı yok. şu an olsa hiç utanmam tabi 16 yaşındayım bebeyim daha napiyim usul usul yerimize geçtik
devamını gör...
189.
sınıf öğretmenimiz rehberlik derslerinde bir gün baklava bir gün kısır, bi gün börek, sağ olsun sürekli gün havasında geçiyordu. hatta bir gün yiyecek bi şeyimiz yoktu ve ahmeti yakındaki manava gönderip salatalık aldırmıştı bütün sınıf o derste hıyarı tuzlayıp yemiştik
devamını gör...
190.
bir gün hoca bir şeyler anlattı ve bunu açıklayan bir tane atasözü söyleyin dedi, o ara çok kafam dalgındı ve "keskin sirke küpüne zarar" diyeceğime "keskin kürpe s***ne zarar" dedim. ve bunu anlamam 1-2 dakikayı buldu. sonra çok utanmıştım
devamını gör...
191.
lisenin son haftası müdür yardımcısının odasına girip şarkı açmak. güzeeel günler mazide kalmışşşş
devamını gör...
192.
okuduğunuz liseye göre değişir. iyi bir lisede okuduysanız arkadaşlarınızla güzel anılardan çok kendiniz yarış atı gibi hissedersiniz. sanki herkes bir şirketmiş gibi rekabet olur.
devamını gör...
193.
kızların sıraların üzerine çıkıp göbek atmaları.
devamını gör...
194.
kalorifer önü dedikoduları
devamını gör...
195.
su tabancasıyla kızların gömleklerini ıslatmak.
devamını gör...
196.
benim en unutulmaz lise anılarım dershanede oldu; not kaygısı olmadığından hak eden dershane hocalarının ağız tadıyla hadlerini bildirebildim hep.
devamını gör...
197.
arkadaş grubundan herhangi biri tuvalete gidiyorsa topluca ona eşlik etmek.
devamını gör...
198.
lisedeyken eğlence amaçlı birbirimizi tavana fırlatırdık. benim ayakkabının izi tavana çıkmıştı az kalsın bende çarpıyordum.

hoca gelince fark edip bu nasıl oldu demişti utana utana anlatmaya çalışmıştık tüm sınıf.
devamını gör...
199.
lisede telefonum çalındı hiç unutmam.
devamını gör...
200.
tarih öğretmenimizi cidden kendini osmanlı zamanlarındaki bir sultan gibi görürdü. konuşmaları da öyleydi. biz de öğretmenle uğraşırdık işte. o zamanın konuşma tarzı ile konuşur eğlenirdik. bir gün arka sıradaki iki kişiyi derste bir anda karşısına çağırdı ve dedi ki “siz benimle böyle konuşmaya nasıl cüreet edersiniz!” ortamda dehşet bir sessizlik oldu gülsek bir dert gülmesek bir dert. tabii korkumuzdan gülmedik ama öğretmenler günü için yaptığımız gösteride bunu mehter marşı ile anlatmıştık. cidden hatırlaması bile benim için keyifli bir anıdır.
devamını gör...

bu başlığa tanım girmek için olabilirsiniz.

zaten üye iseniz giriş yapabilirsiniz.

"unutulmayan lise anıları" ile benzer başlıklar

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim