241.
her bir günü ayrı olaydı. uzun sürer şimdi
#2173989 baba bir kendine gel. tamam eğlenelim ama bu eğlence değil.
#2173989 baba bir kendine gel. tamam eğlenelim ama bu eğlence değil.
devamını gör...
242.
çöpün içine düşmüştüm. sonra düşüren çocuğa istediğim bir kitabı aldırmıştım.*
devamını gör...
243.
yaşanması komik, anlatılması hiç komik olmayan bir anım var.
10.sınıftaydık, lisedeyken tuvalette sigara içen tiplerdik, 4 kişi bir kabine girersin de 30 saniyede 1 sigarayi içer bitirirsin ya öyle de sal*ktık. bir gün yine aynı şekilde tuvalet kabininde sigaramizi içerken müthiş doğulu aksanıyla ingilizce öğretmenimizin baskınıyla karşılaşmıştık, defalarca kapıyı vurduktan sonra o kabinden dört kişi çıktığımızı görünce hoca çok şaşırmıştı. " 4 kişi tuvalette napıyorsunuz, ya sigara içiyorsunuz ya birbirinizi şey yapıyorsunuz, birbirinizi şey yapın daha iyi" demişti. o günden sonra ne beraber sigara içebildim arkadaşlarımla ne de okul tuvaletinde böyle bir şeye kalkışabildim. demiştim ama yaşanması komik anlatılması hiç komik değil diye...
10.sınıftaydık, lisedeyken tuvalette sigara içen tiplerdik, 4 kişi bir kabine girersin de 30 saniyede 1 sigarayi içer bitirirsin ya öyle de sal*ktık. bir gün yine aynı şekilde tuvalet kabininde sigaramizi içerken müthiş doğulu aksanıyla ingilizce öğretmenimizin baskınıyla karşılaşmıştık, defalarca kapıyı vurduktan sonra o kabinden dört kişi çıktığımızı görünce hoca çok şaşırmıştı. " 4 kişi tuvalette napıyorsunuz, ya sigara içiyorsunuz ya birbirinizi şey yapıyorsunuz, birbirinizi şey yapın daha iyi" demişti. o günden sonra ne beraber sigara içebildim arkadaşlarımla ne de okul tuvaletinde böyle bir şeye kalkışabildim. demiştim ama yaşanması komik anlatılması hiç komik değil diye...
devamını gör...
244.
lise arkadaşlarımızla kamyonet itmiştik hep beraber. benim için unutulmadı.
devamını gör...
245.
kopya çekmeye çalışan arkadaş kopyasını düşürmüştü.
devamını gör...
246.
bi gün yine sekülerim okulun yokuşundan iniyorum acıktım da pideci var seküler olmayan, paramı hesaplarken yanıma sınıf arkadaşlarım geldi onların da yarısı seküler yarısı değil sigara alacaklar sigara içeceğiz gel dedi fakat seküler olmayanlarla daha iyi anlaşıyorum ne hikmetse yok dedim yanınızda seküler var anlaşamıyoruz biz. iyi dedi gittiler ben de anti seküler amcanın dükkanına girdim aldım kıymalı pidemi seküler seküler yürüyorum.. sektur oradan!
devamını gör...
247.
lise anısı değil de, lise de yenen hamburger tadı. ucuzdu belki de bozuk ve bayattı ama aşırı lezzetliydi yaaaaaa.
devamını gör...
248.
yazın arkadaşlarımla badminton oynardık tenefüste. kışınsa kalorifer önünde termosla getirdiğimiz kahve eşliğinde yaptığımız sohbetlerin yerini hiçbir şey tutamaz.
devamını gör...
249.
eli kolu çok uzun bir arkadaşım vardı. bankta yan yana oturmuş arkamızdaki insanları izliyorduk. aynı anda önümüze dönerken nasıl olduysa bana yumruk attı. gülmekten kantine buz almaya gidememiştik. *
devamını gör...
250.
lise 2 deydim ben okul hayatım boyunca geçer notluktan fazla kağıt vermedim. yani her sene 2 ile geçer not alirdim.
lise 2 de bir matematikci geldi direk bana lafı soktu "aranızda sadece geçer not için kağıt verenler varmış benim dersinden kalır." peki dedik. ilk sınavdan 100 aldım bu arada "0" vermek yasak. ikinci sinavda hocanın takımını öğrendim galatasaraylıymis bende fenerbahçe'nin yedeklerle beraber kadrosunu yazdım.
5+1 =6 yapar iki sınava bölümünce 3 ikinci dönem sınavlara girip sadece 1 soru yapıp kağıt verdim sonuç 2 puan ortalaması ile sınıfı geçtim.
lise 2 de bir matematikci geldi direk bana lafı soktu "aranızda sadece geçer not için kağıt verenler varmış benim dersinden kalır." peki dedik. ilk sınavdan 100 aldım bu arada "0" vermek yasak. ikinci sinavda hocanın takımını öğrendim galatasaraylıymis bende fenerbahçe'nin yedeklerle beraber kadrosunu yazdım.
5+1 =6 yapar iki sınava bölümünce 3 ikinci dönem sınavlara girip sadece 1 soru yapıp kağıt verdim sonuç 2 puan ortalaması ile sınıfı geçtim.
devamını gör...
251.
okuduğum okul, hadi söyleyeyim. ankara atatürk lisesi. belki oradan mezun yazar arkadaşlar vardır.
sene 95 falan. beden eğitimi dersinde soyunma odalarında zevksiz kıyafetlerimizi değiştiriyoruz.
okulu bilenler bilir. karşısında ülkü ocakları vardı o yıllarda. sınıfımızda ise reis ve asena olarak bilinen iki tip. benim tabi olaylardan haberim yok. zaten sınıf atlattılar. yurtdışından geldiğim içinse mevzulardan habersizim.
neyse. üstümüzü değiştirirken asena, madonna'nın like a prayer şarkısını söylemeye başladı asena. burası ironik değil. gerçekten söylemeye başladı. ama sözleri baştan aşağı atıyor. yalan yanlış söylüyor. ben de dayanamadım. o öyle söylenmez böyle söylenir diye bağıra bağıra söyledim.
asena bir sinirlendi. üzerime yürüyordu. zor tuttu arkadaşlar. sen kim asenayı düzeltirsin.
bütün bu olanlara hala anlam vermem.
sene 95 falan. beden eğitimi dersinde soyunma odalarında zevksiz kıyafetlerimizi değiştiriyoruz.
okulu bilenler bilir. karşısında ülkü ocakları vardı o yıllarda. sınıfımızda ise reis ve asena olarak bilinen iki tip. benim tabi olaylardan haberim yok. zaten sınıf atlattılar. yurtdışından geldiğim içinse mevzulardan habersizim.
neyse. üstümüzü değiştirirken asena, madonna'nın like a prayer şarkısını söylemeye başladı asena. burası ironik değil. gerçekten söylemeye başladı. ama sözleri baştan aşağı atıyor. yalan yanlış söylüyor. ben de dayanamadım. o öyle söylenmez böyle söylenir diye bağıra bağıra söyledim.
asena bir sinirlendi. üzerime yürüyordu. zor tuttu arkadaşlar. sen kim asenayı düzeltirsin.
bütün bu olanlara hala anlam vermem.
devamını gör...
252.
kriz yönetiminin en nadide örneğini sergiledigim bir olay var.
o zamanlar normal sigaranın yanına sırf şekerleme olsun diye captain black alıyoruz paketle. ben gayet vurdumduymaz olduğum için bildiğin cebimde taşırım paketi. monta ya da cekete saklamazdim. bir gün dersin ortasında iki müdür yardımcısı iki üç tane de kıl kabilesinden hoca daldı. bu zındıklar arama dışında bir araya gelmez zaten. ben tabi bunları görür görmez önümde açık duran ingilizce kitabını birkaç sayfa kaldırıp paketi kitabın arasına usulca yerleştirdim ve kitabı tekrar aynı vaziyette açık bıraktım.
o aramadan sadece benim captain black kurtuldu. telefonlar,mp3'ler, sigaralar hepsi gitmişti.
o zamanlar normal sigaranın yanına sırf şekerleme olsun diye captain black alıyoruz paketle. ben gayet vurdumduymaz olduğum için bildiğin cebimde taşırım paketi. monta ya da cekete saklamazdim. bir gün dersin ortasında iki müdür yardımcısı iki üç tane de kıl kabilesinden hoca daldı. bu zındıklar arama dışında bir araya gelmez zaten. ben tabi bunları görür görmez önümde açık duran ingilizce kitabını birkaç sayfa kaldırıp paketi kitabın arasına usulca yerleştirdim ve kitabı tekrar aynı vaziyette açık bıraktım.
o aramadan sadece benim captain black kurtuldu. telefonlar,mp3'ler, sigaralar hepsi gitmişti.
devamını gör...
253.
lise zamanım kitap yapsam bitmeyecek kadar dolu dolu geçti. kafasına eseni yapan bir sosyal kelebektim katılmadığım etkinlik yoktu. okulumuzun da az sayıda mevcudu olması sayesinde nerdeyse herkes arkadaşımdı. aşık olduğum çocuk benden çok çekti burdaysa eğer sevgili oynak senin açından yaptığım her şey için üzgünüm fakat yine olsa yine yapacağımı bilecek kadar beni tanıdığına eminim :) anılarımdan bir tanesini seçecek olursam kaçmanın mümkün olmadığı okulumdan ingilizce öğretmenimizin kaçmamıza yardım ederek bizi arabasıyla şehir merkezine bırakmasını seçerim :)
devamını gör...
254.
fizik dersiydi. artık anlatılanlar zor mu gelmişti bilmiyorum ama birisi tabiri caizse yellenmişti.
artık kuru fasulye mi yemiş ne yemiş bilmiyorum yapan kişi. ama fena halde kokmuştu.
fizikçi de biraz sert bir adamdı. bağırdı' kim yaptı bunu!' diye.
millet gülecek ama hoca sinirli. herkes gülmesini tutuyor yüzler kıpkırmızı. dayanılacak gibi değil.
sonra hoca ' yani arkadaşlar o kadar zorlandıysa bu kişi bana söyleseydi dışarı çıkması için izin verirdim.' dedi gülerek. tabi ardından tüm sınıf krize girdi. lise hayatımda en çok güldüğüm anım olabilir.
daha çok var ama bayağı gülmüştük.
aslında birinden şüphelenmiştim ama o kişi hocanın sevgili öğrencisiydi. bilmiyorum artık...
artık kuru fasulye mi yemiş ne yemiş bilmiyorum yapan kişi. ama fena halde kokmuştu.
fizikçi de biraz sert bir adamdı. bağırdı' kim yaptı bunu!' diye.
millet gülecek ama hoca sinirli. herkes gülmesini tutuyor yüzler kıpkırmızı. dayanılacak gibi değil.
sonra hoca ' yani arkadaşlar o kadar zorlandıysa bu kişi bana söyleseydi dışarı çıkması için izin verirdim.' dedi gülerek. tabi ardından tüm sınıf krize girdi. lise hayatımda en çok güldüğüm anım olabilir.
daha çok var ama bayağı gülmüştük.
aslında birinden şüphelenmiştim ama o kişi hocanın sevgili öğrencisiydi. bilmiyorum artık...
devamını gör...
255.
sınıfta çiğ köfte yoğurmuştuk.
devamını gör...
256.
erkek tuvaletine girdiğinde arkandan erkek girdikten sonra " burası kız yanlız" diyerek göndermek. gittiği an kaçmak hahah allahın cezası her yerde oluyordu ya.
devamını gör...
257.
sigara ile ilgili olanlardan birine şahsımın da sahip olduğudur. aşırı oricinal gerçekten.
lise 3. sınıftasındır, artık etrafindaki herkes bir kere dahi olsa sigaradan yakalanmıştır, kimisi ceza bile yemiştir ama sen hala yakalanmama serini sürdürmektesindir. hocaların gözünde el değmemiş tertemiz bir bakire gibisin..
bir öğle arası en yakın arkadaşınla tuvalete gidersin. arkadaşın seni kapıda bekler. tam o sırada rutin baskınlarından birini yapan müdür yardımcısı tuvaleti basar ve içerideki dumanı görür, kokuyu alır, arkadaşınızı da erketeci olarak kafasına yazar. akabinde kabin kapısı yumruklanır ve tok bir ses tonuyla çık dışarı sesleri işitilir.
arkadaşın müdahale eder ve büyük abdestinizi yaptığınızı söyler. sonunda kapıyı açar ve hocaya sigara içmediğinizi, dumanın sizden kaynaklı olmadığını çünkü bu tuvalette zaten sürekli sigara içildiğini söylersiniz. hoca tabi ki inanmaz ve para cezası* yazmak üzere odasına götürür.
problem şudur ki, o sırada gerçekten de sigara içmiyorsunuzdur. içerideki dumanı da açıklamışsınız lakin aciklayamadiginiz tek şey sizi hemen kabin kapısında bekleyen arkadaşınızın varlık sebebidir. bunun suçlusu da siz değilsinizdir. kaçtır arkadasiniza "gerek yok" demenize rağmen vefalı arkadaş adı altında sizle birlikte tuvalete gelmektedir.
hoca ortak noktada buluşmak adına "ailene söylemeyecegim oğlum, para cezasını ödersin biter" der ve iyi polisi oynamaya başlar. lakin icmediginiz bir sigara için para cezası ödemeye de niyetiniz yoktur.
ne müdür yardımcısı ne de siz ortak noktada buluşamamışsınızdır. hoca artık ulti açar ve "sigara icmiyorsan arkadaşın neden tuvalette seni bekliyor olm?" der ve pis imalarda bulunur. kötü polis olmaya başlamıştır yani.
siz de en son "ailemi arayın ve sigara içip icmedigimi sorun hocam" der ve işin içine aileyi katarsınız. hoca aileden bile korkmadığınızı görünce inanmak zorunda kalır ve ceza almadan çıkarsınız.
sonradan öğrenilir ki bu adamın sigara içen tüm öğrencilere çökme sebebi okul düzeni falan degilmiş. kapalı alanda sigara içme yasağı adı altında polis bile çağırmadan hukuksuz bir şekilde öğrencilerden haraç kesip cebini dolduruyormuş. her gün 2-3 öğrenciye çöküyordu diye hatırlıyorum ve o zamanki kapalı alanda sigara içme cezası ne kadardı hatırlamamakla birlikte her gün 2-3 öğrenciden hesapladığınızda ayda belki maaşından bile daha çok bir tutara geldiğini anlamak pek zor değil efendim. kendi maaşının yani sıra bir maaş da öğrencilerden çıkarıyor yani*
aşağıdaki karikatür gibi olmak istemem, kaldı ki değildim de ama biz paket almaya para kalsın diye sabah buluştuğumuz börekçide doğru dürüst kahvaltı bile yapmayan çocuklardık. ortaya bir porsiyon kürt böreği* söyler ve onu 4-5 kişi yerdik. herkes 1-2 çatal atsa bitiyordu zaten.
sen bu çocuğa o cezayı ödettirebilir misin sayın hocam?
lise 3. sınıftasındır, artık etrafindaki herkes bir kere dahi olsa sigaradan yakalanmıştır, kimisi ceza bile yemiştir ama sen hala yakalanmama serini sürdürmektesindir. hocaların gözünde el değmemiş tertemiz bir bakire gibisin..
bir öğle arası en yakın arkadaşınla tuvalete gidersin. arkadaşın seni kapıda bekler. tam o sırada rutin baskınlarından birini yapan müdür yardımcısı tuvaleti basar ve içerideki dumanı görür, kokuyu alır, arkadaşınızı da erketeci olarak kafasına yazar. akabinde kabin kapısı yumruklanır ve tok bir ses tonuyla çık dışarı sesleri işitilir.
arkadaşın müdahale eder ve büyük abdestinizi yaptığınızı söyler. sonunda kapıyı açar ve hocaya sigara içmediğinizi, dumanın sizden kaynaklı olmadığını çünkü bu tuvalette zaten sürekli sigara içildiğini söylersiniz. hoca tabi ki inanmaz ve para cezası* yazmak üzere odasına götürür.
problem şudur ki, o sırada gerçekten de sigara içmiyorsunuzdur. içerideki dumanı da açıklamışsınız lakin aciklayamadiginiz tek şey sizi hemen kabin kapısında bekleyen arkadaşınızın varlık sebebidir. bunun suçlusu da siz değilsinizdir. kaçtır arkadasiniza "gerek yok" demenize rağmen vefalı arkadaş adı altında sizle birlikte tuvalete gelmektedir.
hoca ortak noktada buluşmak adına "ailene söylemeyecegim oğlum, para cezasını ödersin biter" der ve iyi polisi oynamaya başlar. lakin icmediginiz bir sigara için para cezası ödemeye de niyetiniz yoktur.
ne müdür yardımcısı ne de siz ortak noktada buluşamamışsınızdır. hoca artık ulti açar ve "sigara icmiyorsan arkadaşın neden tuvalette seni bekliyor olm?" der ve pis imalarda bulunur. kötü polis olmaya başlamıştır yani.
siz de en son "ailemi arayın ve sigara içip icmedigimi sorun hocam" der ve işin içine aileyi katarsınız. hoca aileden bile korkmadığınızı görünce inanmak zorunda kalır ve ceza almadan çıkarsınız.
sonradan öğrenilir ki bu adamın sigara içen tüm öğrencilere çökme sebebi okul düzeni falan degilmiş. kapalı alanda sigara içme yasağı adı altında polis bile çağırmadan hukuksuz bir şekilde öğrencilerden haraç kesip cebini dolduruyormuş. her gün 2-3 öğrenciye çöküyordu diye hatırlıyorum ve o zamanki kapalı alanda sigara içme cezası ne kadardı hatırlamamakla birlikte her gün 2-3 öğrenciden hesapladığınızda ayda belki maaşından bile daha çok bir tutara geldiğini anlamak pek zor değil efendim. kendi maaşının yani sıra bir maaş da öğrencilerden çıkarıyor yani*
aşağıdaki karikatür gibi olmak istemem, kaldı ki değildim de ama biz paket almaya para kalsın diye sabah buluştuğumuz börekçide doğru dürüst kahvaltı bile yapmayan çocuklardık. ortaya bir porsiyon kürt böreği* söyler ve onu 4-5 kişi yerdik. herkes 1-2 çatal atsa bitiyordu zaten.
sen bu çocuğa o cezayı ödettirebilir misin sayın hocam?
devamını gör...
258.
ayy hadi bi anımı daha anlatayım. madem andık taçlansın. lise 2'ydi yanlış hatırlamıyorsam. kalktım, miss gibi hazırlandım, çektim jilet gibi formamı. tabi o zamanlar forma mecburi... fit mi fit. hoş hala fitim de neyse. yerler buz. karlı hava. yağış durmuş. sabahın bi körü. kardeşimle okul yolundayız. benim saatim erken olduğu için onu da yanıma almışım, erken gittiği için okula, canı hayli burnunda. çektim botları. şapk, eldivenler, atkı tüm aksesuarlar tamam. saçlar ahenk içinde dalgalanmakta. laf aramızda o zamanlar kel değilim. at koşturuyorum girdiğim her ortamda. neyse..
bi çıktım. lanet komşunun oğlu. yine erkenden çekmiş jilet gibi kotu, botu, montu, saçlar sabahın nurunda jöleli. iyy dedim yüzümü buruşturdum, hızlı hızlı gidiyorum. kardeşini* okula götürmek bahanesiyle atladı arabaya yaş 15, ben 16. beyefendide ehliyet yok ama bizim semtte dokunamazlar, haspam elit...
her neyse. ben bi sinir, yürüyorum, kardeşimin okuluna geldik. diğer kapı yerine, ön kapıyı seçince, sen düş.. kafanı yere çarp. çocuk da arkamdan arabayla geliyor. ya görmedi ya da görmezden geldi düşünceli başak burcu şeysi.. ben iki seksen yatıyorum yerde, etek falan açıldı hep. kardesim de kaldırmak yerine eteğimi örter. hay manyak ablanı kaldırsana önce. okulda daha zaten kimse yok. rezil olduğuna mı yanayım. uyuzun önünde rezil olmama mı yanayım. basım acıdı ona mı yanayım....
neyse en azından penti dünyanın en muhteşem çorabıdır. kalın bacaklı görünmek için ideal olduğu kadar, düştüğünde korumasıyla da meşhurdur.
reklamlar bitti efenm. saygılar. bir cümlede ne kadar neyse denilecekse o kadar kullandım. bayağı bi şarjımı harcadım. ama güzel günlerimiz olmuş, farkına da vardım.
liseli komşu kızına düşmeyen var mı yaa? vardır vardır.
... ay hadi inşallah.*
yazarların lise anılarını derlediği başlık.
bi çıktım. lanet komşunun oğlu. yine erkenden çekmiş jilet gibi kotu, botu, montu, saçlar sabahın nurunda jöleli. iyy dedim yüzümü buruşturdum, hızlı hızlı gidiyorum. kardeşini* okula götürmek bahanesiyle atladı arabaya yaş 15, ben 16. beyefendide ehliyet yok ama bizim semtte dokunamazlar, haspam elit...
her neyse. ben bi sinir, yürüyorum, kardeşimin okuluna geldik. diğer kapı yerine, ön kapıyı seçince, sen düş.. kafanı yere çarp. çocuk da arkamdan arabayla geliyor. ya görmedi ya da görmezden geldi düşünceli başak burcu şeysi.. ben iki seksen yatıyorum yerde, etek falan açıldı hep. kardesim de kaldırmak yerine eteğimi örter. hay manyak ablanı kaldırsana önce. okulda daha zaten kimse yok. rezil olduğuna mı yanayım. uyuzun önünde rezil olmama mı yanayım. basım acıdı ona mı yanayım....
neyse en azından penti dünyanın en muhteşem çorabıdır. kalın bacaklı görünmek için ideal olduğu kadar, düştüğünde korumasıyla da meşhurdur.
reklamlar bitti efenm. saygılar. bir cümlede ne kadar neyse denilecekse o kadar kullandım. bayağı bi şarjımı harcadım. ama güzel günlerimiz olmuş, farkına da vardım.
liseli komşu kızına düşmeyen var mı yaa? vardır vardır.
... ay hadi inşallah.*
yazarların lise anılarını derlediği başlık.
devamını gör...
259.
lisede turkce dersinde gazim vardi. sessizce saldim ama oyle bir kotu koku cikti ki millet o zamanlar meshur olan koku bombasi patlatildigini dusundu. hoca sinifi terkedip muduru cagirdi, sinifta koku bombasi atildi diye. hala yazarken guluyorum ya, mudur arama yapmisti sinifta.
devamını gör...
260.
arka cebimdeki sigara paketiyle öğretmenler odasına girmem, üstüne bir de arkamdan giren müdürün "cebindekini ver." demesiyle sigarayı çıkarıp eline vermem üzerine tüm öğretmenlerin bize bakması.
devamını gör...