261.
öğle arası okuldan kaçıp yemek yemek.
devamını gör...
262.
sonradan kendini asıp intihar ettiğini öğrendiğim bir atölye hocam vardı. çok sevdiğim, hayat dolu, muhteşem bir eğitmen. atölyede soyunma odasında badimin parası çalınmış. rahmetli de bizi toplayıp babacan bir tavırla "kim aldıysa parayı getirsin aldığı yere koysun" minvalinde laflar etmişti. kimse umursamayinca dediklerini bu sefer de "parayı calanin kim olduğunu biliyorum" diyerek bana bakmıştı. ya da herkese bakmıştı ama ben bana bakıyor, benden şüpheleniyor diye düşündüm. hiçbir zaman öğrenemedim bu durumu. gerçekten benim çaldığımı düşünmüş müdür acaba? "hocam benden mi supheleniyorsunuz" diye soramadim. hiçbir zaman da ogrenemdim. içimde bir uhdedir. ayrıca lisedeki en unutmadigim andır.
devamını gör...
263.
sınıfta uzun eşşek oynamak gibi bir eşeklik yapıyorduk en az benim kadar eşek olan 7 8 arkadaşımızla.
sıra bana geldi ve atladım. tam eşşeği çöğdürecek o ölüm atlayışını yaptığım an ing. hocamız kapıda belirdi.
bende yaradana sığınıp allah ne verdiyse adamın hayalarına sağlam bir şut çekmiş oldum böylece. eşşek çöğdü, 60 yaşında ki adam hastanelik oldu bende 3 gün dayak yedim okulda.
iğrenç anım bu kadar.
devamını gör...
264.
hoca sınıfı boşalt sonra her yeri süpür dedikten yarım saat sonra camdan çantaları atmam olayı.

kız ne safmışım hahah
devamını gör...
265.
lise 1, henüz evden yeni ayrılmışım. yatılı kalıyorum, okulun da ilk günleri. eml'den birkaç kişi okul yolunda peşimize takılmış. benim yemek yeme merasimi biraz uzun sürdüğünden en sona kalmışız, sokakta pek kimse yok. ardımıza baka baka ve korkudan ayaklarımız dolaşa dolaşa okula kendimizi attık. ilk dersten sonra müdürün odasına kararlı bir şekilde inip "hocam böyle böyle oldu! biz de size geldik, çok korktuk." diye açıklama yaptık. müdürümüz koca göbeğinin üzerinden kuşkucu oynak gözlerini üzerimizde gezdirdi bir süre... yavaşça ayağa kalktı, yüzlerimize kısa bakışlar attıktan sonra "diyeceğime alınmayın kızlar, ama ciddi olarak soruyorum, hanginizin sevgilisiydi? "
lisedeki ilk anım buydu, sonradan o koca göbeğin ve kel başın sahibiyle arayı düzeltmiş olsak da bu ilk anının verdiği his bende hep aynı kaldı.
devamını gör...
266.
safra kesesinden ameliyat olacak kadın hocamızı, moral vermek yerine korkutup bayıltmıştık.

kadın hayatinda ilk defa (hamilelik dışı) ameliyat masasına yatacağı için, derste kara kara düşünür, kendisine bir şey olursa geride bırakacağı 2 çocuğuna ne olacağını düşünüp üzülürdü. bizimde işimize gelirdi. ders kaynardı. sonra baktık olacak gibi değil, 2 gün sonra ameliyata girecek sınıfça bunun gözünü korkutalım dedik. ilk dönem ders içi performansimiza düşük vermesinin de intikamını alacaktık böylelikle.

başladık felaket tellalı gibi konuşmaya. kimi köyde safra kesesinden ameliyat olan köylüsünün ameliyattan 2 gün sonra öldüğünü anlattı. kimi "2 gün bile çok ameliyattan çıkamadı bizim akraba, dikişleri atılmadan kefenleyip gidip gömdük" dedi. kimi safra kesesi ameliyatından sonra bi akrabasının felç kaldığını anlattı. biri, safra kesesi alınan dedesinin ameliyat sonrası hafıza kaybı yaşadığını bile anlattı * hele bir tanesi hem anlattı hem yaşadı ameliyat sahnesini. ama nasıl abartıyor şerefsiz. koy flash tv'ye sarı bıyık ile kapışır oyunculuğu. "hocam dedi babamın bir arkadaşı doktor. hastanın safra kesesini alırken safra elinde patladı. (buum diye patladı diye anlatıp canlandırıyor) hastanın her yeri kan oldu. ( biri ordan anlatan kişinin üstüne şişeyle su fışkırtıyor) safra nasıl patladıysa kesesini bulamadılar" dedi. bol keseden atıyor şerefsiz * işte ne olduysa o sıra oldu. kadın bayıldı öğretmenler masasının üstüne. gülmekten ayıltamıyoruz kadını. "hoca hazır bayılmışken direkt ameliyata mı alsalar? " diyoruz kendi aramızda. hala gırgır şamata devam etti. baktık ayılmıyor kadın bölüm hocalarını çağırdık. onlara da "ameliyat stresi herhalde dayanamadı canım hocamız" dedik üzgün üzgün. onlar da mecbur inandılar bize.

ameliyat sonrası izinden dönen hocamızın ilk işi bize quiz yapmak oldu. aslında quiz sorularını görünce kendisini taklit ederek sınıfça bayılacaktık ama kimse cesaret edemedi. sonra ameliyat ile ilgili sorular sorarak quizi kaynattık *
devamını gör...
267.
bizim sınıfta her görüşten insan vardı. sağ, sol ,komünist, sosyalist hatta nazi savunucusu bile yani her türlü -ist vardı anlayacağınız. garip bir sınıftık. hocanın birisi her hafta ortaya siyasi birşey atar sonra oturur masasında keyifli keyifli bunların kavgasını izler. yalandan beş dk ders anlatır geçerdi. nefret ederdim o kadından. birgün fena patladım ona zaten. ama o başka anı.
devamını gör...
268.
o riyakar suratlarıyla, herşeyi bilen tavırlarıyla, hileci zihinleriyle fetöcüler...yani fetönün müridi olan ruhunu satan sınıftaki bazı arkadaşlarım. o yavşak yüzler yıllardır gözümün önünde tap taze duruyor.
devamını gör...
269.
dört yıl boyunca asla yakalanmadan sigara sattım.
devamını gör...
270.
üç beş kez frikikten veya çok uzaklardan futbol topunu doksana takmışlığım olmuştu.
abi o nasıl gol diye herkesin ağzının açık kalışı bir havalara sokmuyor değil tabii.

ümran bacım. x'in üzerine top oynayan tanımam dediğin için teşekkür ederim. onurlandırmıştın. bir ara hakketten de herkesi tesbih ipine diziyordum.

ayı kaan gözlük taktığım için benimle kör diye dalga geçiyordun.
sana dersin ortasında attığım şiddetli tokatı ben de unutamıyorum. 1 tonluk güç uygulamıştım herhalde. o ne sesti ve o nasıl bir nakavtı be...
tebrikler beni kendime getirememiş sinirimi atmama yaramamıştı.
leyla bacım bana o gün sevgili x bugün gerçek anlamda erkek oldun dediğin için sana da teşekkür ederim.
velhasılı garip bir gençlikti...
devamını gör...
271.
okula yeni gelen bir fizik hocası vardı. adam daha yeni öğretmen. cici giyiniyor fena da değil. bizim okulda kız okulu. adamı bildiğin süzerdik yanımızdan geçerken. maksadımız yoktu, öylesine eğlencesine yapardık. yazık ya adam baya çekinirdi bizden. lise iki kızlarıyız, bize sorsan dev kadarız. benim kız kadarmışız ,çok komik ya. adam niye ürktüyse bizden.

lisede eğlenmediğim bir gün yoktu, kız okulu eğlencelidir.
devamını gör...
272.
lisedeki tarih hocam, ben ve birkaç arkadaş oturduk tenefüste sohbet ediyoruz. hoca : " doğru söyleyin bana da lakap taktınız mı?" diye sordu. diğer arkadaşlar hayır hocam falan diyor. ben de hocam size şahin k. diyorlar dedim. herkes kıkırdamaya başladı. hoca "naptınız bu kıza bir şey mi içirdiniz ne diyor bu?" dedi. o zamandan sonra haberim oldu şahin k. nın aslında kim oldugundan. ben de o "k" harfini öylesine bir kısaltma zannediyorum. allah'tan hoca iyi bir adamdı da sinirlenmedi güldü geçti.
devamını gör...
273.
fonksiyon: çoğu bize klişe gelebileceği gibi aslında bu kültüre dışarıdan bakanlar için enteresan olan anılardır. ben imdi bu fonk. tersini alacağım.

lisede acayip sosyal özürlü bir bireydim öyle ki yıllarca sıradan kalkmamış olmamın verdiği izi hâlâ sırtımda taşırım gerçi bu izin sebebi iğrenç kalitesizlikteki sıralara ve sıraların kalitesizliği de öğrenciye verilen değere yorulabilir ama neyse... neyse. yine böyle sırada otururken "nöbetçi" olma sırasının bana geldiği söyleniyor. yerimden memnuniyetsizce kalkıp sınıftan çıkarken "telefonunu alsana." diyorlar bilmiş ve hatta biraz da küçümser gülümsemeleriyle bana. o sıralar telefonlar sınıftaki bir dolaba kilitleniyor ve okulun çıkışında alınıyor. bir süre cevap vermiyorum. sonra hiç istifimi bozmadan yapıştırıyorum: "telefonum yok." bu da böyle bir anım değildi daha var.*
nöbetçilik denen şey de resmen iki kişinin okulun koruculuğunu yapması gibi bir şey. okulun giriş çıkışlarını tutuyoruz normalde güvenliğin olması gereken eksi üç metrekarelik bir kulübede, gireni çıkanı falan yazıyoruz. okulda bir olay olsa yabancı birinin çıkarttığı, bu dev sorumluluk bizim omuzlarımıza yüklenecek büyük ihtimal. acayip saçma bir şey. neyse. sonra sabah dokuz on gibi bir motorsiklet sesi geldi sokağı yararak ve giderek yaklaştı. adamın biri sağa sola bağırarak motorsikleti bir yere park etti ve tüm endamı, içindeki uyumsuz kazağı ve deri ceketi, tıknazlığı, fazlasıyla seyrek olmasına rağmen uzun saçları, tıknazlığı ve göbeğiyle okulun kapısından içeri girdi. sanırım black sabbath falan dinleyen bir dayıydı. ben de motorculuğa olan sempatimden mi bilmem, hemen adamın g**ünde bitip "bir imza atın." dedim. adam gırtlaktan gelen brutal bir sesle cevapladı: "ne imzası, ali'nin* yeni saçmalıklarından biri mi?" dedi. şimdi anlıyorum ki büyük ihtimal yakın zamanda ali hoca tarafından azarlanmıştı ve şimdi de bilenmişti. "misafirlerin giriş çıkışlarda imza atması gerekiyor." dedim. "ben misafir miyim, beni daha önce hiç görmedin mi?" dedi. "hayır" deyip masumca kafamı salladım. ayni brutal sesle, amerikan dublajı gibi o sesle şu kelimeler döküldü koyu renkli suratındaki kalın koyu renkli dudaklarından: "o zaman nereden çıktıysan oraya geri gir ve izlemeğğğeeee değvaağğ eeğğğğğğttğğ!" meğer adam okuldaki bir çalışanmış. küçük kulübeye girip izlemeğe devam etmiştim.
devamını gör...
274.
incirlik lisesi; öğretmenin sınıfı ikiye bölüp sınavı 2 derse yaydıgı sınavlarda. kendımı sizler için feda edip; kimse benden kopya çekmesin diye öğretmen masasında sınava giren benim, cevapları 3 kat aşşağıda pencerenın altında bekleyen sizlere attığım günleri unuttunuz mu. sizin yüzünüzden disipline gitmekten derim aşınmıştı.
devamını gör...
275.
lise 1. sınıfız. futbol turnuvasında lise ikinci sınıflardan bir takımla berabere kaldık ve maç penaltılara gitti. yine lise ikilerden bizim takımdakilerle samimi olan birisi bize kalecileri adına taktik vermek için topladı ama mekan seçimimiz sanırsam yanlıştı biraz. bütün takımı bir tuvalet kabinine topladı ve anlatmaya başladı.
aynı şu şekil bi ortam var küçücük kabinde;



neyse gaza geldik biz baya derken ben kapıyı açtım ve kat nöbetçisi kadın hoca ve elindeki telefon ile göz göze geldik. kapıyı açmamla kapatmam bir oldu. kadın hoca hepimizi videoya aldığı için fuhuş baskını yemiş gibi kafamızı aşağıya eğerek kabinden çıkmıştık hızlıca.
gereksiz detaylar;
hocayı fetöden attılar.
maçı kazandık bi de.
devamını gör...
276.
10. sınıf. ders tarih. bir hocamız vardı. kadın çok değişik bir kadındı. güzellik algısıyla kafayı bozmuş, bir bilgisi olmayan, bize bir şey öğretmeyen biriydi. öyle ki sürekli yok estetik ameliyatı oldu yok botoksu patladı diye derslere girmiyordu. saf salak sarışın bir şeydi. bir gün derste bana bakarak 'şey adın neydi kitabımı getirir misin?' demişti. evet iki yıldır dersine girdiği öğrencilerin ismini ezberlemekten muzdarip bir öğretmendi kendisi. olur hocam dedim gittim öğretmenler odasından aldım kitabı. sınıfa geldiğimde herkes birden gülmeye başladı ama nedense o rahatsızlığı hissettim. benimle ilgiliydi. en yakın arkadaşlarım suratları beş karış oturuyorlardı. bıraktım kitabı. 'şşs çocuklar söyleyen olursa darılırım vallahi.' dedi hoca gülerek. ne olduğunu bilmiyordum ama kendim hakkında olduğunu sezmiştim. sonra oturdum arkadaşlarıma sordum, önce söylemediler sonra ikna ettim. ben gittikten sonra kilomla ilgili şaka yapıp kendi çapında dalga geçmiş. o an kendimi gerçekten iğrenç hissetmiştim. dersten sonra tuvalete gidip ağladığımı hatta birkaç gün kendime gelemediğimi hatırlıyorum. eğitim öğretim veren öğretmene bak sen. uyuz karı.
devamını gör...
277.
balerin kız çizdim diye benim resmimi kaldırtan yobaz müdürümüz geldi aklıma. çok açık seçik diye kaldırtmıştı en önde sergilenen cânım resmimi.
erkekleri etkiliyor diyip kantindeki nescafe panosunda kahve içen kadın fotoğrafının üstünü boyatmıştı. çok da sorgulamıyoruz. kendi aklı fikri neredeyse..
devamını gör...
278.
sınıfta birilerini korkutmak için oyuncak fare getirmişlerdi her sınıfa gireni o fareyi gösteriyorlardı ve korkuyorlardi ben sinifa girince fareyi gösterdiler ve korkmadim inadina uzerime yürüyüp fareyi göstermeye devam ettiler,bende çekil şurdan diye bağırmıştım.. neden bagriyorsun diye suclanmistim çok sinir bozucuydu korkmadım işte daha ne uzatıyon...
devamını gör...
279.
(bkz: dj-akman) şarkıları.
devamını gör...
280.
bahar ayları. yeşil erik çıkmış. ceplerimiz dolu. foşur foşur erik yiyoruz. ömer hariç. o sınıfın en dingil, en beleşçi tipi. erik almaz. simit almaz. beş kuruş harcamaz. hayat felsefesini nerede beleş oraya yerleş şeklinde oluşturmuş. tip olarak da hababam sınıfındaki inek şaban. (kemal sunal değil, o çakma inek şaban)
arkadaşlar erik almışlar. sıranın üstünde paketi yırtılmış duruyor. kimsenin almasına izin vermiyorlar. ömer hariç. ömer sınıfa girip erikleri görünce gözleri parladı. atladı. iki avucunun alabildiği kadar eriği cebine attı. sırasına geçti. tadını çıkarta çıkarta yemeye başladı.
benim içim elvermedi arkadan eğildim "ömer onları yeme, millet üstüne işedi, çüklerine falan sürdü" dedim. tabi iki tanesini gömmüştü bile.
söyledim diye arkadaşlar bana takaza ettiler.
ömer şimdi çok iyi bir çocuk doktoru.
devamını gör...

bu başlığa tanım girmek için olabilirsiniz.

zaten üye iseniz giriş yapabilirsiniz.

"unutulmayan lise anıları" ile benzer başlıklar

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim