okul hayatı boyunca insanı derinden etkileyen olaylar.

nöbetçi öğrenci olduğum bir gün öğretmenlerden biri -sanırım müdür yardımcımızdı- çaya bakmamı istedi. ben o yaşıma kadar çay, çorba işlerine hiç bakmamıştım tabi. çaya bakarken, demlerken vs. kendimi yaktım. hala korkarım çay doldurulurken çayla uğraşılırken biri yanacak diye. neysem efem 'çaya bakar mısın?' ricasında kim bulundu tam hatırlamıyorum ama müdür yardımcımız o okulda okuduğumuz süre zarfında hep bana dondurma ısmarladı diğer öğrencilere olmadığı kadar sıcak davrandı bana hep. ben o zamanlar bunu köy okuluna istanbuldan gelmiş oluşuma yoruyordum. acıyor mu yahu bu adam bana diyordum. ? o zaman tabi anlamıyordum ama sanırım yanmış olmam onu çok etkilemişti. büyük resmi sonradan gördüm.* *beni ne zaman görse kızım hadi bize iki dondurma al gel derdi bazen başkasını gönderirdi ama ben hep orada olur o dondurmayı yerdim.
canım öğretmenim ne de severdim.*
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

"yaşamak görevdir bu yangın yerinde
yaşamak, insan kalarak"

aşk iki kişiliktir - ataol behramoğlu
sayfa 48
devamını gör...

1933 doğumlu polonyalı akademisyen ve yazar.

ben kendisini çok etkileyici bir hikayesi olan the painted bird isimli filmden sonra tanıma fırsatına eriştim. çok etkileyici, çarpıcı bir hayat hikayesi var gerçekten. yahudi bir ailesi olan jerzy kosiński, ikinci dünya savaşı yıllarında yine kendi ülkesinde kilise aracılığı ile bir katolik ailenin yanına sahte kimlikle sığınıp kaçak göçek bir çocukluk geçirdikten sonra savaşın ardından varşova bilimler akademisi'nde akademisyenlik yapmaya başlıyor. yazarlık kariyeri ise öğretim görevlisi olduğu yıllarda bursla amerika'ya göç etmesinin ardından başlıyor.

kitaplarının hiçbirini henüz okuma şansına erişmedim ancak the painted bird'den sonra başka işlerine bakayım dedim. şimdi hazırsanız bombayı patlatıyorum; being there de bir jerzy kosiński roman uyarlamasıymış! hatta senaryoyu da bu abimiz yazmış bu kült yapımda.

jerzy kosiński, göç ettikten sonra amerika'da dönemin en zenginlerinden biri olan mary hayward weir isimli bir iş insanı ile evleniyor. tüm sosyal çevresi yüksek sosyete diyebileceğimiz insanlardan oluşacak şekilde birden değişiyor ve şöyle söyleyeyim roman polanski'nin evine düzenlenen, 8.5 aylık hamile karısı ünlü oyuncu sharon tate de dahil olmak üzere 5 kişinin ölümüyle sonuçlanan, dünya suç tarihinin en bilinen, ses getiren katliamlarından biri olan manson katliamı'nın** gerçekleştiği o gün, o eve davet edilen seçkin konuklardan biri oluveriyor. havaalanında bavulu karıştığı için kıl payı kurtulduğu katliamın ardından being there'i yayımlıyor ve hem kıtada hem dünyada oldukça ses getiriyor.

jerzy kosiński hep uçlarda hep biraz "kafası kırık" diye tabir ettiğimiz bir profil çizmiş yazarlık kariyeri boyunca. amerika'nın en zenginlerinden biri olmasına, kariyerinin zirvesini görmesine, romanları 30 dilden fazla dile çevrilen dönemin en çok tanınan ve taktir edilen yazarlarından biri olmasına rağmen artık üreteceği yeni bir şeyler olmadığını düşündüğü için -başka gerekçeleri de vardır muhakkak lakin en çok bu tip şeyler yazılıp çizilmiş o dönem- 1991 yılında evinin banyosunda kafasına naylon bir poşet geçirerek intihar etmiş.

kendi ismiyle yayımladığı türkçe'ye de çevrilen romanları (öncesinde joseph novak ismi ile 2 çalışması daha var.)

the painted bird (boyalı kuş)*
steps (adımlar) *
being there (bir yerde)*
the devil tree (şeytan ağacı) *
cockpit (boşluk)*
passion play (ihtiras oyunu) *
devamını gör...

böyle mi?
devamını gör...

yaptığı işleri beğenmemek ve onu hep hakir görmek.
devamını gör...

safra kesesi ve bademcikleri olmayan biri olarak, çok kısa yaşadıklarımı paylaşmak isterim.

senenin 11 ayı bademcik iltihaplanması sebebiyle 17 yaşına kadar acı çektim. neyse ki 17 sene sürdü acım. tonsillektomi neticesinde 25 yaşına kadar rahat bir yaşantım oldu. 25 yaşında uyku uyuyamaz hale geldim. geceleri boğularak uyanmalar, sabah yorgun kalkmalar derken, dil kökü bademciği oluştuğunu öğrendim. evet yanlış duymadınız dil kökü bademciği. araştırmalarımız sonucunda bunun ameliyatını ehliyle yapan 3 doktor bulduk. 3'ü de ameliyattan kaçındı zira tıp literatürüne girecek şekilde büyük olduğunu söylediler. tonsillektomi sonrası bademcik olmadığı için vücut, savunma amaçlı dil kökü bademciği üretebiliyormuş. sonradan oluşan bu bademcik sebebiyle ömür boyu (bkz: cpap cihazı)na mahkum edildim. iki gece hastanede kalarak, (bkz: uyku apnesi) teşhisi alıp, bu aptal bademcik yüzünden saatte ortalama 25 kere nefesimin durduğu gerçeğiyle yüzleştim.

9 ay süren sırt ağrısı ve bir sabah acil kapısı. çat 'acil safra ameliyatı'. eyvallah. olduk bitti gitti derken, yağı, yumurtayı fazla kaçırayım zonk zonk ağrı yapıyor. kendisi bünyemde yok fakat yer aldığı yer ağrıyor.

not: çok kısa anlatacağım dediğim için özür dilerim.* buraya kadar okuma zahmetinde bulunanlar için teşekkür ederim. *

tanım: bazı organlar olmadan yaşanır, evet. onlarsız yaşam kalitenizin düşeceği göz önüne alınarak lütfen bedeninize iyi bakın, apandisit hariç tüm organlara ihtiyacımız vardır.
devamını gör...

ekstensör kasların tendonlarının aşırı gerilmesi veya epicondylus lateralis(dirseğin dış tarafı) patolojisine bağlı oluşan rahatsızlıktır.
dirsek dış tarafında şiddetli ağrı ile karakterizedir.
daha çok tenis oynayan kişilerde görüldüğü için bu adı almıştır.
devamını gör...

bilgisayarım bir hacker tarafından ele geçirilirse fobisi. cidden böyle bir korkum var. bir yanım diyor ki ya yaşanırsa diğer yanım diyor ki ulan hacker seni ne yapsın basit insan. bu ne yaman çelişkidir...
devamını gör...

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

üniversitede iken bir arkadaşımla, ikimizin arasında sürekli olarak aynı diyaloğun geçmesini sağlamış güzel bir türk filmidir.

- kaç cigaramız kaldı?
* "cigaramız" diye genel bir kavram yok!
devamını gör...

ingilizce makale/metin yazan arkadaşlar/ genç akademisyenler veya akademisyen adayları için önerim ludwig

bir cümle yazdınızda anlam ve/veya gramer olarak doğru olduğundan emin değilseniz cümleyi buraya yazın ve size aynı ya da benzer cümleleri gösterir.

ek olarak, iki kelime, kelime öbeği ya da cümlenin ne sıklıkla internette kullanıldığını da gösteriyor. böylece hangisini kullanmak daha uygun olur onu görebilirsiniz

tekrardan kaçmak için paraphrase kısmında size uygun çözümler mevcut...
devamını gör...

peygamber (sav) efendimize azatlısı hz. meymune (ra): “ey allah’ın resulü! bize mescid-i aksa hakkında hükmün ne olduğunu bildirir misiniz?” diye sorar: peygamber (sav) efendimiz şöyle buyurdular: “oraya gidin ve içerisinde namaz kılın.” hadisin ravisi dedi ki, “o zaman orası müslüman olmayanların hakimiyeti altındaydı”. peygamber (sav) efendimiz sözlerine şöyle devam etti: “eğer oraya gidemez ve içinde namaz kılamazsanız kandillerinde yakılmak üzere oraya zeytinyağı gönderin.”  ebu davut, k. salat
bugün yine saldırdılar. sivil siyonistler de halkın üzerine arabalarını sürdü, canlarına kasıtlı bir şekilde. bugün kandil yağı tweetler.. bir ses de sizden yükselmesi. zulme engel olamıyorsanız onu duyurun. bir tweet bir hashtag başka bir şey değil.. zaten yapıyolardır değil siz yapın. biz yapalım. menzile varamasak da safımız belli olsun. çünkü hatırlayın, zulme sessiz kalan dilsiz şeytandır..
devamını gör...

on numara trollerdir hepsi sağ olsun.
trollük zor meseledir küfürsüz trollük daha zordur helal olsun deyip tebrik ediyorum.
devamını gör...

devamını gör...

bizler evde aynı havayı solumaktan ciğerimiz çıkmış, pijamalarımız diz yapmış adamlar hayatlarını yaşıyor. ne diyebilirim ki bencilsiniz. kaynak
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel


sayfa beyoğlu'nda bir grup otelin teras katında korona virüs tedbirlerini hiçe sayarak meşaleli doğum günü partisi düzenledi. maske bile takmayan grubun içe içe eğlendiği, şampanya patlatılıp alkol, nargile ve sigara kullandığı anlar kameralara yansırken, beyoğlu asayiş büro amirliği ekipleri tarafından baskın yapılan terastaki çok sayıda kişiye cezai işlem uygulandı.

alkol, sigara ve nargilenin de kullanıldığı ve şampanyanın patlatıldığı görülen mekan yapılan işlemlerin ardından boşaltıldı. grubun eğlendiği anlar ise kameralara yansıdı.

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

ilber ortaylı, bu soruya "gezerken 3 gün fazla kalıp kitap okuyan insan bilir." şeklinde cevap vermiştir.
devamını gör...

-bir sanat programı olabilir. her program bir ya da birkaç eserin/sanatçının/akımın/dönemin inceleneceği.

-sinema programı olabilir. her hafta filmlerin-dizilerin konuşulduğu, hatta programa dinleyiciler de interaktif olarak discord üzerinden ya da başka bir şekilde mesaj yoluyla katılabilir.

-sadece istek parçaların çalındığı "her kafadan bir müzik" programı olabilir.

-her müzik türü için -mümkün olduğunca- ayrı bir program olmalı: rock, klasik, pop, hip-hop, halk müziği, türk sanat müziği... illa bir sunucuya gerek olmayabilir. yazarların playlistleri alınıp karma playlistler oluşturulup otomatik sırayla çalınabilir.

-sesli kitap benzeri, kısa hikayelerin anlatıldığı/okunduğu bir program olabilir.

-yazarların dertlerinin okunduğu, çözülmeye çalışıldığı güzin ablavari bir program olabilir. illa ciddi bir program da olmak zorunda değil, arkadaş ortamında derdini açan bir arkadaşa yaklaşır gibi yaklaşılabilir konulara.

-eğer kendi şarkılarını çalmak/söylemek isteyen olursa diye belki "portakallı şarkılar" programı/köşesi yapılabilir.

-belki "portakal seçmece" gibi bir isimle her program seçilen bir ya da birkaç sözlük yazarının tanımları okunabilir.

-absürd haberler/olaylar/bilgilerin verildiği bir program olabilir.

-yazarların yarışabileceği basit bir yarışma programı?

+programların ortak noktası programı yapan kişilerin aramızdan birilerinin olacak olması, dolayısıyla programlar kaskatı olmayacaktır. sanki oturmuşuz elimize de çay/kahve/biralarımızı almışız, arkadaşımızla sohbet ediyormuşuz gibi bir havada olacaktır/olmalıdır. kimsenin trt fm ciddiyetinde, herkesin resmi resmi konuştuğu bir program dinlemek istediğini sanmıyorum açıkçası.

+pek kimsenin düşünmediği bir konu daha var: bu yayınlar ne derecede dinlenecek? sözlüğün aktif kullanıcı sayısı belli nihayetinde. sanat, edebiyat kitap falan diyoruz da, bunları kaç kişi dinlemek ister bilemiyorum. yine nihayetinde insanlar bu sözlüğe kafa dağıtmak için giriyor çoğunlukla, akışta akıp giden başlıklara ve tanımlara bakınca görünen durum bu. hâl böyle iken radyodaki programların birçoğu hiç dinlenmeyecektir bile.

+bu tarz programlar yapmak isteyen olursa imkanlarım el verdiğince yardım etmeye çalışırım. inanıyorum ki benim gibi birçok yazar da destek vermeye hazır olacaktır farklı programlar yapmak isteyenlere.

aklıma geldikçe eklerim.
devamını gör...

inanmadığın, sevmediğin bir şey hakkında normal bir şekilde konuşabilir, hakaret olmadan eleştirebilirsin ama dalga geçip, şakası yapılmamalıdır. herkesin hassas olduğu konu başkadır ve kimse kendi değerleriyle dalga geçilmesini istemez. sana göre saçma olan birşey, başkası için çok önemli olabilir.
devamını gör...

arada gırgırına dillerimize pelesenk ettiğimiz, bir fethullah gülen mottosudur.
devamını gör...

büyüye inanan da net kerizdir bu arada. sırf '' deli '' olarak görülmemek için psikolojik rahatsızım demiyor da büyü diyorlar sonra böyle şeyler çıkıyor.
devamını gör...

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim