sinkaf
tdk sözlüğüne göre de türkçemizde yer almayan bir sözcük olsa dahi türk hukukunda sinkaflı küfür diye bir tabir vardır.
ben arapça konusunda uzman değilim. ancak öğrendiğim kadarıyla arapça'daki sin ve kaf harflerine referans verdiğimiz durummuş. yani aslında "s-k'li küfür" mantığından konuşma dilimizde yer edinmiş sözcüktür.
konuyla ilgili geniş bir inceleme yapmış ukala herifisimli blogger'ın blog'undan bir yazı alıntılamak istiyorum.
--- alıntı ---
özellikle hukuk alanında çalışıyorsanız hep karşılaşırsınız bu sinkaf meselesiyle. gerçi internette de görmüyor değilim zaman zaman “sinkaflı konuşma lan oç!” gibi çıkışları. lakin acaba ne demektir bu sinkaf? belli ki sinkaflı konuşmamak gerekiyor ama ne ola ki bu sinkaf?
küfür mü?
bu konuda genel kanı sinkafın küfür anlamına geldiğidir. oysa ki “sinkaflı küfür” diye özel bir küfür stili de tarif edilmekte. öyleyse tüm küfürler sinkaflı değil.
sinkaf kelimesi işin aslında arapçadan gelir. arap alfabesinde s harfi anlamına gelen sin ve k harfi anlamına gelen kaf kelimelerinin birleşmesinden oluşur. sinkef veya sinkaf olarak okunabilir. zaten tam olarak bu yüzden karşıyaka spor klübü taraftarları kaf sin kaf diye tezahurat yaparlar.
resmi dökümanlarda içinde sinkaflı küfür barındıran cümleler dilbilgisi kurallarına pek de uygun olmadan kelime ortasında bir noktayla gösterilir. örneğin: “seni çok fena s.k ederim.” şeklinde yazılır malum küfür.
oysa ki bu doğru bir kısaltma olmadığı gibi sansürlenen kelime olması gerektiği şekilde yazıldığında dahi cümle anlamsız olur. ancak geleneksel olarak, ayıp olmasın diye s ve k harfleri ile sansürlediğimiz bu kelimenin içinde geçtiği küfürlere sinkaflı yani sekeli küfür deriz.
“seni sinkaf ederim.” dilimizde hiçbir anlama gelmeyen bir cümledir.
idrar meselesi
işin tuhafı, kelimenin kendisinin orijinal anlamı herhangi bir cinsel edim içermeyebilir. divan-i lugati’t- türk günümüzde kullandığımız cinsel içerikli anlamdan bahsetse de ahmet vefik paşa’nın 1876 tarihli “lehçe-i osmani”sinde “sivik” olarak geçen bu kelime “siymek” yani “işemek” fiilini yerine getiren organ olarak tarif edilir.
terbiyesiz düşünmeyin…
--- alıntı ---
ben arapça konusunda uzman değilim. ancak öğrendiğim kadarıyla arapça'daki sin ve kaf harflerine referans verdiğimiz durummuş. yani aslında "s-k'li küfür" mantığından konuşma dilimizde yer edinmiş sözcüktür.
konuyla ilgili geniş bir inceleme yapmış ukala herifisimli blogger'ın blog'undan bir yazı alıntılamak istiyorum.
--- alıntı ---
özellikle hukuk alanında çalışıyorsanız hep karşılaşırsınız bu sinkaf meselesiyle. gerçi internette de görmüyor değilim zaman zaman “sinkaflı konuşma lan oç!” gibi çıkışları. lakin acaba ne demektir bu sinkaf? belli ki sinkaflı konuşmamak gerekiyor ama ne ola ki bu sinkaf?
küfür mü?
bu konuda genel kanı sinkafın küfür anlamına geldiğidir. oysa ki “sinkaflı küfür” diye özel bir küfür stili de tarif edilmekte. öyleyse tüm küfürler sinkaflı değil.
sinkaf kelimesi işin aslında arapçadan gelir. arap alfabesinde s harfi anlamına gelen sin ve k harfi anlamına gelen kaf kelimelerinin birleşmesinden oluşur. sinkef veya sinkaf olarak okunabilir. zaten tam olarak bu yüzden karşıyaka spor klübü taraftarları kaf sin kaf diye tezahurat yaparlar.
resmi dökümanlarda içinde sinkaflı küfür barındıran cümleler dilbilgisi kurallarına pek de uygun olmadan kelime ortasında bir noktayla gösterilir. örneğin: “seni çok fena s.k ederim.” şeklinde yazılır malum küfür.
oysa ki bu doğru bir kısaltma olmadığı gibi sansürlenen kelime olması gerektiği şekilde yazıldığında dahi cümle anlamsız olur. ancak geleneksel olarak, ayıp olmasın diye s ve k harfleri ile sansürlediğimiz bu kelimenin içinde geçtiği küfürlere sinkaflı yani sekeli küfür deriz.
“seni sinkaf ederim.” dilimizde hiçbir anlama gelmeyen bir cümledir.
idrar meselesi
işin tuhafı, kelimenin kendisinin orijinal anlamı herhangi bir cinsel edim içermeyebilir. divan-i lugati’t- türk günümüzde kullandığımız cinsel içerikli anlamdan bahsetse de ahmet vefik paşa’nın 1876 tarihli “lehçe-i osmani”sinde “sivik” olarak geçen bu kelime “siymek” yani “işemek” fiilini yerine getiren organ olarak tarif edilir.
terbiyesiz düşünmeyin…
--- alıntı ---
devamını gör...
pal benko
benko gambiti* veya daha bilindik ismi ile volga gambiti'nin isim babası macar satranç ustası. réti açılışı'nı tercih ettiği maçlarda yerilse bile - bu maçların yarısı beraberlik ile sonuçlanmıştır ama burası biraz karışık sonra döneceğim- benim notasyon kağıtlarını tüm açlığım ile hatmettiğim sayılı isimlerden yine. bir çok büyükusta'nın arasında varlığı genelde kendini pek hissettirmez ama onun oyunsonu analizlerini incelemek bile muhtemelen pek çok büyükusta'yı diz çöktürür nitelikte olduğunu anlamak için yeterli. satranç yalnızca taktik alanı değildir, her an zekice taktikler ile rakibi zorlamak pek olası değil tabii eğer capablanca değilse oynayan kişi. bazen kuralına göre oynamak gerekir ki bu öyle pek kolay bir iş değildir çünkü oyunsonu bilgisine sahip olmak onu uygulayabilecek nitelikte yapmaz oyuncuyu yani philidor pozisyonu'nu -philidor açılışı ile karıştırılmasın- bilmek ayrı bunu uygulayabilmek ayrıdır. pal benko sayılı oyunsonu ustalarından biri çünkü oyunsonu bilgisini ustaca oyun içinde uygulayabiliyor bu da onu bir deha değil bilgi adamı yapar. işte tam da bu yüzden berabere bitmiş olan maçlarının gerçekten de berabere bitmesi gerektiğini biliriz çünkü eğer bir çıkış olsaydı benko rahatlıkla bu açığı yakalar ve maçı kazanırdı. 70'lerde walter browne ile yaptığı ve yenilgiyle sonuçlanan maçı satranç dersi niteliğinde ve yine eğer maçları karıştırmıyorsam 62nd us open'da gross ile yaptığı maç -bence- benko'nun oyunsonu ustası olduğunun kanıtı gibidir. lucena pozisyonu veya köprüsü'nü bir kenara bırakırsak en çok tercih ettiği açılışlara da değinmek gerekir ki genelde sicilian, english ve grunfeld tercih etmiştir.
devamını gör...
sarhoşken yapılan saçmalıklar
her başıma geldiğinde ayıldığım zaman arkadaşlarım tarafından anlatıldığına göre ''özür dileriiiiğğğğüğğm'' diye ağladığım saçmalıktır.
ne için ve kimden özür dilediğim hala merak konusu.
ne için ve kimden özür dilediğim hala merak konusu.
devamını gör...
david rivers
peter naumoski ile birlikte türk basketbolu için kilometre taşlarından birisi olmuş büyük oyun kurucu. onu canlı izleme fırsatı bulduğum için kendimi şanslı addediyorum. oyun zekası çok yüksekti ve o dönem avrupa basketbolunun şifresini çok net bir şekilde çözmüştü. adamın ilk işi adı sanı duyulmamış antibes'i fransa şampiyonu yapmasıdır ki, bunun futboldaki karşılığı maradona'nın napoli'yi italya şampiyonu yapmasıdır. oyuncuların takımlarını tek başlarına sırtlayarak aldıkları bu başarıların eşine az rastlanır.
sonrasında olympiakos ile avrupa şampiyonu olmuştur ama zaten bunu beklersiniz. o camiada rivers gibi bir adamın rahatça ulaşabileceği bir başarıydı. tofaş yıllarına baktığımızda ise kendisinin etrafında oluşturulan takımın kalitesinin de, o dönemde kazandığı başarılarda ciddi rol oynadığını görüyoruz. slaven rimac gibi üst düzey bir şutör, rashard griffith gibi dominant ve neredeyse avrupa basketbolunda shaq etkisi yaratan bir pivot. genç yıldız adayı mehmet okur. örümcek abimiz alper yılmaz. basketbol emekçileri cüneyt erden, şemsettin baş ilk aklıma gelenler... yani o kadro rivers için yönetebileceği mükemmel bir orkestra gibiydi.
bu sayede de o dönemin iki lokomotif takımı efes'i ve ülker'i tabiri caizse madara ederek iki yıl üst üste şampiyon oldular. rimac-griffith-rivers üçlüsü bu ligde gördüğüm en öldürücü üçlülerin başında gelir. adam bir tek teamsystem bologna'da başarılı olamadı ki, o kadar kusur kadı kızında da bulunur *
kendisi ile yapılan şu röportajı şayet okumadıysanız, muhakkak okumanızı tavsiye ederim; lider
sonrasında olympiakos ile avrupa şampiyonu olmuştur ama zaten bunu beklersiniz. o camiada rivers gibi bir adamın rahatça ulaşabileceği bir başarıydı. tofaş yıllarına baktığımızda ise kendisinin etrafında oluşturulan takımın kalitesinin de, o dönemde kazandığı başarılarda ciddi rol oynadığını görüyoruz. slaven rimac gibi üst düzey bir şutör, rashard griffith gibi dominant ve neredeyse avrupa basketbolunda shaq etkisi yaratan bir pivot. genç yıldız adayı mehmet okur. örümcek abimiz alper yılmaz. basketbol emekçileri cüneyt erden, şemsettin baş ilk aklıma gelenler... yani o kadro rivers için yönetebileceği mükemmel bir orkestra gibiydi.
bu sayede de o dönemin iki lokomotif takımı efes'i ve ülker'i tabiri caizse madara ederek iki yıl üst üste şampiyon oldular. rimac-griffith-rivers üçlüsü bu ligde gördüğüm en öldürücü üçlülerin başında gelir. adam bir tek teamsystem bologna'da başarılı olamadı ki, o kadar kusur kadı kızında da bulunur *
kendisi ile yapılan şu röportajı şayet okumadıysanız, muhakkak okumanızı tavsiye ederim; lider
devamını gör...
yazarların izlerken heyecandan çıldırdığı aksiyon filmleri
(bkz: the revenant (film))
devamını gör...
kürt
sorarsak milletçe ırkçı değiliz, bu ırkçı olmayışımızı da toplumun önemli nüfusunu oluşturmayan siyahilere iyi davranarak kanıtlamaya çalışıyoruz. ama kürtler için "hak ediyorlar" demek kolay geliyor. bizim toplumumuzun bir kısmı insan topluluklarının tamamını suçlamayı çok güzel beceriyor. çingene için hırsız gözüyle bakıp, kürt için terörist demek bu kesimin kolayına geliyor. irlanda terör örgütü'nün yaptıkları irlandalıların siyasete dahil olmasını engellemedi. ortada bir suç varsa, suçun bireyselliğini anlamamız lazım. tabii anlamakla ilgili de coğrafi bir problemimiz var. artık havasından mı suyundan mı neden bilmiyorum, toplumumuz ezberden konuşmayı sever, haklı olduğunu kanıtlamaya çalışmayı sever ama sadece sever. onun için fikirlerin doğruluğu değil, desteklediği kişilerin gücü önemlidir. aynı futbol takımı gibi. bunu bir maç skoru olarak görür.
devamını gör...
harry potter
hakkinda yazmak istediklerimi toparlayamadigim, kac yasina gelirsem geleyim kendimi iyi hissettiren, cocuklugum.
devamını gör...
hayvanların mesleği olsaydı kim ne olurdu sorusu
kedilerin model olmasını istediğim başlıktır. o yürüyüş, o endam, o istediğin kişiye yüz verme... kariyer hayatları çok başarılı geçerdi.
devamını gör...
18 şubat 2021 apartman boşluğu yayın
(bkz: sıkılıyorum sabri bunalıyorum)*
devamını gör...
bir kedinin öğrenmesi gereken şeyler
sabahın olabilecek en erken saatinde mama kabını doldurmak için sahibini uykusundan uyandırmaması gerektiğini.
devamını gör...
karşı cinste hayran olunan özellik
her şeyden önce zeki olması,
kendini geliştirmeyi ilke edinmesi,
vicdanlı olması.
kendini geliştirmeyi ilke edinmesi,
vicdanlı olması.
devamını gör...
olmak istenen cansız varlık
gülhane parkında bir ceviz ağacı.
devamını gör...
yazarların en sevdiği 90’lar pop şarkısı
devamını gör...
heian dönemi
heian dönemi, klasik japon tarihinin son kısmıdır ve ms 794 - 1185 yıllarını kapsar. nara döneminin devamıdır. japon tarihinde şiir ve edebiyatın önemli olduğu bir dönemdir. ayrıca bu dönemde samuray sınıfı da yükselişe geçmiş ve sonucunda japonya'da feodal düzenin başlamasının yolu açılmıştır.
devamını gör...
geceye bir şikayet bırak
şimdi seni deli gibi sevmek vardı...
devamını gör...
kronik travmatik ensefalopati
kronik travmatik ensefalopati (kte), birden fazla kafa travması geçirmiş insanlarda görülen nörodejeneratif bir hastalıktır. ilk kez 2002 yılında nijerya asıllı amerikalı nöropatalog bennet omalu tarafından eski bir amerikan ulusal futbol ligi (nfl) oyuncusu olan ve intihar ederek yaşamına son veren pittsburgh steelers amerikan futbol takımı oyuncularından mike webster’a yaptığı otopsi sonrası tanımlanmıştır .omalu, mike webster’a yaptığı otopsi sonrası, webster’ın
beyninde amiloid plakların ve aşırı tau proteinlerinin biriktiğini gözlemlemiştir . tau proteininin tekrar eden kafa travmasına maruz kalan sporcularda kafaya alınan darbe ile oluşan beyin sarsıntısı sonucunda meydana geldiği düşünülmektedir.bu proteinin fazlalığı sonucu beyinde aynı alzheimer hastalarının beyin dokularındakine benzer hasarlar oluşturmaktadır.
bir çoğumuzun pek duymadığı bir hastalık ki duymamamızda normal diye düşünüyorum.amerikan futbolu ülkemizde oynanmıyor ve mevcut spor dallarımızda bu hastalığa yakalanma riski epey düşük.bir nfl oyuncusu kariyeri boyunca kafasına ortalama 75.000 sefer darbe alıyormuş ve 30 lu yaşlarındayken 60 yaşındaki bir insanın beyni kadar beyinleri deforme oluyormuş.tabi bunun neticesinde görülen intiharlar cinayetler sürekli olarak yanlış verilen kararlar vesaire.yukarıda anlatılan mike webster misalen pikap kamyoneti ile sürekli gezen ve arabasında elektro şok cihazı taşıyan eski bir nfl oyuncusu.kendisine elektrik vererek uyuyabiliyormuş sadece. işte bennet omalu tamda webster öldüğünde devreye giriyor ve daha sonrasında ölen nfl oyuncularının beynini de incelemek istiyor. çalıştığı kurum karşı çıkıp masrafları karşılamayacakları söylüyor ama omalu pes etmiyor ve kendi birikimleri ile otopsileri yapıp bu dejeneratif beyin hastalığını buluyor.sonrasında aldığı tehditler göz korkutma çabaları hatta fbı tarafından tehdit edilmek gibi bir sürü talihsiz olay yaşıyor ama pes etmeyip bu hastalığı ülkenin gündemine sokmayı başarıyor. burda şöyle düşünebilirsiniz yahu adam hastalığı bulmuş işte neden kabul etmiyorlar? amerika gibi bir ülkede işler öyle yürümüyor arkadaşlar. hele ki ulusal futbol ligi gibi milyarlarca dolar paranın döndüğü bir rant kapısı söz konusuysa amerikada fbı dahil herkes üç maymunu oynayabiliyor. lafı fazla uzatmayalım işte bu değerli afrikalı doktor sayesinde amerikada ve dünyada insanlar artık beyne alınan darbelerin uzun vadede ne kadar kötü sonuçlara sebep olabileceğini öğrenmiş durumdalar. ve muhtemelen yakın gelecekte amerikan futbolu amerikalı gençler için bir kurtuluş kapısı olmaktan çıkacak gibi duruyor.kimse 50lerinde bir mankafa olarak yaşamak istemez sonuçta.
ilgili birde film var, başrolde will smith oynuyor izlemek isteyenler için; concussion.ülkemizde ise doğruyu söyle adı ile vizyona girdi.
devamını gör...
beden kitle indeksi
beden kitle indeksi, boyunuzun karesinin kilonıza bölünmesiyle hesaplanıyor. mesela ben 1.78 boy 75 kilo
1.78x1.78 = 3,1684
75 / 3,1684 = 23,67
beden kitle indeksi 20-25 arasında olanları normal, 25-30 arasında olanları hafif şişman, 30-35 arasındakileri şişman (obez) olarak tanımlanıyormuş. 35 ten yukarısı için durum çok ciddi kötü yönde.
1.78x1.78 = 3,1684
75 / 3,1684 = 23,67
beden kitle indeksi 20-25 arasında olanları normal, 25-30 arasında olanları hafif şişman, 30-35 arasındakileri şişman (obez) olarak tanımlanıyormuş. 35 ten yukarısı için durum çok ciddi kötü yönde.
devamını gör...