çocuklarla girilen komik diyaloglar
işten çıktım, dolmuş durağında otobüs bekliyorum. yanımda da bir anne ile 4-5 yaşlarında bir erkek çocuğu var. anladığıma göre anne çocuğunu okul çıkışında almış. aralarında geçen diyalog şöyle :
a - ee nasıl geçti oğlum okul eğlendin mi?
o- evet çok eğlendim anne hep oyun oynadık
a- o zaman yarın sabah bugünkü gibi anne ben okula gitmek istemiyorum diye ağlamazsın
o- hayır yine ağlıcam *
a - ee nasıl geçti oğlum okul eğlendin mi?
o- evet çok eğlendim anne hep oyun oynadık
a- o zaman yarın sabah bugünkü gibi anne ben okula gitmek istemiyorum diye ağlamazsın
o- hayır yine ağlıcam *
devamını gör...
piyanist (yazar)
sözlüğün piyanisti, benim için ise redingotunu giymiş bir rasko.* kaliteli tanımlarını ve kimi zaman duygularını döktüğü yazılarını ilgiyle takip ettiğim bir yazar.
devamını gör...
kış savaşı
3.5 milyonluk miniminnacık finlandiya'nın 160 milyon nüfuslu sovyetlere direndiği destansı savaş. savaş 1939 kışında, sovyetlerin finlandiya'dan bir takım toprak taleplerinin kabul edilmemesi üzerine çıkmıştır. o dönem fin sınırları leningrad'ın dibine kadar girdiğinden sovyetler bu sınırı 30 km batıya çekmek istemiş, ayrıca kuzeyde ve fin körfezinde bazı adacıkları istemiş, karşılık olarak finlandiya'ya doğu karelya'dan iki misli toprak önermişlerdi. finlerin ünlü generali mannerheim da teklifin kabul edilmesini istiyordu. aslında teklif kabul edilebilirdi fakat sovyetler mannerheim hattının da yok edilmesini talep ediyordu. bu durumda finlandiya'nın doğusunda hiç savunma bariyeri kalmayacaktı. ayrıca daladier-chamberlain dangalaklarının boş vaatleri de finlandiya'yı biraz cesaretlendirdi desek yanlış olmaz.
savaşta sovyetlerin kullandığı taktik insan dalgaları taktiğiydi. dalgalar halinde piyadeler durmaksızın taarruz ediyordu. finlerin en büyük sıkıntısı bitmek bilmeyen bu dalgalara karşı dinlenme şansı bulamamalarıydı. bildiğin uykusuzluktan ölme noktasına gelmişlerdi. ayrıca ciddi bir mühimmat sıkıntısı da vardı. sovyetlere savaşı kazandıran şey ise zırhlıların mannerheim hattı'nı yarmasıdır. gerçi sovyetler zırhlıları hala tek başlarına kullanmayı bilmiyordu, piyadeyle desteklendiler.
finler 70 bin kayba karşılık sovyetlere 350 bin kayıp verdirse de insan harcama konusunda hiçbir sıkıntısı olmayan bir rejimi yenemeyeceklerini anladıkları anda barış istediler. sovyetler başlarda barış isteklerine cevap vermese de savaşın ülkenin prestijini yerle bir etmesinden dolayı çok geçmeden barış masasına oturdular. finlandiya'ya savaş öncesinde talep edilenden çok daha ağır bir anlaşma imzalatıldı. bütün karelya kıstağı ve ladoga gölü civarındaki topraklar viipuri şehriyle birlikte sovyetlere bırakıldı. bu bölge finlandiya nüfusunun %12'sini barındırıyordu. sovyetler bölgenin iki hafta içinde boşaltılmasını şart koştu. isteyenler kalabilecekti. fakat 450 bin finin tek biri dahi kalmayı seçmedi. hepsi finlandiya'da evsiz olmayı tercih etti.
savaşta sovyetlerin kullandığı taktik insan dalgaları taktiğiydi. dalgalar halinde piyadeler durmaksızın taarruz ediyordu. finlerin en büyük sıkıntısı bitmek bilmeyen bu dalgalara karşı dinlenme şansı bulamamalarıydı. bildiğin uykusuzluktan ölme noktasına gelmişlerdi. ayrıca ciddi bir mühimmat sıkıntısı da vardı. sovyetlere savaşı kazandıran şey ise zırhlıların mannerheim hattı'nı yarmasıdır. gerçi sovyetler zırhlıları hala tek başlarına kullanmayı bilmiyordu, piyadeyle desteklendiler.
finler 70 bin kayba karşılık sovyetlere 350 bin kayıp verdirse de insan harcama konusunda hiçbir sıkıntısı olmayan bir rejimi yenemeyeceklerini anladıkları anda barış istediler. sovyetler başlarda barış isteklerine cevap vermese de savaşın ülkenin prestijini yerle bir etmesinden dolayı çok geçmeden barış masasına oturdular. finlandiya'ya savaş öncesinde talep edilenden çok daha ağır bir anlaşma imzalatıldı. bütün karelya kıstağı ve ladoga gölü civarındaki topraklar viipuri şehriyle birlikte sovyetlere bırakıldı. bu bölge finlandiya nüfusunun %12'sini barındırıyordu. sovyetler bölgenin iki hafta içinde boşaltılmasını şart koştu. isteyenler kalabilecekti. fakat 450 bin finin tek biri dahi kalmayı seçmedi. hepsi finlandiya'da evsiz olmayı tercih etti.
devamını gör...
kürt böreği
bir kürt arkadaşım "bak, türkler bizi o kadar sömürdülerki, böreğimizin içine koyacak bir şey bulamadık" demişti. :)
devamını gör...
ne bakıyon kavgası
gayet mantıklı kavga. birçok hayvan türü göz kontağını tehdit algılar.
devamını gör...
yazarların bugünkü mutsuzluk sebebi
güncelleme:
testim negatif çıktı, merak edip soran sevgili yazar arkadaşlarıma çok çok teşekkür ederim.
umarım hepimizden uzak olsun bu hastalık...
biraz önce pcr testi için örnek verdim, umarım negatif çıkacak ama üzgün, mutsuz ve halsizim...
testim negatif çıktı, merak edip soran sevgili yazar arkadaşlarıma çok çok teşekkür ederim.
umarım hepimizden uzak olsun bu hastalık...
biraz önce pcr testi için örnek verdim, umarım negatif çıkacak ama üzgün, mutsuz ve halsizim...
devamını gör...
dahi olan insanların melankolik olması
zeki insanlar her şeyin fazlasıyla farkındadırlar. diğer insanların tam olarak görmediği veya her yönüyle anlayamadığı şeyleri hemen görüp anladıklarından, olumsuz şeylerin de her daim farkındadırlar.
aradıkları şeyi her yönüyle bulamazlar, çünkü mükemmeli ararlar. böyle olunca sürekli biraz eksiktirler.
her şeyin ilerisini düşünürler, oluşabilecek yanlışların bilincindedirler.
bütün bunlar düşünüldüğünde mutsuzluğa daha yatkın, depresyonun daha içinde olurlar.
bu durumu açıklayan söz için; (bkz: cehalet mutluluktur)
aradıkları şeyi her yönüyle bulamazlar, çünkü mükemmeli ararlar. böyle olunca sürekli biraz eksiktirler.
her şeyin ilerisini düşünürler, oluşabilecek yanlışların bilincindedirler.
bütün bunlar düşünüldüğünde mutsuzluğa daha yatkın, depresyonun daha içinde olurlar.
bu durumu açıklayan söz için; (bkz: cehalet mutluluktur)
devamını gör...
ölüm bir varmış bir yokmuş
saramago'nun hayranlık uyandıran bir başka "what if" romanı. insanlar, başlarına ne gelecek olursa olsun, ister kaza geçirsinler, ister hasta olsunlar, isterse yaşlansınlar, ölmeseydi ne olurdu? kısıtlı hayal gücümüzle bunun harika bir şey olacağını sanırız ve kimse bizi, 1998'de nobel aldığında hayal gücüyle methedilen saramago'nun zihninde canlananları düşünemediğimiz için suçlayamaz. kitabı okuduktan sonra bunu belki biz kendi kendimize yaparız, "neden bunun çok güzel bir şey olduğunu düşündüm ki" diyerek kendimizi ayıplarız. tıpkı körlük'te olduğu gibi, bu romanda da usta yazar, toplumdan çeşitli kesitler sunarak karşımıza bir kara komedi çıkarır, olabilecekleri adeta yüzümüze çarpar. bazı eleştirmenler der ya, en detayına kadar karakter tahlili ve tasvir, okuyucunun kahramanları daha iyi tanımasını, onların hissettiklerini daha iyi anlamasını sağlar diye... işte bu saramago için geçerli değil; o, detaylara girmez, kişileri isimlendirmez, portrelerini çizmez, sadece ve sadece bir ülkenin nasıl kaosa sürüklendiğini anlatır, üstelik bunu incecik bir kitapla yapar. bu arada, daha önce saramago okumamış olanlara bir uyarı: endişelenmeyin, kitapta baskı hatası yok; sadece orjinaline bağlı kalınarak paragrafsız, noktasız, virgülsüz çevrilmiş. kendisi, noktalama işaretlerini, çok fazla kullanıldığında dikkatimizi dağıtıp yola konsantre olmamızı engelleyen trafik işaretleri gibi görürmüş.
devamını gör...
19 haziran 2021 istanbul depremi
bazı semtleri baya sallamış olan bir deprem. ben hiç hissetmedim umarım daha büyük depremler yaşanmaz. herkese çok geçmiş olsun diliyorum, iyisinizdir umarım.
devamını gör...
pfapa sendromu
tekrarlayan ateş sendromlarından biri olan bu sendrom en çok ailesel akdeniz ateşi ile karışır.
ismini periyodik fever(ateş)
aftöz stomatit
pharngitis(farenjit)
adenit'den alır.
hastaların büyük çoğunluğu tek doz oral prednizolona yanıt verir.
genellikle 5-7 yıl civarında kendiliğinden iyileşir.
atakları önlemek için tonsillektomi yapılır.
ismini periyodik fever(ateş)
aftöz stomatit
pharngitis(farenjit)
adenit'den alır.
hastaların büyük çoğunluğu tek doz oral prednizolona yanıt verir.
genellikle 5-7 yıl civarında kendiliğinden iyileşir.
atakları önlemek için tonsillektomi yapılır.
devamını gör...
pilav ile iyi giden şeyler
pilav, kaşıkla yenir. ayrıca ketçapla yenmez.
çatalla yiyenlere sesleniyorum: delikanlıysanız çubukla yiyin.
edit: haydaa. başlık değişmiş. önceki hali "pilav ne ile yenir" idi arkadaşlar. şimdi bir anlam kayması oldu. "başlık ne diyor sen ne diyorsun ulen avel" dememeniz için bu edite ihtiyaç duydum.
çatalla yiyenlere sesleniyorum: delikanlıysanız çubukla yiyin.
edit: haydaa. başlık değişmiş. önceki hali "pilav ne ile yenir" idi arkadaşlar. şimdi bir anlam kayması oldu. "başlık ne diyor sen ne diyorsun ulen avel" dememeniz için bu edite ihtiyaç duydum.
devamını gör...
ömer üründül
ytong ve burger king firmalarında hisse sahibi ve yönetim kurulu üyesi olan futboldan herhangi bir insandan daha fazla anlamayan ve herhangi bir insandan daha özgün fikirleri olmayan trt yorumcusu ve sabah gazetesi yazarıdır.
futbolun noel babası gibi bir karakterdir. 2 yılda bir ya dünya kupası ya da avrupa şampiyonası için ortaya çıkar ve hepimizi futboldan soğutan yorumları ile futbol izleyecisini futboldan bezdiren bir insandır.
maç boyunca bitse de gitsek bir ses tonu ile konuşur, asla tonlama yapmaz, önceden belirlediği ve muhtemelen önünde bulunan bir not kağıdında yazan sözleri bağlamdan bağımsız olarak sıralar.
bu not kağıdında yazan sözlerden en önemlisi “ kolektif futbol”dur. eğer bu sözü her maç en az dört kez söylemezse futbol tanrılarından biri olan sokrates tarafından tekmeleneceğine inandığına dair söylentiler bulunmaktadır.
iki takım da gol atamazsa berabere biter diyerek matematiksel anlamda gözümüzü açan, kaleciler topa bakmazsa gol olabilir diyerek bakış açımızı değiştiren, kaleci olmasa gol olacaktı diyerek de bizleri varoluşsal krizlere sokan üründül’ü savunanlar ise ısrarla yorumculuktan para almadığını söyleyerek vuvuzeladan daha rahatsız edici olan yorumcuya olumlu bir yandan bakmaya çalışmaktadır.
ancak bu konuda mehmet demirkol’un bir yayın da sorduğu ve aşağı yukarı şöyle bir şey olan soruyu mealen tekrar etmek isterim:
bir hastaneye gidip ben beyin ameliyatı yapmak istiyorum ve bunun karşılığında ücret almayacağım desek bize bu konuda izin verirler mi?
futbolun noel babası gibi bir karakterdir. 2 yılda bir ya dünya kupası ya da avrupa şampiyonası için ortaya çıkar ve hepimizi futboldan soğutan yorumları ile futbol izleyecisini futboldan bezdiren bir insandır.
maç boyunca bitse de gitsek bir ses tonu ile konuşur, asla tonlama yapmaz, önceden belirlediği ve muhtemelen önünde bulunan bir not kağıdında yazan sözleri bağlamdan bağımsız olarak sıralar.
bu not kağıdında yazan sözlerden en önemlisi “ kolektif futbol”dur. eğer bu sözü her maç en az dört kez söylemezse futbol tanrılarından biri olan sokrates tarafından tekmeleneceğine inandığına dair söylentiler bulunmaktadır.
iki takım da gol atamazsa berabere biter diyerek matematiksel anlamda gözümüzü açan, kaleciler topa bakmazsa gol olabilir diyerek bakış açımızı değiştiren, kaleci olmasa gol olacaktı diyerek de bizleri varoluşsal krizlere sokan üründül’ü savunanlar ise ısrarla yorumculuktan para almadığını söyleyerek vuvuzeladan daha rahatsız edici olan yorumcuya olumlu bir yandan bakmaya çalışmaktadır.
ancak bu konuda mehmet demirkol’un bir yayın da sorduğu ve aşağı yukarı şöyle bir şey olan soruyu mealen tekrar etmek isterim:
bir hastaneye gidip ben beyin ameliyatı yapmak istiyorum ve bunun karşılığında ücret almayacağım desek bize bu konuda izin verirler mi?
devamını gör...
cinsel ilişkiye girdim dövmeleri
kelebek ve martı dövmesi olan kadınlar seviştim ben, heeey bana bakın ben seviştiiiiim hahahayt mı diyorlar yani? inanın bunu sözlüklerden duydum. bu bana çok saçma ve biraz da kadını damgalayan bir şeymiş gibi geldi.
sevişip bu dövmeleri yaptıran vardır muhakkak ancak bu dövmeleri olan kadınların seks kölesi olduklarını düşünmek, böyle bir damgalama tuhaf.
ulan ben omzuma kelebek dövmesi yaptıracaktım vazgeçtim.
sevişip bu dövmeleri yaptıran vardır muhakkak ancak bu dövmeleri olan kadınların seks kölesi olduklarını düşünmek, böyle bir damgalama tuhaf.
ulan ben omzuma kelebek dövmesi yaptıracaktım vazgeçtim.
devamını gör...
robins (yazar)
tıpla ilgili oldukça faydalı bilgiler veren değerli bir yazar. kendilerini okudukça daha önce duymadığım kimi hastalıklar konusunda bilgi sahibi oluyorum, kaleminize sağlık efendim.
devamını gör...
hiç kimseden bir beklentisi olmayan insan
hayata küsmüş olabilir, çünkü insanlar doğası gereği beklentiye girerler, muhtemelen edindiği kötü tecrübeler neticesinde daha az üzülmek için beklentiye girmeyi bırakmıştır.
devamını gör...
hafiften paranoyak olmak
bu benim yeminle ama durumu açıklıyım objektif insanlar cevaplayabilir;
gittiğim kursta bir çocuk var, numaramı öğrenmiş, wp den ulaştı bana. ısrarla evimin adresini soruyor, şurada bir şey söylemiştin de, oralarda bir tanıdığım var, ona uğradığımda karşılaşma ihtimalimiz var, direkt buluşalım istersen dedi.
e ben geçen sene hırsızlığa uğradım, bugün didik didik adresim soruluyor tanımadan etmeden, rızam dışı numaram bulunarak. sen şüphelenmez misin? *
gittiğim kursta bir çocuk var, numaramı öğrenmiş, wp den ulaştı bana. ısrarla evimin adresini soruyor, şurada bir şey söylemiştin de, oralarda bir tanıdığım var, ona uğradığımda karşılaşma ihtimalimiz var, direkt buluşalım istersen dedi.
e ben geçen sene hırsızlığa uğradım, bugün didik didik adresim soruluyor tanımadan etmeden, rızam dışı numaram bulunarak. sen şüphelenmez misin? *
devamını gör...
a-10 thunderbolt
kalın zırhlı, sabsonik ve manevra kabiliyetleri çok zayıf bir uçaktır. fakat var oluş sebebi olan o gatling topu tüm bu eksikleri giderir. öte yandan kalın zırhı sayesinde yoğun uçaksavar ateşine maruz kalmış olanları bile üsse başarılı bir şekilde geri dönebilmiştir.
üzerindeki gatling topu seyreltilmiş uranyumlu mermiler kullanır. bu sebeple piyadeye karşı kullanımı da savaş suçu kapsamındadır. fakat bu mermiler aynı şekilde pek çok zırhlı aracı delip içindeki personeli yok etme kabiliyetine sahiptir ki uçak bu konudaki rüştünü körfez savaşında saddam hüseyin'in tank birliklerine ölüm kusmasıyla göstermiştir.
ayrıca bu gatling topu o kadar yüksek bir geri tepmeye sebep olur ki uçak havada neredeyse felç kalır fakat görevini gerçekleştirmekten geri kalmaz.
bunlara ek olarak bu tahribata sebebiyet veren gatling topu neredeyse bir araba büyüklüğünde olduğundan uçak tasarım aşamasında tabiri caizse bu topun etrafına inşa edilmiştir ve pek çok dinamik bu topun selameti için uçağa yedirilmek durumunda kalmıştır. yani uçağı yapıp topu yerleştirmek gibi bir çözümden ötesidir. pek çok mühendislik çabası dibine kadar kullanılmıştır.
kimisine göre çirkindir, eskidir, hantaldır fakat tam bir görev uçağıdır ve eski olmasına rağmen amerika hava kuvvetleri halen bu uçağı emekli edememiştir her ne kadar gündeme getirmiş olsalar bile. zira yerine koyacakları bir uçağı henüz üretemediler.
havacılıkta çirkin kral ifadesi kendisi için kullanılır. sovyetlerde tam karşılığı bulunmayan belki de yegane uçaktır.
bir dönem türk hava kuvvetlerine de 1 filo kadar kullanılmış olanları amerika hava kuvvetlerince teklif edilmiş olup genelkurmaydan amerikaya uçakları görmeye giden heyetin olumsuz raporları sonucu uçakların alınmasından vazgeçilmiştir.
üzerindeki gatling topu seyreltilmiş uranyumlu mermiler kullanır. bu sebeple piyadeye karşı kullanımı da savaş suçu kapsamındadır. fakat bu mermiler aynı şekilde pek çok zırhlı aracı delip içindeki personeli yok etme kabiliyetine sahiptir ki uçak bu konudaki rüştünü körfez savaşında saddam hüseyin'in tank birliklerine ölüm kusmasıyla göstermiştir.
ayrıca bu gatling topu o kadar yüksek bir geri tepmeye sebep olur ki uçak havada neredeyse felç kalır fakat görevini gerçekleştirmekten geri kalmaz.
bunlara ek olarak bu tahribata sebebiyet veren gatling topu neredeyse bir araba büyüklüğünde olduğundan uçak tasarım aşamasında tabiri caizse bu topun etrafına inşa edilmiştir ve pek çok dinamik bu topun selameti için uçağa yedirilmek durumunda kalmıştır. yani uçağı yapıp topu yerleştirmek gibi bir çözümden ötesidir. pek çok mühendislik çabası dibine kadar kullanılmıştır.
kimisine göre çirkindir, eskidir, hantaldır fakat tam bir görev uçağıdır ve eski olmasına rağmen amerika hava kuvvetleri halen bu uçağı emekli edememiştir her ne kadar gündeme getirmiş olsalar bile. zira yerine koyacakları bir uçağı henüz üretemediler.
havacılıkta çirkin kral ifadesi kendisi için kullanılır. sovyetlerde tam karşılığı bulunmayan belki de yegane uçaktır.
bir dönem türk hava kuvvetlerine de 1 filo kadar kullanılmış olanları amerika hava kuvvetlerince teklif edilmiş olup genelkurmaydan amerikaya uçakları görmeye giden heyetin olumsuz raporları sonucu uçakların alınmasından vazgeçilmiştir.
devamını gör...


