ölümüne en çok üzüldüğünüz yazar
attila ilhan.
lise yıllarında okuldan kaçmıştım. cebimdeki parayla bir adet jack london-beyaz diş aldım, bir adet de simit. kalan para ise eve dönüş için yol paramdı. kafama esti, arkadaşlarla kitap fuarına gittik. attila ilhan'ın söyleşisine katılmak için salonun giriş kapısını açtım, o da kapının iç tarafındaymış çıkıyormuş. aramızda 1 metre var, göz göze geldik, gülümsedi. bir şey diyemedim, kalbim çarpıyordu, kenara çekilerek yol verebildim sadece. standa gidiyordu sanırım imza için. peşine takıldım, sıraya girdim. sonra baktım herkes bir attila ilhan kitabı alıp sıraya giriyor. benim elimde beyaz diş var. olsun dedim, bunu imzalatırım. sıra yaklaşırken olmaz dedim, ayıp olur, bir bende yok kitap. çıktım sıradan.
olsun seneye yine gelir, benim de elimde kitabım olur, o güler yüzüyle hoşça karşılar beni, biraz muhabbet eder imzalatırım kitabımı dedim. gelemedi :/
lise yıllarında okuldan kaçmıştım. cebimdeki parayla bir adet jack london-beyaz diş aldım, bir adet de simit. kalan para ise eve dönüş için yol paramdı. kafama esti, arkadaşlarla kitap fuarına gittik. attila ilhan'ın söyleşisine katılmak için salonun giriş kapısını açtım, o da kapının iç tarafındaymış çıkıyormuş. aramızda 1 metre var, göz göze geldik, gülümsedi. bir şey diyemedim, kalbim çarpıyordu, kenara çekilerek yol verebildim sadece. standa gidiyordu sanırım imza için. peşine takıldım, sıraya girdim. sonra baktım herkes bir attila ilhan kitabı alıp sıraya giriyor. benim elimde beyaz diş var. olsun dedim, bunu imzalatırım. sıra yaklaşırken olmaz dedim, ayıp olur, bir bende yok kitap. çıktım sıradan.
olsun seneye yine gelir, benim de elimde kitabım olur, o güler yüzüyle hoşça karşılar beni, biraz muhabbet eder imzalatırım kitabımı dedim. gelemedi :/
devamını gör...
giordano bruno
giardano bruno (1548-1600), italyan filozof, gökbilimci ve okültist.

(yakıldığı meydana dikilen heykeli)
soylu bir ailede doğmuş, iyi bir eğitim almış, çocukluğundan itibaren o zamanlar yasaklı olan kitapları okumuş ve üzerlerine düşünmekten, fikir üretmekten çekinmemiştir.
hristiyanlık dahil her şeyi sorguladığı ve hatta yanlış bulduğunu ifade ettiği için kiliseyle arası tüm yaşamı boyunca bozuk olmuştur. gittiği her yerde sapkın olarak yaftalanıp sürekli yer değiştirmek zorunda kalmıştır. bu gezginliğin brunonun fikir dünyasına ayrı bir renk kattığını düşünmekteyim.
kiliseyle çatışmasının temelinde aristonun evren modelini (birbirinin içine geçmiş kürelerin merkezindeki küre dünyadır, evren dünyanın çevresinde şekillenir) reddedip kopernik destekçisi olması (evren bizimki gibi pek çok güneş sisteminden oluşmaktadır ve merkezinde dünya münya yoktur), hristiyanlık hakkında meryemin bekaretine varan sorgulamaları vardır. kafasına çivi gibi çakılmak istenen onca düşünceyi elinin tersiyle kenara itip kendi fikirlerini üretme cesaretini göstermiştir.
fikirleri, yayınlatmaya çalıştığı bilimsel eserleri, hayat görüşü ve kiliseye karşı duruşuyla maalesef uzun bir yaşamı olamamış, soylu sınıfından ters düştüğü bir gammaz tarafından kiliseye teslim edilmiş, yargılanıp dilinden çiviyle asılarak canlı canlı yakılmıştır.
kendisi hakkında günümüzde "bilim şehidi ühühühü" romantizmi yapılsa da düşüncelerinin tamamıyla bilimsel olmadığı, doğaüstü şeylere düşkünlüğüyle de bilindiği sadece bunlar kilisenin dayatmalarıyla çeliştiği için dışlandığını belirtmek gerekir.
kendisi illa övülerek göklere çıkartılacaksa bu yarı-bilimsel, yer yer fantastik olan düşünceleri yüzünden değil; döneminin tüm baskılarına rağmen kafasını dik tutup bu düşüncelerini cesurca haykırması yüzünden olmalıdır. kendisi bir bilim şehidi değil "bizden olmayan herkes ölsün" fikrinin kurbanıdır. ölümü gereksizce romantize edilmemeli, medeniyetin ne aşamalardan geçerek bu noktaya taşındığı (bazı coğrafyalarda hala bunun için uğraş verildiği) her daim hatırda tutulmalıdır.
son olarak, bu inatçı duruşuyla bilim tarihindeki klasik bir tartışmaya da konu olmuştur: galileo mu bruno mu? buradaki ikilemin temelinde yatan şudur: bruno gibi fikirlerin uğruna ölmek mi, galileo gibi baskı halinde caymak (ya da -mış gibi yapmak) mı? aslında galileonun durumu bence bir istisna çünkü kiliseden idam değil ev hapsi cezası almıştı ve artık peşinde olmadığını söylediği çalışmalarını rahatça yürütmüştü. kendisinin bilime yaptığı katkılar da göz ardı edilecek boyutta değil elbette. yine de şimdiye dek brunonun izinden gittiğimi ve yaşamımı da bu şekilde sürdürmek istediğimi ancak galileo gibi olanlara da kendi gururlarını bir kenara bırakıp bilime hizmet etmek için eğilip büküldükleri için içten içe hayran olduğumu belirteyim.

(yakıldığı meydana dikilen heykeli)
soylu bir ailede doğmuş, iyi bir eğitim almış, çocukluğundan itibaren o zamanlar yasaklı olan kitapları okumuş ve üzerlerine düşünmekten, fikir üretmekten çekinmemiştir.
hristiyanlık dahil her şeyi sorguladığı ve hatta yanlış bulduğunu ifade ettiği için kiliseyle arası tüm yaşamı boyunca bozuk olmuştur. gittiği her yerde sapkın olarak yaftalanıp sürekli yer değiştirmek zorunda kalmıştır. bu gezginliğin brunonun fikir dünyasına ayrı bir renk kattığını düşünmekteyim.
kiliseyle çatışmasının temelinde aristonun evren modelini (birbirinin içine geçmiş kürelerin merkezindeki küre dünyadır, evren dünyanın çevresinde şekillenir) reddedip kopernik destekçisi olması (evren bizimki gibi pek çok güneş sisteminden oluşmaktadır ve merkezinde dünya münya yoktur), hristiyanlık hakkında meryemin bekaretine varan sorgulamaları vardır. kafasına çivi gibi çakılmak istenen onca düşünceyi elinin tersiyle kenara itip kendi fikirlerini üretme cesaretini göstermiştir.
fikirleri, yayınlatmaya çalıştığı bilimsel eserleri, hayat görüşü ve kiliseye karşı duruşuyla maalesef uzun bir yaşamı olamamış, soylu sınıfından ters düştüğü bir gammaz tarafından kiliseye teslim edilmiş, yargılanıp dilinden çiviyle asılarak canlı canlı yakılmıştır.
kendisi hakkında günümüzde "bilim şehidi ühühühü" romantizmi yapılsa da düşüncelerinin tamamıyla bilimsel olmadığı, doğaüstü şeylere düşkünlüğüyle de bilindiği sadece bunlar kilisenin dayatmalarıyla çeliştiği için dışlandığını belirtmek gerekir.
kendisi illa övülerek göklere çıkartılacaksa bu yarı-bilimsel, yer yer fantastik olan düşünceleri yüzünden değil; döneminin tüm baskılarına rağmen kafasını dik tutup bu düşüncelerini cesurca haykırması yüzünden olmalıdır. kendisi bir bilim şehidi değil "bizden olmayan herkes ölsün" fikrinin kurbanıdır. ölümü gereksizce romantize edilmemeli, medeniyetin ne aşamalardan geçerek bu noktaya taşındığı (bazı coğrafyalarda hala bunun için uğraş verildiği) her daim hatırda tutulmalıdır.
son olarak, bu inatçı duruşuyla bilim tarihindeki klasik bir tartışmaya da konu olmuştur: galileo mu bruno mu? buradaki ikilemin temelinde yatan şudur: bruno gibi fikirlerin uğruna ölmek mi, galileo gibi baskı halinde caymak (ya da -mış gibi yapmak) mı? aslında galileonun durumu bence bir istisna çünkü kiliseden idam değil ev hapsi cezası almıştı ve artık peşinde olmadığını söylediği çalışmalarını rahatça yürütmüştü. kendisinin bilime yaptığı katkılar da göz ardı edilecek boyutta değil elbette. yine de şimdiye dek brunonun izinden gittiğimi ve yaşamımı da bu şekilde sürdürmek istediğimi ancak galileo gibi olanlara da kendi gururlarını bir kenara bırakıp bilime hizmet etmek için eğilip büküldükleri için içten içe hayran olduğumu belirteyim.
devamını gör...
mangal yakamayan erkek
insanları mangal yakmaya göre yargılayanları gram umursamayan erkektir. ayrıca yapamayan değil yapmayı tercih etmeyen erkektir aynı zamanda. is ve et kokusunun üstüne sinmesini sevmiyordur..
devamını gör...
palm yağı
palmiye meyvesinden elde edilen bitkisel bir yağ çeşididir. işlenmiş/paketlenmiş gıdalarda ve kozmetik ürünlerde bolca bulunur. bu yağın üretilebilmesi için endonezya ve malezyanın yağmur ormanları ve içinde yaşayan canlılar güya plantasyon alanı açmak bahanesiyle yakılarak katledilir. bu durum yüzünden özellikle orangutanların sayısı yavaş yavaş azalmaktadır hatta yakın tarihlerde soyları tükenme tehlikesiyle karşı karşıya kalabilir. orangutanlar dışında hali hazırda soyu tükenmek üzere olan sumatra kaplanı, asya gergedanı gibi hayvanlar da vardır. ne kadar dünya çapında arada bir gündem olsa da palm yağı üretmek için yapılan bu canilikler son bulmamıştır. fakat bireysel olarak en azından işlenmiş/paketlenmiş çoğu gıdadan uzak durarak hem kendi sağlığımızı hem de yağmur ormanlarını/hayvanlarını korumuş oluruz. şu iki yazıyı da okumanızı tavsiye ederim bu ve bu
devamını gör...
evlenilecek erkek vs eğlenilecek erkek
hayat tecrübem...
çevremde ki kadınlar serserilerle takılıp mülayimlerle evleniyor.
bizim karakterimiz beton arkadaşlar.
alayınıza inat sade, oturaklı, kibar ve dürüst olacağız. evlenmeyin de eğlenmeyinde.. biz yalnizca zeybek oynarken diz çökeriz.
çevremde ki kadınlar serserilerle takılıp mülayimlerle evleniyor.
bizim karakterimiz beton arkadaşlar.
alayınıza inat sade, oturaklı, kibar ve dürüst olacağız. evlenmeyin de eğlenmeyinde.. biz yalnizca zeybek oynarken diz çökeriz.
devamını gör...
üç frenk havası radyo yayını
şahane olacağından emin olduğum bu programı dinlemeyi görev bilirim.(bkz: swh) radyo başında olacağım programdır.
devamını gör...
buz devri replikleri
ama olamaaaaas neden beeeeğn? gerçi benim suçum o yüzden olabilir.
- sid
- sid
devamını gör...
yeni gelen yazarların sözlüğü sahiplenmesi
on numara ortam bulduklarından olağandır.
devamını gör...
zenginlerin bilmediği zevkler
dünden kalan kek’in yanında siyah zeytin ve çay tüketmektir.
devamını gör...
erkeğe yakışmayan şeyler
(bkz: dar pantolon)
giyen giysin tabii de benim göz zevkime uymuyor.
giyen giysin tabii de benim göz zevkime uymuyor.
devamını gör...
imanınızı kaybetmek istemiyorsanız felsefeden uzak durun
hayır imaninizi kaybetmek istemiyorsaniz asıl kuran gibi kutsal kitaplardan uzak durun okuduktan sonra inanmak hayli güç
devamını gör...
finaller yüzünden sözlüğe ara vermek
bir bitmiyor ki rahat rahat sözlükleyelim dediğim başlık. yarın zor bir sınavım var. benim için dua edecek güzel yürekli yazarlar vardır umarım.
devamını gör...
muck the system
şimdiye kadar fuck the system yerine kullandığım söz kalıbını nick olarak karşımda gördüm ya, bi değişik oldum. böylesi daha eğlenceli değil mi? sözlüğe ara verip dönmüş yazar. hoşgelmiş. *
devamını gör...
bir ülkenin gelişmişlik seviyesini gösteren detaylar
üniversitede değerli bir hocamın da söylediği gibi, bir ülkenin gelişmişlik seviyesini gösteren en önemli detay kaldırımlardır.
kaldırımların, doğru yükseklikte ve genişlikte olması, engellilerin kullanımına uygun ( işaretçilerin bulunması, tam orta yerlerde elektrik direklerinin bulunmaması(?!)), temiz, çöp atılmamış, çekirdek çitlenmemiş olması, standartlara uygun yapılması, doğru malzeme ile yapılması vs gibi birçok detayı vardır. yapmış olduğumuz bir araştırma sonrası kaldırımlara daha çok dikkat etme fırsatı bulduğumda gerçekten ne kadar doğru bir tespit olduğunu anlamıştım. nasıl yaşadığımızla ilgili birçok bilgi veriyor aslında.
kaldırımların, doğru yükseklikte ve genişlikte olması, engellilerin kullanımına uygun ( işaretçilerin bulunması, tam orta yerlerde elektrik direklerinin bulunmaması(?!)), temiz, çöp atılmamış, çekirdek çitlenmemiş olması, standartlara uygun yapılması, doğru malzeme ile yapılması vs gibi birçok detayı vardır. yapmış olduğumuz bir araştırma sonrası kaldırımlara daha çok dikkat etme fırsatı bulduğumda gerçekten ne kadar doğru bir tespit olduğunu anlamıştım. nasıl yaşadığımızla ilgili birçok bilgi veriyor aslında.
devamını gör...
sevilen şarkının en vurucu sözleri
devamını gör...
bağlaç olan ki
yazımında büyük hatalar yapılan bağlaç. bakın hemen size püf noktasını veriyorum ki yanlış başlık açmayın. siz yanlış başlık açınca ben çok üzülüyorum*
eğer 'ki' ekini alan kelimenin sonuna -ni ekleyince anlamsız oluyorsa ayrı yazılır çünkü bağlaçtır.
örnek
sen ki -> senkini anlamsız bir kelime
sendeki -> sendekini anlamsız değil o yüzden bitişik yazılır çünkü bağlaç değildir.
eğer 'ki' ekini alan kelimenin sonuna -ni ekleyince anlamsız oluyorsa ayrı yazılır çünkü bağlaçtır.
örnek
sen ki -> senkini anlamsız bir kelime
sendeki -> sendekini anlamsız değil o yüzden bitişik yazılır çünkü bağlaç değildir.
devamını gör...
arada sırada radyo yayını
yayın yankı yapıyor çünkü lucifer hem trollere oynuyor hem entellere.
devamını gör...
kgm’nin il ve ilçe girişlerindeki tabelalardan nüfus ve rakım bilgilerini silmesi
yükledigi masraf sebebiyle kaldirilmis olmasina sevindim acikcasi. guncel olarak zaten internetten nufus bilgilerini tabelalarda yazandan daha ayrintili bir bicimde edinebiliriz. umarim bu tarz -hatta kat be kat daha fazla- masraf olusturan kalemlerin artik yavas yavas tasarrufa dönüstürülmesine bir ornek adim olur.
devamını gör...

