din istismarını önlemenin yolları

öncelikle "din istismarı" kavramı anlaşılmalıdır.

allah;
"ey insanlar! allah’ın verdiği söz gerçektir. dünya hayatı sakın sizi aldatmasın," o aldatma ustası" da allah hakkında sizi kandırmasın." (fatır suresi 5. ayet) buyurmuştur.

o aldatma ustası kimdir?

bir çok rivayette şeytan olduğu belirtilse de; bu kavram, şeytan kavramından daha geniş bir kavramdır.

musa (as) döneminde; " bel am",
isa (as) döneminde; "ferisi din adamları",
peygamberimiz (saa) döneminde; "mekke müşrikleri",
ali (as) döneminde; "emeviler".

dikkat edilirse istismarı gerçekleştiren tayfa; dindar görünen din simsarlarıdır. biz kur an ın verdiği bu örneklerin zaman bağlayıcılığından münezzeh olduğuna inanıyoruz. peki kuran neden bize musa(as) nın döneminden, isa(as) nın döneminden bahseder?

çünkü; isimler değişse de sistem değişmez.

musa nın(as) nın 12 sibt ini kesenler,
isa nın 12 havarilerini şehid edenler,
muhammed(saa) in ehlibeytini şehid edenler, hep aynı bahanenin arkasına sığınmıştır.

din!

çünkü istismarın benimsenmesi için; "kutsal atıf" gerekmektedir.

bu "kutsal atıf", nasıl gerçek kutsaldan ayrılır?

"hikmet" ile.

hikmet; her şeyi yerli yerine koymak anlamına gelir.

hz ali sıffin savaşı sırasında yanına gelen askerin ona sorduğu;

"iki taraf namaz kılıyor, iki taraf kelime i şehadet getiriyor, iki taraf haccı farz sayıyor, iki taraf zekatın müslümanlar üzerinde farz olduğuna inanıyor, iki taraf oruç tutuyor. bu savaşta haklı kim?" sorusuna,

cevaben;

"hakk öğrenilmeden, haklı öğrenilmez. hakkı öğrenirsen haklıyı da öğrenirsin" der.

yani istismarı tanımak için istismarın ne olduğu anlaşılmalıdır. anlaşılabilir mi?
evet anlaşılabilir.
önlenebilir mi?
hayır önlenemez.

çünkü; hikmet, feraset, basiret gibi olgular hiçbir dönem insanoğlunun genelinde tezahür etmiş olgular olamamıştır.

müslümanlar için protestan islam'ın ortaya çıkmasıyla önlenebilir. tarihin hiçbir döneminde islam tam anlamıyla protestanlık evresini yaşamamıştır. islam rönesansı dediğimiz dönemde dahi her ne kadar akla önem verse de, mutezile bile tarikat şeklinde örgütlenmiş ve mesuplarına sistemli öğretiler tatbik etmiştir.

türkçeye karşı çıkan islamcılar, arapça olmadan ibadet edemezsiniz, arapça bilmeden kuran okuyamazsınız diyen hacı hoca tayfası incilin matbaada basılmasına karşı çıkan kiliseye nasıl da benziyor dikkat ettiniz mi. dertleri dini tekellerine almak, 'dini anlamak ve yaşamak için bize muhtaçsınız'ı kabul ettirmek.

bu kitle allah ile kul arasından çıkmadan islamın istismarını önlemek mümkün değildir. tüm müslümanlar oturup düşünmeli. bir din arapça bilmeden, yüzlerce ciltlik tefsirler okumadan, şeyhe biat etmeden, ve bir tarikatın öğretileri kabul edilmeden neden öğrenilemesin?

bu din (sizin iddianıza göre) yeryüzünde yaşayan tüm insanlığa indirilmedi mi? insanın tek başına oturup kendi dilinde kuranı okuyarak kendi dini anlayışını yerleştirmesi, kendi dinini kendi içinde yaşayabilmesi imkansız bir şey mi? neden bu hacı hocalara, sümüklü şeyhlere bu merakınız. size tepside sunulmuş bir inancı yaşamak hiç mi sizi rahatsız etmiyor, hiç mi kendi aklınızı değerli görmüyorsunuz?

din istismarı kimsenin inancına karışmayarak önlenebilir.laik bir yapı sağlanırsa zaten din kişinin bireysel meselesi olacaktır.dinin girdiği her alan zarar görür,yıpranır,işlevini kaybeder.
not:müslümanım.

sadece eğitim ile önlenebilir. başka bir yolu yoktur.

araştırarak, okuyarak, öğrenerek. kısacası bilerek. konunun dinle alakası yok, hakim olmadığınız cahil olduğunuz her alanda sizi istismar ederler. tarihinizi iyi bilmezseniz , yalan tarihle kandırılırsınız vs.
özgür demirtaş’ın dediği gibi, “ bilgi kandırılmasın önündeki en büyük engeldir”.

vasat yetişmek, vasat kalmak, vasat yaşamak.

çocuklarımızın ahlak anlayışlarını aile şerefinin ne kadar önemli olduğunun, örf ve adetlerimizin bizlere bırakılmış birer miras olduğunun farkına varması sağlanmalıdır. ve kesinlikle çocuklarımız dini öğrensin diye şarlatanlara emanet edilmemelidir.

dinlerin olduğu yerde din istismarı engellenemez ama insanlar, kendilerini eğiterek bu cahil istismarcılardan kurtulabilir.

dini haci, hoca, seyh, internet, es dosttan edinilen kulaktan dolma bilgler, v.b. dis kaynaklar yerine kaynagindan okuması saglanirsa olabilir zannimca. zira ortalik bunlarla kayniyor ve sonuc ortada.

inananlar allah ile kulun arasına haci, hoca, şeyh vb sokmayarak inançlarına göre yaşamaya başladıklarında bu ülkede din ticarieti biter diye umut ediyorum

türkiye gibi ülkelerde önlenemez.

kimse haddini bilmiyor orda en cahilinden en okumuşuna kadar durum böyle. en azından çoğunluk.

herkes kendi hayatına ve kendi inançlarına sahip çıkmalı, sen başkasından sorumlu olamazsın.

üzülerek söylemeliyim ki çok geride bir ülke türkiye. politikacıların bile milleti aşağıladığı bir toplumdan yarar gelmez.

din olduğu sürece muhakkak ki bir istismar kapısı açık kalacaktır. çünkü din toplumsal bir olgudur. ne zaman ki din olgusu ortadan kalkar ve sadece kişisel inanç kalır ortada o zaman istismar da biter. bazı kişileri bazılarından üstün görmek her zaman ve her zaman insanlık için felaketle sonuçlanmıştır. siz din diye bir olgu oluşturursanız orada din adamı kavramı da ortaya çıkar ve olaylar gelişir. varlığından beri istismar alanı haline gelmiş olan din olgusu ortada olduğu sürece maalesef durum budur.

allah ın hoşnut olduğu şeyler, genel itibariyle insanlarında hoşuna giden şeyler. insan olmanın kaideleri bellidir. din ile kafayı yemenin alemi yoktur. daily namaz tavsiye olunur ama 2 rekat ama 12 rekat.

herkes hatalı argüman sunabilir,yanlış düşünebilir,kandırılabilir bu hayatta nasıl sadece 1 tane doğru yoksa sadece 1 tane yanlışta yoktur.burada ki asıl problem inandığı/inandırıldığı bir olguya doğru ve olabildiğince tarafsız bir açıdan bakış atılmamasıdır.herhangi bir kaynaktan yapılan araştırma sizi doğru kaynağa doğru kaynak ise sizi sizin hakikatinize kavuşturur,sizin hakikatinizde çıkara,yalana yer yoksa şayet istismara da yer yoktur.

insanları eğitimle bilinçlendirerek.

ahlak gibi bir olgunun dinle hiçbir ilgisi olmadığı anlatılarak.

dinli olmanın önemi değil ahlak ve vicdan sahibi olmanın öneminin farkına varılması.

tarikat, cemaat gibi yapılanmaların, merdivenaltı medreselerin vs yasaklanarak, din eğitiminin devlet tekelinde yürütülmesiyle. tarikatlar din istismarının en yoğun olduğu oluşumlar.

istismar edeni caydırmadan hiç bir istismar önlenemez. istismar eden kişilerin bunu yapmayı bırakmaları gerekir.

gün gelir laikliği tam olarak uygulayan bir yönetime gelirsek, o zaman mümkün. bu badem bıyıklılarla zaten imkansız.

doğru ve yerinde din dersleri ile.

fatiha sübhaneke öğretmekle pek ilgisi de yoktur.

ya gözünü seveyim ne zaman din istismarı gördün bu ülkede şu son 20 yıl içinde? tek bildiğiniz boş boş ağlamak, git öbür sözlükte ağla.