esat oktay yıldıran
diyarbakır cezaevi komutanı, şerefli türk subayı.
1988 senesinde bölücü teröristler tarafından istanbulda halk otobüsünde şehit edilmiştir. katili, 'laz kemalin selamı var' minvalinde şeyler söyleyerek şehit etmiştir.
bizlere türklüğün sonradan akıllara sokulamayacağını göstermiştir.
daha öncesinde edremitte görev yapmış;liseyi istanbulda kazanan oğlu için istanbula tayin istemiştir.
1988 senesinde bölücü teröristler tarafından istanbulda halk otobüsünde şehit edilmiştir. katili, 'laz kemalin selamı var' minvalinde şeyler söyleyerek şehit etmiştir.
bizlere türklüğün sonradan akıllara sokulamayacağını göstermiştir.
daha öncesinde edremitte görev yapmış;liseyi istanbulda kazanan oğlu için istanbula tayin istemiştir.
devamını gör...
normal sözlük yazarlarının nicklerinin hikayesi
bu nicke sahip olmak için evvela ozi adında bir bebişinizin olması gerekiyor. 9 ay karnında taşıyıp, doğuran da sizseniz, işte ozianası. kafa sözlük'ün ileride uluslararası üne sahip olacağı inancıyla da*, türkçe karakter kullanmayarak oluşturduğum nicktir efenim.
devamını gör...
baskıcı aile
çocuk bir zaman sonra patlayıp uçarı bir tip olursa eğer sorunu kendilerinde araması gereken ailedir. her şeyin yol yordamı var. o kadar baskıcı olunursa sonunda çocuk da etkiye tepki patlar.. yolunu siz gösterip o yoldan gitmesi için zorlamak yerine yol gösterici olun yeterli.. kendi yolunu bırakın kendisi bulsun. siz gerekli eğitimi verirseniz zaten güzel bir karakteri, yaşantısı olacaktır.
devamını gör...
dream theater
“scenes from a memory” albümünü iyi ki kaydetmişler de zaman zaman özleyerek döndüğümüz bu albümden;
fatal tragedy
beyond this life
through her eyes
home
finally free
parçalarıyla başbaşa kalabilmişiz.
fatal tragedy
beyond this life
through her eyes
home
finally free
parçalarıyla başbaşa kalabilmişiz.
devamını gör...
sadettin kaynak
1895 istanbul doğumlu hafız, müezzin ve besteci.
ilk türkçe ezanı fatih cami'nde kendisi okumuştur.
yaptığı besteler ile türk sanat müziği'ne ciddi anlamda katkıda bulunmuştur.
öyle ki tsm'nin halk arasında bu kadar sevilmesinin sebebi de kendisidir.(benim için ve hatta çoğu insan için de öyledir diye düşünüyorum.)
türk sanat müziği eskiden daha çok aristokrat kesim tarafından dinlenirken, tsm ile türkü tarzını harmanlayarak yaptığı besteler sayesinde halk da türk sanat müziği'ne sıcak bakmaya başlamıştır.
çile bülbülüm çile,
muhabbet bağına girdim bu gece,
yad eller aldı beni,
batan gün kana benziyor,
niçin baktın bana öyle,
kara bulutları kaldır aradan,
eserlerini ve daha yazamadığım yüzlerce eseri besteleyen sadettin kaynak 1961'de vefat etmiştir.
ilk türkçe ezanı fatih cami'nde kendisi okumuştur.
yaptığı besteler ile türk sanat müziği'ne ciddi anlamda katkıda bulunmuştur.
öyle ki tsm'nin halk arasında bu kadar sevilmesinin sebebi de kendisidir.(benim için ve hatta çoğu insan için de öyledir diye düşünüyorum.)
türk sanat müziği eskiden daha çok aristokrat kesim tarafından dinlenirken, tsm ile türkü tarzını harmanlayarak yaptığı besteler sayesinde halk da türk sanat müziği'ne sıcak bakmaya başlamıştır.
çile bülbülüm çile,
muhabbet bağına girdim bu gece,
yad eller aldı beni,
batan gün kana benziyor,
niçin baktın bana öyle,
kara bulutları kaldır aradan,
eserlerini ve daha yazamadığım yüzlerce eseri besteleyen sadettin kaynak 1961'de vefat etmiştir.
devamını gör...
reis genç joseph
şef joseph ile ilgili iki kitap önermek isterim. bunlardan birincisi ''chief joseph & the flight of the nez perce: the untold story of an american tragedy'', kent nerburn'un yazdığı bu kitapta hin-mah-too-yah-lat-kekt'in ve nez perce kabilesinin yaşadıkları güzel bir dille anlatılmış.
ikincisi ise ''chester anders fee, chief joseph: the biography of a great indian'' adlı 1936 yılında yayınlanan bir kitap.
kanımca kendisi ile ilgili yazılmış en önemli kaynaktır. bu kitabı okuduğunuzda hin-mah-too-yah-lat-kekt'in ne kadar önemli bir ruhani lider olduğunu anlıyorsunuz. kitapta kendisinin yaşanan her olayla ilgili görüşlerini direkt kendi ağızından okuma şansına erişiyorsunuz ki bu da kendisini daha iyi tanımanıza katkı sağlıyor.
başlığı açan değerli yazar arkadaşıma ek olarak da bir iki şey yazayım.
hin-mah-too-yah-lat-kekt adı nez perce dilinden ''gümbürdeyen gök gürültüsü'' olarak da çevrilmektedir. açıkçası bu isim benim daha çok hoşuma gidiyor.
nez perce kabilesi, diğer kabilelere nazaran beyaz adamın isteklerine daha çabuk boyun eğmiştir. toplu halde hristiyanlığı kabul etmiş ve vaftiz olmuşlardır. ancak buna rağmen, beyaz adamın gazabından kurtulamamışlardır. topraklarının tamamı ellerinden alınmak istenmiş ve idaho'da bir rezervasyon alanına kapatılmalarına karar verilmiştir. hal böyle olunca nez perce kabilesinden bir grup savaşçı -ki bunların arasında beyaz kuş ve aynaya bakan da vardır- isyan etmişlerdir. bu isyan sonrası şef joseph'in amerikan hükümetinin baskılarının iyice artması nedeni ile kendilerine verilen incili yaktığı söylenir.
bu olaylar sırasında da şu sözleri söyler; ''durumumuzu düşündükçe kalbim ağırlaşıyor. kendi halkımdan bazılarını kanun kaçağı olarak gösteriyorlar, onları ülkenin bir ucundan bir ucuna sürüyorlar yada hayvanlar gibi vurup avlıyorlar.
amerikan hükümeti isyanı gerekçe göstererek, nez percelerin üzerine iki süvari birliği gönderince, hin-mah-too-yah-lat-kekt, oturan boğa gibi kanada'ya göç etmek zorunda kalmıştır. bu göç esnasında arkalarında iki süvari birliği vardır. zaman zaman sıcak çatışmalar yaşanmış. her defasında nez perce'ler amerikan birliklerini püskürterek, isyancı grupla birleşmeyi başarmışlardır.
bu seferde, general nelson a. miles tarafından yönetilen ve cheyenne izcilerini kullanan yeni bir birlik, göç eden grubun peşine düşmüş ve ayı pençesi dağlarında nez perceleri sıkıştırmıştır. bu sırada nez percelerin savaş şefi olan hin-mah-too-yah-lat-kekt'in kardeşi ollikut öldürülmüştür. dondurucu soğukta aç ve susuz 5 gün direnmişlerdir. teslim olduklarında sayıları sadece 87'dir. teslim olduğunda şu meşhur konuşmayı yapar;
general howard’a söyleyin onun kalbini biliyorum. daha önce bana, bende bir kalbe sahibim demişti. savaşmaktan yoruldum. şeflerimiz öldürüldü. looking glass öldü. yaşlı adamların hepsi öldü. tu-hul-hil-sote öldü. gençlerin lideri ollikut öldü. hava soğuk ve battaniyemiz yok. çocuklar donuyor. halkımın bazıları tepelere kaçtı. yiyecek ve battaniyeleri yoktu. kimse nerede olduklarını bilmiyor. belki de donarak öldüler. çocuklarımı aramak, ve onlardan kaçını kurtarabileceğimi görmek için zamanım olsun istiyorum. belki onları ölüm yakaladığı sırada bulacağım...
dinleyin beni ! şeflerim ! yoruldum. kalbim hasta ve üzgün. yine de güneş nereden şimdi doğuyorsa orada beyaz adama karşı durup savaşacağım.
bu olaydan sonra hin-mah-too-yah-lat-kekt 27 yıl boyunca rezervasyon alanında tutsak olarak yaşadı ve orada hayata gözlerini yumdu.
rezervasyon alanları ile ilgili sözleri ise can yakıcıdır;
eğer beyaz adam huzur içinde yaşayan kızılderililerle barış içinde yaşamak istiyorsa, bu kadar zor kullanmaya ihtiyaçları yok. bize kendi insanlarına davrandıkları şekilde davranmalı, hepimize eşit şekilde yaşama ve büyüme şansı vermeli.
tüm insanlar büyük ruh tarafından yaratılmıştır. hepsi kardeştir. doğa ana tüm insanların annesidir ve tüm insanlar onun üzerinde eşit haklara sahiptir.
atları kazıklara bağlarsanız onların iyi büyüyeceğini umabilir misiniz? eğer kızılderilileri dünyadaki küçük bir leke gibi görür ve rezervasyın alanlarında kalmaya zorlarsanız, o zaman ne memnun olacaktır ne de gelişip başarılı olacaktır.
bazı beyaz adam şeflerine sordum, kızılderililere sadece bir tek yerde yaşamalarını söyleyebilecek otoriteyi kimden aldılar, bana bunun cevabını veremediler.
özgür bir adam olmama izin verin, özgür seyahat etmeme, özgür alışveriş yapmama, özgür çalışmama, seçtiğim yerde özgürce ticaret yapmama, özgürce kendi öğretmenlerimi seçebilmeme, özgürce büyüklerimin inançlarını takip edebilmeme, özgürce konuşmama, düşünmeme ve kendimce hareket etmeme...
ancak böylelikle sizin kanunlarınıza uyabilirim.
ikincisi ise ''chester anders fee, chief joseph: the biography of a great indian'' adlı 1936 yılında yayınlanan bir kitap.
kanımca kendisi ile ilgili yazılmış en önemli kaynaktır. bu kitabı okuduğunuzda hin-mah-too-yah-lat-kekt'in ne kadar önemli bir ruhani lider olduğunu anlıyorsunuz. kitapta kendisinin yaşanan her olayla ilgili görüşlerini direkt kendi ağızından okuma şansına erişiyorsunuz ki bu da kendisini daha iyi tanımanıza katkı sağlıyor.
başlığı açan değerli yazar arkadaşıma ek olarak da bir iki şey yazayım.
hin-mah-too-yah-lat-kekt adı nez perce dilinden ''gümbürdeyen gök gürültüsü'' olarak da çevrilmektedir. açıkçası bu isim benim daha çok hoşuma gidiyor.
nez perce kabilesi, diğer kabilelere nazaran beyaz adamın isteklerine daha çabuk boyun eğmiştir. toplu halde hristiyanlığı kabul etmiş ve vaftiz olmuşlardır. ancak buna rağmen, beyaz adamın gazabından kurtulamamışlardır. topraklarının tamamı ellerinden alınmak istenmiş ve idaho'da bir rezervasyon alanına kapatılmalarına karar verilmiştir. hal böyle olunca nez perce kabilesinden bir grup savaşçı -ki bunların arasında beyaz kuş ve aynaya bakan da vardır- isyan etmişlerdir. bu isyan sonrası şef joseph'in amerikan hükümetinin baskılarının iyice artması nedeni ile kendilerine verilen incili yaktığı söylenir.
bu olaylar sırasında da şu sözleri söyler; ''durumumuzu düşündükçe kalbim ağırlaşıyor. kendi halkımdan bazılarını kanun kaçağı olarak gösteriyorlar, onları ülkenin bir ucundan bir ucuna sürüyorlar yada hayvanlar gibi vurup avlıyorlar.
amerikan hükümeti isyanı gerekçe göstererek, nez percelerin üzerine iki süvari birliği gönderince, hin-mah-too-yah-lat-kekt, oturan boğa gibi kanada'ya göç etmek zorunda kalmıştır. bu göç esnasında arkalarında iki süvari birliği vardır. zaman zaman sıcak çatışmalar yaşanmış. her defasında nez perce'ler amerikan birliklerini püskürterek, isyancı grupla birleşmeyi başarmışlardır.
bu seferde, general nelson a. miles tarafından yönetilen ve cheyenne izcilerini kullanan yeni bir birlik, göç eden grubun peşine düşmüş ve ayı pençesi dağlarında nez perceleri sıkıştırmıştır. bu sırada nez percelerin savaş şefi olan hin-mah-too-yah-lat-kekt'in kardeşi ollikut öldürülmüştür. dondurucu soğukta aç ve susuz 5 gün direnmişlerdir. teslim olduklarında sayıları sadece 87'dir. teslim olduğunda şu meşhur konuşmayı yapar;
general howard’a söyleyin onun kalbini biliyorum. daha önce bana, bende bir kalbe sahibim demişti. savaşmaktan yoruldum. şeflerimiz öldürüldü. looking glass öldü. yaşlı adamların hepsi öldü. tu-hul-hil-sote öldü. gençlerin lideri ollikut öldü. hava soğuk ve battaniyemiz yok. çocuklar donuyor. halkımın bazıları tepelere kaçtı. yiyecek ve battaniyeleri yoktu. kimse nerede olduklarını bilmiyor. belki de donarak öldüler. çocuklarımı aramak, ve onlardan kaçını kurtarabileceğimi görmek için zamanım olsun istiyorum. belki onları ölüm yakaladığı sırada bulacağım...
dinleyin beni ! şeflerim ! yoruldum. kalbim hasta ve üzgün. yine de güneş nereden şimdi doğuyorsa orada beyaz adama karşı durup savaşacağım.
bu olaydan sonra hin-mah-too-yah-lat-kekt 27 yıl boyunca rezervasyon alanında tutsak olarak yaşadı ve orada hayata gözlerini yumdu.
rezervasyon alanları ile ilgili sözleri ise can yakıcıdır;
eğer beyaz adam huzur içinde yaşayan kızılderililerle barış içinde yaşamak istiyorsa, bu kadar zor kullanmaya ihtiyaçları yok. bize kendi insanlarına davrandıkları şekilde davranmalı, hepimize eşit şekilde yaşama ve büyüme şansı vermeli.
tüm insanlar büyük ruh tarafından yaratılmıştır. hepsi kardeştir. doğa ana tüm insanların annesidir ve tüm insanlar onun üzerinde eşit haklara sahiptir.
atları kazıklara bağlarsanız onların iyi büyüyeceğini umabilir misiniz? eğer kızılderilileri dünyadaki küçük bir leke gibi görür ve rezervasyın alanlarında kalmaya zorlarsanız, o zaman ne memnun olacaktır ne de gelişip başarılı olacaktır.
bazı beyaz adam şeflerine sordum, kızılderililere sadece bir tek yerde yaşamalarını söyleyebilecek otoriteyi kimden aldılar, bana bunun cevabını veremediler.
özgür bir adam olmama izin verin, özgür seyahat etmeme, özgür alışveriş yapmama, özgür çalışmama, seçtiğim yerde özgürce ticaret yapmama, özgürce kendi öğretmenlerimi seçebilmeme, özgürce büyüklerimin inançlarını takip edebilmeme, özgürce konuşmama, düşünmeme ve kendimce hareket etmeme...
ancak böylelikle sizin kanunlarınıza uyabilirim.
devamını gör...
bülbülü öldürmek
okuma listemde yer alan bir kitap ve izleme listemde yer alan bir filmin adı.
devamını gör...
suudi arabistan'da ezanın sesinin kısılması
birkaç zaman evvel türkiye'de sosyal medyada konuşuluyordu bu olay. bunu söyleyen herkese saldırdılar. vay efendim bu allahsızlar ezanı susturmaya çalışıyor, kafir bunlar diye. ulan ben uykum bölünüyor sesi kısın diye başvuru yapsam evimi yarın polis basar.
herifler bizden daha seküler. şaka gibi.
suudi arabistan'da ezan sesinin yüksekliği nedeniyle gelen şikâyetler üzerine cami hoparlörlerine kısıtlama getirildi. islami işler bakanı, "namaz kılmak isteyenin imamı beklemesine gerek yok" dedi.
kaynak
herifler bizden daha seküler. şaka gibi.
suudi arabistan'da ezan sesinin yüksekliği nedeniyle gelen şikâyetler üzerine cami hoparlörlerine kısıtlama getirildi. islami işler bakanı, "namaz kılmak isteyenin imamı beklemesine gerek yok" dedi.
kaynak
devamını gör...
bir öz eleştiri yap
tatlım her şeyin istediğin gibi olması imkansız
devamını gör...
ılımlı olmak
savunduğum durumdur. bağnazlığın ve aşırılığın en büyük çözümüdür ılımlı olmak. bir düşüncenin salt doğruluğunu kabul etmek yerine tutarlı ama doğru kabul etmek bunun bir örneğidir.
edit: sert olmadığınız için insanlar sizi sevmeyebilir ama siz doğru olanın bu olduğunu bilin.
edit: sert olmadığınız için insanlar sizi sevmeyebilir ama siz doğru olanın bu olduğunu bilin.
devamını gör...
normal sözlük yazarlarının karalama defteri
şu dünyada bir insanın öğrenmesi gereken en önemli şey ne zaman ve ne kadar susması gerektiğini doğru ayarlamak. sonrası çocuk oyuncağı. çok susarsan merak uyandırır. susmazsan seni avuclarının içinde oynatırlar. tüm kartlarını açık oynayanlar ile ilk başta sonsuz kredi verenler yenilgiye hep mahkumdur. takimlar eşit değilse atılan gollerin ne önemi var?
topta umrumda degil, oyunda. sakatlanmış gibi yapıp kenara geçip oturuyorum artık. kim kazanirsa kazansın. en güzel galibiyet; kazanacağını bile bile oynamamak belki de. kafamın içinde mahkemeler kurup savunmalar sunmuyorum yüce divana. "tamam ben öldürdüm" deyip suçu kabul etmek daha kolay. ispatlamak zevkini vermiyorum kimseye. beklemek, umut etmek hep bir mahpusluk. ne zaman ki yeterince bekliyorsun da artık gelse de bir anlamı kalmıyor o zaman kuş gibi özgürsün işte. hani diyor ya şair ; bırak vehmimde gölgeni, gelme artık neye yarar?
"olmuyor ya, olmayacak. ne kadar ugrassam yine de olmayacak." diye bir cümle duymuştum bir zamanlar. çok acımıstım ne çabuk pes ediyor insanoğlu diye. oysa o mertebeye ulaşmak kolay mı ? düşünsene, deneyip deneyip yıkılan bir kuleyi her defasında yine ayağa kaldırmaya calismak. o yıkıntıların üzerine çıkıp , parmak uçlarında yükselip manzarayı görmekmiş zor olan. manzara çok güzel gerçekten. bakmaya değer.
topta umrumda degil, oyunda. sakatlanmış gibi yapıp kenara geçip oturuyorum artık. kim kazanirsa kazansın. en güzel galibiyet; kazanacağını bile bile oynamamak belki de. kafamın içinde mahkemeler kurup savunmalar sunmuyorum yüce divana. "tamam ben öldürdüm" deyip suçu kabul etmek daha kolay. ispatlamak zevkini vermiyorum kimseye. beklemek, umut etmek hep bir mahpusluk. ne zaman ki yeterince bekliyorsun da artık gelse de bir anlamı kalmıyor o zaman kuş gibi özgürsün işte. hani diyor ya şair ; bırak vehmimde gölgeni, gelme artık neye yarar?
"olmuyor ya, olmayacak. ne kadar ugrassam yine de olmayacak." diye bir cümle duymuştum bir zamanlar. çok acımıstım ne çabuk pes ediyor insanoğlu diye. oysa o mertebeye ulaşmak kolay mı ? düşünsene, deneyip deneyip yıkılan bir kuleyi her defasında yine ayağa kaldırmaya calismak. o yıkıntıların üzerine çıkıp , parmak uçlarında yükselip manzarayı görmekmiş zor olan. manzara çok güzel gerçekten. bakmaya değer.
devamını gör...
osmanlı döneminde olası normal sözlük başlıkları
(bkz: serveti fünun dergisinin son sayısındaki infial yaratan çeviri)
(bkz: hüseyin cahit'in bir çevirisi yüzünden serveti fünun dergisinin kapatılması)
(bkz: jön türkler dış mihrakların oyunu mu sorunsalı)
(bkz: tevfik fikret adlı sözde edebiyatçının kur'an-ı kerime hakaret etmesi)*
(bkz: ahmet mithat'ın evlilik düşmanı hikayeleri) *
(bkz: tanzimatçılar dini ve milli değerlerimizi hiçe sayıyor)
(bkz: namık kemal'in son şiiri)
(bkz: ziya paşa vs namık kemal sorunsalı)
(bkz: recaizade bey ve naci bey'in bitmeyen kavgası)
(bkz: yıldızdaki baykuşu yıkacağız tagına destek olanların sürgün edilmesi)
(bkz: fatma aliye hanım'ın kadınların da roman yazabileceğini kanıtlaması)
ay bayıldım ben bu düşünceye, daha uzar bu liste de şimdilik burada keseyim. *
(bkz: hüseyin cahit'in bir çevirisi yüzünden serveti fünun dergisinin kapatılması)
(bkz: jön türkler dış mihrakların oyunu mu sorunsalı)
(bkz: tevfik fikret adlı sözde edebiyatçının kur'an-ı kerime hakaret etmesi)*
(bkz: ahmet mithat'ın evlilik düşmanı hikayeleri) *
(bkz: tanzimatçılar dini ve milli değerlerimizi hiçe sayıyor)
(bkz: namık kemal'in son şiiri)
(bkz: ziya paşa vs namık kemal sorunsalı)
(bkz: recaizade bey ve naci bey'in bitmeyen kavgası)
(bkz: yıldızdaki baykuşu yıkacağız tagına destek olanların sürgün edilmesi)
(bkz: fatma aliye hanım'ın kadınların da roman yazabileceğini kanıtlaması)
ay bayıldım ben bu düşünceye, daha uzar bu liste de şimdilik burada keseyim. *
devamını gör...
kağıt bir lira kullanmış nesil
herkes farklı bir şey yazmış. 1 lira mı 1 milyon mu karar verin. kağıt 1 milyon büyük paraydı, o varken en küçük kağıt para 5 bindi. benim hatırladığım en küçük kağıt para da o.
devamını gör...
fonetik alfabe
nato veya ıcao fonetik alfabesi olarakta geçer. amacı acil durumlarda düzgün sesli iletişim sağlanamadığı zamanlarda mesajı iletebilmektir. mantığı kelimenin ilk harfi baz alınarak cümle kurmaktır.

uluslararası olarak en yaygın kullanılan budur. ama bazı ülkelerin kendilerine has versiyonları vardır.
aşağıda ingiliz versiyonları var.
amsterdam
baltimore
casablanca
danemark
edison
florida
golf
havana
ıtalia
jeruselam
kilogramme
liverpool
madagaskar
new york
oslo
paris
quebec
roma
santiago
tripoli
upsala
valencia
washington
xanthippe
yokohama
zurih
türklerin kullandığı ise hepimizin bildiği şehir isimleridir. fakat bizde bazı askeri kurumlarda farklı alfabeler kullanılır.

uluslararası olarak en yaygın kullanılan budur. ama bazı ülkelerin kendilerine has versiyonları vardır.
aşağıda ingiliz versiyonları var.
amsterdam
baltimore
casablanca
danemark
edison
florida
golf
havana
ıtalia
jeruselam
kilogramme
liverpool
madagaskar
new york
oslo
paris
quebec
roma
santiago
tripoli
upsala
valencia
washington
xanthippe
yokohama
zurih
türklerin kullandığı ise hepimizin bildiği şehir isimleridir. fakat bizde bazı askeri kurumlarda farklı alfabeler kullanılır.
devamını gör...
türkiye’de gelir eşitsizliği ve yoksulluk raporu
disk genel-iş sendikası, ocak 2021 tarihli “covid-19 sürecinde türkiye’de gelir eşitsizliği ve yoksulluk” raporu hazırladı. rapora göre;
avrupa ülkeleri içinde gelir eşitsizliğinin en çok olduğu ülke türkiye.
halk bir yılda 1500 dolar fakirleşti.
yoksul sayısı son 2 yılda yüzde 8.4 arttı.
en zengin ile en yoksul arasındaki eşitsizlik 8.3 kata yükseldi.
salgın döneminde çalışan yoksul sayısı 7,7 milyonu geçti.
her 10 kişiden 7’si borçlu, halk temel ihtiyaçlarını karşılayamaz hale geldi.
pdf formatındaki rapor
avrupa ülkeleri içinde gelir eşitsizliğinin en çok olduğu ülke türkiye.
halk bir yılda 1500 dolar fakirleşti.
yoksul sayısı son 2 yılda yüzde 8.4 arttı.
en zengin ile en yoksul arasındaki eşitsizlik 8.3 kata yükseldi.
salgın döneminde çalışan yoksul sayısı 7,7 milyonu geçti.
her 10 kişiden 7’si borçlu, halk temel ihtiyaçlarını karşılayamaz hale geldi.
pdf formatındaki rapor
devamını gör...
kronik baş ağrısı
kafamı duvara vurma isteği uyandıran durum.
devamını gör...
vagina carotica
anatomide karotis kılıfı olarak bilinen özel bölgedir.
içerisinde:
a.carotis communis
bifurcatio carotidis
a.carotis interna
v.jugularis interna
derin grup servikal lenf nodları
ansa servicalis'in r.superior'u bulunur.
içerisinde:
a.carotis communis
bifurcatio carotidis
a.carotis interna
v.jugularis interna
derin grup servikal lenf nodları
ansa servicalis'in r.superior'u bulunur.
devamını gör...
endoplazmik retikulum
ayyyy bunu söylemekten nasıl keyif alıyorum bilemezsiniz. lise yıllarım geliyor aklıma.
devamını gör...