521.
iyice varlığını dahil sorgulamadığım hissiyata dönüştü.
devamını gör...
522.
bu başlığı görünce leyla ile mecnun - iskender babanın yalnızlık tanımı aklıma geldi. sizlerle de paylaşmak isterim.
48.bölümde iskender'in ceyhun yılmaz ile yaptığı konuşma insanı gerçekten hüzünlendirir.
iskender: ismimi verirsem o da beni terkeder diye korkuyorum... kuduz bir köpek kadar yalnızım...
ceyhun: yalnızlık dediğin nedir peki romantik haydut?
iskender: yalnızlık, gece ayazında sabaha kadar beklemek gibidir,
ısınmak için güneşin doğmasını beklersin, ama o güneş hiçbir zaman doğmaz..
yalnızlık, bulmadığın sevgiyi başka yerlerde aramak gibidir,
ne yaparsan yap onu bulamayacağını bilirsin, ama yine de denemekten vazgeçmezsin..
onun boşluğunu hep başka şeylerle doldurmaya çalışırsın..
yalnızlık, aynı havayı soluyupta bir türlü yanyana olamamak gibidir,
aldığın her nefeste onun kokusunu duymak istersin, ama yapamazsın..
aldığın her nefes ciğerini acıtmaya başlar..
eski bir sandalyenin gıcırdamasıdır yalnızlık..
ve sonunda da benim en sevdiğim kısmını ekler;
iskender: ah yalnızlık..
yalnızlık bir kapıyı açıp dışarı çıkmaktır,
o kapının dışında kalmaktır yalnızlık..
benim için yalnızlık mecbur bırakıldığında ya da mecbur kaldığında değil,
kendi tercihin olup içinde olduğun durumdan memnunsan güzel.
2 güzel şairden 2 güzel satırlar bırakmak istiyorum zira bana pek düşmez üstatlarımız varken.
biliyorsun ben hangi şehirdeysem
yalnızlığın başkenti orası
bir de yine sevgili çocuk
biliyorsun kişi tutkularıyla
yalnızlığını adlandırıyor o kadar
- göçebe / cemal süreya
yalnızlık, yaşamda bir an,
hep yeniden başlayan...
dışından anlaşılmaz.
ya da kocaman bir yalan,
kaçtıkça kovalayan...
paylaşılmaz...
bir düşünde seni bana ayıran yalnızlık
paylaşılsa yalnızlık olmaz.
- yalnızlık paylaşılmaz / özdemir asaf
leyla ile mecnun - iskender babanın yalnızlık tanımını dinlemek isteyenler için;
buradan
48.bölümde iskender'in ceyhun yılmaz ile yaptığı konuşma insanı gerçekten hüzünlendirir.
iskender: ismimi verirsem o da beni terkeder diye korkuyorum... kuduz bir köpek kadar yalnızım...
ceyhun: yalnızlık dediğin nedir peki romantik haydut?
iskender: yalnızlık, gece ayazında sabaha kadar beklemek gibidir,
ısınmak için güneşin doğmasını beklersin, ama o güneş hiçbir zaman doğmaz..
yalnızlık, bulmadığın sevgiyi başka yerlerde aramak gibidir,
ne yaparsan yap onu bulamayacağını bilirsin, ama yine de denemekten vazgeçmezsin..
onun boşluğunu hep başka şeylerle doldurmaya çalışırsın..
yalnızlık, aynı havayı soluyupta bir türlü yanyana olamamak gibidir,
aldığın her nefeste onun kokusunu duymak istersin, ama yapamazsın..
aldığın her nefes ciğerini acıtmaya başlar..
eski bir sandalyenin gıcırdamasıdır yalnızlık..
ve sonunda da benim en sevdiğim kısmını ekler;
iskender: ah yalnızlık..
yalnızlık bir kapıyı açıp dışarı çıkmaktır,
o kapının dışında kalmaktır yalnızlık..
benim için yalnızlık mecbur bırakıldığında ya da mecbur kaldığında değil,
kendi tercihin olup içinde olduğun durumdan memnunsan güzel.
2 güzel şairden 2 güzel satırlar bırakmak istiyorum zira bana pek düşmez üstatlarımız varken.
biliyorsun ben hangi şehirdeysem
yalnızlığın başkenti orası
bir de yine sevgili çocuk
biliyorsun kişi tutkularıyla
yalnızlığını adlandırıyor o kadar
- göçebe / cemal süreya
yalnızlık, yaşamda bir an,
hep yeniden başlayan...
dışından anlaşılmaz.
ya da kocaman bir yalan,
kaçtıkça kovalayan...
paylaşılmaz...
bir düşünde seni bana ayıran yalnızlık
paylaşılsa yalnızlık olmaz.
- yalnızlık paylaşılmaz / özdemir asaf
leyla ile mecnun - iskender babanın yalnızlık tanımını dinlemek isteyenler için;
buradan
devamını gör...
523.
"yalnızlık görülmez...
yalnızlık duyulmaz...
yalnızlık sadece...
ve sadece...
kokar."
bir insanın tenine sinerse yalnızlık, karşındaki insan bunun kokusunu çooook uzaklardan bile alır. ve ondan bir cüzzamlıdan kaçar gibi kaçar.
yalnızlık duyulmaz...
yalnızlık sadece...
ve sadece...
kokar."
bir insanın tenine sinerse yalnızlık, karşındaki insan bunun kokusunu çooook uzaklardan bile alır. ve ondan bir cüzzamlıdan kaçar gibi kaçar.
devamını gör...
524.
kişide deliliğe neden olabilecek durum.
yalnızlığı dibine kadar hissettiğim bir dönemdeyim. ne yapsam içimdeki boşluğu dolduramıyorum. çevresi bu kadar geniş bir insanın yalnız kalması normal midir?
yalnızlığı dibine kadar hissettiğim bir dönemdeyim. ne yapsam içimdeki boşluğu dolduramıyorum. çevresi bu kadar geniş bir insanın yalnız kalması normal midir?
devamını gör...
525.
sevişilecek kimsenin olmaması durumu....
devamını gör...
526.
herkesin içinde olup yokmuşsun gibi hissetmek.. sevdiklerinin seni anlayamaması. ve dahasını sayabilirim...
devamını gör...
527.
insan etrafında kimseyi bulamayınca değil içinde kimseyi bulamayınca yalnız kalır.
devamını gör...
528.
neden sonra farkına varıyorsun
etrafındaki korkunç ıssızlığın.
yâr olsun, dost olsun, ne arıyorsun,
adresi belli mi vefasızlığın?
aşk, dostluk! hepsi dökülür yapraklar!
çıplak bir ağaç durgun suda aksin.
yalnızlık dediğin hayatta başlar;
kabir boyunca devam etmek için.
cahit sıtkı.
kaynak buradan
etrafındaki korkunç ıssızlığın.
yâr olsun, dost olsun, ne arıyorsun,
adresi belli mi vefasızlığın?
aşk, dostluk! hepsi dökülür yapraklar!
çıplak bir ağaç durgun suda aksin.
yalnızlık dediğin hayatta başlar;
kabir boyunca devam etmek için.
cahit sıtkı.
kaynak buradan
devamını gör...
529.
anlatmakla yaşamak aynı değildir bu durumu.
başta zorlar insanı yalnızlık, sonra bakarsın yalnızken kimse senden bir çıkar sağlayamıyor, kimse sana zarar veremiyor alışırsın zamanla. işin garip yanı kış sabahlarında ayrılmak istemediğin sıcak bir yatak misali yalnızlığı bırakmanı isterler ama sen bırakamazsın çünkü tadına varmışsındır bir kere.
her neyse, işte öyle bir şey yalnızlık(aslında benim penceremden çok detaylı bir durum açıklama isteyenler yazabilir:))
başta zorlar insanı yalnızlık, sonra bakarsın yalnızken kimse senden bir çıkar sağlayamıyor, kimse sana zarar veremiyor alışırsın zamanla. işin garip yanı kış sabahlarında ayrılmak istemediğin sıcak bir yatak misali yalnızlığı bırakmanı isterler ama sen bırakamazsın çünkü tadına varmışsındır bir kere.
her neyse, işte öyle bir şey yalnızlık(aslında benim penceremden çok detaylı bir durum açıklama isteyenler yazabilir:))
devamını gör...
530.
yalnızlığın iki türlü gerçekleştiğine inandığım durum. insan ya çevresindekiler yüzünden yalnızlığa mahkum ediliyor ya da kendi seçimi olan yalnızlığı seçiyor.
devamını gör...
531.
aile evine geldiğinde artık çok hissedilmeyen.
devamını gör...
532.
kişinin farkındalık seviyesi ile paralellik gösteren duygu durumu. herkes yapayalnız ama sadece bazı kişiler bunun farkında.
devamını gör...
533.
çiçek solarken kendi sapında eğilir. bilirsin yalnızlık budur.
devamını gör...
534.
üniversitenin son 2 senesi tek başıma eve çıkıp yalnız yaşamıştım. her türlü imkanım olmasına rağmen ara sıra insan en azından sevgili olmasa bile yanında arkadaşının bile olmasını istiyor. yalnızlık bence iyi bir şey değil, insan sosyal bir canlıdır.
devamını gör...
535.
yalnızlık bana aşık. o beni öylesine şevkle seviyor ki, ne zaman onu aldatmaya cüret etsem yine de evde beni bekliyor. gecenin karanlığında tüm cümlelerimle uzanıp serildiğimde gecenin kıyısındaki yatağıma, yanıma ilişip saçlarımı okşuyor. öylesine merhametle ve sadakatle bağlı ki bana, ona bağırsam da çağırsam da bana sesini bile yükseltmiyor.
beni yalnızca kendisiyle bırakıyor. kim bilir, belki de benden ancak böyle ayrılabiliyordur. ama dert etmemek gerek. alışıyor insan. eminim o da benden vazgeçecek bir gün.
"kuş uçmaz, kervan geçmez bir yerdesin.
su olsan kimse içmez,
yol olsan kimse geçmez,
elin adamı ne anlar senden?
çıkarsın bir dağ başına,
bir ağaç bulursun tellersin
pullarsın gelin eylersin.
bir de bulutları görürsün,
bir de bulutları görürsün,
bir de bulutları görürsün.
köpürmüş gelen bulutları.
başka ne gelir elden?
çın çın ötüyor yüreğimin kökünde
şu dünyanın ıssızlığı.
tanrı kimsenin başına vermesin
böyle bir yalnızlığı!"
yaşar kemal
beni yalnızca kendisiyle bırakıyor. kim bilir, belki de benden ancak böyle ayrılabiliyordur. ama dert etmemek gerek. alışıyor insan. eminim o da benden vazgeçecek bir gün.
"kuş uçmaz, kervan geçmez bir yerdesin.
su olsan kimse içmez,
yol olsan kimse geçmez,
elin adamı ne anlar senden?
çıkarsın bir dağ başına,
bir ağaç bulursun tellersin
pullarsın gelin eylersin.
bir de bulutları görürsün,
bir de bulutları görürsün,
bir de bulutları görürsün.
köpürmüş gelen bulutları.
başka ne gelir elden?
çın çın ötüyor yüreğimin kökünde
şu dünyanın ıssızlığı.
tanrı kimsenin başına vermesin
böyle bir yalnızlığı!"
yaşar kemal
devamını gör...
536.
herkesin yalnız kalabiliyor olması ama hiç yalnız kalmaması umuduyla...
devamını gör...
537.
franz kafka, milena’ya mektuplar adlı eserinde yalnızlığı şu şekilde anlatır:
“içi insanlarla dolu büyük evler var karşıda, gene de tek odada bir başına olmak, bir evde yalnız yaşamak, yaşamın en önemli yanı, daha doğrusu: kimi zaman yalnız kalabilmek mutluluğun ilk koşulu.”
peki yalnızlık neydi? sahiden, yalnızlık benim için neydi? hüznünü, mutluluğunu, acını, sevincini, pişmanlığını ve hasretini duvarlara, bembeyaz duvarlara anlatmaktı yalnızlık; kalabalıklar içerisinde, soyutlanmış, buruk olmaktı yalnızlık; kendini anlatamamak, anlaşılamamaktı; yorulmaktı, bunalmaktı, sıkılmaktı insanlardan yalnızlık. ümidini kaybetmekti, hayata tutunduğun o ipin kesilmesiydi. beni en çok sevmek yalnızlıklaştırdı. insan kendisi ile yalnız kalmayı sevmeli, bunu bir dinlenmek olarak görmeli aslında. mutlu olmak için insanlara ihtiyacınız yok, sadece kendinize ve sevginize ihtiyacınız var.
fakat kendinizi sevdiğinizde yalnızlık diye bir şey olmadığını düşünürüm. çünkü kendinizle arkadaşsınızdır. ve kendinize sahipsinizdir. ilk önce kendinizi sevmeye başlayın lütfen. kendinizi sevemediğinizde, içiniz boşken kimseyi de sevemezsiniz bence…
herkes bir gün gider, sevdikleriniz, hiç gitmez dedikleriniz bile… bu yüzden sevin yalnız olmayı. kendinizle arkadaş olun, pişman da olmazsınız, üzülmezsiniz de. birisine bağlanmak, o kişiye bağlı yaşamak sizi çok yıpratır. gözünüzde büyüttüğünüz o insandan aynı değeri alamayınca çok üzülürsünüz. tecrübeyle bilirim bunu efendim, tecrübeyle. çoktan ümidimi kestim ben insanlardan, en çok da sevdiklerimden. sor bana pişman mısın diye, değilim.
“içi insanlarla dolu büyük evler var karşıda, gene de tek odada bir başına olmak, bir evde yalnız yaşamak, yaşamın en önemli yanı, daha doğrusu: kimi zaman yalnız kalabilmek mutluluğun ilk koşulu.”
peki yalnızlık neydi? sahiden, yalnızlık benim için neydi? hüznünü, mutluluğunu, acını, sevincini, pişmanlığını ve hasretini duvarlara, bembeyaz duvarlara anlatmaktı yalnızlık; kalabalıklar içerisinde, soyutlanmış, buruk olmaktı yalnızlık; kendini anlatamamak, anlaşılamamaktı; yorulmaktı, bunalmaktı, sıkılmaktı insanlardan yalnızlık. ümidini kaybetmekti, hayata tutunduğun o ipin kesilmesiydi. beni en çok sevmek yalnızlıklaştırdı. insan kendisi ile yalnız kalmayı sevmeli, bunu bir dinlenmek olarak görmeli aslında. mutlu olmak için insanlara ihtiyacınız yok, sadece kendinize ve sevginize ihtiyacınız var.
fakat kendinizi sevdiğinizde yalnızlık diye bir şey olmadığını düşünürüm. çünkü kendinizle arkadaşsınızdır. ve kendinize sahipsinizdir. ilk önce kendinizi sevmeye başlayın lütfen. kendinizi sevemediğinizde, içiniz boşken kimseyi de sevemezsiniz bence…
herkes bir gün gider, sevdikleriniz, hiç gitmez dedikleriniz bile… bu yüzden sevin yalnız olmayı. kendinizle arkadaş olun, pişman da olmazsınız, üzülmezsiniz de. birisine bağlanmak, o kişiye bağlı yaşamak sizi çok yıpratır. gözünüzde büyüttüğünüz o insandan aynı değeri alamayınca çok üzülürsünüz. tecrübeyle bilirim bunu efendim, tecrübeyle. çoktan ümidimi kestim ben insanlardan, en çok da sevdiklerimden. sor bana pişman mısın diye, değilim.
devamını gör...
538.
tercih edilirse muazzam, maruz kalınırsa ızdırap.
devamını gör...
539.
hisleri içten içe yiyen, ruhu boş bir levhaya dönüştüren anlaşılamama hali. gerçek anlamda yalnız bir insanın, hayatın akışına uygun hareket edebilmesi olanaksızdır. böyle durumlatda insan yalnızca rol çalar. anlaşılabileceği günün hayalini kurar, içindeki yangını böyle avutmayı dener. yanıldığını fark ederse o yangın daha da harlanır ve dünyayı kimsesiz bir cehenneme çevirir. işte bu satırları öyle bir cehennemin içinden okuyorsunuz
devamını gör...
540.
yalnızlıktan kasdedilen nedir.
yazarlarımız arasında anne, baba, kardeşleriyle yaşayan ve yalnızlıktan dem vuranlar var.
boşanmış ve çocuklarıyla yaşayan, yalnızlıktan yakınanlar var.
eşi ölmüş ve çocuklarıyla yaşayan, yalnızlıktan bahsedenler var.
eşi ölmüş veya boşanmış, gündüzleri işine giden, insanların içinde yaşayan fakat yalnızlıktan şikayet edenler var.
huzur evinde onlarca kişiyle bir arada yaşayıp. yalnızlık çekenler var.
aslında bu insanlar yalnız değiller.
hayatlarında onlarca insan var.
evde tek başına yaşayan genç insanlar var.
gündüz iş saatlerinde, alış verişlerinde, sosyal faaliyetlerinde bir çok insanla muhatap oluyorlar.
eve geldiklerinde yalnızlıkla baş başa kalıyorlar.
o da her gün değil. pek çok gece gelen, gidenleri oluyor.
cafeye, sinemaya, vs gidiyorlar.
bir de gerçekten evde tek başına yaşayan, çalışmayan emekliler var.
evinin kapısını açan yok.
haftada bir saat markette insan yüzü görüyor.
sahte yalnızlık, birlikte yaşadığın insanları sevememe durumuyla alakalı.
eşini kaybedip, çocuklarınla yaşamak zorunda kalmakla alakalı.
ailenden ayrı şehirde başka insanlarla yaşamak zorunda kalmakla alakalı.
sevdiğin insanı kaybetmek ve başka insanlarla yaşamak zorunda kalmaktır, yalnızlık.
aslında etrafınızda insanlar var.
fakat sevdiğin yok.
o istediğin yok.
işte yalnızlık budur.
yazarlarımız arasında anne, baba, kardeşleriyle yaşayan ve yalnızlıktan dem vuranlar var.
boşanmış ve çocuklarıyla yaşayan, yalnızlıktan yakınanlar var.
eşi ölmüş ve çocuklarıyla yaşayan, yalnızlıktan bahsedenler var.
eşi ölmüş veya boşanmış, gündüzleri işine giden, insanların içinde yaşayan fakat yalnızlıktan şikayet edenler var.
huzur evinde onlarca kişiyle bir arada yaşayıp. yalnızlık çekenler var.
aslında bu insanlar yalnız değiller.
hayatlarında onlarca insan var.
evde tek başına yaşayan genç insanlar var.
gündüz iş saatlerinde, alış verişlerinde, sosyal faaliyetlerinde bir çok insanla muhatap oluyorlar.
eve geldiklerinde yalnızlıkla baş başa kalıyorlar.
o da her gün değil. pek çok gece gelen, gidenleri oluyor.
cafeye, sinemaya, vs gidiyorlar.
bir de gerçekten evde tek başına yaşayan, çalışmayan emekliler var.
evinin kapısını açan yok.
haftada bir saat markette insan yüzü görüyor.
sahte yalnızlık, birlikte yaşadığın insanları sevememe durumuyla alakalı.
eşini kaybedip, çocuklarınla yaşamak zorunda kalmakla alakalı.
ailenden ayrı şehirde başka insanlarla yaşamak zorunda kalmakla alakalı.
sevdiğin insanı kaybetmek ve başka insanlarla yaşamak zorunda kalmaktır, yalnızlık.
aslında etrafınızda insanlar var.
fakat sevdiğin yok.
o istediğin yok.
işte yalnızlık budur.
devamını gör...