461.
bir şarkının sözlerini şöyle değiştiriyorum,
yalnızlığı tanımazdım ben, seni sevmeden önce.
yalnızlığı tanımazdım ben, seni sevmeden önce.
devamını gör...
462.
evlenseniz de, aşık da olsanız, doğsanız da, ölseniz de yalnızsınız.
yalnızlık sizi bırakacak bir şey değildir.
ruh eşim dediğiniz insanla aynı şarkıyı dinleyin.
daha sonra hislerinizi kalbinizden çıkarın ve birbirinize gösterin. aynı olmadıklarını göreceksiniz.
bundandır kimse kimseyi tam olarak anlayamaz. yalnız oluyorsunuz değil mi hisleriniz anlaşılmayınca? öyleyse;
yapmanız gereken şey, yalnızlığınızı paylaşmaya değer biriyle, güzel geçirmeye çalışmanız.
yalnızlık sizi bırakacak bir şey değildir.
ruh eşim dediğiniz insanla aynı şarkıyı dinleyin.
daha sonra hislerinizi kalbinizden çıkarın ve birbirinize gösterin. aynı olmadıklarını göreceksiniz.
bundandır kimse kimseyi tam olarak anlayamaz. yalnız oluyorsunuz değil mi hisleriniz anlaşılmayınca? öyleyse;
yapmanız gereken şey, yalnızlığınızı paylaşmaya değer biriyle, güzel geçirmeye çalışmanız.
devamını gör...
463.
kimi zaman kalabalıktan, gürültüden, günlük hayatın telâşe ve hengâmesinden sıyrılıp, dinginliğin, düşüncelerin, kalbin ve aklın beraberce kurdukları hikmet meclisine katılmaktır. kimi zaman ise mutsuzluktur, manevi bir boşluktur, kalabalıklar arasında, ''dostlarım'' dediklerin içinde kimse tarafından anlaşılamamaktır. renksizliktir, ışığa hasret derin bir karanlık kuyu içinde günbegün boğulup gitmektir. hâsılı bazen yalnızlık, allahsızlıktır.
devamını gör...
464.
yalnızlık en çok asosyallikten kaynaklanan bir durumdur. insanlarla kolay kolay konuşmakta zorlanan insanlar yalnızlığı tercih eder.
devamını gör...
465.
daimdir.
yalnız doğdun, yalnız öleceksin. ölürken kimse seninle o biricik hissi paylaşmayacak, tıpkı doğarken olduğu gibi. yaşamına dair her şey senin için biricik.
insan ilişkilerindeki en "top" nokta belki de anlaşılma duygusudur. seni anlayan birini bulduğunda bile yalnız olduğunu idrak ettiğinde çok acı bir sancı yaşayacaksın. bununla başa çıkabildiğinde de özgürlüğün başlayacak.
yalnızlık ve özgürlük birdir.
yalnız doğdun, yalnız öleceksin. ölürken kimse seninle o biricik hissi paylaşmayacak, tıpkı doğarken olduğu gibi. yaşamına dair her şey senin için biricik.
insan ilişkilerindeki en "top" nokta belki de anlaşılma duygusudur. seni anlayan birini bulduğunda bile yalnız olduğunu idrak ettiğinde çok acı bir sancı yaşayacaksın. bununla başa çıkabildiğinde de özgürlüğün başlayacak.
yalnızlık ve özgürlük birdir.
devamını gör...
466.
sağ el gibi dost yoktur. boş kümedir.
devamını gör...
467.
varlığı ölüm yokluğu zulümdür bana göre. bazen yalnız olmak istersin bazen de bir nefes olsun istersin yanında çok ilginç bir durum gerçekten.
devamını gör...
468.
devamını gör...
469.
sanırım tahammül edilmesi zor bir kişiliğim.. yine en iyisi insanları zorlamadan yalnızlıkla baş başa kalmak..
devamını gör...
470.
bir parkta yalnız oturabilirim. kuşları seyreder çiçeklere laf atarım. dışarıda yalnız yemek yiyebilirim, çevremdeki masaları izler ne konuştuklarını hayal edebilirim. sinemaya tek başıma gidebilirim. kendi kendime filmin kritiğini yapar, her bir diyaloğu keyifle dinlerim. evde yalnız kalmaya bayılırım
devamını gör...
471.
tek kelimelik başlıklara yapılan tanımlar konusunda beni hezeyana sürükleyen kavram. zihnime düşünce ve kelime bombardımanı yağar, aklım karışır heyecanlanırım. yazmayı seven her birey için olağan bir durum. benzer örnekler için hayat, aşk, insan da olur.
t: yalnızlığı seven insanların öz değeri yüksek olan kişiler olduğunu hatırlatan kavram.
t: yalnızlığı seven insanların öz değeri yüksek olan kişiler olduğunu hatırlatan kavram.
devamını gör...
472.
tercihe bağlı yalnızlıksa iyidir. tercihtir lan işte.
eğer size bağlı olmayan bir yalnızlıksa dünyanın en kötü olayıdır.
tek başına gelmez. yanında mutsuzluk, umutsuzluk gibi şeyleri sürükler.
artık hem yalnız hem mutsuz hem umutsuz olursunuz.
etrafınızda insanlar hareket ederler, yaşamaya devam ederler siz aralarında kaybolursunuz. görünmez gibi kalırsınız.
senelerce filmlere, kitaplara, oyunlara, şiirlere konu olmuştur. hiçbiri sizin hissettiğini anlatmaz çünkü bilirsiniz en çok siz yalnızsınız. en yalnız sizsiniz.
kötüdür.
eğer size bağlı olmayan bir yalnızlıksa dünyanın en kötü olayıdır.
tek başına gelmez. yanında mutsuzluk, umutsuzluk gibi şeyleri sürükler.
artık hem yalnız hem mutsuz hem umutsuz olursunuz.
etrafınızda insanlar hareket ederler, yaşamaya devam ederler siz aralarında kaybolursunuz. görünmez gibi kalırsınız.
senelerce filmlere, kitaplara, oyunlara, şiirlere konu olmuştur. hiçbiri sizin hissettiğini anlatmaz çünkü bilirsiniz en çok siz yalnızsınız. en yalnız sizsiniz.
kötüdür.
devamını gör...
473.
kimi insanın sevmediği ve asla sevemeyeceği bir duygu olup bir çoğu için ise vazgeçilemeyecek kadar güzel bir duygu... alışkanlık halini aldığında yaşam tarzı olur ve öyle devam eder...
devamını gör...
474.
yalnız geldik yalnız gideceğimiz gerçeği varken pek de umrumda olan bir durum değildir.
devamını gör...
475.
yalnızlık paylaşılmaz
paylaşılsa yalnızlık olmaz.
paylaşılsa yalnızlık olmaz.
devamını gör...
476.
burada bulunuşumun sebebidir. ancak popülizme kurban gidip içi boşaltılan bir kavrama dönüştüğü için eskilerin yazıp çizdiklerini okumakla yetindiğimdir.
devamını gör...
477.
öyle yalnızım ki, etrafımda yalnızken olmayan her insan var. öyle yalnızım ki, benim notamdan çalamayan insanlar topluluğu arasında bitmez bir boşluktayım. öyle ki, fiziksel yalnızlıktan kaçmaya çalışırken, koskoca bir kalabalığın arasında daha da yalnız buluyorum kendimi. duruyorum, düşünüyorum, dinliyorum; sonra bir de kendimi dinliyorum. sorun neydi? ya da sorun diye bir şey var mıydı yoksa sorunun tam da kendisi ben miydim? belki bir çıkmazdayım, belki de hayatımın kendisi tamamen bir çıkmazdı da ben sadece şimdi anlayabiliyorum.
öyle deme ya, en beklemediğin anda gelir çıkar birisi; sabahları uyanman için sebebin olur yine. öyle mi gerçekten? yani benim bütün sorunum kendime uygun birini bulamam mı sahiden? ya ben hiçbir şeye uygun bir insan değilsem? ya ben diğer herkesi eleştirirken, diğerleri; kendilerini hayatının merkezine koyduktan sonra beni o dış çemberde bırakıyorlarsa? umurumda değil diye insan ne kadar yalan söylemeye devam edebilir?
insanları takma, kendinle mutlu olmayı bil. peki çok mu ayıp, hala mutluluğu başka birilerine bağımlı olarak istemek? ayıpsa ayıp.. belki nasıl olduğu değil artık sadece olması önemlidir.
dışarıda bir yerlerde, devam etmek zorunda olduğu monoton hayatın akışında, geceleri camdan dışarı bakıp; kulağında o sevdiği müzik varken benimle aynı şeyleri hisseden insanları görebiliyorum. peki nerede bu insanlar, neden benim karşıma sadece beni görmeyen insanlar çıkıyor? yoksa o insanlar da benim onları görmediğimi düşündükleri için mi kimseyle iletişim kuramıyorum? ben herkesi, herkes gibi görürken; herkes de beni herkes gibi görüyorsa peki?
gelecekte şu an sahip olduklarımı kaybettikten sonra geriye dönüp üzülmeyecek bir ruh halindeyim. evet, belki sahip olduklarımın kıymetini hiç bilmiyorum ama ben sahip olduklarımın kıymetini kaybettikten sonra anlayacaksam, beni bu durum herkes gibi yapmaz mı? belki de herkes gibi olduğumu kabul edersem işler kolaylaşır mı?
eskiden günlük yazardım, gelecekteki halimle konuşabilmek için. geleceğe seslenmekten daha güzel yegane şey geçmişe seslenebilmek olurdu. o kadar da güzel şeyler değildi, hatta kıymetini de bildim ama bitti. peki ya ben şimdi neyin bitmesini bekliyorum? başlayan ne var ki bitecek ya da ben her şeyin nasıl biteceğini görebilmek için mi bir şeylere başlamıyorum?
yalnızlık paylaşılır, paylaşıldığında yalnızlık olmaktan çıkar tabii.
kadehimi((i: daha doğrusu şişemi)) kaldırdıktan sonra *çınn diye tokuşturup, hiçbir şey konuşmadan birlikte iç çekerek beni anlayabilen birini arıyorum sanırım. böyle bir şey mümkün mü? belki bir süreliğine... sadece sen onu öyle görene kadar böyle bir şey mümkün.
hayat her şeye rağmen güzel, hayat müzikle güzel. ama hayat en çok da, o müzik girdiğinde; aynı melodide, aynı notada; seninle aynı hisleri paylaşacak, o melodiden aynı duyguyu paylaşacak insanla çok güzeldi, güzel olabilir, hiç olmayabilir de.
çıkmazdayım, çıkamıyorum; belki de hiç girmeden çıkmaya çalışıyorum. bana ne oluyor bilmiyorum. sorgusuz, çıkarsız nasılsın sorusuna muhtacım sadece.
geceleri, cama bakıp uzakları düşündüğünde yalnızlığa gömülen her kim varsa, yalnız değilsin. henüz farkında değilsin belki ama sonuna kadar yalnız olsan da sadece tek değilsin.
öyle deme ya, en beklemediğin anda gelir çıkar birisi; sabahları uyanman için sebebin olur yine. öyle mi gerçekten? yani benim bütün sorunum kendime uygun birini bulamam mı sahiden? ya ben hiçbir şeye uygun bir insan değilsem? ya ben diğer herkesi eleştirirken, diğerleri; kendilerini hayatının merkezine koyduktan sonra beni o dış çemberde bırakıyorlarsa? umurumda değil diye insan ne kadar yalan söylemeye devam edebilir?
insanları takma, kendinle mutlu olmayı bil. peki çok mu ayıp, hala mutluluğu başka birilerine bağımlı olarak istemek? ayıpsa ayıp.. belki nasıl olduğu değil artık sadece olması önemlidir.
dışarıda bir yerlerde, devam etmek zorunda olduğu monoton hayatın akışında, geceleri camdan dışarı bakıp; kulağında o sevdiği müzik varken benimle aynı şeyleri hisseden insanları görebiliyorum. peki nerede bu insanlar, neden benim karşıma sadece beni görmeyen insanlar çıkıyor? yoksa o insanlar da benim onları görmediğimi düşündükleri için mi kimseyle iletişim kuramıyorum? ben herkesi, herkes gibi görürken; herkes de beni herkes gibi görüyorsa peki?
gelecekte şu an sahip olduklarımı kaybettikten sonra geriye dönüp üzülmeyecek bir ruh halindeyim. evet, belki sahip olduklarımın kıymetini hiç bilmiyorum ama ben sahip olduklarımın kıymetini kaybettikten sonra anlayacaksam, beni bu durum herkes gibi yapmaz mı? belki de herkes gibi olduğumu kabul edersem işler kolaylaşır mı?
eskiden günlük yazardım, gelecekteki halimle konuşabilmek için. geleceğe seslenmekten daha güzel yegane şey geçmişe seslenebilmek olurdu. o kadar da güzel şeyler değildi, hatta kıymetini de bildim ama bitti. peki ya ben şimdi neyin bitmesini bekliyorum? başlayan ne var ki bitecek ya da ben her şeyin nasıl biteceğini görebilmek için mi bir şeylere başlamıyorum?
yalnızlık paylaşılır, paylaşıldığında yalnızlık olmaktan çıkar tabii.
kadehimi((i: daha doğrusu şişemi)) kaldırdıktan sonra *çınn diye tokuşturup, hiçbir şey konuşmadan birlikte iç çekerek beni anlayabilen birini arıyorum sanırım. böyle bir şey mümkün mü? belki bir süreliğine... sadece sen onu öyle görene kadar böyle bir şey mümkün.
hayat her şeye rağmen güzel, hayat müzikle güzel. ama hayat en çok da, o müzik girdiğinde; aynı melodide, aynı notada; seninle aynı hisleri paylaşacak, o melodiden aynı duyguyu paylaşacak insanla çok güzeldi, güzel olabilir, hiç olmayabilir de.
çıkmazdayım, çıkamıyorum; belki de hiç girmeden çıkmaya çalışıyorum. bana ne oluyor bilmiyorum. sorgusuz, çıkarsız nasılsın sorusuna muhtacım sadece.
geceleri, cama bakıp uzakları düşündüğünde yalnızlığa gömülen her kim varsa, yalnız değilsin. henüz farkında değilsin belki ama sonuna kadar yalnız olsan da sadece tek değilsin.
devamını gör...
478.
kendi tercihin olduğunda çok güzel bir hal.
devamını gör...
479.
yalnızlık, yaşamda bir an,
hep yeniden başlayan..
dışından anlaşılmaz.ya da kocaman bir yalan,
kovdukça kovalayan..
paylaşılmaz.bir düşün'de beni sana ayıran
yalnızlık paylaşılmaz
paylaşılsa yalnızlık olmaz.
özdemir asaf
hep yeniden başlayan..
dışından anlaşılmaz.ya da kocaman bir yalan,
kovdukça kovalayan..
paylaşılmaz.bir düşün'de beni sana ayıran
yalnızlık paylaşılmaz
paylaşılsa yalnızlık olmaz.
özdemir asaf
devamını gör...
480.
yalnız olmayın üzülüyorum çocuklar.
devamını gör...