ölümün en iyi tanımı
hiçlikten gelip hiçliğe gitmek ve bedenin azot döngüsüne karışmasıdır.
senden sonrasını görememektir.
ölüm sen kadardır.
sen ölürsen, ölüm de yoktur.
ölümsüz olmaktır ölüm.
senden sonrasını görememektir.
ölüm sen kadardır.
sen ölürsen, ölüm de yoktur.
ölümsüz olmaktır ölüm.
devamını gör...
domestic hıyar
bırak sevmediği, çok sevip çok önemsediği kişilerin nickaltına bile 5 kere ( yazı ile beş ) yazmayan yazar.
bir yerde bir terslik olmalı ama anlamadım.
hayır bir de "bini bi kidir inimsimi" demiyorlar mı, bayılıyorum.
erkek erkeğe beş kere yazmaz hocam, sen dikkat et bence de senin adın çıkmasın.
beş demiş miydim?*
5
bir yerde bir terslik olmalı ama anlamadım.
hayır bir de "bini bi kidir inimsimi" demiyorlar mı, bayılıyorum.
erkek erkeğe beş kere yazmaz hocam, sen dikkat et bence de senin adın çıkmasın.
beş demiş miydim?*
5
devamını gör...
senozoyik
diğer bir ismi üçüncü jeolojik zamandır. bu zamanda;
-dinozorlar ortadan kalkmıştır.
-alp-himalaya dağları oluşmuştur.
-büyük memeli hayvanlar ortaya çıkmıştır.
-atlas ve hint okyanusları belirginleşmiştir.
-linyit, petrol ve tuz yatakları oluşmuştur.
-dinozorlar ortadan kalkmıştır.
-alp-himalaya dağları oluşmuştur.
-büyük memeli hayvanlar ortaya çıkmıştır.
-atlas ve hint okyanusları belirginleşmiştir.
-linyit, petrol ve tuz yatakları oluşmuştur.
devamını gör...
yazarların itiraf köşesi
bir koysam başımı omuzuna
belki de otursak bir sahil kenarına
hayran olduğumuz denizin dalgaları
eşlik etse bu müthiş vuslata
360 bin defa geliyorsun aklıma
yokluğunla konuşuyorum adeta
ne insanlar ne mekanlar
silemiyor seni aklımdan
soruyoruz istanbul'a
"şimdi mutlu musun?"
susuyor sadece
anlıyoruz ki yalnızız
binlerce kez daha...
belki de otursak bir sahil kenarına
hayran olduğumuz denizin dalgaları
eşlik etse bu müthiş vuslata
360 bin defa geliyorsun aklıma
yokluğunla konuşuyorum adeta
ne insanlar ne mekanlar
silemiyor seni aklımdan
soruyoruz istanbul'a
"şimdi mutlu musun?"
susuyor sadece
anlıyoruz ki yalnızız
binlerce kez daha...
devamını gör...
yazdığın tanımın benzerini görünce kendi tanımını silmek
şuan düşündüğümüz fikri düşünen en az biri var dünyada. haliyle ne kadar okuyoruz ki ve ne kadar özgün düşünüyoriz da orjinal bir şey çıkacak. bu nedenle silmekten ziyade o entry numarasi ile eklenti yapmak daha iyi olacağı kanaatindeyim.bunun içinde literatür taraması gibi bakmak lazım. zaman varsa tabi.yoksa da tıpa tıpa aynı şeyi yazmak abes gelir. silmek makul olur.
bilgi bir karsa, bizim yaptığımız kar topu olsun.
bilgi bir karsa, bizim yaptığımız kar topu olsun.
devamını gör...
sevgiliyle romantik anlar yaşarken beşinci boyut'taki salih'e yakalanmak
nasıl daha önce kimsenin bu fobiyle alakalı bir başlık açmadığına hayret ettiğim, akıllara durgunluk veren derecede korkunç olan olaydır. maalesef bir kere başıma geldi ve 7 ay geçmesine rağmen hala atlatamamış bulunmaktayım. o yüzden sevgili başlığı açan yazar, eğer böyle bir olay yaşanırsa salih reisin hacı yağı sürmüş olması için dua et. en azından kokusu seni sakinleştirir.
devamını gör...
normal sözlük kamp doğa ve seyahat kulübü
ben de buradayım! çok eğleneceğiz hissediyorum. *
devamını gör...
bilginin eğlence karşısındaki yenilgisi
sözlük ortamı dahil birçok yerde karşımıza çıkan durumdur. çoğu zaman ne olursa olsun sizi eğlendiren şey bilgi ve bilimden daha çok rağbet görmektedir.
devamını gör...
umay umay
seçilmiş insanlar vardır şu hayatın her devrinde. bir şeyleri, birilerine aktarmak için ilham gönderilen. bu bir şeyler, her şey olabilir.
benim nazarımda da kendisi seçilmiş insanlardan biridir.
öyle bir 'düşmedim daha' deyişi vardır ki, düşersin.
benim nazarımda da kendisi seçilmiş insanlardan biridir.
öyle bir 'düşmedim daha' deyişi vardır ki, düşersin.
devamını gör...
pazarlık yapma sanatı
ne benim ne eşimin hiç beceremediği bir sanat olduğundan her eve lazım olan sanatçı. günahımız neyse verir çıkarız. misal, geçenlerde ev sahibi "pandemi var zam yapmayalım" dedi, eşim ise "olmaz öyle şey, biz yapıyoruz zammı" dedi. ben de "iyi yaptın tabi, niye yapmayacakmışız!" dedim.
devamını gör...
normal sözlük yazarlarının meslekleri
atanamayanım...
devamını gör...
can sungur
muhabbeti saran, bilgili ve eğlenceli kişi. bir zamanlar twitch'te yayın yapıyordu. bir süredir ise hiç twitch yayını açmadı kendisi. sanırım ilgisi youtube'a doğru teveccüh etmiş artık. olsun ya, bir kere kadıköy insanıdır kendisi, adam gibi adamdır. youtuber veya streamer olsun farketmez. yine de severek izliyoruz kendisini.
devamını gör...
yazarların en sevdiği pokemon
devamını gör...
eternal sunshine of the spotless mind
anlatmaya kelimelerin yetmeyeceği şahane bir film. kelimeler cidden yetmeyecektir çünkü herkesin kendinden bir şeyler bulabileceği farklı yorumlayabileceği üzücü bir film.
filmin başrollerinde jim carrey ve kate winslet bulunuyor. ayrıca kirsten dunst , charlie kaufman , elijah wood gibi başarılı oyuncularda filmde karşımıza çıkıyor.
filmin yönetmeni michel gondry dir. çok güzel bir iş çıkarmış bayılarak izledim. sinematografi ve renkler nefis kullanılmış. anlatmak istenilen net bir şekilde anlatılmış. bazı sahneler rüya gibi hayal gibi hatta gerçek olamayacakmış gibi güzel çekilmiş.
filmin senaryosunu michel gondry, charlie kaufman ve pierre bismuth beraber yazılmış. ayrıca o dönem en iyi özgün senaryo oscarını kazanan senaryo olmuştur.
bu filmi bu kadar geç izlediğim için üzülmüyorum aksine seviniyorum. bazı şeylerin zamanı vardır ve bu öyle bir film. iyi ki aklım başımdayken veya aklımın başında olduğunu zannederken izlemişim.
geçmişte bu filmi izlesem bu ne biçim film lan gibi bir tepki verecektim eminim kendi aptal gençliğimden.
hayatınızın bir yerinde kesinlikle izlemeniz gereken harika bir film. tavsiye ederim.
film şu cümleyle başlıyor ve anlatacağı şey hakkında ipucu veriyor "bugün işi astım. trene atlayıp montauk'a gittim. neden bilmiyorum. ben aklına eseni yapan biri değilim aslında" aklına eseni yapan biri olmayan birisi neden böyle bir şey yapar diye düşünüyorsunuz.
film clem ve joel karakterinin iç dünyasına ve kişiliklerini anlatmaya başlıyor. bol bol joel karakterinin aklına eseni yapan biri olmadığını görüyoruz. kendisinin ilginç bir hayatı yok o yüzden konuşmayı pek tercih etmiyor. korkak heyecanı olmayan bir insan. clem karakteri ise aklına eseni yapan , heyecanlı , tutkulu , ne yapacağı belli olmayan bir tip. mesela bir ilişkiden çıkıp joel'i sildirmek istiyor. aslında joel karakterinin clem'e aşık olmasının sebebi kızın tam da böyle biri olması.
bu ikili birbirine aşık oluyor. klasik tabirle tencere yuvarlanıyor kapağını buluyor.
film ipuçları vererek ilerlemeyi tercih ediyor. joel mektubunun sayfalarının yırtık olduğunu görüyor. güzel bir ipucu.
clementhine hafızasını sildirince joel çok kızıyor ve aynısını yapmak istiyor ve bence film buradan sonra hayvani üzücü şekilde ilerliyor.
doktor git evine ve onu hatırlatan bütün eşyaları topla diyor. garibim joel evine gidiyor ve 2 çuval eşya toparlıyor. hayatında bu kadar fazla yer kaplamış bir insanı silmek istemesi beni çok üzdü. sonra silme işlemini yapan yere gidiyor ve diğer müşterilerin eşyalarının azlığına şaşırıyor.
joel hafızasını sildirirken canım çok yandı. ne olur burayı silme burası kalsın gibi bir cümle söylüyordu.
izlerken bol bol empati kurduğum bir film oldu.
acaba böyle bir imkanımız olsa sevdiğimiz insanı unutmak ister miydik? onu unutmak için acı çektiğimiz geceleri silmek ister miydik?
bir anıyı değerli yapan şey hatırlanması mıdır? sevdiğimiz insanlarla bizi birbirimize bağlayan şeyler hatıralarımız mıdır?
bol bol saçma ama hüzünlü soru sordum kendime.
filmi bütün detaylarıyla anlatmayı tercih etmiyorum. beni etkileyen hoşuma giden kısımlardan bahsediyorum. herkesi ayrı ayrı detayın etkileyeceğini de biliyorum.
bazen ikili ilişkilerde acı çekersiniz ve ilişkinin olmayacağını bilirsiniz. olmayacaktır. düzelmeyecektir. birbirinizi çok seversiniz ama birbirinizi tamamlayamazsınız. bunu çok iyi anlatan bir film.
son sahnede bütün olumsuzluklara rağmen çift birbirine "okey" diyor. tamam lan işte diyor. acı çekiyoruz uyumlu değiliz. kavga ediyoruz ama tamam.
aşk böyle bir şey işte. bütün olmamışlara olacak gibi yaklaşmak.
bazı anılar hatırlanmayı hak ediyorlar. üzücü olsa da hatırlanmayı hak ediyorlar.
filmin başrollerinde jim carrey ve kate winslet bulunuyor. ayrıca kirsten dunst , charlie kaufman , elijah wood gibi başarılı oyuncularda filmde karşımıza çıkıyor.
filmin yönetmeni michel gondry dir. çok güzel bir iş çıkarmış bayılarak izledim. sinematografi ve renkler nefis kullanılmış. anlatmak istenilen net bir şekilde anlatılmış. bazı sahneler rüya gibi hayal gibi hatta gerçek olamayacakmış gibi güzel çekilmiş.
filmin senaryosunu michel gondry, charlie kaufman ve pierre bismuth beraber yazılmış. ayrıca o dönem en iyi özgün senaryo oscarını kazanan senaryo olmuştur.
bu filmi bu kadar geç izlediğim için üzülmüyorum aksine seviniyorum. bazı şeylerin zamanı vardır ve bu öyle bir film. iyi ki aklım başımdayken veya aklımın başında olduğunu zannederken izlemişim.
geçmişte bu filmi izlesem bu ne biçim film lan gibi bir tepki verecektim eminim kendi aptal gençliğimden.
hayatınızın bir yerinde kesinlikle izlemeniz gereken harika bir film. tavsiye ederim.
film şu cümleyle başlıyor ve anlatacağı şey hakkında ipucu veriyor "bugün işi astım. trene atlayıp montauk'a gittim. neden bilmiyorum. ben aklına eseni yapan biri değilim aslında" aklına eseni yapan biri olmayan birisi neden böyle bir şey yapar diye düşünüyorsunuz.
film clem ve joel karakterinin iç dünyasına ve kişiliklerini anlatmaya başlıyor. bol bol joel karakterinin aklına eseni yapan biri olmadığını görüyoruz. kendisinin ilginç bir hayatı yok o yüzden konuşmayı pek tercih etmiyor. korkak heyecanı olmayan bir insan. clem karakteri ise aklına eseni yapan , heyecanlı , tutkulu , ne yapacağı belli olmayan bir tip. mesela bir ilişkiden çıkıp joel'i sildirmek istiyor. aslında joel karakterinin clem'e aşık olmasının sebebi kızın tam da böyle biri olması.
bu ikili birbirine aşık oluyor. klasik tabirle tencere yuvarlanıyor kapağını buluyor.
film ipuçları vererek ilerlemeyi tercih ediyor. joel mektubunun sayfalarının yırtık olduğunu görüyor. güzel bir ipucu.
clementhine hafızasını sildirince joel çok kızıyor ve aynısını yapmak istiyor ve bence film buradan sonra hayvani üzücü şekilde ilerliyor.
doktor git evine ve onu hatırlatan bütün eşyaları topla diyor. garibim joel evine gidiyor ve 2 çuval eşya toparlıyor. hayatında bu kadar fazla yer kaplamış bir insanı silmek istemesi beni çok üzdü. sonra silme işlemini yapan yere gidiyor ve diğer müşterilerin eşyalarının azlığına şaşırıyor.
joel hafızasını sildirirken canım çok yandı. ne olur burayı silme burası kalsın gibi bir cümle söylüyordu.
izlerken bol bol empati kurduğum bir film oldu.
acaba böyle bir imkanımız olsa sevdiğimiz insanı unutmak ister miydik? onu unutmak için acı çektiğimiz geceleri silmek ister miydik?
bir anıyı değerli yapan şey hatırlanması mıdır? sevdiğimiz insanlarla bizi birbirimize bağlayan şeyler hatıralarımız mıdır?
bol bol saçma ama hüzünlü soru sordum kendime.
filmi bütün detaylarıyla anlatmayı tercih etmiyorum. beni etkileyen hoşuma giden kısımlardan bahsediyorum. herkesi ayrı ayrı detayın etkileyeceğini de biliyorum.
bazen ikili ilişkilerde acı çekersiniz ve ilişkinin olmayacağını bilirsiniz. olmayacaktır. düzelmeyecektir. birbirinizi çok seversiniz ama birbirinizi tamamlayamazsınız. bunu çok iyi anlatan bir film.
son sahnede bütün olumsuzluklara rağmen çift birbirine "okey" diyor. tamam lan işte diyor. acı çekiyoruz uyumlu değiliz. kavga ediyoruz ama tamam.
aşk böyle bir şey işte. bütün olmamışlara olacak gibi yaklaşmak.
bazı anılar hatırlanmayı hak ediyorlar. üzücü olsa da hatırlanmayı hak ediyorlar.
devamını gör...
kitap alıntıları
veba eğer sizi ilgilendiriyorsa bunun nedeni düşünme zamanının gelmiş olmasıdır. dürüst insanların bundan korkmasına gerek yok ancak kötüler titremekte haklı.
veba - albert camus.
veba - albert camus.
devamını gör...