türkiye'de oyun sektörü son yıllarda gelişmeye başladı. özellikle ücretsiz oyun motorlarının popülerliğinin artırmasıyla gençlerin de oyun geliştirmeye ilgileri arttı. ancak türkiye'deki oyun firmalarının %90'ından fazlası mobil oyun geliştiriyor. geliştirdikleri oyunların çoğu da hypercasual olarak adlandırılan çerezlik oyunlar. basit konulu, basit mekanikli ancak bağımlılık yapıcı oyun yapmayı hedefliyorlar. kısa sürede para kazanma hedefleri var. bir oyun çıkana kadar bir gelir gelmez, çıktıktan sonra da tutup tutmamasına bağlı olarak getireceği gelir çok değişir. çoğunlukla gelir kaygısıyla mobilden başka alana kayamıyorlar. maalesef bir dönem ciddi oyun geliştirme ile ilgilenmiş biri olarak dandik hypercasual oyun geliştireceksem ne gerek var diye düşünüp bu fikrimi rafa kaldırmıştım. masaüstü veya konsol olarak indie oyun geliştirmek isteyen developer'lar da var. ancak yazılım kısmını az buçuk halledebilecek olsa da bunun karakter animasyonu, asset'i, müzikleri vb. var. bunlar masraflı. tek kişinin hepsini yapması imkansız. blender'da karakter mi çizsin? alsın eline gitarı oyun müziği mi yapsın? bu sebeple genelde oyunu maddi sebeplerle yarım bırakmak zorunda kalıyorlar. ayrıca kaliteli bir masaüstü oyun büyük ekiplerle bile 2-3 seneden aşağı çıkartılamıyor. kısaca türkiyede kaliteli masaüstü veya konsol oyun çıkarmak çok zor. indie oyun geliştiriciler küçük projeler yapabiliyor, firmalar da tek tip mobil oyun çıkartıyorlar. türkiyeden bir cd project bir rockstar tarzı oyun firması çıkması zor. ancak nadiren de olsa taleworlds gibi firmalar da çıkabiliyor. şuan bir ümidim yok kim bilir belki 10 sene sonra bir türk oyun firmasının oyununu steamde yeni ve popüler listesinde görürüz. siz yine de oyun geliştiriciler olarak hedefinizden vazgeçmeyin.
devamını gör...

çaylakların da görünmesi çok hoşuma gitti. görüşlerimden nefret edilmesini görüşlerimin önemsenmemesine veya görülmemesine tercih ederim. ekşide favlayan veya yanıt yazan bile yoktu. hatta bildiğin çaylaklarla dalga geçecek başlıklar açıyorlar, üstüne de çaylaktan mesaj almayı kapatıyolardı. sanki yazar olmak büyük vasıf gerektiren bir şeymiş gibi.

edit: bak vasıf gerektirmiyormuş ben de yazar oldum (bkz: swh)
devamını gör...

yenildiği yere göre aralarında 180 derece fark olabilecek düşüncelere gark olmaktır.
erken köy sabahlarında fındık, çay ya da çayıra gitmeden önce yenen kuymak ise derin derin günün nasıl akşam olacağı düşünülür. evde hitler gibi günü planlayan evim en büyüğünün çizdiği rotadan şaşmadan, ona çatmadan, tad kaçmadan, can çıkmadan o günü bitirmenin yolu aranır.
yenilen kuymak restoranda ya da hafta sonu kahvaltısında ise ey gidi çalışma zamanlarımız diye iç çekip bu güne bolca şükredilir. ardından bir keyif çayı ya da kahvesi içip kuymağın içine katılan tereyağının unun peynirin kalitesi düşünülür.
devamını gör...

tutankamonun laneti olduğum için benden korkan yazar. * ama ben kendisini seviyorum. yaratıcı tanımlarıyla ilgiyle takip ettiğim yazardır. heil vanderwaals!
devamını gör...

anlıyorum ama konuşamıyorum.
devamını gör...

askerlik haricinde hiç silah kullanmadım da tutmadım da. o elinizde tuttuğunuz silah, gerçekten soğuk bir alet.
devamını gör...

son 2 yıldır ara ara beni yoklar şimdi olduğu gibi. bazı geceler uyutmaz insanı. akıldan keşkeler, pişmanlıklar ve olmasını dilediğiniz şeylerin hayalleri geçip durur. sanırım bu biraz da büyümek ve gerçeklerle karşılaşmakla ilgili. hayalkırıklığının bir belirtisidir belki de. bilemiyorum. büyümekten hiç hoşlanmadım.
devamını gör...

depresyona teşvik edici cümlelerin en kuvvetlisi budur.
devamını gör...

insanların yüzsüz oluşuna isyan ediyorum.
ülkenin haline isyan ediyorum.
şükretmeyi öğrenen koyunlara isyan ediyorum.
halinden memnun "bana dokunmayan yılan bin yaşasın" cılara isyan ediyorum.
hiçbir şeyin farkında olmayıp ayakta uyuyanlara isyan ediyorum.
dinlemek istemeyenlere, görmek istemeyenlere isyan ediyorum.
insanlığını unutanlara isyan ediyorum.
insanlığımızı unutturanlarada.
ayrıca en çok sana isyan ediyorum furkan. iğrenç bi insanmışsın lan.
devamını gör...

serpme kahvaltı
starbucks
netflix
bitcoin
stanley termos
devamını gör...

bu başlıkta amaç; günlük hayatta kurtarıcı nitelikte olabilecek, genel kültürümüze kültür katacak, ortamlarda havanıza hava katacak bilgilendirici tanımları bir araya toplamak.
örneğin; deniz atlarının erkek cinste olanlarının da doğurabildiği, kedilerin ön patisi nereye basarsa arka patisinin de aynı noktaya basması, pek bilinmeyen bilgisayar kısayolları, tarihi kişiliklerle ilgili ilginç bilgiler vs.
devamını gör...

dünya sağlık örgütü’ne göre tip 1, tip 2 ve gebelikte ortaya çıkan tür olan gestasyonel diyabet sınıflandırmasına uymayan diğer bütün diyabet türleri tip 3 diyabet altında sıralanmıştır. bu türler tip 3a’dan tip 3h’ye kadar toplam sekiz gruba ayrılır. bu ayrım diyabet hastalarında az rastlanan bazı belirtiler dikkate alınarak yapılmaktadır. tedavi yöntemleri tip 1, 2 ve gebelikte ortaya çıkan gestasyonel diyabetinkine benzerdir.

çok az rastlanan bu diyabet türleri pankreasın zarar görmesine ve/veya (kısmi olarak) alınmasına bağlı olarak ortaya çıkar. çeşitli hastalıklar ya da geçirilen bir kaza da bu hastalığa sebep olabilir. kaynak.
devamını gör...

"evlenmek zorunda mıyız?"
devamını gör...

bu konuda yalnız mıyım bilmiyorum fakat herhangi bir derdimi bile kimseyle paylaşamıyorum. o yüzden çok yakın diyebileceğim arkadaşım olduğunu da sanmıyorum.
devamını gör...

teorik fizikçi brian greene tarafından tanımlanan çoklu evren modellerinden biri.

bunu anlamak için şöyle bir örnek düşünebilirsiniz;
farz edin ki alışveriş yapmayı seven ölümsüz birisiniz. 500 tane pantolonunuz, 500 tane tişörtünüz ve 500 çift ayakkabınız var. sonsuz hayatınız boyunca, her gün bunları farklı şekilde kombinasyonlarla giydiğinizi farz edin. gün gelecek, tüm kombinasyonları mutlaka en az 1 kez giymiş olacaksınız ve o günden itibaren yapacağınız her kombinasyon, öncekilerin tekrarı olmaya başlayacak.

yani elinizde sınırlı sayıda "parçacık" ve sonsuz bir "evren" olsaydı, bu evrende oluşturacağınız, parçacıkların bir araya gelmesiyle ortaya çıkan her kombinasyon, yani her cisim, bir yerden sonra birbirinin tekrarı olurdu. sonuçta elinizde, sonsuz sayıda tekrar eden belirli sayıda evrenler olurdu.

kapitone dediğimiz şey normalde bir kumaş ve dikiş çeşididir:
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
görselin kaynağı

burada bahsi geçen evrenleri de, bu dikişteki yuvarlak düğmeler gibi düşünebilirsiniz. her bir düğme, bir evreni sembolize ediyor. evrenin tamamını göremediğimiz ve birçok şey bizim kozmik ufkumuzun ötesinde kaldığı için bu şekilde bir yapıya ilişkin herhangi bir gözlem yapma şansımız yok. bu evrenler arasında iletişim kurmak da pek mümkün değil. greene'e göre mümkün olabilecek tek iletişim, sadece herhangi 2 evrenin birbirine en yakın olan bölgelerinde mümkün olabilir.
devamını gör...

o yüzden ara ara bilgi içerikli entry giren, az tepki alacağını bile bile bunu yapan yazarlara selam olsun. ben gördükçe okuyup artılıyorum.
devamını gör...

kısa bir ara veren en sevdiğim radyo yayını*. sesini özleyeceğim bengaripsengüzeldünyaumutlu. bir sonraki yayında tam kadro yine burada oluruz*. müthişli bir konseptle bu başlığa tanım gireceğin günü beklemeye başladım bile*.
devamını gör...

“hookup culture” yani “takılma kültürü” tabiri son yıllarda özellikle abd’de epey popüler hale geldi. gençlerin: “cinsel ilişkiye” her şeyden fazla önem atfetmesi neticesinde; maneviyat yerini (bu mefhum romantizm ve çeşitli duygulanım süreçleriyle beraber düşünülebilir) erotik yahut pornografik hazlara bıraktı.

bilhassa heteroseksüel erkeklerin, çok fazla kadınla birlikte olmaları gerektiğine ilişkin bir anlayış da kurumlaştı. cinsel birliktelik kurduğu kadın sayısı fazla olan bir heteroseksüel erkeğe hemcinsleri tarafından daha fazla saygı gösterilir oldu. monogami yani tekeşlilik küçümsenmeye ve çaresiz kimselerin tercihi olarak algılanmaya başlandı. meseleyi kabaca özetlemeye çalıştım. bitirirken türkçeye tercüme edilmiş birkaç kitap ve bir de netflix belgeseli önereyim.

anthony giddens - mahremiyetin dönüşümü
kathleen a. bogle - takılma kültürü: kampüste seks, flört ve ilişkiler
liberated: the new sexual revolution (netflix)
devamını gör...

kedi allah kedi, kedi aşağı kedi yukarı kedi kedi kedi tamam kedileri koruyalım tüm hayvanlara canlı olmasından mütevellit saygı duyalım. lan vallaha seviyoruz kedileri. ama kedi de kedi kedin tüyü kedinin boku kedinin başlığı kedi isyan etti vicdansızlar. herkesin kedisi kendine.
t: sürekli kedilerle ilgili başlık gören yazarın benmi takıntılıyım yoksa milletmi kedilerle kafayı bozmuş keşmekeşi içinde anlık gaflet ve heycanla açtığı iyi dilek ve dua içerir başlık.
devamını gör...

küçük solucan'ların neden olduğu bir parazit hastalığıdır.
devamını gör...

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim