321.
düşman başına.
devamını gör...
322.
depresyonda olmadığını yalan söyler.
artık bizi şiddetli depresyon mahvediyor.
artık bizi şiddetli depresyon mahvediyor.
devamını gör...
323.
motivasyon kaybı.
devamını gör...
324.
tedavisi var, insan nasıl üsye, idrar yolu enfeksiyonu vb geçiriyorsa bu da olabilir, benim çok oldu utanılmaz sağlık bu guzum. gidin bir profesyonele, alın antidepresanları mis gibi griden pembeye geçin
devamını gör...
325.
9 yıldır kendisiyle yaşıyorum. hiç gitmedi. gitmeyi de düşünmüyor sanırım. fark etmez. artık gitse de ben onun peşinden giderim sanırım. yoruldum. düşünmekten, işin içinden çıkamamaktan ve her şeyden. çok yoruldum. o kadar yoruldum ki 16 saat uyuyorum hâlâ yorgunum. ağlıyorum ama geçmiyor. göz yaşlarımın bile içi boş, öylesine akıyorlar. artık ölmek bile istemiyorum. hiçbir şey istemiyorum. midem bulanıyor. saatlerce ağlasam bile bir çıkış olmadığını biliyorum. dünyaya çocuk getirmek, o çocuğa yapılabilecek en büyük kötülük. isterseniz kraliyet ailesinden olun isterseniz gezegenin en fakir ülkesinden olun. fark etmez. bir çocuk dünyaya getirmek, onun için yapılabilecek en kötü şey.
devamını gör...
326.
beklenti ve olmayış üzüntünün tetiklediği hastalıktır
devamını gör...
327.
an itibarıyla bug'ını bulmuş durumdayım.
devamını gör...
328.
burjuva işidir.
biz güler geçeriz.
biz güler geçeriz.
devamını gör...
329.
hafife alınan bir psikiyatrik rahatsızlıktır. sevgilisinden ayrılan ergenlerin eve kapanıp ağlayıp zırladığı kadar basit değildir. katatoni bile olunabiliyor en şiddetli depresyon vakalarında. beyin aktivitesi eeg ile gözle görülür şekilde zayıflıyor. nörolojik sebepleri çözülmeden bireysel olarak yapılabilecek çok fazla bir şey yoktur. bdt etkili olsa da antidepresan tedavisi ile yürütülmelidir.
devamını gör...
330.
331.
bir çeşit moral bozukluğu değildir. vücudun kimyası ciddi anlamda bozulur. bazı travmalar tetikleyici olabilir. bir de lütfen kınamayın bu konuda kimseyi, herkesin bir hikayesi var. ve herkes aynı olmak zorunda değil, sana kolay gelen bir başkası için zor olabilir.
devamını gör...
332.
naber dergisinin 14.sayısında şöyle bir tanıma denk geldim ve hak vermeden geçemedim:
“depresyon, bir insanın halen gelecekten beklentisi olması ama o gelecekte kendisinin olmaması demektir. depresyonu olan insanın halen umudu vardır gelecekten.”
“depresyon, bir insanın halen gelecekten beklentisi olması ama o gelecekte kendisinin olmaması demektir. depresyonu olan insanın halen umudu vardır gelecekten.”
devamını gör...
333.
afilli sözlere gerek yok. günlük işlerini dahi halledememe hali. dereceleri vardır. hafif depresyon, ağır depresyon vb. çık bi dışarı hava al diyorsunuz ya, heh işte onu yapamama hali depresyon.
devamını gör...
334.
çok çalışmaktan oluyor. tembel bir insanın depresyona gireceğine inanmıyorum.
devamını gör...
335.
çağımızın ücretsiz girişe sahip olunan psikolojik olayıdır, çıkış ücretlidir.
devamını gör...
336.
herkesin en az bir kez deneyimlediği illet.
günümüzde keyifsiz hisseden depresyondayım diyor. çok yaygın rastlanmasında klinik anlamda depresyonda olmasa dahi günlük kullanımda kelimenin çok sık tercih edilmesinin etkisi var bence. ama aslında bir yandan da yaşam koşulları düşünüldüğünde, özellikle ülkemizde pek çok insanın gerçekten depresyonda olduğunu da düşünüyorum.
kişinin mizacıyla nasıl görüldüğü çok etkili bence. kimisi için çok fazla uyumak söz konusu oluyor, kimisi için uyuyamamak. kimisi için çok yemek söz konusu oluyor, kimisi içinse iştahın kapanması. ama ortak nokta yaşamdan keyif almamak, mutlu hissedememek, eskiden sevdiğin her şeye ilginin azalması ve olumsuz düşünceler söz konusu oluyor.
bazen de insanlar çok ağır yaşıyor bunu. o yüzden her sıkıntılı hissettiğimizde bunun depresyon olmadığını bilmek önemli bence.
bir de yas depresyonları var, birilerini veya bir şeyleri kaybetmekle alakalı. bunlar sebebi var diye depresyon sayılmıyor değil aslında. sevdiğiniz birinin ölmesi veya yaşasa da hayatınızdan çıkması elbette size ağır gelebilir. sizi depresyona da sokabilir. ancak bu tür yas depresyonlarını biyolojik kökenli depresyonlardan veya duygu durum & kişilik bozukluklarından ayırıyorlar.
depresyondasınız diye hemen de kendinize teşhis koymaya kalkmayın yani, depresyon dışında bir teşhis.
bence ağır bir ruh hali ve zorlanılan noktada yardım almamakta direnmemek gerekiyor. ben depresyonda olduğundan şüphelenen kişilere psikiyatrdan evvel psikolog tavsiye ederim. çünkü psikiyatrik ilaç serüveni bir bataklık :d. o yüzden ilaçsız bir çözüm mümkünse bence onu zorlamalı.
iyi ve ilkeli hekimler ilaç gerekliliği yoksa zaten terapist öneriyor ve ilaç yazmıyorlar. ama kendim ilaç kullanıyorum diye tutup da ilaç pazarının hekimlerle olan yakın münasebetini ve sağlık sektöründe cep doldurmak için ilaç reçete etmekten kaçınmayan hekimlerin varlığını inkar etmek aptallık olur. bence o yüzden önce psikoloğa başvurmak en iyisi. aynı şekilde antidepresan desteği gerekiyorsa o da bir psikiyatristle görüşmeyi tavsiye eder zaten.
depresyon hobi edin, yürüyüş yap, biraz sosyalleş, azıcık iş güç bul gibi zottirik önerilerle çare bulunabilir bir durum değil. tabii ki aktif bir hayat ve meşguliyetler, amaç edinmek depresyon için faydalı ve kimi zaman önleyici. ancak o halin içerisindeyken "hadi şunu yapayım ya" demek her zaman mümkün olamıyor.
günümüzde keyifsiz hisseden depresyondayım diyor. çok yaygın rastlanmasında klinik anlamda depresyonda olmasa dahi günlük kullanımda kelimenin çok sık tercih edilmesinin etkisi var bence. ama aslında bir yandan da yaşam koşulları düşünüldüğünde, özellikle ülkemizde pek çok insanın gerçekten depresyonda olduğunu da düşünüyorum.
kişinin mizacıyla nasıl görüldüğü çok etkili bence. kimisi için çok fazla uyumak söz konusu oluyor, kimisi için uyuyamamak. kimisi için çok yemek söz konusu oluyor, kimisi içinse iştahın kapanması. ama ortak nokta yaşamdan keyif almamak, mutlu hissedememek, eskiden sevdiğin her şeye ilginin azalması ve olumsuz düşünceler söz konusu oluyor.
bazen de insanlar çok ağır yaşıyor bunu. o yüzden her sıkıntılı hissettiğimizde bunun depresyon olmadığını bilmek önemli bence.
bir de yas depresyonları var, birilerini veya bir şeyleri kaybetmekle alakalı. bunlar sebebi var diye depresyon sayılmıyor değil aslında. sevdiğiniz birinin ölmesi veya yaşasa da hayatınızdan çıkması elbette size ağır gelebilir. sizi depresyona da sokabilir. ancak bu tür yas depresyonlarını biyolojik kökenli depresyonlardan veya duygu durum & kişilik bozukluklarından ayırıyorlar.
depresyondasınız diye hemen de kendinize teşhis koymaya kalkmayın yani, depresyon dışında bir teşhis.
bence ağır bir ruh hali ve zorlanılan noktada yardım almamakta direnmemek gerekiyor. ben depresyonda olduğundan şüphelenen kişilere psikiyatrdan evvel psikolog tavsiye ederim. çünkü psikiyatrik ilaç serüveni bir bataklık :d. o yüzden ilaçsız bir çözüm mümkünse bence onu zorlamalı.
iyi ve ilkeli hekimler ilaç gerekliliği yoksa zaten terapist öneriyor ve ilaç yazmıyorlar. ama kendim ilaç kullanıyorum diye tutup da ilaç pazarının hekimlerle olan yakın münasebetini ve sağlık sektöründe cep doldurmak için ilaç reçete etmekten kaçınmayan hekimlerin varlığını inkar etmek aptallık olur. bence o yüzden önce psikoloğa başvurmak en iyisi. aynı şekilde antidepresan desteği gerekiyorsa o da bir psikiyatristle görüşmeyi tavsiye eder zaten.
depresyon hobi edin, yürüyüş yap, biraz sosyalleş, azıcık iş güç bul gibi zottirik önerilerle çare bulunabilir bir durum değil. tabii ki aktif bir hayat ve meşguliyetler, amaç edinmek depresyon için faydalı ve kimi zaman önleyici. ancak o halin içerisindeyken "hadi şunu yapayım ya" demek her zaman mümkün olamıyor.
devamını gör...
337.
son 1 yılı şiddetli olmak üzere, son 3 yılda peşimi bırakmayan ve insanın hareket anını kısıtlayan illet.
devamını gör...
338.
sanırım pençesindeyim bu aralar.
sürekli negatif moddayım, suratım asık, sabah yorgun ve isteksiz uyanıyorum. arkadaşlar bir yere davet ettiğinde bir bahane uydurup gitmiyorum, trafikte ufak tefek şeylere bile deli gibi sinirlenip küfür ediyorum, telefon çaldığında "yine ne var aw ya" diye triplenip geç açıyorum falan.
bugün bir üst level'a da geçtim hatta, ağzımda tuzlu bir tat var (chatgpt'ye göre depresyonun en baba belirtilerindenmiş). en kötü kısmı kendinde çıkış yolunu arayacak motivasyonu bile bulamamak. terapi merapi de benlik değil zaten.
bunu da aşacağız bir şekilde ama insanın ömründen çalıyor bu.
sürekli negatif moddayım, suratım asık, sabah yorgun ve isteksiz uyanıyorum. arkadaşlar bir yere davet ettiğinde bir bahane uydurup gitmiyorum, trafikte ufak tefek şeylere bile deli gibi sinirlenip küfür ediyorum, telefon çaldığında "yine ne var aw ya" diye triplenip geç açıyorum falan.
bugün bir üst level'a da geçtim hatta, ağzımda tuzlu bir tat var (chatgpt'ye göre depresyonun en baba belirtilerindenmiş). en kötü kısmı kendinde çıkış yolunu arayacak motivasyonu bile bulamamak. terapi merapi de benlik değil zaten.
bunu da aşacağız bir şekilde ama insanın ömründen çalıyor bu.
devamını gör...
339.
doktorumun iddiasına göre uzun süredir dibini gördüğüm ve ağır bir şekilde yaşadığım durum
bu sefer artık patladım: "hocam iyi hoş da siz depresyondasın deyip bir de üstüne dayıyorsunuz ilacı ben kendimi daha çok dipte hissediyorum aynı yerde dönüp duruyoruz?"
yaklaşık 3 senedir falan takibimi yapan minnoş bir doktorum var lakin son 4-5 aydır onunla da aram iyi değil. bazı diğer psikolojik sorunlarımın yanı sıra en çok depresyon üzerinde duruyor. çıkış yolu: düzenli ilaç ve zaten halihazırda yapmaktan çok hoşlanmadığım günlük sosyal aktiviteleri kendimi zorlayarak yapmam. yalan yok o an içimden "zorla ilaçları kullanıp yine zorlayarak bir şeyler yaparak ben bu illetten kurtulacaksam sen ne s*kime doktor oldun" deyiverdim. belki bakışlarımdan falan anlamış da olabilir zeki kadın.
işin şakası bir yana ilaçların dozunu artırması ve hocanın yüzüme yüzüme "dediklerimi yapmadan bu durumun içinden çıkamazsın" demesi daha çok negatif etkilemeye başladı. zaten her gün lanet ilaçları içerken "ben bunlara bağımlı mı oldum, devamlı kullanmaya devam mı edeceğim, kendim bir anda bıraksam ne olur" çatışması yaşıyorum. sakin kafayla düşününce tedavi adı altındaki sürecin beni daha çok dibe çektiğini düşünmeye başladım.
ama tabi hoca söylese de söylemese de zaten depresyon başta, diğer problemlerin günden güne ağırlaştığının da farkındayım. daha önce yaşamadım mı? yaşadım. ama bu sefer ağır ve uzun süreli olması finalin ne şekilde olacağı konusunda biraz içimi ürpertiyor. hadi zaten saç sakal birbirine karıştı da düzensiz yemeye bağlı olduğunu düşündüğüm zamansız kusmalar, midemin adeta delinecek kadar ağrıması, ergenlikte 1 tane bile çıkmayan sivilcelerin vücudun belli noktalarında patlak vermesi, saçta ve sakalda artış gösteren beyazlıklar, az ve sancılı uykunun getirisi olan göz altı morlukları durumumu fiziksel olarak da bana gösteriyor.
bu sefer artık patladım: "hocam iyi hoş da siz depresyondasın deyip bir de üstüne dayıyorsunuz ilacı ben kendimi daha çok dipte hissediyorum aynı yerde dönüp duruyoruz?"
yaklaşık 3 senedir falan takibimi yapan minnoş bir doktorum var lakin son 4-5 aydır onunla da aram iyi değil. bazı diğer psikolojik sorunlarımın yanı sıra en çok depresyon üzerinde duruyor. çıkış yolu: düzenli ilaç ve zaten halihazırda yapmaktan çok hoşlanmadığım günlük sosyal aktiviteleri kendimi zorlayarak yapmam. yalan yok o an içimden "zorla ilaçları kullanıp yine zorlayarak bir şeyler yaparak ben bu illetten kurtulacaksam sen ne s*kime doktor oldun" deyiverdim. belki bakışlarımdan falan anlamış da olabilir zeki kadın.
işin şakası bir yana ilaçların dozunu artırması ve hocanın yüzüme yüzüme "dediklerimi yapmadan bu durumun içinden çıkamazsın" demesi daha çok negatif etkilemeye başladı. zaten her gün lanet ilaçları içerken "ben bunlara bağımlı mı oldum, devamlı kullanmaya devam mı edeceğim, kendim bir anda bıraksam ne olur" çatışması yaşıyorum. sakin kafayla düşününce tedavi adı altındaki sürecin beni daha çok dibe çektiğini düşünmeye başladım.
ama tabi hoca söylese de söylemese de zaten depresyon başta, diğer problemlerin günden güne ağırlaştığının da farkındayım. daha önce yaşamadım mı? yaşadım. ama bu sefer ağır ve uzun süreli olması finalin ne şekilde olacağı konusunda biraz içimi ürpertiyor. hadi zaten saç sakal birbirine karıştı da düzensiz yemeye bağlı olduğunu düşündüğüm zamansız kusmalar, midemin adeta delinecek kadar ağrıması, ergenlikte 1 tane bile çıkmayan sivilcelerin vücudun belli noktalarında patlak vermesi, saçta ve sakalda artış gösteren beyazlıklar, az ve sancılı uykunun getirisi olan göz altı morlukları durumumu fiziksel olarak da bana gösteriyor.
devamını gör...
340.
türkiye'deki insanlarin %98'inin yaşadığı durum.
devamını gör...