341.
var biraz. neyse ki barış manço var.
devamını gör...
342.
bireyin uzun süreli olarak üzgün, umutsuz ve enerjisiz hissettiği, günlük yaşamdan zevk alamadığı ciddi bir ruh sağlığı bozukluğudur.
devamını gör...
343.
depresyona dair en kötü şey, bazen içinde olduğunu bilmemek. o gelmiştir ve sen farkında değilsindir. çektiğin acı bile sıradanlaşmıştır.
devamını gör...
344.
345.
majör mü, minör mü bilmem ama çok sağlam bir şey geliyor galiba.
devamını gör...
346.
cok uzun yillardir depresyondayiz lan.
ben cok biktim artik.
ben temiz 20 senedir depresyondayim mesela. donem donem sonuclari degisiyor. bazen ev temizleyemiyorum, bazen evden cikmiyorum, bazen eve giremiyorum, bazen cok bakimsiz takiliyorum, bazen okula ise odaklanamiyorum, bazen hep uyuyorum, bazen hic uyuyamiyorum. gibi gibi.
benim depresyonum bitmiyor. hep depresyondayim. disardan cok anlasilmiyor, herkes bana hep hayatimda gordugum en neseli kadinsin der ama ben biliyorum, hala yolunda gitmeyen seyler var.
ben cok biktim artik.
ben temiz 20 senedir depresyondayim mesela. donem donem sonuclari degisiyor. bazen ev temizleyemiyorum, bazen evden cikmiyorum, bazen eve giremiyorum, bazen cok bakimsiz takiliyorum, bazen okula ise odaklanamiyorum, bazen hep uyuyorum, bazen hic uyuyamiyorum. gibi gibi.
benim depresyonum bitmiyor. hep depresyondayim. disardan cok anlasilmiyor, herkes bana hep hayatimda gordugum en neseli kadinsin der ama ben biliyorum, hala yolunda gitmeyen seyler var.
devamını gör...
347.
insanların kölesi olmaktansa bu acı çekilir.
devamını gör...
348.
geçmiyor be kardeşim
devamını gör...
349.
birlikte depresyona girelim mi aşkım?
devamını gör...
350.
luayikçi kemalist rejimin yöettiği vatandaşlarda bıraktığı ruh hali.
sunni dininin desteğine rağmen durum bu?
yalan mı la?
sunni dininin desteğine rağmen durum bu?
yalan mı la?
devamını gör...
351.
depresif olmakla karıştırıldığını düşündüğüm psikolojik rahatsızlık.
zaman zaman ya da dönemsel olarak mutsuzluk seviyemiz yüksek seyreder, içimizden hiçbir şey yapmak gelmez, önceden keyif aldığımız şeylerden keyif almamaya başlarız, yaşam tatsız tuzsuz gelir vs. bir psikiyatriste bunları söyleyince “hmm majör depresyon” diye teşhisleyip abidik gubidik ilaçlar verip sizi gönderiyor. saygıdeğer doktorlarımız, siz majör depresyonun bu kadar basit olmadığını bizden daha iyi bilirsiniz, bilmelisiniz. lütfen yapmayın. insanız, zaman zaman depresifleşmek hakkımız bence.
ben lise çağlarındayken, en küçük ablam bu teşhisi aldı. yaklaşık 3 yıl süren depresyonuna ben kendi gözlerimle şahit oldum. haftanın en az 2 gününü hastane acillerinde geçiriyordu kızcağız. geçirdiği krizleri ve fiziksel olarak girdiği korkunç halleri ne anlatmak ne hatırlamak istiyorum. yüksek dozda ve ağır ilaç tedavisiyle ancak 3. yılın sonunda yavaş yavaş çıktı depresyondan. 10-15 kilo aldı bu süreçte. çehresi değişti. uygulanan ağır tedaviye yanıt vermesi de bu durumdan kurtulmak istemesiyle bağlantılıydı. ölmekle iyileşmek arasındaki tercihini neyseki iyileşmekten yana kullandı da geçti gitti o dönemi.
ben de aynı teşhisi alıyorum zaman zaman. bazen okb, bazen anksiyete, bazen panik atak, bazense majör depresyon deniyor. e haliyle kıyas yapıyorum. hayatımın hiçbir döneminde ablam kadarını yaşamadım. her canım sıkılıyor, içimden bir şey yapmak gelmiyor denildiğinde bunu yapıştırmayın bize lütfen. depresyon bence bir spektrum. bence. dereceleri ve süreleri olan bir şey. ben periyodik olarak girip çıkıyorum mesela. çıkabilmek işte çok önemli. orada kalırsan işin yaş.
her türlüsü berbat ama bunu belirteyim. kısa sürelisi de uzun sürelisi de majörü de minörü de berbat. kimse girmesin.
zaman zaman ya da dönemsel olarak mutsuzluk seviyemiz yüksek seyreder, içimizden hiçbir şey yapmak gelmez, önceden keyif aldığımız şeylerden keyif almamaya başlarız, yaşam tatsız tuzsuz gelir vs. bir psikiyatriste bunları söyleyince “hmm majör depresyon” diye teşhisleyip abidik gubidik ilaçlar verip sizi gönderiyor. saygıdeğer doktorlarımız, siz majör depresyonun bu kadar basit olmadığını bizden daha iyi bilirsiniz, bilmelisiniz. lütfen yapmayın. insanız, zaman zaman depresifleşmek hakkımız bence.
ben lise çağlarındayken, en küçük ablam bu teşhisi aldı. yaklaşık 3 yıl süren depresyonuna ben kendi gözlerimle şahit oldum. haftanın en az 2 gününü hastane acillerinde geçiriyordu kızcağız. geçirdiği krizleri ve fiziksel olarak girdiği korkunç halleri ne anlatmak ne hatırlamak istiyorum. yüksek dozda ve ağır ilaç tedavisiyle ancak 3. yılın sonunda yavaş yavaş çıktı depresyondan. 10-15 kilo aldı bu süreçte. çehresi değişti. uygulanan ağır tedaviye yanıt vermesi de bu durumdan kurtulmak istemesiyle bağlantılıydı. ölmekle iyileşmek arasındaki tercihini neyseki iyileşmekten yana kullandı da geçti gitti o dönemi.
ben de aynı teşhisi alıyorum zaman zaman. bazen okb, bazen anksiyete, bazen panik atak, bazense majör depresyon deniyor. e haliyle kıyas yapıyorum. hayatımın hiçbir döneminde ablam kadarını yaşamadım. her canım sıkılıyor, içimden bir şey yapmak gelmiyor denildiğinde bunu yapıştırmayın bize lütfen. depresyon bence bir spektrum. bence. dereceleri ve süreleri olan bir şey. ben periyodik olarak girip çıkıyorum mesela. çıkabilmek işte çok önemli. orada kalırsan işin yaş.
her türlüsü berbat ama bunu belirteyim. kısa sürelisi de uzun sürelisi de majörü de minörü de berbat. kimse girmesin.
devamını gör...
352.
bu konu yukarıda yazılmış gerçi ama birkaç şey de ben eklemek istiyorum.
çocukluğumdan beri ailem de dahil birçok kişi benim depresyonda olduğumu düşünürdü genelde.
bir şeylerden keyif almakta zorlanırım, depresif bir ruh halim var, gereğinden fazla melankolik biriyim baktığımız zaman. sosyal aktivitelerde bulunmam, bir konuda fikir belirtme ihtiyacında bile bulunmam, yalnız olmayı tercih ederim ve dahası.
bu konuda tedavi görmeye başladığımda bile yine de doktora güvenmeyerek depresyonda olduğumu düşünmeye devam ettiler uzun süre.
depresyon bu tarz bir şey değil, bundan çok daha ötesi.
insanı dünyadan uzaklaştıracak, evden hatta yataktan bile çıkamayacak hale getiren türden bir şey.
depresyon olmayan şeylerin depresyon olarak adlandırılması gerçekten depresyonda olan insanlara da zarar verebilecek bir durum.
çünkü insanlar her konuda fikir belirtme ihtiyacı duyabiliyorlar, özellikle de bu tarz psikolojik rahatsızlıklarda bunun çok daha fazla sıkıntı yaratacağını düşünüyorum.
bir insanın en ufak bir 'takma kafana yaa' demesi bile karşımızdaki insana düşündüğümüzden çok daha farklı şeyler hissettirebilir, bunun hiçbir zaman farkında olamayız.
bu tarz durumlarda tedavi görmek dışında başka bir şeyin iyi gelebileceğini sanmıyorum.
depresyon konusunda bilinçli bir toplum olduğumuzu da düşünmüyorum, eğer öyle olsaydı belki tedavi yerine başka yöntemlerin de iyi gelebileceğini düşünebilirdim.
çocukluğumdan beri ailem de dahil birçok kişi benim depresyonda olduğumu düşünürdü genelde.
bir şeylerden keyif almakta zorlanırım, depresif bir ruh halim var, gereğinden fazla melankolik biriyim baktığımız zaman. sosyal aktivitelerde bulunmam, bir konuda fikir belirtme ihtiyacında bile bulunmam, yalnız olmayı tercih ederim ve dahası.
bu konuda tedavi görmeye başladığımda bile yine de doktora güvenmeyerek depresyonda olduğumu düşünmeye devam ettiler uzun süre.
depresyon bu tarz bir şey değil, bundan çok daha ötesi.
insanı dünyadan uzaklaştıracak, evden hatta yataktan bile çıkamayacak hale getiren türden bir şey.
depresyon olmayan şeylerin depresyon olarak adlandırılması gerçekten depresyonda olan insanlara da zarar verebilecek bir durum.
çünkü insanlar her konuda fikir belirtme ihtiyacı duyabiliyorlar, özellikle de bu tarz psikolojik rahatsızlıklarda bunun çok daha fazla sıkıntı yaratacağını düşünüyorum.
bir insanın en ufak bir 'takma kafana yaa' demesi bile karşımızdaki insana düşündüğümüzden çok daha farklı şeyler hissettirebilir, bunun hiçbir zaman farkında olamayız.
bu tarz durumlarda tedavi görmek dışında başka bir şeyin iyi gelebileceğini sanmıyorum.
depresyon konusunda bilinçli bir toplum olduğumuzu da düşünmüyorum, eğer öyle olsaydı belki tedavi yerine başka yöntemlerin de iyi gelebileceğini düşünebilirdim.
devamını gör...
353.
şanışer şarkısı.
"en iyi şiiri yenilen yazar."
yok, çıkış yok.
"en iyi şiiri yenilen yazar."
yok, çıkış yok.
devamını gör...
354.
insanın enerjisini bitiren rahatsızlıktır. insan sınava gireceği varsa giremiyor okula gideceği varsa gidemiyor
devamını gör...
355.
uzun bir süredir mücadele ettiğim hastalık.
4 yıl önce üniversiteye başladığımdan beri hayatımdan ziyade ben çok değiştim.
daha panik, daha gergin, kaygılı ve tahammülsüz bir insana dönüştüm.
hobilerimden, arkadaşlarımla vakit geçirmekten zevk almamaya başladım.
en sonunda da yaşamak çok zor gelmeye başladı.
her gün kendimi nasıl öldürebilirim diye düşündüm. ölüm, yaşamdan daha cazipti.
hep içime attım dertlerimi. paylaşamadım kimseyle düşüncelerimi.
herkes için fazlalık olduğumu düşündum.
bunlar da halihazırda yaşadığım yalnızlık hissini iyice arttırdı.
içime, ardından da eve kapandım. ağladım her gün kendi başıma, düşüncelerimde boğuldum.
son 3 yılım böyle geçti.
bu değişim hemen olmadı, yavaş yavaş ele geçirdi beni depresyon.
hep kendimi sadece kötü bir zamandan geçiyorsun diye kandırdım.
bir gün kabullendim depresyonda olduğumu. ilaç kullandım.
hissizleşmek güzeldi, ama sürdürülebilir olmadığını biliyordum.
ben hayattaki güzel duyguları yoğun bir şekilde hissetmeyi özlemiştim, o yüzden bunu yapabilmeyi istiyordum.
3 hafta önce bir psikologla görüşmeye başladım. 9 seans yaptık şu 3 haftada.
geleceğe dair hayallerim, umudum, yaşama isteğim yeniden yeşerdi.
yaptığım aktivitelerden zevk almaya başladım.
aklıma gelen düşüncelerle baş etmeyi öğrendim.
iyileşmek bir süreç, hemen gerçekleşecek bir şey değil. tıpkı depresyonun beni ele geçirmesi gibi.
sabırlı olmayı ve emek sarf etmeyi gerektiren bir süreç. o yüzden elimden geleni yapacağım.
eğer siz de depresyonla baş ediyorsanız lütfen biriyle konuşun; eşiniz, dostunuz, komşunuz, herhangi veya profesyonel biri. acılarınızın, olumsuz duygularınızın sizi ele geçirmesine izin vermeyin.
unutmayın, yalnız değilsiniz.
4 yıl önce üniversiteye başladığımdan beri hayatımdan ziyade ben çok değiştim.
daha panik, daha gergin, kaygılı ve tahammülsüz bir insana dönüştüm.
hobilerimden, arkadaşlarımla vakit geçirmekten zevk almamaya başladım.
en sonunda da yaşamak çok zor gelmeye başladı.
her gün kendimi nasıl öldürebilirim diye düşündüm. ölüm, yaşamdan daha cazipti.
hep içime attım dertlerimi. paylaşamadım kimseyle düşüncelerimi.
herkes için fazlalık olduğumu düşündum.
bunlar da halihazırda yaşadığım yalnızlık hissini iyice arttırdı.
içime, ardından da eve kapandım. ağladım her gün kendi başıma, düşüncelerimde boğuldum.
son 3 yılım böyle geçti.
bu değişim hemen olmadı, yavaş yavaş ele geçirdi beni depresyon.
hep kendimi sadece kötü bir zamandan geçiyorsun diye kandırdım.
bir gün kabullendim depresyonda olduğumu. ilaç kullandım.
hissizleşmek güzeldi, ama sürdürülebilir olmadığını biliyordum.
ben hayattaki güzel duyguları yoğun bir şekilde hissetmeyi özlemiştim, o yüzden bunu yapabilmeyi istiyordum.
3 hafta önce bir psikologla görüşmeye başladım. 9 seans yaptık şu 3 haftada.
geleceğe dair hayallerim, umudum, yaşama isteğim yeniden yeşerdi.
yaptığım aktivitelerden zevk almaya başladım.
aklıma gelen düşüncelerle baş etmeyi öğrendim.
iyileşmek bir süreç, hemen gerçekleşecek bir şey değil. tıpkı depresyonun beni ele geçirmesi gibi.
sabırlı olmayı ve emek sarf etmeyi gerektiren bir süreç. o yüzden elimden geleni yapacağım.
eğer siz de depresyonla baş ediyorsanız lütfen biriyle konuşun; eşiniz, dostunuz, komşunuz, herhangi veya profesyonel biri. acılarınızın, olumsuz duygularınızın sizi ele geçirmesine izin vermeyin.
unutmayın, yalnız değilsiniz.
devamını gör...
356.
"depresyon demek, yatağında saatlerce ağlamak değildir sadece. dışarıda hava güneşlidir ama içinde hatay depremi, üstüne bir de ciğerlerin yanar tıpkı ülkemin yanan güzel ormanları gibi.
sonra etrafına ya da sosyal medyana bakar ve birilerinin "çok mutlu" olduğunu görünce, onları it gibi kıskanırsın. haset bile edersin bazen ama ben gıpta ederim. nefret etmediğin insanlar olmadıkça kimsenin mutsuzluğunu istemem.
depresyon umutsuzluk değil. umut etmeye değecek bir gaye, bir motivasyon, bir amaç ve bir hedef bulamamaktır. o hedef ve amacı ararken denizin en dibindeki karanlık gibi kapkaranlık alanda hapsolmaktır.
belki iki adım atsa ışığa çıkacağını bazen bilmeden, bazen de bile bile o adımı kendisine, dünyaya ve etrafına isyan olarak atmamak, atmayı reddetmektir.
sonra etrafına ya da sosyal medyana bakar ve birilerinin "çok mutlu" olduğunu görünce, onları it gibi kıskanırsın. haset bile edersin bazen ama ben gıpta ederim. nefret etmediğin insanlar olmadıkça kimsenin mutsuzluğunu istemem.
depresyon umutsuzluk değil. umut etmeye değecek bir gaye, bir motivasyon, bir amaç ve bir hedef bulamamaktır. o hedef ve amacı ararken denizin en dibindeki karanlık gibi kapkaranlık alanda hapsolmaktır.
belki iki adım atsa ışığa çıkacağını bazen bilmeden, bazen de bile bile o adımı kendisine, dünyaya ve etrafına isyan olarak atmamak, atmayı reddetmektir.
devamını gör...
357.
hayatı gri görmek, hiçbir şey yapmak istememek, bazen neden böyle hissettiğini bile bilmemek. dışarıdan üzgün görünür ama içte fırtına kopar. küçük adımlar, bazen de profesyonel yardım gerekiyor.
devamını gör...
358.
major olanıyla uğraşmaktayım şu sıralar.
devamını gör...