501.
dil yarası.
dün dilimi ısırdım.
devamını gör...
502.
(bkz: neşeli)
devamını gör...
503.
kendi kendime bir başıma ve tam anlamıyla yapayalnız otururken ve ekilmiş olmanın hüznünü içimde taşırken birden geldi karşıma oturdu. ve masamdan hiç kalkmadı. gözlerim doldu. mutlu oldum.
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...
504.
cümle kuramayacak kadar dağınık hissediyorum. yani zihnimi ya da beynimi kenara koyup biraz bekle burada demek istiyorum.
devamını gör...
505.
heyecan. böyle şeyleri hissetmek belli bir zaman sonra zor oluyormuş. bilmiyordum. bir yerlerde bulunca insan heves ediyor, bitmesin istiyor. heyecan çocuklukta harcandığı gibi değilmiş, öylece gelmezmiş. yaşamak güzel şey, ümitli şey.
devamını gör...
506.
işimi seviyorum ama vardiya düzeni beni çok bozdu. yine de işsizlikten iyidir, elhamdülillah. yeni bir yıla gireceğim için hafiften heyecanlıyım.
devamını gör...
507.
hissizliği ve artık hiçbir şeyin düzelmeyeceğinden emin olmanın vermiş olduğu ağırlığı hissettim bugün. yorgunluğumu ve her şeyin sırtımda olduğunu hissettim. ne kadar daha böyle güçlü kalabileceğimi bilmiyorum ama artık ayakta kalamıyorum. hallolmuyor hiçbir şey.
devamını gör...
508.
sağ üst kadranda sırta vuran şiddetli ve künt bir ağrı.
devamını gör...
509.
mutluyum yaaaa.

sabah paylaştığım şarkı * yemek yediğim mekanda çalmaya başladı. ki bu şarkıdan önce ne çalıyordu hiç duymuyordum bile.

çok iyiyim gerçekten. uzun zamandır kendimi hiç bu kadar iyi hissetmemiştim belki.

bugün niye böyle oldu ki.
devamını gör...
510.
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...
511.
hüzünlüyüm.

ne bileyim bugün biraz böyle oldu. öyle oturdu kaldı içime. aşırı sessiz ve sakinim.

ne iyi gelir hala göremedim tam.
devamını gör...
512.
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel

*
devamını gör...
513.
kalbim, bir çift göze yenik düşüyor.
devamını gör...
514.
sebepsiz ya da sebebi saklanmış anksiyete. saklanma isteği.
devamını gör...
515.
istemsizce kendimi geçmişi sorgularken buluyorum ben. her verilen karar bir vazgeçiştir - bu doğru. diğer şeyleri yapmayıp o şeyi yapmaktır. o iş teklifini reddedip diğerine girmek ya da o kızla değil bu kızla birliktelik diğer ihtimali kapatır. ancak verilen kararlar ama öyle ama böyle sizi aynı yere getirecekse karar vermenin, vazgeçmenin ne anlamı kalıyor? amiyane tabirle günün sonunda "e ağam biz bu boku niye yedik" diyorsa insan gerçekten demoralize oluyor.

yanlış yetiştirildik. bizim dönem öyle bir ahlak verdi ki bize, denildi ki "işini iyi yap, geri kalan gelir." e sonra baktık ki kazın ayağı hiç öyle değil. hak yiyenler, etik sınırlamalara takılmadan "işini bilen"ler öne geçti, amir oldu, hoca oldu başımıza.

canım sıkkın. hem de çok sıkkın.
devamını gör...
516.
hayatım optik kaymaya uğramış gibi hissediyorum. ama böyle döndüre döndüre kaydırmışlar.. kaza değil.. hata değil..
devamını gör...
517.
huzursuzluk.

bugün de dahil birkaç gündür hissettiğim tek şey huzursuzluk. bu yüzden mide ağrısı da çekiyorum. yapmak istediklerimi yapamıyorum çünkü pişman olacağıma eminim neredeyse. kendimi tutuyorum, tutmaya çalışıyorum. şu lanet olası telefonu bile elime almak istemiyorum. ne güzel kitap okuyordum, "gel çay içip sohbet edelim" diyerek mutfağa çağırdı annem. geldim, telefonla uğraşıyor o da, ben de. ee sohbet anacığım? huzursuz olduğumun herkes farkında, herkes. beni hayata bağlamaya çalışıyorlar, kaçak çayla :d tamam içeyim hadi :/
devamını gör...
518.
yaralanmış olabilirim ama ölmedim ve bu beni daha güçlü daha kararlı kılıyor.
devamını gör...
519.
bazen bütün kaygılarımı aynı anda deli gibi bir derinlik seviyesinde yaşıyorum.
bugün de o günlerden biriydi.
kafayı neye taktığımı nasıl anlatabileceğimi bile bilmiyorum çünkü hayatımda yaşamış olduğum kaygıların hepsini aynı anda yaşıyorum, tek bir olay değil de genel olarak hayatın kaygısını taşıyorum.
ama aslında hayatın kaygısı da değil, yaşamamış olduğum şeylerin bile kaygısı var üzerimde.
bu kaygıların hepsi benimle alakalı bile değil aslında.
öyle iğrenç bir şey.

o yüzden kaygıdan başka hiçbir şey hissedemiyorum, bünyem izin vermiyor.

mesela bunları yazarken hiç değilse içimi döktüğüm için biraz da olsa rahatlamam gerekirdi fakat bir süredir hiçbir şekilde kafamı boşaltamıyorum.
bir şeyler yazmaktan da, müzik dinlemekten de, sakinleşmek için yürümekten de, kahve içmekten bile keyif almıyorum. sadece keyif alıyormuşum gibi davranıyorum.
kendimi kandırmaktan başka ne yapabilirim bilmiyorum.

neye kaygı duyacağımı da bilmiyorum.
gelmesinden korktuğum geleceğe mi, kendime mi, ülkeye mi, kendim dışında kalan tüm insanlara mı, gündemdeki olaylara mı, hissettiğim ya da hissedemediğim şeylere mi?
neyse işte, bilemediğim için hepsine bir arada hayvan gibi kaygı duyuyorum.

en çokta her şeye duyduğum bu saçma kaygının hiçbir boka yaramayacağını biliyor olmama rağmen hiçbir şeyi değiştiremiyor olmama kaygı duyuyorum.

kaygı kelimesine bile kaygı duyuyorum, illet bir kelime.
çık aklımdan lanet olası.

bu kadar.
şimdi beni mükemmel hissettireceğine kesin olarak emin olduğum* kahvemi almaya gidiyorum.
biraz da onunla dertleşeceğim.
bana iyi gelecek ve kaygılarımı saracakmış, öyle diyor.
bir de senin derdini seveyim diyor.
-kes sesini kahveleşememiş ılık sulu 3'ü1arada bozuntusu. her şey senin yüzünden.
devamını gör...
520.
yorgunum. hayvan gibi çalıştık. tiner çekmekten bi hal olduk.
devamını gör...

bu başlığa tanım girmek için olabilirsiniz.

zaten üye iseniz giriş yapabilirsiniz.

"sözlük yazarlarının bugün hissettikleri" ile benzer başlıklar

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim