161.
isim hariç adlı kitabı okuyorum, yazar ancak vâr olduğu kesin olan bir şeye isim takılabilir diyor.
bizler ise inananlar, inanmayanlar, en büyük paradoksumuz galiba inanmayanlar bile inanmadığı bir varlığa ad koyuyor.
tanrı yoksa adını neden koydun?*
t/ evrenin yaratıcısı olduğuna inanılan ebedî ve ezelî olduğu düşünülen kişi.
bizler ise inananlar, inanmayanlar, en büyük paradoksumuz galiba inanmayanlar bile inanmadığı bir varlığa ad koyuyor.
tanrı yoksa adını neden koydun?*
t/ evrenin yaratıcısı olduğuna inanılan ebedî ve ezelî olduğu düşünülen kişi.
devamını gör...
162.
163.
vardır. emme bene gadar.
devamını gör...
164.
ben kendi dünyamın tanrısıyım
devamını gör...
165.
devamını gör...
166.
"bir şeye yeterli delile dayanarak inanma, doğru inanma; bu inanma ile ile elde edilen inanca doğru inanç denir. bilmenin gerekli ve yeterli şartı; bilindiği iddia edilen yargının doğruluğundan emin olma hakkına sahip olmaktır ki bu hakka o yargıya yeterli delile dayanarak inanıldığında ulaşılır. yani; bir yargının doğruluğuna yeterli delile dayanarak inanmak, o yargının doğruluğundan emin olma hakkına sahip olmaktır. dolayısıyla; bilme, doğru inanma; bilgi, doğru inançtır.
bilgi vardır. "bilgi yoktur." önermesi hiçbir zaman bilgi olmaz. bilginin yokluğunun bilgi olması imkansız ise bilgi hep vardır.
doğru inanç vardır. "doğru inanç yoktur." önermesinin doğru inanç olması imkansızdır. doğru inancın yokluğunun doğru inanç olması imkansız ise doğru inanç hep vardır. doğru inanç, doğru inanana, dolayısıyla; bilgi, bilene muhtaçtır. bilen, doğru inanan vardır. bilen her şeyi bilir: bilmediği herhangi bir şey olan tam anlamıyla bilen olamaz. her şeyi bilen, bütün olayları da bilir. olaylar, zaman ve mekan bağlamında gerçekleşir. ancak zamanı ve mekanı kuşatan tüm olayları bilebilir. mekanı kuşatan, mekanı her tarafından kuşattığı için mekanın ötesinde tektir.
doğru inanç -yani bilgi- , doğru inananın -yani bilenin- doğru inanması ile -yani bilmesi ile- var olur. dolasıyla bilen, bilme fiili ile bilgiyi sürekli var edendir. ancak var eden bilgiyi sürekli var edebilir: bilen, var edendir. var edenin var etmediği şey yoktur. her şeyi o var eder.
1.) bilgi vardır. "bilgi yoktur." önermesi hiçbir zaman bilgi olmaz.
2.) bilen vardır. bilginin varlığı öznesine işaret eder.
3.) bilen tektir. bilen, zaman ve mekan içindeki her olayı bilir. zaman ve mekan içindeki her olay, ancak zamanı ve mekanı kuşatan tarafından bilinebilir. mekanı kuşatan tektir.
4.) bilen, var edendir. bilen, bilme fiili ile bilgiyi sürekli var eder. ancak var eden bilgiyi sürekli var edebilir.
5.) bilen, var eden, zamanı ve mekanı kuşatan; sonsuz büyüklüktedir. çünkü mekanın ötesinde sadece o vardır.
6.) bilen, var eden, kuşatan, sonsuz büyüklükte ve tek olan tanrıdır. " şeklindeki ispattan da anlaşılacağı üzere bilen, var eden, kuşatan, sonsuz büyüklükte ve tek olandır.
bilgi vardır. "bilgi yoktur." önermesi hiçbir zaman bilgi olmaz. bilginin yokluğunun bilgi olması imkansız ise bilgi hep vardır.
doğru inanç vardır. "doğru inanç yoktur." önermesinin doğru inanç olması imkansızdır. doğru inancın yokluğunun doğru inanç olması imkansız ise doğru inanç hep vardır. doğru inanç, doğru inanana, dolayısıyla; bilgi, bilene muhtaçtır. bilen, doğru inanan vardır. bilen her şeyi bilir: bilmediği herhangi bir şey olan tam anlamıyla bilen olamaz. her şeyi bilen, bütün olayları da bilir. olaylar, zaman ve mekan bağlamında gerçekleşir. ancak zamanı ve mekanı kuşatan tüm olayları bilebilir. mekanı kuşatan, mekanı her tarafından kuşattığı için mekanın ötesinde tektir.
doğru inanç -yani bilgi- , doğru inananın -yani bilenin- doğru inanması ile -yani bilmesi ile- var olur. dolasıyla bilen, bilme fiili ile bilgiyi sürekli var edendir. ancak var eden bilgiyi sürekli var edebilir: bilen, var edendir. var edenin var etmediği şey yoktur. her şeyi o var eder.
1.) bilgi vardır. "bilgi yoktur." önermesi hiçbir zaman bilgi olmaz.
2.) bilen vardır. bilginin varlığı öznesine işaret eder.
3.) bilen tektir. bilen, zaman ve mekan içindeki her olayı bilir. zaman ve mekan içindeki her olay, ancak zamanı ve mekanı kuşatan tarafından bilinebilir. mekanı kuşatan tektir.
4.) bilen, var edendir. bilen, bilme fiili ile bilgiyi sürekli var eder. ancak var eden bilgiyi sürekli var edebilir.
5.) bilen, var eden, zamanı ve mekanı kuşatan; sonsuz büyüklüktedir. çünkü mekanın ötesinde sadece o vardır.
6.) bilen, var eden, kuşatan, sonsuz büyüklükte ve tek olan tanrıdır. " şeklindeki ispattan da anlaşılacağı üzere bilen, var eden, kuşatan, sonsuz büyüklükte ve tek olandır.
devamını gör...
167.
bizim vâroluş nedenimiz kendisinin var olup olmamasına bağlı olarak değişen varlık.
eğer tanrı varsa olması için bir sebep olmalıdır, eğer yoksa da olmaması için bir neden olmak zorundadır, der ethica
eğer tanrı varsa olması için bir sebep olmalıdır, eğer yoksa da olmaması için bir neden olmak zorundadır, der ethica
devamını gör...
168.
169.
esasen öz türkçede “teñri (tengri: ????)” olan sözcük. etimolojik karşılığı “gök, gökyüzü”dür. gök ise eski türkçede yerine göre mavi, yeşil veya kurşunî renkleri tanımlar.
sözcüğün çinceden türkçeye geçtiğini söyleyebiliriz. çincede “tiānrì” gökyüzü veya güneş için kullanılır. kök sözcük “tian” olup “gök, gökyüzü, cennet” anlamlarına gelmektedir.
sözcüğün çinceden türkçeye geçtiğini söyleyebiliriz. çincede “tiānrì” gökyüzü veya güneş için kullanılır. kök sözcük “tian” olup “gök, gökyüzü, cennet” anlamlarına gelmektedir.
devamını gör...
170.
tanrı, varlığın var olma nedeni veya varlıkların toplamı.
tasavvufta varlıkların toplamıdır.* yani evrende var olan her şey tanrıdandır ve tanrının bir parçasıdır. yani, eğer bir varlığın parçası olarak varsam tanrı benim özümdedir, der ve kendine döner. tanrı onların varlığındadır.
bilime göreyse, nedensellikten ötürü, tanrı varlığın sebebi olan varlıksa yani varlığın var olma sebebi ise mutlaka kendi varlığımız gibi nesnel ve ölçüsel olarak varlığı kanıtlanabilir bir varlıktır. bu nedenle varlığı kendi varlığının dışında arar. onlara göre tanrı varlığın dışındadır.
ister tasavvufi ister bilimsel olsun varlık bir şekilde algılanabilen veya hissedilebilen olmalıdır. bu süreçte tüm sorular cevaplanmadan varlığı tespit edilemez olan varlıktır tanrı.
düşünce ve deneyin ötesindeyken (yani şu an) tanrı inanç ölçüsünde vardır.
inananlara göre ve inanmayanlara göre...
tanrı şu an için inançtır.
bulamayan, hissedemeyen için bu inanç "tanrı yoktur." şeklindedir.
bulduğuna ve hissettiğine inanan için: "tanrı vardır."
tasavvufta varlıkların toplamıdır.* yani evrende var olan her şey tanrıdandır ve tanrının bir parçasıdır. yani, eğer bir varlığın parçası olarak varsam tanrı benim özümdedir, der ve kendine döner. tanrı onların varlığındadır.
bilime göreyse, nedensellikten ötürü, tanrı varlığın sebebi olan varlıksa yani varlığın var olma sebebi ise mutlaka kendi varlığımız gibi nesnel ve ölçüsel olarak varlığı kanıtlanabilir bir varlıktır. bu nedenle varlığı kendi varlığının dışında arar. onlara göre tanrı varlığın dışındadır.
ister tasavvufi ister bilimsel olsun varlık bir şekilde algılanabilen veya hissedilebilen olmalıdır. bu süreçte tüm sorular cevaplanmadan varlığı tespit edilemez olan varlıktır tanrı.
düşünce ve deneyin ötesindeyken (yani şu an) tanrı inanç ölçüsünde vardır.
inananlara göre ve inanmayanlara göre...
tanrı şu an için inançtır.
bulamayan, hissedemeyen için bu inanç "tanrı yoktur." şeklindedir.
bulduğuna ve hissettiğine inanan için: "tanrı vardır."
devamını gör...
171.
hissediyorum öyleyse vardır
devamını gör...
172.
"tanrı bize hayatını kabul ediyor musun diye sormaz - seçim şansı yoktur, kaderin zaten yazılmıştır. sadece nasıl yaşayacağını seçebilirsin veya yaşamayacağını; o da bir seçenek. ahlak veya alçaklık diye bir şey yok. hayatın sonlanana dek, sona dek yalnızca sen ve senin kuralların var."
devamını gör...
173.
devamını gör...
174.
tanrı, bir sanrıdır yani senin gerçekte var olduğunu sandığın şeydir. allah yok din yalan peygamberler şarlatan...
devamını gör...
175.
tanrı olgusu kişiden kişiye ve kullanım amacına göre değişiklik gösterebilir. henüz bilimsel olarak açıklanamamış olgular yada açıklanmış olsa dahi bunu tatmin edici bulmayanlar tarafından doğaüstü bir yaratıcıya atfedilerek bir acil kaçış rampası olarak kullanılabilir. insan doğası gereği psikolojik rahatlama ve zor zamanlarda yalnızlık sarmalından kurtulabilmek için görünmez, duyulmaz ama var olduğuna inanılan bir süper kahraman olarak da kullanılabilir. bunların haricinde bireyin yaşadığı coğrafyaya göre de tanrı olgusu değişiklik gösterebilir ve bu doğrultuda şekillenebilir. herkesin inanç özgürlüğü olduğu gibi inanmama özgürlüğü de vardır ve kimisine göre insanın tanrısı var olan vicdanı iken kimisinin bambaşka somut bir nesne de olabilir.
devamını gör...
176.
evrenin yaratıcısı ve tek sahibi.
devamını gör...
177.
tanrı, homo sapiens'in aşırı derecede gelişen korteksi yüzünden ortaya çıkmış hayali bir varlıktır. çevremizde hareket eden bir takım varlıklar olduğunu düşünme eğilimi, hem av olmamak hem de av olabilecek potansiyelleri değerlendirmek için evrimsel süreçte ortaya çıkmıştır. yani çevremizdeki çalılıkarda hareket eden bir şeyler olduğunu düşünmek, bunun farkına varmak. bir şey olmasa da orada bir şey olduğunu düşünmek evrimsel açıdan, hayatta kalmak için daha yeğdir. elbette bu eğilim false positive sonuçlara varmamıza sebep olmaktadır ve bu false positive'ler doğa üstü bir takım fenomenlerin varlığı şeklinde yorumlanmıştır. daha sonra bunların başımıza gelen bir takım müsibetlere ya da iyi şeylere sebep olduğu şeklinde inançlar gelişmiştir. tek tanrılı, doktriner dinlerin ortaya çıkması ise, bu doğa üstü varlıklar ile ilgilenen ruhban sınıfının ordaya çıkması ile alakalıdır. doğa üstü bu tarz varlıklara inanç, toplumsal düzeni sağlamak için kullanılmışır. insanları sürekli izleyen bir tanrı, sosyal anlamda faydalı olacak, toplumsal kohezyanu artıracak davranışların teşvik edilmesi için kullanılmıştır. uzun lafın kısası, doğa üstü fenomenlerin kökeni beynimizin olmayan şeyleri var gibi görme eğilimindedir ve aşırı derecede gelişmiş korteksimiz de bu şeyler üzerine spekülasyon yapma, onlar hakkında hayal kurma, hayatımızı nasıl etkilediği, bize nasıl kurallar koyduğu konusunda hikayeler uydurma konusunda oldukça beceriklidir. tanrı, işte buralardan sökun ederek günümüze kadar gelmektedir. özgür mü değil mi, neden bile bile kötülüğü yarattı, kaldıramayacağı taşı yaratır mı falan gibi, kafamızı hayali bir varlığın nitelikleri üzerinde düşünmeye iten şey korteksimizin bu aşırı gelişmişliğidir.
devamını gör...
178.
üzerine düşünmeye başladığınız anda yavaş yavaş dağılan bir sis.. ancak ki hiç düşünmeyip, sorgulamayıp var olduğuna inandığınız sürece 'var'.. (ve varlığına kendisi de inanmıyor olmalı ki, varlığına inandırıcı en küçük bir çabası yok. )
devamını gör...
179.
tanrı gerçekten var mıydı, yok muydu? aynı mıydı, farklı mıydı, dost muydu, düşman mıydı, bizden miydi, kirli bir el miydi, karanlık kıyıları aydınlatan ışık mıydı, yolundan sapmış bir bataklık mıydı, aklını okusa dilinden anlar mıydı, dipsiz kuyuya atılmış dilsiz bir taş mıydı, bir umut bir şans mıydı, yoksa zibilyonlarca tilki için nafile bir uğraş mıydı?... o seni yarattı diye düşünürken sen onu kafanda yaratmışsan eğer, ufak bir kıvılcımdan ne olurdu ki? ya tutarsa; buradan buyursun, yanmadan yakmaya çalışmış mıydı? düşün ki cevabı bulasın, olur da bulursan anlam kazanırsın belki.
devamını gör...
180.
ne isyan ediyorum ne de hak veriyorum.
devamını gör...