161.
esasen öz türkçede “teñri (tengri: ????)” olan sözcük. etimolojik karşılığı “gök, gökyüzü”dür. gök ise eski türkçede yerine göre mavi, yeşil veya kurşunî renkleri tanımlar.
sözcüğün çinceden türkçeye geçtiğini söyleyebiliriz. çincede “tiānrì” gökyüzü veya güneş için kullanılır. kök sözcük “tian” olup “gök, gökyüzü, cennet” anlamlarına gelmektedir.
sözcüğün çinceden türkçeye geçtiğini söyleyebiliriz. çincede “tiānrì” gökyüzü veya güneş için kullanılır. kök sözcük “tian” olup “gök, gökyüzü, cennet” anlamlarına gelmektedir.
devamını gör...
162.
tanrı, varlığın var olma nedeni veya varlıkların toplamı.
tasavvufta varlıkların toplamıdır.* yani evrende var olan her şey tanrıdandır ve tanrının bir parçasıdır. yani, eğer bir varlığın parçası olarak varsam tanrı benim özümdedir, der ve kendine döner. tanrı onların varlığındadır.
bilime göreyse, nedensellikten ötürü, tanrı varlığın sebebi olan varlıksa yani varlığın var olma sebebi ise mutlaka kendi varlığımız gibi nesnel ve ölçüsel olarak varlığı kanıtlanabilir bir varlıktır. bu nedenle varlığı kendi varlığının dışında arar. onlara göre tanrı varlığın dışındadır.
ister tasavvufi ister bilimsel olsun varlık bir şekilde algılanabilen veya hissedilebilen olmalıdır. bu süreçte tüm sorular cevaplanmadan varlığı tespit edilemez olan varlıktır tanrı.
düşünce ve deneyin ötesindeyken (yani şu an) tanrı inanç ölçüsünde vardır.
inananlara göre ve inanmayanlara göre...
tanrı şu an için inançtır.
bulamayan, hissedemeyen için bu inanç "tanrı yoktur." şeklindedir.
bulduğuna ve hissettiğine inanan için: "tanrı vardır."
tasavvufta varlıkların toplamıdır.* yani evrende var olan her şey tanrıdandır ve tanrının bir parçasıdır. yani, eğer bir varlığın parçası olarak varsam tanrı benim özümdedir, der ve kendine döner. tanrı onların varlığındadır.
bilime göreyse, nedensellikten ötürü, tanrı varlığın sebebi olan varlıksa yani varlığın var olma sebebi ise mutlaka kendi varlığımız gibi nesnel ve ölçüsel olarak varlığı kanıtlanabilir bir varlıktır. bu nedenle varlığı kendi varlığının dışında arar. onlara göre tanrı varlığın dışındadır.
ister tasavvufi ister bilimsel olsun varlık bir şekilde algılanabilen veya hissedilebilen olmalıdır. bu süreçte tüm sorular cevaplanmadan varlığı tespit edilemez olan varlıktır tanrı.
düşünce ve deneyin ötesindeyken (yani şu an) tanrı inanç ölçüsünde vardır.
inananlara göre ve inanmayanlara göre...
tanrı şu an için inançtır.
bulamayan, hissedemeyen için bu inanç "tanrı yoktur." şeklindedir.
bulduğuna ve hissettiğine inanan için: "tanrı vardır."
devamını gör...
163.
hissediyorum öyleyse vardır
devamını gör...
164.
"tanrı bize hayatını kabul ediyor musun diye sormaz - seçim şansı yoktur, kaderin zaten yazılmıştır. sadece nasıl yaşayacağını seçebilirsin veya yaşamayacağını; o da bir seçenek. ahlak veya alçaklık diye bir şey yok. hayatın sonlanana dek, sona dek yalnızca sen ve senin kuralların var."
devamını gör...
165.
devamını gör...
166.
tanrı, bir sanrıdır yani senin gerçekte var olduğunu sandığın şeydir. allah yok din yalan peygamberler şarlatan...
devamını gör...
167.
tanrı olgusu kişiden kişiye ve kullanım amacına göre değişiklik gösterebilir. henüz bilimsel olarak açıklanamamış olgular yada açıklanmış olsa dahi bunu tatmin edici bulmayanlar tarafından doğaüstü bir yaratıcıya atfedilerek bir acil kaçış rampası olarak kullanılabilir. insan doğası gereği psikolojik rahatlama ve zor zamanlarda yalnızlık sarmalından kurtulabilmek için görünmez, duyulmaz ama var olduğuna inanılan bir süper kahraman olarak da kullanılabilir. bunların haricinde bireyin yaşadığı coğrafyaya göre de tanrı olgusu değişiklik gösterebilir ve bu doğrultuda şekillenebilir. herkesin inanç özgürlüğü olduğu gibi inanmama özgürlüğü de vardır ve kimisine göre insanın tanrısı var olan vicdanı iken kimisinin bambaşka somut bir nesne de olabilir.
devamını gör...
168.
evrenin yaratıcısı ve tek sahibi.
devamını gör...
169.
tanrı, homo sapiens'in aşırı derecede gelişen korteksi yüzünden ortaya çıkmış hayali bir varlıktır. çevremizde hareket eden bir takım varlıklar olduğunu düşünme eğilimi, hem av olmamak hem de av olabilecek potansiyelleri değerlendirmek için evrimsel süreçte ortaya çıkmıştır. yani çevremizdeki çalılıkarda hareket eden bir şeyler olduğunu düşünmek, bunun farkına varmak. bir şey olmasa da orada bir şey olduğunu düşünmek evrimsel açıdan, hayatta kalmak için daha yeğdir. elbette bu eğilim false positive sonuçlara varmamıza sebep olmaktadır ve bu false positive'ler doğa üstü bir takım fenomenlerin varlığı şeklinde yorumlanmıştır. daha sonra bunların başımıza gelen bir takım müsibetlere ya da iyi şeylere sebep olduğu şeklinde inançlar gelişmiştir. tek tanrılı, doktriner dinlerin ortaya çıkması ise, bu doğa üstü varlıklar ile ilgilenen ruhban sınıfının ordaya çıkması ile alakalıdır. doğa üstü bu tarz varlıklara inanç, toplumsal düzeni sağlamak için kullanılmışır. insanları sürekli izleyen bir tanrı, sosyal anlamda faydalı olacak, toplumsal kohezyanu artıracak davranışların teşvik edilmesi için kullanılmıştır. uzun lafın kısası, doğa üstü fenomenlerin kökeni beynimizin olmayan şeyleri var gibi görme eğilimindedir ve aşırı derecede gelişmiş korteksimiz de bu şeyler üzerine spekülasyon yapma, onlar hakkında hayal kurma, hayatımızı nasıl etkilediği, bize nasıl kurallar koyduğu konusunda hikayeler uydurma konusunda oldukça beceriklidir. tanrı, işte buralardan sökun ederek günümüze kadar gelmektedir. özgür mü değil mi, neden bile bile kötülüğü yarattı, kaldıramayacağı taşı yaratır mı falan gibi, kafamızı hayali bir varlığın nitelikleri üzerinde düşünmeye iten şey korteksimizin bu aşırı gelişmişliğidir.
devamını gör...
170.
üzerine düşünmeye başladığınız anda yavaş yavaş dağılan bir sis.. ancak ki hiç düşünmeyip, sorgulamayıp var olduğuna inandığınız sürece 'var'.. (ve varlığına kendisi de inanmıyor olmalı ki, varlığına inandırıcı en küçük bir çabası yok. )
devamını gör...
171.
tanrı gerçekten var mıydı, yok muydu? aynı mıydı, farklı mıydı, dost muydu, düşman mıydı, bizden miydi, kirli bir el miydi, karanlık kıyıları aydınlatan ışık mıydı, yolundan sapmış bir bataklık mıydı, aklını okusa dilinden anlar mıydı, dipsiz kuyuya atılmış dilsiz bir taş mıydı, bir umut bir şans mıydı, yoksa zibilyonlarca tilki için nafile bir uğraş mıydı?... o seni yarattı diye düşünürken sen onu kafanda yaratmışsan eğer, ufak bir kıvılcımdan ne olurdu ki? ya tutarsa; buradan buyursun, yanmadan yakmaya çalışmış mıydı? düşün ki cevabı bulasın, olur da bulursan anlam kazanırsın belki.
devamını gör...
172.
ne isyan ediyorum ne de hak veriyorum.
devamını gör...
173.
kimilerine göre tüm evreni var eden kimilerine göre ise gerçek olmayan bir varlıktır.
çeşitli argümanlar üzerine tartışılmış olsa da insan dediğimiz canlının asla kanıtlayamayacağı fikirleri ile asırlarca bile tartışacağı konu olarak hep var olacaktır. tanrı ister var olsun ister olmasın herkesin düşüncesi kendi içerisinde kalmalıdır. zira bu vakte kadar tanrı, benim tanrım ile onun tanrısı arasında ayrım yaparak kendi arzularına kılıf bulan hükümdarların nice insan katline sebep veren insan varlığı için büyük bir kukla-kavramsal anlam taşır.
çeşitli argümanlar üzerine tartışılmış olsa da insan dediğimiz canlının asla kanıtlayamayacağı fikirleri ile asırlarca bile tartışacağı konu olarak hep var olacaktır. tanrı ister var olsun ister olmasın herkesin düşüncesi kendi içerisinde kalmalıdır. zira bu vakte kadar tanrı, benim tanrım ile onun tanrısı arasında ayrım yaparak kendi arzularına kılıf bulan hükümdarların nice insan katline sebep veren insan varlığı için büyük bir kukla-kavramsal anlam taşır.
devamını gör...
174.
var mıdır, yok mudur bilemem. az mıdır, çok mudur bilemem. bildiğim bir şey varsa: yokluğu, varlığı önemsiz bir kimse. çünkü en ufak bir saygıyı bile hak etmiyor. yaptığı işleri görmek bunun için yeterli. bok gibi iş yapıyor. bir sürü arzu falan vermiş herkese, sonra da şunu yapma, bunu yapma. neden? çünkü ben öyle istiyorum. taş taş mı geçiyorsun lan sen? sonra bir de cennet diye her istediğinin olduğu sıkıcı bir mekana sahip varlık. 70 tane huriyi napayım ben? bana 1 tane yeterli. hem ben grup sevmiyorum. komünist miyiz biz? tövbe tövbe. hikmeti falan da yok. insanları kekliyor işte. bir şey biliyor olsaydı, şimdiye kadar bir numarasını görürdüm ama hiçbir numarası yok. tamamen algı çalışması yapıyor. bir de saklambaç oynamayı seviyor. 5 yaşında falan olmalı. neyse büyümeye karar verirse belki yine iletişime geçebilirim. şu haliyle çok sıkıcı ve çekilmez.
devamını gör...
175.
varlığı -zaten- çelişkili olandır. tanrı'nın varlığının ispat edilmeye çalışılmasından, yani somutlanmaya, akla, mantığa ve ilime uygun bir hale getirilmeye çalışılmasından çelişkiler doğar.
titanlar tanrı'dan daha gerçekçiydiler, daha inanılır gibi ve daha mantığa uygundular.
titanlar fizikiydiler, insan üstü adamlar ve kadınlar oldukları, insanlar ile sık sık temas kurdukları, onlar ile ilişkiye girdikleri söylendiğinde, delinin zorunun, titanların varlığını iddia etmesi değil kendisi ile temas kurduğunu iddia etmesi olduğunun düşünüldüğünü anlarız.
titanlar hususunda, krallar, siyasetçiler, aristokratlar ve sanatçılar sıklıkla felsefe yapar ve hatta felsefelerini politize ederek ekonomi kurmaya çalışırlardı.
felsefeyi tanrı/tanrılar hususunda önce sınırlandıran ve daha sonraları da tamamen yasaklayan (bence tamamen ekonomi-politik bir stratejidir bu) gürühlar, gelişen bilimsel mantığa uygun bir 'tek' tanrı uydurmaya çalışırlarken, somut ve yere sık sık inen titanları, soyut ve ele avuca gelmez bir gizeme çevirdiler. ancak tabi bu çeviri aslında aynı zamanda tanrı'nın sonunun geldiğini yani onun öldüğünü ilan ediyordu. tanrı uzaklara gitti ve sustu : elitist tarikatlar şöyle fısıldadılar : tanrı sustu! belki de küstü.. gitti.. öldü mü!? bilinmiyor..
deizm, tanrı'nın somutlaştırılmasının, kökleri en derinlere inen yöntemlerini bünyesinde barındırarak durumu kurtarmaya çalıştı, ama bilinçli ama bilinçsiz..
bir sistem, bir şey, bir güç var demek dinlerin arz ettiği gibi bir tanrı, bir yaratıcı var demek değildir. bilim ve felsefeyi ciddiye almayan ezberci insanların saflıkları ve 'ahlaklı' beklentileri bir şeyleri çözüme ulaştırmaz. *
bilgiye ulaştıkça dumur olacağız birlikte elbette ama rezil olan biz ateistler olmayacağız.
tanrı diye bir şey yoktur dendiğinde, şu yazdıklarım aklınızda bulunsun. yoksa hepimiz insanız ve kardeşiz, birbirimize de mecburuz..
titanlar tanrı'dan daha gerçekçiydiler, daha inanılır gibi ve daha mantığa uygundular.
titanlar fizikiydiler, insan üstü adamlar ve kadınlar oldukları, insanlar ile sık sık temas kurdukları, onlar ile ilişkiye girdikleri söylendiğinde, delinin zorunun, titanların varlığını iddia etmesi değil kendisi ile temas kurduğunu iddia etmesi olduğunun düşünüldüğünü anlarız.
titanlar hususunda, krallar, siyasetçiler, aristokratlar ve sanatçılar sıklıkla felsefe yapar ve hatta felsefelerini politize ederek ekonomi kurmaya çalışırlardı.
felsefeyi tanrı/tanrılar hususunda önce sınırlandıran ve daha sonraları da tamamen yasaklayan (bence tamamen ekonomi-politik bir stratejidir bu) gürühlar, gelişen bilimsel mantığa uygun bir 'tek' tanrı uydurmaya çalışırlarken, somut ve yere sık sık inen titanları, soyut ve ele avuca gelmez bir gizeme çevirdiler. ancak tabi bu çeviri aslında aynı zamanda tanrı'nın sonunun geldiğini yani onun öldüğünü ilan ediyordu. tanrı uzaklara gitti ve sustu : elitist tarikatlar şöyle fısıldadılar : tanrı sustu! belki de küstü.. gitti.. öldü mü!? bilinmiyor..
deizm, tanrı'nın somutlaştırılmasının, kökleri en derinlere inen yöntemlerini bünyesinde barındırarak durumu kurtarmaya çalıştı, ama bilinçli ama bilinçsiz..
bir sistem, bir şey, bir güç var demek dinlerin arz ettiği gibi bir tanrı, bir yaratıcı var demek değildir. bilim ve felsefeyi ciddiye almayan ezberci insanların saflıkları ve 'ahlaklı' beklentileri bir şeyleri çözüme ulaştırmaz. *
bilgiye ulaştıkça dumur olacağız birlikte elbette ama rezil olan biz ateistler olmayacağız.
tanrı diye bir şey yoktur dendiğinde, şu yazdıklarım aklınızda bulunsun. yoksa hepimiz insanız ve kardeşiz, birbirimize de mecburuz..
devamını gör...
176.
vardir. adi da allah'tir. din de islam'dir.
net ya, kesin oyle bence. ha sizce olmayabilir. ama bence kesin oyle.
en sonunda recm insanlik disi el kesme falan diyip, olunce fena taklaya gelcekmissiniz gibi hissediyorum
hadi bakalim
net ya, kesin oyle bence. ha sizce olmayabilir. ama bence kesin oyle.
en sonunda recm insanlik disi el kesme falan diyip, olunce fena taklaya gelcekmissiniz gibi hissediyorum
hadi bakalim
devamını gör...
177.
insan evrene kıyasla yok hükmünde olan, varlığı yok denilebilecek kadar küçük ve önemsiz olan bir varlık olduğu halde, bilinç sahibi olduğunu, kendi varlığının farkında olduğunu, kendine ve etrafındaki nesnelere "anlam" verebildiğini iddia edip, sonsuz büyüklükteki evrenin/varlığın bilinçsiz olduğunu, bir anlamının olmadığını iddia etmesi kadar ahmakça bir şey olamaz.
yaratıcıya inanan ve inanmayan insanlar arasındaki tek fark evrenin yani varlığın bir bilinç ve amaca sahip olup olmadığına inanmalarıdır aslında.
varlık bilinçsiz midir bilinçli midir. soru bu. eğer varlık bilinçsiz olsaydı, varlık var olabilir miydi? bilinci olmayan varlığın var olmasıyla yok olması arasındaki fark nedir? varlık, var olmak bilinmektir. eğer varlık var olmasaydı bilinmezdi/bilinmeseydi var olmazdı. biz tüm varlığın, kendini bilen, bilinci olan varlığın numunesiyiz. evrende her büyük ölçekli varlığın küçük ölçeklisi de vardır.
yaratıcıya inanan ve inanmayan insanlar arasındaki tek fark evrenin yani varlığın bir bilinç ve amaca sahip olup olmadığına inanmalarıdır aslında.
varlık bilinçsiz midir bilinçli midir. soru bu. eğer varlık bilinçsiz olsaydı, varlık var olabilir miydi? bilinci olmayan varlığın var olmasıyla yok olması arasındaki fark nedir? varlık, var olmak bilinmektir. eğer varlık var olmasaydı bilinmezdi/bilinmeseydi var olmazdı. biz tüm varlığın, kendini bilen, bilinci olan varlığın numunesiyiz. evrende her büyük ölçekli varlığın küçük ölçeklisi de vardır.
devamını gör...
178.
diye bir şey yok.
devamını gör...
179.
tarih boyunca her ırkın kendisine benzettiği, aslında ırk ve insan üstü olan ezeli ve ebedi yegane kuvvet.hatat öyle ki ispanyollar tanrının ispanyol olduğunu iddia edebilecek kadar ileriye gitmiştir.
devamını gör...
180.
bana bişey söylemedi.
devamını gör...