edebiyat dedikoduları
liseyi birlikte okuyan “iki can” arkadaş, eğitimleri boyunca harçlıklarını biriktirdiler. liseden mezun olduktan sonra milli eğitim bakanına gidip, yurtdışında okumaya gönderilmelerini istediler. parlak notlarla okullarını bitiren gençleri dinleyen bakan, sözüne başlamadan önce birini dışarı çıkardı. odasında kalan gence “seni gönderebilirim ama arkadaşım gönderirsem dedikodu olur. ‘oğluna torpil yaptı’ derler. bu yüzden onu gönderemem” dedi. bakan oğlu babasının kararına boynunu büktü, “madem öyle benim biriktirdiğim parayı da sen al. hiç olmazsa amacımı kısmen gerçekleştireyim” diyerek yıllardır biriktirdiği tüm parasını arkadaşına verdi… bakan, milli eğitim bakanı hasan ali yücel’di, dedikodu olur endişesiyle yurtdışına göndermediği öğrenci ise oğlu can yücel’di. yurtdışına giden öğrenci ise daha sonra dünyanın en ünlü beyin cerrahı olacak prof. dr. gazi yaşargil…
efendim bu dedikodu pek ünlüdür fakat zamanında bizzat gazi yaşargil tarafından şu sözlerle yalanlanmıştır:
“ne bana burs verildi ne de can’a. hasan ali yücel, temmuz 1943’te yanıma gelerek ‘gazi bey, can bana söyledi viyana’ya gitmeye karar vermişsiniz. ben de can’ı ingiltere’ye göndereceğim. lütfen onu ikna edin’ dedi. ben de ikna ettim, yol gösterdim sadece. ama ikimize de burs verilmedi. ikimizde ailemizin imkânlarıyla yurtdışına çıktık. can çok iyi arkadaşımdı.”
benden bir dedikodu:
yahya kemal beyatlı ile nazım hikmet'in annesi celile hanım, yakup kadri karaosmanoğlu'nun da vesilesi ile biraraya gelirler ve bu buluşmadan bir aşk filizlenir. bu sırada nazım hikmet bahriye mektebinde öğrencidir ve yahya kemal de ona hocalık yapmaktadır. bu hocalık sadece okul ile sınırlı değildir, yahya kemal celile hanım'ın evinde de nazım'a ders vermektedir. böyle bir ders gününde nazım, annesi celile hanım'la aralarında bir şey olduğunu hissettiği hocası yahya kemal'e "hocam olarak girdiğiniz bu eve babam olarak giremezsiniz" der.
günler haftalar geçedursun celile hanım bundan habersiz yahya kemal ile düğün hazırlıklarına başlar fakat çok geçmeden yahya kemal artık onu istemediğini, dolayısıyla böyle bir evliliğin olmayacağını söyler ve bir aşk yarım kalır.
üzerinden yıllar geçer, nazım siyasi suçlardan yargılanır ve tutuklanır. annesi celile hanım, oğlunun kurtulması için son bir ümit ile yahya kemal'e mektup yazar. fakat bu mektup asla karşılık bulmaz.
1956'da celile hanım ondan 2 yıl sonra da yahya kemal hayata veda eder. hiç yaşanmamış bir aşk da böylece toprağa karışır.
ekleme: edebiyat sayılır mı bilmem ama bir de şu var: iğne hadisesi
efendim bu dedikodu pek ünlüdür fakat zamanında bizzat gazi yaşargil tarafından şu sözlerle yalanlanmıştır:
“ne bana burs verildi ne de can’a. hasan ali yücel, temmuz 1943’te yanıma gelerek ‘gazi bey, can bana söyledi viyana’ya gitmeye karar vermişsiniz. ben de can’ı ingiltere’ye göndereceğim. lütfen onu ikna edin’ dedi. ben de ikna ettim, yol gösterdim sadece. ama ikimize de burs verilmedi. ikimizde ailemizin imkânlarıyla yurtdışına çıktık. can çok iyi arkadaşımdı.”
benden bir dedikodu:
yahya kemal beyatlı ile nazım hikmet'in annesi celile hanım, yakup kadri karaosmanoğlu'nun da vesilesi ile biraraya gelirler ve bu buluşmadan bir aşk filizlenir. bu sırada nazım hikmet bahriye mektebinde öğrencidir ve yahya kemal de ona hocalık yapmaktadır. bu hocalık sadece okul ile sınırlı değildir, yahya kemal celile hanım'ın evinde de nazım'a ders vermektedir. böyle bir ders gününde nazım, annesi celile hanım'la aralarında bir şey olduğunu hissettiği hocası yahya kemal'e "hocam olarak girdiğiniz bu eve babam olarak giremezsiniz" der.
günler haftalar geçedursun celile hanım bundan habersiz yahya kemal ile düğün hazırlıklarına başlar fakat çok geçmeden yahya kemal artık onu istemediğini, dolayısıyla böyle bir evliliğin olmayacağını söyler ve bir aşk yarım kalır.
üzerinden yıllar geçer, nazım siyasi suçlardan yargılanır ve tutuklanır. annesi celile hanım, oğlunun kurtulması için son bir ümit ile yahya kemal'e mektup yazar. fakat bu mektup asla karşılık bulmaz.
1956'da celile hanım ondan 2 yıl sonra da yahya kemal hayata veda eder. hiç yaşanmamış bir aşk da böylece toprağa karışır.
ekleme: edebiyat sayılır mı bilmem ama bir de şu var: iğne hadisesi
devamını gör...
silahsız kuvvet
(bkz: sagopa kajmer)
devamını gör...
girift radyo yayını
devamını gör...
i am melting lannn melting
bende aslında bal porsuğuyum.
edit: hobaa gitti arkadaşlar bu gelen aynı klavyede başka bir yazar. bence daha samimi.
edit2: herkes sinirlenmiş. bir ben sinirlenmemişim. bana da haber verin böyle duyguları. hep yanlış anlıyorum.
edit: hobaa gitti arkadaşlar bu gelen aynı klavyede başka bir yazar. bence daha samimi.
edit2: herkes sinirlenmiş. bir ben sinirlenmemişim. bana da haber verin böyle duyguları. hep yanlış anlıyorum.
devamını gör...
küçük şeylerle mutlu olmak
gözlemlediğim kadarıyla böyle insanların karşısına küçük şeyler bile çıkmıyor.
devamını gör...
ekmek bulamıyorlarsa pasta yesinler
fransız ihtilalinde giyotinle idam edilen kraliçe marie antoinettehem'in söylediği iddia edilen söz.bu sözü de onun söylediğine dair kanıt yok.ama o dönem ekmek sıkıntısı çekilen fransa'da zenginlerin fakirlerin hayatından bihaber olmasını tasvir eden bir söylenti olmuş.bir de bahsedilen şey pasta değil brioche adlı verilen ve ekmeğe çok benzeyen bir çörek.
devamını gör...
normal sözlük bug'ları
bir kelime ile ilgili arama yapıldığında ve o kelime çok sayıda başlığın içerisinde geçiyorsa aşağıdaki gibi bir durum oluşuyor, pc'den girildiğinde:

en altta görünenden sonrakileri göremiyorsunuz. ancak yön tuşlarından aşağı-yukarı tuşlarına bastığınızda, yukarıda sözcüğü ilk aradığınız arama satırı kısmında görebiliyorsunuz hepsini. oysa açılır listenin sağ tarafında aşağı yukarı kaydırılabilen bir ok olsa daha iyi olurdu gibi sanki.
anlatabildim mi derdimi bilmiyorum ama böyle bir sorun mevcut. bilginiz olsun.

en altta görünenden sonrakileri göremiyorsunuz. ancak yön tuşlarından aşağı-yukarı tuşlarına bastığınızda, yukarıda sözcüğü ilk aradığınız arama satırı kısmında görebiliyorsunuz hepsini. oysa açılır listenin sağ tarafında aşağı yukarı kaydırılabilen bir ok olsa daha iyi olurdu gibi sanki.
anlatabildim mi derdimi bilmiyorum ama böyle bir sorun mevcut. bilginiz olsun.
devamını gör...
funko
internet aramalarındaki tanımı : lisanslı vinil heykelcikleri ve bobble kafaları ile tanınan, lisanslı pop kültürü koleksiyon parçaları üreten bir amerikan şirketidir.
bana göre ise minnacık oyuncakları olmayacak fiyatlara satan oluşum. bir harry potter funko’su bakayım dedim bakmaz olaydım.
arz talep meselesi belki ama ciddi anlamda etmeyecek fiyatlara satılmakta.
bilmeyenler için :
bana göre ise minnacık oyuncakları olmayacak fiyatlara satan oluşum. bir harry potter funko’su bakayım dedim bakmaz olaydım.
arz talep meselesi belki ama ciddi anlamda etmeyecek fiyatlara satılmakta.
bilmeyenler için :

devamını gör...
ne kadar güzel
orhan veli şiiri.
“çayın rengi ne kadar güzel,
sabah sabah, açık havada!
hava ne kadar güzel!
oğlan çocuk ne kadar güzel!
çay ne kadar güzel!”
“çayın rengi ne kadar güzel,
sabah sabah, açık havada!
hava ne kadar güzel!
oğlan çocuk ne kadar güzel!
çay ne kadar güzel!”
devamını gör...
mütevazı
"alçak gönüllü" anlamına gelen ve yanlış bir şekilde mütevazi olarak kullanılan sözcük.
devamını gör...
bütün kadınların 50 kilo olmak istemesi
yine kadın olmadığımı öğrendim, sağ olun. sözlükte bu gibi başlıklar sayesinde her geçen gün kendi hakkımda bilmediğim şeyler öğreniyorum.*
devamını gör...
üniversitede yaşanmış en büyük pişmanlık
erasmusu kazanmış olmama rağmen ailede yaşanan sağlık durumundan ötürü son anda vazgeçmem.
devamını gör...
insanoğlunun en yakın akrabasının goril ve şempanze olması
devamını gör...
seni düşünmek
bir nazım hikmet armağanıdır.
devamını gör...
bir kadını kırmadan ona şişman olduğunu söylemek
çoğu zaman kişinin (kadın ya da erkek) kendisi obez (şişman deniyor halk dilinde) olduğunun farkındadır zaten. bunu ona hatırlatmaya gerek de yoktur sanki...
devamını gör...
bir öğrencinin gece 12'de öğretmenine soru sorması
sonuç olarak öğretmenin de bir ailesi, bir hayatı, bir düzeni var. bütün hafta zaten bu tür şeylerle uğraşıyordur, bir de pazar günü saat gecenin on ikisinde yazılınca böyle tepki vermesi normal.
saat 22.00'dan sonra, bu tür şeyler için kimseye yazılmaması görüşündeyim.
saat 22.00'dan sonra, bu tür şeyler için kimseye yazılmaması görüşündeyim.
devamını gör...
insan olmasaydın ne olmak isterdin sorunsalı
bir hayvan seçecek olsam koala olmak isterdim. ağaca sarılmış dünya umrunda değil.
cansız bir varlık olsam hızla akan bir nehirde su damlası olmak isterdim.
olmak istediğim iki şeye baktığımda bile birbiriyle ne kadar zıt olduğunu fark edip kendimle yüzleşmeme neden olan başlık.
cansız bir varlık olsam hızla akan bir nehirde su damlası olmak isterdim.
olmak istediğim iki şeye baktığımda bile birbiriyle ne kadar zıt olduğunu fark edip kendimle yüzleşmeme neden olan başlık.
devamını gör...