türk gencinin ömrünü mahveden üç şey
1.r
2.t
3.e
2.t
3.e
devamını gör...
yazarların üzülünce yaptıkları şeyler
rutin hayatıma devam ediyorum. bunu ancak üzüntüyle kardeş olmuş insanlar anlar. kanıksamıştır artık üzüntü varken bile yoktur yokken bile vardır öyle karışık işler işte.
devamını gör...
isim analizi
ismimizin içinde bulunan harflerin kişiliğimizin ve karakter özelliklerimizin üzerinde etkileri olduğu düşünülen analiz çeşididir. inanmak ve inanmamak arasında bir yerlerde olduğum konudur.
devamını gör...
miyop olmanın zorlukları
gözlüksüz gözlerinizi kısarak ileriyi görmeye çalışmaktır. merdiven çıkıyorsanız basamağa bastım sanıp sarsılırsınız.
devamını gör...
ozgur1ey
ne demek kafa izni ozgur1ey ? birkaç gün müsaade demiştin son olarak, tamam işte biz de müsaade vermiştik. habersiz gitmek olmadı ama. neyse döndüğünde bu tanımı düzenlerim ben de *.
sözlüğümüzün mozart sever, viyana ekolünden yazarına, "vallah ararın 155 'i" dayının videosunu ilk defa izlettirdiğim ve kültür şoku yaşattığım için üzgünüm, suçlu hissediyorum resmen *. özgür koş, kürtaj yapıyeh burda *.
sözlüğümüzün mozart sever, viyana ekolünden yazarına, "vallah ararın 155 'i" dayının videosunu ilk defa izlettirdiğim ve kültür şoku yaşattığım için üzgünüm, suçlu hissediyorum resmen *. özgür koş, kürtaj yapıyeh burda *.
devamını gör...
geceye bir sanat eseri bırak
rüyaların* ressamı zdzisław beksiński'nin en sevdiğim eseriyle geldim.
zdzisław beksiński - aa72 (1972)

devamını gör...
çocukların yetişkinlerden daha iyi yaptığı şeyler
empati yapmak
devamını gör...
kendin yapınca hoşuna giden başkaları yapınca aptalca bulduğun şeyler
arabada müzik sesini sona verip arizona kertenkelesi gibi sağda solda turlamak.
devamını gör...
yazarların cehennem tasviri
“cehennem başkalarıdır” demişti jean paul sartre
honki ponki de şöyle buyurdu; ayrı düşmektir cehennem.
honki ponki de şöyle buyurdu; ayrı düşmektir cehennem.
devamını gör...
tolstoy vs dostoyevski
evet, saçma bir versus olduğunu ben de düşünüyorum ama uğruna güzelim memleketimizde kavgaların da çıkmasına sebebiyet verebilen bir versus kendisi.
benim seçeceğim tercih (her ne kadar zor bir tercih olsa da) dostoyevski olacak. belirtmeden edemeyeceğim, iki yazara ait kitaplardan en çok beğendiğim (bkz: savaş ve barış)'tır. sadece bir kitapla sınırlandırılacak olsaydım savaş ve barış'ın karamazov kardeşlerden çok daha iyi olduğunu belirterek tercihimi tolstoy'dan yana kullanırdım.
gelelim neden dostoyevski'yi seçtiğime:
karamazov kardeşlerde din unsuru her ne kadar yoğun bir şekilde ön planda olsa da tolstoy'un neredeyse bütün eserlerinde din unsuru kendini gerçek anlamda hissettiriyor, bu benim ilgimi çok da çekmeyen bir durum olmasının yanında karamazov kardeşlerdeki yansıtılan din (bence) ahlaktan, iyi insan olmaktan yana geri planda kalıyor. oysa tolstoy hıristiyanlığı gözümüze soka soka işliyor.
dostoyevski'nin insan psikolojisi tahlillerini daha çok beğeniyor, her ne kadar karakterlerinin neredeyse hepsinin psikolojik sıkıntıları olsa da gerçeği daha çok yansıttığını düşünüyorum. (dostoyevski'nin buradaki averajı, daha sefil bir hayat yaşadığı için olduğunu düşünenlerdenim)
dostoyevski'nin romanlarında karakterlerin analizi çok başarılı yapıldığı için ( burada tolstoy başarısızdır demiyorum) roman boyunca karakterleri birbiriyle karıştırmıyoruz, kimden bahsettiğini derhal hatırlıyoruz. oysa tolstoy'da ( (bkz: savaş ve barış), (bkz: anna karenina) ) karakterlerin birbirine girdiğini, hikayenin sonunda bazılarının hatırlanmadığını görüyoruz. romanlarının kurgusunda dostoyevski tolztoy'un eline su dökemez, o bir gerçek.
daha fazla uzatmak da istemiyorum. her ikisine de okuyun, her ikisi de dünya edebiyatında yerleri doldurulamayacak büyük üstadlardır. saygıyla, selamlar.
benim seçeceğim tercih (her ne kadar zor bir tercih olsa da) dostoyevski olacak. belirtmeden edemeyeceğim, iki yazara ait kitaplardan en çok beğendiğim (bkz: savaş ve barış)'tır. sadece bir kitapla sınırlandırılacak olsaydım savaş ve barış'ın karamazov kardeşlerden çok daha iyi olduğunu belirterek tercihimi tolstoy'dan yana kullanırdım.
gelelim neden dostoyevski'yi seçtiğime:
karamazov kardeşlerde din unsuru her ne kadar yoğun bir şekilde ön planda olsa da tolstoy'un neredeyse bütün eserlerinde din unsuru kendini gerçek anlamda hissettiriyor, bu benim ilgimi çok da çekmeyen bir durum olmasının yanında karamazov kardeşlerdeki yansıtılan din (bence) ahlaktan, iyi insan olmaktan yana geri planda kalıyor. oysa tolstoy hıristiyanlığı gözümüze soka soka işliyor.
dostoyevski'nin insan psikolojisi tahlillerini daha çok beğeniyor, her ne kadar karakterlerinin neredeyse hepsinin psikolojik sıkıntıları olsa da gerçeği daha çok yansıttığını düşünüyorum. (dostoyevski'nin buradaki averajı, daha sefil bir hayat yaşadığı için olduğunu düşünenlerdenim)
dostoyevski'nin romanlarında karakterlerin analizi çok başarılı yapıldığı için ( burada tolstoy başarısızdır demiyorum) roman boyunca karakterleri birbiriyle karıştırmıyoruz, kimden bahsettiğini derhal hatırlıyoruz. oysa tolstoy'da ( (bkz: savaş ve barış), (bkz: anna karenina) ) karakterlerin birbirine girdiğini, hikayenin sonunda bazılarının hatırlanmadığını görüyoruz. romanlarının kurgusunda dostoyevski tolztoy'un eline su dökemez, o bir gerçek.
daha fazla uzatmak da istemiyorum. her ikisine de okuyun, her ikisi de dünya edebiyatında yerleri doldurulamayacak büyük üstadlardır. saygıyla, selamlar.
devamını gör...
bengaripsengüzeldünyaumutlu ile dünyadan uzak
ben aynı zamanda görselimizi de inceledim canım girizimle direkt çapraz konumlandırılmışım ve diğer sevdiğim göbeklim olsun vişnem olsun spawn olsun nükleerim olsun yanyana gelmişiz. ne güzel dedin ismi uzun yazarım içimiz gitmek çekiyor. sana tabii ki yer açarız kuzuum annem. yine bugünün zevzeği ben oldum arkadaşlar. modlarım affetsin göbeğinize sığınıyorum.* ve şu an çalan şarkı ne güzel.
devamını gör...
zihinsel yorgunluk belirtileri
*kolayca sinirlenmek
*panik atak
*uyuyamamak veya derin uyku süresi azlığı
*sabırsız - tahammülsüz bir insana dönüşmek
*boşlukta hissetmek
vb belirtilerin olduğu muhtemel yorgunluktur.
*panik atak
*uyuyamamak veya derin uyku süresi azlığı
*sabırsız - tahammülsüz bir insana dönüşmek
*boşlukta hissetmek
vb belirtilerin olduğu muhtemel yorgunluktur.
devamını gör...
normal sözlük yazarlarından yarım kalmış öyküler
nereye gideceğini bilmeden düşünüyordu saatlerdir, bildiği tek şey gitmek istediğiydi. bütün çocukluğu ve gençliği korkaklıkla geçmişti "artık bu böyle olmamalı" diye düşünüyordu. susadığını fark etti, usulca sandalyeden kalktı ve mutfağa doğru ilerledi.
mutfaktaki küçük masanın üzerindeki sürahiyi gördüğü zaman aklına eski zamanlar geldi, annesi ne çok kızardı sürahiden ağzına su dökmeye çalışırken mutfak zemini ıslattığını görünce! artık özgürdü, sürahiden su içtiği için kızacak bir annesi yoktu ancak zaman değişmişti tıpkı kendisi gibi. bunu yapmak isteyecek kadar çocuk, bunu yapacak kadar da hevesli değildi. sürahinin yanındaki bardağa su doldururken aklına küçükken hep londra'ya gitmek istediği geldi, ne çok severdi kasvetli havaları! bunu düşünürken hala hevesi olduğunu fark etti ve şaşırdı, onda hala bir şeyler için heves duyacak canlılık kalmış mıydı? halbuki son 5 yıldır bir ölüden farksızdı.
yavaşça salona doğru yöneldi, belki de hemen bu gece bilet alıp gitmeliydi. içinde kalan son hevesi keşfettikten sonra dönebilir miydi tekrar o kasvetli hayatına?
mutfaktaki küçük masanın üzerindeki sürahiyi gördüğü zaman aklına eski zamanlar geldi, annesi ne çok kızardı sürahiden ağzına su dökmeye çalışırken mutfak zemini ıslattığını görünce! artık özgürdü, sürahiden su içtiği için kızacak bir annesi yoktu ancak zaman değişmişti tıpkı kendisi gibi. bunu yapmak isteyecek kadar çocuk, bunu yapacak kadar da hevesli değildi. sürahinin yanındaki bardağa su doldururken aklına küçükken hep londra'ya gitmek istediği geldi, ne çok severdi kasvetli havaları! bunu düşünürken hala hevesi olduğunu fark etti ve şaşırdı, onda hala bir şeyler için heves duyacak canlılık kalmış mıydı? halbuki son 5 yıldır bir ölüden farksızdı.
yavaşça salona doğru yöneldi, belki de hemen bu gece bilet alıp gitmeliydi. içinde kalan son hevesi keşfettikten sonra dönebilir miydi tekrar o kasvetli hayatına?
devamını gör...
kuzguncuktaki vişne
önce çiçek açarak baharın güzelliğini, sonra meyvesiyle yazın neşesini, ferahlığını hissettiren güzel insan... okuyarak tanıdığım, anladığım, sevdiğim renklerden birisin sözlükte. buralarda ol hep. ne yazsam diye düşünürken bilge karasu 'nun narla incire gazel kitabından şu alıntı geldi aklıma:
sana, penceremin önünde duran o vişne ağacını anlatmıştım. karanlıkta bile, ona bakmak bir mutluluktu, bolartırdı gönlümü. sen o vişne ağacı gibisin, demek isterim sana.
ilkyaz güneşinde sert, yalız, ışınımlı aklığıyla bir kışın daha ödülünü dağıtır gibi göğe karşı çiçeklenen, taçyaprakları pörsüyüp döküldüğünde ardından gelecek alın umuduyla bizi oyalayan, yemişi, koparılmazsa, uzun süre karara karara kışı bekleyen vişnenin bütün hallerini sende görüyor değilim elbet. ama onun gibi bir yaşam umudusun benim için. yaşanabileceğini , yaşamağa çalışmak gerekeceğini duyurup duran.
sana, penceremin önünde duran o vişne ağacını anlatmıştım. karanlıkta bile, ona bakmak bir mutluluktu, bolartırdı gönlümü. sen o vişne ağacı gibisin, demek isterim sana.
ilkyaz güneşinde sert, yalız, ışınımlı aklığıyla bir kışın daha ödülünü dağıtır gibi göğe karşı çiçeklenen, taçyaprakları pörsüyüp döküldüğünde ardından gelecek alın umuduyla bizi oyalayan, yemişi, koparılmazsa, uzun süre karara karara kışı bekleyen vişnenin bütün hallerini sende görüyor değilim elbet. ama onun gibi bir yaşam umudusun benim için. yaşanabileceğini , yaşamağa çalışmak gerekeceğini duyurup duran.
devamını gör...
birini sevince yapılanlar
olası tüm sevgi hareketlerini yapıyorum ben. gidin bilen birilerine sorun, aynı şeyi söylerler kesin benim hakkımda. allah'ın adını verdim bakın?
yağmuru seviyorum, derse, gider karadeniz'e yerleşirim sırf yağmurlu havaları ona göstereyim diye. gülmesi için elimden geleni yaparım. salak salak hareketlerim de olur mesela, çocukça şeyler bazen. çünkü niye? çünkü aşk sen nelere kadirsin, değil mi?
yağmuru seviyorum, derse, gider karadeniz'e yerleşirim sırf yağmurlu havaları ona göstereyim diye. gülmesi için elimden geleni yaparım. salak salak hareketlerim de olur mesela, çocukça şeyler bazen. çünkü niye? çünkü aşk sen nelere kadirsin, değil mi?
devamını gör...
sözlüğün en sevilen yazarı
(bkz: wylde)
(bkz: maçın zor geçeceğini bilmiyordum özür dilerim)
(bkz: bal yerine reçel yapan arı)
(bkz: koltuksevdalisi)
(bkz: başımızaicatçıkarmadenilençocuktum)
(bkz: kaynamış sütün üzerindeki ince kaymak tabakası)
(bkz: köylü yazardan ironiler)
(bkz: _zavallısada_)
(bkz: jew)
çoğuyla tanışma fırsatım olmadı ama tanımlarını sevdiğim yazarlar kendileri.
(bkz: maçın zor geçeceğini bilmiyordum özür dilerim)
(bkz: bal yerine reçel yapan arı)
(bkz: koltuksevdalisi)
(bkz: başımızaicatçıkarmadenilençocuktum)
(bkz: kaynamış sütün üzerindeki ince kaymak tabakası)
(bkz: köylü yazardan ironiler)
(bkz: _zavallısada_)
(bkz: jew)
çoğuyla tanışma fırsatım olmadı ama tanımlarını sevdiğim yazarlar kendileri.
devamını gör...
evlenmek
bir anlaşma yapmak. sevmek, sadık olmak , efendim maddi manevi şeyleri paylaşmak için devletin, başkalarının önünde söz vermek, onayını almak. kimilerince saçmalamak.
devamını gör...
pontiac
1906 yılında general motors tarafından üretilmeye başlanan, 2009 yılında maddi sebepler ile üretimi durdurulan abd menşeli araba markasıdır. "poniyak" olarak telafuz edilse de biz onu ponciyak olarak biliriz.
pontiac sözcüğü 18. yüzyılda yaşamış olan ottowa kızılderili şefinin ve michigan’da bulunan bir bölgenin de adıdır.
bütün bunların ötesinde bir devrin çocuklarının çok iyi bildiği "kara şimşek" dizisinde michael knight'ın kullandığı "kitt" potiac'ın firebird trans-am modelidir.
pontiac sözcüğü 18. yüzyılda yaşamış olan ottowa kızılderili şefinin ve michigan’da bulunan bir bölgenin de adıdır.
bütün bunların ötesinde bir devrin çocuklarının çok iyi bildiği "kara şimşek" dizisinde michael knight'ın kullandığı "kitt" potiac'ın firebird trans-am modelidir.

devamını gör...