askerlikte ilk sabah
henüz yaşamadığım yaşamayı pek düşünmediğim sabahtır.
güzellik uykumdan uyandıracak çavuşa bak dalgana koçum deyip uyumaya devam edeceğim.
sonra "askerde dayak var mı " adlı makalem için değerli bilgiler edinmiş olacağım.
umarım hafızamı kaybedene kadar dövmezler araştırmamı tamamlarım.
güzellik uykumdan uyandıracak çavuşa bak dalgana koçum deyip uyumaya devam edeceğim.
sonra "askerde dayak var mı " adlı makalem için değerli bilgiler edinmiş olacağım.
umarım hafızamı kaybedene kadar dövmezler araştırmamı tamamlarım.
devamını gör...
kurtlar vadisi
2003 yılında show'da yayımlanmaya başlayan 2005 yılında kanal dvde biten, senaristliğini bölümlere göre ahmet yurdakul , raci şaşmaz , bahadır özdener , mehmet turgut'un yönetmenliğini yine farklı bölümlerde osman sınav, mustafa şevki doğan, serdar akar'ın üstlendiği aksiyon, dram, politik, istihbarat dizisidir.
4 sezon 97 bölüm devam etmiştir. ardından kurtlar vadisi terör ve kurtlar vadisi pusu dizileriyle devam ettirilmeye çalışılmıştır. özellikle pusu 10 sezon 300 bölüm devam etmiştir.
hahah hatırlıyorum ya 'bu bir mafya dizisidir' şeklinde yayımlanmaya başlıyordu. ben o zamanlar aile evinde olduğumdan ve abim diziyi izlediğinde ilk bölümlerini ben de izlemiştim. şahsen oktay kaynarca'lı bölümler bir derece izleniyordu gibi sonrası aman aman. neyse zevk meselesi malum ülkenin büyük bir kesimi nefesini kesip izliyordu. gün sayıyordu ve bugün kurtlar vadisi günü alooo modunda dolaşıyordu. tarz meselesi ne diyeyim.
polat alemdar gibi bir adamın nasıl bu kadar popüler olduğunu hala anlayabilmiş değilim. açıkçası bana çok itici geliyor kendileri. benim için baş rol önemli ve sevmediğim bir tür olsa bile bazen sırf oyuncu için izlerim.
özgü namal için ehh diyeceğim. yani voovvv değilim ama fenada değil.
böyle vurdulu kırdılı diziler bizde pek tutuluyor. belden aşağı esprili komedi yapımları gibi. iki türü de pek sevmiyorum. ama sanırım meraklılarını tatmin edecek bir dizi. ee ne diyelim izleyin gitsin o zaman.
4 sezon 97 bölüm devam etmiştir. ardından kurtlar vadisi terör ve kurtlar vadisi pusu dizileriyle devam ettirilmeye çalışılmıştır. özellikle pusu 10 sezon 300 bölüm devam etmiştir.
hahah hatırlıyorum ya 'bu bir mafya dizisidir' şeklinde yayımlanmaya başlıyordu. ben o zamanlar aile evinde olduğumdan ve abim diziyi izlediğinde ilk bölümlerini ben de izlemiştim. şahsen oktay kaynarca'lı bölümler bir derece izleniyordu gibi sonrası aman aman. neyse zevk meselesi malum ülkenin büyük bir kesimi nefesini kesip izliyordu. gün sayıyordu ve bugün kurtlar vadisi günü alooo modunda dolaşıyordu. tarz meselesi ne diyeyim.
polat alemdar gibi bir adamın nasıl bu kadar popüler olduğunu hala anlayabilmiş değilim. açıkçası bana çok itici geliyor kendileri. benim için baş rol önemli ve sevmediğim bir tür olsa bile bazen sırf oyuncu için izlerim.
özgü namal için ehh diyeceğim. yani voovvv değilim ama fenada değil.
böyle vurdulu kırdılı diziler bizde pek tutuluyor. belden aşağı esprili komedi yapımları gibi. iki türü de pek sevmiyorum. ama sanırım meraklılarını tatmin edecek bir dizi. ee ne diyelim izleyin gitsin o zaman.
devamını gör...
evli adamla birlikte olmak
ahlak zabıtları gelip yazmışlar kendilerince de pek ciddiye alınacak şeyler değil.
evli değilim evli biriyle ilişkimde olmadı ama size ne?
bana ne?
yetişkin iki insanın birbirine duyduğu yakınlık sizi niye rahatsız ediyor siz nasıl ruh hastalarısınız böyle?
geçen ay doktorum nihayet boşanabildi,dört çocuğu var onlardan torunları var ve yirmi senedir bu adam boşanmaya çalışıyormuş.
kim suçlu burda?
onu bırakmayan eski karısı mı kendisi mi yirmi senedir beraber yaşadığı kadın mı kanunlar mı?
kimseyi ilgilendirmeyen konudur yaşayana mutluluklar dilerim.
evli değilim evli biriyle ilişkimde olmadı ama size ne?
bana ne?
yetişkin iki insanın birbirine duyduğu yakınlık sizi niye rahatsız ediyor siz nasıl ruh hastalarısınız böyle?
geçen ay doktorum nihayet boşanabildi,dört çocuğu var onlardan torunları var ve yirmi senedir bu adam boşanmaya çalışıyormuş.
kim suçlu burda?
onu bırakmayan eski karısı mı kendisi mi yirmi senedir beraber yaşadığı kadın mı kanunlar mı?
kimseyi ilgilendirmeyen konudur yaşayana mutluluklar dilerim.
devamını gör...
kadın filozof olmaması
kadınların ev işi yapmaktan düşünmeye vakit bulamamasından kaynaklıdır. hayat o dönemde müşterek olsaydı görürdüm ben sizin filozofluğunuzu...
devamını gör...
kumpirin 40 lira olması
yüzde yüz dana sosis ya da organik yumurta ile yapılmış mayonez ve gdosuz mısır ile yapıyorsa neden olmasın dediğim başlık.
bugün çocuklara kumpir alma niyetindeydim. kavga ettikleri için ceza olarak kumpir fikrinden vazgeçtim. şimdi ne kadar doğru bir karar verdiğimi görüyorum. izmir'de o kadar pahalı değil gerçi.
ve konudan bağımsız olarak bil bilgi; inanmayacaksınız ama izmir'de de kumpire kumpir diyoruz !
bugün çocuklara kumpir alma niyetindeydim. kavga ettikleri için ceza olarak kumpir fikrinden vazgeçtim. şimdi ne kadar doğru bir karar verdiğimi görüyorum. izmir'de o kadar pahalı değil gerçi.
ve konudan bağımsız olarak bil bilgi; inanmayacaksınız ama izmir'de de kumpire kumpir diyoruz !
devamını gör...
yazarların itiraf edemediği takıntıları
yapacağım her işi bölümlere ayırıp numara numara yapıyorum.
1.uyan
2.duş al
3.tıraş ol
4.dişlerini fırçala
5.giyin
6.kahvaltı
7.yeniden dişlerini fırçala
8.kapanış.
1.uyan
2.duş al
3.tıraş ol
4.dişlerini fırçala
5.giyin
6.kahvaltı
7.yeniden dişlerini fırçala
8.kapanış.
devamını gör...
bir öz eleştiri yap
bazen söyleyecek bir şey bulamıyorum bi iki saniye boş boş bakışıyoruz karşımdakiyle. sonra bi iki kelime sanki cımbızla çıkıyor ağzımdan. konuşsam bir sürüde söyleyecek şeyim var aslında.
devamını gör...
exxen
sxxen almam dediğim bir platform.
devamını gör...
22 yaşında saça ak düşmesi
türkiye'de yaşadığınızı gösteren durumlardan bir tanesidir.
devamını gör...
türkçüler ülkücüler ve ulusalcılar
türk milliyetçileri arasında pratikte bir ayrım söz konusu olmasa da teoride olan ayrımın en bariz göstergesidir. bu konuda bir çok okuma yapmış birisi olarak aşağıdaki cümleleri sarf etmem gerektiğini düşünüyorum.
türkçüler; türkçü kavramı, hüseyin nihal atsız'ın tabiri ile, simitçi veya limoncu manasındaki "cı","cu" ekini almaz. türkçülük bir aidiyeti belirtir. bu aidiyet türk milletine olan bir aidiyetin tecellisidir. türkçülük denildiği zaman tabi akıllara mustafa kemal atatürk ve onun fikir babası olarak nitelendirdiği ziya gökalp gelmektedir. ziya gökalp'ten önce türkçülük çalışmaları başlamış olsa bile, türkçülük fikirlerini sistematikleştirerek ortaya bir yapı çıkaran ziya gökalp olmuştur. hüseyin nihal atsız'ın ırkçı söylemleri olsa dahi kendisi türk milletine hizmet eden fakat ırken türk olmayanları da, yaptıkları çalışmalardan dolayı türk olarak nitelendirmiştir. türk ırkçısı mıdır? evet, ama onun ırkçılığı milletini aşırı sevmekten gelmektedir. yoksa diğer bütün ırkları yok edelim. hepsini öldürelim modunda değildir. ziya gökalp, yusuf akçura, zeki velidi togan, hüseyin nihal atsız bu isimlerin tamamını iyi bir şekilde incelediğiniz zaman bir çok alanda çalışmalar yürüttüklerini ve eserleri olduğunu göreceksiniz. nihal atsız'dan örnek verecek olursak bir yandan osmanlı kroniklerine çalışırken, bir yandan roman ve şiirleri ile gönlümüze taht kurmuştur. diğer yandan türk tarihinin meselelerine eğilirken, türkçülük fikrinin adeta bir işçisi gibi çalışmış, devamlı suretle fikir üretmiştir.
ulusalcılık; xıx. yüzyılın sonlarında osmanlı toplumunda türkçülük rağbet görse bile, aslında temele indiğimizde dünya toplumları için fransız ihtilaliyle birlikte milliyetçilik akımları kendini göstermeye başlamıştı. milliyetçilik kavramı ortaya çıktığında yanında eşitlik, özgürlük, demokrasi kavramları da vardır. yani milliyetçilik aslında gayet cumhuriyetçi ve demokratik bir kavramdır. adı da milliyetçilik değil, daha çok ulusçuluktur. peki bu ulus nitelendirmesi nedir? ulus nitelendirmesi avrupalı yazarlar tarafından çok tartışılmış ve nihayetinde ortak toprak parçası üzerinde yaşayan, ortak kültür ve tarihi mirasa sahip, ortak bir dil kullanan insanlarla ifade edilmiştir. gazi mustafa kemal atatürk her ne kadar en büyük türk milliyetçilerinden birisi olsa dahi ortaya koymuş olduğu ilkeler onun milliyetçilik fikrini fransız ihtilalinde olduğu gibi yan kavramlarla tamamlamıştır. bu sürecin sonunda bu tip bir milliyetçiliği benimseyenler genelde kendini ulusalcı olarak nitelendirmişlerdir.
ülkücülük; ülkücülüğün ne demek olduğunu anlamak için, ülkücülüğü kuran, kitabını yazan alparslan türkeş'in hayatını ve eserlerini iyi tahlil etmek gerekir. alparslan türkeş 9 ışık olarak adlandırdığı eserinde ülkücülüğün 9 temel ilkesini ortaya koymuştur. 9 ilkeden birisi olan ahlakçılık kısmında ise bu görüşlerin temelini adeta özetlemiştir. türk töresi ve islam inancı bu görüşün temelini oluşturmuştur. 1965'ten sonra türkiye'deki öğrenci olaylarına baktığımız zaman sovyet rusya destekli ve bulgaristan üzerinden finanse edilen sol gruplar komünizm propagandası yaparken darwinizmi de anlatıyordu. anadolu insanları komünizme karşı sadece türk milliyetçiliği ile değil islami bir tavırla da karşı koymaktaydı. özellikle sovyetlerin sınırları dahilinde bulunan türk coğrafyalarında ibadetin yasaklanması ve ezan sesi gibi dini ritüellerin engellenmesine dair bilgiler anadolu da hızla yayılmıştı. türk topluma da bir reaksiyon geliştiriyordu. bu reaksiyon müslüman ve türk vurgusu bulunan ülkücü harekette tecelli etti.
açık şekilde ifade etmek gerekirse üç grupta sekülerdir. üç grupta ilerlemeye açıktır. aradaki ufak ayrıntılar ortak mutabakatta eritilebilecek şekildedir. hasretimiz türk milliyetçilerinin birliğinedir.
türkçüler; türkçü kavramı, hüseyin nihal atsız'ın tabiri ile, simitçi veya limoncu manasındaki "cı","cu" ekini almaz. türkçülük bir aidiyeti belirtir. bu aidiyet türk milletine olan bir aidiyetin tecellisidir. türkçülük denildiği zaman tabi akıllara mustafa kemal atatürk ve onun fikir babası olarak nitelendirdiği ziya gökalp gelmektedir. ziya gökalp'ten önce türkçülük çalışmaları başlamış olsa bile, türkçülük fikirlerini sistematikleştirerek ortaya bir yapı çıkaran ziya gökalp olmuştur. hüseyin nihal atsız'ın ırkçı söylemleri olsa dahi kendisi türk milletine hizmet eden fakat ırken türk olmayanları da, yaptıkları çalışmalardan dolayı türk olarak nitelendirmiştir. türk ırkçısı mıdır? evet, ama onun ırkçılığı milletini aşırı sevmekten gelmektedir. yoksa diğer bütün ırkları yok edelim. hepsini öldürelim modunda değildir. ziya gökalp, yusuf akçura, zeki velidi togan, hüseyin nihal atsız bu isimlerin tamamını iyi bir şekilde incelediğiniz zaman bir çok alanda çalışmalar yürüttüklerini ve eserleri olduğunu göreceksiniz. nihal atsız'dan örnek verecek olursak bir yandan osmanlı kroniklerine çalışırken, bir yandan roman ve şiirleri ile gönlümüze taht kurmuştur. diğer yandan türk tarihinin meselelerine eğilirken, türkçülük fikrinin adeta bir işçisi gibi çalışmış, devamlı suretle fikir üretmiştir.
ulusalcılık; xıx. yüzyılın sonlarında osmanlı toplumunda türkçülük rağbet görse bile, aslında temele indiğimizde dünya toplumları için fransız ihtilaliyle birlikte milliyetçilik akımları kendini göstermeye başlamıştı. milliyetçilik kavramı ortaya çıktığında yanında eşitlik, özgürlük, demokrasi kavramları da vardır. yani milliyetçilik aslında gayet cumhuriyetçi ve demokratik bir kavramdır. adı da milliyetçilik değil, daha çok ulusçuluktur. peki bu ulus nitelendirmesi nedir? ulus nitelendirmesi avrupalı yazarlar tarafından çok tartışılmış ve nihayetinde ortak toprak parçası üzerinde yaşayan, ortak kültür ve tarihi mirasa sahip, ortak bir dil kullanan insanlarla ifade edilmiştir. gazi mustafa kemal atatürk her ne kadar en büyük türk milliyetçilerinden birisi olsa dahi ortaya koymuş olduğu ilkeler onun milliyetçilik fikrini fransız ihtilalinde olduğu gibi yan kavramlarla tamamlamıştır. bu sürecin sonunda bu tip bir milliyetçiliği benimseyenler genelde kendini ulusalcı olarak nitelendirmişlerdir.
ülkücülük; ülkücülüğün ne demek olduğunu anlamak için, ülkücülüğü kuran, kitabını yazan alparslan türkeş'in hayatını ve eserlerini iyi tahlil etmek gerekir. alparslan türkeş 9 ışık olarak adlandırdığı eserinde ülkücülüğün 9 temel ilkesini ortaya koymuştur. 9 ilkeden birisi olan ahlakçılık kısmında ise bu görüşlerin temelini adeta özetlemiştir. türk töresi ve islam inancı bu görüşün temelini oluşturmuştur. 1965'ten sonra türkiye'deki öğrenci olaylarına baktığımız zaman sovyet rusya destekli ve bulgaristan üzerinden finanse edilen sol gruplar komünizm propagandası yaparken darwinizmi de anlatıyordu. anadolu insanları komünizme karşı sadece türk milliyetçiliği ile değil islami bir tavırla da karşı koymaktaydı. özellikle sovyetlerin sınırları dahilinde bulunan türk coğrafyalarında ibadetin yasaklanması ve ezan sesi gibi dini ritüellerin engellenmesine dair bilgiler anadolu da hızla yayılmıştı. türk topluma da bir reaksiyon geliştiriyordu. bu reaksiyon müslüman ve türk vurgusu bulunan ülkücü harekette tecelli etti.
açık şekilde ifade etmek gerekirse üç grupta sekülerdir. üç grupta ilerlemeye açıktır. aradaki ufak ayrıntılar ortak mutabakatta eritilebilecek şekildedir. hasretimiz türk milliyetçilerinin birliğinedir.
devamını gör...
iki kitap arası ideal süre
bir kitap bittiğinde diğer kitaba başlamak için ne kadar süre geçmelidir? böyle bir süre var mıdır? örneğin; bir kitabı bitirdikten sonra en azından bir uyku çekilmeli ve diğer gün mü başlanmalıdır?
kitabı bitirmenin getirdiği ayrı bir motivasyon var. o an dönüp kitaplığa bakınca okunmayan ne kadar kitap varsa hepsini bir çırpıda okuyabilecekmişiz gibi gelir. bir yandan da okuduklarını sindirme, üzerine düşünme payı bırakmak, duygusal olarak etkilendiysek bu etkiden kurtulmak gerekiyor.
böyle bir sürenin var olduğu kanısına bugün vardım. kitabı bitirmemin üzerinden yarım gün geçti neredeyse ama yeni bir kitaba başlayamıyorum. düşününce bunu daha önce de yaşadığımı fark ettim. günü tamamlayıp uyumam ve yeni bir güne başlamam gerekiyor. ama işin ilginç tarafı şu ki; aynı anda birkaç farklı kitap okuyabiliyorum ve biri bittiğinde diğerlerine devam edebiliyorum. ama yeni bir kitaba başlayamıyorum.
edit olmayan özel istek editi: "derdini seveyim" demeyin lütfen.
kitabı bitirmenin getirdiği ayrı bir motivasyon var. o an dönüp kitaplığa bakınca okunmayan ne kadar kitap varsa hepsini bir çırpıda okuyabilecekmişiz gibi gelir. bir yandan da okuduklarını sindirme, üzerine düşünme payı bırakmak, duygusal olarak etkilendiysek bu etkiden kurtulmak gerekiyor.
böyle bir sürenin var olduğu kanısına bugün vardım. kitabı bitirmemin üzerinden yarım gün geçti neredeyse ama yeni bir kitaba başlayamıyorum. düşününce bunu daha önce de yaşadığımı fark ettim. günü tamamlayıp uyumam ve yeni bir güne başlamam gerekiyor. ama işin ilginç tarafı şu ki; aynı anda birkaç farklı kitap okuyabiliyorum ve biri bittiğinde diğerlerine devam edebiliyorum. ama yeni bir kitaba başlayamıyorum.
edit olmayan özel istek editi: "derdini seveyim" demeyin lütfen.
devamını gör...
sözlükle ilgili bir dedikodu yap
yoldaşı pepsi içerken gördüm.
devamını gör...
takımyıldız
aslında bulundukları yerde bir takım halinde olmayan, aralarında binlerce ışık yılı mesafe olabilen ama gökyüzüne baktığımızda hepsi bir aradaymış ve birlikte hareket ediyormuş gibi görünen yıldız topluluğu.
şöyle bir örnekle açıklamaya çalışayım. şu resme bakın ve düşünün: yere, gözleriniz tam da bu avizenin altına gelecek şekilde uzanın. ne görürdünüz? yan yana gibi duran, irili ufaklı bir sürü kristal... oysa yandan baktığınızda bunların hepsinin farklı uzunluklarda sarkıtılmış olduğunu görüyorsunuz. takımyıldızlar da bunlar gibidir.

bilinen 88 adet modern takımyıldız var. üstelik gökyüzündeki her şeyin hareketli olması nedeniyle, burçlar kuşağı da denilen zodyak kuşağı'nda artık 12 değil 13 takımyıldız var.
ayrıca (bkz: 88 modern takımyıldız)
şöyle bir örnekle açıklamaya çalışayım. şu resme bakın ve düşünün: yere, gözleriniz tam da bu avizenin altına gelecek şekilde uzanın. ne görürdünüz? yan yana gibi duran, irili ufaklı bir sürü kristal... oysa yandan baktığınızda bunların hepsinin farklı uzunluklarda sarkıtılmış olduğunu görüyorsunuz. takımyıldızlar da bunlar gibidir.

bilinen 88 adet modern takımyıldız var. üstelik gökyüzündeki her şeyin hareketli olması nedeniyle, burçlar kuşağı da denilen zodyak kuşağı'nda artık 12 değil 13 takımyıldız var.
ayrıca (bkz: 88 modern takımyıldız)
devamını gör...
dolar
ikinci dünya savaşı sonrası avrupa devletlerinin ekonomisi ve parası çökünce ve savaşın galibi olan abd'nin dünya sahnesine çıkmasıyla kendini gösteren dolar, çok güçlü kehanetler içermesi, her milimine sihirle dokunması, giderek altından bile güçlü madene dönüşmesine sebep oldu. çeşitli metalleri altına çevirme bilimi olarak da bildiğimiz simyanın da ötesinde ve çok ileri bir teknikle kağıt dolar, altın ve tüm kıymetli madenlere dönüştürülerek simya ilminin içinin boş olmadığını da göstermiş oldu.
devamını gör...
bugün kendin için ne yaptın sorusu
bir şey yapmadığımı farkettim. kalkıp bi kahve yapayım bari.
devamını gör...
al yak bir sigara ben de efkarlandım diyen psikolog
bana ne lan diyen psikologdan iyidir. dertleşirsiniz mis gibi.
devamını gör...
sergei alexandrovich yesenin
hiçliğin içine doğmak, şüphesiz yesenin hakkında tek bir şey söyleyecek olsam söyleyebileceğim şey bu olurdu. şiirlerinde doğanın canlılığını, acıyı ve zaman zaman insanın ruhuna çöken karanlığı öyle güzel ifade etmiştir ki onun dizelerinden okuyunca acı bile insanın boğazına bir taş gibi oturmadan su gibi akıp gider. eleştiri barındıran pek çok şiiri de mevcut ama pek azı dilimize çevrilmiş. bendler'da dile getirdiği üzere yurt sevgisi ona hep derin bir acı vermiştir. genç yaşında kendini asarak intihar etmiştir ve ölmeden önce yakın dostu olan mayakovski'ye kendi kanıyla yazdığı bir veda şiiri bırakmıştır. şiirde vadedilen buluşma ise yesenin'in intiharından beş yıl sonra mayakovski'nin kendini vurmasıyla gerçekleşir. içindeki boşluğa rağmen görmeye değecek bir güzelliği aramak ve sonunda kendi kendine yenilmek, bazen bütün mesele bundan ibarettir.
--- alıntı ---
kara adam
murdar bir kitapta gezdiriyor parmağını
ve yüzüme mırıldanıyor burnundan
ölünün başucunda bir rahip gibi
bildiriyor bana yaşamını
bir düzenbazın, sefihin,
acıyı ve dehşeti yığıyor ruhuma
--- alıntı ---
(bkz: hooligan's confession)
(bkz: prayer for the first forty days of the dead)
(bkz: the birch tree)
(bkz: ı don't pity, don't call, don't cry)
(bkz: the scarlet of the dawn)
--- alıntı ---
kara adam
murdar bir kitapta gezdiriyor parmağını
ve yüzüme mırıldanıyor burnundan
ölünün başucunda bir rahip gibi
bildiriyor bana yaşamını
bir düzenbazın, sefihin,
acıyı ve dehşeti yığıyor ruhuma
--- alıntı ---
(bkz: hooligan's confession)
(bkz: prayer for the first forty days of the dead)
(bkz: the birch tree)
(bkz: ı don't pity, don't call, don't cry)
(bkz: the scarlet of the dawn)
devamını gör...