241.
242.
“insanlar sizi, sadece aynı yerden canları yandıkları zaman anlar.”
marcus aurelius
marcus aurelius
devamını gör...
243.
“onunla mutlu olabileceğine inanıyordu, artık bir araya gelmeleri imkansız göründüğü halde.”
gurur ve ön yargı - jane austen
gurur ve ön yargı - jane austen
devamını gör...
244.
bazı eski şairlerin yazdıklarını okuyorum. tıpkı kendi yüreğimi önüme açarak okumuş gibi oluyorum. çok acı çekiyorum! ah, acaba benden önce bu denli acı çeken insanlar olmuş mudur?
genç werther'in acıları, sayfa: 104, johann wolfgang von goethe.
genç werther'in acıları, sayfa: 104, johann wolfgang von goethe.
devamını gör...
245.
246.
“her gün aynı elbiseyle dışarı çıkmaktan utanan insanlar, neden her gün aynı düşüncelerle dışarı çıkmaktan utanmazlar ki ?”
fahrian berotti
fahrian berotti
devamını gör...
247.
"sevgili insanlık!
bir çocuk masumiyetiyle bir kere daha 'elma' diyoruz. ne olur çık artık!"
oğuz atay
bir çocuk masumiyetiyle bir kere daha 'elma' diyoruz. ne olur çık artık!"
oğuz atay
devamını gör...
248.
william shakespeare şöyle diyor; "masum uyku, tüm endişelerimizi gideren uyku. her günü dinlendiren uyku. yorgun işçiyi rahatlatan ve incinmiş zihinleri iyileştiren uyku. uyku, hayat şöleninin ana yemeği ve en besleyicisi.”
devamını gör...
249.
aldığınız her kötü haber, yaşadığınız her olay duygu durumunuzu sürekli değiştiriyorsa, her buluşma teklifine evet diyorsanız, dışarıdaki uyaranlar sizi sürekli sekteye uğratıyorsa bu sizin tepkisel bir hayat yaşadığınızı gösterir...
dışarıda kaotik bir dünya var ve hiçbir zaman size istediğiniz projeyi hayata geçirmeniz için gereken optimum şartları sağlamayacak... bu, karşıya geçmek için akarsuyun durmasını beklemektir... akarsu hiç durmaz, o kendi doğasınca akmaya hep devam eder...
o halde gündemini belirleyemediğiniz bir dünyada yapılması gereken, kendi gündeminizi kendiniz belirlemektir...
her gün bir sayfa yazı yazmak, bir saat dil çalışmak, yürümek, koşmak ve kitap okumaya fırsat bulmak için bu şartları ve vakti sizin ayarlamanız ve bu programı ne olursa olsun - kontrol edilemeyen durumlar dışında- korumanız, devam ettirmeniz gerekir...
aslında hayat bize böylesine bir kaotik hal sunarak kendi yaşamlarımızı inşa etmek için bizi zorlar ve bu ödevi -ortaya irade koymak zorunda bırakarak- bize verir...
eğer dilediğiniz yaşamı inşa etmek istiyorsanız, hayata göre değil kendinize göre bir yaşam dizayn etmeniz gerekir... hayat bizden bunu ister... zamanı gelince de ektiğimiz tohumlar büyür, çiçek açar, meyve verir...
taner şanlıoğlu
dışarıda kaotik bir dünya var ve hiçbir zaman size istediğiniz projeyi hayata geçirmeniz için gereken optimum şartları sağlamayacak... bu, karşıya geçmek için akarsuyun durmasını beklemektir... akarsu hiç durmaz, o kendi doğasınca akmaya hep devam eder...
o halde gündemini belirleyemediğiniz bir dünyada yapılması gereken, kendi gündeminizi kendiniz belirlemektir...
her gün bir sayfa yazı yazmak, bir saat dil çalışmak, yürümek, koşmak ve kitap okumaya fırsat bulmak için bu şartları ve vakti sizin ayarlamanız ve bu programı ne olursa olsun - kontrol edilemeyen durumlar dışında- korumanız, devam ettirmeniz gerekir...
aslında hayat bize böylesine bir kaotik hal sunarak kendi yaşamlarımızı inşa etmek için bizi zorlar ve bu ödevi -ortaya irade koymak zorunda bırakarak- bize verir...
eğer dilediğiniz yaşamı inşa etmek istiyorsanız, hayata göre değil kendinize göre bir yaşam dizayn etmeniz gerekir... hayat bizden bunu ister... zamanı gelince de ektiğimiz tohumlar büyür, çiçek açar, meyve verir...
taner şanlıoğlu
devamını gör...
250.
“ümit gidince ,yaşamak zevki de gider.”
-emile zola
-emile zola
devamını gör...
251.
çin’in guangzhou kentinde bir banka soygunu.
soygunculardan biri bankadakilere bağırır:
“kımıldamayın. para devletindir, ama hayatınız sizindir.”
herkes sessizce yatar…
bunun adı “zihin değiştirme kavramı”dır.
alışılmış düşünce tarzını değiştirmek…
bu arada müşterilerden bir kadın bir masanın üzerine yatmıştır.
ama bacaklar ortada... soyguncu bağırır: “edebini takın. bu bir soygun, ırza geçme değil!”
bunun adı “profesyonellik ”tir.
işin neyse onun üzerinde yoğunlaş!
soyguncular paraları yüklenip eve kapağı atmışlar.
daha genç olanı (mba derecelidir) daha yaşlı olanına (ki bu ise 6 yıl ilkokuldan
sonra terk):
“abi, hadi şu paraları sayalım,” der. daha yaşlı olanı derki:
“çok aptalsın be. bu kadar para oturup sayılır mı? bu akşam zaten tv haberlerinde kaç para çaldığımızı öğreniriz.”
buna “deneyim” derler!
günümüzde deneyim kağıt diplomalardan çok daha önemlidir.
soyguncular bankadan kaçtıktan sonra şube müdürü, şube şefine hemen polisi aramasını söylemiş.şef demiş ki:
“durun hele müdürüm. alacaklarını aldılar. biz de bir 10 milyon daha alıp daha önce iç ettiğimiz 70 milyon dolara ekleyelim, ne dersiniz?”
buna “dalgayı yakalamak” derler.
berbat bir durumu kendi lehine çevirmektir bu!
müdür der ki: “yahu, her ay bir soygun olsa harika olurdu. ne eğlenirdik!”
buna “sıkıntılardan kurtulmak”derler.
kişisel mutluluk işinden çok daha önemlidir.
akşam tv haberleri bankadan 100 milyon dolar çalındığını açıklamış!
çaldıkları paranın çok daha az olduğu bilen soyguncular oturup saymışlar parayı… tekrar tekrar saymışlar.bakmışlar hepsi topu topu 20 milyon! çok kızmışlar bu işe:
“biz hayatımızı tehlikeye atıp 20 milyon çalabildik. banka müdürü bir el hareketiyle 80 milyon götürdü. galiba soyguncu olmak yerine doğru dürüst eğitim görmek daha iyiymiş!”
bu “bilgi altından daha değerlidir”demektir…
banka müdürü çok mutludur.
özellikle bir süre önce borsada kaybettiklerini geri alabildiği için.
buna “fırsatları kullanmak” derler.
kazanmak için risk almak gerekir.
peki, sizce gerçek soyguncular kimler şimdi?
- her gün ışık hızıyla gündem değişirken usul usul zenginleşenlermi?
alıntı.
soygunculardan biri bankadakilere bağırır:
“kımıldamayın. para devletindir, ama hayatınız sizindir.”
herkes sessizce yatar…
bunun adı “zihin değiştirme kavramı”dır.
alışılmış düşünce tarzını değiştirmek…
bu arada müşterilerden bir kadın bir masanın üzerine yatmıştır.
ama bacaklar ortada... soyguncu bağırır: “edebini takın. bu bir soygun, ırza geçme değil!”
bunun adı “profesyonellik ”tir.
işin neyse onun üzerinde yoğunlaş!
soyguncular paraları yüklenip eve kapağı atmışlar.
daha genç olanı (mba derecelidir) daha yaşlı olanına (ki bu ise 6 yıl ilkokuldan
sonra terk):
“abi, hadi şu paraları sayalım,” der. daha yaşlı olanı derki:
“çok aptalsın be. bu kadar para oturup sayılır mı? bu akşam zaten tv haberlerinde kaç para çaldığımızı öğreniriz.”
buna “deneyim” derler!
günümüzde deneyim kağıt diplomalardan çok daha önemlidir.
soyguncular bankadan kaçtıktan sonra şube müdürü, şube şefine hemen polisi aramasını söylemiş.şef demiş ki:
“durun hele müdürüm. alacaklarını aldılar. biz de bir 10 milyon daha alıp daha önce iç ettiğimiz 70 milyon dolara ekleyelim, ne dersiniz?”
buna “dalgayı yakalamak” derler.
berbat bir durumu kendi lehine çevirmektir bu!
müdür der ki: “yahu, her ay bir soygun olsa harika olurdu. ne eğlenirdik!”
buna “sıkıntılardan kurtulmak”derler.
kişisel mutluluk işinden çok daha önemlidir.
akşam tv haberleri bankadan 100 milyon dolar çalındığını açıklamış!
çaldıkları paranın çok daha az olduğu bilen soyguncular oturup saymışlar parayı… tekrar tekrar saymışlar.bakmışlar hepsi topu topu 20 milyon! çok kızmışlar bu işe:
“biz hayatımızı tehlikeye atıp 20 milyon çalabildik. banka müdürü bir el hareketiyle 80 milyon götürdü. galiba soyguncu olmak yerine doğru dürüst eğitim görmek daha iyiymiş!”
bu “bilgi altından daha değerlidir”demektir…
banka müdürü çok mutludur.
özellikle bir süre önce borsada kaybettiklerini geri alabildiği için.
buna “fırsatları kullanmak” derler.
kazanmak için risk almak gerekir.
peki, sizce gerçek soyguncular kimler şimdi?
- her gün ışık hızıyla gündem değişirken usul usul zenginleşenlermi?
alıntı.
devamını gör...
252.
“hayaller kurmakla meşguldüm. tuhaftı çünkü bu hayaller geleceğe yönelik değildi. geçmişi onarmaya çalışıyorlardı.” -sigmund freud
devamını gör...
253.
ne en zeki olan hayatta kalır, ne en güçlü olan; hayatta kalan değişime adapte olabilen ve içinde bulunduğu çevredeki değişime en iyi uyum sağlayabilendir.
charles darwin
charles darwin
devamını gör...
254.
başkalarından ayrı hissettiğimi nasıl belirtsem? kimse bilmeyecek… hiç olmazsa mezar taşıma yazın: burada insanlara başka türlü hayran olan biri yatıyor. ne türlü? bir bilsem, ah bir bilsem.
tutunamayanlar- oğuz atay
devamını gör...
255.
hiçbir ütopya, toplumun bütün bireylerine sonsuza dek tatmin sağlayamaz.
arthur c. clarke
devamını gör...
256.
"ne umutsuzlukla baş edebilecek gücüm ne de yaşama isteğim vardı. dünya'da yaşamak için çok cesur olmak gerek; her şey kin ve nefretle zehirlenmiştir, dünya'da."
aelita - aleksey n. tolstoy
s. 102
aelita - aleksey n. tolstoy
s. 102
devamını gör...
257.
adı konulan hiçbir şey son olmaz. bir şey için "bu son olsun" diyorsan, mutlaka tekrar olur. son sessizdir, sonradan belli eder kendini.
devamını gör...
258.
yaşamda hiçbir şeyden korkmayın yalnız; her şeyi anlamaya çalışın. şimdi anlama vakti, böylece daha az korkabiliriz.
-marie curie
-marie curie
devamını gör...
259.
''eğer hırsızlar yollarda güvende yürüyorlarsa, bunun iki nedeni vardır;
ya rejim büyük hırsızdır ya da halk aşırı aptaldır. ''
lee kuan yew - eski singapur başbakanı.
ya rejim büyük hırsızdır ya da halk aşırı aptaldır. ''
lee kuan yew - eski singapur başbakanı.
devamını gör...
260.
“insanın kaybedecek bir şeyi olmadığında, yaşam daha güç olmayacaktır.”
ernest hemingway - silahlara veda
ernest hemingway - silahlara veda
devamını gör...