321.
günlerce konuşmaz, yazmaz, aramaz, sormaz;
sonra gelir bir ‘merhaba’ der,
yine o kazanır.
cemal süreyya.
sonra gelir bir ‘merhaba’ der,
yine o kazanır.
cemal süreyya.
devamını gör...
322.
323.
"beni bir gün unutacaksan, bir gün bırakıp gideceksen, boşuna yorma derdi; boş yere mağaramdan çıkarma beni. alışkanlıklarımı özellikle yalnızlığa alışkanlığımı kaybettirme boşuna. tedirgin etme beni. bu sefer geride bir şey bırakmadım. tasımı tarağımı topladım geldim. neyim var neyim yoksa ortaya döktüm. beni bırakırsan sudan çıkmış balığa dönerim. bir kere çavuş olduktan sonra bir daha amelelik yapamayan zavallı köylüye dönerim. beni uyandır."
devamını gör...
324.
alıntı değil onlarca şiirimin içinden yalnızca bir tane
o ıssız bodrum katında
matemi uyandırdın her temasında
ne takvim ne saat kendi akışında
durmuş zamanın sonsuzluğunda
yine yenik yine tutsak ruhum sana
o ıssız bodrum katında
matemi uyandırdın her temasında
ne takvim ne saat kendi akışında
durmuş zamanın sonsuzluğunda
yine yenik yine tutsak ruhum sana
devamını gör...
325.
sevmek kimi zaman rezilce korkuludur
insan bir akşamüstü ansızın yorulur
tutsak, ustura ağzında yaşamaktan
kimi zaman ellerini kırar tutkusu
birkaç hayat çıkarır yaşamasından
hangi kapıyı çalsa kimi zaman
arkasında yalnızlığın hınzır uğultusu
(bkz: ben sana mecburum)
insan bir akşamüstü ansızın yorulur
tutsak, ustura ağzında yaşamaktan
kimi zaman ellerini kırar tutkusu
birkaç hayat çıkarır yaşamasından
hangi kapıyı çalsa kimi zaman
arkasında yalnızlığın hınzır uğultusu
(bkz: ben sana mecburum)
devamını gör...
326.
“kişi, başka birisine ne verir?
kendisinden verir; kendisinde bulunan en değerli şeyden, yaşamından verir. bu, o kimsenin yaşamını öbür insan uğruna harcaması demek değildir- kendi içinde yaşattıklarından vermesi demektir, sevinçlerinden, ilgilerinden, anlayışından, bilgisinden, nüktesinden, üzüntülerinden- içinde yaşayan şeylerin dışa dökülen her türlü belirtisinden bir şeyler verir karşısındakine. böylece yaşamından bir şeyler vermekle onu zenginleştirir; kendi içindeki canlılık duygusunu hızlandırarak karşısındakinin canlılığını artırır.”
-erich fromm
kendisinden verir; kendisinde bulunan en değerli şeyden, yaşamından verir. bu, o kimsenin yaşamını öbür insan uğruna harcaması demek değildir- kendi içinde yaşattıklarından vermesi demektir, sevinçlerinden, ilgilerinden, anlayışından, bilgisinden, nüktesinden, üzüntülerinden- içinde yaşayan şeylerin dışa dökülen her türlü belirtisinden bir şeyler verir karşısındakine. böylece yaşamından bir şeyler vermekle onu zenginleştirir; kendi içindeki canlılık duygusunu hızlandırarak karşısındakinin canlılığını artırır.”
-erich fromm
devamını gör...
327.
328.
allah eşeği yarattı ve ona dedi ki sen bir eşek sin ,sabahtan akşama kadar yorulmadan çalışacaksın ve ağır yükleri sırtında taşıyacaksın,ot yiyeceksin , az akıllı olacaksın ve 50 yıl yaşayacaksın ,eşek cevap verdi 50 yıl böyle bir hayat için çok fazla lütfen bana 30 yıldan fazla verme dedi ve öyle oldu,.
allah köpeği yarattı senin görevin insanları ve onların mallarını korumak olacak ve onların artıklarını yiyeceksin ömrün 25 yıl dedi köpek cevap verdi allahım 25 yıl bu hayat için çok fazla bana 10 yıl ver yeter dedi ve öyle oldu.
allah maymunu yarattı ve dediki sen birr maymun sun ağaçlarda sallanıp bir aptal gibi davranacaksın, insanları eğlendireceksin ve 20 yıl yaşayacaksın ,maymun cevap verdi allahım böyle bir hayat için 20 yıl çok fazla bana 10 yıl ver yeter dedi ve öyle oldu.
ve allah erkeği yarattı, ve ona dediki sen erkeksin dünyada yaşayacaksın ve tek rasyonel düşünecek canlı sen olacaksın, diğer yaratılmışlara zekanı kullanarak hükmedeceksin dünyayı yönetecek ve 20 yıl yaşayacaksın erkek cevap verdi allahım erkek olmak için 20 yıl yetmez bana eşekten artan 20 yılı,köpekten artan 15 yılı ve maymundan artan 10 yılı da ver ,allah bunu kabul etti
ve erkek 20 yıl erkek olarak yaşadı,ve evlendi 20 yıl sabah akşam eşek gibi çalıştı ve çocukları oldu 15 yıl köpek gibi yaşadı evi korudu aileden artanları yedi, sonra ilerleyen yaşında 10 yıl maymun olarak yaşadı aptal gibi davrandı ve torunlarını eğlendirdi bugüne kadar böyle geldi.
allah köpeği yarattı senin görevin insanları ve onların mallarını korumak olacak ve onların artıklarını yiyeceksin ömrün 25 yıl dedi köpek cevap verdi allahım 25 yıl bu hayat için çok fazla bana 10 yıl ver yeter dedi ve öyle oldu.
allah maymunu yarattı ve dediki sen birr maymun sun ağaçlarda sallanıp bir aptal gibi davranacaksın, insanları eğlendireceksin ve 20 yıl yaşayacaksın ,maymun cevap verdi allahım böyle bir hayat için 20 yıl çok fazla bana 10 yıl ver yeter dedi ve öyle oldu.
ve allah erkeği yarattı, ve ona dediki sen erkeksin dünyada yaşayacaksın ve tek rasyonel düşünecek canlı sen olacaksın, diğer yaratılmışlara zekanı kullanarak hükmedeceksin dünyayı yönetecek ve 20 yıl yaşayacaksın erkek cevap verdi allahım erkek olmak için 20 yıl yetmez bana eşekten artan 20 yılı,köpekten artan 15 yılı ve maymundan artan 10 yılı da ver ,allah bunu kabul etti
ve erkek 20 yıl erkek olarak yaşadı,ve evlendi 20 yıl sabah akşam eşek gibi çalıştı ve çocukları oldu 15 yıl köpek gibi yaşadı evi korudu aileden artanları yedi, sonra ilerleyen yaşında 10 yıl maymun olarak yaşadı aptal gibi davrandı ve torunlarını eğlendirdi bugüne kadar böyle geldi.
devamını gör...
329.
paragraf çözerken bu inanılmaz satırlarla karşılaştım. bir senelik yol arkadaşım ilk kez bir işe yaradı, beni bu harika pasaj ile tanıştırdı:
"bilmem yalnızlık efendi ile aranız nasıl? benim oldum olası iyidir. severim kendisini, zannımca o da benden memnundur. yalnızlık efendi uzunca boylu, titiz, temiz ve bakımlıdır. çok yakışıklı sayılmaz belki, fakat hayli alımlıdır. kıyafetlerini nerede diktirir bilmem, ama giyimi kuşamı farklıdır. hayatımda tanıdığım en donanımlı, en ...kültürlü, ayakları en çok yere basan varlıklardan biridir. okumayı, düşünmeyi ve hayal etmeyi sever; haftada en az üç kitap bitirir. tefekkürü de bilir tevekkülü de. özgüveni yüksektir, kendi kendine yeter. kimseye yalakalık etmez, hesap kitap yahut pazarlık ve çıkar işlerinden hazzetmez. elalemin nabzına göre şerbet vermez, kula kulluk etmez. vefalıdır. sadıktır.
kendisine yapılan iyilikleri asla unutmaz, ama kötülüklere gelince hafızası balıkların hafızasına döner; kemlikleri ve kinleri çabuk unutur. kimseyle düşmanlığı yoktur. kancıklık sevmez. dedikodu etmez. başkasının gölgesine muhtaç olmadan tek başına yaşayan hür ve gür bir ağaç gibidir. canı sıkılınca duvarında asılı eski bir yazıya bakar; kim bilir hangi mahir hattatın elinden çıkma yazıda şöyle yazar: 'bu da geçer ya hu.' yalnızlık efendi yazıyı okurken gülümser, yarı mahcup, yarı mağrur. ne zaman ona insanlardan ya da dış dünyanın çarkından şikayet etmeye kalksam, eliyle savuşturur sözlerimi. 'boş versene ya hu' der. 'yalnız geldik bu dünyaya. sanki yalnız gitmeyecek miyiz?' gerçi şahidim, zaman zaman onun da içinin daraldığı olur.
yalnızlık efendi en çok başkalarıyla karıştırılmaktan rahatsızdır. yalnızlık, 'issızlık' demek değildir. issızlık efendi başka mahallede yaşar. biraz huysuz bir tiptir. hani bahçesine kaçan topları kesmeye kalkan aksi ihtiyarlar var ya, onlardandır. bizimkiyle ara sıra selamlaşırlar o kadar. keza yalnızlık, 'kimsesizlik' demek de değildir. kimsesiz efendi şehrin dışında bir mağarada yaşar. saçı sakalı birbirine karışmış. bizimkiyle kırk yılda bir karşılaşırlar o kadar.
yalnızlık ne issızlıktır ne kimsesizlik. yalnızlık insana en çok başkalarıyla çevriliyken gelen bir histir ki, kimileri buna 'etraf kalabalıkken kalbin yalnız olması hali' derler. yalnızlık efendi der ki, 'yalnızlık insanın kendi kendisiyle yaptığı bir sohbettir. aracısız. katkısız. oyunsuz. yalansız. saf ve som bir sohbet."
elif şafak'ın firarperest kitabından bir alıntıymış.
"bilmem yalnızlık efendi ile aranız nasıl? benim oldum olası iyidir. severim kendisini, zannımca o da benden memnundur. yalnızlık efendi uzunca boylu, titiz, temiz ve bakımlıdır. çok yakışıklı sayılmaz belki, fakat hayli alımlıdır. kıyafetlerini nerede diktirir bilmem, ama giyimi kuşamı farklıdır. hayatımda tanıdığım en donanımlı, en ...kültürlü, ayakları en çok yere basan varlıklardan biridir. okumayı, düşünmeyi ve hayal etmeyi sever; haftada en az üç kitap bitirir. tefekkürü de bilir tevekkülü de. özgüveni yüksektir, kendi kendine yeter. kimseye yalakalık etmez, hesap kitap yahut pazarlık ve çıkar işlerinden hazzetmez. elalemin nabzına göre şerbet vermez, kula kulluk etmez. vefalıdır. sadıktır.
kendisine yapılan iyilikleri asla unutmaz, ama kötülüklere gelince hafızası balıkların hafızasına döner; kemlikleri ve kinleri çabuk unutur. kimseyle düşmanlığı yoktur. kancıklık sevmez. dedikodu etmez. başkasının gölgesine muhtaç olmadan tek başına yaşayan hür ve gür bir ağaç gibidir. canı sıkılınca duvarında asılı eski bir yazıya bakar; kim bilir hangi mahir hattatın elinden çıkma yazıda şöyle yazar: 'bu da geçer ya hu.' yalnızlık efendi yazıyı okurken gülümser, yarı mahcup, yarı mağrur. ne zaman ona insanlardan ya da dış dünyanın çarkından şikayet etmeye kalksam, eliyle savuşturur sözlerimi. 'boş versene ya hu' der. 'yalnız geldik bu dünyaya. sanki yalnız gitmeyecek miyiz?' gerçi şahidim, zaman zaman onun da içinin daraldığı olur.
yalnızlık efendi en çok başkalarıyla karıştırılmaktan rahatsızdır. yalnızlık, 'issızlık' demek değildir. issızlık efendi başka mahallede yaşar. biraz huysuz bir tiptir. hani bahçesine kaçan topları kesmeye kalkan aksi ihtiyarlar var ya, onlardandır. bizimkiyle ara sıra selamlaşırlar o kadar. keza yalnızlık, 'kimsesizlik' demek de değildir. kimsesiz efendi şehrin dışında bir mağarada yaşar. saçı sakalı birbirine karışmış. bizimkiyle kırk yılda bir karşılaşırlar o kadar.
yalnızlık ne issızlıktır ne kimsesizlik. yalnızlık insana en çok başkalarıyla çevriliyken gelen bir histir ki, kimileri buna 'etraf kalabalıkken kalbin yalnız olması hali' derler. yalnızlık efendi der ki, 'yalnızlık insanın kendi kendisiyle yaptığı bir sohbettir. aracısız. katkısız. oyunsuz. yalansız. saf ve som bir sohbet."
elif şafak'ın firarperest kitabından bir alıntıymış.
devamını gör...
330.
sen gitmek nedir bilir misin çocuk ? yok,yok bilmezsin ama senin yerine de düşünmek istemiyorum.
belki de bilirsin. hiç gittin mi sen ? hiç gittiler mi senden?
ve içinden geldiği gibi yazabildin mi?
off diyerek her neyse boş ver diyebildin mi?
hayatında binlercesi varken, o birine takılıp kaldın mı sen hiç?
gitmekmiş…
sen ne bilirsin gitmeyi çocuk.
oyun mu sandın sevilmeyi.
insanları kırmayı bardak kırmakla bir mi tuttun!
bırak, at çöpe aklında ne varsa, sen sözünü kesmeye devam et insanların.
ben onları çok iyi biliyorum de. aferin çocuk. gecen gündüz olsun.
hiç karanlık görme sen e mi?
daha da görmem seni. daha da sevmem. anlamaya çalışma beni.
anlarsan kaybolursun bende. bir sen kalmaz sende.
her neyse benden bu kadar, kaybolmak nedir, gitmek nedir öğren.
karşıma almam öyle herkesi.
sen beni ne sandın be çocuk.
bir kelime bile fazla sana ya. yine sayfalar yazdım.
hadi geç git. yada sen kal. sen bilmezsin gitmeyi…
bana bırak her şeyi sadece izle…
gitmek nedir onu öğren.
sevmek sana fazla gelir.
soğuk kahve
sen ne bilirsin gitmeyi çocuk.
oyun mu sandın sevilmeyi.*
belki de bilirsin. hiç gittin mi sen ? hiç gittiler mi senden?
ve içinden geldiği gibi yazabildin mi?
off diyerek her neyse boş ver diyebildin mi?
hayatında binlercesi varken, o birine takılıp kaldın mı sen hiç?
gitmekmiş…
sen ne bilirsin gitmeyi çocuk.
oyun mu sandın sevilmeyi.
insanları kırmayı bardak kırmakla bir mi tuttun!
bırak, at çöpe aklında ne varsa, sen sözünü kesmeye devam et insanların.
ben onları çok iyi biliyorum de. aferin çocuk. gecen gündüz olsun.
hiç karanlık görme sen e mi?
daha da görmem seni. daha da sevmem. anlamaya çalışma beni.
anlarsan kaybolursun bende. bir sen kalmaz sende.
her neyse benden bu kadar, kaybolmak nedir, gitmek nedir öğren.
karşıma almam öyle herkesi.
sen beni ne sandın be çocuk.
bir kelime bile fazla sana ya. yine sayfalar yazdım.
hadi geç git. yada sen kal. sen bilmezsin gitmeyi…
bana bırak her şeyi sadece izle…
gitmek nedir onu öğren.
sevmek sana fazla gelir.
soğuk kahve
sen ne bilirsin gitmeyi çocuk.
oyun mu sandın sevilmeyi.*
devamını gör...
331.
bwn çiğ köfte sen lavaş
sar beni yavaş yavaş
sar beni yavaş yavaş
devamını gör...
332.
"başınıza, tacı oturtacak olan da;
sizi, çarmıha gerecek olan da sevgidir. "
sizi, çarmıha gerecek olan da sevgidir. "
devamını gör...
333.
sevgiye ve ilgiye en çok ihtiyaç duyan çocuklar
bunu en rahatsız edici yöntemlere başvurarak
belli ederler.
(bkz: russell barkley)
bunu en rahatsız edici yöntemlere başvurarak
belli ederler.
(bkz: russell barkley)
devamını gör...
334.
bir kez kendini bulmuş olan kişinin bu yeryüzünde yitirecek bir şeyi yoktur artık. ve bir kez kendi içindeki insanı anlamış olan bütün insanları anlar.
olağanüstü bir gece, stefan zweig
olağanüstü bir gece, stefan zweig
devamını gör...
335.
"dünya herkesi kırar; ve sonra, bazıları işte o kırık yerlerinden güçlenir." hemingway
devamını gör...
336.
"insanlara olan saygımı korumak için onlardan uzak durmaya çalışıyorum."
gördüğüm yer dostoyevski demiş ama asıl kaynağı bende bilmiyorum. kaynak çok güvenilir olmadığı için yazayım dedim o detayı da.
gördüğüm yer dostoyevski demiş ama asıl kaynağı bende bilmiyorum. kaynak çok güvenilir olmadığı için yazayım dedim o detayı da.
devamını gör...
337.
mutluluğu büyük şeylerde arama..
sabah kalkabildin mi yardımsız yataktan?
gidebildin mi köşedeki fırına sıcak ekmek almaya?
ı̇çebildin mi çayını kendi ellerinle?
görebildin mi bahçende yeni açan bir çiçeği?
ağrımadı değil mi bugün hiç bir yerin?
aklın başında, sevdiklerin de yanındaysa;
ne önemi var yaşının, boşver yaşa gitsin
sabah kalkabildin mi yardımsız yataktan?
gidebildin mi köşedeki fırına sıcak ekmek almaya?
ı̇çebildin mi çayını kendi ellerinle?
görebildin mi bahçende yeni açan bir çiçeği?
ağrımadı değil mi bugün hiç bir yerin?
aklın başında, sevdiklerin de yanındaysa;
ne önemi var yaşının, boşver yaşa gitsin
devamını gör...
338.
henüz ikimizi çeken şeyin ne olduğunu anlamış değilim.
aslında seksten de bir bok anlamam
aşk da acıklıdır, hükümdür çoğu zaman..
ne yaptığımı bilmiyorum
inan bilmiyorum.
yanına uzanmak istiyorum
yanına uzanayım, geçsin artık.
aslında seksten de bir bok anlamam
aşk da acıklıdır, hükümdür çoğu zaman..
ne yaptığımı bilmiyorum
inan bilmiyorum.
yanına uzanmak istiyorum
yanına uzanayım, geçsin artık.
devamını gör...
339.
"insanlar yavaş yavaş inanmamayı, güvenmemeyi,
sevmemeyi
ve
kronik şüpheci olmayı öğrenir.
bu gerçekleştiğinde artık ne yazık ki çok geçtir.
insanların 'tecrübe' dediği şey budur. kalbiyle bağlantısını kesmiş bir insana 'tecrübeli' denir."
#sigmund freud
sevmemeyi
ve
kronik şüpheci olmayı öğrenir.
bu gerçekleştiğinde artık ne yazık ki çok geçtir.
insanların 'tecrübe' dediği şey budur. kalbiyle bağlantısını kesmiş bir insana 'tecrübeli' denir."
#sigmund freud
devamını gör...
340.