481.
hayat senin bakışınla anlam kazanır. ya sadece bir noktayı görürsün, hayatın akıp gider, sen farkına varmazsın. ya da görebileceğin tüm güzelliklerin tam ortasında hayatı yaşarsın, akıp giden zamanın anlam kazanır. hayatının anlamı senin bakışlarında gizli.
devamını gör...
482.
“çektiğim hiçbir acı nedensiz değil. ben onlar sayesinde “ben” oldum.”

doğan cüceloğlu
devamını gör...
483.
"zulmün olduğu yerde tarafsızlık namussuzluktur." ( cemil meriç )
devamını gör...
484.
çocukları büyüyüp oğlanları delikanlı, kızları genç kız olunca, anne-babalar geleceklerine dair pembe hayaller kurarlar oğullarını mühendis, doktor, tüccar, avukat, memur veya iyi bir meslek sahibi yapmak isterler. kızları içinse zengin bir koca aramaya koyulurlar.çocukları için hep servet ve refah sağlamaya uğraşırlar böylelikle annelik ve babalık görevini en iyi bir şekilde yerine getirdiklerine inanırlar. bu konuda lev tolstoy, gayet haklı olarak şu sözleri söylüyor:"hayattaki düzensizliklerin en büyük nedenlerinden biri şudur ki, herkes hayatında refaha kavuşmayı arzu eder, fakat hayatını terfi ettirmesini ve bizzat çalışma sonucunda hayatını daha iyi bir biçimde düzenleme ihtiyacını hissetmez."herkes hayattan bir şey almak ister, ama ona bir şey vermek istemez. çoğu kimse hayata menfaatçi, zorba ve asalak olarak atılır. hayatın anlamını bu asalaklıkta ararlar.böyle bir hayat anlayışı çocuklara aşılanır.
kimler aşılar? anne-baba!..
bu telkinlerle yetişen çocuklar, büyüdüklerinde zorba, aç- gözlü, şehvet düşkünü, tembel ve vurdumduymaz olurlar.en sonunda artık hiç kimseye ve hiçbir şeye sevgi ve bağlılık duymayan duyarsız gençler olur çıkarlar. bu tiplerde ülkeye, millete karşı sevgi, yüksek düşüncelere ciddi uğraşlara saygı uyanmaz. anne ve babalarını da içtenlikle sevmezler.ne ekerseniz, onu biçersiniz.! ne pişirirseniz, onu yersiniz! eğer gençliğin ruhunu tarım yapılmayan bir tarla gibi kendi haline bırakırsanız, orada ısırgan otları ve dikenler yetişir.anne-babaların, çocuklarının beyinlerini ve kalplerini işlemeden kendi haline bırakmaları, akla ve vicdana uygun değildir. hatta böyle bir ihmal, ahlâksızlıktır, cinayettir. çünkü çocukların iyi terbiye görüp görmemesi meselesi, yalnız anne-babayı ilgilendiren bir mesele olmayıp, aynı zamanda toplumu ve devleti de ciddi bir şekilde ilgilendiren hayatî bir meseledir.

beyaz zambaklar ülkesinde
devamını gör...
485.
"hayat, kendini bulmakla ilgili değildir; kendini yaratmakla ilgilidir.” george b. shaw
devamını gör...
486.

– ne demiş şair? hayat hatıradır, unutursan ölürsün.
– ne güzelmiş, kim söylemiş bu sözü?
– unuttum.
devamını gör...
487.

öte yandan aristo ve diğer yunan filozoflarının çoğu, işe tanrıyı gereğinden fazla karıştırdığı için yaradılış düşüncesinden hoşlanmıyorlardı.

onların inancına göre insan soyu ve çevresindeki dünya sonsuzdan beri vardı ve sonsuza değin varolacaktı.

eski düşünürler yukarıda anlatılan uygarlığın gelişmesine ilişkin savı çoktan ele almış ve buna yanıt olarak da arka arkaya gelen sellerin ya da diğer felaketlerin insan soyunu, uygarlığın en başına tekrar geri götürdüğünü söylemişlerdir.


zamanın kısa tarihi/ stephen hawking.
devamını gör...
488.
“insan ne tür bir yapıt! yargı gücü ne yüce! yetenekleri ne sonsuz. biçimi ve duygulanışı ne belirgin!
ne hayranlık verici! davranışı ne denli dar meleklere, düşüncesi ne denli tanrı’ya yakın! dünyanın
süsü, yaratıkların en ulusu o! (hamlet, ikinci perde, ikinci sahne).”

*****************

felsefenin hiçbir işe yaramadığını gösteren yoksulluğu dolayısıyla kınanıyordu thales. öyküye
göre, bir yıl yıldızlar konusundaki ustalığıyla daha kıştan, gelecek yıl büyük bir
zeytin ürün olacağını bilmiş; böylece parası da az olduğundan chios ve
miletos’taki zeytin basacaklarını (pres) kullanmak için pey vermiş. kendisine
karşı kimse arttırmadığından, basacakları çok düşük bir fiyata kiralamış. zeytin
toplama zamanı gelip, herkes basacak gereksindiğinde thales istediği fiyata
satmış onları ve epey para kazanmış. böylece dünyaya, filosofların isterlerse
kolayca zengin olabileceğini, fakat onların tutkularının başka türden olduğunu
göstermiş.”
devamını gör...
489.
"nefret olan her yere sevgiyi ekebilmemi sağla. şüphe olan her yere inanç, ümitsizlik olan her yere umut, karanlık olan her yere ışık, üzüntü olan her yere neşe götüreyim. sevgi aramaktansa sevebileyim. çünkü biz ne verirsek onu alırız."

yeşilin kızı anne - l.m. montgomery
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...
490.
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...
491.

"insan kendi ışığını ona yansıtan kaç kişi tanırdı ki?"

(bkz: fahrenheit 451)
devamını gör...
492.
tanımadığım birinin acizliğini tiyatro sahnesinde bir oyun seyrediyor gibi izlediğim için mahcup oldum.

zweig / bir kadının yaşamından 24 saat
devamını gör...
493.
ah, marilla bir şeyleri iple çekmek mutluluğun yarısıdır," diye haykırdı anne. "onları belki elde edemeyebilirsin ama hiçbir şey seni onlara kavuşmayı hayal etme coşkusundan men edemez. bayan lynde, ' beklentisi olmayanlar hayal kırıklığına uğramazlar,' diyor ama bence hayal kırıklığına uğramaktan daha kötüsü, hiçbir beklentinin olmamasıdır."

l. m. montgomery - yeşilin kızı anne
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...
494.

“mutluluğun sınırı varken, mutsuzluk sınırsız olabilir miydi? gülmenin sınırı varken, acı sınırsız kalabilir miydi?”
devamını gör...
495.
"bir gün beni fark ettiğinde, beni fark etmenin artık benim için fark etmediğini fark edeceksin."

oğuz atay'ın çok anlamlı ve duygu yüklü bir sözüdür.
devamını gör...
496.
"zarar gördüğünü düşünmen için mutlaka para mı kaybetmen gerekir?

... alçakgönüllüğünü, ölçülülüğünü ve nezaketini kaybetmek önemsiz bir kayıp mıdır sence?"

epiktetos.
devamını gör...
497.

"dünya senden nefret etse kötü görse bile, vicdanın rahatsa ve sen suçlu olmadığına inanıyorsan hiç arkadaşsız kalmazsın.”


yeşilin kızı anne
devamını gör...
498.
"dünya senden nefret etse kötü görse bile, vicdanın rahatsa ve sen suçlu olmadığına inanıyorsan hiç arkadaşsız kalmazsın.”

yeşilin kızı anne
devamını gör...
499.
”gerçek mutluluk yavaş yavaş, azar azar gelir ve bu bizim hayata bakış açımızla, çevremizle, çevremizdekilere karşı davranışımızla doğrudan doğruya ilintilidir. mutluluk, birbirini tamamlayan ufak tefek şeylerin birikmesinden doğuyor.”

toprak ana, cengiz aytmatov
devamını gör...
500.
"bugün insanlar ikiye ayrıldı;
...mazlumlar ve zalimler!

zalimler de ikiye ayrıldı;
...zulmü yapanlar ve sessiz kalanlar!

sessiz kalanlar da ikiye ayrıldı;
...korkanlar ve menfaatçiler!

kısacası artık insanlık, kıtlık çâğına girdi!
( kısmi alıntı)
devamını gör...

bu başlığa tanım girmek için olabilirsiniz.

zaten üye iseniz giriş yapabilirsiniz.

"güne bir alıntı bırak" ile benzer başlıklar

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim