561.
hiç'e açılan bir kapının önündeyim.
devamını gör...
562.
"senin gözlerindedir bildiğim her ne varsa,
o değişmez yıldızlar kaynağıdır sanatın"
shakespeare
o değişmez yıldızlar kaynağıdır sanatın"
shakespeare
devamını gör...
563.
şiirler yazmıştım. ama şimdi, şiir uzak.
uçuşup duran, üstüste gelip birikmeyen şeyler var, içim dolu bunlarla. biliyorum ki şiir bunlar. ve şiirin kendindeki huzursuzluk bu. -çoğukez şiirin şairden bağımsız olduğunu düşündüm.
cahit zarifoğlu - yaşamak
uçuşup duran, üstüste gelip birikmeyen şeyler var, içim dolu bunlarla. biliyorum ki şiir bunlar. ve şiirin kendindeki huzursuzluk bu. -çoğukez şiirin şairden bağımsız olduğunu düşündüm.
cahit zarifoğlu - yaşamak
devamını gör...
564.
"sevgisiz yaşayanların ölülerden farkı kalmıyordu çünkü..."
iskender pala ~ şah ve sultan
iskender pala ~ şah ve sultan
devamını gör...
565.
eskiden derdim ki;
insanın başına gelebilecek en kötü şey,
bir gün 'yapayalnız kalmasıdır'.
öğrendim ki;
hayatta insanın başına gelebilecek en kötü şey:
yapayalnız hissetmesine neden olan insanlarla yaşamasıdır.
-goethe
insanın başına gelebilecek en kötü şey,
bir gün 'yapayalnız kalmasıdır'.
öğrendim ki;
hayatta insanın başına gelebilecek en kötü şey:
yapayalnız hissetmesine neden olan insanlarla yaşamasıdır.
-goethe
devamını gör...
566.
devamını gör...
567.
"sevgilim
kralı karanlık olan
bir ülkedir senin saçların
alnın çiçeklerin bir havalanışı"
edward cummings
kralı karanlık olan
bir ülkedir senin saçların
alnın çiçeklerin bir havalanışı"
edward cummings
devamını gör...
568.
çok mu ayıp hâlâ mutluluk istemek?
neyse zaten hiç halim yok...
neyse zaten hiç halim yok...
devamını gör...
569.
ne güzel adamlar var;
seven,
özleyen,
bekleyen,
ihanet nedir bilmeyen,
aşık olabilen
ve bir de kadınlar var,
böyle adamlara hiç denk gelmeyen..
devamını gör...
570.
ne güzel kadınlar var;
seven,
özleyen,
bekleyen,
ihanet nedir bilmeyen,
aşık olabilen
ve bir de adamlar var,
böyle kadınlara hiç denk gelmeyen..
devamını gör...
571.
insan, bir hayvanın can çekiştiğini görünce ürperti duyar. kendisi -kendi öz varlığı- gözlerinin önünde ölüyormuş, var olmaktan çıkıyormuş gibi gelir.
ya bu can çekişen, hayvan değil de insansa hem de sevdiği , üzerine titrediği biriyse, o zaman yaşamının sona ermesinden dolayı duyulan ürpertiye üstelik, onun üstünde, ruhu yaralanır, parçalanır. bu yara vücuttaki bir yara gibi kimi zaman öldürür, kimi zaman iyi olur, ama yine de acır, dokununca acıtacak şeylerden kaçınır.
lev tolstoy - savaş ve barış.
devamını gör...
572.
"gene de gözümün önünde güzel bir gelecek canlandırmaktan kendimi alamıyorum.
onu o kadar uzun süre seveceğim ki, sonunda o da beni sevecek."
vincent van gogh, theo'ya mektuplar
onu o kadar uzun süre seveceğim ki, sonunda o da beni sevecek."
vincent van gogh, theo'ya mektuplar
devamını gör...
573.
"tanrı bilir,gözümle sevmiyorum ben seni:
çünkü sana baktıkça gözüm bin kusur bulur.
ama yüreğim sever gözün sevmediğini,
görünüşe aldanmaz,sevgiye teslim olur."
shakespeare
çünkü sana baktıkça gözüm bin kusur bulur.
ama yüreğim sever gözün sevmediğini,
görünüşe aldanmaz,sevgiye teslim olur."
shakespeare
devamını gör...
574.
yaşımı gizlemeye hiç çalışmadım,
ya da genç görünmek için çabalamadım ...
soran olduğunda da yaşımı ufaltmadım
ben biliyorum gerçeği başkalarının bilmesi değiştirmez ki gerçeğimi
her yaşın ayrı bir güzelliği var,
lafıyla da kendimi kandırmadım ...
nereden bakıldığına bağlı aslında her şey,
gençlik bir yoldu yürüdüm bitti ...!
şimdi yol devam ediyor yürüdükçe yoruyor
yordukça insanın eline yüzüne yansıyor
yaşanmışlıklar...
ruhumda olduğu kadar tenimde de izler bırakıyor ...
minik çizgiler zamanla iyice belirginleşiyor ..
saçlar ağarıyor...
saçma sapan uçuk kaçık kıyafetler yerini daha ağır sade göz yormayan türden kıyafetlere bırakıyor. ..
yoksa genç görüneceğim derken
komik bir görüntü ortaya çıkıyor...
hoş kimse ortaya çıkıp kral çıplak da demiyor kimseye
her söylenene inanmayacaksın bu hayatta...
çok güzel olmuş diyor sorulunca ...
o yüzden her şeyin bir yakışırı var
yaşanmışlıklara yakışır giyinmek ve hal tavır içinde olmak da bir meziyet ...
çok konuşmak yerini daha bir sessizliğe bırakıyor ,
ve daha birçok şey yaşla yaşanılanlarla beraberinde getiriyor....
ve ben yaşlanmak istiyorum ,
çocukken büyük annem hep
allah sağlıklı hayırlı yaş büyüklüğü versin inşallah derdi ,
ne demek derdim anlam veremezdim ...
büyüdükçe ne demek istediğini gayet iyi anladım ...
şimdi sadece sağlıklı yaşamaya çalışıyorum ve her insan her an ölecek yaştadır biliyorum...
yaşıyoruz şimdi diye
sonsuza dek yaşayacağız anlamına gelmiyor...
sapıtmadan
saçmalamadan yolumu bitireyim
kendime yakışır şekilde diye çaba sarfediyorum...!
ya da genç görünmek için çabalamadım ...
soran olduğunda da yaşımı ufaltmadım
ben biliyorum gerçeği başkalarının bilmesi değiştirmez ki gerçeğimi
her yaşın ayrı bir güzelliği var,
lafıyla da kendimi kandırmadım ...
nereden bakıldığına bağlı aslında her şey,
gençlik bir yoldu yürüdüm bitti ...!
şimdi yol devam ediyor yürüdükçe yoruyor
yordukça insanın eline yüzüne yansıyor
yaşanmışlıklar...
ruhumda olduğu kadar tenimde de izler bırakıyor ...
minik çizgiler zamanla iyice belirginleşiyor ..
saçlar ağarıyor...
saçma sapan uçuk kaçık kıyafetler yerini daha ağır sade göz yormayan türden kıyafetlere bırakıyor. ..
yoksa genç görüneceğim derken
komik bir görüntü ortaya çıkıyor...
hoş kimse ortaya çıkıp kral çıplak da demiyor kimseye
her söylenene inanmayacaksın bu hayatta...
çok güzel olmuş diyor sorulunca ...
o yüzden her şeyin bir yakışırı var
yaşanmışlıklara yakışır giyinmek ve hal tavır içinde olmak da bir meziyet ...
çok konuşmak yerini daha bir sessizliğe bırakıyor ,
ve daha birçok şey yaşla yaşanılanlarla beraberinde getiriyor....
ve ben yaşlanmak istiyorum ,
çocukken büyük annem hep
allah sağlıklı hayırlı yaş büyüklüğü versin inşallah derdi ,
ne demek derdim anlam veremezdim ...
büyüdükçe ne demek istediğini gayet iyi anladım ...
şimdi sadece sağlıklı yaşamaya çalışıyorum ve her insan her an ölecek yaştadır biliyorum...
yaşıyoruz şimdi diye
sonsuza dek yaşayacağız anlamına gelmiyor...
sapıtmadan
saçmalamadan yolumu bitireyim
kendime yakışır şekilde diye çaba sarfediyorum...!
devamını gör...
575.
"sana, yeni eserimde takat getirilmez şekilde abanabilir miyim?"
n.f. kısakürek
n.f. kısakürek
devamını gör...
576.
bir zen hikayesi şöyle anlatıyor…
gece yürüyen adamın ayağı kayar ve adam taşlı bir yolda düşer. metrelerce aşağı düşmekten korkar, çünkü yolun kenarının çok derin bir vadiye uzandığını biliyordur. o’da kenar da sarkan bir dala tutunur.
gecenin karanlığında, altında görebildiği tek şey, dipsiz bir uçurumdur. bağırır ve tek duyduğu kendi sesinin yankısı olur. onu duyacak kimse yoktur etrafta. bu adamı ve bütün bir gece yaşadığı işkenceyi hayal edebilirsin. ölüm sürekli altında bekler, elleri üşür, hakimiyetini kaybeder…
ama tutunmayı başarır ve güneş çıktığında, aşağı bakar…
ve güler!
uçurum falan yoktur. sadece on beş santim aşağıda kayalık bir düzlük vardır. tüm gece dinlenebilir, rahatça uyuyabilirdi -düzlük yeterince geniştir- ama bunun yerine, bütün gecesini kabus gibi geçirdi.
kendi tecrübelerimden yola çıkarak sana şunu söyleyeyim: korku on beş santimden daha derin değildir. şimdi ister bir dala tutunup tüm yaşamını kabusa çevir, istersen o dalı bırak ve ayaklarının üzerine bas, sana kalmış.
korkulacak hiç bir şey yok.
osho
devamını gör...
577.
"bir adama çıplak bir kaya parçasının mülkiyet hakkını verirseniz, onu bir bahçeye dönüştürecektir. bu adama bir bahçeyi dokuz yıllığına kiralarsanız, bahçeyi çöle dönüştürecektir... mülkiyetin büyüsü kumu altına çevirir"
arthur young
devamını gör...
578.
"utançla yerle bir olarak hatırlıyorum. senin sözlerini. en sade görünümlüsünde bile fevkaladelikler olan dediklerini."
yaşamak, cahit zarifoğlu
yaşamak, cahit zarifoğlu
devamını gör...
579.
"gücümü toparlıyorum; bir gün o’nsuz yapabileceğim, ve o vakit telef olacak o yoklukla, ve beni özlemeye başlayacak."
sylvia plath
sylvia plath
devamını gör...
580.