21.
istediğin hayatı değil, senden istenen hayatı yaşamak. ve buna dur diyememektir.
devamını gör...
22.
tatminsizlik. oysa az olanla mutlu olmayı bilip, yetinebilsek hiç mutsuz olmayacağız. ama insanoğlu hep daha fazlası için gücünü sarf ediyor..
devamını gör...
23.
kendinle mutlu olamamak.
devamını gör...
24.
diktatörlük, yolsuzluk, ekonomik çöküntü
devamını gör...
25.
ekonomi. refah bir hayata sahip olmayan her insan mutsuzdur.
devamını gör...
26.
serotonin. vücudunuz serotonin maddesini az salgıladığı takdirde mutsuz olmanız kaçınılmazdır. her şey içimizde.
devamını gör...
27.
her şeyi kafaya takmak fark edeceksiniz çevrenizde her şeyi umursayan herhangi bir küçük olayda canı sıkılan insanlar mutsuz bir hayat geçiriyordur bazı şeyleri umursamamak lazım
devamını gör...
28.
mutluluğu kendimizde değil de hep başkalarında aramak.
devamını gör...
29.
sahip olamadıklarındır. bu sağlık olur, sevgili olur, para olur, birçok başka sey olur.
sahip oldukların da mutlu etmez işin kötüsü, hatta sahip olamadıklarına sahip olduğunda da mutlu olamazsın.
binaenaleyh, insanoğlu mutlu olamaz...
sahip oldukların da mutlu etmez işin kötüsü, hatta sahip olamadıklarına sahip olduğunda da mutlu olamazsın.
binaenaleyh, insanoğlu mutlu olamaz...
devamını gör...
30.
#1787007 epiktetos, sahip olmadığın bir şeyi kaybedemezsin de, der. eğer bedenimize sahip değilsek onu kaybedemeyiz de. mutsuzluğun asıl sebebi neye sahip olduğumuzu ve neye sahip olmadığımızı bilmemektir.
biz nasıl düşüneceğimize sahipken, başkalarının bizim hakkımızda nasıl düşüneceğine sahip değilizdir.
biz zorluklar karşısında o zorlukları olumlulukla karşılayabilme, mücadele edebilme yetisine sahibizken; o zorlukların başımıza gelmesini engelleyebilme yetisine sahip değilizdir.
işin özü: kendi gücünün neye yettiğini bilen güçlü ve mutlu olur. mutsuzluğun asıl sebebi kendini güçsüz sanmaktan kaynaklanır. oysa ki mesele sadece gücümüzün olduğunu ve onu kullanabileceğimiz muazzam alanın sınırlarını bilebilmekte yatar.
ve not: hayatımda kendimi en kötü ifade ettiğim entry'lerden biri olabilir bu entry.
biz nasıl düşüneceğimize sahipken, başkalarının bizim hakkımızda nasıl düşüneceğine sahip değilizdir.
biz zorluklar karşısında o zorlukları olumlulukla karşılayabilme, mücadele edebilme yetisine sahibizken; o zorlukların başımıza gelmesini engelleyebilme yetisine sahip değilizdir.
işin özü: kendi gücünün neye yettiğini bilen güçlü ve mutlu olur. mutsuzluğun asıl sebebi kendini güçsüz sanmaktan kaynaklanır. oysa ki mesele sadece gücümüzün olduğunu ve onu kullanabileceğimiz muazzam alanın sınırlarını bilebilmekte yatar.
ve not: hayatımda kendimi en kötü ifade ettiğim entry'lerden biri olabilir bu entry.
devamını gör...
31.
sosyal medyanın da etkisiyle, herşeyin en güzelini istemek, şükür ve kanaat kavramlarının anlamını yitirmesi.
ikili ilişkilerin sevgiye değil, menfaate dönüşmesi.
ikili ilişkilerin sevgiye değil, menfaate dönüşmesi.
devamını gör...
32.
çikolata bitmiştir.
devamını gör...
33.
beklentiler
devamını gör...
34.
instagram'da üniversite'de ,orda burda gezerken atılmış storiler görmek .bense kütüphanede 12 saat geçirimiş yorgun me storisi atıyorum
devamını gör...
35.
mutsuz olma ihtimalini yok saymak.
devamını gör...
36.
işşizlik sanırım. sanırım diyorum çünkü genel manada uğraşacak bir şeyim olduğunda mutsuz olmuyorum.
devamını gör...
37.
(bkz: erkeksizlik)
devamını gör...
38.
sürekli mutluluğu aramak.
o seninleyken bile.....
o seninleyken bile.....
devamını gör...
39.
tatminsizlik,gecmisteki travmalar,bir daha asla eskisi olunamayacagini düşünmek/bilmek , gönül işleri ,kariyer kaygisi, orta yaş bunalimi, menopoz, andropoz, takintilar, ağır bunalimlar, farkinda olduğumuz / olmadigimiz depresyon vb. milyon tane sebep olabilir.bunlar mutlu anlarimizin arkasindaki gölge gibidir.ne yaparsak yapalim arka planda hep bunlarin kalintilari olur ve sevincimizi gölgeler,biz mutlu olduğumuzu zannederiz.ama içten içe biliriz ki derinlerde bir yerde büyük ya da küçük ama mutlak bir sıkıntı vardir.sevdiklerimizle bile görüşmek istemeyiz bu mutsuzluk bastirdigi zaman,telefonlara cikmayiz, soranlara yok dedirtiriz kendimizi.ama bununla bir sekilde , uygun bir yerde ( belki kendimizi rahat hissettigimiz) ve uygun bir zamanda (gündelik kaygilardan uzak , serbest bir zamanda) yüzleşmek gerekir.aslolan buna cesaretimizin olup olmadigidir.cesaretin (en azindan simdilik) hapla alinabilen bir hormon veya ilac olmadigi düşünülürse bu cesaretin icten gelmesi gerektigi ve bir ilhamdan daha fazlasi oldugu bnce rahatca anlasilir.dolayisi ile biz bir sekilde bunu yapmaliyiz.bunlari çözemezsek , kendi kendimizin önündeki en büyük engel olacagimizi bilmemiz gerekir diye dusunuyorum.
tabi bu kendi görüşüm. saygilarimla.
tabi bu kendi görüşüm. saygilarimla.
devamını gör...
40.
"kaynağı ruhun yitimi ile birlikte modern yaşamın ta kendisi ve ruhtan kopuk şekilde yaşamaya meyleden egonun tutumudur. modern insan aşırı dışa dönük ve düşünme odaklı tipolojik yapısıyla mekanik ve bilinçdışından kopuk yaşayan bir canlı haline dönüşmüştür. bilimselliği tanrısallaştırması, salt mantık odaklı steril bakış açısıyla modern insan, kendi potansiyelinin, yani psişik bütünlüğünün, sadece bir kısmını yaşamakta. bu onu uçlara, tek yanlı bir tutumla hayatı sadece kısmen deneyimlemeye ve dolayısıyla da kökleri bilinçdışı ve psişenin karanlık ve bilinmeyen dünyasından beslenen ruha sırtını dönmeye sevk etmekte ve sonuç olarak psikotik pek çok çıktı kaçınılmaz olmaktadır. "
(bkz: carl gustav jung)
(bkz: anthony stevens)
çağın içine çektiği bu kara delikte android varlıklara doğru evrilmeye direnip, içgüdülerle, bedenle, toprakla, ruhla, köklerle temas elzemdir.
(bkz: carl gustav jung)
(bkz: anthony stevens)
çağın içine çektiği bu kara delikte android varlıklara doğru evrilmeye direnip, içgüdülerle, bedenle, toprakla, ruhla, köklerle temas elzemdir.
devamını gör...