edgar degas
          degas, kendisi reddettiği halde empresyonizmin kurucuları içinde değerlendirilmişti, oysa o kendini, gerçekçi olarak kabul ediyordu.
degas * 1917'de öldüğünde atölyesinde 150 tane balmumu veya kilden yaptığı heykel bulunmuştu. bu heykeller içindeki 1881'de empresyonistler sergisinde sergilediği la petite danseuse de fourteen ans/"little dancer, aged fourteen" figürü dışında degas'nın heykelleri pek bilinmezdi. ölümünün ardından bu eşsiz heykelden birçok bronz kopya yapıldı ve en sevilen sanat eserlerinden biri haline geldi.
figürün modeli paris opera balesi'nin öğrencisi, marie van goethem, belçikalı, işçi sınıfına mensup bir terzi ile çamaşırcının kızıydı. işçi sınıfı geçmişi olan genç, güzel ve fakir bale öğrencileri bir aşağılanma ifadesi olarak ve fakat yanı sıra hızlı hareket eden adımlarla koşuşturmalarından dolayı "petits rats de l'opéra"/ "küçük opera fareleri" olarak anılırlardı.
o sırada eleştirmenler pek itibar etmeseler de, degas bu figürde izleyiciye, küçük balerin kızın hem fiziksel hem de psikolojik durumunu, geriye attığı başı ve arkasında rahatsız birleştirdiği elleri üzerinden mükemmelen hissettirmişti.
eser, pigmentli balmumu, kil, metal armatür, ip, boya fırçaları, insan saçı, ipek ve keten kurdele, pamuklu bir korsaj, pamuklu ve ipek tütü, keten terliklerden yapılmış ve ahşap bir kaidenin üzerine yerleştirilmiştir.
* boyutları: 98,9 x 34,7 x 35,2 cm.dir ve 22.226 kg ağırlığındadır. eserin orijinali national gallery of art, washington'dadır.

kaynak 1
kaynak 2
kaynak 3
  degas * 1917'de öldüğünde atölyesinde 150 tane balmumu veya kilden yaptığı heykel bulunmuştu. bu heykeller içindeki 1881'de empresyonistler sergisinde sergilediği la petite danseuse de fourteen ans/"little dancer, aged fourteen" figürü dışında degas'nın heykelleri pek bilinmezdi. ölümünün ardından bu eşsiz heykelden birçok bronz kopya yapıldı ve en sevilen sanat eserlerinden biri haline geldi.
figürün modeli paris opera balesi'nin öğrencisi, marie van goethem, belçikalı, işçi sınıfına mensup bir terzi ile çamaşırcının kızıydı. işçi sınıfı geçmişi olan genç, güzel ve fakir bale öğrencileri bir aşağılanma ifadesi olarak ve fakat yanı sıra hızlı hareket eden adımlarla koşuşturmalarından dolayı "petits rats de l'opéra"/ "küçük opera fareleri" olarak anılırlardı.
o sırada eleştirmenler pek itibar etmeseler de, degas bu figürde izleyiciye, küçük balerin kızın hem fiziksel hem de psikolojik durumunu, geriye attığı başı ve arkasında rahatsız birleştirdiği elleri üzerinden mükemmelen hissettirmişti.
eser, pigmentli balmumu, kil, metal armatür, ip, boya fırçaları, insan saçı, ipek ve keten kurdele, pamuklu bir korsaj, pamuklu ve ipek tütü, keten terliklerden yapılmış ve ahşap bir kaidenin üzerine yerleştirilmiştir.
* boyutları: 98,9 x 34,7 x 35,2 cm.dir ve 22.226 kg ağırlığındadır. eserin orijinali national gallery of art, washington'dadır.

kaynak 1
kaynak 2
kaynak 3
devamını gör...
unutulmaz yeşilçam replikleri
          “parka gidecekmiş iki gözümün çiçeği.”
      
  devamını gör...
sahtesi olmayan duygu
          bir arkadaşımın doğum hikayesini anlatırken duyduğu mutluluk ve gözlerindeki ışıltı. evlat sevgisi bu olsa gerek. o kadar acı çekmesine rağmen, büyük bir mutlulukla anlatması sahte olamaz sanırım.
      
  devamını gör...
millet aç diyorlar buyrun siz de doyuruverin
          ooo açları da muhalefete çaktı, geriye sadece muz ağaçlarını yönetmek kaldı! hülooğ!
      
  devamını gör...
obez insanlardan ekstra sağlık vergisi alınsın
          saçma bir kampanya girişimi. biraz da şurama doğru ötekileştirsenize ya.
      
  devamını gör...
çocuğa zorla yemek yediren anne mutluluğu
          sağlıklı beslensin diye çabalayan annedir. kendimden biliyorum.
      
  devamını gör...
kış bahçesi
          müstakil, bahçeli, amerikan tarzı bir eviniz varsa ya da sitedeki bahçe katında oturuyorsanız bahçenin bir bölümünü gerek camla -hatta direkt camla, başka bir şeyle olanını hiç görmedim, kapatıyorsunuz. buna kış bahçesi diyorlar. böylece kışın da bu kapalı alanda oturabiliyorsunuz ya da daha önemlisi bahçe mobilyalarınızı kışın zarar görmemeleri için bu bölüme yerleştiriyorsunuz. bir de güray süngü'nün bir kitabının adıymış.
      
  devamını gör...
yazarların kendilerini 10 yıl sonra nerede gördükleri sorunsalı
          güzel bir üniversiteden mezun olmuş bir şekilde. tabii ondan sonra işsiz kalacak mıyım, buraları şimdilik düşünmemeliyim.
      
  devamını gör...
uyurken babanın çocuğunu öpmesi
          mükemmel olay. babam da sabah işe gitmeden hepimizi öper, öyle gider. evden çıktıktan sonra akşam bir daha gelebileceğimin garantisi yok der. o yüzden hepimize bir bakıp öyle gidermiş. allah uzun ömür versin canıma.
      
  devamını gör...
the break-up
          başrollerinde vince vaughn ve jennifer aniston'ın oynadığı 2006 yapımı film. romantik komedi olarak nitelendirilse de bence komedi değil, dram filmi gibi bir şey. isminden de anlaşıldığı üzere film ayrılığı anlatıyor. ayrılık ve ayrılıkta kadın ve erkek tarafının neler yaşadığını anlatıyor diye özetlenebilir hatta.
filmin konusu için,
chicago’da yaşayan brooke meyers, yeterince olgun olmayan erkek arkadaşı gary grobowski tarafından hak ettiği saygıyı görmediğini ve ihmal edildiğini hissetmektedir. ondan ayrılarak, kendisini özletmeyi planlar. ancak evden kim gidecektir? her ikisi de bu noktada direnç gösterince ev bir savaş alanına döner. yaşantıları çekilmez hale gelince aileleri de müdahele etmeye başlarlar.
filmde ayrılığın hem kadın hem erkek gözünden nasıl göründüğü iyi işlenmiş. tabii eski film, yine romantik film klişelerini barındırsa da diğer romantik komediler gibi değil çünkü ayrılığın gerçekçi yanını göstermeyi başarmış gibi.
erkeklerin ilgisiz halleri, kadınların tüm ilgiyi kendi üzerine çekmek istemesi... erkeklerin ev işlerine laf söylenmedikçe yardım etmemesi ama kadınların ev işlerinin ortak yapılması gereken işler olarak görmesi...*
birtakım anlaşmazlıklar ve hop, ayrılık!
ayrılık sonrası muhakkak birilerinin geri döneceğine inanılıyor tabii ki bu filmde de gerçek hayatta olduğu gibi ama yine gerçek hayatta olduğu gibi bazı girişimler olsa da herkes yoluna gidiyor sonunda.
her zamanki romantik film önerilerim gibi bunu da boş vaktinizde izlemenizi önerebilirim. bu arada filmin imdb puanı 5,8 ve bence jennifer aniston çok güzel bir kadın.*
  filmin konusu için,
chicago’da yaşayan brooke meyers, yeterince olgun olmayan erkek arkadaşı gary grobowski tarafından hak ettiği saygıyı görmediğini ve ihmal edildiğini hissetmektedir. ondan ayrılarak, kendisini özletmeyi planlar. ancak evden kim gidecektir? her ikisi de bu noktada direnç gösterince ev bir savaş alanına döner. yaşantıları çekilmez hale gelince aileleri de müdahele etmeye başlarlar.
filmde ayrılığın hem kadın hem erkek gözünden nasıl göründüğü iyi işlenmiş. tabii eski film, yine romantik film klişelerini barındırsa da diğer romantik komediler gibi değil çünkü ayrılığın gerçekçi yanını göstermeyi başarmış gibi.
erkeklerin ilgisiz halleri, kadınların tüm ilgiyi kendi üzerine çekmek istemesi... erkeklerin ev işlerine laf söylenmedikçe yardım etmemesi ama kadınların ev işlerinin ortak yapılması gereken işler olarak görmesi...*
birtakım anlaşmazlıklar ve hop, ayrılık!
ayrılık sonrası muhakkak birilerinin geri döneceğine inanılıyor tabii ki bu filmde de gerçek hayatta olduğu gibi ama yine gerçek hayatta olduğu gibi bazı girişimler olsa da herkes yoluna gidiyor sonunda.
her zamanki romantik film önerilerim gibi bunu da boş vaktinizde izlemenizi önerebilirim. bu arada filmin imdb puanı 5,8 ve bence jennifer aniston çok güzel bir kadın.*
devamını gör...
alg
          su yosunu.
her türlü nemli ve sulu ortamda, tek başlarına ya da koloniler halinde yaşarlar. fotosentez yapabilirler. kırmızı ve yeşil olmak üzere iki türü bulunur.
 
      
  her türlü nemli ve sulu ortamda, tek başlarına ya da koloniler halinde yaşarlar. fotosentez yapabilirler. kırmızı ve yeşil olmak üzere iki türü bulunur.
 
      devamını gör...
yazım yanlışı ve anlatım bozukluğuna öfkelenen insan
          sinirlenmeyelim sinirlenmeyelim diyoruz ama takıldığımız noktayı şöyle informal bir dille anlatmak gerekirse: 
gözünüzü seveyim, “ben de çok seviyorum. ” ile “bende çok seviyorum.” aynı şey mi? yapmayın etmeyin…
tabi ki bu çok basit bir örnekti. daha ne yanlışlar yapılıyor. bu konu dile getirildikçe karşıt kesim de bir hayli öfkeleniyor. ama üzülerek söylemek zorundayım ki bir çoğumuz dilimizin kurallarını bilmiyoruz. yanlış yapmak gayet doğaldır fakat “amaaan aynı şey işte” diye geçiştirmek biraz üzücü bir durum. halkımızın %45’inin dil bilgisi kurallarını bilmediğini farz edelim. bir gün içinde yazılan onca resmi evrak gerçekten olması gerektiği gibi oluyor mu? oluyorsa, o zaman kuralları biliyoruz demektir. o zaman neden kullanmıyoruz bunu gündelik hayatta?
birçok tanımın sonunda şunu belirtmek durumunda hissediyorum: bir kişi çıkıp da “sana ne kardeşim bizim ne yazdığımızdan” diyebilir. kimseyle kavgaya tutuşacak değiliz. bu yazılanlar sadece şahsi görüşlerimiz. yoksa 10-20 kişinin buraya “hadi doğru yazalım” diye öğüt vermesiyle tabi ki bu durum düzelmez.
  gözünüzü seveyim, “ben de çok seviyorum. ” ile “bende çok seviyorum.” aynı şey mi? yapmayın etmeyin…
tabi ki bu çok basit bir örnekti. daha ne yanlışlar yapılıyor. bu konu dile getirildikçe karşıt kesim de bir hayli öfkeleniyor. ama üzülerek söylemek zorundayım ki bir çoğumuz dilimizin kurallarını bilmiyoruz. yanlış yapmak gayet doğaldır fakat “amaaan aynı şey işte” diye geçiştirmek biraz üzücü bir durum. halkımızın %45’inin dil bilgisi kurallarını bilmediğini farz edelim. bir gün içinde yazılan onca resmi evrak gerçekten olması gerektiği gibi oluyor mu? oluyorsa, o zaman kuralları biliyoruz demektir. o zaman neden kullanmıyoruz bunu gündelik hayatta?
birçok tanımın sonunda şunu belirtmek durumunda hissediyorum: bir kişi çıkıp da “sana ne kardeşim bizim ne yazdığımızdan” diyebilir. kimseyle kavgaya tutuşacak değiliz. bu yazılanlar sadece şahsi görüşlerimiz. yoksa 10-20 kişinin buraya “hadi doğru yazalım” diye öğüt vermesiyle tabi ki bu durum düzelmez.
devamını gör...
israil'in mescid-i aksa'ya saldırması
          “yıkılasın israil! enkazını göreyim
sana ülke diyenin yüzüne tüküreyim”
n. fazıl kısakürek
her ramazan ayı aynı şiddet, aynı görüntüler...
  sana ülke diyenin yüzüne tüküreyim”
n. fazıl kısakürek
her ramazan ayı aynı şiddet, aynı görüntüler...
devamını gör...
mind diyeti
          nörodejeneratif    gecikme    için    akdeniz-dash müdahalesi  (mediterranean-dash  ıntervention  for neurodegenerative delay) olarak adlandırılan mınd diyeti,  akdeniz  ve  dash  diyet  bileşenlerinin  bir karmasıdır. bilişsel  sağlık  ile  ilişkili  bulunan  10  besin grubunun (yeşil yapraklı sebzeler, diğer sebzeler, sert kabuklu  yemişler,  çilekgiller,  kurubaklagiller,  tam tahıllar, deniz ürünleri, kümes hayvanları, zeytinyağı, kırmızı  şarap)  tüketiminin  önerildiği  ve  beş  besin grubunun (kırmızı et, tereyağı ve margarin, peynir, pastane  ürünleri  ve  şekerlemeler,  kızartmalar, fast-food  besinler)  kısıtlanmasını  içeren  bir  diyet modelidir. akdeniz  ve  dash  diyetinde  önerilen  yüksek  sebze-meyve  tüketimi  yerine  mınd  diyetinde  özellikle yeşil yapraklı sebzelerin ve çilekgillerin tüketiminin artırılması vurgulanmaktadır. 
mind diyeti demans ve alzheımer hastalarına ya da risk grubundaki bireylere önerilmektedir. nöronal yıkımın yavaştılması, hastalığın seyrinin iyileştirilmesi ya hastalığın önlenmesi amaçlanır. yapılan bir çalışmada yaşları 58-98 yıl aralığında olan 923 bireyin 4.5 yıl takibi sonucunda, mınd diyete uyumu yüksek olan bireylerde alzheimer riskinin %53 oranında, diyetinde ılımlı değişiklikler yapan bireylerde ise %35 oranında azaldığı saptanmıştır. bir başka çalışmada mınd diyet skoru yüksek olan bireylerin bilişsel yaşı en düşük skora sahip olanlarla karşılaştırıldığında 7.5 yıl daha genç bulunmuş ve bilişsel fonksiyonun azalmasını önlemede mınd diyet skorunun, akdeniz ve dash diyet skorlarından daha koruyucu olduğu gösterilmiştir.
  mind diyeti demans ve alzheımer hastalarına ya da risk grubundaki bireylere önerilmektedir. nöronal yıkımın yavaştılması, hastalığın seyrinin iyileştirilmesi ya hastalığın önlenmesi amaçlanır. yapılan bir çalışmada yaşları 58-98 yıl aralığında olan 923 bireyin 4.5 yıl takibi sonucunda, mınd diyete uyumu yüksek olan bireylerde alzheimer riskinin %53 oranında, diyetinde ılımlı değişiklikler yapan bireylerde ise %35 oranında azaldığı saptanmıştır. bir başka çalışmada mınd diyet skoru yüksek olan bireylerin bilişsel yaşı en düşük skora sahip olanlarla karşılaştırıldığında 7.5 yıl daha genç bulunmuş ve bilişsel fonksiyonun azalmasını önlemede mınd diyet skorunun, akdeniz ve dash diyet skorlarından daha koruyucu olduğu gösterilmiştir.
devamını gör...
metal müziğe başlama rehberi
          buraya yazacağım, metal müziğe önyargılı olanların önyargılarını kırmaları için güzel şarkıları yazacağım rehber. diğer yazarlardan da yazmadığım/bilmediğim şarkıları yazmalarını bekliyorum.
düdüt: aşağıya yazan arkadaşlar, lütfen çok sert şarkılar yazmayın. insanı soğutur maazallah.
(bkz: metallica)
1-the day that never comes
2-the unforgiven
3-enter sandman
(bkz: megadeth)
1-tornado of souls
2-a tout le monde
3-she-wolf
bonus-addicted to chaos
(bkz: iron maiden)
1-fear of the dark
2-dance of death
3-blood brothers
düdüt: megadeth'e bonus eklendi.
  düdüt: aşağıya yazan arkadaşlar, lütfen çok sert şarkılar yazmayın. insanı soğutur maazallah.
(bkz: metallica)
1-the day that never comes
2-the unforgiven
3-enter sandman
(bkz: megadeth)
1-tornado of souls
2-a tout le monde
3-she-wolf
bonus-addicted to chaos
(bkz: iron maiden)
1-fear of the dark
2-dance of death
3-blood brothers
düdüt: megadeth'e bonus eklendi.
devamını gör...
ünlü olma şansınız olsa hangi yolla ünlü olurdunuz sorunsalı
devamını gör...
kadın mı bayan mı sorunsalı
          kadın demeyi ayıp ya da ayrılıkçı bulup, kadın cinsiyetini basitleştirme - nazikleştirme çabası yüzünden kadınlara bayan diyoruz. bu ayıbı bazen ben de yapıyorum  özür dilerim kadınlar..
iki cinsiyet vardır. kadın ve erkek. bir kadın nasıl ki "aa yoldan adam geçiyor" ya da "seni bir herifle tanıştırıcağım" demiyorsa, biz de " bu bayan benim kardeşim" ya da " bu kız benim arkadaşım " dememeliyiz. hitap gereken durumlarda hanımefendi kullanılabilir. bizler de beyefendi denmesinden yanayız. onun dışında kadın kadındır, bayan anandır diyoruz sevgili hemcinslerim.
  iki cinsiyet vardır. kadın ve erkek. bir kadın nasıl ki "aa yoldan adam geçiyor" ya da "seni bir herifle tanıştırıcağım" demiyorsa, biz de " bu bayan benim kardeşim" ya da " bu kız benim arkadaşım " dememeliyiz. hitap gereken durumlarda hanımefendi kullanılabilir. bizler de beyefendi denmesinden yanayız. onun dışında kadın kadındır, bayan anandır diyoruz sevgili hemcinslerim.
devamını gör...
anlık dalgınlıkla yapılan şeyler
          bi yazarı engelleyeceğim diye başka bir yazarı engellemek. alın bu da kanıtı #1790867. o değil, siteyi öğrenene kadar o kadar çok yapmışım ki haydaaa bunu ne zaman engellemişim diyorum artık. varsa aynı durumdan muzdarip olanlar kusura bakmasınlar. vallahi. fark ettikçe çözüyorum. şorry... 
 
      
   
      devamını gör...
