babasının sınavdan düşük aldığı için kızdığı 12 yaşındaki çocuk, yaşamına son verdi
sivas'ta 12 yaşındaki bir kız çocuğu, sınavdan düşük not alınca babası tarafından ders çalışmadığı için azarlandı. çocuk aynı gün evde tek başına kaldığında yaşamına son verdi.

kaynak
devamını gör...

şuan yerinde olmak istediğim insandır. o kadar çok özledim ki kafede yalnız başıma oturup etrafımda ki tantanaya kargaşaya rağmen yalnız olabilmenin tadını çıkarabilmeyi, insanları uzaktan seyredip hiçbir derde kedere ortak olmadan ibret alabilmeyi.
özlem duyulacak çok şey var artık.
devamını gör...

o zaman erkek öğrencilerin de başını kapatmasını öneriyorum.
devamını gör...

bir kız tanırdım eskiden hayat berbat derdi
loş kalbinde hayal kırıklıkları biriktirirdi
her filmden kitaptan bir rol seçerdi
beğensin diye gelirse ölüm makyajsız gezmezdi. teoman-zamparanın ölümü.
devamını gör...

galiba sonundayız uykumuzun.

turgut uyar
devamını gör...

jose saramago’nun devam kitabıdır.

görmeye başlamak yeniden; bembeyaz bir körlükten kurtulup yeniden tüm renkleriyle dünyayı seyredalabilmek değildir aslında. saramgo’nun körlük romanında bir anda körlük salgınına tutulan şehre geri döneriz ancak “demokrasi”nin rafa kaldılırıldığı, anarşinin hüküm sürdüğü o dönemin üzerinden dört yıl geçmiştir.şehir olağan durumuna dönmüştür, hatta demokrasinin bizlere sunduğu en büyük “özgürlük”lerden biri olan seçim zamanı bile gelmiştir.

kör olduktan sonra yeniden görmeye başladığı yanılgısına kapılan şehir sakinleri asıl uyanışı bu seçim esnasında yaşayacaktır. şehrin hala bir ismi yoktur, bilinmeyen bir kentin başkentidir orası ve doktorun karısı hala orada yaşamaktadır. seçim günü bastıran ve muson yağmurlarını andıran şiddetli yağmur oy sandıkları başında bekleyen insanları önce sıradan bir doğa olayının etkileyeceği kadar etkiler.

ama saatler ilerledikçe ve oy kullanmaya bir avuç insandan fazlsı gelmeyince arada bir görevlilerden biri kafasını uzattıp merak ve endişeyle gelip giden var mı diye bakmak için kapıya yönelir ancak gelen yoktur. saat 4 olduğunda, yani sandıkların kapanmasına 1 saat kala insanlar oy kullanmaya gelir ve merak ve endişe böylelikle giderilmiş olur.

ancak bu rahatlama sadece oy sayımı başlayana kadar süre zira kullanılan oyların %70’i boş çıkmıştır. hükümet, devlet aciln toplantılar yapar ve bunun bir komplo olduğuna hükmettikleri için de seçimleri yenilerler ancak bu sefer alınan sonuç daha vahimdir, zira oyların %83’ü boş çıkmıştır.

bunun üzerine önce sorumlular aranmaya başlanır ve şüphelilerin başında 4 sene önce kör olmayan tek kişi olan doktorun karısı vardır. sorguya alınır ancak 4 sene önce kargaşa esnasında olanlarla ilgili yapılan tehditlere rağmen bir sonuç çıkmaz. hiçbir sonuç elde edemeyeceğine inanan hükümet kenti yalnız bırakmaya karar verir. bu, şehrin sonu olacak ve anarşiyle başa çıkamayan şerhir yola girecektir. manasızlığı kendinden menkul bir olağanüstü hal ilan edilir. medya her zaman yaptığı gibi çarptırılmış haberler sunar. suç yaratarak kendine durumdan vazife çıkartan polis ve asker şehri terk etme hazırlıklarına başlar. hükümetin bir gece yarısı sessizce şehri terk etme planı şehir sakinlerinin “ışıkları” ile sekteye uğratılsa da şehirden ayrılmayı başarırlar.

ancak umdukları olmaz ve şehir devlet ve hükümet olmadan da kendi kendini idare etmeye devam eder hem de eskisinden daha iyi bir şekilde.

saramago,devleti, hükümetleri, polisi, askeri ve medyayı, yani iktidarın elebaşlarını bize umut verecek şekilde ve alabildiğine sertçe eleştirir bu romanında ve bizler anlarız ki körlükten kurtulmanın yolu sadece görmek değildir, körlük illeti ancak ve ancak “görmek”le alt edilebilir.
devamını gör...

sınırdayız. bizi de alın. üstü değil. altı değil tam kırk!
devamını gör...

yıkık
t:yıkılmış olan.
devamını gör...

bir şovman ve gösteri adamı. tabi narsizm düzeyinde bir kendini beğenmişlik de var. insan ırkını kurturmaya soyunan adamdan ne beklenir. bu arkadışın yaptığı uzay yatırımları ile insan medeniyeti marsa taşınacakmış. ahahaha. kendisi inanıyor mu buna ya? 7 milyar adamı uzay gemilerine bindirip marsa mı götürecek? bak elon kardeşim, dünyanın ortalama sıcaklığı 4 derece değiştiğinde dahi endüstriyel medeniyetin çökeceği bir noktaya gelmiş oluyoruz. intensif tarım yüzünden dünyanın toprakları erozyona uğruyor, yer altı suları aşırı kullanımdan kendini yenilemiyor vb. ve tüm bunlar dünyayı dahi (ki hala canlılık devam ediyor, ki hala su var, ki hala içeride yaşayan canlılar var) bizim için yaşanılmaz bir yere hale getirme potansiyelini taşıyor ve sen şimdi diyorsun ki ot bile bitmeyen, su olup olmadığı belli olmayan, bir amipin bile yaşamadığı bir gezegene insan medeniyetini taşıyacağız. sana nasıl siktiri çekmiyorlar anlaşılır gibi değil.

üstelik yukarıdaki problemler, marsa gidilmesi halinde karşalacağımızı bildiğimiz problemler. bir de tahmin edemeyeceğimiz ve oraya gittiğimizde karşılacağımız ve ulan biz ne bok yemişiz diyeceğimiz problemler var. homo sapiens, milyarlarca yıllık bir evrim sonucunda dünya gezegenine adapte olmuştur. dünyadaki yer çekiminin, atmosfer basıncının, göğün renginin, güneşin geliş açısının vb. vd. dünyadaki türler üzerindeki psikolojik ve fizyolojik etkilerinin tamamını biliyor muyuz? hayır, elbette bilmiyoruz. bu sebeple marsa gittiğimizde, su bulsak, oksjien bulsak, sıcakığı ayarlasak dahi, dünya'nın, milyarca yıllık evrim sürecinde adapte olduğumuz ve bize ne açıdan gerekli olduğunu bilemediğimiz özelliklerinin yokluğunda oluşacak komplikasyonlar ne olacak?

ikinci paragrafta söylediklerim yalnızca bir spekülasyon değil. 1990'lı yıllarda texas'ta biyosfer ıı diye bir deney yaptılar ve on küsür civarında akademisyeni, doğal biyosferden tamamen izole ikinci bir yapay biyosfere kapattılar. bir nevi başka bir gezegendeki olası yaşamı simüle ettiler. fakat bir kaç haftanın sonunda katılımcılarda fizyolojik ve psikolojik sorunlar belirdi. iştahlarını kaybettiler, agresifleşmeye başladılar; kapalı biyosfere insanlar ile birlikte konulan evcil hayvanlar ölmeye başladı, içerisi böcek istilasına uğradı ve içeridekiler kafayı yeyip birbirlerini keseceklerken deneyi sonlandırdılar.
devamını gör...

insanlar ölen insanın hayrına iki lokma bir şey dağıtıyor tamam da beni deli eden şey gelenlerin yüzsüzlüğü. ketçap isteyen, karabiber isteyen, ayranı 3-4 tane alan bir de eve giderken evdekiler için isteyen insanlar. babannemin cenazesinde çıldırmıştım resmen. biri gelip benden kahve istemişti hiç unutmuyorum ya.
devamını gör...

ekonomik kriz buhrana dönüştü.

kemal kılıçdaroğlu'nun yukarıdaki sözünde yaptığı yazım yanlışı. kriz ve buhran sözcükleri anlamdaş sözcükler. birincisi fransızca ikincisi de arapça kökenli. türkçe karşılığı ise bunalım. krizin büyüyüp ekonominin dara düştüğünü anlatmak için kriz buhrana dönüştü demek devrim inkilaba dönüştü demeye benzer. doğrusu olarak kriz derinleşiyor denilir.
devamını gör...

ben önce başlığı aratıyorum bulamayınca başlığı açıyorum. iki dakika sonra aradığım başlığı buluyorum. ama utanmıyorum. asla utanmam.
devamını gör...

aynısını evde ben de kullanıyorum
devamını gör...

hiç güzel bir şey değil. kışın sabahın köründe yakılması gerekir. zor tutuşur. tütmesin diye ayrı uğraştırır. kömürü, odunu masraf.

3-5 like uğruna güzelleme yapmayın.

(bkz: fakir edebiyatı)
devamını gör...

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

ilgili paylaşımlarını ve yorumlarını keyifle okuduğum değerli bir yazar. beğenileri için de ayrıca teşekkürler. kısacık muhabbet etme imkanı buldum ve takdir ettiğim güzel bir insan.
devamını gör...

yanımda yürüyen kim olursa olsun mutlaka sağ tarafımda yürümeli.
devamını gör...

alındığına pişman olunan rozetlerin isteyenlere cüzi bir karma puanıyla satılması olayıdır. yönetimin bu özelliği acilen getirmesi gerekir. kafa sözlük sadece sözlük değil aynı zamanda hayatın kendisidir. ticaret bu hayatta olmazsa olmaz.
devamını gör...

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
bir sonbahar meyvesi.
yeterince olmayanı ağzı buruşturur.
bizim oralarda değmiş derler, olmadan çürümeye dönme arasında, meyvenin yaşlıların ağzına göre olan halidir.
o halini çok severim.
bazı yerlerde adı döngeldir.
döngel ismi, görüpte anlamayanın pişmanlığı gibidir.
endemik bir meyvedir.
bulunca tadın derim.
devamını gör...

sözleşmeye bakış açım her zaman ismi vardı işlevi yoktu artık ismi de yok şeklindedir.
evet arkadaşlar çok abartıyoruz n’olmuş her yıl ölüversin 500 kadın(!) gerçekten içler acısı bi durumdayız.
devamını gör...

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim