diyelim ki o bunu okuyor
1
2
3
4
5
6
7
8
9
10
11
12
13
14
15
16
17
18
19
20
21
22
23
24
25
26
27
28
29
30
31
32
33
34
35
36
37
38
39
40
41
42
43
44
45
46
47
48
49
50
51
52
53
54
55
56
57
58
59
60
61
62
63
64
65
66
67
68
69
70
71
72
73
74
75
76
77
78
79
80
81
82
83
84
85
86
87
88
89
90
91
92
93
94
95
96
97
98
99
100
101
102
103
104
105
106
107
108
109
110
111
112
113
114
115
116
117
118
119
120
121
122
123
124
125
126
127
128
129
130
131
132
133
134
135
136
137
138
139
140
141
142
143
144
145
146
147
148
149
150
151
152
153
154
155
156
157
158
159
160
161
162
163
164
165
166
başlık "ilkokuldamasaaltındaunutulanresimcantasi" tarafından 09.11.2020 18:00 tarihinde açılmıştır.
2181.
metroda yanımda sıçan adamla evlen.
devamını gör...
2182.
artık tanışma vaktimizin geldiğini düşünüyorum. bana kim olduğunu söyle.
devamını gör...
2183.
melekler fısıldaşır bu alemde tekmişsin
bir kez baksan yanar kalpler hep ceddine çekmişsin
yıldızları indirmişsin kirpiklerin üstüne
istanbul'u sürme diye gözlerine çekmişsin.
bir kez baksan yanar kalpler hep ceddine çekmişsin
yıldızları indirmişsin kirpiklerin üstüne
istanbul'u sürme diye gözlerine çekmişsin.
devamını gör...
2184.
kaplumbağanın hangi anlama geldiğini sormuştun.
bu sadece uzun zamandır düşündüğüm bir imge. kaplumbağalar yavaşlar. kozmosun hızı onlar da geri kalmışlık hissi yaratıyor olmalı. tüm kuvvetiyle akmakta olan yaşam bende geride kalmışlık hissi oluşturuyor.
bir kaplumbağayı düşlediğimde aklıma oldu-bitti halinde ilerleyen olaylar zincirinin sıyırdığı kabukları da geliyor. bir kaplumbağanın yürüyüşünü canlandırıyorum zihnimde, onun doğalında gerçekleşen her minik adımı kendi beşeri feet ölçülerimle karşılaştırıyorum. ne de yavaş!
"bir kaplumbağa gibi mi olduğunu düşünüyorsun?" demiştin.
evet. bu yüzden bir kaplumbağa olmayı düşlüyorum. insan bedeninde bir kaplumbağa olmak yalnızlık anlamına geliyor. ama eğer bir kaplumbağa olursam bir daha asla yalnız olmam. sana bu cevabı veremedim. ama verseydim "seni anlıyorum." demeni beklerdim.
iki kaplumbağa düşlüyorum aslında. tek başınayken belki de şimdinin hızına yenik düşüyordular. oysa iki kaplumbağa yan yanayken ikisi de birbirinin hızına takılmıyor. ortak doğallarını bulmuş gibiler. sanıyorum ki artık narin canları ellerinden kayıp gidiyormuş gibi hissetmiyorlar. yan yana yavaşça yürüyorlarken kim yavaş gittiklerine inandırabilir onları.
senin de bir kaplumbağa olduğuna inanmak istiyorum.
bu sadece uzun zamandır düşündüğüm bir imge. kaplumbağalar yavaşlar. kozmosun hızı onlar da geri kalmışlık hissi yaratıyor olmalı. tüm kuvvetiyle akmakta olan yaşam bende geride kalmışlık hissi oluşturuyor.
bir kaplumbağayı düşlediğimde aklıma oldu-bitti halinde ilerleyen olaylar zincirinin sıyırdığı kabukları da geliyor. bir kaplumbağanın yürüyüşünü canlandırıyorum zihnimde, onun doğalında gerçekleşen her minik adımı kendi beşeri feet ölçülerimle karşılaştırıyorum. ne de yavaş!
"bir kaplumbağa gibi mi olduğunu düşünüyorsun?" demiştin.
evet. bu yüzden bir kaplumbağa olmayı düşlüyorum. insan bedeninde bir kaplumbağa olmak yalnızlık anlamına geliyor. ama eğer bir kaplumbağa olursam bir daha asla yalnız olmam. sana bu cevabı veremedim. ama verseydim "seni anlıyorum." demeni beklerdim.
iki kaplumbağa düşlüyorum aslında. tek başınayken belki de şimdinin hızına yenik düşüyordular. oysa iki kaplumbağa yan yanayken ikisi de birbirinin hızına takılmıyor. ortak doğallarını bulmuş gibiler. sanıyorum ki artık narin canları ellerinden kayıp gidiyormuş gibi hissetmiyorlar. yan yana yavaşça yürüyorlarken kim yavaş gittiklerine inandırabilir onları.
senin de bir kaplumbağa olduğuna inanmak istiyorum.
devamını gör...
2185.
devamını gör...
2186.
çok özlüyorum seni seninle geçirdiğim anılarımı gülüşünü yüzünü yanımda oluşunu bana bakışını her şeyimle her şeyini özlüyorum inan
çok da sevdim seni sana açık açık söylememiş olsam da bildiğinin farkındayım sadece beni arkadaş olarak gördüğünü kabullenmek zorunda olmak inan imkansız benim için. o kadar inandırmıştım o kadar hayaller kurmuştum ki bizim için nerden bilebilirdim böyle olabileceğimizi. gözümün önünde bambaşka birine dönüştün ya da hep böyleydin ben göremiyodum görmek istemiyodum şu an her şey için geç sevdim kabul ama sen artık yabancısın bana tanımadığım bilmediğim biri...
her şey çok farklı olabilirdi ama olmadı yaşanması gereken bazı şeyler vaktinde yaşanmayınca çok geç olabiliyomuş büyük pişmanlıklar hissettiriyormuş insana bunu zorla da olsa tekrar tekrar gösterdiğin için teşekkürler.
umarım hayatında hep mutlu olursun senin sevgin umarım hiçbir zaman karşılıksız kalmaz şu an hissettiklerimi hiçbir zaman hissetmezsin.
kendine çok iyi bak.
çok da sevdim seni sana açık açık söylememiş olsam da bildiğinin farkındayım sadece beni arkadaş olarak gördüğünü kabullenmek zorunda olmak inan imkansız benim için. o kadar inandırmıştım o kadar hayaller kurmuştum ki bizim için nerden bilebilirdim böyle olabileceğimizi. gözümün önünde bambaşka birine dönüştün ya da hep böyleydin ben göremiyodum görmek istemiyodum şu an her şey için geç sevdim kabul ama sen artık yabancısın bana tanımadığım bilmediğim biri...
her şey çok farklı olabilirdi ama olmadı yaşanması gereken bazı şeyler vaktinde yaşanmayınca çok geç olabiliyomuş büyük pişmanlıklar hissettiriyormuş insana bunu zorla da olsa tekrar tekrar gösterdiğin için teşekkürler.
umarım hayatında hep mutlu olursun senin sevgin umarım hiçbir zaman karşılıksız kalmaz şu an hissettiklerimi hiçbir zaman hissetmezsin.
kendine çok iyi bak.
devamını gör...
2187.
bu başlığa bakmadığın gün özgürleşeceğine inanıyorum.
hem niye yazdığım her şeyi okuyorsun ki? özel diye bir şey var. ayıp.
hem niye yazdığım her şeyi okuyorsun ki? özel diye bir şey var. ayıp.
devamını gör...
2188.
köyü keşfederken traktörle birden karşıma çıkınca halüsinasyon gördüğümü sandım, bir daha baktım. evet gerçekten de koca traktörü çıtı pıtı güzeller güzeli bir kız sürüyordu.
hemen tanışmalıydım.
arabayla takip ettim ve bilerek kullandığın traktöre hafifçe vurdum. maksat tanışmaktı. gazı freni karıştırdım dememe bakma asla ama asla gazı freni karıştırmadım. neyse bunu şimdilik sen bilme. daha sonra bunu ben sana söylerim :)
hemen tanışmalıydım.
arabayla takip ettim ve bilerek kullandığın traktöre hafifçe vurdum. maksat tanışmaktı. gazı freni karıştırdım dememe bakma asla ama asla gazı freni karıştırmadım. neyse bunu şimdilik sen bilme. daha sonra bunu ben sana söylerim :)
devamını gör...
2189.
ha gayret ha gayret tavladın sayılır, az daha çaba. paylaşımlarını saniyesinde beğendiysen de olacak bu iş. hah. seni kuş beyinli, menopozlu sürüngen. g*tüm bile senden güzel diyeceğim g*tüme yazık, haksızlık ederim. kaymak gibi, pürüzsüz maşallah. hele kaş göz çizsem bildiğin miranda kerr. ahahahahahaha
devamını gör...
2190.
devamını gör...
2191.
"bir gün, istiklal ve cumhuriyeti müdafaa mecburiyetine düşersen, vazifeye atılmak için içinde bulunacağın vaziyetin imkân ve şeraitini düşünmeyeceksin."
mustafa kemal atatürk
mustafa kemal atatürk
devamını gör...
2192.
en yakın arkadaşım osman'ın sevgilisi aylin, direkt sana yazıyorum. kafa karışıklığına lüzum yok.
aylin, sanırım osman beni senden daha çok seviyor. benim evden çıkmaz oldu. adam bunalmış, osman sıkılmış aylin. öyle ayrıntıları bilmem, delikanlı adamlar olarak biz eyle konuşmayız beyle şeyler. fakat seziyorum, darlamışsın osman'ı. osman'ın sevgilisi aylin, osman'dan beklentini düşürmeni tavsiye ediyorum. kafanda beyaz atlı bir prens yaratmaya çalıştığından şüpheleniyorum. osman benim çocukluk arkadaşım ve inan bana osman'dan prens olmaz. osman fifada yenildiğinde kol bozuk diye mızıyan bir insan, aylin. osman bu kadar aylin. süslenip püslenip mekanlara götürür imişsin osman'ı. bir yapar iki yapar sonra bana kaçar, yapma aylin!
osman rahat adamdır. ben bu cümleleri yazarken osman sefil gibi salonun koltuğunda bacakları duvara yaslamış götü havada yatıyor. yüzünde bir dinginlik var aylin. senin evde böyle olamıyormuş. çok kasılıyorum abi diyor bana. duydum ki osman'a sucuklu yumurta yedirmezmişsin. yapma etme kaçırırsın osman'ı.
dediklerimi göz önüne almanı tavsiye ederim aylin. ara ara evlilik konusu açar imişsin. osman'ın anası babasıyla tanışmadan önce benle tanışacaksın aylin, uyarıyorum benden olur çıkmazsa zor biraz nikah hayalin. biz osmanla o kadar yakınız (ne yazık) ki daha bu sabah "ziktir git lan evden, sevmiyorum seni, sıkıldım" diyerekten kovdum, osman tın, gitmiyor adam. ertesi gün kapıyı açmadım, balkondan tırmanmış, düşün bak benle birlikte vakit geçirip seni bir an unutmak için neleri göze alıyor! komşu görmüş, polisi aramış, iki saat polise dil döktük memur bey bu osman'da var sıkıntı kendi evimize böyle giriyoruz diye, sen osman'dan beklentini buna göre ayarla aylin.
osman'la biz barselona-real madrid serisini 100-98 ile bitirmiş insanlarız, günü kazanan 1 alıyor haa, düşünebiliyormusun yakınlık derecemizi aylin! sen beni dinle, amacım iyi, bazı şeylere çeki düzen ver ki osman benden gitsin diye uğraşıyorum aylin!
osman'ı arada ormana bayıra dağa taşa çıkar aylin, yürüyüş yapın. doğallığı seven bir hayvan-insanıdır osman, aylincim.
hala da senden vazgeçemiyor osman ve bu bir açıklama gerektiriyor. benim tahminim, osman yüzündeki makyaj malzemelerine karşı bağımlılık geliştirdi. hala daha da ilgi göstermiyor, öpmüyor filan diyormuşsun. insaf! amatem'e böyle bir nedenle giriş yapmaya biz utandık sen de biraz utan aylin! yapma şu makyajı, doğal halin de çirkin zaten aylin!
osman geceleri hayaller görüyorum demeye başladı. senin evinde kaldığı bir gece, tuvalate kalkmış, bir siluet, sanki bir gulyabani bana bakıyordu dedi osman. siluet dört ayak üzerinde banyoya koşmuş gözden kaybolmuş dediğine göre. bilimsel eğitim almayan bir diğer yakın arkadaşımız, abi cin musallat olmuştur dedi. ama ben yemem. aylin sanırım sen, osman'ı makyajlı halinle uyutup sonra gece in gibi cin gibi tıkır tıkır makyajını çıkarıyorsun. sabah da erken kalkıp yine boyuyorsun kendini. günahına girmeyeyim ama tahminimce osman'ın gece gördüğü sendin aylin.
aylin, sana çok yüklenmiş gibi oldum ama değil. osman benim canım ciğerim, daha iyi anlaşın ki osman benim evden ziktirsin gitsin diye uğraşıyorum. parolamız "az makyaj çok sucuklu yumurta", yapabilirsin aylin
not: zor ama olur da evlenirseniz bir çeyrek çalışır aylin
aylin, sanırım osman beni senden daha çok seviyor. benim evden çıkmaz oldu. adam bunalmış, osman sıkılmış aylin. öyle ayrıntıları bilmem, delikanlı adamlar olarak biz eyle konuşmayız beyle şeyler. fakat seziyorum, darlamışsın osman'ı. osman'ın sevgilisi aylin, osman'dan beklentini düşürmeni tavsiye ediyorum. kafanda beyaz atlı bir prens yaratmaya çalıştığından şüpheleniyorum. osman benim çocukluk arkadaşım ve inan bana osman'dan prens olmaz. osman fifada yenildiğinde kol bozuk diye mızıyan bir insan, aylin. osman bu kadar aylin. süslenip püslenip mekanlara götürür imişsin osman'ı. bir yapar iki yapar sonra bana kaçar, yapma aylin!
osman rahat adamdır. ben bu cümleleri yazarken osman sefil gibi salonun koltuğunda bacakları duvara yaslamış götü havada yatıyor. yüzünde bir dinginlik var aylin. senin evde böyle olamıyormuş. çok kasılıyorum abi diyor bana. duydum ki osman'a sucuklu yumurta yedirmezmişsin. yapma etme kaçırırsın osman'ı.
dediklerimi göz önüne almanı tavsiye ederim aylin. ara ara evlilik konusu açar imişsin. osman'ın anası babasıyla tanışmadan önce benle tanışacaksın aylin, uyarıyorum benden olur çıkmazsa zor biraz nikah hayalin. biz osmanla o kadar yakınız (ne yazık) ki daha bu sabah "ziktir git lan evden, sevmiyorum seni, sıkıldım" diyerekten kovdum, osman tın, gitmiyor adam. ertesi gün kapıyı açmadım, balkondan tırmanmış, düşün bak benle birlikte vakit geçirip seni bir an unutmak için neleri göze alıyor! komşu görmüş, polisi aramış, iki saat polise dil döktük memur bey bu osman'da var sıkıntı kendi evimize böyle giriyoruz diye, sen osman'dan beklentini buna göre ayarla aylin.
osman'la biz barselona-real madrid serisini 100-98 ile bitirmiş insanlarız, günü kazanan 1 alıyor haa, düşünebiliyormusun yakınlık derecemizi aylin! sen beni dinle, amacım iyi, bazı şeylere çeki düzen ver ki osman benden gitsin diye uğraşıyorum aylin!
osman'ı arada ormana bayıra dağa taşa çıkar aylin, yürüyüş yapın. doğallığı seven bir hayvan-insanıdır osman, aylincim.
hala da senden vazgeçemiyor osman ve bu bir açıklama gerektiriyor. benim tahminim, osman yüzündeki makyaj malzemelerine karşı bağımlılık geliştirdi. hala daha da ilgi göstermiyor, öpmüyor filan diyormuşsun. insaf! amatem'e böyle bir nedenle giriş yapmaya biz utandık sen de biraz utan aylin! yapma şu makyajı, doğal halin de çirkin zaten aylin!
osman geceleri hayaller görüyorum demeye başladı. senin evinde kaldığı bir gece, tuvalate kalkmış, bir siluet, sanki bir gulyabani bana bakıyordu dedi osman. siluet dört ayak üzerinde banyoya koşmuş gözden kaybolmuş dediğine göre. bilimsel eğitim almayan bir diğer yakın arkadaşımız, abi cin musallat olmuştur dedi. ama ben yemem. aylin sanırım sen, osman'ı makyajlı halinle uyutup sonra gece in gibi cin gibi tıkır tıkır makyajını çıkarıyorsun. sabah da erken kalkıp yine boyuyorsun kendini. günahına girmeyeyim ama tahminimce osman'ın gece gördüğü sendin aylin.
aylin, sana çok yüklenmiş gibi oldum ama değil. osman benim canım ciğerim, daha iyi anlaşın ki osman benim evden ziktirsin gitsin diye uğraşıyorum. parolamız "az makyaj çok sucuklu yumurta", yapabilirsin aylin
not: zor ama olur da evlenirseniz bir çeyrek çalışır aylin
devamını gör...
2193.
1: diyemiyorum.
2: çünkü okuyamıyor.
3: çünkü türkçe bilmiyor.
2: çünkü okuyamıyor.
3: çünkü türkçe bilmiyor.
devamını gör...
2194.
yazdım ve okudu, ama buradan değil, whatsapp’tan. kşjkşjlşjgk
devamını gör...
2195.
aşkım türk dizilerinden kopya
devamını gör...
2196.
o kadar ah ettim yaşıyor mu hala.
devamını gör...
2197.
#2574403
osmanın sevgilisi aylin. osmanı darlama.
osmanın sevgilisi aylin. osmanı darlama.
devamını gör...
2198.
demiştin ya, bana böyle yapmasaydı onu kolay kolay unutamazdım. seni her şeyinle kabul etmiştim ama "böyle" yaptığın için teşekkür ederim.
devamını gör...
2199.
evet, halen daha bir yerlerde yazıyor olmayı ben de planlamıyordum. bu konuda yargı dağıtmadan önce bir oturup soluklan, neden böyle olduğunu bir bir anlatayım.
aman söylerken bile üşendim. çay var içersen.
aman söylerken bile üşendim. çay var içersen.
devamını gör...
2200.
ben çok düşünen ve kafasının içindeki sesler bir türlü susmayan biriyim, biliyorsun. bir şeyler yaparken hep şarkı dinlerim, kendi kendime konuşurum ki kafamın içini duymayayım.
nerede ve kiminle olduğu fark etmeksizin, çok mutlu bir an yaşıyor olsam dâhi o sesler hep var. ruhum hep bir yerlerden yaralıdır benim. ne kadar görmezden gelirsem geleyim o neşem sadece dışımda var. içimde koca bir karanlığım.
sadece senin yanındayken susuyor tüm sesler biliyor musun? kulağıma bir deniz kabuğu koymuşum sanki, kafamın içi deniz kıyısı gibi oluyor. sadece dalga sesi. hafif tuzlu koku. ılık bir hava. koca bir sakinlik.
renklerden seni çok benzettiğim gün batımı turuncusu ve gözlerinin o en güzel yeşili var. nerde ararsan ara bulamazsın içimdeki karayı. ne yana bakarsam bakayım her yerde senin renklerin..
o kadar değişik bir his ki bunu nasıl anlatabilirim bilmiyorum.
ne kadar huzursuzluk varsa uçuyor senin yanındayken. sanki hiçbir kötülük barınmıyor senin olduğun yerde. hiçbir şey canımı acıtmaz sanki sen varsın diye.
sana dokununca nefes alıyorum, sen varken huzur buluyorum. gözlerine baktıkça görüyorum, elini tuttukça yürüyebiliyorum. seni sevdikçe kendim oluyorum.
kafamın dağınıklığı toplanıyor bir anda. sadece yanımda olman birçok şeyi aşmama yetebiliyor. sana sarılmak vücudumun ilacı gibi. ne kadarını hissettirebiliyorum bilmiyorum ama ruhum çok evvelden aşina sanki sana.
sevginin bu nahifliğini ve bir çift gözde kendini böylesine güzel görebilmenin hissini bilmiyordum önceden. bu duyguların var olduğuna dair bir fikrim bile yoktu.
sevginin yakıp yıkmayan, incitmeyen bir şey olduğunu bile bilmiyordum.
sanıyordum ki vazgeçilen biriyim ben. vazgeçilmek için doğmuşum bu hayata ve ne yaparsam yapayım insanlar en sonunda hep vazgeçecekler benden.
sen geldin ve hiçbir kaygımı dile getirtmeden onları ortadan kaldırdın. neler olduğunu bile bilmiyordun halbuki.
elinle koymuş gibi sözünü dâhi geçirmeden kapattın tüm kötü şeylerin üstünü.
hiçbir günaydınından mahrum olmadım ve hiçbir gecemi kötü kılmadın. bunların hesabını tutmadın, şüphesini bile ekmedin kalbime.
şimdi diyorsan ki gel otur şu köşeye yüzyıl cefa çekeceğiz ki üç yıl sefa sürebilelim birlikte,
elin alevden olsa tutar yüreğin külden olsa yakarım. çünkü bilirim ki o yol ne kadar zor olursa olsun adımların bir an bile titremeyecek.
bu zamana kadar birçok sıfat edindim kendime, kendim olayım diye. yer bulabileyim diye. birilerinde izim olsun diye. sonra fark ettim ki ben uğraşmadan da olurmuş yerim.
dedim ya nasıl tarif edebilirim bilmiyorum. bana verdiğin bu his benim yârenim.
ve, senin yârin olmak bu dünyada edinebildiğim en güzel sıfat.
nerede ve kiminle olduğu fark etmeksizin, çok mutlu bir an yaşıyor olsam dâhi o sesler hep var. ruhum hep bir yerlerden yaralıdır benim. ne kadar görmezden gelirsem geleyim o neşem sadece dışımda var. içimde koca bir karanlığım.
sadece senin yanındayken susuyor tüm sesler biliyor musun? kulağıma bir deniz kabuğu koymuşum sanki, kafamın içi deniz kıyısı gibi oluyor. sadece dalga sesi. hafif tuzlu koku. ılık bir hava. koca bir sakinlik.
renklerden seni çok benzettiğim gün batımı turuncusu ve gözlerinin o en güzel yeşili var. nerde ararsan ara bulamazsın içimdeki karayı. ne yana bakarsam bakayım her yerde senin renklerin..
o kadar değişik bir his ki bunu nasıl anlatabilirim bilmiyorum.
ne kadar huzursuzluk varsa uçuyor senin yanındayken. sanki hiçbir kötülük barınmıyor senin olduğun yerde. hiçbir şey canımı acıtmaz sanki sen varsın diye.
sana dokununca nefes alıyorum, sen varken huzur buluyorum. gözlerine baktıkça görüyorum, elini tuttukça yürüyebiliyorum. seni sevdikçe kendim oluyorum.
kafamın dağınıklığı toplanıyor bir anda. sadece yanımda olman birçok şeyi aşmama yetebiliyor. sana sarılmak vücudumun ilacı gibi. ne kadarını hissettirebiliyorum bilmiyorum ama ruhum çok evvelden aşina sanki sana.
sevginin bu nahifliğini ve bir çift gözde kendini böylesine güzel görebilmenin hissini bilmiyordum önceden. bu duyguların var olduğuna dair bir fikrim bile yoktu.
sevginin yakıp yıkmayan, incitmeyen bir şey olduğunu bile bilmiyordum.
sanıyordum ki vazgeçilen biriyim ben. vazgeçilmek için doğmuşum bu hayata ve ne yaparsam yapayım insanlar en sonunda hep vazgeçecekler benden.
sen geldin ve hiçbir kaygımı dile getirtmeden onları ortadan kaldırdın. neler olduğunu bile bilmiyordun halbuki.
elinle koymuş gibi sözünü dâhi geçirmeden kapattın tüm kötü şeylerin üstünü.
hiçbir günaydınından mahrum olmadım ve hiçbir gecemi kötü kılmadın. bunların hesabını tutmadın, şüphesini bile ekmedin kalbime.
şimdi diyorsan ki gel otur şu köşeye yüzyıl cefa çekeceğiz ki üç yıl sefa sürebilelim birlikte,
elin alevden olsa tutar yüreğin külden olsa yakarım. çünkü bilirim ki o yol ne kadar zor olursa olsun adımların bir an bile titremeyecek.
bu zamana kadar birçok sıfat edindim kendime, kendim olayım diye. yer bulabileyim diye. birilerinde izim olsun diye. sonra fark ettim ki ben uğraşmadan da olurmuş yerim.
dedim ya nasıl tarif edebilirim bilmiyorum. bana verdiğin bu his benim yârenim.
ve, senin yârin olmak bu dünyada edinebildiğim en güzel sıfat.
devamını gör...
1
2
3
4
5
6
7
8
9
10
11
12
13
14
15
16
17
18
19
20
21
22
23
24
25
26
27
28
29
30
31
32
33
34
35
36
37
38
39
40
41
42
43
44
45
46
47
48
49
50
51
52
53
54
55
56
57
58
59
60
61
62
63
64
65
66
67
68
69
70
71
72
73
74
75
76
77
78
79
80
81
82
83
84
85
86
87
88
89
90
91
92
93
94
95
96
97
98
99
100
101
102
103
104
105
106
107
108
109
110
111
112
113
114
115
116
117
118
119
120
121
122
123
124
125
126
127
128
129
130
131
132
133
134
135
136
137
138
139
140
141
142
143
144
145
146
147
148
149
150
151
152
153
154
155
156
157
158
159
160
161
162
163
164
165
166