3501.
benim güzel oğlum, hoşcakal.
bugün seni gözyaşları içinde uğurladım. umuyorum bütün acıların son bulmuştur.
yattigin yer seni incitmesin.
devamını gör...
3502.
görmeyeli beni unutur olmuşsun. aşkolsun. *
devamını gör...
3503.
şu anda senin iyi olmandan daha fazla istediğim bir şey yok hayattan. lütfen çok iyi ol. hiçbir şeyin seni üzmesine, canını sıkmasına izin verme. kendine çok iyi bak, benim için yap bunu. yalvarıyorum.
devamını gör...
3504.
ve içimdeki öfkeyi sana bir fiil dökmek belki de en mantıklısı değil ama zamanı ve yeri geldiğinde bu duyduğum öfkeyi ufak ufak üzerine salacağım ve biliyorum ki bu bir diyalog başlayacak. ikimizin de çıkışı buradan.
devamını gör...
3505.
ne olursa olsun geri dönme, ne olursa olsun dönmeyeceğim. arama açmayacağım, aramam numaranı sildim her yerden (son dört hanesi pis bi şekilde aklımda olduğundan açmam). sana karşı en ufak nefretim ya da başka bi duygum yok, bana yaklaşma, öldüğümü duysan cenazeme dahi gelme. farz et ki hiç tanışmadık.
bugün süpürüp halının altına ittiğim tüm dertlerimi temizledim kalp evimde, hafifledim. penceresini açıp yüreğimi serinlettim. artık yoluma devam edebilirim.
bugün süpürüp halının altına ittiğim tüm dertlerimi temizledim kalp evimde, hafifledim. penceresini açıp yüreğimi serinlettim. artık yoluma devam edebilirim.
devamını gör...
3506.
devamını gör...
3507.
ibne çok gördüm ama senin gibi süzmesini hiç görmedim. numunelik ibnesin.
devamını gör...
3508.
sensiz gecelerin karanlığındayken kayboluyorum bazen...
devamını gör...
3509.
gece uzun ve sensiz.
hani bana demiştin ya, yalnız kalmaktan değil sensiz kalmaktan korkuyorum diye. ben de diyorum ki bütün bu kalabalığın içinde senin olmadığını, olmayacağını bilmek düşüncesi iliklerime kadar yalnız olduğumu işledi.
söz haklarımı tükettim, biliyorum. ve senden yeni bir şans da istemiyorum. ama bilmeni isterim ki o çok güvendiğin adamım hâlâ. bunu yansıtamadığım günler yaşanmamalıydı.
senin iyi olmanı, senin sıhhatli olmanı, senin mutlu olmanı daima isteyeceğim.
senin benle olmanı istemeye yüzüm de yok hakkım da.
keşke....
hani bana demiştin ya, yalnız kalmaktan değil sensiz kalmaktan korkuyorum diye. ben de diyorum ki bütün bu kalabalığın içinde senin olmadığını, olmayacağını bilmek düşüncesi iliklerime kadar yalnız olduğumu işledi.
söz haklarımı tükettim, biliyorum. ve senden yeni bir şans da istemiyorum. ama bilmeni isterim ki o çok güvendiğin adamım hâlâ. bunu yansıtamadığım günler yaşanmamalıydı.
senin iyi olmanı, senin sıhhatli olmanı, senin mutlu olmanı daima isteyeceğim.
senin benle olmanı istemeye yüzüm de yok hakkım da.
keşke....
devamını gör...
3510.
kaderine her gün lanet eden biri olarak, yaşarken ölen biriyken, hayatı karanlığa esir olmuş olan ben seni istemekle haksızlık ettim evet. çünkü böyle bir hakkım olmadığını unutturacak kadar çok sevmiştim seni. şu hayatta ilk unutmak istediğim şeyi sayende başarmıştım, çok hayaller kurmuştum, belki ilk defa mutlu olmuştum sayende.
gerçeğimi bana tekrar hatırlattığın için teşekkür ederim...
gerçeğimi bana tekrar hatırlattığın için teşekkür ederim...
devamını gör...
3511.
dramalarını silkiyim.
bezdim hımını.
bezdim hımını.
devamını gör...
3512.
toprağa bas.
devamını gör...
3513.
bunu dinle:
devamını gör...
3514.
devamını gör...
3515.
bunu bir arkadaşıma yazıyorum;
büyük konuşmayacakmışsın gibi cümleler eşliğinde anlattığın hikayen beni şaşırtmadı fakat hayal kırıklığı yaşadım çünkü cümlenin devamını hiçbir sorun görmediğini söyleyerek tamamladın.
hiçbir durum beni ilgilendirmiyor elbette ve tamamen benden bağımsız, nasıl olsa senin hayatın. yine de içim uzaklaştı.
yani demem o ki eskisi gibi görüşmek istemiyorum ama yeni duyduğum için de olabilir belki.
bence hatalısın. insanlar hata yapar ve bence sen de hatalısın. hayatın temiz tutulan ve temize çekmek için gerekli görülen şeylerine dair olan düşüncelerin de bu söylediğimi destekler.
senden ufak da olsa pişmanlık cümlesi beklerdim. yoksa herkes hata yapar, zaten yaşamak budur.
herkes de zamanla değişir elbette ama yine de tutarlılık meselesini önemsiyorum. kişinin anlık duygu dalgalanmalarından da farklı görünüyor bu tutarlılık bana çünkü senin 'kutsal'ların var.
tabi ki ben dışarıdaki bir gözüm, herkesin hayatı kendisini bağlar ve bazen de düğümler. işte o düğümlenme halleri de dışarıdaki insana görünebilir oluyor.
büyük konuşmayacakmışsın gibi cümleler eşliğinde anlattığın hikayen beni şaşırtmadı fakat hayal kırıklığı yaşadım çünkü cümlenin devamını hiçbir sorun görmediğini söyleyerek tamamladın.
hiçbir durum beni ilgilendirmiyor elbette ve tamamen benden bağımsız, nasıl olsa senin hayatın. yine de içim uzaklaştı.
yani demem o ki eskisi gibi görüşmek istemiyorum ama yeni duyduğum için de olabilir belki.
bence hatalısın. insanlar hata yapar ve bence sen de hatalısın. hayatın temiz tutulan ve temize çekmek için gerekli görülen şeylerine dair olan düşüncelerin de bu söylediğimi destekler.
senden ufak da olsa pişmanlık cümlesi beklerdim. yoksa herkes hata yapar, zaten yaşamak budur.
herkes de zamanla değişir elbette ama yine de tutarlılık meselesini önemsiyorum. kişinin anlık duygu dalgalanmalarından da farklı görünüyor bu tutarlılık bana çünkü senin 'kutsal'ların var.
tabi ki ben dışarıdaki bir gözüm, herkesin hayatı kendisini bağlar ve bazen de düğümler. işte o düğümlenme halleri de dışarıdaki insana görünebilir oluyor.
devamını gör...
3516.
canım, dolaptaki eski defterleri karıştırırken
( gerçek anlamında) sözlük mailimi buldum.
dedim madem buldum gireyim.
dedim madem girdim, tanım gireyim.
dedim madem tanım girdim, sana da haber vereyim.
( gerçek anlamında) sözlük mailimi buldum.
dedim madem buldum gireyim.
dedim madem girdim, tanım gireyim.
dedim madem tanım girdim, sana da haber vereyim.
devamını gör...
3517.
en iyisi susmak. susunca peşini bırakıyor her şey. çünkü konuşmadığını düşünüyorlar.
ve konuşmayınca seni dinlemek istemiyorlar.
keşke dinlemek istemeseler, anlatmamak hiç bu kadar zevkli olmazdı.
neyse az kaldı.
az kaldın.
az kalmak ne fena.
zaman giderek azlaştırıyor seni. azalıyorsun zamanla.
az kaldım.
sen gittin ya artık çok azım.
galiba bütün sorun azlığım.
bizi az bıraktın.
uyuyamayacağını bilmek gibi, çünkü uyuyamayacaksın.
bir türlü uyuyamadın,
bir türlü uyamadın.
uymadı işte.
uyamıyorsun.
uyumun başkaydı.
hayat ellerinin arasında bir çiçek gibi duruyor.
ya koklayacaksın ya koparıp bir kenara atacaksın ya da kurutacaksın fakat kurumayacak.
gözyaşların ne güne duruyor.
bence vaktin varken koklamayı dene.
nasıl olsa kuruyacak.
önce rengi solacak sonra da kokusu gidecek, bakışların daha yaşlı olacak ve hiçbir şey eski gibi olmayacak.
vakit varken.
çünkü vakit var.
ve konuşmayınca seni dinlemek istemiyorlar.
keşke dinlemek istemeseler, anlatmamak hiç bu kadar zevkli olmazdı.
neyse az kaldı.
az kaldın.
az kalmak ne fena.
zaman giderek azlaştırıyor seni. azalıyorsun zamanla.
az kaldım.
sen gittin ya artık çok azım.
galiba bütün sorun azlığım.
bizi az bıraktın.
uyuyamayacağını bilmek gibi, çünkü uyuyamayacaksın.
bir türlü uyuyamadın,
bir türlü uyamadın.
uymadı işte.
uyamıyorsun.
uyumun başkaydı.
hayat ellerinin arasında bir çiçek gibi duruyor.
ya koklayacaksın ya koparıp bir kenara atacaksın ya da kurutacaksın fakat kurumayacak.
gözyaşların ne güne duruyor.
bence vaktin varken koklamayı dene.
nasıl olsa kuruyacak.
önce rengi solacak sonra da kokusu gidecek, bakışların daha yaşlı olacak ve hiçbir şey eski gibi olmayacak.
vakit varken.
çünkü vakit var.
devamını gör...
3518.
devamını gör...
3519.
spesifik derslerde kafana sıra atmak istiyordum.
devamını gör...
3520.
alışamıyorum.
devamını gör...