diyelim ki o bunu okuyor
1
2
3
4
5
6
7
8
9
10
11
12
13
14
15
16
17
18
19
20
21
22
23
24
25
26
27
28
29
30
31
32
33
34
35
36
37
38
39
40
41
42
43
44
45
46
47
48
49
50
51
52
53
54
55
56
57
58
59
60
61
62
63
64
65
66
67
68
69
70
71
72
73
74
75
76
77
78
79
80
81
82
83
84
85
86
87
88
89
90
91
92
93
94
95
96
97
98
99
100
101
102
103
104
105
106
107
108
109
110
111
112
113
114
115
116
117
118
119
120
121
122
123
124
125
126
127
128
129
130
131
132
133
134
135
136
137
138
139
140
141
142
143
144
145
146
147
148
149
150
151
152
153
154
155
156
157
158
159
160
161
162
163
164
165
166
başlık "ilkokuldamasaaltındaunutulanresimcantasi" tarafından 09.11.2020 18:00 tarihinde açılmıştır.
3021.
içimdeki kız çocuğu hep bir abisi olsun isterdi. abi kavramı onda çok büyük bir yere sahipti. arkadaşlarının abisi olmasından kaynaklı bir durumdu belki de bilemiyorum. ya da babasıyla tam bir baba kız ilişkisi kuramadığı için o boşluğu o şekilde kapatma isteği bilemiyorum...
biri vardı beni kızkardeşi yerine koyduğunu çok iyi biliyordum bende onu çok seviyordum gerçekten seviyordum çünkü kişiler tarafından aramıza çomak sokuldu. ve bu ilişki burada bitti. çok kırgın ya da kızgın olmasam mutlaka ben yine yazardım ama bu sefer kırgınlığım sevgimin önüne geçti...
ben çok üzülmüştüm o dönem. kaybetmeyi istemeyeceğim bir insandı. şimdi evlenmiş ama geçenlerde gördüm.
galerimde aldığım bazı sslere denk geldim o konumdan bu konuma nasıl gelebildin kızım diyorum.
sanki elimi nereye atsam o orada kalıyormuş gibi... ama öyle değil bunun da bir sebebi var.
haklı ya da haksız birileri bir şeyler söyledi ve sonuç bu...
çok üzülmüştüm bana kimse doğum günümde hediye almıyor dediğinde.
gittim adresini başkalarından buldum, günlerce hediye araştırdım.
ya yanlış anlaşılmaya sebebiyet vermeyecek bir şey olsun.
mesajım ona göre olsun diye. ne bileyim saklıyor mudur mesela? ya da doğum günü geldiğinde hatırlıyor mudur?
kullanıyor mudur yoksa atmış mıdır? o gün teşekkür ederim diye aradığında sesindeki mutluluğu anlatamam. o kadar mutluydu ki, küçük çocuk sevinci vardı.
ne kadar silersem sileyim o kadar çok yedeği var ki her yerde bir şekilde karşıma çıkıyor.
bana bir kere şöyle söylemişti :
"allah korusun kızkardeşim ile senin başına bir şey gelecek olsa, ikiniz aynı anda arasanız sana ihtiyacımız var böyle böyle oldu diye ilk sana koşarım... " o gün benim o esnada olan mutluluğumu tarif edemem.
biliyorum öyle bir şey olsa ilk kardeşine koşacak elbette ama o an öyle bi cümle kurmuş olması beni inanılmaz mutlu etmişti.
bende hatta abi saçmalama tabiki kardeşine koşarsın felan diye dalga geçmiştim. sana yemin ederim sana koşarım sen daha değerlisin, ne kadar değerli olduğunun farkında değilsin demişti. sen benim kardeşimsin bunu unutma demişti...
ben o gün böyle havalarda uçmuştum. evet bir kan bağına sahip bir abim yoktu ama can bağından olan bir abim vardı. balım diye severdi hep. pamuk şekeri gibi olurdum.
çok kıymetliydi benim için. hemde çok.
kimi sevsem gidiyor gibi... sevmeye de korkuyorum artık.
bilmiyorum neden böyle oluyor ama... oluyor işte bir şeyler.
hoş olmuyor ama.
gidecekse sevmediğim insanlar gitsin değil mi?
neden sevdiklerim , kıymet,değer verdiklerim?.

o güzellik kayboldu... hiçbir zaman unutmam dedin üstünden koca zaman geçti...
gece gece yine duygusala bağladık... geceleri bu yüzden seviyorum... kendi kabuğuma çekilip yazmayı.
neden buraya yazıyorum bunu da bilmiyorum.
buraya yazmak iyi geliyor belki o yüzden.
başlıklar duygularınma tercüme oluyor gibi.
ne yazmam gerektiği konusunda önümü açıyor gibi...
neyse be sözlük... bu başlığa hiç iyi şeyler yazmayacağım galiba.
kime neyi söyleyemiyorsam buraya yazıyorum çünkü.
biri vardı beni kızkardeşi yerine koyduğunu çok iyi biliyordum bende onu çok seviyordum gerçekten seviyordum çünkü kişiler tarafından aramıza çomak sokuldu. ve bu ilişki burada bitti. çok kırgın ya da kızgın olmasam mutlaka ben yine yazardım ama bu sefer kırgınlığım sevgimin önüne geçti...
ben çok üzülmüştüm o dönem. kaybetmeyi istemeyeceğim bir insandı. şimdi evlenmiş ama geçenlerde gördüm.
galerimde aldığım bazı sslere denk geldim o konumdan bu konuma nasıl gelebildin kızım diyorum.
sanki elimi nereye atsam o orada kalıyormuş gibi... ama öyle değil bunun da bir sebebi var.
haklı ya da haksız birileri bir şeyler söyledi ve sonuç bu...
çok üzülmüştüm bana kimse doğum günümde hediye almıyor dediğinde.
gittim adresini başkalarından buldum, günlerce hediye araştırdım.
ya yanlış anlaşılmaya sebebiyet vermeyecek bir şey olsun.
mesajım ona göre olsun diye. ne bileyim saklıyor mudur mesela? ya da doğum günü geldiğinde hatırlıyor mudur?
kullanıyor mudur yoksa atmış mıdır? o gün teşekkür ederim diye aradığında sesindeki mutluluğu anlatamam. o kadar mutluydu ki, küçük çocuk sevinci vardı.
ne kadar silersem sileyim o kadar çok yedeği var ki her yerde bir şekilde karşıma çıkıyor.
bana bir kere şöyle söylemişti :
"allah korusun kızkardeşim ile senin başına bir şey gelecek olsa, ikiniz aynı anda arasanız sana ihtiyacımız var böyle böyle oldu diye ilk sana koşarım... " o gün benim o esnada olan mutluluğumu tarif edemem.
biliyorum öyle bir şey olsa ilk kardeşine koşacak elbette ama o an öyle bi cümle kurmuş olması beni inanılmaz mutlu etmişti.
bende hatta abi saçmalama tabiki kardeşine koşarsın felan diye dalga geçmiştim. sana yemin ederim sana koşarım sen daha değerlisin, ne kadar değerli olduğunun farkında değilsin demişti. sen benim kardeşimsin bunu unutma demişti...
ben o gün böyle havalarda uçmuştum. evet bir kan bağına sahip bir abim yoktu ama can bağından olan bir abim vardı. balım diye severdi hep. pamuk şekeri gibi olurdum.
çok kıymetliydi benim için. hemde çok.
kimi sevsem gidiyor gibi... sevmeye de korkuyorum artık.
bilmiyorum neden böyle oluyor ama... oluyor işte bir şeyler.
hoş olmuyor ama.
gidecekse sevmediğim insanlar gitsin değil mi?
neden sevdiklerim , kıymet,değer verdiklerim?.

o güzellik kayboldu... hiçbir zaman unutmam dedin üstünden koca zaman geçti...
gece gece yine duygusala bağladık... geceleri bu yüzden seviyorum... kendi kabuğuma çekilip yazmayı.
neden buraya yazıyorum bunu da bilmiyorum.
buraya yazmak iyi geliyor belki o yüzden.
başlıklar duygularınma tercüme oluyor gibi.
ne yazmam gerektiği konusunda önümü açıyor gibi...
neyse be sözlük... bu başlığa hiç iyi şeyler yazmayacağım galiba.
kime neyi söyleyemiyorsam buraya yazıyorum çünkü.
devamını gör...
3022.
sen femboysun. herkesten gizliyosun, ama benden kacamazsin. sen, 1, femboysun. ben de o 1 diye yazdigim o 3 harfli b ile baslayip r ile biten sozcugu, harflerle yazarsam, adam degilim.
bir.
evet.
bir.
evet.
devamını gör...
3023.
okuyorsan bir yokla.
devamını gör...
3024.
günahlarımdan ötürü beni helak etmediğin için sana hamd ederim. ne olur beni insanlar arasında rezül rüsva etme..
devamını gör...
3025.
ulan bu başlığa bir şeyler yazacağım hiç aklıma gelmezdi.
"telefon numaranı verseydin bari allahsız"
*
"telefon numaranı verseydin bari allahsız"
*
devamını gör...
3026.
herkes aynı insanı mı yokluyor?
dur ben de yapayım lan, özendim.
-
seninle iletişim halindeyken keyif alıyordum.
-
tamam, fazlası popo kaldırır ki zaten güzeldi yani*
dur ben de yapayım lan, özendim.
-
seninle iletişim halindeyken keyif alıyordum.
-
tamam, fazlası popo kaldırır ki zaten güzeldi yani*
devamını gör...
3027.
call me, habibi
devamını gör...
3028.
evini kaybeden biri evsizdir. bu kadar net!
devamını gör...
3029.
az kaldı . bohçamı alıp sana kaçacağım.
devamını gör...
3030.
ben bugün r için bir şeyler yazacağım. senin içinde olduğun kelimleri telaffuz etmekte güçlük çekiyorum, ön damak ve dişin taç noktasını doğru hesaplayıp yapıştırsam dilimi sorun çözülecek aslında. belki çene yapım bozuktur, birde l harfiyle lütfen yan yana görmeyeyim sizi elim ayağım titriyor. siz muhteşem ikili ortalığı karıştırıyorsunuz.
devamını gör...
3031.
yoğun günlük hayatımın izin verdiği boşluklarda yaşadığım yeri temizlemem gerekiyor. bugün günlerden yine temizlik ve yine çekmecelerimi karıştırma günüydü. bu sefer bir kumpasla karşılaşmadım ama. küçükken babamın bi arkadaşının bana hediye ettiği jiroskopu bir gözlük kutusunun içerisinde saklıyormuşum meğerse. onu tablasına koyup tipik kuvvetle çevirdim. hiçbir sabit eksende dönme zorunluluğu olmayan, daha doğrusu tüm eksenlerde dönebilen bu çark, beni küçüklüğüme götürdü.
küçükken, şimdiki sahip olduğum mesleğin aksine makine mühendisi olmayı isterdim ben. uçak başka bir hikâyenin öznesi. günümüzde çoğu insanın yakınmasına rağmen; benim, bana küçükken rehber olan ve çeşitli konularda bilgi katan bir babam vardı. önceleri ona makine mühendisi olmayı istediğimi söylediğimde, işin zorluğundan ve şartlardan ötürü beni bundan vazgeçirmeye çalışırdı. ancak sonra o bu düşüncesinden vazgeçti ve benim üstümden hayal kurmaya başladı.
küçükken mekaniğe yatkındım, en ilgili olduğum bilim insanı newton, en sevdiğim hobim enjeksiyonların çalışmasını izlemekti. bu uğurda okuldan kaçtığımı ve babamın yanına gittiğimi hatırlıyorum.
ve sana asıl anlatmak istediğim şeye gelmek üzereyim.
mekanikte bana ait bir şey bulup üzerine titrediğimden midir, yoksa mekanik ona olan ilgimden ve emeğimden dolayı bana borçlu olduğundan mıdır bilemiyorum, bu jiroskop bana karakterimle ilgili bi lamba yaktı.
bir jiroskop eylemsizlik momentine bağlı olarak hareket eder. sahip olduğu açısal hıza ya da başka bir deyişle sahip olduğu ivmelere rağmen hareketini korumaya meyillidir. eylemsizliğin diğer bi adı atalettir aynı zamanda.
masanın üstündeki bu çarkın, bağımsızca sayısız eksenin etrafında dönmesi ve atalet momentumuna bağlılığı bende yanan lambaydı.
tüm ivmelere rağmen hareketini koruma isteği benim davranışlarımın mekanikte tasviriydi.
atalet hali, benim şu an içinde bulunduğum durumdu.
tüm bildiklerine rağmen hala olduğu insan olmayı sürdürme hali.
bir insanın bi insana verebileceği en fedakarca şeyin bu olduğunu düşünüyorum işte. akıllanmama isteği. atalet hali. tüm duruma, öğrenilenlere rağmen olduğun gibi olmayı sürdürme çabası.
ve son olarak eklemek isterim ki, ben bu yazıyı, bende iyi olarak saydığın hiçbir özelliğe aslında sahip olmadığımı, ama yine de hakkımın yenmemesi için bi davranışımın ön plana çıkması gerekiyorsa; onun da bu olduğunu söylemek için yazdım.
tüm bunlar bi edebiyat parçalaması, toplama ağdalı cümleler ya da yaşanılanları dramatize etme çabası olarak görülebilir. kendim öyle görmediğim için umursamıyorum öyle görenleri.
ben inan ki biliyorum neyin yanlış neyin doğru olduğunu, ne yapıp ne yapmamam gerektiğini. düşündüğümü yaşadığımdan sürüyor bu hikaye. buraya kadar bu yüzden uzadı.
ve son olarak, belki de bazı şeyleri kabul etmek gerek; jiroskopun tasarlanışı gereği atalet momentumuna sahip olduğu ya da bazı insanların fıtratı yüzünden güçsüz, akılsız ve cesaretsiz olduğu gerçeği gibi.
küçükken, şimdiki sahip olduğum mesleğin aksine makine mühendisi olmayı isterdim ben. uçak başka bir hikâyenin öznesi. günümüzde çoğu insanın yakınmasına rağmen; benim, bana küçükken rehber olan ve çeşitli konularda bilgi katan bir babam vardı. önceleri ona makine mühendisi olmayı istediğimi söylediğimde, işin zorluğundan ve şartlardan ötürü beni bundan vazgeçirmeye çalışırdı. ancak sonra o bu düşüncesinden vazgeçti ve benim üstümden hayal kurmaya başladı.
küçükken mekaniğe yatkındım, en ilgili olduğum bilim insanı newton, en sevdiğim hobim enjeksiyonların çalışmasını izlemekti. bu uğurda okuldan kaçtığımı ve babamın yanına gittiğimi hatırlıyorum.
ve sana asıl anlatmak istediğim şeye gelmek üzereyim.
mekanikte bana ait bir şey bulup üzerine titrediğimden midir, yoksa mekanik ona olan ilgimden ve emeğimden dolayı bana borçlu olduğundan mıdır bilemiyorum, bu jiroskop bana karakterimle ilgili bi lamba yaktı.
bir jiroskop eylemsizlik momentine bağlı olarak hareket eder. sahip olduğu açısal hıza ya da başka bir deyişle sahip olduğu ivmelere rağmen hareketini korumaya meyillidir. eylemsizliğin diğer bi adı atalettir aynı zamanda.
masanın üstündeki bu çarkın, bağımsızca sayısız eksenin etrafında dönmesi ve atalet momentumuna bağlılığı bende yanan lambaydı.
tüm ivmelere rağmen hareketini koruma isteği benim davranışlarımın mekanikte tasviriydi.
atalet hali, benim şu an içinde bulunduğum durumdu.
tüm bildiklerine rağmen hala olduğu insan olmayı sürdürme hali.
bir insanın bi insana verebileceği en fedakarca şeyin bu olduğunu düşünüyorum işte. akıllanmama isteği. atalet hali. tüm duruma, öğrenilenlere rağmen olduğun gibi olmayı sürdürme çabası.
ve son olarak eklemek isterim ki, ben bu yazıyı, bende iyi olarak saydığın hiçbir özelliğe aslında sahip olmadığımı, ama yine de hakkımın yenmemesi için bi davranışımın ön plana çıkması gerekiyorsa; onun da bu olduğunu söylemek için yazdım.
tüm bunlar bi edebiyat parçalaması, toplama ağdalı cümleler ya da yaşanılanları dramatize etme çabası olarak görülebilir. kendim öyle görmediğim için umursamıyorum öyle görenleri.
ben inan ki biliyorum neyin yanlış neyin doğru olduğunu, ne yapıp ne yapmamam gerektiğini. düşündüğümü yaşadığımdan sürüyor bu hikaye. buraya kadar bu yüzden uzadı.
ve son olarak, belki de bazı şeyleri kabul etmek gerek; jiroskopun tasarlanışı gereği atalet momentumuna sahip olduğu ya da bazı insanların fıtratı yüzünden güçsüz, akılsız ve cesaretsiz olduğu gerçeği gibi.
devamını gör...
3032.
3033.
özdemir asaf'tan gelsin... *
eskisi kadar özlemiyorum seni
ve ağlamıyorum olduk olmadık zamanlarda...
adının geçtiği cümlelerde gözlerim dolmuyor...
yokluğunun takvimini tutmuyorum artık.
biraz yorgunum...
biraz kırgın...
biraz da kirletti sensizlik beni!
nasıl iyi olunur henüz öğrenemedim ama
“iyiyimler” yamaladım dilime.
tedirginim aslında,
seni unutuyor olmak,
hafızamı milyon kez zorlamama rağmen yüzünü hatırlayamamak korkutuyor beni...
gel diye beklemiyorum artık,
hatta istemiyorum gelmeni...
nasıl olduğun konusunda ufacık bir merak yok içimde.
arasıra geliyorsun aklıma,
banane diyorum
benim derdim yeter bana
banane!
alıştım mı yokluğuna?
vaz mı geçiyorum varlığından?
tedirginim aslında,
ya başkasını seversem?
inan o zaman seni hayatım boyunca affetmem…
eskisi kadar özlemiyorum seni
ve ağlamıyorum olduk olmadık zamanlarda...
adının geçtiği cümlelerde gözlerim dolmuyor...
yokluğunun takvimini tutmuyorum artık.
biraz yorgunum...
biraz kırgın...
biraz da kirletti sensizlik beni!
nasıl iyi olunur henüz öğrenemedim ama
“iyiyimler” yamaladım dilime.
tedirginim aslında,
seni unutuyor olmak,
hafızamı milyon kez zorlamama rağmen yüzünü hatırlayamamak korkutuyor beni...
gel diye beklemiyorum artık,
hatta istemiyorum gelmeni...
nasıl olduğun konusunda ufacık bir merak yok içimde.
arasıra geliyorsun aklıma,
banane diyorum
benim derdim yeter bana
banane!
alıştım mı yokluğuna?
vaz mı geçiyorum varlığından?
tedirginim aslında,
ya başkasını seversem?
inan o zaman seni hayatım boyunca affetmem…
devamını gör...
3034.
sus olsam, kusur olsam,
ağızdaki küfür olsam,
doğuştan esir olsam,
yine de oynar mısın benimle?
ağızdaki küfür olsam,
doğuştan esir olsam,
yine de oynar mısın benimle?
devamını gör...
3035.
hocam şuraya bi' mikrodalga fırın mı atsak ya...
devamını gör...
3036.
kiracı ev bulmadan çıkmazmış.
(konunun kiracıyla alakası yok)
(konunun kiracıyla alakası yok)
devamını gör...
3037.
senin ben agzinin yayini opeyim e mi.
devamını gör...
3038.
arada topa bas ki, takım rahatlasın.
böyle karambol futboluyla bir yere varamazsın.
böyle karambol futboluyla bir yere varamazsın.
devamını gör...
3039.
geçecek, her şey geçer, hepsi geçer. hatta sonra, çok sonra anılar hükmünü yitirdikten, onu iyice unuttuktan, içindeki acının yerini kocaman bir boşluk aldıktan, keşke geçmeseydi dedikten sonra, keşke acısını bir hastalık gibi yüreğimde taşısaydım desen bile geçer. zaman insanla oynamayı seven hem zalim hem de merhametli bir tanrıdır. ona karşı çıkamazsın, yapman gereken beklemek. onun, derin bir unutuşla bizi rahatlatacak örtüsünü üzerimize örtmesini beklemek.
-ahmet ümit-
-ahmet ümit-
devamını gör...
3040.
ne bakıyon?
devamını gör...
1
2
3
4
5
6
7
8
9
10
11
12
13
14
15
16
17
18
19
20
21
22
23
24
25
26
27
28
29
30
31
32
33
34
35
36
37
38
39
40
41
42
43
44
45
46
47
48
49
50
51
52
53
54
55
56
57
58
59
60
61
62
63
64
65
66
67
68
69
70
71
72
73
74
75
76
77
78
79
80
81
82
83
84
85
86
87
88
89
90
91
92
93
94
95
96
97
98
99
100
101
102
103
104
105
106
107
108
109
110
111
112
113
114
115
116
117
118
119
120
121
122
123
124
125
126
127
128
129
130
131
132
133
134
135
136
137
138
139
140
141
142
143
144
145
146
147
148
149
150
151
152
153
154
155
156
157
158
159
160
161
162
163
164
165
166