1241.
normalde öyle yılbaşı kutlamak gibi bir huyum yoktur. bu yılın istisnalarından olduğun için yapmak istedim bunu. ingiltere'de ki güneşli havalar hesabı arada bir karşılaşsak da yine de bulutların arasından seni görmek güzeldi.
devamını gör...
1242.
en yakınınken bir anda en uzağın olmak çok yoruyor. sana direkt yazamıyorum bunu, ama bil istiyorum ne olursa olsun. mutlu yılların olsun. mutlu ol hayatının geri kalanında.
devamını gör...
1243.
sen bana o kadar iyi ki varsın dedikten sonra hala var mıyım acaba diye sorgulatmaya başladın... benim kafam bunca şeyle medcezir ken, senin aklından neler geciyo ne ara nasıl öğrencem ya da öğrenebilecek miyim acaba...
bide neden iyi yıllar demedin?.. iyi geceler dediğimizle kaldık gene... ben diyemedim 2021'e sen vardın diye tamamen sovemiyorum da diyemedim işte...
devamını gör...
1244.
beni kırıyorsun fakat farkında değilsin. kırmana rağmen salak gibi aramız bozulmasın diye ağzımı açmıyorum. ve sen devam ediyorsun. artık inceldiği yerden kopsun
devamını gör...
1245.
nerelerdesin.
bekliyorum seni bir gece vakti, ay ışığının altında. bu gece ay biraz daha parlak. gelmen gerek.

ayın parlaklığı bizim için, gelmen gerek..
devamını gör...
1246.
ich liebe dich.
devamını gör...
1247.
her şey ilgi ve aşk çerçevesinde değildir. bir zamandan sonra bu yolu vefa ve saygı götürür.
eğer benim gibi görebilseydin her şeyi daha farklı olabilirdi.birgün illaki anlayacaksın ama o zaman bizden eser kalmayacak.
devamını gör...
1248.
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel

çok vakit geçti
beklerken seni
vazgeçmek için
vakit çok geçti
devamını gör...
1249.
sayın tanrıya kalsa seninle yatmak bile günah. daha neler?
devamını gör...
1250.
tek dileğim bir gün bugüne kadar sana verdiğim değeri başkalarından alamaman ve benim değerimi anlaman
devamını gör...
1251.
ya allahın varsa beni sev.
ciddi söylüyorum. niye sevmiyorsun ya? bugünde sevgi dilendik şükür.

bi de rüyalarımda bi' sal.
devamını gör...
1252.
mesajımı okumak yerine buraya mı girdin?
devamını gör...
1253.
senin adın ne? bana ismini söyle. senin adın ne?önce ismini söyle. neden böyle nefret dolusun söyle? neden önce adını sordum biliyor musun?
biraz kendine dönmen daha iyi olacak, bir adım daha atmadan önce; yolun nerde bitiyor baksan iyi olacak. çok mu anlamsız geldi adını sormam?
kim olduğunu unutmandan olacak...
gördün mü hala anlamaya çabalıyorum. iyi niyet suyumdan; kurumuş vadin ıslanacak. bildiğin tek yol savaşmaksa, aklınla kalbin bir türlü buluşmuyorsa; senin adın ne? bana ismini söyle.
devamını gör...
1254.
bir iç dökme aracı olarak sözlük...

ben kendi halimde dururken, hatta kimse beni görmesin diye gizlenirken gelip beni öpecek ne vardı? gelip öpecek, göğsünde uyutacak? ben dengemi zor buluyorum zaten... yapma gözünü seveyim!
devamını gör...
1255.
allah belanızı versin ikinizin de ayrı ayrı. yine sinirlendirdiniz beni başım ağrıyor.
devamını gör...
1256.
bazen sana mesaj atıp atmamayı düşünüyorum. sabah net kararlar alıp "akşam mutlaka yazacağım" diyorum sonra vazgeçiyorum... "hadi ama... onun aklına bile gelmediğini biliyorsun" diyorum ve vazgeçiyorum. sıkıntı düşünmediğini düşünmek değil. ondan zaten emin gibiyim ama sıkıntı bu döngüden çıkamıyor oluşum. belki de sana bir mesaj atıp bu içimdeki döngüyü bitirmeliyim. belki o zaman rahat edeceğim ve sen de özgür kalacaksın.
devamını gör...
1257.
yazacaklarım ile anlatmama kelimeler yetmez. şu kadarını yazabilirim; dünyadaki tek kadın o. diğerleri figüran.
devamını gör...
1258.
sigaraya başladım. okulu da bıraktım.
devamını gör...
1259.
''seninle tanışmamız, istanbul’da, yüzbinlerce sokak içinden bir sokakta, yüzbinlerce araba içinden bir arabanın, on milyonlarca insan içinden bir insana çarpması kadar tesadüfü ve anlamsızdı. bazen öyle yollar çıkıyor insanın karşısına, gitmemek için direniyorsun ancak gitmen gerektiğini, mecbur olduğunu biliyor ve başını eğip gidiyorsun. bizim tanışmamız hiç de böyle değildi, yani birbirimize karşı bir mecburiyetimiz yoktu, konuşmayı bitirdikten sonra telefonu kapatır ve ömrümüzün sonuna kadar birbirimizi görmez (ki birbirimizi hiç görmedik), konuştuğumuz o kısa sürenin öncesindeki hayatımıza aynen devam edebilirdik. biz seninle bir adam yarattık. evet mükemmel insan formunu verdiğimiz bir adam ve bunun adına dostluk, arkadaşlık dedik. sen istanbul’un bilmem hangi semtinden o adamın ruhunu yarattın. biraz karamsarlık ektin, çokça umut, hayal, şüphe, sanrı, korku… bense kah izmir’de, kah ankara’da o adamın zihnini yarattım. alışkanlıkları olan, bağımlılıkları olan bir zihin. biz bu adamı neden yarattık biliyor musun? muğlak hayatlarımıza aynen devam etmemek için. sen yaşadığın hayattan memnun değildin, ben geçmişimden. bu yarattığımız adam bizim gibi olmasın istedik. senin tam tersine hayatından memnun olsun, benim tam tersime geçmişinden memnun olsun. işte biz bu adamı bu yüzden yarattık ve olan iletişimimizi bu yüzden kesmedik. o adam yaşamalıydı, yaşamalıydı çünkü biz dünyanın bütün hayalperestleri kendi hayatımızda olmasını istediğimiz ama olmayan bütün başarıları, hayalinizi kurduğumuz dünyadaki kendimize mal ederiz. hayalimizdeki biz, bizim yarattığımız biz, ikimizin arasında ve daimî olarak yaşamalıydı. işte bizim yarattığımız bu adamın hatırı içindir ki bugün ben bu satırları yazıyorum. o adamın hatırı içindir ki sen bu satırları okuyorsun. biz seninle bir adam yarattık, hayalimizde var olan, bizim olmak isteyip de olamadığımız her şeyi olan bir adam.
doğu’nun bütün lambaları söndü. güneş batıdan doğuyor. bütün bildiğimiz kavramlar altüst oldu. bu altüst oluş yalnızca zihinlerimizi değil, bedenlerimizi de esir aldı. sen sanıyordun ki, ben bu dünyanın en büyük yalnızı ve en büyük haksızlara uğrayanıyım. ben sanıyordum ki, ben bu dünyanın en büyük mücerret ruhu ve en büyük korkusuzuyum. tanışmamız ve yarattığımız adam bizim bütün kavramlarımızı altüst etti. sen gördün ki dünyanın en büyük yalnızının bile yalnızlığını dolduracak bir yalnızlık, bir başka şehrin, bir sokağındaki, bir apartmanın en üst katında 15 metre kare bir odanın içinde ölümün adını anıyor. ve ben gördüm ki, dünyanın en mücerret ruhunun bile mücerretliğini dolduracak bir mücerretlik, bir başka şehrin, bir başka sokağında, bilmem hangi apartmanın, bilmem hangi katında kendi hükmünü sürüyor. işte bu gördüklerimiz, kendi halimize olan acımalarımızdan sıyrılıp, yarattığımız adama olan acımamızı arttırdı. o yarattığımız adam ki, en büyük hayali; gölgesi, silueti, sesi, kokusu ve her türlü cismani varlıktan ve şehveti andıran her türlü duygudan arınmış olan kırgın, yalnız ve vakur olan iki ayrı dağdaki, iki ayrı ruhun kendi gölgesi altında dinlenmesidir ve ancak en büyük bildiği ve üzüntüsü de bu iki ayrı ruhun hiçbir zaman görüşemeyecek, konuşamayacak, söyleşemeyecek olmasıdır. çünkü yaratılan her adam gibi, bizim yarattığımız adamda, bütün bilgilerini aşan bir bilginin farkında.''
devamını gör...
1260.
beni kendinden kurtar...
devamını gör...

bu başlığa tanım girmek için olabilirsiniz.

zaten üye iseniz giriş yapabilirsiniz.

"diyelim ki o bunu okuyor" ile benzer başlıklar

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim