1221.
ich liebe dich.
devamını gör...
1222.
her şey ilgi ve aşk çerçevesinde değildir. bir zamandan sonra bu yolu vefa ve saygı götürür.
eğer benim gibi görebilseydin her şeyi daha farklı olabilirdi.birgün illaki anlayacaksın ama o zaman bizden eser kalmayacak.
eğer benim gibi görebilseydin her şeyi daha farklı olabilirdi.birgün illaki anlayacaksın ama o zaman bizden eser kalmayacak.
devamını gör...
1223.
çok vakit geçti
beklerken seni
vazgeçmek için
vakit çok geçti
devamını gör...
1224.
tek dileğim bir gün bugüne kadar sana verdiğim değeri başkalarından alamaman ve benim değerimi anlaman
devamını gör...
1225.
ya allahın varsa beni sev.
ciddi söylüyorum. niye sevmiyorsun ya? bugünde sevgi dilendik şükür.
bi de rüyalarımda bi' sal.
ciddi söylüyorum. niye sevmiyorsun ya? bugünde sevgi dilendik şükür.
bi de rüyalarımda bi' sal.
devamını gör...
1226.
mesajımı okumak yerine buraya mı girdin?
devamını gör...
1227.
senin adın ne? bana ismini söyle. senin adın ne?önce ismini söyle. neden böyle nefret dolusun söyle? neden önce adını sordum biliyor musun?
biraz kendine dönmen daha iyi olacak, bir adım daha atmadan önce; yolun nerde bitiyor baksan iyi olacak. çok mu anlamsız geldi adını sormam?
kim olduğunu unutmandan olacak...
gördün mü hala anlamaya çabalıyorum. iyi niyet suyumdan; kurumuş vadin ıslanacak. bildiğin tek yol savaşmaksa, aklınla kalbin bir türlü buluşmuyorsa; senin adın ne? bana ismini söyle.
biraz kendine dönmen daha iyi olacak, bir adım daha atmadan önce; yolun nerde bitiyor baksan iyi olacak. çok mu anlamsız geldi adını sormam?
kim olduğunu unutmandan olacak...
gördün mü hala anlamaya çabalıyorum. iyi niyet suyumdan; kurumuş vadin ıslanacak. bildiğin tek yol savaşmaksa, aklınla kalbin bir türlü buluşmuyorsa; senin adın ne? bana ismini söyle.
devamını gör...
1228.
bir iç dökme aracı olarak sözlük...
ben kendi halimde dururken, hatta kimse beni görmesin diye gizlenirken gelip beni öpecek ne vardı? gelip öpecek, göğsünde uyutacak? ben dengemi zor buluyorum zaten... yapma gözünü seveyim!
ben kendi halimde dururken, hatta kimse beni görmesin diye gizlenirken gelip beni öpecek ne vardı? gelip öpecek, göğsünde uyutacak? ben dengemi zor buluyorum zaten... yapma gözünü seveyim!
devamını gör...
1229.
allah belanızı versin ikinizin de ayrı ayrı. yine sinirlendirdiniz beni başım ağrıyor.
devamını gör...
1230.
bazen sana mesaj atıp atmamayı düşünüyorum. sabah net kararlar alıp "akşam mutlaka yazacağım" diyorum sonra vazgeçiyorum... "hadi ama... onun aklına bile gelmediğini biliyorsun" diyorum ve vazgeçiyorum. sıkıntı düşünmediğini düşünmek değil. ondan zaten emin gibiyim ama sıkıntı bu döngüden çıkamıyor oluşum. belki de sana bir mesaj atıp bu içimdeki döngüyü bitirmeliyim. belki o zaman rahat edeceğim ve sen de özgür kalacaksın.
devamını gör...
1231.
yazacaklarım ile anlatmama kelimeler yetmez. şu kadarını yazabilirim; dünyadaki tek kadın o. diğerleri figüran.
devamını gör...
1232.
sigaraya başladım. okulu da bıraktım.
devamını gör...
1233.
''seninle tanışmamız, istanbul’da, yüzbinlerce sokak içinden bir sokakta, yüzbinlerce araba içinden bir arabanın, on milyonlarca insan içinden bir insana çarpması kadar tesadüfü ve anlamsızdı. bazen öyle yollar çıkıyor insanın karşısına, gitmemek için direniyorsun ancak gitmen gerektiğini, mecbur olduğunu biliyor ve başını eğip gidiyorsun. bizim tanışmamız hiç de böyle değildi, yani birbirimize karşı bir mecburiyetimiz yoktu, konuşmayı bitirdikten sonra telefonu kapatır ve ömrümüzün sonuna kadar birbirimizi görmez (ki birbirimizi hiç görmedik), konuştuğumuz o kısa sürenin öncesindeki hayatımıza aynen devam edebilirdik. biz seninle bir adam yarattık. evet mükemmel insan formunu verdiğimiz bir adam ve bunun adına dostluk, arkadaşlık dedik. sen istanbul’un bilmem hangi semtinden o adamın ruhunu yarattın. biraz karamsarlık ektin, çokça umut, hayal, şüphe, sanrı, korku… bense kah izmir’de, kah ankara’da o adamın zihnini yarattım. alışkanlıkları olan, bağımlılıkları olan bir zihin. biz bu adamı neden yarattık biliyor musun? muğlak hayatlarımıza aynen devam etmemek için. sen yaşadığın hayattan memnun değildin, ben geçmişimden. bu yarattığımız adam bizim gibi olmasın istedik. senin tam tersine hayatından memnun olsun, benim tam tersime geçmişinden memnun olsun. işte biz bu adamı bu yüzden yarattık ve olan iletişimimizi bu yüzden kesmedik. o adam yaşamalıydı, yaşamalıydı çünkü biz dünyanın bütün hayalperestleri kendi hayatımızda olmasını istediğimiz ama olmayan bütün başarıları, hayalinizi kurduğumuz dünyadaki kendimize mal ederiz. hayalimizdeki biz, bizim yarattığımız biz, ikimizin arasında ve daimî olarak yaşamalıydı. işte bizim yarattığımız bu adamın hatırı içindir ki bugün ben bu satırları yazıyorum. o adamın hatırı içindir ki sen bu satırları okuyorsun. biz seninle bir adam yarattık, hayalimizde var olan, bizim olmak isteyip de olamadığımız her şeyi olan bir adam.
doğu’nun bütün lambaları söndü. güneş batıdan doğuyor. bütün bildiğimiz kavramlar altüst oldu. bu altüst oluş yalnızca zihinlerimizi değil, bedenlerimizi de esir aldı. sen sanıyordun ki, ben bu dünyanın en büyük yalnızı ve en büyük haksızlara uğrayanıyım. ben sanıyordum ki, ben bu dünyanın en büyük mücerret ruhu ve en büyük korkusuzuyum. tanışmamız ve yarattığımız adam bizim bütün kavramlarımızı altüst etti. sen gördün ki dünyanın en büyük yalnızının bile yalnızlığını dolduracak bir yalnızlık, bir başka şehrin, bir sokağındaki, bir apartmanın en üst katında 15 metre kare bir odanın içinde ölümün adını anıyor. ve ben gördüm ki, dünyanın en mücerret ruhunun bile mücerretliğini dolduracak bir mücerretlik, bir başka şehrin, bir başka sokağında, bilmem hangi apartmanın, bilmem hangi katında kendi hükmünü sürüyor. işte bu gördüklerimiz, kendi halimize olan acımalarımızdan sıyrılıp, yarattığımız adama olan acımamızı arttırdı. o yarattığımız adam ki, en büyük hayali; gölgesi, silueti, sesi, kokusu ve her türlü cismani varlıktan ve şehveti andıran her türlü duygudan arınmış olan kırgın, yalnız ve vakur olan iki ayrı dağdaki, iki ayrı ruhun kendi gölgesi altında dinlenmesidir ve ancak en büyük bildiği ve üzüntüsü de bu iki ayrı ruhun hiçbir zaman görüşemeyecek, konuşamayacak, söyleşemeyecek olmasıdır. çünkü yaratılan her adam gibi, bizim yarattığımız adamda, bütün bilgilerini aşan bir bilginin farkında.''
doğu’nun bütün lambaları söndü. güneş batıdan doğuyor. bütün bildiğimiz kavramlar altüst oldu. bu altüst oluş yalnızca zihinlerimizi değil, bedenlerimizi de esir aldı. sen sanıyordun ki, ben bu dünyanın en büyük yalnızı ve en büyük haksızlara uğrayanıyım. ben sanıyordum ki, ben bu dünyanın en büyük mücerret ruhu ve en büyük korkusuzuyum. tanışmamız ve yarattığımız adam bizim bütün kavramlarımızı altüst etti. sen gördün ki dünyanın en büyük yalnızının bile yalnızlığını dolduracak bir yalnızlık, bir başka şehrin, bir sokağındaki, bir apartmanın en üst katında 15 metre kare bir odanın içinde ölümün adını anıyor. ve ben gördüm ki, dünyanın en mücerret ruhunun bile mücerretliğini dolduracak bir mücerretlik, bir başka şehrin, bir başka sokağında, bilmem hangi apartmanın, bilmem hangi katında kendi hükmünü sürüyor. işte bu gördüklerimiz, kendi halimize olan acımalarımızdan sıyrılıp, yarattığımız adama olan acımamızı arttırdı. o yarattığımız adam ki, en büyük hayali; gölgesi, silueti, sesi, kokusu ve her türlü cismani varlıktan ve şehveti andıran her türlü duygudan arınmış olan kırgın, yalnız ve vakur olan iki ayrı dağdaki, iki ayrı ruhun kendi gölgesi altında dinlenmesidir ve ancak en büyük bildiği ve üzüntüsü de bu iki ayrı ruhun hiçbir zaman görüşemeyecek, konuşamayacak, söyleşemeyecek olmasıdır. çünkü yaratılan her adam gibi, bizim yarattığımız adamda, bütün bilgilerini aşan bir bilginin farkında.''
devamını gör...
1234.
beni kendinden kurtar...
devamını gör...
1235.
senden bana sonsuz bir yas ve ıstırap kaldı.
"kimi sevsem sensin / hayret
sevgin hepsini nasıl değiştiriyor
gözleri maviyken yaprak yeşili
senin sesinle konuşuyor elbet
yarım bakışları o kadar tehlikeli
senin sigaranı senin gibi içiyor
kimi sevsem sensin / hayret
senden nedense vazgeçilemiyor"
"kimi sevsem sensin / hayret
sevgin hepsini nasıl değiştiriyor
gözleri maviyken yaprak yeşili
senin sesinle konuşuyor elbet
yarım bakışları o kadar tehlikeli
senin sigaranı senin gibi içiyor
kimi sevsem sensin / hayret
senden nedense vazgeçilemiyor"
devamını gör...
1236.
onca fotoğrafımızın arasında seçmiştim bir tanesini. o kadar tatlıydı ki hepsi, karar veremedim ama önce bu fotoğrafla başlayayım, zaman geçtikçe diğerlerini de çıkartacağım, dedim içimden.
bi hışımla ptt deki işimi halledip fotoğrafçıya girdim, fotoğrafımızı belki 5 dk içinde çıkarttım. nasıl mutluyum ama ellerim titriyor heycandan. orda mavi çiçekler vardı, koydum üstüne fotoğrafımızı çektim, sana attım. başta inanmadın- zaten sen, benim sana karşı olan kalbimin en güzel yerindeki duygulara da inanmazdın-sonra masada çekip attım fotoğrafımızı ne kadar da şen oldu kalplerimiz, ne kadar da mutlu olduk hatırlıyor musun? bizi mutlu eden, aynı karede kocaman gülümseyişimizin belgesi niteliğindeki fotoğrafımızdı ondan da önemlisi hissettin mi bilmiyorum ama sana olan içimdeki bahardı.
...
şimdi içimdeki dünyamda mevsim adına bir şey kalmıyor..."yazımı kışa çevirdin ." demeyi bile isterdim. diyemedim, diyemedikçe aktı gözyaşlarım, durduramadım. ellerim titredi, bu sefer sana olan sevgimden değil,üzüntümden...
özenle, kocaman sevgiyle, heycanla çıkarttığım o fotoğraf var ya yaktım onu...
ama sanma diğer fotoğraflarımızı silmeye de bakmaya da kıyamıyorum...
bi hışım diyorum sil hepsini, yok o hışım sevgimden değerli değil yani sana olan sevgimden...
sildim desem de bu içimden atmayınca nafile. atmak, kocaman sevgimle sardığım seni atmak demek ne demek biliyor musun sen? bilmezsin...
içimdeki yangını gözyaşlarımla söndürmeye çalışıyorum o kadar çok akıyor ve akacak ki söner mi bilmiyorum. sönmese de geçer, ne basit kelime, geçer de ben o geçişe kadar ne yaparım bilmiyorum, ağlarım herhalde.
okursun biliyorum, bu aralar esip gürlemeni görüyorum çoğu da şahsıma.
alınmıyorum çünkü ben öyle olmadığımı biliyorum.
sen şunu sorar mısın kendine "neden?"
bi hışımla ptt deki işimi halledip fotoğrafçıya girdim, fotoğrafımızı belki 5 dk içinde çıkarttım. nasıl mutluyum ama ellerim titriyor heycandan. orda mavi çiçekler vardı, koydum üstüne fotoğrafımızı çektim, sana attım. başta inanmadın- zaten sen, benim sana karşı olan kalbimin en güzel yerindeki duygulara da inanmazdın-sonra masada çekip attım fotoğrafımızı ne kadar da şen oldu kalplerimiz, ne kadar da mutlu olduk hatırlıyor musun? bizi mutlu eden, aynı karede kocaman gülümseyişimizin belgesi niteliğindeki fotoğrafımızdı ondan da önemlisi hissettin mi bilmiyorum ama sana olan içimdeki bahardı.
...
şimdi içimdeki dünyamda mevsim adına bir şey kalmıyor..."yazımı kışa çevirdin ." demeyi bile isterdim. diyemedim, diyemedikçe aktı gözyaşlarım, durduramadım. ellerim titredi, bu sefer sana olan sevgimden değil,üzüntümden...
özenle, kocaman sevgiyle, heycanla çıkarttığım o fotoğraf var ya yaktım onu...
ama sanma diğer fotoğraflarımızı silmeye de bakmaya da kıyamıyorum...
bi hışım diyorum sil hepsini, yok o hışım sevgimden değerli değil yani sana olan sevgimden...
sildim desem de bu içimden atmayınca nafile. atmak, kocaman sevgimle sardığım seni atmak demek ne demek biliyor musun sen? bilmezsin...
içimdeki yangını gözyaşlarımla söndürmeye çalışıyorum o kadar çok akıyor ve akacak ki söner mi bilmiyorum. sönmese de geçer, ne basit kelime, geçer de ben o geçişe kadar ne yaparım bilmiyorum, ağlarım herhalde.
okursun biliyorum, bu aralar esip gürlemeni görüyorum çoğu da şahsıma.
alınmıyorum çünkü ben öyle olmadığımı biliyorum.
sen şunu sorar mısın kendine "neden?"
devamını gör...
1237.
arkadaşlar saçma sapan tanımlar açmayın.
insanları psikolojik olarak etkilemenin alemi yok.
eğer bir şeyleri anlatmak, paylaşmak istiyorsanız, hayali / düşük olasılık şeylere kendinizi bağlamaktansa , düzgünce arayıp/ yazıp ifade edin kendinizi.
insanlar , siz konusmadıkça nereden bilsin sizin ne hissettiğinizi? bunun tek yolu o kişiyle birebir muhattap olmak.
dökün içinizi.buraya değil, onun suratına.
insanları psikolojik olarak etkilemenin alemi yok.
eğer bir şeyleri anlatmak, paylaşmak istiyorsanız, hayali / düşük olasılık şeylere kendinizi bağlamaktansa , düzgünce arayıp/ yazıp ifade edin kendinizi.
insanlar , siz konusmadıkça nereden bilsin sizin ne hissettiğinizi? bunun tek yolu o kişiyle birebir muhattap olmak.
dökün içinizi.buraya değil, onun suratına.
devamını gör...
1238.
yine nereden buldun beni yeter düş yakamdan
devamını gör...
1239.
vicdanını rahatlatacaksa iyiyim. ama bunu uzun süredir sadece vicdanını rahatlatabilmek için söylüyorum. umarım işe yarıyordur. çünkü sen ne kadar iyi olsan da benim vicdanım hiç rahat değil. sanırım şu an bana en iyi gelecek şey mutlu olduğunu duymak ve güzel bir yol çizdiğini bilmek olurdu benim aksime. ama ben bundan bile bir habersem senin de bunu okuman öyle bir şey işte. diyelim ki dedik ya zaten..
devamını gör...
1240.
merhaba tanrim, böyle bir sesleniş için biraz geç kalmış olabilirim. çünkü seni tasvir eden kimseye inanmadığım için beni inançsız ilan eden bir toplumun içinde yetiştim. bir adaletin var mı gerçekten? yarattigini iddia ettikleri bu dünya için. eğer varsa tecelli etmesi için kaç insan daha vahşice yok olmalı. senin için doğup doğup ölen bunca insan için bir adaletin var mi gerçekten? yoksa seni yaratanların adaleti ile sınırlı bir adalete mi sahipsin? tanrım, yarattığın coğrafyaya uygun insanı yaratmak nasil bir his? yoksa insanın uyum başarısını sana atfetmesi mi demeliydim? her şeyi bir mantık çerçevesine yerlestirmeyeceksek bize aklı niçin verdin? yoksa sen vermedin ve yine biz bunu sana mi atfettik? aldığı lol bebeğin saçını beğenmeyen kız çocukları ile ayni yasta anne olan kız çocuklarını bu dünyaya ders olsunlar diye mi gönderdin? cennetinde çocuk yaşta gelin olmak yasak miydi ki? tanrım, ortadogudan ve afrika'dan neden nefret ediyorsun? neden güneydoğu asyayi yok sayıyorsun? orta ve güney amerika acemilik eserin mi? görüyorum ki en çok bu bölgelerdeki insanların sana ihtiyaci var, onların yanında olmak yerine neden başka yerdesin? onlara uzak olup yakın olduğunu düşündüğün başka bir yer mi var? senin bunu okuma ihtimalin yok belki ama bizim bunları gördüğümüzü unutma. sevenlerinin ve sana ihtiyaci olanların yanında olmanı dilerim. böylece insanların olmayacak dualara amin,amon,amen dediğini duyabilirsin belki.
devamını gör...