"seni hiçbir dünya telaşına değişmedim ben."
devamını gör...

en absürt şeylerden birisi.neden benim acım varken milletin karnını düşünmek zorundayım.onlar misafir değil,e ben de ev sahibi değilim.
konuya dönecek olursak; onlar çiğ köfteyi*benim kadar zevkle yiyemezler. onlarda ne o ağız ne de o damak tadı yoktur eminim.o yüzden yaşarken bolca yemeliyim.
devamını gör...

yaşamlarımıza annelerimizin varlığı ve mutluluğu için katlanıyoruz :)
ayrıca anne bağımlısı olmasam da aşırı bağlıyımdır ve belki de bu kadar bağlı olmasaydım daha güçlü bir kişiliğim olabilirdi
devamını gör...

#428535
umut_yazar güldürdü bu gece de.
devamını gör...

sokrates’e göre ahlaki eylemin amacı mutluluk, kaynağı ise bilgidir. o’na göre bilgili insan aynı zamanda erdemli insandır. hiç kimse bilerek kötülük yapmaz. kötülükle bilgisizlik aynı ve bir şeylerdir.
kant’a göre insan pratik aklı aracılığıyla kendisine ödev edindiği bir takım ilkelere sahip olmalı ve ne pahasına olursa olsun bu ilkelere uygun davranmalıdır.
spinoza'ya göre ahlakın görevi düşünce ile tutkuları yenmektir. insanın uyacağı ahlak yasası tanrının yasasıdır.
farabi'ye göre akıl bir eylemin iyi ya da kötü olduğuna karar verebilir. böylece insan iyiliğe ulaşır.
platon'a göre ahlaklı olmak için bu ideaya akıl yoluyla ulaşmamız gerekmektedir. davranışlarımız, eylemlerimiz, iyi ideasına uygunsa iyi, değilse kötüdür.
devamını gör...

melodileri yavaş temposu ile amerikan caz'cılarını etkileyen ilk avrupalı caz sanatçısıdır.
devamını gör...

''en zengin 62 kişinin, dünyanın %50’sine tekabül eden 3,6 milyar insanla eşit mal varlığına sahip olduğu bir dünyada yaşıyoruz. en zengin 20 ülkenin geliri, en fakir 20 ülke gelirinin tam 46 katı daha fazla.'' bu adaletsizlik sizi rahatsız etti değil mi? eşitsizlik öyle bir hal almış ki, dünyadaki 5 yaşının altındaki çocuk ölümlerinin sayısının bile arasında uçurum kadar fark var. yaşam süresinden bahsetmiyorum bile.

2017 united nations publications verilerine göre, 5 yaş altı çocuk ölümlerinin küresel ortalaması %3.9 iken, sadece somali'de ortalama %12.7, izlanda'da ise %0.21'dir. yüzdeler arasındaki eşitsizliğin elbette birçok nedeni var ve temelde sosyo-ekonomik faktörler yatıyor. çocuklar temiz suya ve yiyeceğe ulaşmakta güçlük çekiyor. hatta doğrusunu söyleyeyim mi? ulaşamayıp ölüyor! konaklamanın kaliteli olmamasından ve kızamık'tan bahsetmiyorum bile. evet, 21. yüzyılda hala kızamıktan ölen çocuklar var çünkü bu ülkeler tıpta gelişmemiş, dolayısıyla aşılama da olmuyor. anne faktörü de önemli tabii. anne gebeyken çalıştığı ve yeterli beslenemediği için çocuğunun bağışıklık sistemi de dirençli olmuyor.

insanlar bu kadar açgözlü bir haldeyken küresel eşitsizlik son bulmayacaktır hatta birçok konuda katlanarak artacaktır.
devamını gör...

monarsi, liderinin bir birey oldugu hukumet bicimidir. butun insanlik tarihi boyunca birbirinden cok farkli tipte monarsiler olmustur. her monarsi otokratik degildir. aslina bakarsaniz, ozellikle avrupa'da, cogunlukla monarsiler otokratik degildir. monarsilerin otokratik oldugu yanilgisi, absolutismden gelir. absolutist monarsi tipi 17 ve 18.inci yuzyilda yaygindi. toplumun genelinin aklinda olan monarsi imajida bu tip monarsilerden gelir.

her monarsi, sadece tek bir hukumdara sahip degildir. dual monarchy denilen tipte monarsiler, cift hukumdara sahiptir. dual monarchy'nin en tipik orneklerinden biri sparta ve avusturya-macaristan ımparatorlugudur. (her ne kadar sparta, monarsiden cok oligarsi olsa da, sonucta iki krali vardir).

ayrica, tum monarsilerde, hukumdar soya dayali olarak secilmez. sadece kalitsal monarsilerde, taht ebeveynden cocuga gecer. tarih boyunca baktigimizda, irsi, yani kalitsal monarsiler muhtemelen cogunlugu olusturmaz. mesela, cumhuriyet donemi oncesi, roma devleti bir seçimli monarsidir. lehistan-litvanya birligi de bir seçimli monarsidir. orta çag avrupasindaki çogu monarsi seçimli monarsidir. hukumdar aristokrasi tarafindan seçilir. bir monarside, hukumdarin ne kadar guclu oldugu genelde aristokrasinin gucune baglidir. aristokratlar ne kadar gucluyse, veliahtin seçiminde bir o kadar soz sahibilerdir genelde.

son olarak butun monarsiler ataerkil degillerdir. afrika'da anaerkil monarsiler dikkate alinacak kadar yayginlardir.
devamını gör...

bundan da haberdar olan ilk yazar benim , evet. mükemmel bir duygu.
devamını gör...

tsugumi ooba'nın yazdığı, takeshi obata'nın can verdiği manga. soundtrack çalışmaları yoshihisa hirano ile hideki taniuchi tarafından yapılmıştır. dizi tarihinde lost neyse bu da anime tarihinde tam olarak odur. lost nasıl s**tıysa, bu da 25. bölümden sonra öyle sı**ar. animeye yeni başlayanların göz bebeği, animede derinleşenler için çok yavan bir eserdir.
--! spoiler !--
animedeki en zeki şey 2. bölümdeki l'nin sadece japonya'nın bir şehrinde duyuruyu yayımlamasıyla kira'nın bulunduğu şehri tespit etmesidir. light da aslında yabana atılacak bir karakter değil. cips ve kamera olayı da onun en iyi golüydü. ve light'ın takip edenleri mal mal öldürmesi de esasen ne kadar aptal bir kurguya sahip olduğunun göstergesidir.
unutmadan l, japonya'nın üniversite sınavına gram çalışmadan, light ise öküz gibi çalışarak 1. olmuşlardır. siz karar verin hangisi zeki.*
unutmadan bir komiklik daha: light'ın babası göz takası yapmasaydı mantıken 2 gün sonra ölecekti. göz takası yapanların kalan ömrünün yarıya düşme şeysinden. yani çok karlı bir göz takası yapmış oldu. aferin ona.
--! spoiler !--
devamını gör...

höstttt ...
devamını gör...

mutluluğun yerini daha sonra mutsuzluğun alacağı ve bu mutluluk süresinin tersine dönmesi endişesidir. rahat ve huzurlu yaşamanın da bir gün bedeli olacağını düşünmektir.
devamını gör...

"türkçenin" kelimesinin kesme işareti ile ayrılmadığını bilmeyen kişinin isyanıdır.
devamını gör...

savaş çıkarırım gibi geliyor.

çocukken dayak yediğim bi gün şunu fark etmiştim. öyle ya da böyle dayak yiyordum. yediğim dayak aslında benimle ilgili değildi, dayağı yiyordum çünkü dövmek istiyordu. mesele buydu. öyle olunca dayak sırasında ağlamayı bıraktım. çünkü dayak ağlayınca bitiyordu. ha bir tokat yemişim ha 10 tokat, arasında bir fark göremiyordum. her türlü onur kırıcı buluyordum.

dayak sırasında beni döven kişinin gözlerinin içine bakmaya başladım. ağlamadığımı görsün diye. bu sefer ağlatana kadar dövmeye başladı. öyle olunca şunu düşünmeye başladım. öyle de öleceğim böyle de, hiç olmazsa savaşı ben kazanayım, o ağlasın. hakkat beni döven artık baktı ben ağlamıyorum, kendi ağlamaya başladı.

o günden beri aynı ruh hastalığım devam ediyor. öyle ya da böyle öleceğim kafasındayım. o yüzden pek geri adım atmam. oraya gittiğim zaman olacaklar belli. yanacağım söylenene gore. sahiden cehennem varsa ve zaten öyle ya da böyle yanıyorsam o zaman oradan çıkmak için yanarım diye düşünüyorum. her türlü zaten yanıyorsak neden öylece oturup yanalım?

bu nedenle cennet ve cehennem bana biraz ilginç gelir. insan sürekli acı verilecek, sürekli işkence edilecek ve daha önemlisi hiçbir zaman o kadarını hak ettiğini düşünecek bir varlık değil, olamaz. ya da cenneti hak ettiğini düşündüğü zaman azına razı gelecek bir varlık hiç değil. ben bu nedenle asıl kaosun cennet ve cehennem varsa oralarda çıkacağına inanıyorum.

sanki çok eğlenceli olacak gibi geliyor bana.

bi bakmışız, beni cennet ve cehenneme bile almaya layık görmüyorlar, akıl yaşımı 6 çıkarıyorlar. sahiden çok onur kırıcı olurdu bu. çok üzüldüm şu an.
devamını gör...

yönetmenliğini ayla, müslüm gibi projerle birlikte can ulkay'ın üstlendiği, başrolleri ali atay ve erkan kolçak köstendil'in canlandırdığı, kaliteli oyuncu kadrosunun nasıl vasat iş çıkaracağını gösteren, sıkıcı ve yalan. tarihten alıntı film.
devamını gör...

kimse doğduğu yılı seçmediği ve aklın yaşta değil başta olduğu için saçma bulduğum başlık.
devamını gör...

herkesin hayatına üstüne vazife olmamasına rağmen burnunu sokmak. sürekli bir eleştirme, akıl verme, doğru yolu gösterme çabası.
devamını gör...

sanki gözler hiç bozulmamış mutluluğu veren optik mercektir.
devamını gör...

online alışveriş yaparken bazen çok da gerekli olmayan bir şeyi sepete atarken hissettiğim, çoluğumun çocuğumun rızkını kumarda yiyormuşum gibi geliyor.
devamını gör...

başak
temizlik ve düzen hastası değilim.
ortalık dağınık olmasa da işim görülür.
devamını gör...

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim