casio tarafından üretilen darbelere, suya, ekstrem hava koşullarına dayanıklı saatlerdir. g-shock 'un hikayesi 1981 yılında başlıyor. casio tasarımcısı kikuo ibe'nin babası tarafından hediye edilen saati yere düşüyor ve kırılıyor. o da darbelere dayanıklı bir saat üretmek istiyor. bu saat için üç kriter belirliyor. 10 metreden düşmelere dayanacak, 10 bar yani 100 metreye kadar su geçirmeyecek ve pili 10 yıl gidecek. yaklaşık 200 prototip üzerinde iki sene çalışmalar yürütülüyor ve ilk g-shock ortaya çıkıyor: dw-5000c
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
1984 yılında bir hokey oyuncusu dw 5200c takarken bir reklam yayınlanıyor. bu reklamdan sonra sert koşullarda çalışan ve sert aktivitelerde bulunan kişiler arasında popüler oluyor.
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
üç adet g-shock saatim var. bu saatlerin incelemesi:

1.casio g-9000 mudman
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel

bu saat toz, yağ ve çamur geçirmez şekilde üretilmiş. çamur dolmasın diye çok fazla girinti çıkııntı yok. düğmelere basılması çok zor çünkü üzerlerini çamur girmesin diye sert plastikle kaplamışlar ilk aldığım zaman parmaklarım ağrıdı.* arkasında çamuru sembol eden bir köstebek logosu var. logo ve detaylı bilgi için 800 tl civarında satılıyor.

2. dw-5700bbma
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel

bu saat rengi gereği biraz retro ve klasik bir havada. takım elbiseyle bile giyilebiliyor. sıkıntısı şu ekran ile kasa arasında olan arılığa kireç ve toz doluyor. 700 lira civarındadır. g-shock'un 35. yılına özel çıkartılmıştır. detaylı bilgi için

3. dw-9052

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel

bu saat en ucuz g-shock. 350 tl civarında bulunabiliyor. diğerlerine göre özellikleri az olabilir ama oldukça güzel bir saattir. özellikleri için

kronik problem olarak analog-dijital göstergeli olanların bazı modellerinde cam buğlanıyor ve dijital saat ve akrep yelkovan saati farklı gösteriyor kalibrasyon yaparak çözülüyor. g-shock saatlerin orjinalliğini anlamak için kullanma kılavuzuna bakın ersa saat yani casio türkiye distribütörü tarafından garantiliyse sorun yoktur. satın alırken internet sitelerinde mağaza yorumlarına bakın ona göre alın zaten bilindik sitelerde sahte satılma durumu çok yok. sahte saat hemen kendini belli eder orijinal saat taş gibi hissetiriyorken çakmaların her tarafı ayrı oynar. özellikleri çalışmaz. ucuz almak istiyorsanız ersa saat'in fırsat bölümüne bakın.
daha ucuz istiyorsanız teşhir saat bölümüne bakın. burada vitrinde duran saatler satılıyor ve sıfırdan farksız olduğunu duydum. yurtdışında 300 dolar olan saatin teşhir kısmında 500 liraya satıldığını bile gördüm. donanımhaber forum'da g-shock topluluğu var oraya sorularınızı yazabilirsiniz.
devamını gör...

minnak kalplerimizi ilk kıranlar. *

küçükken ile hangi yaş kast edilmiş bilemedim ama sıralama yaparak hayranlık beslediğim o güzellikleri hep beraber bir yad edelim istedim.

öncelikle "tsubasa"; yarabbim bir futbol sahası ne kadar büyük olabilir havsalam almazken o koştukça, koştukça ve koştukça bende bir kalp çarpıntısı. hele o kaleye yollanan top ve tam o anda sonlanan bölümler sayesinde epey ter döktüm. *

sonra çelik: "ateşteyim ateşte ateşte aklım gitti bir kıza işte" derken içimde yangınlar büyüten adam. uzun saçlarını savurdukça o, kalbim pır pır. çok severdim çoook. *

son olarak şebnem ferah: canım şebom, onun için 1779 km yol yaptım, rock fastlerden atılıyordum, sabahtan akşama birçok konser kapısında bekledim de hiçbirinden gram pişman değilim. yine olsa yine yaparım. hâlâ ve çooook hayran olduğum tek kadın. *

edit: küçükken aşık olduğumuz ünlülere yaptığım tanım, çocukluğa evrilince birden anlamsız gibi oldu ama benim ruhum hala çocuk klişesinden devam edip öylece bırakıyorum düzenlemeden.
devamını gör...

(bkz: ortalığı karıştırmak)
devamını gör...

atıf yılmaz'ın yönetmenliğini yaptığı 1987 yapımı film. bir beyoğlu düşü.

yetimhane'de büyüyen coşkun'un henüz çocuk yaşta dönemin güzel yıldızı derya altınay'a* aşık olması ve büyüdüğünde de ona senaryo yazmayı kendine amaç edinmesini anlatıyor film. konusu ve işlenişi itibariyle dramatik ögeler taşımasına rağmen coşkun'un derya altınay'ın oynadığı karakterlerle iç içe yaşaması, onlarla konuşması hatta karakterlerin onun peşini bir türlü bırakmaması gibi sahneler düşünülünce hem eğlenceli hem de fantastik bir filmdir. türkan şoray bu filmde 4 ayrı karakteri canlandırmıştır. ya bu nedir. şahane bir kadın, şahane bir güzellik, şahane bir oyunculuk.

bu filmin yeri gerçekten ayrı. hem sinema ve insani değerleri eleştirmesi, hem şu an bizim bile nostalji arzumuzun, sürekli eskiyi aramamızın, ta o zamanlarda dahi yapılması, iyinin ve güzelin özlemi hem de naif duyguların işleniş ve ifade edilişi bambaşkadır gerçekten. rakı masaları, şiirler, derin sohbetler, sevgiyi yücelten o ufak diyaloglar. şahane! ayrıca müşfik kenter'in bulunduğu, dostluğun buram buram hissedildiği rakı masası sahnesi sıcacıktır. eski istanbul yaşamı, insanı güzellemeleri..

şöyle de bir repliği vardır filmin:
"- epeyce uzun zamandır rastlamadığım bir şey gördüm sende, utanmayı biliyordun, unutmamıştın.
+ sen, benim gizli isteklerimin o kadar açık bir ifadesiydin ki utanmadan sana bakmak elde değil."
devamını gör...

atatürk yalnızca kendilerinin atasıymış gibi davranırlar. onlar kadar kimse atatürk’ü sevemez, kimse onlar kadar atatürkçü olamaz. kendilerini hep bir ok zannederler. onlar kadar kimse çağdaş olamaz. en çok kitabı bunlar okur, en çok sanat sever kendileridir onlara göre. entellektüel kelimesini kimseye bırakmazlar. en klişe sloganları “mustafa kemal’in askerleriyiz ve türkiye laiktir laik kalacak” tır. senelerdir söylerler ancak birlikte salladıklarını düşündükleri faşist grupla ittifakları harici %20’yi geçtikleri görülmemiştir. 65 yaş üstünde profil fikstir. kadın ise platin sarısı saç, kırmızı ve pembe ruj kullanmak, erkek ise fötr şapka ve bermuda şort giyinmek olmazsa olmazlarıdır. gazlarını almak için ülkenin muhtelif yerlerine heykel serpiştirmek yeterlidir.
devamını gör...

frederick winslow taylor kitabıdır.bu kitabında;işin basit parçalara ayrılmasına ve zaman ve hareket etüdüne dayanan fikirlerini açıklar.yöntemleri, montaja dayalı fabrikalarda uygulandı. ancak fikirleri işçileri yabancılaştırdığı için eleştirildi.
devamını gör...

diplomasi ülkeler arasında ilişkilerin belkemiğidir.
1- diplomaside kullanılan dili ifade eder. geçmişte diplomasi dili daha çok fransızca olmakla birlikte bugün diplomasi dili ingilizce ve fransızcadır.
2- diplomatik mesajların verilmesinde kullanılan yazılı ve sözlü anlatım tarzını ifade eder. diplomasi dilini süslü bir dil olarak ifade etmek yanlıştır. aksine sade ve herhangi bir yanlış anlaşılmaya müdahale vermeyecek, istenmeyen tarafa eğilip bükülüp gri alanlarda kısa paslaşmalara neden olmayacak şekilde açıklayıcı tanımlamaları barındırır. verilen mesaj kadar mesajın nasıl verildiği önem taşır. diplomatik bir metinde ya da konuşmada belirsiz ifadeler kullanılıyorsa bu başarısızlık değil ancak diplomatik stratejiyi ortaya koyar. çünkü mesajin içeriği kadar veriliş şeklide önemlidir.
diplomasi dili uluslarası metinlerde, tartışmalarda, müzakerelerde kullanılır. diplomatlar uluslararası diplomasi ve hukuk diline hakimiyetlerinin yanı sıra çok iyi birer stratejist ve iletişimci olmak zorundadırlar.
3- diplomasi dili aynı zamanda ülkelerin diplomatik sorunlar karşısında gerçekleştirdikleri siyasi, ekonomik ve askeri eylemleri kapsar. bir ülkenin elçisini sınır dışı etmek, bir ülkenin hava sahasını ihlal etmek kriz durumunda verilen diplomatik cevap olarak görülür ve diplomasi dilinin sert kullanımına örnek olarak verilebilir.
devamını gör...

nobel ödüllü, mısırlı, 70 yıllık yazarlık kariyeri boyunca 340’tan fazla hikaye, 30’dan fazla roman yayımlamış, yeri gelmiş hakkında ölüm fetvaları verilmiş usta yazar (bkz: necib mahfuz)’un bir kitabıdır.

kitap, odaklanma problemi olanlar için takip edilmesi zor bir kitap çünkü; baştan sona ilerleyen bir hikaye içerisinde çok fazla karakter girip çıkıyor hikayeye. bazıları kısa ömürlü oluyor bu karakterlerin, bazıları sayfalar boyu devam edebiliyor. ama yine de tüm bu zorluğuna rağmen çok beğendiğim bir eserdir ezilenler.

kalemine hakim olduğum bir yazar necib mahfuz. misal; daha öncesinde okuduğum (bkz: cebelavi sokağı’nın çocukları) isimli kitabı da bunun gibiydi. hatta birbirine çok benzettiğim iki kitaptır bu iki kitap.

her biri farklı huyları, farklı mizaçları olan bir sürü karakter geliştirip dahil ediyor hikayelerine. yani kitabın başıyla sonu arasına düz bir çizgi çeksek; bu çizgi üzerinde hiç değilse 30’dan fazla karakter okuyacaksınızdır kitabın sonuna kadar, çok garip…

kitap bir derviş tekkesinin önüne bırakılan kundakta bir bebekle başlıyor. hiçbir karakterini ebediyete kadar yaşatmamaya yemin etmiş yazarımızın kitaptaki bir çok karakteri de , işte bu bebeğin soyundan geliyor.

özetle biz de kitap boyunca bu sülalenin başından geçen destansı, acınası, zenginlik, açlık ve yoksulluk ihtiras, hırs vb. gibi bir sürü durumun olduğu olayların içine giriyor, çözümlemelerde bulunuyor, derdiyle dertleniyor, sevinciyle gülüyoruz. bazen sürgün oluyoruz, bazen sürgün ediyoruz. kabilelerle savaşıyoruz, dostluklar kuruyoruz.

okuyucusundan okuyucusuna farklılık gösteren bu kitap yukarıda anlattığım nedenlerden ötürü çok çabuk sıkılmaya meyilli kimselere tavsiye etmeyeceğim türden bir kitaptır.

ilgilisi ise kesinlikle beğenecektir…
devamını gör...


bütün iyi kitapların sonunda
bütün gündüzlerin,
bütün gecelerin sonunda
meltemi senden esen
soluğu sende olan,
yeni bir başlangıç vardır.

edip cansever - umuş.
devamını gör...

atanmadığım için her 24 kasım'da gözlerim dolu bir şekilde yaşadığım gündür.
kader utansın.
devamını gör...


iyi parti’nin resmi sosyal medya hesabında “bu bir akflix yapımıdır” ifadesiyle tanıtım filmi yayımlandı.

“ne yazık ki gerçek hikayelere dayanmaktadır” diye başlayan videoda, ‘sipariş edildiği söylenen aşılar’, ‘geri dönmeyen gri pasaportlular’, ‘128 milyar dolar’, ‘damat bakan’, ‘3600 ek gösterge’, ‘milletimize verilen sözler’ vurguları yapıldı. bir film fragmanı gibi lanse edilen videonun sonunda, filmin ismi “illüzyonist, kayıplar ülkesi” olarak açıklandı.

türü dram, süresi 19 yıl

iyi parti, videoyu şu ifadelerle paylaştı:

“bu akşam ne izliyoruz: sn. illüzyonist tür: gizem, dram, gerilim süre: 19 yıl akflix'in katkılarıyla kayıplar ülkesi'nde yaşananları izlemekten çok sıkılmadık mı?”

akşener “büyük illüzyonist” demişti

iyi parti genel başkanı meral akşener, grup toplantısında yaptığı konuşmada cumhurbaşkanı ve akp genel başkanı recep tayyip erdoğan için “büyük illüzyonist” ifadesini kullanmıştı.




streamable.com/8i7kir

kaynak
devamını gör...

düşünsenize her şeyi konuşuyorsunuz, ağzınızda bakla ıslanmıyor, her şeye muhalefetsiniz, ortalarda küçük bir arabaya milyonlar biçebilirsiniz, sövebilirsiniz olur olmadık. sevmediğiniz birini görüp 'senin babanı da sevmezdim' diyebilirsiniz. bakkallara, ezcalara paldır küldür dalıp avanakça gülebilirsiniz... derdiniz, derdinizi bilmemek mesela... amaaaan allahııım
devamını gör...

bugün sizlere ön raffaelloculuk akımını kısaca anlatmak istiyorum ama önce...

yazıma başlamadan önce, sizlere iki resim göstereceğim.
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
john everett millais'in ophelia'sı

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
john william waterhouse'un shallot leydisi

bu iki güzel resmi birçok yerde gördünüz değil mi? hatta birçoğunuz bu resimler sonrası john everett millais'i john william waterhouse'u araştırıp yaptığı resimleri hayranlıkla izledi...

işte, ön raffaelloculuk birçoğumuzun aşina olduğu, hayranlık duyduğu ama hakkında pek bilgi sahibi olmadığı bir resim akımı.

nedir bu ön raffaelloculuk, kimlerdir bu ön raffaellocular önce bundan bahsedelim.

ön raffaelloculuk veyahut özgün adıyla pre-raphaelita art, cennet vatan ingiltere'de, 1848 yılında ortaya çıkan sanat ve edebiyat akımıdır. bu sanat akımının isminin pre-raphalite art olma sebebi ise, raffaello öncesi sanatın daha saf, daha bilgelik ve donanım gerektirdiği düşündükleri için, o saf ve bilge sanatı geri getirmeyi amaçladıklarından dolayı pre-raphaelite art, yani ön raffaelloculuk olarak kararlaştırılmıştı.

gelelim en güzel ve en önemli kısma, kimdi bu ön raffaellocular?

bu akımın çekirdek kadrosu, ingiltere'nin kraliyet akademisinin belki de en donanımlı öğrencileri içerisinde yer alan william holman hunt, john everett millais ve dante gabriel rossetti'dir.

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
rosetti'nin leydi lilith'i.

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
william holman hunt'ın dünyanın ışığı.

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
john everett millais'in mariana'sı.

daha sonraları, james collinson, william michael rossetti, frederic george stephens ve bir heykeltıraş olan thomas woolner'ın da katılması ile, yedi kişilik ön raffaellocu kardeşler tamamlanmış oldu.

bu ön raffaellocuların tablolarında nelerden esinlendikleri, neleri resmettikleri ve o resimlerde neler anlatmak istediklerinden de kısaca bahsedelim madem.

başlarda kutsal kitaplardaki metinleri resmediyor ve bunu olabildikçe saf bir biçimde tuvale aktarmayı deniyorlardı. ama daha sonraları, arkeolojik kazılar neticesinde gerek antik yunan-roma, gerek orta çağ efsanelerine de bir şekilde bulaşmış oldular ve bu kısım, ilk başta aktarmayı denedikleri kutsal kitaplardaki metinlerden birkaç tık daha öne geçti.

antik yunan ve roma efsanelerinden, kral arthur efsanesine... orta çağ'ın epik şiirlerine ve hatta shakespeare'ın eserlerine kadar birçok şeyi resmettiler.
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel

bunları resmederken ise, simgecilik üzerine kurulu üsluplarını hem daha da süslediler, hem de daha çarpıcı renkler ile bizlere aktardılar.

bu akıma kesin olarak bağlı diyemeyeceğimiz ama eserlerine belirgin bir biçimde ön raffaelloculuk sezilen sanatçılardan da birkaç örnek vermek isterim.
yazının en başında örneğini verdiğim sevgili john william waterhouse
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel

frederic leighton
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
sophie gengembre anderson

charles william mitchell
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel

ve son olarak girdiyi dante gabriel rosetti'nin bu akımı sürdürmüş şiirlerinden biri ile noktalıyorum.

"the ark of the lord of hosts
whose name is called by the name of him
who dwelleth between the cherubim.
o thou that in no house dost dwell,
but walk'st in tent and tabernacle.
for god of all strokes will have one
ın every battle that is done.
lancelot lay beside the well:
(god's graal is good)
10 oh my soul is sad to tell
the weary quest and the bitter quell;
for he was the lord of lordlihood,
and sleep on his eyelids fell.
lancelot lay before the shrine;
(the apple tree's in the wood)
there was set christ's very sign,
the bread unknown and the unknown wine
that the soul's life for a livelihood
craves from his wheat and vine."
devamını gör...

işimiz gücümüz düşürmek. kimsenin ayağa kaldırmak gibi bir niyeti yok.
devamını gör...

büyük ihtimalle sizi zaten takip etmekte ve tarzınızı bilmekte olan bir yazarın "o yazdıysa mutlaka güzel yazmıştır" diye düşünerek peşin peşin gerçekleştirdiği eylemin sonucu.
devamını gör...

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel

"seni gördüğüm zaman güller elimde kurur."
devamını gör...

"canımdan ve malımdan kıymetli olan" demektir.

özel bir sıfat değildir. allah (cc) için kullanılacağı gibi, herhangi sevdiğiniz biri için de kullanılabilir.
devamını gör...

kırılıp bütünlüğü bozulmuş bir nesnenin parçalarını altın veya gümüş suyu/tozu kullanarak birbirine yapıştırma işlemiyle gerçekleştirilen, içinde barındırdığı felsefesiyle günümüzün ihtiyacı olan ilhami verdiğini düşündüğüm, geleneksel bir japon el sanatıdır.

çömlek kırılmıştır, eskisi gibi değildir artık. değeri acımasızca öğüten tüketim toplumunun yaptığı gibi, onu bir kenara atmaz bu sanat. zamanın, tarihin bir parçası olarak görür ve onu onarmayı amaçlar. kırılan parçalarını altın suyuyla tekrar birleştirir. kusurlarını gizlemez. bilakis daha da görünür hale getirir ve bütün olmuş haliyle onun güzelliğini ve değerini daha da ortaya çıkarır.
tıpkı bize olan gibi. kırıldıkça, ruhumuzu dönüştürerek... yaş aldıkça, bizi biz yapan kusurlarımızı sevmeyi öğrenerek... ve kırıldığımız yerlerden, altın yansımasıyla ışıldayan o çömlek gibi, biz de kendini bulmuş bir ruhla ışıldarız.


encrypted-tbn0.gstatic.com/...
devamını gör...

microsoft tarafından 2000 yılında geliştirilmiş bir programlama dili. .net için geliştirilmekte olup, orta seviye bir dildir. güncel sürümü 9.0'dır.

bu dille bir şeyler kodlayabileceğiniz bazı geliştirme ortamları:
- visual studio (microsoft)
- vs code (microsoft)
- mono (ximian)
- rider (jetbrains)
devamını gör...

bir kaç adımda halledilebilir şeydir. yüklemek istediğiniz görsel herhangi bir internet sayfasındaysa işin kolayına kaçarak görsele sağ tıklayıp resmi yeni sekmede aç diyerek şöyle bir link uzantısına bakabilirsiniz. jpg formatındaysa şanslı gününüzdesiniz! linki kopyalayıp herhangi bir buton kullanmadan direkt olarak buraya yapıştırabiliriniz.

fakat değilse işte o zaman devreye resim yükleme siteleri giriyor. herhangi birini kullanabilir resim direkt linkini buraya atabilirsiniz. bazı yazarlarda görüyorum linki atıyor ama görselin değil siteye ait linki ve görsel dilediği gibi tam görünmüyor falan fıstık..

evet ben de kendi kullandığım site üzerinden örnek vericem. sitenin patates olma ihtimali daha düşük...

*ilgili adresi açıyoruz.
*yeşil kutu içindeki yüklemeye başla zımbırtısına tıklıyoruz.
o bizi mobilsek galerimize, bilgisayardaysak belgelerimize yönlendirir. ilgili görseli seçip resim yükle kutucuğuna tıklıyoruz.
* yükledikten sonra mobilde şöyle bir görsel karşılayacak bizi..
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel

*hakkımızda yazan kısma tıkladığımızda embed (paylaşım) kodları kısmı çıkıyor.
* embed (paylaşım) kodları sekmesine de tıklayınca...
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel

şöyle bir görselle karşılaşıyoruz.

resim url adresi yazan 2. (ikinci) kutucuktaki linki copy ile alıp buraya getirip yapıştırıyoruz. işte bu kadar!

işte o minnaklar.

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim