idam edilmeden söylenecek son söz
          artık yaşamaya tahammülüm kalmamıştı, intihar edecek cesaretim de yoktu zaten. beni kurtardığınız için teşekkür ederim...
      
  devamını gör...
mutsuzken ders çalışmak
          hayran olduğum insanlar. bu insanlar canım sıkkın ,moralim bozuk, sevgilimden ayrıldım, biraz hasta gibiyim diye sorumluluklarını bırakmazlar ,kazanan olurlar. onlardan biri miyim? malesef yanlarindan gecemem. ben battaniyesini ustune çekip acısını yücelten asalak tayfadanim. aşırı tebrik ediyorum böyle insanlari .
      
  devamını gör...
üç ölüm
          iş bankası kültür yayınları tarafından hasan ali yücel klasikler dizisi altında 2013 yılında 1. basım olarak çıkan üç ölüm, birden fazla hikayeden oluşan klasik diğer tolstoy kitapları gibi 116 sayfa uzunluğunda bir kitaptır. daha önce şeytan-peder sergi kitabı için yazdığım yazıda da, ki yazının kendisi #1672161,  bahsettiğim üzere kitabın çevirisi muhteşem çevirmenimiz günay çetao kızılırmak tarafından gerçekleştirilmiştir. burada özellikle holstomer hikayesindeki teknik terimlere hakimiyet beni ayrı etkilemiştir. neyse efendim buradan kitaba geçelim.
başta da dediğim gibi kitap holstomer, çömlek alyoşa, balodan sonra, köyde şarkılar ve üç ölüm hikayelerinde oluşmakta olup kitap ismini üç ölüm adlı hikayeden almaktadır. her ne kadar kitaba adını veren hikayemiz bu olsa da beni en çok etkileyen holstomer olmuştur. bu hikayede başarılı ama dış görünüşü yüzünden diğer atlar tarafından dışlanmış yaşlı bir atın hikayesi anlatılmaktadır. detaylara girmemekle birlikte bence atlar üzerinden güzel bir toplum tasviri ve insanlar arasındaki soya, dış görünüşe daha doğrusu günümüzde de çok karşılaşılan etiket yaratan ögelere vurgu yapılmıştır. atımızın oldukça eğlenceli bir hikayesi vardır, gülerken ağlatan cinsten.
beni etkileyen diğer bir hikayede alyoşadır. alyoşa ve onun talihsizlikleri hikaye boyunca bana bu da mı gol değil be hakim bey dedirtmiştir. hayır o kadar çalışkan, iyi niyetli bir insan gerçek hayatta olamaz diye belki hayal edebilirsiniz ama ne yazık ki böyle insanlar çevremizde bizim göremediğimiz noktalarda benzer hayatları yaşıyorlar. bu eser gerçekten bence ustalık eseridir. her şey yalın, sade bir dille basit bir olay örgüsü ile oldukça çarpıcı anlatılmıştır. ayrıca internette gerçek bir hikayeye dayandığından da bahsediliyor.
diğer hikayeler artık sizin takdirinize kalmış ama sadece bunlarla bile okunmaya değer bir kitaptır. sakın sıkılacağınızı düşünmeyin, hemen koşun koşun alın.
  başta da dediğim gibi kitap holstomer, çömlek alyoşa, balodan sonra, köyde şarkılar ve üç ölüm hikayelerinde oluşmakta olup kitap ismini üç ölüm adlı hikayeden almaktadır. her ne kadar kitaba adını veren hikayemiz bu olsa da beni en çok etkileyen holstomer olmuştur. bu hikayede başarılı ama dış görünüşü yüzünden diğer atlar tarafından dışlanmış yaşlı bir atın hikayesi anlatılmaktadır. detaylara girmemekle birlikte bence atlar üzerinden güzel bir toplum tasviri ve insanlar arasındaki soya, dış görünüşe daha doğrusu günümüzde de çok karşılaşılan etiket yaratan ögelere vurgu yapılmıştır. atımızın oldukça eğlenceli bir hikayesi vardır, gülerken ağlatan cinsten.
beni etkileyen diğer bir hikayede alyoşadır. alyoşa ve onun talihsizlikleri hikaye boyunca bana bu da mı gol değil be hakim bey dedirtmiştir. hayır o kadar çalışkan, iyi niyetli bir insan gerçek hayatta olamaz diye belki hayal edebilirsiniz ama ne yazık ki böyle insanlar çevremizde bizim göremediğimiz noktalarda benzer hayatları yaşıyorlar. bu eser gerçekten bence ustalık eseridir. her şey yalın, sade bir dille basit bir olay örgüsü ile oldukça çarpıcı anlatılmıştır. ayrıca internette gerçek bir hikayeye dayandığından da bahsediliyor.
diğer hikayeler artık sizin takdirinize kalmış ama sadece bunlarla bile okunmaya değer bir kitaptır. sakın sıkılacağınızı düşünmeyin, hemen koşun koşun alın.
devamını gör...
viski ve kahvenin yanında bir şey yenmez gerçeği
          amaç kahve ya da viskinin tadını doya doya almak ise doğru gerçek. fakar amaç genel olarak güzel birşeyler yiyip zevk almak ise kahvenin yanına her türlü tatlıyı yakıştırmak mümkün. viski ise ap ayrı bir dünya. çikolata yenecekse önce viskiden bir yudum alıp şöyle boğaz iyice bir yandıktan sonra ağızda sadece acısı kalınca üstüne bir parça bitter iyi gider.
      
  devamını gör...
gözlük kullananların korkulu rüyası
          şimdilik benim için maskedir efenim. maskeyi taktığımda gözlüğüm buğulanıyor, ne kadar maske değiştirsem de bir ikisi hariç hepsinde böyleydi. umarım en yakın zamanda bu salgın biter.
      
  devamını gör...
isimlerin kişiliğe etkisi
          isimlerin kişinin karakteristik özelliklerini belirlemesi durumudur. 
bence alakası yok. adımı istesem değiştirmem mümkün adım değişince kişiliğimde değişecek mi?.
  bence alakası yok. adımı istesem değiştirmem mümkün adım değişince kişiliğimde değişecek mi?.
devamını gör...
edirne'de 8 köpek yavrusunun diri diri yakılarak öldürülmesi
          gücünüz bu masumlara yetiyor. o kadar acınacak halde ve iğrençsiniz ki.cayır cayır yanmanız dileğiyle.
      
  devamını gör...
emir can iğrek
          nalan şarkısı ile hayranı olduğum şarkıcı.
adım nalan olsa diye hayıflanmadım değil.
  adım nalan olsa diye hayıflanmadım değil.
devamını gör...
19 yaşındakilere tavsiyeler
          üniversiteyi sadece okumayın, yaşayın.
      
  devamını gör...
sabahattin ali
şimdi aramızda noksan olan şeyin ne olduğunu biliyorum!”dedi. bu eksik sana değil, bana ait... bende inanmak noksanmış...
sabahattin ali- kürk mantolu madonna
devamını gör...
dil
          >dil (organ)
>dil (lisan)
>tdk'ya göre farsça gönül, yürek demektir.
bazı dil bilimcilere göre eski toplumlar hakkında tahmin edilenden çok daha fazla bilgi veren anlaşma yöntemidir. kaynağı hatırlayamamakla birlikte toplumlarda özellikle de eski toplumlarda en çok telaffuz edilen kelimeler genelde kısa (az harfli) ve/veya kolay telaffuzlu olurdu.
-ana,
-ata,
-su,aş,
- ya da türkçe'deki kişi ve/veya işaret zamirleri,
-ova,
-ada,
-kan,
-at,et,
-al, ak, kara,
-şen/şan/ün,
-han, kaan,
-han/hane, ev
-ulu, kut, vb...
elbette buradaki ölçüt en azından bilindiği kadarıyla öz türkçe olmasıdır. dolayısıyla türkler'in göçebelik, aile vb. ya da iktidara bakışları üzerine görece bilgi edinmek görece mümkündür.
daha da enteresanı her ne kadar tdk en azından sözlüğünde tanımlamasa da türkçe'de anti/a ekleri vardır. mesela?
eylemlere, me/ma ya da meme/mama ekleri getirilerek anti-tersi anlamı ekler. elbettte her me/ma/meme/memek bu anlama gelmeye de bilir ancak
ör:
yap->-/+
yapma->+/-
yapmama(n/k/sı..)->+/-
et->-/+
etme->+/-
etmeme(n/k/si..)->-/+
+/- yazmanın sebebi ise eylemden önce gelen kelime olumsuzsa eylem olumsuz, tersinde de olumlu olur.
-yemek yaptım ya da tembellik yaptım. gibi..
dahası ingilizce öğrenirken bize hep denen ingilizce'de: özne+yüklem+nesne+belirteç+zaman şeklindeyken türkçe de özne .... yüklemdir. yani işi yapanlar ortakken ingiliz eylemi ortaya koyup sonrasında açıklıyor. biz ise tersine özneyi belirtip diğer detayları verip en son eylemi söylüyoruz. yani yabancılar gibi olanı önce değil en son söylüyoruz..yani biz işi yapanı, sonrasında olanları ve en sonunda da işi(eylemi) söylüyoruz. ingilzce de yapan ve iş sonrasında olanları veriyor. bu açıdan ingilize kıyasla işi uzatıyoruz. bu açıdan da lafı uzatmayı secdiğimiz ya da işin olup-olmadığındansa önceliğimiz işin nasıl olduğu çıkarımı yapılabilir. ve bu durum tdk'nın mı müdahalesi yoksa eskiden beri mi bilmemekle birlikte bu duruma ilk getiren/lerin aklı.
edit: bu kısaltma ile çok kullanım arasındaki bağ çok mu ütopik geldi? hâlâ yapıyoruz.. mustafa'yı musti, mehmet ali'yi mali, mehmet'i memo vb.. kısaltmaları samimi olduklarımıza karşı hâlâ kullanmıyormuyuz?
  >dil (lisan)
>tdk'ya göre farsça gönül, yürek demektir.
bazı dil bilimcilere göre eski toplumlar hakkında tahmin edilenden çok daha fazla bilgi veren anlaşma yöntemidir. kaynağı hatırlayamamakla birlikte toplumlarda özellikle de eski toplumlarda en çok telaffuz edilen kelimeler genelde kısa (az harfli) ve/veya kolay telaffuzlu olurdu.
-ana,
-ata,
-su,aş,
- ya da türkçe'deki kişi ve/veya işaret zamirleri,
-ova,
-ada,
-kan,
-at,et,
-al, ak, kara,
-şen/şan/ün,
-han, kaan,
-han/hane, ev
-ulu, kut, vb...
elbette buradaki ölçüt en azından bilindiği kadarıyla öz türkçe olmasıdır. dolayısıyla türkler'in göçebelik, aile vb. ya da iktidara bakışları üzerine görece bilgi edinmek görece mümkündür.
daha da enteresanı her ne kadar tdk en azından sözlüğünde tanımlamasa da türkçe'de anti/a ekleri vardır. mesela?
eylemlere, me/ma ya da meme/mama ekleri getirilerek anti-tersi anlamı ekler. elbettte her me/ma/meme/memek bu anlama gelmeye de bilir ancak
ör:
yap->-/+
yapma->+/-
yapmama(n/k/sı..)->+/-
et->-/+
etme->+/-
etmeme(n/k/si..)->-/+
+/- yazmanın sebebi ise eylemden önce gelen kelime olumsuzsa eylem olumsuz, tersinde de olumlu olur.
-yemek yaptım ya da tembellik yaptım. gibi..
dahası ingilizce öğrenirken bize hep denen ingilizce'de: özne+yüklem+nesne+belirteç+zaman şeklindeyken türkçe de özne .... yüklemdir. yani işi yapanlar ortakken ingiliz eylemi ortaya koyup sonrasında açıklıyor. biz ise tersine özneyi belirtip diğer detayları verip en son eylemi söylüyoruz. yani yabancılar gibi olanı önce değil en son söylüyoruz..yani biz işi yapanı, sonrasında olanları ve en sonunda da işi(eylemi) söylüyoruz. ingilzce de yapan ve iş sonrasında olanları veriyor. bu açıdan ingilize kıyasla işi uzatıyoruz. bu açıdan da lafı uzatmayı secdiğimiz ya da işin olup-olmadığındansa önceliğimiz işin nasıl olduğu çıkarımı yapılabilir. ve bu durum tdk'nın mı müdahalesi yoksa eskiden beri mi bilmemekle birlikte bu duruma ilk getiren/lerin aklı.
edit: bu kısaltma ile çok kullanım arasındaki bağ çok mu ütopik geldi? hâlâ yapıyoruz.. mustafa'yı musti, mehmet ali'yi mali, mehmet'i memo vb.. kısaltmaları samimi olduklarımıza karşı hâlâ kullanmıyormuyuz?
devamını gör...
kırmızı pazartesi
          tarihteki hiç bir spoiler bir kitabın değerini bu kadar yükseltmemiştir. 
“beni öldürdüler wene hala.” sözü yalnızca wene halaya değil, tüm kasabaya söylenmiştir.
yazıklar olsun her şeyi bildiği halde susanlara.
  “beni öldürdüler wene hala.” sözü yalnızca wene halaya değil, tüm kasabaya söylenmiştir.
yazıklar olsun her şeyi bildiği halde susanlara.
devamını gör...
normal sözlük için öneriler
          bu akşam sözlükte en çok kullandığım buton şikayet et oldu. sebebi ise çılgınlar gibi yazar yapılan çaylakların girdiği tanımsız ve forumsal girdiler. ben sözlüğe geldiğimde 100 karma puan şartı aranıyordu ve yazarın ilk girdilerinin tanım   olması gerekiyordu. bugün sol frame okunamayacak hale geldi. bilgi katagorisinde takılayım dedim ancak orada da bir sürü forumsal girdi doldu taştı. birçok çaylak arkadaşımıza özel mesaj yoluyla ulaşarak tanım girmelerinin yazar olmalarını kolaylaştıracağı ile ilgili mesajlar attım ama görüyorum ki buna gerek kalmıyor. sadece anket başlık doldurarak yazar olan çok fazla kişi var. sözlük hepimizin ve okunacak bir sözlük yine hepimizin hakkı. bu sebeple moderasyondan bu konuda daha hassas davranması rica ediyorum. çaylaklık sisteminin getiriliş amacı; sözlüğe yeni gelenlerin sözlük mantığını kavramasını sağlamaktı ama bugün ne oldu hiç bir fikrim yok bir sürü çaylak doğru düzgün entry yazmadan yazar yapıldı. bi salsak arkadaşları mesela bknz kullanmayı öğrenseler, tematik modunu öğrenseler daha hoş olmaz mıydı?
      
  devamını gör...
soylu'nun asıl mülteci göçü yeni başlıyor açıklaması
          kaynak
içişleri bakanı süleyman soylu, göç akımının bitip bitmeyeceğine ilişkin dikkat çeken açıklamalarda bulundu. bakan soylu, "bizim kanaatimiz şu, yeni başladı. 8 milyonun üzerinde hemen harekete geçmeye hazır göç kütlesi var. herhangi bir saldırıda, teşvikte, tehditte veya bulabildikleri bir fırsatta" diye konuştu.
2milyon potansiyel göç iran sınırında afgan var, 3,9 milyon idlib'de, 1,2 milyon cerablus-azez-mare-el bab-çobanbey bölgesinde, 550-600 bin afrin'de, 350 bin de tel abyad ve resulayn'da var... yani 8 milyonun üzerinde hemen harekete geçmeye hazir mülteci oldugu söylemiş.
batı ülkelerini eleştiren soylu, göç sorununun türkiye-yunanistan, türkiye- suriye, türkiye-iran sınırlarında sıkıştırılmaya çalışıldığını dile getirdi. türkiye'nin göç konusuna vicdani temelde baktığını ifade eden soylu, göçü yönetmeye yönelik anlayışın ortaya konulduğunu bildirdi.
sanırım oy ihraç etmeye devam ediyorlar. bu ekonomi de ülkeye bu kadar insan doldurulmasinin baska aciklamasi olamazdi.
  içişleri bakanı süleyman soylu, göç akımının bitip bitmeyeceğine ilişkin dikkat çeken açıklamalarda bulundu. bakan soylu, "bizim kanaatimiz şu, yeni başladı. 8 milyonun üzerinde hemen harekete geçmeye hazır göç kütlesi var. herhangi bir saldırıda, teşvikte, tehditte veya bulabildikleri bir fırsatta" diye konuştu.
2milyon potansiyel göç iran sınırında afgan var, 3,9 milyon idlib'de, 1,2 milyon cerablus-azez-mare-el bab-çobanbey bölgesinde, 550-600 bin afrin'de, 350 bin de tel abyad ve resulayn'da var... yani 8 milyonun üzerinde hemen harekete geçmeye hazir mülteci oldugu söylemiş.
batı ülkelerini eleştiren soylu, göç sorununun türkiye-yunanistan, türkiye- suriye, türkiye-iran sınırlarında sıkıştırılmaya çalışıldığını dile getirdi. türkiye'nin göç konusuna vicdani temelde baktığını ifade eden soylu, göçü yönetmeye yönelik anlayışın ortaya konulduğunu bildirdi.
sanırım oy ihraç etmeye devam ediyorlar. bu ekonomi de ülkeye bu kadar insan doldurulmasinin baska aciklamasi olamazdi.
devamını gör...
en yakın arkadaşının allah çıkması skandalı
          tanım: gerçekleşme ihtimali olmayan bir skandal.
arkadaşın yaşadığı kafayı yaşamak için zamanında bir servet harcadığımı bilirim ayrıca.
  arkadaşın yaşadığı kafayı yaşamak için zamanında bir servet harcadığımı bilirim ayrıca.
devamını gör...
yiğit özgür
          hacettepe üniversitesi grafik bölümü mezunu olur kendisi. mesleğini bu denli güzel icra etmesinden dolayı takdir edilesidir. zekası, mizah anlayışı ve şahsi kişiliği ile gelmiş geçmiş en iyi karikatürist olduğu konusunda bence ülkece hemfikiriz. leman dergisi ile doğmuş, penguen dergisi ile büyümüş ve uykusuz dergisi ile kariyerinde zirve yapmıştır. 
güldürmekle kalmayıp zihninize yer eden çizimleri vardır. sohbet ederken ansızın aklınıza gelip kullanma isteği uyandırır. takip etmeseniz bile mutlaka bir yerde karikatürlerine denk gelmişsinizdir, bundan emin olabilirsiniz.
(bkz: o zaman dans)
(bkz: tişikkirlir sipirmin)
(bkz: hunili karikatürler)
  güldürmekle kalmayıp zihninize yer eden çizimleri vardır. sohbet ederken ansızın aklınıza gelip kullanma isteği uyandırır. takip etmeseniz bile mutlaka bir yerde karikatürlerine denk gelmişsinizdir, bundan emin olabilirsiniz.
(bkz: o zaman dans)
(bkz: tişikkirlir sipirmin)
(bkz: hunili karikatürler)
devamını gör...
kareem abdul jabbar
          kareem abdul-jabbar, 24 yaşında müslüman olan "efsane" profesyonel basketbol oyuncusu.
müslüman olmadan önceki adı:
ferdinand lewis alcindor jr.
6 sezon milwaukee bucks'da,
14 sezon los angeles lakers'da oynamıştır.
şampiyonluk yaşadığı yıllar:
1971, 1980, 1982, 1985, 1987, 1988.
rekorları:
en fazla sayı atan oyuncusu (38.387 sayı)
en fazla süre alan oyuncu (57.446 dk.)
en fazla all-star seçilen oyuncu (19 kez)
en fazla all-star maçı oynayan oyuncu (17 kez)
kaynak:
tr.m.wikipedia.org/wiki/Kar...
  müslüman olmadan önceki adı:
ferdinand lewis alcindor jr.
6 sezon milwaukee bucks'da,
14 sezon los angeles lakers'da oynamıştır.
şampiyonluk yaşadığı yıllar:
1971, 1980, 1982, 1985, 1987, 1988.
rekorları:
en fazla sayı atan oyuncusu (38.387 sayı)
en fazla süre alan oyuncu (57.446 dk.)
en fazla all-star seçilen oyuncu (19 kez)
en fazla all-star maçı oynayan oyuncu (17 kez)
kaynak:
tr.m.wikipedia.org/wiki/Kar...
devamını gör...


