arif kerimi yazar profili

arif kerimi kapak fotoğrafı
arif kerimi profil fotoğrafı
rozet
karma: 4843 tanım: 803 başlık: 94 takipçi: 87
kurt, ormanda kapana yakalanırsa neden ben diye sormaz. kurt oradaydı, kapan oradaydı ve oldu. kurdun yapacağı şey kurtulmaktır, bu da cinsine göre değişir.

son tanımları | başucu eserleri


şarkıcı kalben'in takipçisine verdiği yanıt

dünya bugün 2 kutbun arasında. birisi eskiyen pozitivizm ikincisi yeni oyuncağımız postmodernizm.

herkesi aynı vücut tipi sanan öyle görmek isteyen ruh hastalığı pozitivizm

farklı olanı olumlayacağım diye her şeye toksik olumlama yapan da postmodernizm.

kalben’e baktım gayet zayıf normal bir kadın, söylediklerinde de haklı. ancak bu işin ucunu obezite güzelleme ya da kıl güzellemeye indirip bıyık bırakmasın kimse.

şu ikisinin arasını tutturalım lan o kadar zor değil.
devamını gör...

türklerin ırkçı olmadığı gerçeği

ırkçılık, lgbt gibi meseleler suni gündemlerdir bir kez daha yazayım, kasıtlı olarak sunuluyor. bizim toplumumuzun meseleleri değil.

ırkçılık biyolojik üstünlüğe ve pozitivizme dayanır. avrupa kökenlidir. beyaz adam felsefesini taşır. bu felsefenin sonuçları da insanları renkleri, dilleri sebebiyle sömürmek, öldürmek gibi sayısız örnekle kanıtlanmıştır.

bizde ırkçılık denilen şey ise bu manada ırkçılık olarak görülemez. toplumsal-kültürel temellidir ve durup dururken sömürmek, öldürmek gibi bir amaç taşımaz. ermeni, rumla olan ilişkiler çeşitli olaylar sebebiyle mimlenmiş hale geldi. bundan önce hatta savaş döneminde bile ermeniler rumlar bu ülkenin en zenginleri, en ayrıcalıklı konumlarına da sahip oldular. avrupanın siyahilere yaptığı gibi kimseyi köle kamplarına alıp çalıştırmadık, ya da köle muamelesi göstermedik.

bunun dışında da her toplumda milliyetçi refleksler olur, milliyetçilik yüzyıllardan beri toplumların doğal örgütlenme biçimidir ve sürekliliğini geçerliliğini ispatlamıştır. her şeyin kötü tarafı olabileceği gibi konuya nereden baktığınızla da alakalıdır. ben karadenizliyim, çepniyiz, büyüklerimiz kızınca çepni diye aşağılıyor. adamın kendisi çepni. bu tür ithamları vs. avrupanın bugün dayattığı sjw mentalitesiyle anlayamazsınız. o sjw'yi bile eleştirel düşünmeden kendi ülkesine göre değerlendirmeden kopyala yapıştır olarak alıyorlar. o ırkçılık o ırkçılık değil.

he bu arada o kadar gına geldi ki köküne kadar ırkçıyım ama siz ırkçılığın daha ne olduğunu bile bilmiyorsunuz.

edit: bir arkadaş tamam oradan doğdu ama bugün evrensel bir anlamda kullanılmıyor mu dedi. doğrudur. elbetteki bir insanı ırkı dolayısıyla aşağılamak, yargılamak ırkçılıktır. ancak bahsettiğim gibi bizimki pozitivist bir üstünlük inancından ya da etnik olarak karşı tarafı ikinci sınıf olarak görmekten ziyade, muhafazakar ve toplumsal-kültürel bir dışlama. yani gavurda bir millettir, mağribi de bir millettir. direkt olarak etnik kökene saldırılmaz ki islam buna izin vermez. zenci kelimesi mesela zen adasından gelir. oradan gelen anlamındadır. ispanyanın negrosu ise aşağılama olarak siyah anlamına gelir sonra nigga'ya dönüşmüştür.
devamını gör...

kitap okumayı meziyet sanan insan

çiğ ve ergendir. bu tiplerin okuduğu kişiler ilber ortaylı, sabahattin ali, yuval noah harari, oğuz atay, stephen hawking'ten öteye gitmez. bu saydığım isimler alanında çok değerli isimler olmakla birlikte belli dönemlerde popülerleşip bu gerzek takımının tüketim kültürüne maruz kalmıştır. bu arkadaşların konulardaki bilgisi genel görüşlerden öteye gitmez ve inatla kitap okuma edebiyatı kasıp dururlar.

kitap okumak müthiş bir serüvendir ancak bundan üstünlük hissi hissetmek okumak dışında kabiliyeti olmayanların yapacağı bir iştir. lanet olsun atom fiziğine de mühendisliğine de diyenler ise okumaktan gözlerini bozmuş ama böyle saçma romantizmler kasmayan gerçekten aydın ya da entelektüellerdir.

bugün de bilgiye alanınıza göre kitap dışında da - video vb- erişebilirsiniz ki artık günlük okuma alışkanlığımız ekran üzerinden ilerliyor.

abi kitap ya.. abi çay ya.. abi rakı ya.. felsefe moruk... bilim moruk bilim...

not: sosyal bilim mezunuyum.
devamını gör...

grup yorum

e biz yıllardır anlatıyoruz. kendileri deyince mi anlaşıldı. dhkpc pkk gibi örgütler dünyanın en katı, geri kafalı ve faşist örgütleridir.

adamlar sırf gelenek diye ölüm orucu tutuyor sırf bundan, neden değiştirmiyorlar biliyor musunuz. örgüt içinde kimsenin bunu dillendirmeye cesareti yok, dillendirecek kadar zekisi yok. ölüm orucunu tutarsın son çare olarak belki anlaşılır karşı olsam da ancak bunlar bu eyleme tapıyor. allah gibi tapıyor.

birisi kötüye laf ediyorsa bu onu iyi yapmaz. her akp muhalifine kucak açmayın. akp’ye rahmet okutur bunlar.

örgüt içi infazlar yapan feodal bir örgüt. aytekin yılmaz’ı takip edebilirsiniz bu konuya merakı olan varsa.
devamını gör...

sedat peker

kitap okuma alışkanlığı olduğu için sedat peker'i kim onaylıyor zaten? ya da iyi konuşuyor, entelektüel birisi olduğu için? bu kavramların nötr ve hiçbir şey ifade etmeyen özellikler olduğunu anlamak çok mu zor? ben bu ülke insanından yıldım.

bir tarafta, bu adam kötü birisi dediklerini ciddiye almayan diyeni mi dersin, diğer tarafta sırf iyi konuşuyor, akp'ye muhalefet yapıyor ve kültürlü diye sempati beslemeye başlayanlar mı.

ülkedeki tek eylem bir şeyin tarafını tutmak gerçekten. 5-10 tane adam dışında analitik düşünme becerisi kazanmış insan evladı yok. çok üzücü.

bu zamana kadar neden sustun diyenler ayrı bir kafa yapısı. olum adam mafya, suç örgütü lideri ne dersen ondan işte. bu zamana kadar da oyun kura kura gelmiş. tatar ramazan olarak karşımıza çıkmadı. kendisi de bunu belirtiyor. bunu tartışmaya gerek var mı? he burasını geçtim. karşı komşunuz uyuşturucu ticareti yapıyor ve biliyorsunuz ki arkası çok sağlam, polisle devletle iş birliği var. bu adamı gidip polise şikayet eder misiniz? canınızı seviyorsanız muhtemelen etmezsiniz.
devamını gör...

ordu

türkiye'de ismi türkçe olan ender mekanlardan birisidir, -yer ve mekan adları ile birçok türk etno-sembolü de barındırmaktadır.- ordu köktürkçe döneminden bu yana şehir, yurt, başkent gibi anlamları ifade etmektedir.

genel olarak hacıemiroğulları beyliği önderliğinde çepni türklerinin yoğun göçüyle bölge türkleşmiştir.

karadeniz'in trabzon, rize, artvin gibi bölgelerde rum, ermeni, laz gibi toplumsal karışmalar-çeşitlilikler görülürken. giresun, ordu, samsun gibi bölgelerde nüfus genellikle sade kalmıştır.

yüksek kesimlerinde ve fatsa gibi ilçelerinde alevilik inancı yaygınken sahil kesimleri zamanla sünni mezhebi seçmiştir. yer adlarında ise alevilik inancının etkileri yine mevcuttur. ordunun sınır komşu ilçesi olan piraziz ve halk içerisinde abdal olarak tanımlanışı bunu tanıtlamaktadır.

bölgesel kahramanlardan birisi giresunlu topal osman ağa gibi kurtuluş savaşı kahramanları gibi kahramanları da sahiplenmesinde ben pek bir beis görmüyorum. giresunlular ve ordulular birbirini pek sevmese de özellikle ordu merkezden ilerisi giresun kültürüyle tamamıyla iç içeyken, ordu ve giresun çoğunlukla aynı kültüre sahiptir. tek bir il olsaydı da değişen pek bir şey olmazdı demek yanlış olmayacaktır.

pidesi, boztepesi, yaylaları, türkiye'deki ender güzelliklerinden birisi olan ve şehirle iç içe yaşayan sahili, şehir içi ulaşım kolaylığı, üniversitesi, mekanları ile dertsiz istanbul benim için. tek sıkıntısı alışveriş ki bence böyle daha iyi her yerde avm ve mağaza olması şehri kötüleştirirdi.

ordu merkez gerçekten büyükşehir olmayı hak eden yerlerden birisi. burada yaşayan bir orta sınıfın şu konuda eksik kaldığım diyebileceği şey sayısı bence çok azdır.

ordu merkez'deki insanlar da kendi halinde yaşayan kimse karışmayan tiplerdir. yazın sahildeki giyim kuşam rahatlığı ve insanların birbirlerine karışmaması ile sosyal-demokrat bir kent olduğunu rahatlıkla görebilirsiniz.

akp'nin kazanmasının sebebi ise büyükşehir olduktan sonra köy nüfusunun da belediye seçimine katılmasından kaynaklanmaktadır.

yaylalarını da doğu karadenize tercih ederim, hem daha bakir hem de bana daha fazla orta asya esintisi verdiği için seviyorum. rize'de yağmurla tulumdan başka bir şey yok. eti bile düzgün pişiremiyorlar ve turizm yüzünden berbat hale gelmiş.
devamını gör...

fırat yılmaz çakıroğlu

yaptığınız kansızlık.

görüşünü seversin, sevmezsin. eleştirirsin ancak pkk'nın şehit ettiği bir insanın ardından havlamayın.

arkasından it havlatmayana kurt denmez gerçi.

akp'nin hdp ile kanka olduğu, çözüm süreci başlattıkları, üniversitelerin yakılıp yıkıldığı, dersliklerin kullanılmadığı, derslerin işlenmediği bir dönemde tüm vatansever ve milliyetçi öğrenciler pkk'ya karşı durdu.

merak eden ege üniversitesinin o dönemki görüntülerini aratsın. bunu saf ideoloji ayrışması olarak göstermek çok büyük kansızlık gerçekten.

bu ülkede bir öğrenci okulunda pkk marşları söylenmesine karşı olduğu için kendi ülkesinde fişlendi, okuluna gidemedi ve öldürüldü. bu ayıp türkiye cumhuriyetine yeter.

fırat'ın yerinde solcu bir öğrenci olsaydı şu an türkiyenin sembol ismiydi.

bir söz var bu ülkede bin imam ölür bir şey olmaz bir ermeni ölür kıyamet kopar diye vallahi doğru.
devamını gör...

atsız

türkçenin eski dönemlerinde atsız olarak telaffuz edilen bu kelime ilerleyen dönemlerde t-d tonlulaşmasıyla birlikte adsız olarak şekil almıştır.

türk hükümdarlarından harzemşah hükümdarı atsız anuş tigin'in de ismi atsızdır.

ilerleyen dönemlerde hüseyin nihal atsız da soyadı kanunu sırasında bu soyadı alacaktır. kendi ağzından aktardığı anısı şöyledir:

"ben yazılarıma eskiden beri “atsız” imzasını attığım için soyadı olarak bunu seçtim. son günü müracaat etmiştim. memur:

– “atsız’ı soyadı olarak alamazsınız” diye kestirip attı.

– “neden?”

– “tarihi isimdir!”

bilgin bir memura çatmıştık. ne yapmalıydım? ondan daha bilgin olduğumu ispat etmeliydim. ettim de:

– “tarihi olan, “d” ile yazılan adsız’dır. benimki “t” ile yazılıyor!”

benim bu bilgiçliğim karşısında memur habtoldu ve:

– “ha!… o zaman olur” diye cevap verdi."

bu yazının önü ve sonu vardır ilgilileri ufak bir aramayla bulabilir.

adsız ismi adı olmayan anlamındadır. peki bu isim neden verilmiştir? kesin olmamakla birlikte teori şudur ki: türklerde çocuklara kötü isim koyma inancı yaygındır. şamanizmden gelen bu inançla çocukların isimleri çirkin olursa kötü ruhların onları çalmayacağına inanılırdı. satılmış ismi vb. buna örnektir.

hüseyin nihal atsız yazı ve şiirlerinde atsız ismini isimsiz kahramanlara ithafen de kullanır.
devamını gör...

ni dieu ni maitre

ne tanrı ne efendi. anlamına gelen söz.
devamını gör...

kanon

edebiyatta klasik kavramını karşılar. kanon kelime anlamı itibariyle klasik, herkesin üzerinde uzlaşıma vardığı ve öncül saydığı şey olarak tanımlanabilir.

bizim ülkemizde kanon oluşturmak, belirlemek ya da tespit etmek bir hayli zor iştir. bunun birçok sebebi var elbette.

edebiyattan örnek verirsek divan edebiyatı olarak bildiğimiz eski edebiyat olarak adlandırdığımız edebiyatımız cumhuriyetin ilanıyla beraber osmanlı'nın diğer kurumları gibi reddedilmiş düşman ilan edilmiştir. bunda haklılık payı olduğu gibi eleştirilecek noktalar da mevcuttur.

divan edebiyatı karşısına halk ve milli edebiyat yerleştirildi. uzlaşım ve sentez sağlanması yerine öcü ilan edildi. halbuki klasik edebiyat olarak görülmesi ve sentez edilmesi gerekirdi. bugün bu sentezin denemesini bazı şairler bireysel olarak yaptı-yapıyor. ilk yıllarda bu redd-i miras kurulan devletin teyit edilmesi için elzemken ilerideki yıllarda osmanlıyla barışılması gerekirdi fakat biz hala osmanlı düşmanlığından besleniyoruz, beslenince de oturmuş bir tarihimiz, kültür yapımız olmuyor ve malum parti gibi oluşumlar buralardan nemalanıyor.

sonradan gelen edit: bir not defterimde buldum kanon-klasikle alakalı ekleyeyim.

klasik denilen şeyler genel olarak entelektüel zümrenin beğenisidir. popüler olan ve popülist olan tarihsel kalıcılığı pek sağlayamamıştır. çünkü yazı entelektüeller tarafından oluşturulmuş ve devam ettirilmiştir. ancak bugün avam sınıf kendi tarihini tutma konusunda daha şanslı. tüketim malzemeleri dışında genel estetik ve beğenide üst sınıfın zevk ve tercihlerini mi tercih edecek yoksa kendi sanat geçmişini mi oluşturacak bakacağız. tabii bir de alt sınıfın geçmiş ve tarih bilincinden ziyade günlük olanı tüketme merakı da var bu da belirleyici bir kıstas. gelişigüzel yazılmıştır, tartışmaya açıktır.
devamını gör...

cinsel ilişki olmadan ilişki yürür mü sorunsalı

leyla ile mecnun'u gerçek sananlar var ilginç gerçekten. arkadaşlar buradaki karakterler sembol, abartı ve efsanelerle sembolleşmiş isimler. ki mecnun'un asıl aşkının da allah olduğu ve leyla'nın bir yanılsama olduğu mesajını verir hikaye bize.

seksin olmadığı şeylerin yüceltilmesi ve romantikleştirilmesi dinler sebebiyledir. örnek verirsek tarih boyunca askerlerin çekici bulunup çapkın erkeklere kötü bakılması. seks olmadan ve kavuşulmadan işlenen hikayeler...

gerçek bir hikaye istiyorsanız da kerem ile aslı'ya bakabilirsiniz gerdek gecesinde düğmeleri açıp sevişemedikleri için yanarak kül olurlar. sevişme yoksa aşk da aşık da yok yani.

işin şakası bir tarafa, eğer 20 yaşının üstündeki bireyler için bunun süresi max 3 aydır bence.
devamını gör...

cinsiyetçilikten artık gına gelmesi

sonuna kadar destekliyorum ve öncelikle pozitif ayrımcılığın kalkmasını istiyorum.

1- bugün sokakta bir kadın bana bıçak çekse ve ben onu dövsem linç yerim. duyarsızlık olayları haber oluyor diye buna karşı koyulmuyor sanmayın. çok olaya şahit oldum kadınlığını kullanarak erkeği zor durumda bırakanları.

2- devlet emekli yetim aylıklarında erkeğe 25 yaşına kadar hak verirken kadın evlenmezse ömrünün sonuna kadar alıyor. erkekler de alabilmeli.

3- yüksek lisans iş hayatı gibi alanlarda erkekler askerlik yüzünden geri düşmekte. kadınlarla durum eşitlenmeli.

4- işe alımlarda pozitif ayrımcılık olmamalı masa başı işlerde kadın eleman aranıyor erkekler fiziksel gücüyle sınırlanıyor. akademide kadınlar seçiliyor neden?

5- kadınların cinsel şakaları ve tacizleri normal karşılanırken, cinsel alanda daha geniş davranırken erkeklerde suçluluk psikolojisi hakim sokakta bi kadın önümde gidiyorsa önüne geçmeye çalışmak istemiyorum. ya da bi kadın arkadaşımın götümü elleyip güzelmiş demesi komik değil. ben yapsam aynı tepkiyi vermeyecek.

6- medya ve sokakta sürekli olarak örgütler tarafından ait olduğum cinsin kara propagandası yapılıyor ve beni suçlu psikolojisine sokuyor. erkekler yerine, tacizciler tecavüzcüler hadi olmuyorsa tacizci erkekler vb gibi tanımlar kullanılmalı “erkeklik” kötüdür vb. gibi aşağılayıcı ve cinsiyetçi tanımlamalar kaldırılmalı. en son demet evgar reklamındaki senaryo mesela tam bir politik doğruculuk ve sjw örneği izlerken midem bulandı.

bunlar olacak mı olmayacak. feministler konümistler gibi. dünyayı bir zamandan sonra cinsiyetçilikten ibaret sanıyorsunuz yapmayın ömrünüze yazık.

bi de bilim adamı değil de bilim insanıymış.
derdini s*keyim ya. bir konferansta yaşlı bir adam şu lafı dedi diye feminist bir yazarın siyaset masturbasyonuna kurban gitti ki adam 70 yaşında kültür farkı var ve art niyeti yoktu.

3. dalga feminist olmayın 1. dalga olun. buralarda harcayacağınız enerjiyi kadının toplumsal rolünün yükselmesinde ve memleketin refahında kullanın.

cinayetlerin, cinsiyetçiliğin sebebi erkeklik değil cahillik ve fakirlik.

edit: ırkçılık da aynı mesele gören de azınlıkları ten renginden dilinden dolayı işe almıyorlar, otobüse bindirmiyorlar sanır. bokunuzda boncuk arıyorsunuz. derdimizi post modernizm ve netflix belirlemesin bu kadar suni ve yozlaşmış olmayın.
devamını gör...

oryantalizm

lisede şunun ne olduğunu öğrenmek için okumadığım internet bilgisi kalmamıştı da herkes saçma saçma şeyler yazmıştı. birisi de postmodernizm, bu başlığında çoğu bu. hürgeneraliye bir tek tanımını yapmış. ben de dediğine eklemeye yapayım.

batı’nın doğuyu algılama biçimidir. doğu’yu egzotik ve mistik boyutuyla sınırlandırarak tanımlar ve sirk hayvanı muamelesi yaparlar.
devamını gör...

dindar bir nesil yetişiyor mu sorunsalı

geleneksel dönemde insanların günlük yaşamları direkt olarak tanrıyla ilişkiliydi. yani tüm algılayış ve davranışlarda tanrının ortaklığı vardı. hava olayı, seyahat, yemek yemek, evlenmek aklınıza ne geliyorsa.

hümanizm ise merkeze insanı koydu ve insanın tanrıyla işi kalmadı çünkü mesuliyet ve kabiliyetini kendinden bildi. buradaki öncül burjuva yani bugünkü orta sınıftı.

bugünse evrenselleşen dünyada özellikle de internetin sayesinde kültürel olarak sınıf atlıyoruz ve sekülerleşiyoruz. tanrıya ya da geldiğimiz kültür çevresine ihtiyacımız yok çünkü aradığımız her şeyin cevabı internette var.

derin sorgulamalar sonucunda değil gündelik yaşantı olarak tanrıya olan ihtiyacımız bizi kendimize yetebilir kılıyor ve din-tanrı ile işimiz kalmıyor.

bir yandan iyi bir yandan kötü oluyor.

edit: true detective'de bir replik de mealen şunu söyler: "seküler hayatlar yaşayıp tanrıya inanmaya devam ediyoruz ve huzursuzluğumuz buradan geliyor."
devamını gör...

türk dili ve edebiyatı

mezunu olduğum bölüm.

“ya” kısmı biraz uzun okunmalı yani edebiyât şeklinde.

birçok şey söylenebilir bana düşen şu olsun: bu bölümde sadece sanat ve edebiyat merkez değil. türk tarihi, kültürü de bir o kadar temel ki türk’ün dilini ve edebiyatını öğreniyoruz bu sebeple de mezunlarına türkolog deniliyor. başka hiçbir bölüm mezunu bu sıfatı alamaz.

kültür ve dil çalışmalarıyla öne çıkan, cumhuriyetin kurucu ilkelerini okullarda hamiyet sahibi olmak anlamında vermesi gereken yegâne alandır.

unutmamalı ki vatanseverlik, milliyetçilik ve özgürlük gibi kavramlar edebiyatçılarımız ve onların yapıtları sayesinde ortaya çıkmıştır.

atatürk de milli bir edebiyatın, milli ve manevi uyanışta önemli olduğunu ernest renan’ın “türklerde milli bir şuur meydana gelmez çünkü onların edebiyatı -divan edebiyatı- buna müsait değildir.” sözüyle milli bir edebiyatın işlevine ve önemine dikkat çekmiştir.
devamını gör...

playstation

(bkz: psone) (bkz: ps1)

90lı yıllarda devrim yaratan benimse 2002 de sahibi olduğum alet. çocukluğumun sihir kutusu, bazı özel anlarımın ortağı kendisi.

daha sonra değer bilmez kuzenlerimin elinde kaybolup gitti bir cihaz nasıl kaybolup gider hala aklım almıyor.

yıl yanlış hatırlamıyorsam 2002ydi. henüz 1 ya da 2. sınıftım. yoğun bir kar yağışı olmuştu istanbul’da. okullar 10 gün tatil edilmişti. annem babanın bir sürprizi var dedi ben de beklemeye koyuldum ama nasıl beklemek... dışarıda yoğun kar yağışı elektrikler kesilmiş sokaktaki rüzgarın sesini duyabiliyorum. aklımda ise ultra bir dürbünlü lazerli boncuk atar tüfek. annem öyle dedi çünkü, anneme biliyormuş gibi özelliklerini soruyorum. oradaki şey tüfekten ziyade bir şeyi hayal etmenin mutluluğuydu.

babam her işten geldiğinde kapıya koşuyorum gözlerim ellerinde ama sürekli erteleniyor ben de beklemekten çatlıyorum. babama da bir şey söylemiyorum neden bilinmez. tatlı bir bekleyiş var. en sonunda karlı bir akşamda sefaköy evkur’a gittik. lefkoşadan geldiği için uzun sürmüş öyle demişti adam. eve dönerken de 3 oyun aldık. birisi winnig eleven-1 ay maça girmeyi -antreman yapıyordum- 1 sene de hard moddan easye çekmeyi öğrenemedim- resident evil survivor ve apokaliptik diye bir oyun almıştık.

o oyunlarda yaşadığım heyecan ve zevki şu an dünyanın en iyi teknolojisiyle yakalayamam. güzel günlerdi.
devamını gör...

cihangir solcusu

yeni kimlikleri sjw ve politik doğruculuk. bunun dışında ekserisi liberal değer ve kurumları sol sanarlar.

ifade özgürlüğü, basın özgürlüğü, sosyal adalet, azınlık hakları vb. gibi kavramlar solcular iktidarda olamadığı için bol bol kullanıp ajite ettikleri kavramlar olduğundan bu arkadaşlar da oltaya gelip sol kültüre yakınlaşmışlardır.

halbuki bu kavramların hiçbiri sosyalist olan bir ülkede işlemez olduğundan da geriye düşer.
devamını gör...

ben tanrı olsam

tanrı varsa bile, onun katındaki tüm algıların, varlıkların, boyutların ve zamanın bizim algılayışımızdan tamamen farklı olması gerekiyor. bugün çizilen tanrı üst-insan gibi bir şey çok bir numarası yok. tanrı öyle bir şey olmalı ki tüm zihinsel sürecimizi tepetaklak etmeli ve bize yeni bir boyut sunmalı. eğer insan boyutu burada son ise pek bir numarası yok çünkü zaten sahibim

edit: tabii bazı şeyler sunuyor ama dediğim çok daha farklı. doğru-yanlış, sevap-günah, 1+1=2’nin ötesinde olmalı. mahşer günü, cehennem-cennet vb bizim burada sahip olduğumuz mantığa dayanıyor. ki bu mantıkla dünyanın bahsedilen öteki dünya olduğunu söyleyen görüşler bulunur. bunların ötesinde insanı baştan aşağı değiştirecek bir farkındalıktan bahsediyorum. eğer gerçekten bizim bilincimiz ve farkındalığımız tanrınınkine benziyorsa enel hak. iletişim kodumuz aynıysa yine enel hak. umarım değildir, yoksa öbür taraf çok sıkıcıdır muhtemelen.
devamını gör...

muhafazakar ailenin farklı düşünen çocuğu olmak

buradaki aile dışarıya çıkmayı, fotoğraf çekinmeyi, açık olmayı kısıtlayan seviyedeyse haklı bir mücadele verir.

ama yok ben ateistim ve sizden gizlemek istemiyorum bu yüzden bana saygı duyacaksınız ise tamamen ergenliktir.

yaşam şartlarınızı kısıtlamadığı süreçte bazı dinsel ritüeller gelenek görenek olarak görüp ailenizle ortak bir paydada buluşmaya yaşınız ilerlediğinde başlayacaksınız ki o dinsel ritüellerin çoğu da sahiden gelenek görenektir şaman kültüründen kalmadır. kandil, mezar duası, batıl inançlar vb. vb.
devamını gör...

inançsızlığın mümkün olmaması

ilk güncel başlığımı da böyle açmış olayım.

bu mümkün değildir. kesinlikle jung’ın kolektif bilindışı, tanrı imajının yarattığı psişenin hakikat temelinden ya da kuran’ın insanların içine inanç koyduk ayetinden bahsetmeyeceğim.

ibn-i haldun der ki: “insan alışkanlıklarının çocuğudur.” ben konuya tamamen kültürel ve ritüel anlamında yaklaşıyorum.

muhafazakar olmayan ama inançlı bir ailede büyüdüm. inanarak büyüdüm, kimi zamanlar ateist olarak kimi zamanlar müslüman olarak tanımladım kendimi. teorik olarak reddettiğim zamanlarda bile tanrı inancı ya da onunla kurduğum ontolojik ilişki az veya çok devam etti ki reddedişin kendisi de bir ilişki biçimi olarak görülebilir.

bu sebeple, inancı hayatının ufak bir döneminde bile yaşamış birisinin artık tanrıya inanmaması imkansızdır.
devamını gör...
devamı...

avrasyacılık

bu ideolojinin türkiye temsilcisi doğu perinçek’tir. temel amaç rusya ve çin stepnesi olmaktır. ki türkiye de şu an çin kredileri ile bu yolda ilerliyor.

abd ve avrupa şeytandır ancak orada %5 de olsa bir şansınız var kamuoyu, demokrasi ve basınla. bu asya şeytanlarında ise sıfır.

çin dünyanın en büyük tehdididir.
devamını gör...

kültürel dışlama

daha çok doğu toplumlarına ait olan bir davranış kalıbı. insanları ait oldukları aidiyet sıfatlarına göre değerlendirip bunun üzerinden taraf almak anlayışını taşır.

ırkçılıkla farkı nedir. ırkçılık da kültürel dışlama da, iki farklı kültüre aittir ve kültürel birer olgudur. ırkçılık avrupa kıtasına ait beyaz adam felsefesini taşıyan ve biyolojik alt-üst insan tanımı yapan pozitivist bir anlayıştır.

kültürel dışlama ise tarihsel bir felsefeden gelen, konuya etnik köken itibariyle değil gavur, mağribi, rus, çinli vb. gibi biyolojik kökenden ziyade toplumsal ve kültürel bir milliyetçilik neticesinde yaklaşır. bu anlayış zenofobi ile ilişkilendirilebilir ancak onunla sınırlı kalamaz. aynı zamanda yabancı düşmanlığı korkusu antropolojik kökleri olan, işlevsel bir davranış biçimidir. keza milliyetçilik de yüzyıllardır kendi geçerliliğini ispatlamış bir toplumsal örgütlenme biçimidir.
devamını gör...

akp'nin bir sebep değil sonuç olduğu gerçeği

davranış ve çevre ilişkisi. ikisi de birbirini etkiler. hem neden hem sonuç akp.

ben de uzun bir zaman din düşmanlığı yapılmasa bunlar mağdur olup bu kadar yükselmezdi diyorum. ki hala cumhuriyet'in osmanlı kültür-kurum ve değerleriyle uzlaşma sağlamadığı için bu kadar uç noktalarda yaşadığımızı düşünüyorum ama...

işin bir de çomar kısmı var. bu adamları yağ ile balla besle yine yobazlık yapacaklar. mustafa kemal vatanı kurtarırken de yaptılar, cumhuriyeti kurarken de yaptılar, sonrasında her fırsatta yaptılar.

islam siyasallaşmaya çok müsait bir din. coğrafi konumumuz berbat ve hala kimlik bunalımı yaşıyoruz.

türkiye'nin ilerideki yıllarda hala var olabilmesi için batı medeniyetine dahil olması gerekiyor.

bu da batılılaşma denilen 150-200 senelik sorunumuzu tekrardan gündeme getiriyor. fakat maalesef bundan başka bir çözüm yok.

döve döve seküler hale getireceğiz. çünkü sekülerizmin dünyada bir karşılığı var ve gelişmenin, düşünmenin, bilimin, sanayinin temel felsefesi buradan geliyor.
devamını gör...

homo ludens

oyuncu insan.

johan huizinga’nın kitabı ve teorisi.

birçok sıfat ve makamla şereflendirilen insan-ı mahlukata. cengiz çok dolandırıcı bi adamdır dikkat et der. kabaca söylersek: insanı insan yapan şeyin oyun olduğunu ve oyun kurmanın oynamanın ve yaratmanın içgüdüsel olduğunu söyler. insan oyunla öğrenir, anlamlandırır ve mutlu olur.

kitabında da insanlık tarihi boyunca oyun kavramının siyasal, toplumsal, hukuk vb. gibi alanlardaki farklı işlev ve tanımlarını tespit eder.

kitap pek akmaz baştan uyarayım.
devamını gör...

ırkı ile övünen insan

burada laf atılan milliyetçiler. ancak ırkçılar bile sadece ırkıyla övünmez.

ırkçılık nedir ve kim yapar sorusunu da cevaplayalım: avrupa'da ırkçılık "beyaz adam"la doğan pozitivizme uzanan ve devamında nazi almanyasıyla peak yapar. eğer ırkçılıktan kastımız biyolojik üstünlükse yani renk, kafa yapısı vb. gibi kıstasların alındığı. bu direkt olarak pozitivizmle ilişkilidir. bunu savunan kişiler bile sadece bu özelliklerini değil aşağıda bahsedeceğim özellikleri de argümanlarına eklerler. ek olarak biz de bu bağlamda bir ırkçılık yoktur daha çok toplumsal ayrışmalar üzerinden vardır. biz de kimse esmer olduğu için ırkçılığa maruz kalmaz milleti-toplumu dolayısıyla kalır.

lafın muhatabı olan milliyetçilere geldiğimizde: ben seküler bir türk milliyetçisi olarak milletimle gurur duyuyorum ancak bu tabii ki onun bir üstünlüğü olduğu için değil. tamamen tarih içerisinde yaptığı başarılar, ortaya çıkardığı kahramanlar dolayısıyla. kötü gördüğüm yerini eleştiriyorum iyi gördüğüm yerlerini de benimseyip gururla örnek alıyorum. milletimin bana bırakmış olduğu tarihle, kurum ve prensiplerle her zaman övüneceğim.

bunu dindarlar kendi dinleri için, komünistler ölen devrimcileri için yapar. bu da gayet doğaldır.

burada esas problem olan ise bilgili, entelektüel, aydın olmayı. yumuşak karın olan ırkçılığa yöneltmek. bu entry sahibi hiçbir okuma ve vizyon gerektirmeyen, herkesin genel kabulünde birleştiği bir yerden kendini onaylama peşinde ve bunu yaparken de ilkokul düzeyinde. "milliyetçilik osuruk gibidir herkesin ki kendisine tatlı kokar." "abi millet ve ırk diye bir şey mi var insanlık abi" gibi lümpenlik seviyesindeki argümanlar sunuyor hatta bunları da sunmuyor da seviye aşağı yukarı burada.

millet ya da ırk hangisini tercih edersen: tarih boyunca insanların dolaysız ve doğal tek örgütlenme biçimi olmuş ulus-devletlerle birlikte de tekrar insanlık için geçerliliğini ispatlamıştır. insan örgütlenen bir varlıktır ve bu şekilde hayatta kalır bunun da en geçerli versiyonunu dil, kültür gibi etno-sembollerin temel alındığı millet esaslı örgütlenme biçimidir.
devamını gör...

çin halk cumhuriyeti

dünyanın en büyük tehditlerinden bir tanesidir.

abd avrupa sömürgecidir katildir ancak buralarda demokrasi kavramı ve ifade özgürlüğü var. hep dediğim şeyi bir kez daha diyeyim.

batı'da bir gerçeği söyledikten sonra sizi sustururlar. rusya ve çin gibi ülkelerde ise konuşmanıza fırsat bile tanımazlar. %5 de olsa insan olabilmek için batıda şansınız var.

çin mao'dan bu yana kitlesel kırımları ve insan yaşamını hiçe sayan devasa bir istatistik devleti. burada her şey sayılardan ibaret yani hiçbir şeyin önemi yok. yayılmacı politikası türkiye'ye kadar uzandı.

çevrenizi çine karşı bilinçlendirin. avrasyacılık oyununa gelmeyin.
devamını gör...

ahmet taşağıl

düşünenlerden yani olmasını isteyenlerdensin. ben de olsa sevinirdim ama düşünce değil kanıt konuşuyor görüldüğü gibi. o yüzden düşünenlerdenim gibi bir tanımlamayla sanki düşünmek itibar edilecek bir şeymiş gibi yazmamak lazım. olsa hoş olurdu demek daha münasip olanı.

ahmet hocanın ayırıcı özelliği direkt olarak çin metinlerini okuyup oradan çeviri yapar. ikincil kaynaklardan okumaz yani. inşallah bu tip akademisyenlerimiz çoğalır. pandemi öncesinde kendisinden islam öncesi türk tarihi dersini almıştım. mükemmel bir hatip değil ama gayet ilgi çekici bir hazırlığı ve anlatımı olurdu genelde. not ve sınav konusunda zorlamayan, öğrenci dostu mütevazı bir insandır.

kendisine özellikle her şeye anakronizm yapmayın diyen ve milliyetçilik geleneksel-tarihsel dönemde yoktur, modern dönemde ortaya çıkmıştır iddialarında bulunanlar hakkında ne düşündüğünü sormuştum. farklı bir örnek vererek söylediğime katılmıştı ama örneği hatırlamıyorum, hafızam kötüleşti iyice.
devamını gör...

vücut geliştirme

en çok saygısızlığa maruz kalan spor bu herhalde. galiba şekli dolayısıyla. ancak yapılırken amatör bile yapsanız günlük hayatınızda size disiplin dayatan spor da budur.

küçüklüğümden beri sporla içli dışlıyım mütemadiyen takip ettiklerim vardır. dönem dönem kick boks yaptım. lise de bir dönem vg yapıp bıraktım. hemen hemen vgye 2 sene önce tekrar başladım son bir senedir de düzenli yapıyorum- düzensizlikten kastım ilk sene ara verdiğim 2-3 aylık bir süre oldu. son bir senedir de %95 lik oranla haftada en az 3 gün yapıyorum-

matrix gibi spor. her kafa o doğru değil bu doğru diyor. herkesi takip etmeyin belli adamları takip edin. güray aydın ve fırat balkaya uzun süredir camiadan elemine ederek seçtiğim kişiler. işini yapıp boş laf etmezler güvenle takip edin.

yukarıda da o kadar çok bilgi kirliliği var ki onlara cevap versem on saat yazarım burada ben 2 şey diyeceğim beklentiler ve saygı. aslında ikisi birbiriyle alakalı. herkes bu sporun ona borcu varmış gibi davranıyor. dövüş sporuna gitseniz tribe girip felsefe, sensei, hoca, kuşak diye hocaların size yıllarca kuşak ve lisans kitlemelerini mantığa oturtursunuz. burada ise 3 ay bu işi yapan profesyonel oluyor. geçen gün türkiyede bu sporun ilk yarışmacılarından olan birisinin haberine denk geldim. adam yazmış ki dayı 80 yaşına gelmişsin yarım bench press yapıyorsun. kafaya bakar mısınız ya? o adam 1. 80 yaşında 2. istediği gibi yapar 3.sü sen kimsin? mike tyson antrenman yapsa kanka çok geleneksel antrenman yapıyorsun biraz modern parametreler mi ekle diyeceksiniz? kim diyebilir bunu?

bu spor genelev gibi giren çıkan belli değil. ayrıca elli kere yazdığım gibi bu bir spor arkadaşlar. yürüyüş, koşu gibi şeyler profesyonel yapmıyorsanız bir egzersizdir. keza vücut geliştirme de dümenden antrenman yapıyorsanız sizin için egzersizdir. adam diyo ki ben ilaç olsam onun gibi olurum. kanka adam profesyonel bir sporcu sence konunun bununla ne alakası var o adam ilacı sporcu olduğu için mi alıyor yoksa senden iyi gözükmek için mi? sen o adamın muhatabı değilsin, sen de onu muhatap alma lütfen.

net konuşuyorum düzenli araştırmalarla 1 senelik antrenman sonucunda ben bu sporda kendim için iyi olanı biliyorum diyebilirsiniz. bu arada ben 2 senedir düzenli olarak yapıyorum ama ezelden beri bu camiayla içli dışlıyım. şu an kalkıp orta seviye kimse hakkında şöyledir böyledir diyemem. bir youtuberdan öğrendinizi başkasına satmayın.

spor sağlık için değil başarı için yapılır. egzersiz sağlık için yapılır. bu ikisini de karıştırmayın. yazılacak çok şey var ama bu kısım bu kadar olsun.

beklenti kısmına gelirsek:

elit bir genetik değilseniz, hiçbir zaman mükemmel olamazsınız. ya küçük parçalı olursunuz ya da büyük yağlı olursunuz. bunun dışında çok bir seçenek yok. şart da yok bence. gerçekten genele bir estetik algısı dayatılıyor bu hoş değil. başlangıç noktanız sizin rakibiniz başkasını rakip görmeyin.

streoid kullanmadan o medyada sunulan fiziklere ulaşmak çok zor iş yani. streoid kullananlara da biraz sallayalım, çoğu ünlü sponsorluk kaybetmemek ve kötü örnek olmamak için söylemez. en masumu bile inceden bir yağ yakıcı kullanır. ben yine de sebeplerini çok kabul edilebilir bulmuyorum çünkü olması gereken ve standart vücut algısı olarak ilaçlı vücutlar sunuluyor. haliyle genel kabul olarak da çoğu insan kendine bunları çıta olarak alıp, ulaşamayınca üzülüyor hatta bu sebeple ilaca başvuruyor.
devamını gör...

sadece kendinize değil çocuklarınıza torunlarınıza da yazık ettiniz

5 yıl sonra dünyada olma ihtimali düşük olan adam benim 5 yıllık kaderimi belirliyor. demokraside bundan daha büyük bi kazık yoktur herhalde.

oy kullanımında üst yaş sınırı getirmeleri gerekiyor bence. yaşlıların çoğu küçük bir çocuğun muhakeme yeteneği kadar fikir üretebiliyor ve kendi görüşüne karşı müthiş bir bağnazlık içinde oluyorlar.

bunlar dışında ülkenin bugünkü sorun ve ihtiyaçlarından ancak 5-10 yıl sonra kurtulabileceğiz. kendi kültür ve ideolojik çevresine hapsolmuş fosiller maalesef hala çoğunlukta.

çoğunlukta olmadıkları gün klasik siyaset ve siyasetçiler rafa kalkacak.
devamını gör...

şeyyad hamza

ecel tutmuş elinde bir ulu cam
ki ol camun içi tolu ser-encam

dizelerinin sahibi
devamını gör...

kültürel marksizm

ortodoks marksizmin sınıf mücadelesi kısmını bir kenara bırakıp var olan sistemi daha çok kültürel ve siyasal alanlara hapseder, muhalefet yapar ve içini boşaltır bu sayede de nihai amacına ulaşmaya çalışır. bu nihai amacı da 3-5 adamdan fazlası bilmez bu işi kasıtlı bir muhalefete dönüştürenlerin içinde.

bizdeki muadillerinin ise böyle bir amacı ya da amaçtan haberi yoktur. daha çok liberal refah ve özgürlük alanlarının sol-sosyalist argümanların muğlak tanımlamaları içerisinde adam kotarmak için kullanılmasından mütevellit -özgürlük, adalet vb- liberal yaşamaya çalışıp sosyalizm duyarı kasan bilumum solcukun yaptığı şeydir kültürel marksizm.

günümüzde sjw, politik doğruculuk vb. ile bağdaştırılabilir.

solcuk ise özelde para babasıyla okuyup stalin’i savunanlarla... stalin seni görse sana neler yapardı be solcuk...
devamını gör...

istanbul’un en güzel yerlerinde gayrimüslimlerin yaşaması

istanbul’la birlikte türkiye’nin en güzel yerlerinde gayrimüslimler yaşamakta. pera’ya yani beyoğluna gittiğinizde okulları, kiliseleri görebilirsiniz. gariban türko ise bağcılarda yaşamaya devam etsin.

bir de türkiye’nin zenginlerinin gayrimüslim olması gibi ayrı bir durum var. fakir gayrimüslim çok nadirdir.

tanzimattan bu yana verilen kapitülasyonlarla sürekli ayrıcalık elde eden bu kişiler bugün türkiye’nin kaymağını yemekle sahip oldukları tv medya pozisyonlarındaki nüfuzlarıyla da soykırımcılık oynuyorlar.

bir türko’nun günlük hayatını size şu dizeyle anlatayım:

“kendi öz yurdumda ben miyim garip
beni bir köşeye atan utansın”

gariban türk savaşırken sen ticaretle semir, sonra açgözlülükle toprak iste ve katliamlar yap. sonra da kaldığın yerden kaymağı yemeye devam et. çok güzel ülke...
devamını gör...

köylülerin depresyona girmemesi

cinlemiş denilen kişiler depresyonu girmiş kişiler oluyor.

köylüler eken biçen ve çelik gibi duran tipler değil, keşke biraz köye gitseniz ilginç bir şey diyeyim senin benim gibi insanlar. eskiden de böyleydi.

köylülerin de yeterince boş vakti vardır, belli dönemlerde yoğun tempoyla çalışırlar. bunun dışındaki tüm işler ağır, yavaş ve uzun geçer. düşünmeye fırsat bulunur fabrika işi gibi değildir.

az depresyona girme sebepleri ise strandart bir yaşam tarzları olması sebebiyle iç huzuru yakalamaları olabilir.

bizim depresyona girme sebebimiz fazla çalışmak ve beklentilerimizi karşılayamamak oluyor genelde.
devamını gör...

hazar ergüçlü

bu bir serüvendir. kişi biraz okumaya başlayınca kendisini etrafından farklı görür. genelin ailesi merkez-sağ ya da merkez-ulusalcı olduğu içinde değerlerle çatışma var olanı sorgulama başlar. ergenliğin de verdiği gazla aile ile çevre ile olan çatışma giderek artar ve kendisini farklı bir kimlikte konumlama ihtiyacı duyar. burada muhalif olmak, solcu olmak çoğunluğun vardığı duraktır. solun eşitlik ve adalet ajitasyonları sorgulanmadan kabul edilir. halbuki bu kişilerle o yaşta oturup konuşulsa özgürlük ve adalet anlayışlarının ve isteklerinin aslında liberal istekler olduğunu görebilirler.

ancak sosyalistler yuvarlak iddiaların arkasına çok güzel gizlenirler. eğitimde adalet! basına özgürlük! düzgün çalışma koşulları! bu tip sloganların kaçının sosyalist ülkelerde uygulandığına bakın. bir de avrupa ülkelerinin bu konularda nerede olduklarına bakın. eğer kişi şanssız ise duyuşsal hedeflerin son basamağı olan kişilik haline getirme ile sahip olduğu düşüncenin militanı olur.

bizdeki solcuların da ekserisi bu basamaklardan geçmiştir, bu bahsettiğim son basamaktan ziyade çoğu bu işin magazinindedir. nedir bu magazin? maalesef bizim ülkemizde aydın olmak, entelektüel olmak, marjinal olmak, kültürlü olmak. solcu olmak zannediliyor. televizyon, edebiyat dünyası bir sol entelijansiya elinde maalesef. çoğu kişi de bu gruba dahil olabilmek ya da kendini bu sıfatlardan birisine layık görebilmek için solculuk bayrağını kaptığı gibi koşmaya başlıyor. ortada ise şöyle bir problem kalıyor. bu kişilerin yeni merkezi sol oluyor. oradan gelecek her şey koşulsuz ya da birbirini onaylayan okuma süreçlerinden geçip kabul ediliyor. hazar ergüçlü'nün ben samimi bir şekilde ermeni meselesiyle alakalı 2 kelam okumadığından eminim. ancak kendi kültür ve arkadaş çevresi, inandığı değerler kendisini soykırım var sonucuna götürdüğü için bunu savunuyor. artık gelen tüm bilgiler merkezden gelir ve sorgulanmadan kabul edilir, neye üzülmesi gerektiğini neye sevinmesi gerektiğini bile merkezden gelen bilgiler belirler. ortamlarda sorarlarsa, en eleştirel düşünen, en muhalif, en marjinal sizsiniz kim bilecek ki.

bu hazar ergüçlü bu kadar yazının elbette bahanesi, sol çomarlığının bir vesikasını yazmak istedim.
devamını gör...

boğaziçi dayanışma topluluğu 24 nisan tweeti

bu ülkede entelektüel, aydın olmak sol parametrelere sahip olmak sanılıyor. bu sol parametreleri ise belirleyen bunun gibi suni gündemler. bugün tecrit pilavı gibi sürekli önümüze lgbt hakları, ermeni meselesi gibi konular getiriliyor. gerçekten bu toplumun ve ülkenin gündemi bunlar mı? üniversiteye yeni geçen yeğenim geçen gün gelip bana ermeni meselesini soruyor. bu tesadüf değil.
devamını gör...

ontoloji

içgüdü. zamana verilen tepki.anlam arayışı.

anlam öyle parçalanmış ki, tükettiğimiz suretlerinde kafa karıştırmaktan başka bir işlevi de yok.

bazen güdüsel bir arayış, avını arayan o yabani hayvan gibi. dünyanın bize en büyük kazığı kendimizi özel sanmamız ve mutlu olmak istememiz.

bir de diğer insanlar. onlar da diğer sonuçsuz kesik parçalar.
devamını gör...

türk

türkiye sınırları içerisinde yaşayan insanların tanımı değil. orta asya'dan kosova'ya kadar uzanan hayat alanları içerisinde yaşyan türklerin etnik aidiyetinin ismidir. aynı zamanda türkiye de bu ismi üst kimlik olarak kullanır.
devamını gör...

seküler milliyetçilik

toplumların tabii örgütlenme biçimi olan, yüzyıllardır geçerliliğini ispatlamış millet temelli teşkilatlanmayı kabul edip bunu önceleyen ve bununla birlikte milletine müreffeh ve özgür bir hayat alanı inşa etmeye çalışan kişinin; aynı zamanda çağın gereği olan seküler bakış açısına sahip olması ve bu değerleri benimsemesiyle ortaya çıkan sıfat öbeği.

(bkz: iskender öksüz) (bkz: bahadırhan dinçaslan)
devamını gör...

tespit

bugünkü çağımızın ve sosyal medyanın güldürü ve eğlence temeli.

internette olanı ise içinden çıkılamayacak hal aldı. espri kabaca var olan durumu farklı şekilde değerlendirmek ele almakken, tespit bir şeyi imlemek olarak görülebilir. tanıtlayalım:

espri: erkeklerin arabayla kaybolduğunda radyonun sesini kısmasını bir kompozisyon içinde sunmak anlatılan şeye örnek vermek ya da buradan yola çıkarak espri üretmek.

tespit: erkeklerin arabayla kaybolduğunda radyonun sesini kısmasını imlemek.

twitterda dönen sonra sosyal medyaya düşen buna benzer çok fazla tespit var.

ben artık bu tespitlerle eğlenmiyorum evet bu bir furya olarak başladı ancak her yaptığım şeyin tespitini okumak komik değil benim için.

instagrama giriyorum ve bu günlük hayat filozoflarının tespitlerini okuyorum aktiviteye bak.
devamını gör...

kitap önerisine 1984 yazan insan

sözlükte bolca bulunmaktadır. 1984 temsil tabii.

simyacı, 1984, semerkand, masumiyet müzesi öneriyorlar hunharca.

önerinin birazcık bilmediğimiz bir şeyle alakası olması gerekmiyor mu sizce de? yani film önerisinde hababam sınıfı ya da batman önermek ne derece mantıklı?

ben artık internette gezinirken bu kitapların önüme çıkmasından gerçekten çok sıkıldım.

yine pek bilinmeyen ama genele hitap edebilecek şeyler önerilse amenna da bu kitapları duymayan kaldı mı?

son olarak bu edebiyat aşkı nedir? herkes sürekli kitap yazar başlığı parselleme peşinde. tamam arkadaşlar en entelektüel sizsiniz kültür de sizde. bedava olunca talibi çok tabii, yapılacak yorumları eleştirecek kimse de yok. ben 1984'ü öneriyorum. niye öneriyorsun? faşizmi diktatörlüğü falan anlatıyo aynı türkiye. vay anasını...
devamını gör...

ayrılıktan sonra iyi gelen şeyler

insanı olgunlaştıran en etkili şeyin kayıp olduğunu düşünüyorum.

bir şeyi, bir kimseyi kaybetmek alışkanlıklarını, konfor alanını sarsıyor ve kendini sorgulatıyor.

ayrılıkla ölüm arasında bir fark yok, yas süreçleri bile aynı.

ayrıldığınızda ekstrem olmadan duygularınızı yaşayın ve depresyonunuzu, yasınızı kabul edin. sadece şu bilinmeli ki en gıcık olduğum laftır ama geçiyor. kimler neleri geçiriyor bu da geçecek emin olun.

düştüğünüz yerden de mükemmel kalkacak ve düşmeden önceki halinizden daha iyi olacaksınız, hiç şaşmaz.
devamını gör...

postmodernizm

postmodernizm her şey ve hiçbir şeyin retoriğinin retoriğidir.

dünyamızdaki karşılığı ise entelektüel adayının ilk duraklarından birisidir. etrafındaki her şeyi postmodern diyerek eleştiren bir kişi görürseniz onu sakinleştirin. bu aşamayı elbet geçecek.

işin özüne gelirsek küreselleşen dünyadaki akımlardan birisi belki de hepsi bilemiyorum. kendisini nasıl tanırsınız? büyük anlatılar yerine sıradanın, ulus-devlet yerine özerkliğin, bireyselciliğin, duygusal ve ahlaki ayrıklığın,netflixin, lgbtnin, ortodoks marksizmin çöküşünün ve foucault gibi adamların her putu devirip yerine ise o kırıklığı bırakmaktan zevk alışının totaline postmodernizm denilebilir.

genel kültür düzeyinde ilgileniyorsanız sosyal açıdan yansımalarına bakın, buradan kavrayabilirsiniz. üç kişinin oturduğu butik kahveciler en tatlı örneğidir.
devamını gör...

ağu

zehir demektir. kendisini levent kavas'ın ırk adlı tek dizelik şiir kitabının içinde geçmesiyle görmüştüm.

dize şu: "uslu bir oymağın boğumlarından soluğumu esirgiyorum."

ağu da yine içinde yazıyordu diye hatırlıyorum.

kendisinin buluntu şiir kitabını kaybettim, bana hediye olarak almak isteyen olursa ismini gururlandırırım.
devamını gör...

53-61 oligarşisi

türk siyasetine baktığınızda görebilirsiniz. en güncel örnekleri ise sayın gürcü ile imamson’dur.

61 biraz daha ılımlı geliyor ama 53’ü gördüğünüz yerde kaçın. işin komik tarafı 53 eğitim düzeyinde en düşük illerden birisi.

(bkz: siyasilerin salak olması)

(bkz: populism is win)

bu yöre için daha fazla yazamıyorum yoksa gürcü ve laz ırkçılığı yapmış olacağım ama yine de olmasalardı ülke çok daha güzel olurdu.
devamını gör...

tarih nesnel olarak öğretilebilir mi sorunsalı

en obejktif ve evrenselim diyenin bile fikri altyapısında liberalizm ve küreselciliğin etkisi olduğu için. objektifliğin bağlamına ve objektif olmanın tam olarak ne demek olduğuna bakmak gerekiyor.

tarihten ziyade her şey alternatiflerini barındırır ve en nihayetinde seçimdir.

sosyal bilimci olarak bilim bu değil ben ne yapıyorum diye kafayı kırdığım zamanlar oldu ama sonradan bununla alakalı bazı şeyleri aştım ama bunları ifade edebilecek durumda değilim ne desem beğenmeyeceğim.
devamını gör...

türkiye'nin genetik haritası

saf bir ırk arayan varsa milattan önceye dönebilir ki bir ırkın saf olması hiçbir şeyi ifade etmez. anti milliyetçiler genelde bu argümanı kullanır ve kendileri ırkçılığa düşer.

e sen de türk değilmişsin ki hahahaja? ne? bro ne yaptığının farkında mısın?

işin burası dışında. güncel bir olaydan yola çıkarak türk’ün ne olduğunu söyleyeyim. ne mutlu türk’üm diyene sözünü ele alalım.

bu söz kelimeye şehadet değil, söyleyen karşı tarafa geçmiyor. türklüğün ilk şartı da değil. ne o zaman?

içerisinde bazı ön kabuller barındıran bir söz. öncelikle türkçe bilmelisin ki söyleyebil, ikinci olarak kendini türk olarak görebilmek demek kültürel ve ülküsel anlamda aidiyet hissetmek demek bunlara da sahip olacaksın ki diyebilesin.

bugün türk milliyetçiliğinin tanımı da budur: dil ve kültür bağlamında o millete bağlanmış o milletin etno-sembollerini aidiyet göstermiş kişi o milletten sayılır. bugün kişi kürtçe bilmiyor ben kürdüm diyor. ırksal olarak evet ama ait olduğun millet türk milleti.

e buna türkiyeli desek olmaz mı? olmaz! hikayeyi türkler kurdu. jön türklerden bu yana 1-2 azınlık dışında bu mücadelenin içinde kahraman bulamazsınız. -agop boyacıyan’a rahmet.- e anadoluyu yüzyıllardır türkler şekillendiriyor ve ulus-devlet, milliyetçilik bilinci sayesinde de tekrar götlerini kurtarabildiler. ben de oturduğum evin manzarasında apartman olmasından hoşlanmıyorum ama apartmanı yıkmaya kalkmıyorum.

bir de hep mağduriyeti azınlıklar üzerinden kuruyorlar. türk ibaresi değişse, türklerin yaşayacağı mağduriyet ne olacak?


edit: ekleme yapayım. bu türkiye’de türkler yoktur hepsi melez tayfası da genellikle azınlık solcuların ve anadolucuların safsatasıdır. anadolu’da böyle bir karmaşıklığın olması için büyük göçler, büyük iç karışıklıklar yaşaması lazım. bu topraklar kaç yüzyıl osmanlı egemenliğinde kaldı ve kale gibi durdu. propagandalara gelmeyin. daha karşı köyünden kız alıp kız vermeyen adamlar gidip başkasıyla aile bağı kurmaz. bu coğrafyanın çoğu da saf kan türk’tür. bir ordulu olarak ben buz gibi çepni’yim mesela.
devamını gör...

da ve de ayrımı yapamayan insan cahildir

edebiyat öğretmeniyim özellikle yazarken daha cümle bitmeden cümleyi elli kere aklımda değiştirip dönüştürüyorum, hızlı yazıyorum ve dikkat etmediğim zamanlar oluyor. yazdığım makalelerde bile kontrol ediyorum sonrasında ama sayfalarca olduğu için gözden kaçıyor.

bunun faşizanlığını yapmayın ya bıktım. bi de dil bekçileri var suratınıza chomsky atsam keşke, dil benim konuştuğumdur ben yoksam yok o yüzden kafama göre...

edit: hahahahaha burada da yapmış ama bu psikolojik oldu ve telefondan yazmak çok kötü iş. düzeltildiler...
devamını gör...

herbokolog

türkiye'nin tamamıdır muhtemelen fark etmeden ben de yapıyorum. ancak ben bariz konularda haddimi bilip susuyorum. mesela yunan felsefesiyle alakalı birtakım bilgilere sahibim ancak istediğim seviyede okumalarını tamamlamadığım için bu konudan çok örnek vermem çünkü bir şeyi tam bilmiyorsanız bildiklerinizden de emin olamazsınız. bu dediğim bir konuyu sadece uzmanı konuşsun da değil tabii ama anlaşıldığını umuyorum.

bizde ne oluyor peki? fitness camiasından örnek vereceğim. genel tüm kanalları, youtuberları takip ettim ediyorum. bir arkadaş edit işiyle başladı ve gerçekten çok iyi yapıyordu bunu biraz takipçi kasınca kendi spor geçmişini anlatmaya başladı böyle videolar çekti. lan banane, bananeeee? spor geçmişi dinlemek için dinleyeceğim birçok sporcu şampiyon var banane? editine devam et sen iyi olduğun işi yap.

kadir hoca adlı birisi popülerleşti son günlerde, anılarına ve fitness camiasındaki hadi lan tarzına - eleştirilerine çok güldüm, severek izledim. bugün kalkmış siyaset yorumluyor. ya sen kimsin? senin ne haddine siyaset konuşmak? klasik videolarını çek geç. gerçekten fitness videoların beğeni aldı diye diğer konulardaki görüşlerini merak ettiğimizi, beğeneceğimizi mi düşünüyorsun?

allahınızı severseniz herkes kendi işini yapsın.
devamını gör...

askerliğin kadınlara da zorunlu olması gerekliliği

olması gereken algı: onda var bende yok bende de olsun.

bizdeki algı: onda var bende yok onda da olmasın.

kadınların askerlik yapmasına gerek yok ama 6 ay askere giderek hem bedelli yapanlarla hem de kadınlarla akademik, iş vb. alanlarda dezavantaj oluşuyor bu eşitsizliğin giderilmesi için askerlik yapanlara birtakım pozitif ayrımcılıklar sunulmalı.

en kaba ve ilk akla gelen: bedelli paraları ile kadınların işe girdiklerinde maaşlarının bir kısmı belli bir miktar olarak askerlik yapanlara maaş olarak aktarılması olabilir. ama yeme sırası hükümetten halka gelmez tabii. he bunun ideali devletin o parayı ödemesidir de, devlet işlevini o kadar yitirmiş ki bu alanda aklıma devletten ziyade vatandaşın ödemesi geldi hshshs.
devamını gör...

sabahattin ali

başarılı bir kalemdir ancak bugünkü popülerliğinin yegane kaynağı, populizmdir. dönem dönem böyle yazalar ortaya çıkarılıp parlatılırlar. okunması kolay olan bir yazar olması da bunu mümkün kılmakta.

komünisttir ve atatürk'e pezevenk dediği şiiri ile ünlenmiş. hapisten yırtmak için atatürk'ü öven bir başka şiir yazmıştır.

sosyalistlerin sevmesini anlıyorum da atatürkçülere noluyor onu anlamıyorum.
devamını gör...

öğretmenlik

öğretmen sıfat unvanken, öğretmenlik meslek tanımını karşılıyor.

homo sapiensten bu yana yapılan ve yapıldığı için hayatta kalınan eylem öğrenmek-öğretmek.

modern dönemde de bilgi/icat/teknoloji konusunda yine belirleyici

toplumsal kalkınmalarda öncü beyaz zambaklar ülkesinde/finlandiya

şimdi ilköğretim hayatınızdan bu yana toplam öğretmen sayınızı düşünün ve içinden iyileri ayıklayın. ilköğretim dershane lise üniversitede benim için bu sayı 5 te 2. yani iyi öğretmen azınlıkta. iyi eğitim de azınlıkta.
devamını gör...

sahip olamadığı mesleği küçümsemek

meslek grubunu küçümsemek tam bir davar hareketidir.

ama meslek sahipleri eleştirilebilir. öğretmenim elimde olsa geçen sene staj yaptığım okuldaki hocaların çoğunu direkt meslekten atardım mesela. bu ülkenin çok ciddi bir eğitim reformuna ve kadro yenileşmesine ihtiyacı var.

hukuk, eğitim, tıp gibi alanlarda diyarbakıra kadar üniversite açmaya gerek yok bence.

devletin az alım yüksek puan ilkesinde bu alanlarda öncü kadrolar yetiştirmesi gerekiyor.
devamını gör...

intihar etmek

sağlıklı birisi için intiharın arka planında 2 temel düşünce vardır. suçlamak ve cezalandırmak, var olan sorundan kurtulmaya çalışmak.

eğer birilerini suçlamak, cezalandırmak ya da gerçeği göstermek için bunu düşünüyorsanız şöyle düşünün furkan celep ve tuğrul erüklü'nün intiharları sadece maddi zorluk ve yaşam standardı olarak yorumlandı. bunu da "kafası daha çok" çalışan saydığımız muhalif kesim yaptı ve her örgüt her düşünce her parti bunları sömürdü sömürüyor. furkan celep'in de tuğrul erüklü'nün de notlarında maddi bunalımdan çok daha fazlasını görebilirsiniz. emin olun sizin değerinizi veya söylemek istediğinizi hiçbir şekilde anlamayacaklar.

eğer kurtulmak için yapacaksanız. hayatta her zaman ikinci bir yol vardır. gerçekten zor durumdaysanız çantanızı alın ve çıkın en azından bunu denemediyseniz deneyin.

intihar düşüncesi tatlıdır, insan kendine acır, değer verir ve üzülür. bu da iyi hissettirir. ama intiharı ne kadar çok düşünürseniz o kadar hayatınızda yer eder ve yapmak basitleşir.

intihar sizin "büyük kapı"nız olsun ve her şeyi tamamen denemeden ve tüketmeden o kapıyı açmayın.
devamını gör...

kadıköy

fatih neyse kadıköy tam tersi bana aynı baskıcı havayı yaşatıyor. çoğunluğun giyim tarzları, görüşleri vb. aynı. beyoğlu'nun 2000lerdeki kozmopolit havasını yeğlerim.

ama tabii ki istanbul içinde nefes alınabilecek ender mekanlardan birisi.
devamını gör...

1984 çılgınlığı

kitap çok iyi. ancak orta sınıf atıl karakteri sayesinde protestosunu ve eylemini bu kitabı okumaya indirgedi. bu yüzden de abi 1984 ülkeyi anlatıyorcu ahmaklardan gına geldi.

tamam anlatıyor ee? senin bu konudaki fikrin ne peki napalım?

önceden entelektüel ve muhalif tatmin derdim ama artık protesto diyorum evet bu kadar ağır konuşuyorum.

seküler zamanın din kitaplarından birisi uyuşturuyor.
devamını gör...

sol entelijansiya

ülkemizde özellikle yayınevi, gazete, dergi, televizyon vb. gibi alanlarda kadrolaşan ve orta sınıfın liberal değerler ve kurumlarla solu ayıramamasıyla oluşan yapıdır.

oğuz atay’a bile icazet aldırmışlardır. yazar, yarışmaya girerken tanıdık vasıtasıyla jüri solcu eseri küçük burjuva romanı diye yaftalamasınlar ricasını iletmiştir.

sanatı ve kültürü bu şekilde konsolide eden sanat ve kültür cahilleri ve militan kisvesine bürünmeleri de bu kadar olasıdır.

google en iyi yüz roman on roman yazın ve majör kanalların yer verdiği eserlere bakın demek istediğimi anlayacaksınız.
devamını gör...

peyami safa

gazeteduvarı link kaynak olarak vermek diye yakında başlık açacağım. yenişafak neyse gazeteduvar türevi gazetelerde aynı bokun laciverdi olarak yayın hayatlarına devam ederler.

peyami safa dönemin edebiyat cemiyeti başkanıdır -tam ismini hatırlayamıyorum- makam, mevki ve şöhret sahibidir. nazım hikmet'i de kardeşi olarak görüp onu cemiyete sokar. nazım hikmet'in komünizm tarafına kaymasından sonra onu uyarır bu sonuçsuz kalır. daha sonra ise ilk sataşma yazıları nazım hikmet yazar ve polemik bu şekilde başlar. gazete yazılarından değil de beşir ayvazoğlu gibi isimlerin çalışmalarını okursanız doğruları öğrenebilirsiniz.
devamını gör...

yaşıtlarla aynı yaşta olmamak

yaşıtlarınızla aynı yaşta olun. eğer değilseniz ukalanın tekisiniz demektir. üniversite hayatımın ilk yarısın üniversiteyi ve öğrencileri boklayarak geçirdim. her şeyi ben biliyorum ya.

gerçek olgunluk her ortama ve her kişiye azami miktarda ayak uydurabilmek ve anlaşabilmektir. insan hangi yaştaysa ona göre davranmalı bence biraz. sonra aklınız başınıza geldiğinde mezun olmadan her şeyi yapmaya uğraşırsınız benim gibi hshs.
devamını gör...

börü (dizi)

10.kez başlasam mı diye düşündüğüm dizi.
devamını gör...

cennet

yok olmak isteyenler için cehennem.

cennetin sunduğu hediyeler dışında bizi ikna eden tek noktası yok olmayacağımızı söylemesi. tüm dürtülerimle sonsuza kadar yaşamak istiyorum ancak biliyorum ki bu yine dürtüsel bir tepki. eğer başka bir boyut varsa o boyut bizimle kurduğu dili bizim üzerimizden kuruyor. bu da var olmaya devam edeceksine dönüşüyor. eğer öteki dünya varsa muhtemelen cenneti bize farklı bir şekilde anlatacak çünkü artık bu boyuttaki algılamalarımız geçersiz olacak. bu da umarım tatlı bir uykudur. yok eğer gerçekten tanrının boyutu da buradaki kodlardan ibaretse gerçekten kendisinin pek bir numarası yok. zevk tacirliğinden başka.
devamını gör...

talas savaşı

hiçbir milette toplu din değişikliği olmaz. hele hele eski dönemlerde bu imkansızdır. klişeleşmiş konulardan birisidir. islamcılar hoşgörüyle geçtik der, sekülerler ibn-i fadlan gibi kişileri örnek vererek zorla müslüman yapıldık der. ikisi de doğrudur.

kimse ne bir günde ne de tamamen müslüman oldu. türklerin müslüman olma süreci 200-300 yıllık bir sürece dayanır. bu ise kimi zaman politik sebepler, kimi zaman maneviyat, kimi zaman ise savaş zoruyla olmuştur. burada tek bir doğru aramaya çalışmak beyhude bir çabadır.

ama genel çoğunlukta şahsi fikrim ve okumalarım beni türklerin siyaseten müslümanlığa geçtiğini göstermektedir. ilk olan öncü toplumların etkisiyle diğerlerine de yayılmıştır ve yine islamlaşma sürecinde kolonizatör dervişler etkilidir. daha sonra bu islam ortodoks -iktidar merkezli- heterodoks -halk merkezli- olarak ikiye ayrılır. vs vs. yazılacak çok konu var.

ilgilisi için ahmet yaşar ocak güzel bir giriş olabilir.

edit: siyaseten kısmını açıklamamışım. türk beyler ve hükümdarlar müslüman olanlara imtiyazlar vermekteydi. vergiden muaflık, yer yurt vs. halkta bu sebeplerle islama geçti. bununla alakalı karagöz hacivatı neden öldürdü filmi güzeldir bir noktasında buna değinir tavsiye ederim.
devamını gör...

zygmunt bauman

hayret bu başlık nasıl açılmamış.

akademide son yıllarda popülerleşen isimlerden bir tanesidir. yalnız zizek gibi boş yapmaz. postmodernizmle ve küresel çağ ile ilgili çok iyi tespitler ve eleştiriler sunar.

en sevdiğim eseri ise cemaatler güvenli olmayan bir dünyada güvenlik arayışı kitabıdır. önsözü kitabı özetler niteliktedir.

insanın her zaman iki yolu olmuştur, birisi birey olmanın verdiği özgürlük ile diğeri cemaat-toplum'un sunduğu güvenlik hissi. insan bu iki uç arasında bocalamış ve tarih içerisindeki parametrelerini de bu noktalardan yola çıkarak inşa etmiştir, minvalinde bir giriş yapar.
devamını gör...

hüseyin nihal atsız 116 yaşında

bir insanın fikirsel değişimleri, git-gelleri olabilir, bugün ak dediğine yarın kara diyebilir. bunlar özellikle bu tip aydınlar ve sanatçılar için normaldir. nazım hikmet, peyami safa, necip fazıl vb. birçok kişi bu değişimleri yaşamıştır. önemli olan ise kişinin bu değişimlerdeki nedeni nedir? hangi görüşten olursa olsun ben dava adamıysa ve bunda tutarlıysa onu tebrik ederim. mesela necip fazıl değildir ki kişisel menfaati her zaman önde olmuştur. ancak nazım hikmet doğru bildiği yolda ilerlemiştir.

atsız da tam olarak böyledir. neden mi? doğru bildiğinden menfaati için hiçbir zaman şaşmamış gemuhluoğlu cenazesini kıldıran imama, imam efendi o musalla taşı böyle bir adam görmemiştir demiştir.

bir yazısında atatürk'ü eleştirirken diğerinde över. bunda abes olan nedir? ki atatürk'ü değil kemalizmi eleştirir orası da ayrıdır.

ırkçılık konusuna gelirsek. bakın bizim ülkemizde pozitivizm yoktur bu yüzden ırkçılık da olmaz bunu anlatamıyorum. bizim toplumumuz olaylara biyolojiden, pozitivizmden değil kültürden ve toplumdan bakar. atsız da böyle yapmıştır ki bunun en büyük kanıtı üniversitede kafa ölçümü yaparak türklük belirleyen hocasıyla tartışmasıdır. o dönemler milliyetçiliğin yükselişte olduğu ve bunun da tüm dünya tarafından ırkçılık olarak adlandırıldığı dönemler. türkçülükten, türk ırkçılığından kasıt da türkçülük, türk milliyetçiliğidir.

gerçekten de atsız'ın ırkçılığa varan söylemleri de olmuştur ancak burayı eleştirmek başka kişiye topyekun ırkçılıkla bir hayat geçirdi demek başkadır.

gelelim akademik hayatına. osmanlı tarihi ile ilgili çalışmalarının üstüne bugün hala çalışma yapılmaz ki mükemmelliğini buradan anlayın. kendisi çok iyi bir türkologdur.

sanatçı kimliğine gelirsek de bir edebiyatçı olarak söyleyebilirim ki edebiyatında yarattığı yaşantı kurmacasını pessoa yaparken alkışlıyoruz bizimkiler yapınca haberimiz bile olmuyor. türk edebiyatının ilk postmodern kitabını -ruh adam- yazmıştır-tutunamayanlar kanona girdiği için o ilk sayılır- bunun dışında da eserleri bir edebiyatçı olarak beni gayet tatmin eder. şiirleri de müptelası için doyurucudur.

raşit ulaşın seslendirdiği şiirini buraya koyayım buradan kararını siz verin.

kaba taslak açıklamaya çalıştım. ancak kim olursa olsun mesela benim yukarıda necip fazıl için yaptığım gibi kimseyi detaylı okuyup vakıf olmadan 3 yazıyla 2 gazete küpürüyle yargılamayın. laf bu kadar ucuz olmasın.
devamını gör...

büyük covid göçü

ahlak katmanları vardır. saf çıkarcı, iyi çocuk, evrensel vb diye toplamda 5-6 ydı galiba. bizim toplumumuzun genelinin eminim ki 3 ten yukarısında yüz binde bir adam vardır.

başkası gidiyorsa ben de giderim, benim keyfim herkesten önemli, benim başım kel mi ahlak anlayışına sahip insanlar. bunalmışmış iyi savaş vs yok nasıl tatmin ederdik paşaları bilemiyorum. adam bacağını kaybedip cepheye geri dönüyor bizimkiler psikolojik bunalımda, bi siz bunalımdasınız aynen.

bu keyif için gidenlerden güzel covid haberleri bekliyorum.
devamını gör...

türkçe edebiyat mı türk edebiyatı mı sorunsalı

türk edebiyatı türkçe edebiyatı kapsarken, türkçe edebiyat türk edebiyatını kapsamıyor.

bu söylem bilimsel bir tartışmadan ziyade politik. sjw ve solcu arkadaşların kültürsüzleştirme girişimlerinden birisi.

neden bilimsel değil? türk edebiyatı'na türkiye edebiyatı diyemezsiniz. çünkü türkiye'den zaman ve mekan olarak çok daha fazlasını kapsar.

türk edebiyatı'na türkçe edebiyat diyemezsiniz. çünkü dil kriterlerden bir tanesiyken tamamı değildir. bir ingiliz türkçe yazsa fakat ingiliz düşünce, duyuş ve ifade ediş tarzına sahip olsa bu şey ne kadar türkçe olabilir?

türk dili ve edebiyatı bölümü'nden örnek verelim ki daha net anlaşılsın. bu bölümün mezunlarına türkolog unvanı verilir. çünkü akademik yetkinlikleri türkçe'nin dışında, türk kültürünü, ruhunu ve düşüncesini de kapsar.
devamını gör...

metin kaçan

türk edebiyatı'nda farklı bir dil görmek isterseniz özellikle ağır roman'ı okuyabilirsiniz. cervantes'in yeğeni de yine dilindeki farklılığı size gösterir.

yolunuz tarlabaşına hiç düştüyse ve bilmediğiniz bir sokağa girdiyseniz dilini orada tanıyabilirsiniz. yeni bir heyecan, fazlaca sokak ve olabildiğince canlı, özgün.
devamını gör...

estetik yaşantı

sanat eseri ile kurulan ilişkinin tümünü ifade eden kavram.

duyulan estetik zevk, zihinsel kavrama süreci gibi yapabileceğiniz çoğu tanımı içerisine alabilir.
devamını gör...

omurga

bir yapının temeli için de kullanılan sözcüktür.

ilginç bir ilişkimiz var kendisiyle. bundan 3 sene önce 12 derecelik s skolyozum olduğunu öğrendiğimde, sanki sakat kalacak gibi tribe girmiştim.

kötü giden ilişkimin bitişi de eski sevgilimin skolyozum hakkında boş bir yorum yapmasıyla başlamış sonra çorap söküğü gibi gelmişti.

uzun bir zaman, kalça bel ve sırt ağrısı çektim. meğersem sebebi buymuş. ama yine lise dönemimde bel ağrısı şikayetiyle gittiğim devlet hastanesi doktoru fark edebilseydi çok daha önceden önlem alabilirdim.

en çok üzüldüğüm şey ise uzun bir zamandan sonra büyük bir istekle başladığım ağırlık sporunu tekrardan bırakma zorunda kalabilmemdi. hiçbir *ikten anlamayan doktorlar yine googleda bulabileceğim cevaplarla muallakta bırakıyordu beni.

ayrıldım, sporu bıraktım. ayrılığı atlattım spora başladım ve şimdi deli gibi ağırlık çalışıyorum. bench 105, deadlift 140, squat 90'da bıraktım. skolyozdan kaynaklı bir kalça problemim olduğundan squat'da çok iyi değilim ama diğer ağırlıklarda ilk hedefime ulaştım. skolyozunuz 20-30 derece değilse ve henüz yaşınız 17-18 değilse iyi bir hoca bulup onunla konuşun ve sporunuzu yapın. spor olmadan sakatlanma ve ağrı ihtimaliniz çok daha yüksek emin olun. spora başladığımdan beri müzmin bel ağrımdan kurtuldum, sırtım güçlendi ve büyüdü. sporu bıraktığımda ise bu ağrılar geri dönüyor.

mobilite ve core çalışın, omurganızı sağlam tutun ve spor yapın. bu şekilde omurganızı mükemmel hale getireceksiniz.

eğer spor yapmam belim kalçam sırtım ağrıyor diyorsanız 10-15 dklık mobilite core çalışmaları yine sizi çok iyi hale getirecektir.
devamını gör...

kürt seçmeni

hayatımıza sokulan gereksiz başlıklardan birisi. bir insan vatandaşlık tanımına neden etnik bağını da eklesin? ben çepni seçmeni diye bir şey çıkarıyor muyum benim çepni olmamın tc vatandaşlığımla bu ülkeyle ne alakası var?

siyasal kürtçüler tarafından icat edilen, siyasette hiçbir karşılığı olmayan tanım. kendini böyle tanımlayanlara ise bir çift sözüm var: bugüne kadar sizi temsil eden parti akp ile de yakınlaştı pkk ile de lütfen kürt seçmeni değil tc vatandaşı olun. uzlaşım sağlayın ve tayyibin karşısında kim varsa oy verin.

muhalefetin rayına oturamaması sizin yüzünüzden etnik hassasiyetlerinizi bir kenara bırakın ve türkiye genelinde düşünün.
devamını gör...

dede korkut

liselerde her anlamda okutulması gereken tarihi kişi. bilgeliğe ve bilgiye neden ihtiyacımızın olduğu, kaba kuvvete fazla anlam yükleyen gençlere gösterilmeli ve hocam bu bilgiler ne işimize yarayacak diyen öğrenciye bilginin ve bilgeliğin ne olduğu kavratılmalıdır.

gandalf olmadan orta dünya olur muydu? yapalım ki kaba kuvvete biat etmiş bu çocuklar bir an önce gerçek hayata ilk yetişkin adımlarını atabilsinler.
devamını gör...

hasan can kaya

ben hala seviyorum kredisini sitcomla da bitiremedi.

ancak yeni komedi mizah duayeni değildir. izleyenler hatırlar herkes bu pandemi sürecinde ilaç gibi geldin diyordu.

heh tam bu işte. adam pandemi sürecinde tam da hasretini çektiğimiz geyik ortamını, sosyalleşmeyi bize sundu. bir şeyin zamanlaması ancak bu kadar mükemmel olur.

tamam çok zor iş ama hep aynı espri ve muhabbet açma biçimleri olmaz, yeni bir şeyler dene en azından. hep aynı şakalar.

ve yine tehlikeli bir şey yapıyor tüm konularla ilgili yargıda bulunuyor bulunma kanka. sen kişi üzerinden espri yap. vücut geliştirme sporcusu kadına bu kadar kas kadında itici değil mi diye çomarca sorma ki yalandan duyarını kastığın feminizm konusunda da bir sporcuya gösterilecek saygı konusunda da patlama.
devamını gör...

anakronizm

shakespeare’i suçlayan feminist gördü bu gözler.

feministler ve sjwler de çok yapar.

kendilerine bir sözüm var “urfada oxford vardı da biz mi okumadık.”
devamını gör...

tehlikeli oyunlar

arkadaşlar sakin olun, kasmayın bu kadar. evet oğuz atay sizden bir donanım bekler okuyabilmeniz için ama tam da küçük burjuvanın bu gerilimleri ve abartmalarıyla dalga geçer.

kutsal kitap tavrı takınmayın. kasmadan okuyun.
devamını gör...

sedat umran

ilk kıtasına hayran olduğum leke şiirinin sahibi şair.


takılıp kalmış bir noktada
gölgesini içine düşürerek;
leke sabrın gücüyle büyür
tek başına

uzanır güneşe dek,
arınır kirinden;
yürüyen ak lekeleri olur göğün,
mavi gök-uykusunun düş lekeleri.

leke aşmaz sınırını,
kendini bilir,
durur bütün oturmuşluğuyla;
dağıtmaz, yaymaz gücünü
siz dokunmayınca.

leke lekelenmekten korkmaz,
kurtulmuş geleceğin ürküntüsünden,
alabildiğine özgür;
sevincimin kumaşında parlayan
üzüntü lekeleridir,
silip de bir türlü çıkaramadığım
içimin dökülen mürekkebidir.
devamını gör...

osmanlı imparatorluğu'nun çöküş nedeni

pragmatik, günü kurtaran devlet adamlarının ve bürokrasinin atıl kalması ve ilerici olmaması.
devamını gör...

kürtlerin ana dilde eğitim hakkı

ana dil eğitimi nedir?

öncelikle ana dil edinilen bir şeydir. yani çocuk doğduğu andan itibaren etrafında konuşulan dili öğrenir ve bu onun ana dili olur. okulda verilen eğitim ise bunun grameri ve seçkinleştirilmiş halidir. peki okulda verilen dil eğitiminin sebebi nedir? toplumsal hayatta üzerinde ortaklaşılmış yazım ve anlatım kurallarının aktarılmasıdır. bu rafine edilmiş ve uzlaşılmış dil edebi dildir. bugünkü istanbul türkçesi yani. bu dil medeniyeti, ekonomiyi, kültürü, iletişimi devam ettiren şeydir.

peki bugün biz yukarıdaki başlıklardan hangisini kürtçe ile döndürüyoruz? ben söyleyeyim hiçbirini.

dili geçtim, orta sınıflaşan ve piyasaya dahil olan kürtlerin çoğu kültürel anlamda beyaz türk'e evriliyorlar. dili geçtim, kullandıkları ağız bile değişiyor. bu foşik tc'nin asimilasyonu yüzünden olmuyor, gece evlerin önünde beyaz toros da beklemiyor. doğalında gelişen bir şey çünkü ana omurgayı belirleyen kültür diğerlerini de etkiler.

peki dil hassasiyeti üzerinden konuya yaklaşalım. insanlar kendi dillerinin gramer kurallarını vs. öğrenmek isteyebilirler. bildiğim kadarıyla halk eğitim merkezleri vb. kurumlar ücretsiz olarak bu imkanı sunuyor.

dilin yaşatılması için birçok etkinlik vb. düzenlenirken akademik alanda dil üniversitede bölüm olarak da okutuluyor.

peki bu ana dil diretmesi neden? çünkü bu ana dil konusu yaparsın yapamazsın tartışması içinde politik bir hal aldı ve artık kimse bunun ne olduğunun farkında değil. devlet de bu politik tavra karşı duruyor, yoksa hiç kimsenin temel hak ve özgürlüklerini kısıtlamaya çalışmıyor.

kürt halkı kendisine şu soruyu sormalı. bu kadar basit bir konu neden böylesine politik hale geldi? ben yine cevap vereyim pkk. lütfen artık bir şeyler istemek yerine iyi niyet göstergesi olarak bir şeyler gösterin. çünkü size tanınan inisiyatifi ve hoşgörüyü bir devlet başka hiçbir topluma tanımadı ve tanımaz. artık biraz da karşı tarafın mağduriyetleri ve talepleri konuşulsun. gündemi siz belirlemeyin.

bugün anadil eğitim hakkı verilse sokaklara çıkıp atatürk heykellerini, kamu alanlarını yıkıp pkk ve apo sloganları atacaklar olmasa destekleyeceğim eylem. ancak kürtlerin karnesi berbat ve bunu düzeltmeleri gerekiyor. lütfen biraz da toplumun hassas noktalarını siz gözetin.
devamını gör...

ak partililerin akp'den vazgeçmesi

"bu halkın cahilliğini hafife almayın" "seçimle gitmezler ki ehe." "bunlar akıllamaz" "oh olsun"cuların sinist yorumlarını bir kenara bırakırsak var olan gerçektir.

ülke 1-2 sene daha yokuş aşağı gidecek. kimseyle kavga etmeden, üstenci olmadan "geleceğimiz" diyerek insanların ikna edilmesi gerekiyor. peki neden şimdi?

çünkü akp seçmeninin çoğu yoksul ve muhafazakar kesim. akp bu zamana kadar onların hayat tarzına dokunmadı. dokunmaya başladığı anda bile belediyeleri kaybetti. şu an seçim olsa hayal dahi edemiyorum. ben bu zamana kadar hiçbir akrabamı-yakınımı fikrini değiştirmeyeceğini bildiğimden oy için ikna etmedim. ancak bugün konuştuğumda akp'yi destekleyen birçok kişi tam tersine sövüyor.

akp'nin ideolojisi bu tabana karşı refah ve hizmetti. bu olmayınca elle tutulur hiçbir şeyi kalmıyor.
devamını gör...

6 mayıs 1972

antiemperyalist ve bağımsız türkiye düşüncesinde desteklediğim ama genel olarak sınıfta kalan arkadaşlar.

deniz gezmiş teorik birikimi sıfır olan popülerite ve karizmatik lider oluşuyla şöhret kazanmış dönemin rüzgarına kapılıp gitmiş bir çocuk.

asılmaları haksızlık olmakla birlikte bu kişiler gazete yazısı yazdıkları için asılmadı. soygun gasp örgüt gibi birçok suçlamadan yargılandılar. filistinde gerilla eğitimi alıp türkiyede silahlı mücadeleye giriştiler. pkk gibi yani.

80 dönemi üzerine çok konuşulur tartışılır ancak günün sonunda elimizde kalan 2 şey var. 1- solcular devrim yapsaydı bugün sscb yıkılmaz ve biz de 3. dünya ülkesi olurduk
2- bu dönem romantik güzellemeler dışında tartışılmalı.

vah yavrum. gören de eyleme katıldı diye bu garip yavrucakları yatağından kaldırıp cezaevine attı sanar.
devamını gör...

deadlift

bench press en sevdiğim hareket ama bunda yüksek ağırlık kaldırmak insana dünyayı sikmişsin hissi veriyor çok garip.

sumo ve conventional şeklinde iki çeşidi bulunur. düşük ağrılıklarla teknik çalışarak kendinizi geliştirebilrisiniz. sanılanın aksine mal değilseniz sakatlanmazsınız.

rezalet bir günde, rezalet bir formda kaldırırken tamamlarsam belimi ele alacağım hissini veren gün içinde sol kalçamın içine eden tekrar sonrasında bile sakatlanmadım. bunda nasıl sakatlanmayı beceriyorsunuz anlamıyorum
devamını gör...

pide salonuna dönüştürülecek yolcu uçağı

son kullanıcı toplumu ve ülkesinde yeni bir gündem.
devamını gör...

maniheizm

ötüken uygur kağanlığı tarafından kabul edilmekle birlikte mani dininin ı. köktürk döneminde kabul edildiğini çevrilen kitaplar ve yaptırılan manastır hasebiyle biliyoruz.

uygur döneminde kültür ve dil alanında bir gelişme sağlamakla birlikte uygurları kültürel ve edebi anlamda karakteristik bir ayrıma sokan budizm ve onun getirileridir ki kültürel atırım ötüken uygur kağanlı döneminde değil koço uygur kağanlığı yani budizm’in kabul edildiği dönemde olmuştur.

mani dinini kabul eden bögü kağan çin’i de yok olmaktan kurtartmıştır, buna bir tutam kalbim kırık...

edit: manastırı yaptıran taspar kağan’dır ama tabii ki köktürkler’de etkili bir din olmamıştır, çevrilen kitabı da hatırlamıyorum çünkü zihin kapat artık beni diye rest çekiyor.
devamını gör...

resident evil survivor

dünyanın bilinmeyen küçük ayrıntılarından biri.
devamını gör...

anarşizm

komünizm: kendi içinde tutarsız - gerçek dünyada tutarsız
anarşizm: kendi içinde tutarlı - gerçek dünyada tutarsız
devamını gör...

azer bülbül

azer bülbül, müslüm dinleyip depresyondan titremeyen ya da bu yüzden dinlemeyen adamın derdi yoktur.

o yüzden bu tip sanatçılarda dertlenenleri ben genelde yüzeysel bulurum ve ciddiye almam.

çocukluğumdan beri arabesk kültür hep hayatımda vardı. arabesk kafa da vardı ve ceremesini çektim.

1-2 senedir dinleyemiyordum yeni yeni arada aklıma gelirse açıp takılıyorum tatlı-hüzün şeklinde.

sizin için bir turnusol kağıdı olabilir canınız dinleyemeyecek kadar acıyorsa koşarak psikoloğa gidin.
devamını gör...

mansur yavaş

benim için mehdi.

şu an çok iyi bir siyaset yürütüyor okuma becerisine sahipseniz, cumhurbaşkanlığı adaylığı için bile yaptığı açıklamalar çok kritik hamleler aday olsa da öyle olmasa da.

ancak bir iki pürüz var. çok iyi bir takımı olduğu belli ancak geçen ki twitch yayını çok politikti. film önerisinde bile gençlere hitap çabası güdüldü. mansur yavaş'ın gençliği yakalaması ya da onun gibi düşünmesi zaten imkansız ancak bunun farkında olup yeni kuşaklara alan açması yeterli olacaktır, gençler zaten onun içini doldurur. yani film önerisinde lotr değil de gerçekten kendi sevdiği filmi söyleseydi daha iyi olurdu. bunlar küçük detaylar ama ileride önemli olacak şeyler.

sadece işini yapma, kutuplaştırmama, hak yememe gibi konularda hem söylev hem de pratik olarak gürcünün tam karşısına oturuyor. oturduğu her alanda aslında seçmenlerden karşılık bulabilecek gerçekçiliği olan alanlar. ideolojik taraf yerine işlevsel tarafları kapıyor. iyi de yapıyor.

eğer başkan olursa akp çomarlık nasıl olurmuş o zaman görücek.

yawwww gardaşım mansur yavaştan başka kim yönetebilir bu ülkeyi yaw.
devamını gör...

doğu perinçek cumhur ittifakının dinamosudur

güzel mizah.

tanımayanlar için: ilke ve değer sahibi olmaktan ziyade güç ve iktidar emelinden başka bir şey arzulamayan. takındığı sıfatların hepsini araçsallaştıran. geçmişte tikko'lu, şimdiyse avrasyacı olan sözde atatürkçü ve ulusalcı kimse.

türkiye'yi rus ve çin güdümüne sokmak ve bu iki gücün stepnesi yapmak istemekle birlikte türkiye'de bu iki ülkenin distribütörlüğünü yapmakta.

akp'de zaman zaman avrasyacı çizgiye kaydığında kendisiyle yakınlaşır-uzaklaşır.

edit: geçen gün sezgin tanrıkulu vecize olarak devletin dini adalettir sözünü söyledi, sonra doğu ve bir deli daha ne demek efendim devlet laik olur gibi ilkokul seviyesindeki bir algılama ve tartışma ortamına çekti konuyu ve 10 dakika bu tartışıldı. arkadaşla kafamız iyiydi bize güzel bir şölen yaşattılar. bruh. gerçekten. yaşlandın be koca kurt sal artık şu avrasyacılığı.
devamını gör...

türki

türkî, türke benzeyen demektir. türki cumhuriyetler, türki milletler gibi tanımlamalar ise sscb'nin yarattığı kültürel emperyalizmin sonuçlarındandır. kazak, kırgız, azerice vb. gibi tanımlamalarda buna örnektir.

azeri değil azerbaycan türkü, kazak değil kazakça, kırgızca değil kırgız türkçesi şeklinde kullanmak gerekir.

eğer stalin aşığı değilseniz ve türkler üzerinde kültürel asimilasyon politikalarınız yoksa bu şekilde kullanmak en doğrusudur.

dolayısıyla saydığımız toplumlar başka bir millete ait değil bizim kadar türk'tür. konuştukları da farklı bir dil türkçenin lehçeleridir.
devamını gör...

intihar eden gençlere yapıştırılan damga

geçen gün sıradan bir intihar düşüncesinde, sırf arkamdan insanlar yorum yapmasın diye teorik intiharımdan vazgeçtim.

ismet özel, "40 yaşıma kadar hep intiharı düşündüm, ama 40
yaşımdan itibaren insanların intihar etmeye
değmeyeceklerini düşünmeye başladım. bana göre
intihar, geride kalanlara yönelik ağır bir suçlamadır. bu
mesajı verebileceğin tıynette insan olmadığını
düşününce de intihar etmiyorsun."

demiş. o kadar haklı ki. bunu karşılayabilecek insanı bırak, öyle yorumlar yapılıyor ki 3 saniyede. bir insan ölmüş ve ezbere yargılıyorsun. bundan daha korkunç ne var? cinayetle eş değer bence bu.

genç bir çocuk intihar etti. herkes çocuğun üzerinden kendi hayatlarını devam ettirdi. komünistler sınıf mücadelesi kastı, birileri ben yapmıyorsam sen de yapmayacaksın mantığını işletti vs. vs. arkasında bıraktığı nottan parasızlıktan olduğunu çıkardılar ama biraz anlayabilen kişi bununla sınırlı olmadığını anlardı. bunları düşündükçe çıldıracak gibi oluyorum, insan denen şey böyle bir şey mi?

bir başka örneği cenazelerdir. bir videoya denk geldim 2 üniversiteli kızın cenazesinde çocuklarınızı okumak için başka illere göndermeyin diyor imam, o kadar ruhsuz, o kadar canavar ki. tek yapabileceği ucuz ahlak kasmak, buna programlanmış. acıdan bi haber. birisini kaybettiği için gerçekten üzülmemiş.
devamını gör...

festina lente

denizcilerin de fazlaca kullandığı terim.
devamını gör...

10 sene sonra ülkeyi nerede görüyorsunuz sorusu

bu ülkenin kurucu değerleri ve kurumları bugün pamuk şeker kıvamına dönmüş olsa da arap ülkelerindeki gibi bir yozlaşma olma ihtimali zor olur. bunu yapabilecek nitelikte radikal islamcı gruplar var ama bu ülkenin tarihsel seyri o ülkelerden çok daha farklı.

bununla birlikte eğer yönetimde değişiklikler ve reformlar olmazsa yunanistandan beter hale geliriz ve bizi fonlayan da bir allah kulu çıkmaz. bunu olası görüyorum zaten ülkeler böyle kafalarına vuruldukça bir şeyleri anlarlar. avrupa bugünkü değerlere ulaşmak için milyonlarca insanını katletti. -cadı avları, mezhep savaşları vs.- bir deha çıkıp al bu hakları deyince almıyor kafalar yani illa o dayağı yiyecek.

türkiye'nin de kaotik bir yer haline gelmesine müsaade edeceklerini sanmıyorum çünkü biz orta doğu ile olan güvenli ve soft geçiş-tamponuz. avrupa orta doğu ile komşu olmak istemez.
devamını gör...

5 nisan 2021 fazıl say'ın chp eleştirisi

akp tüm muhalif partilerin hareket sınırını belirledi. yapılan muhalefet bununla şekilleniyor buna eyvallah ama chp de buna dünden razıydı, neden?

chp orta sınıf karakteristiği taşıyan bir parti. diğer köylü çomarları gibi her alana atlayıp zıplamayan konfor alanını güven sayan ve bunu aşmak istemeyen bir parti. türkiye’nin anası s*kilse de chpli belediyeler var olduğu sürece konfor alanından çıkmazlar. çünkü zaten yaşam alanları burası ve hedefleri de burası. onların tek derdi başlarındaki kişi onlara ahkam kesmesin yeter. onun dışında türkiyenin geri kalanını düşünmüyorlar.

hal böyleyken mağdur olmak bununla birlikte muhalif olmanın revaheti de tatlı, iktidar sorumluluk ve hareket gerektirir. eleştiri ise tam orta sınıf karakterine uygun tembel ve keyifçi bir iştir.

eğer chplilerin gerçekten muhalefet yapmalarını istiyorsanız izmiri kadıköyü beşiktaşı vb ellerinden alın, o zaman nasıl dönüştüklerini izlersiniz.

bu sözlerim anladığınız üzere yönetici kadroları için. onu da belirtelim yanlış anlaşılmasın.
devamını gör...

ersin korkut

benim entrylerimden “buz gibi” türk-türkçü olduğumu görebilirsiniz.

keşke sevgili milletimiz gereken yerlerde milliyetçilik yapsa.

hassasiyet noktasında eleştirirsin ama adam pkk’yı yeniden nefes vermedi tutuklansın asılsın tepkisi gereksiz ve abartılı.

üstelik ben politik anlamda pek fazla bir şey görmedim. adam bunun tiktoka çekildiğini bi zahmet biliyordur dünkü çocuk ya da kör değilse, ünlü bu adamlar. yandaki adam hükümet eleştirisi koyup 1 tık daha politikleştiriyor mevzuyu ersin de üstüne bir şey demiyor zaten.

amed kelimesini bir ünlü olarak topluma karşı sürekli olarak kullanıyorsa bundan bir politika güdebilirsin ve algı yaratıyorsun dersin. amed kelimesi pkk’ya hizmet edecekse, türkiye devletine muhalif olmak için söyleniyorsa olmaz ama insanların kültürlerini dillerini de bi zahmet düzeltmeyin. kendi hayat alanında bırakın istediği gibi kullansın.
devamını gör...

türkiye'de kürtçenin tanınmaması

kürt ismi bugün terörle direkt olarak ilişkili. onarılmaz yaralar açıldı. bu ülkenin milli servetine büyük zarar verildi ve binlerce asker şehit oldu.

kürt halkından naçizane ricamdır. artık talep etmek yerine buraları onarın. emin olun bir başka memlekette bu tip bir olay yaşansaydı şu ana kadar tanınan özgürlük alanları bile tanınmazdı.

bugün hiçbir kürt kişisel sosyal ve ekonomik-siyasal anlamda ayrışma yaşamamakta üstelik çoğu alanda kültürel örgütlenmeleri sayesinde çok daha iyi şanslar imtiyazlar elde etmekte.

eğer pkk olmasaydı, orta doğu dönen bataklıkla komşu olmasaydık ve problem gerçekten dilin kullanım alanları olsaydı bunu desteklerdim.

ancak bu ülkede her şey bağlamsal. kürtçe pkk'nın resmi bayrağı haline geldi. ülke orta doğu'ya dönüşmemek için çaba harcıyor. bunu da cumhuriyetle birlikte kazandığı ilke ve devrimlerle ayakta tutuyor. bunun en önemli noktalarından bir tanesi ise üniter ulus devlet anlayışı ile türk milleti olma imtiyazı.

emin olun ben de ait olduğum coğrafya, kültür vb. sebeplerle başka mağduriyetler içerisindeyim ve talep etmek istediğim birçok şey var ama fedakar olmalıyız. neden biliyor musunuz? cumhuriyet bize büyük bir şans verdi. cumhuriyet olmasaydı bugün ben köyümden dışarı çıkamazdım siz de feodal ağaların tahakkümü altında yaşardınız. bunu görmek isteyen barzani'ye kuzey ırak'a bakabilir.

türkiye cumhuriyeti ve onun yapısı, bizi medeniyete taşıyan en büyük şansımız. ona sunulacak her alternatif de maalesef bağlam sebebiyle ilericilik ve medeniyet karşıtlığı. buna etnik talepler de dahil.
devamını gör...

pelikan

lise üçte bıçkınlığımdan dolayı yeni gelen kapalı felsefe hocamla beyin fırtınası yapardık. ders ve ders dışında hatta john stuart mill’in özgürlük üzerine adlı kitabını onun sayesinde okumuştum.

muhalifti ve gezi parkını vs destekliyordu aklımda kaldığı kadarıyla bir gün de bana pelikan’ın ilk çıkış zamanında yayımladığı bildiriyi getirmişti. metin akp’yi eleştiriyordu. o zaman tabii hiçbir şeyden haberim olmadığı için sadece metnin içeriği ile sınırlı kalmıştı düşüncelerim.

hoca metni ne için getirmişti, pelikancı mıydı, konuşurken ne yorum yapmıştı hiç hatırlamıyorum. bir yandan da zihnim saadetçiydi olm o diyor, o da olabilir.
devamını gör...

edward artemiev

bunun mucidi.
devamını gör...

huzur

hudur kökenli arapça söz.

hazır olmak ve var olmak anlamlarına geliyor.

insanın en muteber duygularından birisi.

paradoks 1: yerleşik yaşama geçmek de bu kökle sağlanıyor, yerleşik yaşamla tarihi ilerletmeye başladık ve doğaya yabancılaşmamız da bununla koşut ilerledi.

paradoks 2: var olmamız eksikliğin kaynağıyken yine tamamlanmayı da ondan yola çıkıp tamamlamamız gerekiyor.

bi de kitabı var bunun, kader filminin ve dolayısıyla stalker filminin de taslağı gibi. aşktaki yoksunluk ile insanın anlam arayışı ve güdüsel iz sürüşü hep birbirine bağlanmış ki tasavvufun temel numarası da budur. ilginç gerçekten.

kitabın sosyolojik tespitlerini ise her tc vatandaşının okuması lazım.
devamını gör...

mizantropi

kendini özel hissedenlerin yegane oyuncağı.

eğer intihar etmiyorsanız, hayattan beklentiniz, beklentiniz varsa iddianız, iddianız varsa da diğer insanlarla bağlarınız vardır.

ölü mizantropistlere sevgilerle. ve yarın metrobüse binecek its overlara da
devamını gör...

geçmişe dönüp bir filozofu öldürmek

metafiziği platon icat etmedi. kaşiflerle ve filozoflarla ortaya çıkan şeyleri sanki onlar sıfırdan icat etmiş gibi düşünüyoruz ancak çoğunun yaptığı var olanı sistematik olarak sunması.

yani dünyanın yuvarlak olduğunu galilei bulmaktan ziyade bilimsel temellendirmelerini yaptığı için öne çıktı. bundan öncede farklı yer ve zamanlarda bu biliniyordu.

bu sebeple platon olmasa da bir başkası bu fikri gelip ortaya atardı.
devamını gör...
100.

sakiname

sakiname, işret meclisleri, şarap, allah, tekke, mürid gibi kavramlar bir arada kullanılır klasik edebiyat ve tasavvuf edebiyatında.

sakiname ise bu minvalde yazılan bir türdür. ilk sakiname ise ali şir nevayi fevadiül kiber'dir.
devamını gör...

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim