121.
"birinin bana sabahları ne giyeceğimi söylemesini istiyorum. ne yiyeceğimi, neyi seveceğimi, neyden nefret edeceğimi, neye kızacağımı, neyi dinleyeceğimi, hangi müzik grubunu seveceğimi, ne biletleri alacağımı, neyin şakasını yapıp neyinkini yapamayacağımı...
birinin bana neye inanacağımı, kime oy vereceğimi, kime aşık olacağımı ve bunu onlara nasıl söyleyeceğimi söylemesini istiyorum.
sadece birinin bana hayatımı nasıl yaşayacağımı söylemesini istiyorum peder. çünkü bugüne kadar ben hayatı yanlış yaşadım. ve biliyorum ki insanlar kendi hayatlarının içinde sevilmek istiyorlar. çünkü sen onlara nasıl yapacaklarını söylüyorsun. onlara ne yapacağını söylüyorsun. ve sonunda neyle karşılaşacaklarını da. ve her ne kadar senin inandığın saçmalığa inanmasam da ve bilimsel olarak yaptıklarım hiçbir şey fark ettirmese de, hala korkuyorum, neden hala korkuyorum. bana ne yapacağımı söyle, lütfen bana ne yapacağımı söyle peder."
fleabag
devamını gör...
122.
sana hiçbir zaman gül bahçesi vadetmedim ben. hiçbir zaman kusursuz bir adalet vadetmedim. ve hiçbir zaman huzur ya da mutluluk da vadetmedim. sana ancak bütün bunlarla savaşma özgürlüğüne kavuşmanda yardımcı olabilirim. sana sunduğum tek gerçeklik savaşım.
sana gül bahçesi vadetmedim
- joanne greenberg
sana gül bahçesi vadetmedim
- joanne greenberg
devamını gör...
123.
sürekli bir özgürleşmeden bahsediliyor ama bağları koparmadan bunun nasıl yapılacağını kimse konuşmuyor. ikili ilişkilerde artık kimse fedakarlık yapan taraf olmak istemiyor. küçük çatışmalar kolayca karşılıklı restleşmelere dönebiliyor. günümüz aşkları çok buyurgan ve talepkar. talep etmek, sahip olmak, yönetmek ve elde tutmak istiyor.
kemal sayar
kemal sayar
devamını gör...
124.
+neden hep karalar giyersiniz siz?
-hayatımın yasını tutuyorum. mutsuzum.
-hayatımın yasını tutuyorum. mutsuzum.
devamını gör...
125.
sabahatin ali şöyle diyor; “şimdi konuşmuyorum, seneler sonra da konuşmayacağım. hiçbir zaman karşılarına geçip intikam almayacağım. düştüklerinde iyi olmuş bile demeyeceğim. benim kelimelerim sesimden çıkıp kimseye çarpmayacak. keşke bunun anlamını biraz olsun bilseydiniz.”
devamını gör...
126.
“insanın sevdiği bir ev olunca, kendisine mahsus bir hayatı da olur.”
“acaba, hep alışkanlık mı ? hep yanımızdakileri mi seviyoruz ?”
ahmet hamdi tanpınar - huzur
“acaba, hep alışkanlık mı ? hep yanımızdakileri mi seviyoruz ?”
ahmet hamdi tanpınar - huzur
devamını gör...
127.
+neden hep karalar giyersiniz siz?
-hayatımın yasını tutuyorum. mutsuzum.
-hayatımın yasını tutuyorum. mutsuzum.
devamını gör...
128.
whoever fights with monsters should see to it that he does not become a monster in the process. and when you gaze long into an abyss the abyss also gazes into you.''
(canavarlarla savaşan kişi, kendi de canavar olmamaya bakmalıdır. ve uzun süre uçuruma bakarsan uçurum da sana bakar.)
(bkz: nietzsche) - iyinin ve kötünün ötesinde
(canavarlarla savaşan kişi, kendi de canavar olmamaya bakmalıdır. ve uzun süre uçuruma bakarsan uçurum da sana bakar.)
(bkz: nietzsche) - iyinin ve kötünün ötesinde
devamını gör...
129.
"bilmediğin şey yok, her şeyi sen biliyorsun.
herkes kendini bir bok, sen iki bok sanıyorsun."
aziz nesin
herkes kendini bir bok, sen iki bok sanıyorsun."
aziz nesin
devamını gör...
130.
belki biz, seninle ben, kafamızdaki hürriyetle bir yerlere gidebilirdik.
tutunamayanlar - oğuz atay
tutunamayanlar - oğuz atay
devamını gör...
131.
'insanın azınlıkta olması, tek kişilik bir azınlık olması bile, deli olduğu anlamına gelmiyordu. bir doğru vardı, bir de doğru olmayan; doğruya sarıldığın zaman, tüm dünyayı karşına bile alsan, deli olmuyordun.'
george orwell- 1984
george orwell- 1984
devamını gör...
132.
sahtekârı aptal desteklediğinde, dürüst insana kollarını kavuşturmaktan başka yapacak bir şey kalmaz.
samuel beckett
samuel beckett
devamını gör...
133.
"... dünyada gafil bir insan, kendisini bedeninden ibaret zanneder. dahası, bedeni sevk ve idare eden hakim ve bedene merbut fakat başka mahiyette bir kuvvetin mevcut bulunduğunu ve o kuvvetin kendisi olduğunu aklına bile getirmez. bu kanaat, onun için ne kadar doğal ise, teşevvüş halinde bulunan bir spatyom sakini için de aynı şekilde, yarattığı bedenine kendisini bağlı hissetmesi ve onun hakimiyeti altında bulunduğuna inanması o kadar doğaldır."
bedri ruhselman
/beni gece gece düşünmeye sevk eden bir alıntı oldu. sizi de düşündürsün...
bedri ruhselman
/beni gece gece düşünmeye sevk eden bir alıntı oldu. sizi de düşündürsün...
devamını gör...
134.
pazar ayininin sonunda rahip haftalık vaazını şöyle bitirdi:
"demek ki, tanrı adına ne yapmamız lazım? düşmanlarımızı affetmemiz lazım. şimdi, bu sohbetimizden sonra, aranızdan kaçı düşmanlarını affetti?”
cemaatin yarıdan fazlası elini kaldırdı.
rahip sorusunu yineledi...
bu kez hepsinin elleri havadaydı, önlerindeki yaşlı teyze hariç.
rahip sordu:
"bayan neely? hayırdır? düşmanlarınızı affetmek size bu kadar mı zor geliyor?”
"düşmanım yok ki!” dedi bayan neely, o titrek ve son derece şeker haliyle...
cemaatten uğultular, şaşkınlık nidaları yükseldi, rahip devam etti.
"oooo! bu gerçekten inanılmaz güzel bir şey! kaç yaşındasınız bayan neely?”
“108!”
cemaat ayağa kalkıp gözyaşları içinde alkışlamaya başladı.
"bayan neely, lütfen, şöyle yanıma gelir misiniz? yavaş yavaş. aman dikkat... hah! tamammmmm. lütfen buradan cemaatimize bu işin sırrını söyler misiniz? nasıl oluyor da insanın 108 yıl gibi uzun bir ömür zarfında hiç düşmanı olmuyor?..”
yaşlı kadın, küçük ve titrek adımlarla rahibe sırtını dönüp, cemaate baktı...
"hepsi öldü şerefsizlerin..."
"demek ki, tanrı adına ne yapmamız lazım? düşmanlarımızı affetmemiz lazım. şimdi, bu sohbetimizden sonra, aranızdan kaçı düşmanlarını affetti?”
cemaatin yarıdan fazlası elini kaldırdı.
rahip sorusunu yineledi...
bu kez hepsinin elleri havadaydı, önlerindeki yaşlı teyze hariç.
rahip sordu:
"bayan neely? hayırdır? düşmanlarınızı affetmek size bu kadar mı zor geliyor?”
"düşmanım yok ki!” dedi bayan neely, o titrek ve son derece şeker haliyle...
cemaatten uğultular, şaşkınlık nidaları yükseldi, rahip devam etti.
"oooo! bu gerçekten inanılmaz güzel bir şey! kaç yaşındasınız bayan neely?”
“108!”
cemaat ayağa kalkıp gözyaşları içinde alkışlamaya başladı.
"bayan neely, lütfen, şöyle yanıma gelir misiniz? yavaş yavaş. aman dikkat... hah! tamammmmm. lütfen buradan cemaatimize bu işin sırrını söyler misiniz? nasıl oluyor da insanın 108 yıl gibi uzun bir ömür zarfında hiç düşmanı olmuyor?..”
yaşlı kadın, küçük ve titrek adımlarla rahibe sırtını dönüp, cemaate baktı...
"hepsi öldü şerefsizlerin..."
devamını gör...
135.
insanın kendi kabuğundan çıkabilmesi mümkün olsaydı eğer bunu tam o sırada yapardım, bir daha geri dönmemecesine. beni onun içinde tutan bir şey kalmamıştı.
gecenin sonuna yolculuk - louis ferdinand celine
devamını gör...
136.
+hani hayallerimizin peşine düşecektik?
-o eskidendi. artık büyük beklentilerim yok. yalnızca dünyayı susturup biraz kitap okumak istiyorum..o kadar.
-o eskidendi. artık büyük beklentilerim yok. yalnızca dünyayı susturup biraz kitap okumak istiyorum..o kadar.
devamını gör...
137.
-"ne alırdınız?"
-"biraz yalnızlık ve birazda sessizlik alayım. getirirken dökmeyin, mutsuzluğum eksilir" diyorum içimden.
-"sade bir kahve lütfen!"
-"biraz yalnızlık ve birazda sessizlik alayım. getirirken dökmeyin, mutsuzluğum eksilir" diyorum içimden.
-"sade bir kahve lütfen!"
devamını gör...
138.
"hadi anlat deseler anlatamam
bir yere gidiyorken cayıp bir başka yere gitmeyi..."
(bkz: edip cansever)
bir yere gidiyorken cayıp bir başka yere gitmeyi..."
(bkz: edip cansever)
devamını gör...
139.
gece gündüzü yakalayamazdı, insan da çoğu kez yaşamı..
devamını gör...
140.
devamını gör...