321.
bir adam, çok sevdiği bir kadına şiirler yazıyordu.
sonra kadın ansızın onu terk etti.
adam, kadının ardından şiirler yazmaya devam etti.
daha çok yazdı. ve günün birinde çok ünlü bir şair oldu. yıllar sonra kadının yaşadığı kente gitti ve büyük bir şiir dinletisi sundu.
dinleti bittiğinde kadın kolunda kocası ile çıkışa geldi ve adama ''merhaba'' dedi.
adam ona sıradan bir insana bakar gibi baktı. kadın, ''beni tanıdın mı? '' dedi.
adam, ''hayır tanıyamadım'' dedi.
''nasıl tanımazsın! uğruna şiirler yazdığın kadınım ben, seni şair yapan kadın ''dedi kadın.
adam kadına baktı ve şöyle dedi:
''keramet sende olsaydı, kolundaki adam da şair olurdu..."
sonra kadın ansızın onu terk etti.
adam, kadının ardından şiirler yazmaya devam etti.
daha çok yazdı. ve günün birinde çok ünlü bir şair oldu. yıllar sonra kadının yaşadığı kente gitti ve büyük bir şiir dinletisi sundu.
dinleti bittiğinde kadın kolunda kocası ile çıkışa geldi ve adama ''merhaba'' dedi.
adam ona sıradan bir insana bakar gibi baktı. kadın, ''beni tanıdın mı? '' dedi.
adam, ''hayır tanıyamadım'' dedi.
''nasıl tanımazsın! uğruna şiirler yazdığın kadınım ben, seni şair yapan kadın ''dedi kadın.
adam kadına baktı ve şöyle dedi:
''keramet sende olsaydı, kolundaki adam da şair olurdu..."
devamını gör...
322.
günler gece olacak geceler ecel
devamını gör...
323.
kardeşim ben senin yılgın bir hoşgörüyle beni benimsemene mi kaldım?
[[/alıntı]]
özdeğerin farkındalığı adlı çalışma, bayılıyorum bu söze.
[[/alıntı]]
özdeğerin farkındalığı adlı çalışma, bayılıyorum bu söze.
devamını gör...
324.
okuyorum, okurken okuduğuma değil, kendime dalıyorum. *
devamını gör...
325.
"karşıma biri otursa bakarım sen otursan seyrederim işte senin farkın bu."
devamını gör...
326.
"sevgi, tırmananları birbirine bağlayan bir halattı. biri düşerse diğerlerinin hayatta kalması için halatın kesilmesi gerekiyordu. ancak sevgi, kesilemeyecek kadar kalın bir halattı ve sonunda herkes düşerdi. aptallar sevdikleriyle düşer, kötüler sevdiklerini aşağı çeker."
azil - hakan günday
azil - hakan günday
devamını gör...
327.
eski zamanların birinde bir adam hayatın anlamının ne olduğuna takmış kafayı…
bulduğu hiçbir yanıt ona yeterli gelmemiş ve başkalarına sormaya karar vermiş.. ama aldığı yanıtlar da ona yetmemiş. fakat mutlaka bir yanıtı olmalı diyormuş.. ve dolaşıp herkese bunu sormaya karar vermiş..
köy, kasaba, ülke dolaşmış, bu arada zaman da durmuyor tabii ki …
tam umudunu yitirmişken bir köyde konuştuğu insanlar ona:
-şu karşı ki dağları görüyor musun, orada yaşlı bir bilge yaşar istersen ona git belki o sana aradığın yanıtı verebilir, demişler.
çok zorlu bir yolculuk sonunda bilgenin yaşadığı eve ulaşmış adam. kapıdan içeri girmiş ve bilgeye hayatın anlamının ne olduğunu sormuş ..
bilge “sana bunun yanıtını söylerim ama önce bir sınavdan geçmen gerekiyor” demiş. adam kabul etmiş. bilge bir çay kaşığı vermiş adamın eline ve içine de silme bir şekilde zeytinyağı doldurmuş.
şimdi çık ve bahçede bir tur at, tekrar buraya gel … yalnız dikkat et, kaşıktaki zeytinyağı eksilmesin, eğer bir damla eksilirse kaybedersin..
adam, gözü çay kaşığında, bahçeyi turlayıp gelmiş. bilge bakmış evet demiş “kaşıkta yağ eksilmemiş, peki bahçe nasıldı?”
adam şaşkın…
ama demiş ben kaşıktan başka bir yere bakmadım ki …
şimdi tekrar bahçeyi dolaşıyorsun, kaşık yine elinde olacak ama bahçeyi inceleyip gel, demiş bilge…
adam tekrar bahçeye çıkmış, gördüğü güzelliklerle büyülenmiş, muhteşem bir bahçedeymiş çünkü… geri geldiğinde bilge, adama “bahçe nasıldı” diye sormuş… adam gördüğü güzellikler karşısında büyülendiğini anlatmış. bilge gülümsemiş “ama kaşıkta hiç yağ kalmamış” demiş ve eklemiş:
– hayat senin bakışınla anlam kazanır. ya sadece bir noktayı görürsün, hayatın akıp gider, sen farkına varmazsın… ya da görebileceğin tüm güzelliklerin tam ortasında hayatı yaşarsın, akıp giden zamanın anlam kazanır…
“hayatının anlamı senin bakış açında gizlidir.”
bulduğu hiçbir yanıt ona yeterli gelmemiş ve başkalarına sormaya karar vermiş.. ama aldığı yanıtlar da ona yetmemiş. fakat mutlaka bir yanıtı olmalı diyormuş.. ve dolaşıp herkese bunu sormaya karar vermiş..
köy, kasaba, ülke dolaşmış, bu arada zaman da durmuyor tabii ki …
tam umudunu yitirmişken bir köyde konuştuğu insanlar ona:
-şu karşı ki dağları görüyor musun, orada yaşlı bir bilge yaşar istersen ona git belki o sana aradığın yanıtı verebilir, demişler.
çok zorlu bir yolculuk sonunda bilgenin yaşadığı eve ulaşmış adam. kapıdan içeri girmiş ve bilgeye hayatın anlamının ne olduğunu sormuş ..
bilge “sana bunun yanıtını söylerim ama önce bir sınavdan geçmen gerekiyor” demiş. adam kabul etmiş. bilge bir çay kaşığı vermiş adamın eline ve içine de silme bir şekilde zeytinyağı doldurmuş.
şimdi çık ve bahçede bir tur at, tekrar buraya gel … yalnız dikkat et, kaşıktaki zeytinyağı eksilmesin, eğer bir damla eksilirse kaybedersin..
adam, gözü çay kaşığında, bahçeyi turlayıp gelmiş. bilge bakmış evet demiş “kaşıkta yağ eksilmemiş, peki bahçe nasıldı?”
adam şaşkın…
ama demiş ben kaşıktan başka bir yere bakmadım ki …
şimdi tekrar bahçeyi dolaşıyorsun, kaşık yine elinde olacak ama bahçeyi inceleyip gel, demiş bilge…
adam tekrar bahçeye çıkmış, gördüğü güzelliklerle büyülenmiş, muhteşem bir bahçedeymiş çünkü… geri geldiğinde bilge, adama “bahçe nasıldı” diye sormuş… adam gördüğü güzellikler karşısında büyülendiğini anlatmış. bilge gülümsemiş “ama kaşıkta hiç yağ kalmamış” demiş ve eklemiş:
– hayat senin bakışınla anlam kazanır. ya sadece bir noktayı görürsün, hayatın akıp gider, sen farkına varmazsın… ya da görebileceğin tüm güzelliklerin tam ortasında hayatı yaşarsın, akıp giden zamanın anlam kazanır…
“hayatının anlamı senin bakış açında gizlidir.”
devamını gör...
328.
sarhoşum. anasını satarım dünyanın. düşmanlarımın hepsini bir meteliğe... dostlarımın -olmayan dostlarımın şu dünya yüzünde- hepsine şaraplar, biralar ikram etmeliyim. sevgilim sen, sen de mi şu havayı kokluyorsun? bu saatte sağına dönüp sen de, insan suretinde bir hayvan gibi homurdanmışsındır belki. ama ah! yatağın sıcacıktır. yatağın ne güzel kokuyordur senden! na bak! aya bak! kış gecesinin mübarek ayına bak! hem yürüyorum, hem sanki düşünüyorum. durdum. bir ağaca yaslandım. ağaç rüzgârdan sallanıyor. ayın on beşi değil ama yine kocaman bir ay, caddenin kocaman ampulünden kararmış madeni bir ışıkla bakıyor. içimi deliyor sokak köpeğinin güzel gözleri, mahzunluğu, açlığı... ah bir simit olsaydı cebimde! otursaydım şu ıslak çimenlerin üstüne, köpeğin yanına. ulan deseydim, koca herif, şu dünyada bir sen, bir de ben varız, bir de na, şu kısa kısa adımlarla yürüyen herif, bir de ay, bir de na, şu geçen otomobil.
devamını gör...
329.
zamanın ters, sohbetin faydasız, herkesin bezgin ve her başın bir ağrı taşıdığını görünce, evime kapanıp haysiyetimi korudum.
farabî.
devamını gör...
330.
"yeisle birleşeceğim ruhuma karşı
ve düşmanı olacağım kendimin."
ve düşmanı olacağım kendimin."
devamını gör...
331.
"demiri , demirle dövdüler biri sıcak biri soğuktu. insanı insanla kırdılar biri aç biri toktu."
pir sultan abdal
pir sultan abdal
devamını gör...
332.
bir kurt, bir koyun veya keçi sürüsüne dalar, kurt sadece bir tanesini alır götürür ancak bütün sürüyü parçalar.
kurt dalmış sürüden artık hayır yoktur...
koyundan, keçiden başka geçimi olmayan anadolu köylüsü, eğer sürüsüne böylesine kurt girmişse çöker, biter, açlıkla karşı karşıya kalır.
bu nedenle kurt gittikten sonra, sabah olduğunda sürü sahipleri gördükleri manzara karşısında donar kalır ve içleri kurda karşı kinle, öfkeyle dolar…
bu durumda köylü, kurttan öcünü almak ister. atlarına binerler, köpeklerini, iplerini alırlar, kurt avına çıkarlar. kurtları intikam için diri yakalamaktır en büyük amaçları.
usulünü de bilirler ve sonuçta kurtları diri diri yakalarlar.
kin bağladıkları, öç almak istedikleri kurda bir fiske bile vurmazlar.
kurdu hiç incitmezler.
yalnız sağlam bir telle ya da kirişle kurdun boğazına bir çıngırak takarlar ve kurdu okşayarak, sırtını sıvazlayarak ve sevecenlikle öperek salıverirler.
boğazı çıngıraklı kurt sevinerek, koşarak ayrılır köylülerden.
ancak çıngıraklı kurt hiçbir canlıya yaklaşamaz çünkü çıngırak sesini duyan her hayvan önceden kaçar, kurt ise boğazında çıngırak, bozkırlar boyunca, dağlar boyunca boşu boşuna koşar durur.
sonunda kurt dağlarda açlıktan önce yavaş yavaş zayıflar, sonra zayıflıktan güçsüz düşer ve sonunda bağıra, bağıra, bağıra ölür.
bu, insan aklına gelen işkencelerin, zulümlerin en korkunçlarından birisidir.
kurt ancak aç kalınca anlar, boynuna çıngırak geçirilirken kendisini okşayanların, sırtını sıvazlayanların ve kendisini sevecenlikle öpenlerin niyetini.
ancak iş işten geçmiştir
kurt dalmış sürüden artık hayır yoktur...
koyundan, keçiden başka geçimi olmayan anadolu köylüsü, eğer sürüsüne böylesine kurt girmişse çöker, biter, açlıkla karşı karşıya kalır.
bu nedenle kurt gittikten sonra, sabah olduğunda sürü sahipleri gördükleri manzara karşısında donar kalır ve içleri kurda karşı kinle, öfkeyle dolar…
bu durumda köylü, kurttan öcünü almak ister. atlarına binerler, köpeklerini, iplerini alırlar, kurt avına çıkarlar. kurtları intikam için diri yakalamaktır en büyük amaçları.
usulünü de bilirler ve sonuçta kurtları diri diri yakalarlar.
kin bağladıkları, öç almak istedikleri kurda bir fiske bile vurmazlar.
kurdu hiç incitmezler.
yalnız sağlam bir telle ya da kirişle kurdun boğazına bir çıngırak takarlar ve kurdu okşayarak, sırtını sıvazlayarak ve sevecenlikle öperek salıverirler.
boğazı çıngıraklı kurt sevinerek, koşarak ayrılır köylülerden.
ancak çıngıraklı kurt hiçbir canlıya yaklaşamaz çünkü çıngırak sesini duyan her hayvan önceden kaçar, kurt ise boğazında çıngırak, bozkırlar boyunca, dağlar boyunca boşu boşuna koşar durur.
sonunda kurt dağlarda açlıktan önce yavaş yavaş zayıflar, sonra zayıflıktan güçsüz düşer ve sonunda bağıra, bağıra, bağıra ölür.
bu, insan aklına gelen işkencelerin, zulümlerin en korkunçlarından birisidir.
kurt ancak aç kalınca anlar, boynuna çıngırak geçirilirken kendisini okşayanların, sırtını sıvazlayanların ve kendisini sevecenlikle öpenlerin niyetini.
ancak iş işten geçmiştir
devamını gör...
333.
"hakkımda kötü şeyler diyen insanlara hemen inanmayın çünkü zamanında iyi davrandığımı anlatmazlar."
devamını gör...
334.
uzun bir zaman boyunca hayatım bana, yani gerçek anlamda hayatım, yakında başlayacak gibi görünürdü. ama önüme hep bir engel, çözmem gereken bir sorun, yarım kalmış bir iş, ödenmesi gereken bir borç çıkıveriyordu. hayat bunlar tamamlandıktan sonra başlayacaktı. daha sonra gerçeği kavradım ki, bu engeller benim yaşamımın kendisiydi.
alfred d'souza.
devamını gör...
335.
bana bir önyargı verin, dünyayı yerinden oynatayım.
gabriel garcia marquez.
gabriel garcia marquez.
devamını gör...
336.
"eylül toparlandı gitti işte
ekim falan da gider bu gidişle
tarihe gömülen koca koca atlar
tarihe gömülür o kadar"
turgut uyar
ekim falan da gider bu gidişle
tarihe gömülen koca koca atlar
tarihe gömülür o kadar"
turgut uyar
devamını gör...
337.
"kafam cam kırıklarıyla dolu doktor. bu nedenle beynimin her hareketinde düşüncelerim acıyor."
oğuz atay
oğuz atay
devamını gör...
338.
benim yalnızlığım insanlarla dolu.
franz kafka
franz kafka
devamını gör...
339.
bir gün genç bir adam yaşlı bir bilge sordu:
en güçlü şey nedir?
birkaç dakika düşünen bilge cevap verdi:
dünyadaki en güçlü şeyler dokuzdur:
demir güçlüdür, ancak ateş onu eritir.
ateş güçlüdür ama su onu söndürür.
su güçlüdür, ancak bulutlarda buharlaşır.
bulutlar güçlü, ama rüzgar onları dağıtır.
rüzgar da kuvvetli ama dağ onu durduruyor.
dağ güçlüdür ama insan onu fetheder.
insan güçlüdür ama ne yazık ki ölüm onu yener.
öyleyse ölüm en güçlü şeydir!" diye bağırdı genç adam.
hayır," diye yanıtladı yaşlı bilge.
en güçlü şey sevgidir, çünkü ölüm bile onu öldüremez!
en güçlü şey nedir?
birkaç dakika düşünen bilge cevap verdi:
dünyadaki en güçlü şeyler dokuzdur:
demir güçlüdür, ancak ateş onu eritir.
ateş güçlüdür ama su onu söndürür.
su güçlüdür, ancak bulutlarda buharlaşır.
bulutlar güçlü, ama rüzgar onları dağıtır.
rüzgar da kuvvetli ama dağ onu durduruyor.
dağ güçlüdür ama insan onu fetheder.
insan güçlüdür ama ne yazık ki ölüm onu yener.
öyleyse ölüm en güçlü şeydir!" diye bağırdı genç adam.
hayır," diye yanıtladı yaşlı bilge.
en güçlü şey sevgidir, çünkü ölüm bile onu öldüremez!

devamını gör...
340.
ateş karsisinda bozulmayan altin,altin karsisinda bozulmayan kadin,kadin karsisinda bozulmayan erkek,kalitelidir.
devamını gör...