521.
elinizden hiçbir şey gelmediği anda ya tamamen çaresiz hissedersiniz ya da boş vermişlikle beraber gelen o tuhaf huzur duygusu kaplar içinizi.
geriye ne kaldıysa- mert durmazer
geriye ne kaldıysa- mert durmazer
devamını gör...
522.
bıçağı tutan kişiyi sevdiğiniz için kaç yara izini haklı çıkarmanız gerekti?
devamını gör...
523.
" eğer dünya hakkında azıcık bir şey anlamak istiyorsak, hınçtan ve nefretten arınmamız gerekir."
jean genet
jean genet
devamını gör...
524.
“kalp kırmak kabe yıkmak gibidir sen hiçbir dinin mabedini ayakta bırakmadın.”
devamını gör...
525.
delirmek, belirmektir. aşk, zehirlenmektir.
can bonomo'ya yekta kopan şerhi.*
can bonomo'ya yekta kopan şerhi.*
devamını gör...
526.
bazıları hiç delirmez. kim bilir ne korkunç hayat sürüyorlardır. - charles bukowski
devamını gör...
527.
yemin ederim ki her şeyi fazlasıyla anlamak bir hastalıktır.
yeraltından notlar fyodor dostoyevski
devamını gör...
528.
açık fikirli olmak yararlıdır, ancak kafatasımızı beyninizin düşeceği kadar da açık bırakmamalıyız.
carl sagan
bir açıklama yazma ihtiyacı hissediyorum. kafatasımızı beynimizin düşeceği kadar açık bırakmanın en iyi örneklerini, pandemi döneminde "yaaav açık fikirli olun, size ne söylüyorlarsa inanıyorsunuz, bilim şüphecilik gerektirir" diyen aşı karşıtlarında ve / veya bilimin sunduğu her kanıtı reddedip, düz dünyaya inanmayı açık fikirlilik ve bilimsel şüphecilik olarak değerlendiren düz dünyacılarda gördük.
bilimsel şüphecilik; bilimin yöntemlerinden ve ürünlerinden şüphe etmektir, her iddiaya sırf bilimsel bulgulardan farklı şeyler öneriyor diye tuzlukla koşmak değil.
carl sagan
bir açıklama yazma ihtiyacı hissediyorum. kafatasımızı beynimizin düşeceği kadar açık bırakmanın en iyi örneklerini, pandemi döneminde "yaaav açık fikirli olun, size ne söylüyorlarsa inanıyorsunuz, bilim şüphecilik gerektirir" diyen aşı karşıtlarında ve / veya bilimin sunduğu her kanıtı reddedip, düz dünyaya inanmayı açık fikirlilik ve bilimsel şüphecilik olarak değerlendiren düz dünyacılarda gördük.
bilimsel şüphecilik; bilimin yöntemlerinden ve ürünlerinden şüphe etmektir, her iddiaya sırf bilimsel bulgulardan farklı şeyler öneriyor diye tuzlukla koşmak değil.
devamını gör...
529.
“ şimdi kalkacağım ve kendi koluma gireceğim.
bu dünya bana yaslanacak bir dağ, yaşanacak bir hayat borçlu diye oturup yas tutacak değilim.
sırt da benim, dağ da benim.”
bu dünya bana yaslanacak bir dağ, yaşanacak bir hayat borçlu diye oturup yas tutacak değilim.
sırt da benim, dağ da benim.”
devamını gör...
530.
farkındalık; en büyük delilik'tir.
büyük mutasavvıf gabriel üstat.
devamını gör...
531.
532.
"hiçbir yararı olmayacağını bile bile insan kalmanın çok önemli olduğunu düşünüyorsan, onları yendin demektir."
devamını gör...
533.
534.
siz sokak köpeklerini bilmezsiniz…
evlerde telaşla sofraların kurulduğu, lüks lokantalarda kahkahaların çınladığı, karanlığın ve hüznün şehir üzerinde ağır bir kadife perde gibi indiği saatlerde, onlar gün boyu saklandıkları kovuklardan dışarı çıkarlar…
siz sokak köpeklerini bilmezsiniz…
uyku kara bir çarşaf gibi bedenleri sarıp sarmalarken, onlar gün ışıyana dek süren amansız bir ekmek maratonuna başlarlar.
tehlikelerle dolu bu bin çehreli kentte, nasır bağlamış patileriyle çöp yığınlarının bulunduğu sokakları arşınlarken, düşlerini süsleyen tek bir şey vardır. bir parçacık kemik bulabilmek…
siz sokak köpeklerini bilmezsiniz…
uyuz illetinden can veren onlardır. kuduz yaygarasıyla çoğu kez boş yere öldürülen, acımasızca çöp gibi toplattırılarak kafeslere tıkılan bir türlü anlaşılamayan nedenlerden ötürü toplu katliamlara hedef olan hep onlardır…
siz sokak köpeklerini bilmezsiniz…
tanrı’nın heybesinden paylarına düşen 15 yıllık ömürlerini asla tamamlayamazlar. itile kakıla, horlana taşlana geçen kısacık bir zaman diliminde bir güncük bile köpek tadında yaşayamadan, göç edip gidiverirler bu dünyadan.
siz sokak köpeklerini bilmezsiniz.
duygulu, sadık ve sevecendirler. bir lokmacık ekmek uğruna, kulunuz köleniz olurlar. dövseniz de, sevseniz de, uğruna her şeyinizi verdiğiniz hayırsız insanoğlu gibi terk edip gitmezler sizi.
siz sokak köpeklerini bilmezsiniz.
tek bir suçları vardır, köpek olmak. bu suçu da asla isteyerek işlememişlerdir. o sıcacık kebap kestanelerine benzeyen, hüzün dolu gözleriyle özür diler gibi bakmaları, işte bu yüzdendir. eğer ta içine bakmasını bilirseniz o gözlerin, ısınıverir içinizin bütün üşümüşlükleri.
siz sokak köpeklerini bilmezsiniz,
bilseniz seversiniz onları…
bekir coşkun
evlerde telaşla sofraların kurulduğu, lüks lokantalarda kahkahaların çınladığı, karanlığın ve hüznün şehir üzerinde ağır bir kadife perde gibi indiği saatlerde, onlar gün boyu saklandıkları kovuklardan dışarı çıkarlar…
siz sokak köpeklerini bilmezsiniz…
uyku kara bir çarşaf gibi bedenleri sarıp sarmalarken, onlar gün ışıyana dek süren amansız bir ekmek maratonuna başlarlar.
tehlikelerle dolu bu bin çehreli kentte, nasır bağlamış patileriyle çöp yığınlarının bulunduğu sokakları arşınlarken, düşlerini süsleyen tek bir şey vardır. bir parçacık kemik bulabilmek…
siz sokak köpeklerini bilmezsiniz…
uyuz illetinden can veren onlardır. kuduz yaygarasıyla çoğu kez boş yere öldürülen, acımasızca çöp gibi toplattırılarak kafeslere tıkılan bir türlü anlaşılamayan nedenlerden ötürü toplu katliamlara hedef olan hep onlardır…
siz sokak köpeklerini bilmezsiniz…
tanrı’nın heybesinden paylarına düşen 15 yıllık ömürlerini asla tamamlayamazlar. itile kakıla, horlana taşlana geçen kısacık bir zaman diliminde bir güncük bile köpek tadında yaşayamadan, göç edip gidiverirler bu dünyadan.
siz sokak köpeklerini bilmezsiniz.
duygulu, sadık ve sevecendirler. bir lokmacık ekmek uğruna, kulunuz köleniz olurlar. dövseniz de, sevseniz de, uğruna her şeyinizi verdiğiniz hayırsız insanoğlu gibi terk edip gitmezler sizi.
siz sokak köpeklerini bilmezsiniz.
tek bir suçları vardır, köpek olmak. bu suçu da asla isteyerek işlememişlerdir. o sıcacık kebap kestanelerine benzeyen, hüzün dolu gözleriyle özür diler gibi bakmaları, işte bu yüzdendir. eğer ta içine bakmasını bilirseniz o gözlerin, ısınıverir içinizin bütün üşümüşlükleri.
siz sokak köpeklerini bilmezsiniz,
bilseniz seversiniz onları…
bekir coşkun

devamını gör...
535.
“tolere edilen şey kötülük olduğunda, hoşgörü bir suçtur”
-thoman man-
-thoman man-
devamını gör...
536.
“çekip gidene her şey mizah, kalıp bekleyene her şey şiirdir.”
albert camus
albert camus
devamını gör...
537.
yalnızlık; kişinin sahip olduğu kitap sayısıyla ölçülebilen, tercih edilmiş bir "uzak durma" faaliyetidir.
ali lidar
ali lidar
devamını gör...
538.
devamını gör...
539.
insan gitmek istediği yere gider . bunun illa sizin nezdinde büyük bir yer olmasına gerek yok. onun kalbinde büyükse o yer zaten her yerden büyüktür.
devamını gör...
540.
“bana iyi geliyorsun diyen kişi, tedavisi bittikten sonra taburcu olacaktır. aklınızda bulunsun.”
devamını gör...