421.
geceleri gökkuşağını boyamak mıdır suçum? herkes bağırırken şiirler okumak mı, susmak mı sözün bittiği yerde, kusmak mı sindirebildiklerinizi? apansız uykum kaçıyor kaç gece, bu da mı aleyhime kanıt? sondan saymaya başladım adları, böyle hoşuma gidiyor. beğenmeselerde seviyorum ellerimi, hep olmayacak düşler görüyorum, yenileceğim kavgalara giriyorum durmadan.silin adımı listenizden, yokum; aslında bir oyun olan kavgalarınızda ve aslı bir kavga olan oyunlarınızda. kirli sevinçlerinize ortak etmeyin beni. gözyaşlarınızı da paylaşmıyorum. yalan övgülerinize ihtiyacım yok. gıyabımda kesinleşmiş hükümler verin. bir sürgün nereye sürülebilir? gölgeler kelepçeye vurulur mu? çekilin, yürümediğiniz yollarımı kirletmeyin.
devamını gör...
422.
edebi ve merhameti olmayan insandan uzak dur.
-az önce dayım söyledi , dayı sözü dedi.
devamını gör...
423.
sonuçta aşk, her şeyin mahvolması için iyi bir nedendir. *
devamını gör...
424.
“yılanın biri ateş böceğinin peşine düşmüştü.
onu tam yemek üzereyken ateş böceği,
-“sana bir şey sorabilir miyim?” dedi.
yılan;
-“aslında kurbanlarımın sorularını cevaplamam, ama bir istisna yapıp sana
izin vereceğim” dedi.
ateş böceği sordu:
-“sana bir şey mi yaptım?”,
-“hayır” dedi yılan.
-“senin besin zincirine mi dahilim?” diye sordu ateş böceği.
-“hayır” dedi yine yılan.
-“o halde niçin beni yemek istiyorsun” diye sordu.
-“ışığını görmeye dayanamıyorum da ondan.”
dedi yılan. “
devamını gör...
425.
cumhurbaşkanı görevi sona erince konutu boşaltmış....
bir sabah yaşlı bir adam konutun kapısına gelip sormuş:
- recep bey ile görüşmek istiyorum.
kapıdaki koruma polis memuru:
- recep bey artık cb değil ve burada oturmuyor.
yaşlı adam polise teşekkür eder ve ayrılır, ertesi gün sabah yine aynı yaşlı adam :
- affedersiniz, acaba recep bey ile görüşmem mümkün mü..?
kapıdaki aynı polis :
- bakın efendim recep bey cb değil, konutu boşalttılar...
yaşlı adam sesini çıkarmadan arkasını dönerek uzaklaşır....
üçüncü gün, yine aynı yaşlı adam aynı taleple polis memuruna başvurunca tepesi atan memur, adama çıkışarak "bakın efendim, bu üçüncü gün " demiş:
- size konutun boş olduğunu ve recep bey'in artık cb olmadığını her seferinde söylüyorum, bunu anlamaktan aciz misiniz yoksa..?
yaşlı adam "ne münasebet evladım..?
bunamış gibi bir halim mi var yoksa?" deyip eklemiş:
- sadece söylediklerinizi tekrar tekrar duymaktan çok büyük zevk alıyorum...
polis esas duruşa geçip selam durarak:
- yarın görüşmek üzere efendim!" demiş..
devamını gör...
426.
hatıranın iyisi de kötüsü de acı verir.

dosto.
devamını gör...
427.

basari pesinde kosmak ve bununla beraber gelen surekli huzursuzluga karsin, sakin ve alcakgonullu bir yasanti daha fazla mutluluk getirecektir…
albert einstein
devamını gör...
428.
kim daha temiz?
üstü başı parlayan mı?
yalan konuşmayıp yüreği ışıldayan mı?
kim dost?
yara bandı yapıştıran mı?
yaralarını öğrenmeye çalışan mı?
hangisi gerçek?
ölüm mü?
yaşam mı?
devamını gör...
429.

saçma bulacaksın, ama değil! bak; “en çok seni seviyorum” diyorum, ama gerçek sevgi bu değil belki, “sen bir bıçaksın, ben de durmadan içimi deşiyorum o bıçakla” dersem, gerçek sevgiyi anlatmış olurum belki.

*
devamını gör...
430.
bana yalan söylemeni isterdim aslında. çünkü insan ancak kaybetmekten çok korktuğu bir şey için yalan söyler.

masumiyet müzesi
devamını gör...
431.

vaktiyle karadenizli bir kayıkçı, bir âlimi sandalına almış üsküdar’a götürüyor.
yol uzun, sandal yavaş, âlimin canı sıkılmış. “hiç olmazsa vakit geçer” diye düşünerek sandalcıyla sohbet etmek istemiş…
ilgilendiği konuyu bulmak için de üst üste sorular sormaya başlamış:
“matematik bilir misin?”
“bilmem.”
“fizik bilir misin?”
“bilmem.”
“tarih bilir misin?”
“bilmem.”
âlim, sonunda dayanamamış ve patlamış:
“desene hayatının yarısı boşa gitti!”
sandalcı içerlemiş içerlemesine, ama ses çıkarmamış. derken rüzgâr uğuldamaya, deniz kabarıp homurdanmaya başlamış.
sandal fındık kabuğu gibi sallanıp, âlim dehşet içinde tutunacak yer ararken, sandalcı bağıra bağıra sormuş:
“yüzme bilir misin?”
“yok” demiş âlim, “araştırma yapmaktan, yüzme öğrenmeye vakit bulamadım.”
sandalcının kahkahası rüzgârın uğultusuna karışmış:

“desene hocam, hayatının tamamı boşa gitti!”

riskleri göze almayanlar, ömür boyu ürkek yaşamaya mahkümdürler.
devamını gör...
432.
bazı şeyler, kötü sonlara rağmen yaşanacak kadar güzeldir.
yüzyıllardır oynanmasına rağmen,
hiçbir seyirci sahneye fırlayıp,
romeo'nun zehirli iksiri içmesine engel olmamıştır.
sonunda geminin batacağı bilindiği halde,
titanic filmi defalarca izlenmiştir.
''bitecektir'' korkusuyla aşktan kaçanlar,
eğer dünyaya gelmeden önce kendilerine danışılsaydı, sonunda öleceklerini bildikleri için,
hiç doğmamayı seçerlerdi.
böyle yaşanmaz...
romeo ölmeli,
titanic batmalı
ve aşk
herşeye rağmen yaşanmalı...
adam fawer
devamını gör...
433.
özlüyorum lan!
çok özlüyorum. başka türlü bir özlemek bu ama. hani böyle herkesin herkesi özlediği gibi değil de, sadece ben böyle özlermişim gibi. bu özlemeyi tasvir etmeye çalışabilirim elbet. bir sürü süslü söz mümkün. içinde martılar olan, trenler olan, şarkılar, şiirler, aşk sözleri olan. bir kitabı koklayıp, bir tişörtü düşünüp, mavi bir melek çizip nasıl özlediğimi anlatabilirim. ama bu kez başka türlü özlüyorum. o kadar başka ki neyle anlatmaya çalışsam anlatamadıklarım eksik kalacak biliyorum. o yüzden yalınlığa sığınıyorum. bazen tek bir kelime, basitlikten kaynaklı zerafetle, bütün benzetmelerden daha kuvvetli olabilir.
özlüyorum...
çok fena özlüyorum. hem çok güçlü hem de çok zayıfmışım gibi, coşkulu bir umutla kahreden bir umutsuzluk arasında gidip geliyorum bazen. hisler durmaksızın çatışıyor birbirleriyle. birbirlerine ekleniyorlar bazen, bazen birbirlerinden çıkıyor bazen de birbirlerine bölünüyorlar. sadece şundan eminim. tüm işlemlerin sonunda tek bir sonuç kalıyor elimde.
özlüyorum..
bazen bir yabancı olan, bazen canımın içi; kocaman kıvırcık bir gülümseme bazen, bazen de dünyanın en güzel ihtimali...
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...
434.
altın ateşte, cesur insanlar felakette anlaşılır.
devamını gör...
435.
hayat nasıl gidiyor?
-yaşayan birisine sor.
murat menteş ruhi mücerret
devamını gör...
436.
"dış görünüşleri bana benzemeyen insanların, benim gibi olmadıklarını düşünmüşümdür hep, her beklenti gibi makul bir beklentidir bu; ama böyle düşünmek, dış görünüşü bana benzeyen insanların benim gibi olmadığını kabullenmemi zorlaştırıyor"
bunu söyleyen biri abartılmış olabilir mi?
devamını gör...
437.

“insanın canını sıkan ne biliyor musun? herhalde onların yalan söylemesi değil. yalan, her zaman affedilebilir… yalan sevimli bir şeydir, çünkü insanı gerçeğe ulaştırır. hayır, burada insanın canını sıkan; yalnız yalan söylemeleri değil, onların kendi yalanlarına kendilerinin de inanmalarıdır.


-rus yazar fyodor dostoyevski'nin suç ve ceza adlı kitabından..
devamını gör...
438.

bir gün adamın biri zamanının sufi, üstadlarından birini ziyarete gelmiş ve ona şu soruyu sormuş:
“ön yargılarımdan ve bağımlılıklarımdan nasıl kurtulabilirim?”
üstad ona cevap vermek yerine ayağa kalkmış ve yakında bulunan bir sütuna kollarını dolayarak avazı çıktığı kadar bağırmaya başlamış: “beni bu sütundan kurtarın!!! …

adam şaşkınlıkla bakarak, üstadın deli olduğunu düşünmüş ve ona şöyle demiş:
neden böyle yapıyorsun? ben senin akıllı birisi olduğunu düşünerek ruhsal bir soru sormaya geldim. ama görüyorum ki sen delinin tekisin, sütunu sen tutuyorsun, sütun seni tutmuyor! bırak gitsin!”

üstad sütunu bırakmış ve şöyle demiş: “bu söylediğini gerçekten derinlemesine anlayabilirsen, kendi cevabını vermiş olacaksın. bağımlılıkların seni tutmuyor, sen onları tutuyorsun! bırak gitsin!”

kendini değiştirmeli insan.
yaşananlara bakış açısını değiştirmeli.
özeleştiri yapabilmeli kendine.
önce kendini yargılayabilmeli...
sonrasını bırak gitsin….


alıntı
devamını gör...
439.
yalnızlık, bağımsızlıktır. bu benim dileğimdi ve ona ulaştığım yıllarla birlikte soğuktu. ah yeterince soğuk ama aynı zamanda yıldızların döndüğü uzayın soğuk durgunluğu gibi muhteşem bir şekilde durgun ve engindi.

hermann hesse
*
devamını gör...
440.

zaman hem dost, hem düşmandı. hem mazlum, hem zalim. aktıkça köpüren bir nehir, durdukça kuduran bir şehir...

iskender pala ~ a-71
devamını gör...

bu başlığa tanım girmek için olabilirsiniz.

zaten üye iseniz giriş yapabilirsiniz.

"geceye bir alıntı bırak" ile benzer başlıklar

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim