581.
sana geldim . gelmeyecektim .yolda gelmemen için elli tane sebep saydım , ama sebepleri saydıkça fark ettim ne kadar çok gelmek istediğimi.
devamını gör...
582.
intihar (edouard leve)

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...
583.
iki satır sözcük bir yudum kahve tonlarca tel beyaz saç, yıldızlar küsmüş ay ise yerini değiştirmiş, göz hizamdan az öte gitmiş, küstüm çiçeğinin mutluluğu yansımış dere kenarı su birikintisine, yaprağını sevince mutlu olmuş çiçek, içinde barındırmayan nefret tohumları.
devamını gör...
584.
güzel bi yere gidersin o da yanında olsun istersin, kendini güzel hissedersin keşke o da görseydi dersin, sevdiğin bir şey dinlersin ona da atmak istersin, iyi yemek pişirirsin o da tatsın istersin. sevmek budur, zamanın arta kalanında anımsamak değil.
devamını gör...
585.
"beğendiğiniz bedenlere hayalinizdeki ruhları koyup adına aşk diyorsunuz." - william shakespeare
devamını gör...
586.
ah, uzaktan nazik görünen aşk
nasıl da acımasız ve kaba denendiğinde!

romeo ve juliet
william shakespeare
devamını gör...
587.
iyi bir kadınla iyi bir erkek birlikte değildir. çünkü kadınlar, kötü erkeklere aşık olup iyi erkeklerle dertleşir." victor hugo
devamını gör...
588.
"hiçbir yere ait olmayanları iyi tanırım. her yere aitmiş gibi davranırlar."
kinyas ve kayra
devamını gör...
589.
kadınları cadı diye yakan erkekleri yaksaydık ve o kadınlar yaşasaydı dünya nasıl bir yer olurdu diye düşünüyorum.
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...
590.
ben seni sevdiğim kadar duvarı sevseydim şimdiye çiçek açardı .sen bir yaprak bile vermedin. canın sağ olsun.
devamını gör...
591.
köpekler nasıl uyutulur?
bir barınak yöneticisinden sahipsiz köpeklerin nasıl uyutulduğu hakkında bir yazı...

''ben bir barınak yöneticisiyim. sizlere bir barınağın arka planında olan bitenleri anlatmak istiyorum. umarım bu sesi duyarsınız.
öncelikle, siz üreticiler ve satıcılar… hepiniz bir tek gün olsun bir barınakta çalışmalısınız. belki o gözlerdeki kederli, acı dolu, hüzünlü ifadeyi görürseniz, tanımadığınız ve hiç tanımayacağınız insanlar için köpek üretmekten ve satmaktan vazgeçersiniz.
az önce sattığınız şu küçük şirin köpek yavrusu var ya… büyüyüp de artık ‘küçük şirin köpek yavrusu’ olmadığında büyük olasılıkla benim barınağıma düşecek yolu… peki, bir barınağa bırakılan bir köpeğin yüzde 90 olasılıkla o barınaktan yürüyerek çıkmadığını biliyor musunuz? ister safkan olsun, ister olmasın… ister sahibi tarafından terk edilmiş olsun, ister başıboş olsun… barınağıma gelen köpeklerin en az yarısı safkan köpekler.
en çok duyduğum bahane; ‘taşınıyoruz ve köpeğimizi (ya da kedimizi) yeni evimize götürmemiz mümkün değil.’ öyle mi gerçekten? ya da ‘büyüdüğünde bu kadar iri olacağını bilmiyorduk, kocaman oldu!’ bir alman çoban köpeğinin ne kadar olmasını bekliyordunuz ki? ‘ona fazla zaman ayıramıyoruz…’ öyle mi? ben günde 10-12 saat çalışıyorum ve 6 köpeğime de zaman ayırabiliyorum, isteyince mümkün bu…
‘bahçeyi birbirine katıyor!..’ onu evinize alıp ailenizin bir parçası yapmayı denediniz mi hiç? köpeklerini bana bırakırken hep söyledikleri de; ‘biz ona yeni bir yuva bulmak için uğraşamıyoruz, ama eminiz ki barınakta birileri onu sahiplenecektir, çünkü o çok iyi bir köpek…’
hayır… büyük olasılıkla köpeğiniz barınaktayken yeni bir yuva bulamayacak!..
bir barınakta yaşamanın ne kadar zor ve gerilimli olduğunu bilir misiniz?
anlatayım size isterseniz… siz köpeğinizi barınağa bıraktıktan sonra yuva bulmak için en fazla 72 saat zamanı vardır. eğer barınakta yeterince boş yer varsa, ya da köpeğiniz sağlıklı kalmayı başarırsa bu süre belki birkaç gün daha uzayabilir. eğer üşütür ve nezle olursa oracıkta ölüverir.
köpeğiniz, havlayan ve ağlayan 25 diğer hayvanla birlikte daracık bir bölmeye tıkıştırılacaktır. son derece depresif olacak ve kendisini terk eden aileyi düşünerek durmadan ağlayacaktır.
eğer köpeğiniz şanslıysa, o gün barınağa köpekleri gezdirmek için yeteri kadar gönüllü insan gelir. eğer yeteri kadar gönüllü gelmezse, köpeğiniz hiç kimsenin ilgisini ve dikkatini çekecek şansı bulamaz, kimse onun için bir şey yapamaz. kapısının altından uzatılan bir kap yiyeceği ya da kocaman bir vakumlu hortumla atıklarının temizlenmesini saymazsak tabii.
eğer köpeğiniz iri ve sert ırklardansa (pitbull, rottweiller, mastiff vb), neredeyse barınaktan içeri girdiği anda ölmüştür zaten… bu cins köpekler asla yeni bir yuva bulamazlar... ne kadar “şirin”, “akıllı” ya da “iyi huylu” olurlarsa olsunlar, fark etmez!..
eğer barınak doluysa ve köpeğiniz ilk 72 saatte yuvalandırılmadıysa, yeni geleceklere yer açmak için imha edilir.
eğer barınakta yeteri kadar boş yer varsa ve köpeğiniz talep gören ırklardan birindense, imha süresi bir süre daha ertelenir.
çoğu köpek birkaç gün içinde yaşadığı bölmeyi aşırı koruyucu tavır geliştirir ve takındığı saldırgan tutum nedeniyle imha edilir. en masum, uysal ve sakin köpekler bile bu tavrı geliştirirler.
köpeğinizin bu engelleri aştığını varsaysak bile, kulübesinden dışarı çıkmadığı için birkaç günde öksürmeye başlayacak ya da üst solunum yolu enfeksiyonuna yakalanacaktır. barınakların her köpek için tedavi sağlayacak bir bütçeleri yoktur, bu nedenle hastalanan köpeğinizin imha edilmesi kaçınılmazdır.
size köpeğinizin barınakta nasıl uyutulacağını da anlatmamı ister misiniz?
önce, köpeğiniz kafesinden tasmayla alınacak. sevinerek kuyruğunu sallamaya başlayacak, çünkü gezmeye götürüldüğünü sanacak. o “oda”nın kapısına geldiğinde içeri girmek istemeyecek ve deliye dönecek…”
daha fazlasını yazmaya yüreğim el vermiyor.
değerli okurum,
ülkemizde çok daha iyi koşullara sahip barınaklar da var. ancak bunların sayıları yetersiz.
eğer küçük çocuğunuz varsa, bırakın “petshop”lara para kazandırmayı, hemen koşun bir barınağa… oradaki canlardan birini sahiplenerek hem onun canını kurtarın, hem de çocuğunuzun vicdanlı ve sevgi dolu bir birey olarak büyümesini sağlayacak sadık yoldaşını evinize götürün.
inanın yuvanızın mutluluğu eskiye oranla çok artacak.
biz çocuklarımızı böyle büyüttük ve hiç pişman olmadık.”
devamını gör...
592.
sahiplenme yolu 'tek vicdani' görev gibi duruyor.

yoksa barınakta sağlıklı-mutlu-canlı olmak mümkün görünmüyor.

kurum ve apartmanlara köpek sahiplenme zorunluluğu getirilse nasıl olur?
devamını gör...
593.
“şimdi senin o durgun ve her şeyden çekilmiş halini, bir yaşam tembelliği zannediyorlar.”
devamını gör...
594.
etrafın sarıldı, teslim ol. haliç. haliç'i ben eklemiş olabilirim. lanet gelsin, klonlar arasında kaldım. pü. yat yat.
devamını gör...
595.
"biz de bilirdik sevgiliye karanfil almasını,
lakin aç idik yedik karanfil parasını."
yılmaz güney.
devamını gör...
596.
geçecek, her şey geçer, hepsi geçer. hatta sonra, çok sonra anılar hükmünü yitirdikten, onu iyice unuttuktan, içindeki acının yerini kocaman bir boşluk aldıktan, keşke geçmeseydi dedikten sonra, keşke acısını bir hastalık gibi yüreğimde taşısaydım desen bile geçer. zaman insanla oynamayı seven hem zalim hem de merhametli bir tanrıdır. ona karşı çıkamazsın, yapman gereken beklemek. onun, derin bir unutuşla bizi rahatlatacak örtüsünü üzerimize örtmesini beklemek.
-ahmet ümit-
devamını gör...
597.
''baba dediğin zor zamanında kucaklar çocuğunu, çünkü baba ile çocuk emanettir birbirine tanrıdan.
anne dediğin çocuğa hayat verir.
sonra çocuk küçük elleriyle tutar babanın ellerini ve çocuk babaya hayat verir..
ve bir baba kızına elini uzatırsa,
kızı onu cehenneme kadar takip eder.''
devamını gör...
598.

her çocuk kendi masalında pijamalarıyla militan.”
devamını gör...
599.
“içi izmarit dolu bir küçük şişe, külleri içime içime savruluyor, izliyorken saçlarım hala kara, akı içime düştü. gözlerime dünya oldukça aydınlık, karanlıktan doğan körlüğü kalbim sindirdi. dilimden binlerce sözcük dökülüyor, beynim anlamlarını yitirdi. yazgısı belirsiz kader, ağlarını ruhumda tersinden ördü. güzelliğim dillerce hep övüldü çünkü bütün çirkinlikler onlarca içime işledi.”
devamını gör...
600.
"eğer tanrı birinin kendi iradesiyle kötüyü seçeceğini ve bu yüzden de cehennemde sonsuz işkencelerle cezalandıracağını önceden biliyorsa, onu neden yaratır?"
yuval noah harari/ hayvanlardan tanrılara: sapiens
devamını gör...

bu başlığa tanım girmek için olabilirsiniz.

zaten üye iseniz giriş yapabilirsiniz.

"geceye bir alıntı bırak" ile benzer başlıklar

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim