drama / yerli
8.1 / 10
puan ver

öne çıkanlar | diğer yorumlar

çok nadiren bir filme aşık olursun. bu filme de hem aşığım hem de bizim ülkemizden böyle bir başyapıt çıktığı için gurur duyuyorum her daim.
devamını gör...
bu kadar çok sevdiğim bir film hakkında hiç yazmamış olduğumu görünce afalladım^^

bir insanın kendisine değil resmine aşık olmanın ne demek olduğunu konu edinen 1966 yapımlı metin erksan filmi.
başrolde ise dünyanın en yakışıklı insanlarından biri müşfik kenter ve çok güzel bir aktrist olan sema özcan yer alıyor.
fakir bir adam olan boyacı halil girdiği bir evde gördüğü kadın resmine vuruluyor, aşık oluyor. kadına yakalanıyor, "hırsız değilim..." diyor.
kadının kendisini görmek o kadar etkilemiyor ama resminin büyüsünden de kaçamıyor.
aslında bu film bize aşkın maddeden ötesi olduğunu anlatmak istiyor. gördüğün şey değil, göremediğin şeydir aşk der gibi. bedenler çürür, ruha aşık ol der gibi.

halil ve meral'in öyküsü bu, izlerken ağlamamak mümkün değil, hem ayrılığı hem aşkı bir arada anlatıyor.
filmdeki en komik şey ise meral ile evlenmek isteyen zengin adamın uzun namlulu silah/ sniper taşıması her defasında gümletiyor. ahahahha. o kadar komik ki onun arabasında onu taşıması, izleyen bilir.


benimle resminin arasına girme, istemiyorum


kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...
bir resmi sevmek, sanılanın aksine sevmelerin en kolayı gibi geliyor bana. resim veya başka bir şey. kafamda yarattığım herhangi bir kusursuzluğu da sevebilirim. ne istiyorsam, nasıl istiyorsam. kusursuz bir şey yaratırım ve ona taparım. kolay bir şey bu. karşımızdaki insanı kusurlarına, eksiklerine rağmen sevebiliyor olmak. işte asıl zor olanı budur. kıymetli olanı da budur. insanız. yarımız su yarımız kusur.

güzel bir filmdir ama kolay bir sevgidir.
devamını gör...
1965 yapımı siyah beyaz renklerle yayınlanmış bir aşk filmi. film dönemine göre oldukça iyi bir kaliteye sahip. şu ana göre replik sayısı çok daha az, anlatmak istediklerini 3 saat ve tonla diyalog ile anlatmaya çalışmıyor.
bazı sahneler, özellikle poligon sahnesi olmasaydı veya farklı olsaydı dedirtti ama olsun. bu şekilde ağırlığı olan senaryo ve anlatımı kolay bulunmuyor günümüz çağında...
hikaye ise aşkın ağır darbelerine maruz kalmış olması yüksek muhtemel bir boyacı olan halil, bir resme aşık oluyor, uzun bir süre sonra kürk mantolu madonna'da olduğu gibi bu hayalini süsleyen, hayatına anlam katan fotoğrafın ana karakteri güzeller güzeli kadınla tanışıyor ve olaylar aşkın sanki bir kara delik gibi karşı konulmaz çekim gücüyle devam ediyor.
filmdeki birçok diyalog kaliteli, çekim ortamları hikayenin duygudurumuna oldukça uyumlu, hikaye kaliteli. bana geçmeyen birkaç sahne olsa da çekim yılını dikkate almak gerekiyor. iki renkli olsa da hâlen izlenebilecek nadide bir eser.
devamını gör...
filmin mubi tarafından restore edilmiş 4k versiyonunu izlerken her karenin ne kadar harika olduğunun daha da bir farkına vardım. filmin herhangi bir sahnesinde pause yapın ve tablo olarak evinize asın. baş karakterimiz nasıl bir resme aşık olduysa bende öyle her kareye aşık oldum filmi izlerken. herkesin mutlaka izlemesi gereken kült bir eserdir. türk sinemasından bahsederken ilk örnek verilecek filmlerdendir.
devamını gör...
bu öyle bir film ki ne zaman tanır ne de mekan. bugün çekilmiş olsa dolaştığı tüm festivallerde ceketlerin iliklenmesine sebep olur, saygıyla dakikalarca ayakta alkışlanırdı. metin erksan türk sinemasında zirvedeki küçük kulübede sonsuza dek yaşayacak birkaç isimden biri. belki de o kulübenin mimarı ta kendisi. kavgası kendiyleydi rahmetlinin, kimseyi incitmedi.
devamını gör...
film hakkında çok güzel şeyler yazılmış tekrar etmeye gerek yok bunları. ek olarak bir kaç şey yazayım. yağmur kullanımı ne güzeldi ya bayıldım buna ayrıca meral'in arabadan inip ayakkabısız yürüdüğü sahne içimi ısıttı resmen. babanın, halil ile konuşması çok güzeldi övdü mü sövdü mü anlamıyor insan. aslında daha çok var ama bunlar zaten yazılmış diğer yorumlarda. güzel film izleyin.
devamını gör...
kendime çok yakın bulabileceğim bir modelin aşkını konu alan filmdir.. resme aşık olan adam.. filmi izlemedim. ama meşhur bir film. hep karşıma çıkıyor.

adam bir resimle yetinmeyi bilebiliyor. muhteşem bir abimiz.. sanırsam.
hanım abla ise, aşık olduğunuz resim bana ait, canlı kanlı buradayım, beni sevmeniz daha doğru olmaz mı gibisinden soruyordu..
abimiz gayet resmi bir tavırla döktürüyordu..
bir fotoğrafı sevmenin güzelliklerinden bahsediyordu ve neden aslı yerine bir fotoğrafı sevdiğini açıklıyordu.. bu tercihin arkasındaki sebeplerin kendi içinde mantıklı bir açıklaması olmakla beraber, bunların kolaycılıkla, cesaretsizlikle ilişkilendirilmesi de mümkün bir tercih olduğu söylenebilir..

adam açıkça ben sizin fotoğrafınızı seviyorum, bu sizi sevmekle aynı şey değil.. diyordu..

filmi baştan sonuna kadar izlemedim. vakit bulduğumda izlemem gerekiyor. kadının neler yaşadığını, neler düşünüp hissettiğini merak ediyorum.
fotoğrafa aşık olan manyaktan ziyade.
devamını gör...
bir metin erksan filmidir.
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
filmin senaryosunu da yönetmen metin erksan yazmıştır. filmin başrollerinde her zaman çok hayran olduğum, canlı izleyemediğim için içimde bir ukde olarak kalmış olan müşfik kenter, sema özcan, süleyman tekcan ve fadil garan oynamıştır.

türk sinema tarihinde ismi ve yeri olan bir filmdir. birçok insan en sevdiği filmler listesinde mutlaka bu filmi sayar. kült mertebesine yükselmiş olduğunu söyleyebiliriz. ayrıca zamanında çok insan ulaşma şansı yakalayamamış olması da filmi mitolojik bir boyuta taşımıştır.

çekildiği dönem özelinde değerlendirildiğinde müthiş bir filmdir gerçekten. ama tamamen benim sinema cehaletim yüzünden türk sinemasında izlediğim ilk on film arasında değildir. mutlaka anlamadığım noktalar vardır filmde ama ben final sahnesini maalesef ki beğenmedi.

film bir boyacının boya yapmak için girdiği evde, duvarda asılı duran bir kadının fotoğrafına aşık olmasını anlatır. adam bu derin aşkı yaşarken fotoğrafın sahibi olan kadınla tanışır. ancak fotoğrafın sahibi olan bu kadına aşık değildir, o fotoğrafa aşıktır ve bunu defalarca dile getirir.

izlemeye değer, çok kaliteli bir filmdi.
devamını gör...
bir metin erksan filmi...
biraz abartılan bir film çünkü kimse kimsenin sadece fotoğrafına aşık olmaz.*
bu, korkaklıktır.*
bu, kafada idealize etme biçimidir.*
hatta tanrısallaştırmadır: bir prensesle karşısındaki insanı bir tutma hadsizliğine kalkmaktır.*
bu, yüzsüzlüktur*,
utanmazlıktır*,
aymazlıktır.*
...

eskiden film hakkında çok farklı şeyler düşünür, onu, kafamda çok başka yerlere konumlandırırdım. insan, sevmekten korkabilir, çünkü kafada kurulan bir ideanın, adım adım yıkılışı yerine; kavuşmamayı ve o idealin, öyle temiz ve sade kalmasını yeğleyebilir, bu, çok doğaldır, derdim.
lakin öyle olmuyormuş. bu korkaklıkmış ve gereksiz bir mükemmellik yaratımı imiş. tanrıcılık oynamanın bir gereği yok!
zaman geçtikçe bunu, kavrayabiliyorsun mesela.

hatta bunun çok çok ötesinde bu gibi bir düşüncenin, psikolojik bir bağnazlıktan ileri geldiği bile söylenebilir. ki son yıllarda uzmanlar bu konuda uyarmaya başlamışlar bile. kafada bir ideal yaratıp onunla yanındaki insanı eleştirmenin, insanı mutluluktan alıkoyacağı gerçeği vurgulanıyor... muhtemelen vardır kaynak tabakası, çocuklukta bir yerlerde...
garip.*

metin erksan, filmde bize biraz da modern zamanların aşkından bahseder; bilmeden... hiç farkında değildir ancak gelecek zamanda da insanlar, ben senin resmine aşığım, resmin sen değilsin ki. ya gelip hayallerimi yıkarsan? o yüzden resminle arama girme! der ve bir çağ yangınına, daha o çağ gelmeden ışık tutar.
elbette ortada daha yapay zeka ve efekt yokken, daha metaforik bir anlam ve anlatım söz konusudur ancak zamanımıza da uyarlanabilir. *

bu arada resim der müşfik kenter, resim... fotoğrafı, resim olarak anar. bu, benim de sık kullandığım bir ifadedir ve çok edebî yönü hassas arkadaşlarım olmasa gram rahatsız değilim bu durumdan. düzeltildiğimde bile rahatsız olmuyorum, çünkü resim... teknolojik olarak bir bireyin görüntüsünün kağıda, yansıması... fotograflarken de aslında bir anlamda resmetmiyor muyuz? ki profesyonel olmamakla birlikte hem resimle hem de fotoğraf sanatıyla ilgilenen biri olarak bunu böyle düşünüyorum.

...
ben filmi, moğollar'ın yolum seninle klibi ile keşfettim bu arada. kıraç'ın yıkık şarkısına çektiği klipte de, bu filme göndermeler bulunur.
iki şarkı da çok güzeldir filmden bağımsız olarak belirtebilirim. ancak siz, filme bağımlı olarak dinleyin ya da izleyin, her neyse.*
yolum seninle;

yıkık;

bu arada müşfik kenter, bircok insan gibi benim de idealize ettiğim biridir.* hem sesi, hem kişiliği hem de tipiyle tam bir istanbul beyefendisidir. sırf buradan hareketle bile film, benim için çok değerli, izlenilesi...

yine de artık eleştirel yaklaşıyorum*, kenter'in filmde aktardığı rolün fikirlerine...
bir idealle gerçeği kıyaslamak, sırf bundan hareketle korkup saklanmak, bana gülünç geliyor artık. dolayısıyla herkes bulunduğu noktada güzeldir. hatta belki bu konuda beyler bizden bile daha beceriklidir ha? kim bilir?*
devamını gör...

bu başlığa tanım girmek için olabilirsiniz.

zaten üye iseniz giriş yapabilirsiniz.

"sevmek zamanı" ile benzer başlıklar

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim