geceye gereksiz bir bilgi bırak
"münevver" kelimesi, arapça "nur" yani ışık kelimesinden türetilmiş olup "nurlanmış, aydınlanmış" anlamına gelmektedir efendim.
devamını gör...
traktörüne haciz gelen vatandaşın kalp krizinden ölmesi
nerde o çiftçi güzellemesi yapan tanımlar başlıklar, abartıyorlar vs. getirin buraya getirin...
bu ülke çiftçisinin ürettiği tek üzüm tanesi dahi yerseniz boğularak can veriniz, o kadar net.
traktör satmak nedir? ekmek kapısı satmaya mecbur kalmak nedir?
cennete gitti dimi? orda en lüks traktörlerde gezecek, banka yok tefeci yok! bir sektirip gidiniz.
tanım: ölecek nefes israfı o kadar çok adam var iken gariban çiftçinin acı ölümü.
bu ülke çiftçisinin ürettiği tek üzüm tanesi dahi yerseniz boğularak can veriniz, o kadar net.
traktör satmak nedir? ekmek kapısı satmaya mecbur kalmak nedir?
cennete gitti dimi? orda en lüks traktörlerde gezecek, banka yok tefeci yok! bir sektirip gidiniz.
tanım: ölecek nefes israfı o kadar çok adam var iken gariban çiftçinin acı ölümü.
devamını gör...
merdumkaptan seçkileri radyo yayını
dırın dırın dırııın, yine ben sevgili sözlük ahalisi.
kaptanlarınmerdumu olarak bu hafta bommmba 2 sanatçı ile yeniden karşınızdayım.
ikisi de sesleriyle herkesi kendisine hayran bıraktıran, mevcut yaşlarını asla göstermemeleri ve pek yüksek enerjileriyle konserlerinde ortamları coşturan sanatçılarımız.
n'eeemiş, n'eeemiş; kimmiş, kimmiş?
şebnem ferah ve teoman imiiiiş. o halde bu güzide 2 insana dair hasbihal için, istek parçalarınızı dinlemek için 18:00'da sözlük radyosu'na bekliyorum heeeerkesleri!

| sözlük radyosu için tıklamanızı reca ettim
| instagram adresimiz için tıklamanızı reca ediyorum
| twitter adresimiz için tıklamanızı reca edeceğim
kaptanlarınmerdumu olarak bu hafta bommmba 2 sanatçı ile yeniden karşınızdayım.
ikisi de sesleriyle herkesi kendisine hayran bıraktıran, mevcut yaşlarını asla göstermemeleri ve pek yüksek enerjileriyle konserlerinde ortamları coşturan sanatçılarımız.
n'eeemiş, n'eeemiş; kimmiş, kimmiş?
şebnem ferah ve teoman imiiiiş. o halde bu güzide 2 insana dair hasbihal için, istek parçalarınızı dinlemek için 18:00'da sözlük radyosu'na bekliyorum heeeerkesleri!

| sözlük radyosu için tıklamanızı reca ettim
| instagram adresimiz için tıklamanızı reca ediyorum
| twitter adresimiz için tıklamanızı reca edeceğim
devamını gör...
başarısız yemek yapma anısı
pirinç pilavını ilk denemesinde yapabilen cindir. resmen lapa oldu biraz şeker atsam sütlaç olacaktı.
devamını gör...
özgecan aslan
özgecanın katledilmesinin üzerinden 7 yıl geçti. "başka özgecanlar ölmesin" dedik ama olmadı. özgecan'ın da öldürüldüğü 2015'te 303 kadın öldürüldü.
2016'da 328
2017'de 338
2018'de 363
2019'da 474
2020'de 300
2021'de 280
2022 ocak'ta 28 kadın öldürüldü.
dünya bıraktığı gibi!
11.02.2015*
unutmadık, unutmayacağız, unutturmayacağız.
2016'da 328
2017'de 338
2018'de 363
2019'da 474
2020'de 300
2021'de 280
2022 ocak'ta 28 kadın öldürüldü.
dünya bıraktığı gibi!
11.02.2015*
unutmadık, unutmayacağız, unutturmayacağız.
devamını gör...
normal sözlük yazarlarının karalama defteri
içimizi hunharca döktüğümüz başlık.

kapasite meselesi bazı şeyler!
herkesin kendi kalıbı, kendi içinde şekillendiği bir kabı var... sen oturdun dünyanın en muaazzam kelimeleriyle en can alıcı cümlelerini kurdun mesela yine de karşındakinin anladığının ötesine geçebilir misin? fikri kadar anlar seni! sonra diyoruz ki neden çıktı bu anlaşmazlıklar? çünkü kendi ringinde oynamadın. kendi seviyende seçmedin rakibini de, eşini de, dostunu da, arkadaşını da... ahlar vahlar boşa dostlar en başından belirleyecektiniz kime ne kadar yakınlaşıp kimle ne denli bağlar kurabileceğinizi... iletişim tabi güzel.herkesle selamlaşmak hemen bağ kurmak, herkesle arkadaş olmak... ama devamında hazırsan hırpalanmaya, hayal kırıklığına uğramaya,... gerçeği tüm çıplaklığıyla görüp yahu ben kimlerle muhattap olmuştu mu kısa sürede sindirebileceksen aç hayatının kapılarını tüm insanlığa! yani uzatmadan şunu demek isteyeceğim muhattabın her kimse hayatının en derin yerlerine kabul etmeden bir ölç tart bakalım seninle yarı yolda nefes nefese kalıp seni yarı yolda yüzüstü bırakabilir mi? herkimse irtibat kuracağın kişi seni senin vasıflarınla kaldırabilecek mi? tabi bazı yol ayrımları olacak ama yolun ayrıldığında kendini daha değersiz hissediyorsan orada bir düşün derim!
yahu banuca şu fotoya bakıp bunlar mı geldi alklına diyebilirsiniz. vallahi geldi. gece gece idare edi verin artık.
herkeslere iyi geceler.

kapasite meselesi bazı şeyler!
herkesin kendi kalıbı, kendi içinde şekillendiği bir kabı var... sen oturdun dünyanın en muaazzam kelimeleriyle en can alıcı cümlelerini kurdun mesela yine de karşındakinin anladığının ötesine geçebilir misin? fikri kadar anlar seni! sonra diyoruz ki neden çıktı bu anlaşmazlıklar? çünkü kendi ringinde oynamadın. kendi seviyende seçmedin rakibini de, eşini de, dostunu da, arkadaşını da... ahlar vahlar boşa dostlar en başından belirleyecektiniz kime ne kadar yakınlaşıp kimle ne denli bağlar kurabileceğinizi... iletişim tabi güzel.herkesle selamlaşmak hemen bağ kurmak, herkesle arkadaş olmak... ama devamında hazırsan hırpalanmaya, hayal kırıklığına uğramaya,... gerçeği tüm çıplaklığıyla görüp yahu ben kimlerle muhattap olmuştu mu kısa sürede sindirebileceksen aç hayatının kapılarını tüm insanlığa! yani uzatmadan şunu demek isteyeceğim muhattabın her kimse hayatının en derin yerlerine kabul etmeden bir ölç tart bakalım seninle yarı yolda nefes nefese kalıp seni yarı yolda yüzüstü bırakabilir mi? herkimse irtibat kuracağın kişi seni senin vasıflarınla kaldırabilecek mi? tabi bazı yol ayrımları olacak ama yolun ayrıldığında kendini daha değersiz hissediyorsan orada bir düşün derim!
yahu banuca şu fotoya bakıp bunlar mı geldi alklına diyebilirsiniz. vallahi geldi. gece gece idare edi verin artık.
herkeslere iyi geceler.
devamını gör...
ke$ha
10 yıldır birlikte çalıştığı prodüktör dr. luke tarafından tecavüze uğradığını iddia etmesi sebebiyle yaşadığı problemler sonucu bir daha eski şarkılarıyla hiçbir yerde sahne almasına izin verilmeyen, ke$ha olarak bağlı olduğu şirketi dışında hiçbir yerle çalışmasına hak tanınmayan çok sevdiğim kadın şarkıcı. sebebi ke$ha'nın şirketiyle yapmış olduğu anlaşma.
anlaşma gereği 6 albüm çıkarması gereken ke$ha'ya, şirket bu konuda da yardımcı olmuyor. yani ke$ha kapana kısılmış durumda.
birgün küçük bir barda gizlice sahne almış ve hayranlarına seslenmiştir.
ne yazık ki ke$ha açılan davada kaybetti.
şimdilerde ke$ha yerine kesha ismini kullanmakta. mahkeme sonrası bir de albüm çıkarmış hatta.
anlaşma gereği 6 albüm çıkarması gereken ke$ha'ya, şirket bu konuda da yardımcı olmuyor. yani ke$ha kapana kısılmış durumda.
birgün küçük bir barda gizlice sahne almış ve hayranlarına seslenmiştir.
ne yazık ki ke$ha açılan davada kaybetti.
şimdilerde ke$ha yerine kesha ismini kullanmakta. mahkeme sonrası bir de albüm çıkarmış hatta.
devamını gör...
normal sözlük satranç kulübü
heyecanla turnuvayı bekliyorumm. bakalım kim kazanacak.*
devamını gör...
ağlamamak için yapılanlar
her seferinde değişebilmekle birlikte, mesela biraz önce youtube'dan hareketli bir şeyler açayım da bugünü de atlatayım dedim. güzel fikirdi bence. her şey de güzel başlamıştı. hareketin sınırını bir hayli aşmış olacağım ki, ondan ona derken, en son ankara pavyon videolarına kadar gitmişim. işte hareketli şarkı dediğin onlarmış bir kez daha anladım.(videoları ilk kez görmedim tabi) insanın içinde gam, tasa kalmıyor. kızların hepsi değil ama birkaçı (isim vermeyim, gerek yok şimdi) hipnoz ediyor oynarken. tarla tapan satan amcalara hak verdim gibi. o kapıdan girmeyeceksin. yoksa hipnoz garanti. zor attım kendimi. bir 2 hafta ağlamam artık.
devamını gör...
ben biraz kiloluyum ehe
sevimlilikle örtülmeye çalışılan bir "kusura" ilişkin cümle.
bu şekilcilik bu ülkenin laneti bence.
yıllar önce bir program izlemiştim. amerika ya da avrupa'daydı hatırlamıyorum. obez bir kadın ile sevgilisinin, kadının obezitesi ile baş etme çabalarını gösteriyordu. adam gayet eli yüzü düzgün ve sevgilisine aşık bir adamdı. bizde olsa o adam "bu kadınla ne işim olur? ben yakışıklıyım, bir de şunun tipine bak" havasına girer yahut etrafındakiler gazlar bunu "sana kız mı yok? nerden buldun bu şişkoyu?" diye.
öküz gibi insanlarız. çok sinir bozucu.
bu şekilcilik bu ülkenin laneti bence.
yıllar önce bir program izlemiştim. amerika ya da avrupa'daydı hatırlamıyorum. obez bir kadın ile sevgilisinin, kadının obezitesi ile baş etme çabalarını gösteriyordu. adam gayet eli yüzü düzgün ve sevgilisine aşık bir adamdı. bizde olsa o adam "bu kadınla ne işim olur? ben yakışıklıyım, bir de şunun tipine bak" havasına girer yahut etrafındakiler gazlar bunu "sana kız mı yok? nerden buldun bu şişkoyu?" diye.
öküz gibi insanlarız. çok sinir bozucu.
devamını gör...
yabancı dizi izledikten sonra gelen ingilizce konuşma isteği
dizi boyunca da yaptığım yorumları içimden ingilizce yapıyorum. zaten içimden ingilizce konuşurken benden iyisi yok.
devamını gör...
sevmek ama sevilmemek
deneyimdir.
gençken sizi sevmeyeni seversiniz,
yaş aldıkça sizi seveni seversiniz.
gençken sizi sevmeyeni seversiniz,
yaş aldıkça sizi seveni seversiniz.
devamını gör...
2250 yılında normal sözlük başlıkları
2250 bit artık.
devamını gör...
favlayan yazarın asıl amacı
biraz da şöyle şöyle dandik başlık açalım değil mi? evet efenim favlayan yazarın asıl amacı size yanlamaktır. ne yapsın malum yasaklar geldi çattı can sıkıntısından saracak birini arıyor olabilir. ayrıca bu bir sözlük politikası da olabilir. eksi yok fav butonu var neden? neden ha? resmen çöpünüzü çatacaklar lütfen bilinçlenelim.!!111!1!1!
devamını gör...
eğitim seviyesi arttıkça akp oyları düşüyor
zamanın enerji bakanı taner yıldız'ın sarf ettiği sözlerdir. konuşma
eğitime saldırıp, dine sarılmaları bu yüzden zaten.
eğitime saldırıp, dine sarılmaları bu yüzden zaten.
devamını gör...
safinaz
(bkz: temel reis) 'in uğruna kötü adam kaba sakal ile boğuştuğu biricik aşkı. orijinal ismi ise olive oil. türkçesi zeytinyağı. enteresan bir isim.
devamını gör...
normal sözlük yazarlarının nicklerinin hikayesi
(bkz: beirut) isimli harika grubun 2007 yılında yayınladığı pompeii ep'sinde yer alan, dijital kimliğimi oluşturan şarkıdır nickimin hikayesi.
tanımı yaptıktan sonra başlayalım yazmaya. ep'deki üç şarkı da apayrı hisler yaşatır, başka başka mekanlarda gezdirir insanı ama napoleon on the bellerophon; tüm beirut albümlerindeki en hüzünlü, en karanlık şarkı olabilir. belki la llorona bu karanlık seviyesine yaklaşır. sözleri belli belirsiz anlaşılan bu şarkının şöyle bir hikayesi olduğuna inanıyorum. teorim doğru da olabilir yanlış da ama bence bu anlamıyla çok çok başka bir boyut kazanıyor şarkı.
şarkının isminde geçen iki tarihi şahıs mevcut. biri hepimizin bildiği napoleon, diğeri ise yunan mitolojisinden bir kahraman olan (bkz: bellerophontes). ikisininde gücü ele geçirip, kaybetme öykülerinde benzerlikler vardır. napolyon da bellerophon da memleketleri dışında en tepeye çıkmış, daha sonra da kibirleri yüzünden tepe taklak olmuş şahıslar.
ikisi de kendisini en tepeye taşımış şeyleri kibirleri nedeniyle terketmişler. bellerophon hayat boyunca bir çok zorlukla karşılaşır. son görevlerinden birini kendisine verilen (bkz: pegasus) ile tamamlar ve artık kendisini çok yüksekte görmeye başlar. hedefi artık (bkz: olympos) dağıdır. kendisini tanrılarla bir görmeye başlar ve kafa tutar. pegasus'a atladığı gibi tanrılar katına doğru yol almaya başlar. fakat buna sinirlenen (bkz: zeus) yolladığı bir at sineği ile pegasus'un bellerophontes'i sırtından atmasını sağlar. yere düşen fakat ölmeyen bellerophontes; kalan ömrünü aç, sefil bir şekilde geçirir. daha sonra evlatları da tanrılar tarafından öldürülür ve bunun acısını, kaybını ölene kadar yaşar. kibri yüzünden tepetaklak olmuş görkemli bir yaşamdır onunki.
arada bazı farklar olsa da; napolyon da ülkesi dışında çeşitli savaşlar, görevleri tamamlar. devrim sonrası fransa'da var olan ilişkileri nedeniyle sürgün yer. italya'da, mısır'da bir savaşa katıldı. burdaki başarıları ile ünlendi. bu ünü sayesinde çeşitli darbe ve siyasi oyunların içinde yer aldı. en sonunda kendi pegasus'unu bulmuştu. onun pegasus'u; imparatorluk tahtıydı. imparator olan napolyon; gözünü olympos'a dikmiş ve avrupa devletleri ile bir bir savaşa girmişti. başlangıçta başarılı da olan napolyn; rus seferinin başarısız bitmesi üzerine; ordusunun büyük çoğunluğunu kaybeden napolyon; biraz durup soluklanmak yerine kibrine yenik düşüp yeni bir ordu kurmaya çalışır. bu süreçte artan vergiler, savaştan bıkmış insanlar, ele geçirilen yerlerdeki halkların huzursuzluğu gibi sebepler işini zorlaştırır. kaybedeceği belli bir savaşa girer kibri yüzünden. tahtı bırakması, geri alması, waterloo falan derken ölene kadar sürgüne st. helena adasına gönderilir.
ve başka bir ilginç tesadüfte; ikinci kez yakalanan ve st. helena adasına sürgüne giden napoleon'un bindiği ingiliz gemisinin adı hms bellerophon'dur. agamemnon gemisi ile çanakkale'yi bombalayan kurnaz, sinsi ingiliz diplomasisinin bir oyunu mu yoksa tesadüf mü bilmem. ama bana göre bu şarkı; o geminin güvertesinde yolculuğun bitmesini bekleyen napoleon'a fon müziği olarak yazılmış gibi. senelerce süren savaşlar, kazanılan zaferler, parlak bir deha ve en büyük mağlubiyetinden sonra düştüğün durum. orada olup napoleon'a bu şarkıyı dinletmek isterdim. şarkı bellerophon gemisinin güvertisindeki napolyon'un yaşadığı hüznü taşımakta sanki..
son olarak; william quiller orchardson adlı ressamın konuyla ilgili yaptığı enfes bir resmi buraya bırakayım.
bellerophon güvertesindeki napolyon
ben buraya başka bir sözlükten geldim. orada napoleon on the bellerophon idim. burada napoleon oldum.
tanımı yaptıktan sonra başlayalım yazmaya. ep'deki üç şarkı da apayrı hisler yaşatır, başka başka mekanlarda gezdirir insanı ama napoleon on the bellerophon; tüm beirut albümlerindeki en hüzünlü, en karanlık şarkı olabilir. belki la llorona bu karanlık seviyesine yaklaşır. sözleri belli belirsiz anlaşılan bu şarkının şöyle bir hikayesi olduğuna inanıyorum. teorim doğru da olabilir yanlış da ama bence bu anlamıyla çok çok başka bir boyut kazanıyor şarkı.
şarkının isminde geçen iki tarihi şahıs mevcut. biri hepimizin bildiği napoleon, diğeri ise yunan mitolojisinden bir kahraman olan (bkz: bellerophontes). ikisininde gücü ele geçirip, kaybetme öykülerinde benzerlikler vardır. napolyon da bellerophon da memleketleri dışında en tepeye çıkmış, daha sonra da kibirleri yüzünden tepe taklak olmuş şahıslar.
ikisi de kendisini en tepeye taşımış şeyleri kibirleri nedeniyle terketmişler. bellerophon hayat boyunca bir çok zorlukla karşılaşır. son görevlerinden birini kendisine verilen (bkz: pegasus) ile tamamlar ve artık kendisini çok yüksekte görmeye başlar. hedefi artık (bkz: olympos) dağıdır. kendisini tanrılarla bir görmeye başlar ve kafa tutar. pegasus'a atladığı gibi tanrılar katına doğru yol almaya başlar. fakat buna sinirlenen (bkz: zeus) yolladığı bir at sineği ile pegasus'un bellerophontes'i sırtından atmasını sağlar. yere düşen fakat ölmeyen bellerophontes; kalan ömrünü aç, sefil bir şekilde geçirir. daha sonra evlatları da tanrılar tarafından öldürülür ve bunun acısını, kaybını ölene kadar yaşar. kibri yüzünden tepetaklak olmuş görkemli bir yaşamdır onunki.
arada bazı farklar olsa da; napolyon da ülkesi dışında çeşitli savaşlar, görevleri tamamlar. devrim sonrası fransa'da var olan ilişkileri nedeniyle sürgün yer. italya'da, mısır'da bir savaşa katıldı. burdaki başarıları ile ünlendi. bu ünü sayesinde çeşitli darbe ve siyasi oyunların içinde yer aldı. en sonunda kendi pegasus'unu bulmuştu. onun pegasus'u; imparatorluk tahtıydı. imparator olan napolyon; gözünü olympos'a dikmiş ve avrupa devletleri ile bir bir savaşa girmişti. başlangıçta başarılı da olan napolyn; rus seferinin başarısız bitmesi üzerine; ordusunun büyük çoğunluğunu kaybeden napolyon; biraz durup soluklanmak yerine kibrine yenik düşüp yeni bir ordu kurmaya çalışır. bu süreçte artan vergiler, savaştan bıkmış insanlar, ele geçirilen yerlerdeki halkların huzursuzluğu gibi sebepler işini zorlaştırır. kaybedeceği belli bir savaşa girer kibri yüzünden. tahtı bırakması, geri alması, waterloo falan derken ölene kadar sürgüne st. helena adasına gönderilir.
ve başka bir ilginç tesadüfte; ikinci kez yakalanan ve st. helena adasına sürgüne giden napoleon'un bindiği ingiliz gemisinin adı hms bellerophon'dur. agamemnon gemisi ile çanakkale'yi bombalayan kurnaz, sinsi ingiliz diplomasisinin bir oyunu mu yoksa tesadüf mü bilmem. ama bana göre bu şarkı; o geminin güvertesinde yolculuğun bitmesini bekleyen napoleon'a fon müziği olarak yazılmış gibi. senelerce süren savaşlar, kazanılan zaferler, parlak bir deha ve en büyük mağlubiyetinden sonra düştüğün durum. orada olup napoleon'a bu şarkıyı dinletmek isterdim. şarkı bellerophon gemisinin güvertisindeki napolyon'un yaşadığı hüznü taşımakta sanki..
son olarak; william quiller orchardson adlı ressamın konuyla ilgili yaptığı enfes bir resmi buraya bırakayım.
bellerophon güvertesindeki napolyon
ben buraya başka bir sözlükten geldim. orada napoleon on the bellerophon idim. burada napoleon oldum.
devamını gör...


