antikythera düzeneği / ilk analog bilgisayar
1900'lü yıllarda girit açıklarında antikitera adası yakınlarında batmış olan bir gemi batığında sünger dalgıçları tarafından bulunan, ayakkabı kutusundan biraz büyük bir tahta kutu içerisinde ezilerek iç içe geçmiş çarklar ve bronz dişlilerden oluşan mekanik bir düzenekti bu. kutunun dışında bir çevirme kolu mevcuttu ve bunun çevrilmesiyle harekete geçen düzenek akrep ve yelkovan benzeri ibrelerle bir şeyleri belirtiyordu.

ilk olarak inceleyen arkeologlar düzeneği astronomik bir saat olarak tanımlamışlardır. daha sonraları astronomik konumlar hesaplayan bir hesap makinesi olabileceği görüşü ortaya atıldı. x-ray ve gama ışınları ile yapılan incelemeler sonucu elde edilen görüntülerden yola çıkılarak düzeneğin bir tür analog bilgisayar olduğu, güneş ve ay tutulmaları ile gezegenlerin konumlarını hesaplamak için tasarlanan bir aygıt olduğu fikri yeni bulgularla desteklenmiş oldu.
bilinen en eski çarklı düzenek olan bu mekanizma antik yunanlıların astronomi ve mekanik konularında hayal edebileceğimizden çok daha ileride olduğunu göstermektedir.
devamını gör...

en iyi, "beni ben yapan insanlar" tarafından bilinen özelliklerdir.
devamını gör...

politikacılardan korkma durumudur.
devamını gör...

(bkz: bütün sırrı bozdun ya)
devamını gör...

apotemnofili (vücut bütünlüğüne ilişkin kimlik bozukluğu): bu ruhsal hastalıklarda, kişiler bedenlerinin bir uzvunun kendilerine ait olmadığını, o uzva karşı yabancılık çektiklerini, varlığından son derece yabancılık duyduklarını beyan ederek ondan kurtulma çabası içine girerler. genelde bacaklarının kesilmesini talep ederler. kol ya da parmağının kesilmesi için hekimlerden yardım isteyen veya kendi imkanları ile kesmeye çalışanlar vardır. olgulardan biri gözüne asit döktürerek kendisini kör ettirmiştir. yabancılık duydukları uzuv kesildikten ya da işlev göremez hale geldikten sonra yaşadıkları tüm sıkıntının geçtiğini ve rahatladıklarını belirtmektedirler. nasıl bir beyin aksamasının ya da psikolojik mekanizmanın buna neden olduğu henüz bilinmemektedir.
yazmakta kaynakta bence çok ilginç ve sıra dışı ama tanrı hasta olanlara yardımcı olur umarım.
devamını gör...

her sms bir kontör gibi bir şeydi. mesaj atmak kıymetliydi. tuşlara basarak kendi melodini yapıyordun şarkıları kendimiz oluşturuyorduk. arandığında çalma müziği şimdiki gibi gerçek şarkılar olmuyordu. nokia’nın krallığının olduğu dönemler. hey gidi hey.
devamını gör...

çok ilginç remixleri var evet. bunlardan en sevdiklerim ise eğlence amaçlı yapılmış olanlar:)

işte cheems versiyonu;



miku versyon;

devamını gör...

mizmar aralığı'nı genişleterek nefes almaya yardımcı olan kastır.
devamını gör...

doğru kanalize edildiğinde müthiş bir istek.
ben bugün 3 tane çiçek alarak başladım. evet, çiçekçiden çıktığımda "bugün yeni hayatımın ilk günü ulan!" dedim. eve geldim, saksılarını ve toprağını değiştirdim. can suyu verdim. balkon demeye bin şahit isteyen küçük fransız balkonuma yerleştirdim. isimler verdim.

onlar büyüdükçe ben de farklı bir insana dönüşecekmişim, iyileşecekmişim gibi saçma bir motivasyona sahibim. akşama doğru yürüyüşe çıktım. yanımdan geçen herkesi durdurup "benim çiçeklerim var biliyor musun?" demek istedim. babaannem de ilk torun haberinde yola oturup gelene geçene "torunum olacak" demiş. sanırım aynı hisleri taşıyorum.

onları sevdiğim kadar yüklediğim bu anlamı da sevmeye başladım. onlar büyüyecek, çiçeklenecek, yerlerine alışacak ve ben de her şeyi yoluna koyacağım. birbiriyle doğrudan bağlantılı değil bu gelişmeler ama inanıyorum. onlar büyüyecek, ben iyileşeceğim.
devamını gör...

“uğraşamam dünümle ve dünümdekilerle. ben yarına bakarım yanımdakilerle.”
devamını gör...

biz yanlış anlaşılmasın diye sevdiğimiz, yazılarını,begendigimiz bayan yazarları takip bile etmezken, arkadaşın açtığı başlığa bak.
devamını gör...

ispanyolca’da tanrının lütfu anlamına gelen ve sevgiliye söylenen bir hitaptır . oscar harris’in sesi ve ressam fabian perez’in resimleri ile alta gracia…

çevirisi
hatırla paylaştığımız o günleri
hatırla etrafında olduğum o günleri
dediğin her söze inandım.
kendimi kaybettim,
tıpkı bir çocuk gibi.
gece ya da gündüz olmasını umursamazdım
sadece istedim ki yanımda olasın.
ay doğdu, güneş battı,
her şeye rağmen sen hep etrafımdaydın.
tanrının lütfusun aşkım.
hatırla geçirdiğimiz geceleri
öpüştüğümüz ve
birbirimizi sımsıkı tuttuğumuz günleri.
her şey güzel bir rüya gibiydi
gördüğüm en tatlı kadındın.
nasıl bilebilirdim
aşkımızın devam etmeyeceğini.
gitmek zorunda kalıp
bu muhteşem hikayeyi
bitireceğimi...
şimdi çok üzgün ve kederliyim
burada sensiz ,
ne yapabilirim ki ?
kalbimin en derininden sevmiştim onu.
farkına varmadım zamanın kayıp gittiğini
ah .. çok uzaklarda yaşıyoruz şimdi,
sımsıkı tutunuyorum seninle olan günlerime,
sahipleniyorum geçmişimizi.
tanrının lütfusun aşkım.
devamını gör...

ismi memleketi olan hatay'ın altınözü ilçesinin karsu köyünden gelen sanatçıdır. insanların köylerinin ne güzel isimleri var yahu!
devamını gör...

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
foça / izmir
devamını gör...

ilk örneklerinin kim tarafından verildiği hep tartışma konusu olmuştur. exodus bu türün babasıdır diyen de vardır, bu onuru metallica'ya atfeden de.
en son, türe ait ilk demonun exodus'a, ilk resmi albümün ise metallica'ya ait olduğu konusunda anlaşmaya varılmıştı ama sonra ne oldu ne bitti bilemiyorum...
devamını gör...

1995 yılında kurulan ve çıkardıkları grubun ismini taşıyan cartel albümüyle türkiye’yi bir süre kasıp kavuran ve belli bir yaş grubunun hala sözlerini ezbere bildiği şarkıları ile unutulmaz olan cartel grubunun bileşenlerinden olan grubun adıdır.
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
geceleri almanya sokaklarında gezinerek avlanmaya bayılan gruplardan karakan bir gün diğer bir grup olan cinai şebeke ile karşılar ve yol üstünden de erci e’yi alıp avlanmaya devam ederler.

ziyadesiyle milliyetçi duygularla beslenen grup yabancı düşmanlığına karşı bir arada olarak kendilerini koruma planı yaparlar. daha sonrada göreceğimiz fason rapçilerden daha farklı olarak siyasi bir duruşları ve isyanları vardır onların. kavgalarının bir nedeni vardır. boyunlarına taktıkları madalyonun ağırlığı altında değil yabancı düşmanlığını kol gezdiği bir dönemde yabancı bir ülkede olmanın ağırlığı altında ezilirler.
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
cartel grubu içinde benim favorim emali, ichibaba, ole ve inceefe’den oluşan cinai şebeke ekibi idi. onları dinlerken isyanı ve haksızlığa uğramışlığı hissetmemek elde değildi.

grup daha sonra tekrar birleşse de eski havayı yakalayamadı. solo albümler yapanlar da dikiş tutturamadı. cehennemden çıkan çılgın türk yandı bitti kül oldu.
devamını gör...

bayramınız mübarek olsun canım yazar arkadaşlarım. nice mutlu, tatlılı, şekerli, gülümsemeli bayram diliyorum.
devamını gör...

nasıl ya kim ele verdi bizi.
devamını gör...

özgün adı awakenings olan başrollerini robert de niro robin williams gibi usta oyuncuların paylaştığı 1990 yapımı dram filmdir. yönetmen koltuğunda penny marshall oturuyor.
film bitkisel hayatta yaşayan hastaların bulunduğu bir hastaneye çalışmaya gelen bir doktoru anlatır. onlarla dostluk kurup onları hayata döndürmeye çalışır.
kesinlikle izlenmesi gereken yeni izlediğim için çok üzüldüğüm harika bir filmdir.
izleyip ders çıkarmamız gereken bir klasikti mutlaka izlenmesi gerekir.
--! spoiler !--

hayatta bazı şeyler vardır ve o şeylerin kıymetini bilemeyiz farkında olmayız en basit olarak kitap okumak diş fırçalamak gibi olayların bile kıymetini bilmemiz gerektiğini anlatan müthiş bir eserdi çok etkilendim.

leonard (robert de niro) kitap okuyamıyorum diye ağladığında. 30 yıl sonra uyandığında yeni hayata adapte olmaya çalıştığında çok üzüldüm.
merdivenden inmeye çalışırken küçük bir kız çocuğunun merdivenden yukarı çıkmaya çalışma detayı gerçekten hayran bıraktı beni.
hayat dostluk aşk şefkat gibi kavramları çok güzel ifade eden başarılı bir film alın ailenizi izleyin.
ve bazı hastalıkların tek çözümü insan ruhunu beslemektir bunu bana öğreten bir eserdi. şefkat aşk iş sevgi gibi kavramlara ihtiyacı olan binlerce milyonlarca uyanık hasta var.
insan ruhu ne kadar hassas ve ne kadar kırılgan insanın yüzüne tokat gibi çarpıyor.

--! spoiler !--

ayrıca robert de nironun çok filmini izledim ama burada gerçekten aşmış bir oyunculuk sergilemiş kafayı yemiş çılgınlar gibi oynamış saygı saygı saygı!
bu kadar gerçek bu kadar ustaca kurgulanmış bu filmi izlemeyen yazar arkadaşlar mutlaka izlemelidir.
resimag.com/p1/12d597840f7a.jpeg
devamını gör...

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim