ilişkilerden edinilen tecrübe
annesi gibi x kişisisinin her şeyine koşmayın.
hep verici taraf olmayın.
vazgeçilmez olduğunu hissettirmeyin.
size ait yaşamdan,arkadaşlarınızdan, kişisel alanınızdan ve hobilerinizden asla ama asla vazgeçmeyin.
aile problemleri ve çocukluğa dair travmaları olanlardan uzak durun.
hep verici taraf olmayın.
vazgeçilmez olduğunu hissettirmeyin.
size ait yaşamdan,arkadaşlarınızdan, kişisel alanınızdan ve hobilerinizden asla ama asla vazgeçmeyin.
aile problemleri ve çocukluğa dair travmaları olanlardan uzak durun.
devamını gör...
çocukken sahip olunan yanlış bakış açıları
bakkalda her şeyin bedava olduğunu sanmam. dedem bir keresinde ay sonu gelip bu kadar ne aldın diye kızmasaydı uzun yıllar öyle sanmaya devam ederdim. veresiye defteriyle de o zaman tanışmıştım
devamını gör...
sürekli temel atma töreni yapmak
hani ekşi'de yazıyorlar'ta "vatandaşı olmasaydım matrak, komik bir ülke " diye bu durumu özetliyor.
devamını gör...
keşke konserine gidebilseydim denilen sanatçılar
tercihimi zeki müren den yana kullanıyorum.
devamını gör...
içki sigara zina bağımlısı kadın
benimdir bu, yaptığım işle de gurur duyuyorum. kimseyi kandırmıyorum, neysem oyum.
devamını gör...
clara (yazar)
yaptığı alıntılarla dikkatimi çekmiş yepisyeni yazarımız. hoş gelmiş, iyiki gelmiştir. sözlükte daim olsun.*
devamını gör...
normal sözlük yazarlık rütbeleri
vay arkadaş yine sosyal sınıflar.
devamını gör...
türklerin birinci olduğu konular
(bkz: çay tüketimi)
devamını gör...
sığ insan
(bkz: ali desidero)
devamını gör...
müslümanların en büyük hataları
araştırmamak. inanıyorsun fakat neye inanıyorsun,ne için inanıyorsun,kime inanıyorsun.
(bkz: namazdaki hareketlerin anlamını bilmemek)
(bkz: duayı arapça ezberleyip türkçe'sini öğrenmemek)
(bkz: hadisleri sorgulamamak)
(bkz: hocaları okuyup ve dinleyip hata yapabileceklerini düşünmemek)
diye uzar gider.
(bkz: namazdaki hareketlerin anlamını bilmemek)
(bkz: duayı arapça ezberleyip türkçe'sini öğrenmemek)
(bkz: hadisleri sorgulamamak)
(bkz: hocaları okuyup ve dinleyip hata yapabileceklerini düşünmemek)
diye uzar gider.
devamını gör...
regl anıları
hiç yemek anısı paylaşılmamış mı, benim mi gözümden kaçtı?
kızkardeşlerim beyaz peynirin üzerine fıstık ezmesi sürdüğümüzü, patates kızartmasını profiterol çikolatasına buladığımızı falan neden anlatmıyorsunuz? tüm "midesiz" eleştirilerini tek başıma mı göğüsleyeyim? peki ne diyeyim... canınız sağ olsun.
ama neyse madem vibe bu değil ben de bir duygusal anı paylaşayım. üniversitenin ilk senesi. sınav haftası. gerginim, o dönem önemsiyorum okulu, tüm dersleri vereyim diye kasıyorum. mesaj attı arkadaşım; "mikooo niyazi hoca not vermiş, 10 sayfa bir şey hem de, tüm sorular buradan demiş. haberin olsun, gel al mutlaka." peki. keşke okula daha çok gitseydim; "ya aldığın notu tarat da bana mail at yaa" diyebileceğim samimiyette arkadaş edinseydim diye söyleniyorum. hayatta gidemem. reglim. hava çok sıcak. sınav günü erken giderim desem mümkün değil adam 8:30'da yapıyor sınavı. zaten yarın gittim gittim, öbür gün sınav. yoksa kaldık. hayat çok zor yaa...
ertesi gün oluyor. tüm lanetliğim üzerimde. gitmeyeceğim not almaya falan. 2 saat otobüsle yol mol çekemem. beylikdüzü'nden laleli'ye mi gidilir zaten ya her gün? böyle saçmalık olamaz. vur kafayı yat diyorum. kalırsan kalırsın. ama önce bi' sevgilimi arayayım. açmıyor telefonu, gıcık oluyorum. yatmaya devam ediyorum. annem geliyor bir ara.
-kalk bir şeyler ye de ilaç iç.
-yok anne ya, bırak yatayım ben.
çıkıyor. bir süre sonra bir daha geliyor;
-mikoo mikoo, uyan kızım.
-ya anne bir sal beni yaa...
-kızım kalk. arkadaşın geldi, kapıda.
-ya tamam söyle gelsin, kim geldi. kalkmıcam ben.
-yavrum şeyma değil, o çocuk geldi, adı neydi?
-hangi çocuk ya? anne ne diyosun ya?
-ya kızım yok mu o çocuk. ya of neydi adı?
sessizlik... bilinçsizlik. kısa bir an sonra gelen oha anı! ya deli mi bu adam? niye geldi kapıya! kalkıyorum hemen. nabzım 130 falan. annem gülerek çıkıyor odadan. ben de peşinden. ay sonra hemen geri dönüyorum. üstüme başıma bir çeki düzen vereyim. saçlarım cadı gibi. annemin beni kaldırma çabası, benim bütün gün uyumuş halimle şişmiş yüzümü haline yoluna koyma çabam, tüm bunların aldığı zaman, temizinden bir 15 dakika beklemiş garibim kapıda. teşrif ediyorum sonunda. gitmiş notu almış. onu verip gidecekmiş. rahatsızlık verdiği için çok üzgünmüş. annem kabardıkça kabarıyor.
-ay oğlum ne rahatsızlığı, hava çok sıcak, geç serinle biraz içerde.
-yok efendim, hiç tutmayayım, benim de işlerim var biraz, onları hallederim, miko da yorulmasın.
-peki nasıl istersen evladım.
baş başa kalıyoruz kısa bir an. uzanıp öpüyor. göz kırpıp açıyor asansörün kapısını. bakakalıyorum arkasından.
geçemedim o sınavdan ertesi gün. çalışmadım nota daha doğrusu. nota hiç bakamayacak kadar mutluydum. pişman da olmadım.
kızkardeşlerim beyaz peynirin üzerine fıstık ezmesi sürdüğümüzü, patates kızartmasını profiterol çikolatasına buladığımızı falan neden anlatmıyorsunuz? tüm "midesiz" eleştirilerini tek başıma mı göğüsleyeyim? peki ne diyeyim... canınız sağ olsun.
ama neyse madem vibe bu değil ben de bir duygusal anı paylaşayım. üniversitenin ilk senesi. sınav haftası. gerginim, o dönem önemsiyorum okulu, tüm dersleri vereyim diye kasıyorum. mesaj attı arkadaşım; "mikooo niyazi hoca not vermiş, 10 sayfa bir şey hem de, tüm sorular buradan demiş. haberin olsun, gel al mutlaka." peki. keşke okula daha çok gitseydim; "ya aldığın notu tarat da bana mail at yaa" diyebileceğim samimiyette arkadaş edinseydim diye söyleniyorum. hayatta gidemem. reglim. hava çok sıcak. sınav günü erken giderim desem mümkün değil adam 8:30'da yapıyor sınavı. zaten yarın gittim gittim, öbür gün sınav. yoksa kaldık. hayat çok zor yaa...
ertesi gün oluyor. tüm lanetliğim üzerimde. gitmeyeceğim not almaya falan. 2 saat otobüsle yol mol çekemem. beylikdüzü'nden laleli'ye mi gidilir zaten ya her gün? böyle saçmalık olamaz. vur kafayı yat diyorum. kalırsan kalırsın. ama önce bi' sevgilimi arayayım. açmıyor telefonu, gıcık oluyorum. yatmaya devam ediyorum. annem geliyor bir ara.
-kalk bir şeyler ye de ilaç iç.
-yok anne ya, bırak yatayım ben.
çıkıyor. bir süre sonra bir daha geliyor;
-mikoo mikoo, uyan kızım.
-ya anne bir sal beni yaa...
-kızım kalk. arkadaşın geldi, kapıda.
-ya tamam söyle gelsin, kim geldi. kalkmıcam ben.
-yavrum şeyma değil, o çocuk geldi, adı neydi?
-hangi çocuk ya? anne ne diyosun ya?
-ya kızım yok mu o çocuk. ya of neydi adı?
sessizlik... bilinçsizlik. kısa bir an sonra gelen oha anı! ya deli mi bu adam? niye geldi kapıya! kalkıyorum hemen. nabzım 130 falan. annem gülerek çıkıyor odadan. ben de peşinden. ay sonra hemen geri dönüyorum. üstüme başıma bir çeki düzen vereyim. saçlarım cadı gibi. annemin beni kaldırma çabası, benim bütün gün uyumuş halimle şişmiş yüzümü haline yoluna koyma çabam, tüm bunların aldığı zaman, temizinden bir 15 dakika beklemiş garibim kapıda. teşrif ediyorum sonunda. gitmiş notu almış. onu verip gidecekmiş. rahatsızlık verdiği için çok üzgünmüş. annem kabardıkça kabarıyor.
-ay oğlum ne rahatsızlığı, hava çok sıcak, geç serinle biraz içerde.
-yok efendim, hiç tutmayayım, benim de işlerim var biraz, onları hallederim, miko da yorulmasın.
-peki nasıl istersen evladım.
baş başa kalıyoruz kısa bir an. uzanıp öpüyor. göz kırpıp açıyor asansörün kapısını. bakakalıyorum arkasından.
geçemedim o sınavdan ertesi gün. çalışmadım nota daha doğrusu. nota hiç bakamayacak kadar mutluydum. pişman da olmadım.
devamını gör...
bahar
en sevdiğim mevsimdir. bahsedilen ilkbahar mı yoksa sonbahar mı emin değilim açıkçası ama ben hangisini daha çok sevdiğime karar veremiyorum zaten çaktırmayalım en sevdiğim diyip geçelim*. havaların ne çok soğuk ne çok sıcak yani en güzel olduğu mevsimlerdir ayrıca benim gibi her türlü ceket-mont-hırka giymeyi sevenler için de mükemmel bi fırsattır bu dönemler.
devamını gör...
tanım girecek başlık bulamamak
yazarları akıştan ziyade rastgele sekmesinde gezmeye iten durumdur. forumsal ve kopyala-yapıştır yapılan haber başlıklarından kaçmak için şu an en iyi yol bu görünüyor.
devamını gör...
normal sözlük için öneriler
bilgisayardan görsel yükleyebilme seçeneği olursa tadından yenmez. linkler kırılıp dökülüyor bazen. geriye dönüp hepsini tek tek kontrol etmek gibi bir şansımız olmadığından çirkin bir görüntü ortaya çıktığı gibi, resim üzerinden anlatılmış bir konu varsa o da boşa gitmiş oluyor.
devamını gör...
kaptan
attila ilhan in bes bolumden olusan uzun siiri.
"kalbim bakır bir mangır gibi boynuma asılmış
ondan kurtulmak için sürgünlere gitmeye razıyım
nehir gemilerinde muçoluk etmeye ölmeye
seni terk etmeye razıyım parasız pulsuz çekip gitmeye
kur’andaki bütün belâlara tevrattaki bütün belâlara
ibranice öğrenmeye razıyım hapis yatmaya
kalbim yüzünden mademki ellerimi parçaladım
kalemimi kırdım hayatımı çignedim ağladım
mademki en büyük düşmanım kalbim benim kendimin
onu inkâr ediyorum kalbimi inkâr ediyorum
geceleri benim için dua etmelisiniz"
"kalbim bakır bir mangır gibi boynuma asılmış
ondan kurtulmak için sürgünlere gitmeye razıyım
nehir gemilerinde muçoluk etmeye ölmeye
seni terk etmeye razıyım parasız pulsuz çekip gitmeye
kur’andaki bütün belâlara tevrattaki bütün belâlara
ibranice öğrenmeye razıyım hapis yatmaya
kalbim yüzünden mademki ellerimi parçaladım
kalemimi kırdım hayatımı çignedim ağladım
mademki en büyük düşmanım kalbim benim kendimin
onu inkâr ediyorum kalbimi inkâr ediyorum
geceleri benim için dua etmelisiniz"
devamını gör...
aynaya bakınca yaşlandığını anlamak
fena üzen durumdur. herkes söyleyince bir şey olmaz da kendin bu durumu fark edince biraz tuhaf olur. kendinin kendine yalan söylemeyeceğini bilirsin çünkü.
devamını gör...
erenumab
migren profilaksisinde kullanılan cgrp reseptörüne bağlanarak etki gösteren monoklonal antikordur.
devamını gör...
arada sırada radyo yayını
esasında, "insan, evren ve memeler" isimli bu programda *,
"yerçekimsiz ortamda spor sütyeni mi giyilmeli yoksa normalleri de olur mu?" gibi herkesin merak ettiği soruların cevaplarının yanı sıra,
"sütyen numarası isimleri verilen takım yıldızlarını tanıyalım",
"büyük hadron ve çarpışan memeler",
"sen biraz sağcısın galiba diyen kadına uzaydayız uzayda yön yoktur diye cevap veren erkeğin asıl amacı",
gibi konu başlıklarının da geçmesini umuyorum.
l- sen trolleri savundun!
m- savunmadım! sen gizli bir entelsin!
l- sen savundun!
m- terbiyesiz!
l- aaa. bak, bak, bak...
m- savunmadım! çıkar göster!
l- ben göstericem...
m- ahlaksız adam!
şaka maka ben de çok merak ediyorum nasıl bir yayın olacak. heyecanla bekliyoruz efenim.
"yerçekimsiz ortamda spor sütyeni mi giyilmeli yoksa normalleri de olur mu?" gibi herkesin merak ettiği soruların cevaplarının yanı sıra,
"sütyen numarası isimleri verilen takım yıldızlarını tanıyalım",
"büyük hadron ve çarpışan memeler",
"sen biraz sağcısın galiba diyen kadına uzaydayız uzayda yön yoktur diye cevap veren erkeğin asıl amacı",
gibi konu başlıklarının da geçmesini umuyorum.
l- sen trolleri savundun!
m- savunmadım! sen gizli bir entelsin!
l- sen savundun!
m- terbiyesiz!
l- aaa. bak, bak, bak...
m- savunmadım! çıkar göster!
l- ben göstericem...
m- ahlaksız adam!
şaka maka ben de çok merak ediyorum nasıl bir yayın olacak. heyecanla bekliyoruz efenim.
devamını gör...
kadın sünneti
(bkz: waris dirie)
somalili fakir bir ailenin on iki çocuğundan biriydi. henüz beş yaşındayken içinde bulunduğu toplumun adetlerine göre sünnet edildi. 13 yaşına geldiğinde 5 deve karşılığında altmış yaşındaki bir adam ile evlendirileceğini öğrenince uzun çöl yürüyüşleri ve türlü zorluklarla ingiltereye kadar kaçtı. karın tokluğuna hizmetçilik yaptı. kimi zaman sokakta kimi zaman da yurtlarda kaldı.
18 yaşında bir fast food restoranında temizlikçi olarak çalışırken tesadüfi olarak prelli takviminin de fotoğrafçısı olan terence donovan tarafından keşfedilerek naomi campbell ile birlikte prelli takviminde yer aldı. şöhret basamaklarını hızla tırmandı. chanel, levi's, l'oréal, revlon gibi markaların reklam yüzü oldu.

küçük bir çocukken sünnet edilmesi ile yaşadığı travmayı unutmadı. kadın sünnetine karşı dernek kurdu. birleşmiş milletler temsilciliğinin yanında bir çok sosyal projede yeraldı. sünnetin kadın üzerinde nasıl bir etki bıraktığını hayatının anlatıldığı çöl çiçeği filmini izleyerek görebilirsiniz.
somalili fakir bir ailenin on iki çocuğundan biriydi. henüz beş yaşındayken içinde bulunduğu toplumun adetlerine göre sünnet edildi. 13 yaşına geldiğinde 5 deve karşılığında altmış yaşındaki bir adam ile evlendirileceğini öğrenince uzun çöl yürüyüşleri ve türlü zorluklarla ingiltereye kadar kaçtı. karın tokluğuna hizmetçilik yaptı. kimi zaman sokakta kimi zaman da yurtlarda kaldı.
18 yaşında bir fast food restoranında temizlikçi olarak çalışırken tesadüfi olarak prelli takviminin de fotoğrafçısı olan terence donovan tarafından keşfedilerek naomi campbell ile birlikte prelli takviminde yer aldı. şöhret basamaklarını hızla tırmandı. chanel, levi's, l'oréal, revlon gibi markaların reklam yüzü oldu.

küçük bir çocukken sünnet edilmesi ile yaşadığı travmayı unutmadı. kadın sünnetine karşı dernek kurdu. birleşmiş milletler temsilciliğinin yanında bir çok sosyal projede yeraldı. sünnetin kadın üzerinde nasıl bir etki bıraktığını hayatının anlatıldığı çöl çiçeği filmini izleyerek görebilirsiniz.
devamını gör...
dünya dışı yaşam
dünya dışı yaşam dendiğinde akıllara insan formu gibi evrimin son halkası hayal edilse de aslında ufacık minicik bir bakteri bile yeterlidir dünya dışı yaşamın ispatına.
devamını gör...