yorgancı
el işi yorgan diken zanaatkara verilen isimdir.
eskiden, şehrin her mahallesine en az bir tane düşerdi. çarşıda birden fazla olurdu.
tertemiz bir dükkan olurdu. yorgan dikme için dev bir podyumu olurdu. podyumun duvarları rengarenk, farklı desenlerde atlas, saten yorganlarla dolu olurdu.
bir tane abi, bir elinde iğne, bir elinde yüksük, elinde yorgan dikerdi.
yorgancı, marifetine göre farklı farklı motiflerle, yorganlar hazırlar.
desendeki amaç, yün yada pamuğun yorganın her tarafına eşit yayılmasını, estetik bir görüntü haline getirmektir.
rengarenk saten yorganlar, beyaz çarşafla giydirilir-kaplanır. sateni ve deseni nevresim ile yok edilmezdi.
yorganlar pamuk ise yıkanmaz, her yaz mevsimi güneşlenerek temizlenir.
yün yorganlar, arzu edilirse yıkanabilir.
şimdilerde, mahalle aralarında, yorgancılar hazır yorgan satarak yada minder dikerek, devam etmeye çalışıyorlar hayata.
hazır tekstil ürünleri arttığı için,büyük bir ihtimalle, yorgancılık onlardan sonraya geçemeyecek.
trabzon'da kemeraltı'nda yorkancı levhası olan bir tane vardı. her geçişte ilgimi çekerdi. bizim oraların şivesi miydi, yoksa bir levhacının anlık icadı olan bir kekime miydi , allah bilir.
eskiden, şehrin her mahallesine en az bir tane düşerdi. çarşıda birden fazla olurdu.
tertemiz bir dükkan olurdu. yorgan dikme için dev bir podyumu olurdu. podyumun duvarları rengarenk, farklı desenlerde atlas, saten yorganlarla dolu olurdu.
bir tane abi, bir elinde iğne, bir elinde yüksük, elinde yorgan dikerdi.
yorgancı, marifetine göre farklı farklı motiflerle, yorganlar hazırlar.
desendeki amaç, yün yada pamuğun yorganın her tarafına eşit yayılmasını, estetik bir görüntü haline getirmektir.
rengarenk saten yorganlar, beyaz çarşafla giydirilir-kaplanır. sateni ve deseni nevresim ile yok edilmezdi.
yorganlar pamuk ise yıkanmaz, her yaz mevsimi güneşlenerek temizlenir.
yün yorganlar, arzu edilirse yıkanabilir.
şimdilerde, mahalle aralarında, yorgancılar hazır yorgan satarak yada minder dikerek, devam etmeye çalışıyorlar hayata.
hazır tekstil ürünleri arttığı için,büyük bir ihtimalle, yorgancılık onlardan sonraya geçemeyecek.
trabzon'da kemeraltı'nda yorkancı levhası olan bir tane vardı. her geçişte ilgimi çekerdi. bizim oraların şivesi miydi, yoksa bir levhacının anlık icadı olan bir kekime miydi , allah bilir.
devamını gör...
erasmus
tam zamanında -korona gelmeden bir yıl önce- erasmus yapmış biri olarak imkanı olan herkese tavsiye ettiğim, olmayanlara da bir yolunu bulup gidebiliyorlarsa zorlamalarını önerdiğim öğrenci değişim programı. mesela benim erasmus için aldığım borcun bir kısmı hala ödenecek duruyor, mezun olunca ödeyeceğim.
ilk 3 hafta zorlu geçmişti benim için, alışmak, insanlarla kaynaşmak zaman alıyor. çok da dışa dönük bir insan olmayan benim için daha da zordu. ingilizce konuşma yeteneklerime de pek güvenmiyordum başlarda, ama biraz kabuğunuzdan sıyrılınca çok rahat ilerliyor.
son günlerine yaklaştıkça fazladan biraz daha kalmak adına her türlü yola başvurmak da erasmus sevdasına dahil bence.
çok kısa sürede bir sürü farklı milletten, kültürden insanlarla tanışıyor, fazlaca da gezme fırsatı yakalıyorsunuz. haliyle vizyonunuz ve hayata bakış açınız oldukça değişiyor.
dünyada ilk 100de bulunan iyi bir teknik okulda erasmus yapmama ve aldığım 6 dersin 5 ini iyi notla geçmeme rağmen eğlenmeye, dinlenmeye bol bol vaktimin kaldığı, kesinlikle türkiye'deki kadar stresli bir ders/ödev/sınav sistemi olmayan bir ortamdı. biraz bütçe ayırabilirseniz birkaç kez ülke dışı gezilerde de bulunabilirsiniz rahatça.
hayatınızın hem en zor hem de en güzel günleri olacak muhtemelen. kıymetini bilin.
erasmus yapacaklara bir kaç küçük tavsiyede bulunacak olursam da;
-eğer ingilizce dışında yeni bir dil öğrenme gibi bi arzunuz varsa yerel halkın ingilizceyi yaygın olarak bildiği ve kullandığı bir ülke tercih etmeyin. böylece yerel dili öğrenmek zorunda kalacaksınız. diğer türlü insan kendini dil öğrenmeye veremiyor. (ben verememiştim en azından)
-önceliğinizi iyi belirleyin:
a) iyi bir üniversiteye gideyim, ilerde referans olarak kullanabileyim, hem de kaliteli bir eğitim alayım diyorsanız iyi bir üniversite seçin, ama diğer erasmus yapan arkadaşlarınıza oranla bir tık fazla ders çalışmanız gerekebilir. bunun bilincinde olun.
b) ben ders çalışmak istemiyorum diyorsanız da tercihinizi görece ucuz, daha düşük eğitim standardı olan ülkelerden yana kulllanın. böylece hem bol bol vaktiniz hem de bol bol paranız olur. eğer boş yapmak için iyi bir üniversiteye giderseniz geçmeniz gereken toplam kredi sayısını tamamlamakta zorlanabilir, hibenizin %20sini alamayabilir hatta üzerine geri ödeme yapmak durumunda kalabilirsiniz.
-gideceğiniz ülkeyi/şehri iyi araştırın. ikliminden, insanlarından bi haber gitmeyin . böylece sizi neyin beklediğini bilir ve hayal kırıklığına uğramazsınız.
- kalacak yer ayarlama işlerini kesinlikle son ana bırakmayın, genelde okulların anlaşmalı olduğu yerler oluyor. onu kullanın. kendiniz de bulabilirsiniz elbet, ama çok daha zorlu bir süreç olur.
benim söyleyeceklerim şimdilik bu kadar. hollanda/delft özelinde sorusu olan olursa cevaplayabilirim
ilk 3 hafta zorlu geçmişti benim için, alışmak, insanlarla kaynaşmak zaman alıyor. çok da dışa dönük bir insan olmayan benim için daha da zordu. ingilizce konuşma yeteneklerime de pek güvenmiyordum başlarda, ama biraz kabuğunuzdan sıyrılınca çok rahat ilerliyor.
son günlerine yaklaştıkça fazladan biraz daha kalmak adına her türlü yola başvurmak da erasmus sevdasına dahil bence.
çok kısa sürede bir sürü farklı milletten, kültürden insanlarla tanışıyor, fazlaca da gezme fırsatı yakalıyorsunuz. haliyle vizyonunuz ve hayata bakış açınız oldukça değişiyor.
dünyada ilk 100de bulunan iyi bir teknik okulda erasmus yapmama ve aldığım 6 dersin 5 ini iyi notla geçmeme rağmen eğlenmeye, dinlenmeye bol bol vaktimin kaldığı, kesinlikle türkiye'deki kadar stresli bir ders/ödev/sınav sistemi olmayan bir ortamdı. biraz bütçe ayırabilirseniz birkaç kez ülke dışı gezilerde de bulunabilirsiniz rahatça.
hayatınızın hem en zor hem de en güzel günleri olacak muhtemelen. kıymetini bilin.
erasmus yapacaklara bir kaç küçük tavsiyede bulunacak olursam da;
-eğer ingilizce dışında yeni bir dil öğrenme gibi bi arzunuz varsa yerel halkın ingilizceyi yaygın olarak bildiği ve kullandığı bir ülke tercih etmeyin. böylece yerel dili öğrenmek zorunda kalacaksınız. diğer türlü insan kendini dil öğrenmeye veremiyor. (ben verememiştim en azından)
-önceliğinizi iyi belirleyin:
a) iyi bir üniversiteye gideyim, ilerde referans olarak kullanabileyim, hem de kaliteli bir eğitim alayım diyorsanız iyi bir üniversite seçin, ama diğer erasmus yapan arkadaşlarınıza oranla bir tık fazla ders çalışmanız gerekebilir. bunun bilincinde olun.
b) ben ders çalışmak istemiyorum diyorsanız da tercihinizi görece ucuz, daha düşük eğitim standardı olan ülkelerden yana kulllanın. böylece hem bol bol vaktiniz hem de bol bol paranız olur. eğer boş yapmak için iyi bir üniversiteye giderseniz geçmeniz gereken toplam kredi sayısını tamamlamakta zorlanabilir, hibenizin %20sini alamayabilir hatta üzerine geri ödeme yapmak durumunda kalabilirsiniz.
-gideceğiniz ülkeyi/şehri iyi araştırın. ikliminden, insanlarından bi haber gitmeyin . böylece sizi neyin beklediğini bilir ve hayal kırıklığına uğramazsınız.
- kalacak yer ayarlama işlerini kesinlikle son ana bırakmayın, genelde okulların anlaşmalı olduğu yerler oluyor. onu kullanın. kendiniz de bulabilirsiniz elbet, ama çok daha zorlu bir süreç olur.
benim söyleyeceklerim şimdilik bu kadar. hollanda/delft özelinde sorusu olan olursa cevaplayabilirim
devamını gör...
yazarların sürekli aldığı sorular
-kaç yaşındasınız?
-46, kırk altı
-göstermiyorum ama değil mi?
-vallahi göstermiyorsunuz.
-biliyorum.
-46, kırk altı
-göstermiyorum ama değil mi?
-vallahi göstermiyorsunuz.
-biliyorum.
devamını gör...
an itibarıyla yazarların nerede olup ne yaptığı sorusu
balkondayım, take me to church çalıyor fonda. sigara içerek tanım okuyorum. bir gram sıkılmadım çünkü harika insanları takip ediyormuşum. bir kez daha fark ettim. hem kendimin hem onların alınlarından öpüyorum. *
devamını gör...
insanın en hastalıklı duygusu
birine ya da bi şeye karşı duyulan kin ve nefret. yakın çevremdekiler sağ olsun nelere yol açtığını çok iyi görme şansım oldu ve gerçekten kendine de etrafındakilere de çok fazla zarar veren korkunç bi his, duygu.
devamını gör...
kürtleri sevmemek
öncelikle bu bir ifade özgürlüğü değildir, bir duygu durumudur. toplumun hiçbir kesimini sevmek zorunda değilsiniz, eyvallah.
ama meseleyi sübjektif zeminde ele alıyorsanız kusura bakmayın da bilinçaltınızda bir hastalık var demektir.
yani şöyle bir şey olabilir mi: ben fransızları sevmiyorum yaa!
sevme kardeşim bana ne! ben de italyanlara hastayım noolacak şimdi?
abi şimdi gidiyorsun, toplu iğnenin ucuyla işaret parmağını hafifçe kanatıyorsun tamam mı? eğer kanın mavi akmıyorsa sonsuza kadar ifadeni özgürleştirmiyorsun. kapiş?
ama meseleyi sübjektif zeminde ele alıyorsanız kusura bakmayın da bilinçaltınızda bir hastalık var demektir.
yani şöyle bir şey olabilir mi: ben fransızları sevmiyorum yaa!
sevme kardeşim bana ne! ben de italyanlara hastayım noolacak şimdi?
abi şimdi gidiyorsun, toplu iğnenin ucuyla işaret parmağını hafifçe kanatıyorsun tamam mı? eğer kanın mavi akmıyorsa sonsuza kadar ifadeni özgürleştirmiyorsun. kapiş?
devamını gör...
yeni neslin tüm bilgilere çabucak ulaşabilmesi
yeni neslin internet ve arama motorları sayesinde tüm bilgilere çabucak ulaşabilmesi.
eskiden insanlar farklı konularda, farklı bilgilere sahipti. bu yüzden arkadaşlıklar daha yaygındı.
artık sorular arama motorlarına soruluyor. bu durum yeni arkadaşlıkların önünü azda olsa kapatıyor.
teknolojinin faydaları göz önünde bulundurulunca bu durum çokta önemsemiyor tabi.
eskiden insanlar farklı konularda, farklı bilgilere sahipti. bu yüzden arkadaşlıklar daha yaygındı.
artık sorular arama motorlarına soruluyor. bu durum yeni arkadaşlıkların önünü azda olsa kapatıyor.
teknolojinin faydaları göz önünde bulundurulunca bu durum çokta önemsemiyor tabi.
devamını gör...
normal sözlük yazarlarını engelleyen en ünlü kişi
sagopa kajmerdir.
abi cezayla barış lan yazmıştım yıllar önce twitter’dan engellemişti.
abi cezayla barış lan yazmıştım yıllar önce twitter’dan engellemişti.
devamını gör...
fal bakan sözlük yazarları
fal bakan kişiye sesleniyorum;
"seni tanımak istiyorum yiğidim beni ara"
"seni tanımak istiyorum yiğidim beni ara"
devamını gör...
suriyelilere yönelik olumsuz tutumlar
ancak empati yoksunu olma ile açıklanabilecek tutumlardır.
içinde yer aldığım stk'lar ve denk geldiğim bir çok suriyeli olan diyaloglarımdan yola çıkarak sahip olduğum kanaatler.
*sanılanın aksine bir tanesinin bile sonsuza kadar türkiye'de yaşamak gibi nir merağı yok.
*evliliklerini mümkün mertebe kendi içlerinde yapıyorlar.
*en ağır işlerde çalışarak sadece yaşamaya çalışıyorlar. iş seçmiyorlar.
*ehliyetleri bile bizde geçerli değil. işe girmek için ehliyet kursuna gitmek zorundalar.
*erkeklerin çoğu bir süre savaşmış bir faydası olmadığının farkına varınca türkiye'de gelmişler.
*her isteyen gelemiyor, ailesi lübnan'da olan kendi türkiye'de okuyan ve yıllardır ailesini görmeyen suriyeliler var.
*onları kandıran, her şeylerini alan bazı türkler yüzünden, geri dönmek isteyenleri var.
ps: yolda kalmışlar onlar. yolda kalmış gariptir.
merhamet hak eden insanlar onlar.
allah yar ve yardımcıları olsun.
içinde yer aldığım stk'lar ve denk geldiğim bir çok suriyeli olan diyaloglarımdan yola çıkarak sahip olduğum kanaatler.
*sanılanın aksine bir tanesinin bile sonsuza kadar türkiye'de yaşamak gibi nir merağı yok.
*evliliklerini mümkün mertebe kendi içlerinde yapıyorlar.
*en ağır işlerde çalışarak sadece yaşamaya çalışıyorlar. iş seçmiyorlar.
*ehliyetleri bile bizde geçerli değil. işe girmek için ehliyet kursuna gitmek zorundalar.
*erkeklerin çoğu bir süre savaşmış bir faydası olmadığının farkına varınca türkiye'de gelmişler.
*her isteyen gelemiyor, ailesi lübnan'da olan kendi türkiye'de okuyan ve yıllardır ailesini görmeyen suriyeliler var.
*onları kandıran, her şeylerini alan bazı türkler yüzünden, geri dönmek isteyenleri var.
ps: yolda kalmışlar onlar. yolda kalmış gariptir.
merhamet hak eden insanlar onlar.
allah yar ve yardımcıları olsun.
devamını gör...
çamlıca camii'nin faturası
290 milyon 601 bin dolardır.
yani belki de bir kere bile dolmayacak, tamamen şov amaçlı yapılan camiye 2 milyar lira gömdüler. ama aşıya para yok.
sonra kızıyorlar ama, islam: iflastır.
buradan
edit: küfürlü-küfürsüz mesajlar geliyor. islam:iflas dememe bozulmuş müslüman arkadaşlar. bu ülke 20 senedir müslüman olduğu için seçilen kadrolar tarafından yönetiliyor. her boku yediler, her pisliği yaptılar ama sorgulanmadılar. bizzat taraftarlarından "allahsızlar çalacağına allahlılar çalsın" gibi garebetler duydum sık sık. din müthiş bir kalkan ve bunu dinin dibini sıyırana kadar kullandılar. şimdi bazı müslüman arkadaşlar biz de sevmiyoruz biz de oy vermedik haksızlık falan diyecekler. çıkıp da bir kere itiraz etmediniz ki? yahu müslümanın çocuğuna, kuran kursu vakıflarında tecavüz ettiler, ona bile dinsiz denilen üniversiteli gençler sokağa çıktı.
15 euroluk yolu 120 euro maliyet gösterip yaptılar. yapacak yol bitti. 5000 seyircisi olan takımlara 40bin kişilik stat yaptılar. yapacak stat bitti. ama sınırsız cami yapabilirler. niye??? bizim müslümanların hoşuna gidiyor çünkü.
islam iflastır arkadaşlar. çünkü karanlığı örter, hırsızlığı örter, cinayeti örter. friedrich nietzsche'nin umut tanımı gibidir yani: işkenceyi uzatan bir iflastır. bunu anladığınız gün daha huzurlu bir vicdanla yapacaksınız ibadetinizi.
yani belki de bir kere bile dolmayacak, tamamen şov amaçlı yapılan camiye 2 milyar lira gömdüler. ama aşıya para yok.
sonra kızıyorlar ama, islam: iflastır.
buradan
edit: küfürlü-küfürsüz mesajlar geliyor. islam:iflas dememe bozulmuş müslüman arkadaşlar. bu ülke 20 senedir müslüman olduğu için seçilen kadrolar tarafından yönetiliyor. her boku yediler, her pisliği yaptılar ama sorgulanmadılar. bizzat taraftarlarından "allahsızlar çalacağına allahlılar çalsın" gibi garebetler duydum sık sık. din müthiş bir kalkan ve bunu dinin dibini sıyırana kadar kullandılar. şimdi bazı müslüman arkadaşlar biz de sevmiyoruz biz de oy vermedik haksızlık falan diyecekler. çıkıp da bir kere itiraz etmediniz ki? yahu müslümanın çocuğuna, kuran kursu vakıflarında tecavüz ettiler, ona bile dinsiz denilen üniversiteli gençler sokağa çıktı.
15 euroluk yolu 120 euro maliyet gösterip yaptılar. yapacak yol bitti. 5000 seyircisi olan takımlara 40bin kişilik stat yaptılar. yapacak stat bitti. ama sınırsız cami yapabilirler. niye??? bizim müslümanların hoşuna gidiyor çünkü.
islam iflastır arkadaşlar. çünkü karanlığı örter, hırsızlığı örter, cinayeti örter. friedrich nietzsche'nin umut tanımı gibidir yani: işkenceyi uzatan bir iflastır. bunu anladığınız gün daha huzurlu bir vicdanla yapacaksınız ibadetinizi.
devamını gör...
okuduğun kitaptan bir alıntı bırak
“karanlığın içinde yaşayanlar aydınlıktan hoşlanmazlar, yalanlara alışanlar gerçekleri sevmezler”.
devamını gör...
klasikleşmiş yalanlar
birisiyle buluşacakken nerdesin diye aradıklarında daha evden çıkılmadığı halde 'çıktım yoldayım' demek.
devamını gör...
gündemi takip etmemek
uzuun zamandır göremediğim bir arkadaşımla dün yaptığımız sohbetten küçük bir bölüm.
ıki çocuğun büyüğü kız, küçük erkek.
kız oldukça çalışkan, sorumluluk sahibi, hiç bir şekilde kendisiyle ilgili bir soruna fırsat vermeyecek türden.
erkek ise tam tersi, herşey sorun, yapacağı tek şey ders çalışmak, ama nerdee, uzaktan yakından alakalı değil. anne baba durumu sorgulandığında da,
" bütün iyi güzel huyları ablama vermişsiniz, bana da bu kalmış " oluyormuş cevap.
ben şimdi, ülke gündeminden kaçan bugünkü nesli, yukarıdaki her işi kendince evirip çevirmeyi meslek edinmiş delikanlıya benzetiyorum.
gündem dediğinde, vay efendim senmisin bunu söyleyen,
kafa dinliyorlarmış da ( kafa nerde yoruluyorsa) , gündem kirliymiş de, umut yokmuş da vs.vs.
ya bu dünyada halkına tüm sistemin temelleri oturtulmuş yepyeni özgür bir ülkeyi tepside sunan tek bir lider çıkmış.
mustafa kemal atatürk.
türkiye cumhuriyetini eksiklerine rağmen, en azından özgür bir konumda bu halka adeta armağan etmiş. başka örneği yok.
şimdi bizim gençler, hem kel hem fodul misali, hem hiçbir şeyi beğenmiyor , hem de değişim adına hiçbir şey yapmıyor.
hepsinin gözü yurtdışında. fırsat bulsak da kaçsak diye. yurt dışı da sanki açtı kucağını sen gibi hazır yiyiciyi bekliyor.
yutdışı çalışkan adamı, disiplinli adamı, amacı ideali olan adamı alır,
sen gibi kendi ülkesinin gündemini takip etmekten aciz adamı ne yapacak alıp da,
deyince de, kızıyor bizim gençler.
umarım iyiyi de kötüyü de yapacak olanın kendileri olduğunun farkına varırlar, çok geç olmadan ...
ıki çocuğun büyüğü kız, küçük erkek.
kız oldukça çalışkan, sorumluluk sahibi, hiç bir şekilde kendisiyle ilgili bir soruna fırsat vermeyecek türden.
erkek ise tam tersi, herşey sorun, yapacağı tek şey ders çalışmak, ama nerdee, uzaktan yakından alakalı değil. anne baba durumu sorgulandığında da,
" bütün iyi güzel huyları ablama vermişsiniz, bana da bu kalmış " oluyormuş cevap.
ben şimdi, ülke gündeminden kaçan bugünkü nesli, yukarıdaki her işi kendince evirip çevirmeyi meslek edinmiş delikanlıya benzetiyorum.
gündem dediğinde, vay efendim senmisin bunu söyleyen,
kafa dinliyorlarmış da ( kafa nerde yoruluyorsa) , gündem kirliymiş de, umut yokmuş da vs.vs.
ya bu dünyada halkına tüm sistemin temelleri oturtulmuş yepyeni özgür bir ülkeyi tepside sunan tek bir lider çıkmış.
mustafa kemal atatürk.
türkiye cumhuriyetini eksiklerine rağmen, en azından özgür bir konumda bu halka adeta armağan etmiş. başka örneği yok.
şimdi bizim gençler, hem kel hem fodul misali, hem hiçbir şeyi beğenmiyor , hem de değişim adına hiçbir şey yapmıyor.
hepsinin gözü yurtdışında. fırsat bulsak da kaçsak diye. yurt dışı da sanki açtı kucağını sen gibi hazır yiyiciyi bekliyor.
yutdışı çalışkan adamı, disiplinli adamı, amacı ideali olan adamı alır,
sen gibi kendi ülkesinin gündemini takip etmekten aciz adamı ne yapacak alıp da,
deyince de, kızıyor bizim gençler.
umarım iyiyi de kötüyü de yapacak olanın kendileri olduğunun farkına varırlar, çok geç olmadan ...
devamını gör...
çoklu kişilik bozukluğu
kişilik bölünmesi olarak da biliniyor. tedavide bütün kişilikler bir araya toplanmaya çalışılır. bir kişiliğinde ressam olan birisi bir başka kişiliğinde müzisyen olabilir.
ayşe'de a ve b kişilikleri olsun. ayşe b kişiliğine geçtiğinde a kişiliğindeyken yaptığı hiçbir şeyi hatırlamaz.
yanlış hatırlamıyorsam en fazla kişiliğe sahip olan kişinin 99 farklı kişiliği vardı. en fazla kaç tane olabileceğini hâlâ bilmiyoruz.
ayşe'de a ve b kişilikleri olsun. ayşe b kişiliğine geçtiğinde a kişiliğindeyken yaptığı hiçbir şeyi hatırlamaz.
yanlış hatırlamıyorsam en fazla kişiliğe sahip olan kişinin 99 farklı kişiliği vardı. en fazla kaç tane olabileceğini hâlâ bilmiyoruz.
devamını gör...
nasılsın sorusuna verilecek cevaplar
memleket gibiyim. edip cansever'in dediği gibi:
"gülemiyorsun ya, gülmek bir halk gülüyorsa gülmektir
ne kadar benziyoruz türkiye'ye ahmet abi"
"gülemiyorsun ya, gülmek bir halk gülüyorsa gülmektir
ne kadar benziyoruz türkiye'ye ahmet abi"
devamını gör...
çaresizlik
kanserden kolunu kaybeden bir arkadaşım anlatmıştı o koridorlarda o kadar çaresiz insan varki insan kendi derdine şükrediyor diye
galiba bu duyguyu en çok hissedilebilecek olunan yer hastane koridorları
galiba bu duyguyu en çok hissedilebilecek olunan yer hastane koridorları
devamını gör...
yazarların en sıkıcı özelliği
oyun oynayamamam.
sanalı olsun, konsol ile oynananı olsun, göbek atılanı olsun.
oyun özürlüyüm.
sanalı olsun, konsol ile oynananı olsun, göbek atılanı olsun.
oyun özürlüyüm.
devamını gör...

